1. 1.
    +1
    22. kış olimpiyat oyunları... eğer bir aksilik olmazsa 7 şubat-23 şubat 2014 tarihleri arasında rusya'nın soçi kentinde gerçekleştirilecek. 4 temmuz tarihinde ciudad de guatemalada yapılan ioc toplantısına çok sağlam bir ekiple çıkartma yapan rusya etkileyici sunumuyla kış olimpiyatlarını ilk kez düzenleme hakkını elde etti. ama hikayenin asıl ilginç olan kısmı satır aralarında gizli...

    demir perdenin ışık sızdırmaya başladığı ilk günden itibaren eriyen ve zamanla pul olan itibarını her konuda geri kazanan hatta halkına temettü dağıtmaya bile başlayan rusya, geleceğin kapısı* sloganıyla yola çıktı vladimir putin önderliğinde 2014 yolculuğuna... rusların yaz tatillerini geçirdiği sayılı merkezlerden biri olan soçi, daha doğrusu yaz tatili denildiği anda rusların aklına gelen ilk rus kenti olan soçi; karadenizde kendisinden daha ucuz tatil alternatifleri olmasına*, hatta akdenizde bile kendisinden daha ucuz tatil seçenekleri bulunmasına rağmen -ki bu türkiye oluyor- popülaritesini her zaman muhafaza etti... kente sempatisinden midir yoksa yazlığının burada ikamet etmesinden midir bilinmez, putin döneminde akan oluk oluk yatırımlarla bezenen şehir, kış olimpiyatlarının en çetin adaylarından biri konumundaydı... soçi, avusturyanın salzburg şehri ve güney korenin pyöngçang kentiyle birlikte finale kaldığında hiç kimse şaşırmamıştı...

    finalistleri incelediğimiz zaman her şehrin kendince özellikleri öne çıkıyor: salzburg tam anlamıyla bir sanat başkenti, sadece avusturya'nın değil belki de bütün avrupanın... teknoloji konusunda çok ileri olan koreliler için ufak ama dolu dolu ve şirin bir kent pyöngçang... fakat en önemlisi, iki şehir de sadece ülkelerinde değil, tüm dünyada kış sporları merkezi olarak sükse yapmış şehirler, bu konuda pek çok tesise halihazırda sahipler ve bir kış olimpiyatını kaldırmaları için önlerinde hiçbir engel yok gibi görünüyor... sadece güney kore hakkında güvenlik çekinceleri beyan ediliyor, onu da yoğun diplomatik ilişkiler sonucunda bizzat koreli yetkililer çözüyorlar: kuzey kore, güney koreye kış olimpiyatları için tam destek vereceğini 2006 sonunda tüm dünyaya ilan ediyor. (tabi bu noktada gizlenmiş bir "güney kore bu işi üstlensin, hem belki o zamana kadar züptünyumlu kim jong il füzemizi yapar kafalarına çakarız" düşüncesi olduğunu telakki edenler çıkabilir, ama unutmayalım ki bu tehdit diğer şehirler için de her zaman mevcuttur)

    karşısında bu kadar güçlü adaylar bulunan soçiye de bir bakalım: kendi çapında kayak tesisleri ve güzel bir kış mevsimi bulunan bir yaz tatili başkenti... rusların ve çevresindeki ülkelerde yaşayan insanların "haydi kaymaya gidelim" değil de "haydi yüzmeye, güneşlenmeye gidelim" dediği bir kent; kısaca rusya'nın antalya'sı... düşünsenize, erzurum ve uludağla yarışmak için antalya saklıkenti öne sürmek, hem de rusya gibi bir ülkesiniz ve sınırlarınız içinde kış sporlarıyla nam salmış onlarca daha iyi tesis var...
    ···
  1. 2.
    +1
    belirtmek gerekir ki tesislerinin pek çoğu zaten kullanımda olan güney kore bile 1,5 milyar dolarlık yatırım yapmaya hazır olduğunu, tesislerini yenilemeye ve geliştirmeye eğileceğini beyan etmişti, fakat yine de 8 kat fark olimpiyat üyelerini etkilemiş olmalı-... hatta putin özel sektörden çok büyük rus firmalarını daha olimpiyatları düzenleme hakkını elde etmeden çevresinde topluyor, kalan milyar dolarları da erkenden cebe koyuyor... ülkenin en pahalı yaz tatili merkezini kışıyla da tanıtmak için, dört mevsim turist çeken aktif ve tanınmış bir şehir yaratmak için ilk adımı böylece atıyor putin, hem de olimpiyatlara ev sahipliği yapmak gibi onur verici bir görevle başlıyor bu gelişme...

    2004 atina olimpiyat oyunlarından 10 sene sonra yine bir deniz uzağımızda yeni bir olimpiyat oyunları düzenlenecek, bizim için bir şans... ama hikayenin bizi ilgilendiren kısmı sadece bu olursa olimpiyat oyunlarını ilelebet televizyon ekranlarından izleriz, orası kesin...

    dipnot: bölgenin tarihi geçmişi, olimpiyatları düzenlemeyi bu yönden ne derece hak ettiği ile kış olimpiyatları için bölgede yapılacak çalışmaların çevreye ne kadar zarar vereceği hala tartışma konusu... bunu da belirtmeden geçmeyelim...
    ···
  2. 3.
    +1
    http://www.nosochi2014.com

    sürgün ve soykırım kenti soçide başlayacak kış olimpiyatlarında 7 şubat 2014'de hepimiz çerkesiz.
    ···
  3. 4.
    0
    http://strawpoll.me/1105309
    ···
  4. 5.
    +1
    2014 Soçi Olimpiyatları, Çerkes Soykırımı’nın 150. yıldönümü olacak. Soçi’yi Ruslar için bu denli kutlu bir yılda Kış Olimpiyatları alanı olarak seçmek, Rusya imparatorluğu’nun Çerkes Halkı’na yaptığı zulmün ve sistematik katlidıbının daimi merasiminin temsilidir. Soykırım kurbanlarının toplu mezarları üzerine Olimpik Köy inşası, yapılan bu vahşeti fiilen belleklerden silme çabasını sembolize etmektedir!



    Halen Rusya tarafından tanınmamış, uygar dünyadan ise saklanmakta olan Çerkes Soykırımı, Çerkesya yerli halkının kasten yok edilmesine yönelik bir girişimdi. Soçi’de inşa edilen olimpik stadyumlar ve olimpik köy soykırım sırasında acımasızca katledilen Çerkeslerin toplu mezarları üzerinde yükselmektedir.
    Ruslar tarafından işgal edildikten sonra adını orada Rus kuvvetlerince akıtılan Çerkes kanından alan “Kızıl Çayır” Krasnaya Polyana, gerçek adıyla Kbaada, 2014 Kış Olimpiyat Oyunları’nın merkezi olarak seçilen bu yer, 21 Mayıs 1864 tarihinde o zamanki tüm Çerkes nüfusunun %50’si, 1.5 milyon erkek, kadın, çocuğun hayatını kaybettiği ve Kafkas-Rus Savaşları sonunda Rusların zaferlerini kutladıkları yerdir.
    Çerkesya’nın başkenti Soçi, 1 milyondan fazla Çerkes’in sürgün noktasıdır.
    Bugün kalan nüfusunun yaklaşık %90’ı anavatanından uzakta yaşayan Çerkesler, dünyanın en büyük oransal diasporasına sahip milletidir. Çerkeslerin anavatanlarına dönüş hakkı yoktur.
    Tüm dünyadaki Çerkesler 2014 Olimpiyatları’nın Soçi’de yapılmasına karşı çıkmaktadır.
    Bugün hala Çerkesya halkı devasa stadyumlar, altın madalyalar ve Olimpiyat kutlamalardan çok daha önemli olan temel insan onuru, hak ve hürriyetlerinden yoksun bırakılmıştır.
    Rusya Devleti Başbakan Yardımcısı Dimitri Kozak verdiği demeçte, “Kafkasya’ya hiçbir yatırım yapılmayacağını” kamuoyuna duyurmuştur. Rusya milyarlarca doları, Kuzey Kafkasya’nın altyapısını onarmak ve ekonomisini düzeltmek yerine olimpik stadyum inşa etmek için harcamaktadır. Bunun yerli halka hiçbir ekonomik getirisi olmayacaktır.
    Olimpiyat öncesi bugün bölgede, protestocular gözaltına alınmakta, sesini çıkarmaktan çekinmeden düşüncelerini savunanlar ortadan kaybolmakta ve bölgede yaşayanlar rızaları alınmadan ve kendilerine verilen cüzi bir tazminatla zorla yerlerinden edilmektedirler.
    Soçi bölgesi doğal ekosistemi, bir çevre felaketiyle karşı karşıyadır. Soçi müsabakaları, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan ve koruma altında bulunan “Kafkasya Doğal Rezervleri” için koruyucu kemer niteliğinde bu yerde tesis edilecektir.
    Kuzey Kafkasya’da yaşayan Çerkesler etnik olarak Ruslarla aynı haklara sahip değildir.
    Rusya, Olimpiyatlar çerçevesinde yaptığı hiçbir halkla ilişkiler çalışmasında Soçi’nin yerli halkı Çerkeslerin varlığını kabul etmemiştir. Moskova Soçi’nin gerçek tarihi ile ilgili olarak tüm dünya kamuoyunu aldatmaktadır.
    Rusya Federasyonu sınırları içinde ve Diaspora’da yaşayan Çerkeslerin hiçbiri istedikleri zaman Soçi kentini özgürce ziyaret edememektedirler. Kaldı ki, Olimpiyatlara Soçi’nin yerli halkı Çerkesler hariç herkes davet edilmiştir.
    Antik tarihi M.Ö. 10,000 yılına kadar dayanan arkeolojik alanlar, tarihsel değerine hiçbir saygı gösterilmeksizin, Olimpik buluşma yeri yaratmak için kasten yok edilmektedir.
    Amacı barışı ve uluslar arası işbirliğini spor yoluyla yükseltmek olan Olimpiyatların Rusya gibi riyakar bir ülkede yapılması ahlaka aykırıdır. Rusya diğer dünya halklarına yapılan soykırımları tanımasına rağmen, kendisinin Çerkeslere karşı işlediği soykırımı yok saymayı hala sürdürmektedir.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 6.
    +1
    atalarimin mezarlari ustunde yapilacak olimpiyatlardir. bu yuzden dur denilmesi gerekiyor. bolgede hala cerkez toplumuna ait toplu mezarlar bulunuyor. ruslar cerkesleri kafkasyadan cikartmak icin 1.5 milyon kisiyi katletmis ve bir o kadarini surmustur. olimpiyatlarin burda yapilmasi olimpiyatin anlami olan barisa aykiridir

    bunu protesto icin cerkes diasporasi dunyanin her yerinde cesitli gosteriler duzenlemistir. ayrica bir imza kampanyasi duzenleyerek hala bu olaya engel olmaya calisiyorlar.
    ···
  6. 7.
    +1
    kosova nın bağımsızlığını kazanması ile başlayan yeni süreçte, aşağı yukarı aynı dertlerden muzdarip ancak çok çok daha eskilerden beridir muzdarip olan abhazya nın, olimpiyatların düzenleneceği bölgenin hemen yanıbaşında olmasından ötürü, daha geçen seneye kadar tüm dünya kafkas diasporasıyla beraber kati suretle karşı çıktığı ancak abhaz ülkesinin tam bağımsızlığı ve bu bağımsızlığının tanınması açısından şimdilerde bu çeşitli açma ve germe hareketlerinin, topraklarını müdafa için 1860 larda çarlık rus ordusu ile çarpışa çarpışa hayatını kaybetmiş ubih savaşçılar üzerinde yapılmasını makul gördüğü etkinlik.

    kanada'da düzenlenen kış olimpiyatlarında kanada'yı oluşturan unsurların hiç biri atlanmadan yapılan görkemli açılış töreni gibi özellikle soçi'nin gerçek sahipleri olan ubıhlar'ın hakim olacağı bir açılış töreni yapılması gereken 2014 yılında gerçekleşecek kış olimpiyat oyunlarıdır.

    soçi vadisinde kanının son damlasına kadar savaşmış bir çoğu hayatını kaybetmiş ataların torunu bir ubıh olarak, fiziksel üstünlük, zeka, disiplin ve sıkı antreman yapanın öne geçtiği ve bu özelliği ile dünya üzerinde mevcut olan en insani ve en barışçıl organizasyonlardan biri olan olimpiyatların atalarımın kanları ile sulanmış olan topraklarda yapılmasına itirazım yok. hatta olimpiyatların bu özelliği büyük sürgünden önce o coğrafyada yaşayan çerkes gençlerinin eğitiliş şekline de oldukça yakın olduğundan anlamlı olarak bile değerlendirilebilir.

    barış rüzgarlarının o coğrafyada esmesi hoşuma gideceği gibi bir zamanlar hükmettiğimiz toprakları ve atalarımın bir zamanlar üzerinde yaşadığı sevdiği sevildiği savaştığı koruduğu bölgeleri tahminler yürüterek de olsa gidip görebilmek adına bu olimpiyatların, bir koşuşturma içinde hızla geçip giden ömrümüz içinde, bir fırsat olacak olması açısından heyecanlanmıyor da değilim. çarlık rusyası'nın soykırımından sovyet rusya'yı sorumlu tutmadığım gibi bugünün rusyası'nı da çarlık döneminin zorbalıklarından sorumlu tutmak gibi mantık dışı bir düşünce içinde değilim.
    ···
  7. 8.
    +1
    bizzat ailesi büyük kayıplar vererek bu savaşların içinden çıkıp gelmiş türkiye'ye yerleşmiş insanların torunları olmam hasebiyle hem çerkesliğinden hem türklüğünden gurur duyan bir insan olarak şu ana kadar yapılmış olan 2014 soçi kış olimpiyatları'nın soçi'de yapılmaması konusundaki propagandaların hiç birine katılmıyorum üstelik bu şekilde bana göre hatalı bir yaklaşım yerine hem 21 mayıs 1864 soykırımının tanınması hem çerkes halklarının hem de artık dili konuşma hayatından tamamen silinmiş olan ubıh halkının dünyaya tanıtılması ve georges dumezil'in tevfik esenç ile uzun çalışmalar sonucunda hazırlamış olduğu bugün sorbonne kütüphanelerinde bulunan fransızca - ubıhça sözlük gibi önemli bir çalışmanın ingilizce ve türkçe'ye kazandırılması ve ubıhça'nın kurtarılabilmesi için gereken çalışmaların yapılabilmesi adına da bu olimpiyatların mükemmel bir fırsat olabileceğine inanıyorum. tabi ki kullanmayı değerlendirmeyi bilecekler için. yoksa düşmanca tavır takınıp biz bu olimpiyatların atalarımızın mezarlarının üzerinde yapılmasını istemeyiz demekle hiç bir kazanım elde edilemez. oysa ki akıllı yaklaşımlar ile çok önemli kazanımlar elde edilebilir en azından soçi'nin gerçek sahipleri olan ubıh'ların tanınması kaybolan kültürel değerlerinin korunabilmesi adına.

    “soçi olimpiyatlari’na hayir kampanyasi” organizasyon komitesi üyeleri
    soruyor:

    "uluslararası olimpiyat komitesi’nin soçi’yi ev sahibi olarak seçme kararının arkasındaki gerekçeyi anlamaya çalışırken, olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapmak için seçilecek aday şehirlerden biri auschwitz olsaydı ne olurdu diye sormadan edemedik. 1.5 milyon insanın sistematik olarak aç bırakılarak ve işkenceye maruz bırakılarak öldürüldüğü auschwitz’i olimpiyatlar için ev sahibi olarak seçmek vicdanlı ve kabul edilebilir bir karar olur muydu? peki, 18–19.yy rus-kafkas savaşları sırasında rusya'nın uyguladığı vahşi politikanın bir sonucu olarak çerkesler için bir mezarlık haline gelmiş soçi ve çevresinde olimpiyat oyunlarının yapılmasını kabul etmemiz nasıl beklenebilir? "
    ···
  8. 9.
    +1
    olimpiyatların gerçekleştirileceği tarihe kadar 21 mayıs 1864 tarihine ithafen her ayın 21'inde saat 21'de taksim'deki rus konsolosluğu önünde protesto edilecek olimpiyatlardır. protestolar ciddiye alınmalıdır ve alınmaktadır...
    ···
  9. 10.
    +1
    tarih 1864 yılının yaz mevsimine hazırlanırken kuzey kafkasya ve kaf dağının evlatları sonu belli olmayan, karanlık bir kışa hazırlanıyordu. yüzyıllardır emperyalist rusya ve onun işbirlikçilerine karşı verdikleri mücadelede artık tükenmişlerdi. direnecek ve savaşacak mecalleri kalmamıştı. nereden kalsın ki, bir yanda toplar ve son model silahlarıyla ve yüz binlerce askerle koca bir ordu, diğer tarafta ise namusu ve şerefinden başka varlığı ve bileğinden ve duasından başka silahı olmayan bir millet..

    öldürmeliyiz' diyordu rus komutan, 'hepsini öldürmeliyiz'. 'öldüremezsek sürmeliyiz onları, bir daha dönemeyecekleri yerlere'...
    öyle de oldu. geri dönüşü olur mu bilinmez ama şimdiye kadar olmadı. sürüldü bir halk ana vatanlarından. yurtlarından çıkartıldılar insafsızca ve gaddarca. i·nsalık dışı muamelelere tabi tutularak.

    sürgün esnasında yaşananları hiç bir tarihçi not etmeye ve rapor tutmaya cesaret edemedi. öylesine 'kara'ydı tablo. tüm bunları bir millete maruz görenlerin kalpleri daha karaydı elbet. hiçbir dil söyleyemez o an yaşananları, hiçbir hafıza kaydedemez, hiçbir lügatte yeri yoktur yaşananları anlatabilecek kelimelerin. hiçbir ölümlü tatmadı o acıları…

    ayakları çıplak halde taşlı yollarda yürüyerek, şanslı olanları ise öküz arabalarıyla kendilerini bilinmezlere sürükleyecek limanların yolunu tutmuştu yerlilerin mayıs ayında. öyle bahar filan değildir mayıs kaf dağında. çetindir kışı, soğuk geçer ve uzun sürer.
    ···
  10. 11.
    0
    işte sochi kenti bu olayların yaşandığı tarihi çerkesya'nın başkentidir.
    sochi zass isimli rus komutanın öldürdüğü cesetlerin kafalarını kopararak sivri kazıklara diktiği yerdir.
    rusya'nın yüzbinlerce insanı en vahşice ve en acımasız yöntemlerle katlettikten sonra cesetler üzerinde kızıla boyanan çizmeleri ile zafer yürüyüşü yaptığı yerdir.
    sochi günlerce oluk oluk kanın aktığı kızıl çayır anldıbına gelen kbaada vadisinin bulunduğu yerdir. o vadi ki ruslar tarafından kötü çağrışımlar yapasın diye adı sonradan değiştirilen bir yerdir. kan yıkanmıştır onlar için...
    dünyanın 3. büyük soykırımı olarak kaydettiği soykırımın yapıldığı yerdir sochi.

    ve şimdi ise bu yerde bir kan yıkama operasyonu daha yapmak üzere rusya sochi'de.
    barışın ve kardeşliğin sembolü olimpiyatları 2014 yılında bu kente taşımak için son hazırlıklarını son sürat yürütmekte.
    birbiri içine geçmiş olimpiyat halkalarına kandan ve cesetten oluşan yeni bir halka ekleneceğinin farkında değil..
    ···
  11. 12.
    0
    işin daha trajik olanı nedir biliyor musunuz?
    orada katledilen yüz binlerce insanın ve 150 yıl önce kan gölüne çevrilerek sürülen evladı çerkesya'nın aklına gelir miydi böyle bir durumun olacağı...
    bundan 150 yıl önce oradan sürülmüş insanlara 150 yıl sonra burada olimpiyatlar yapılacak ve burası barışın sembolü olacak deselerdi ne tepki verirlerdi acaba...
    eminim bu haksızlığı, bu aymazlığı, bu pişkinliği dünyaya haykırmak için rusya'nın şantajlarını, tehditlerini ve sağda solda gizli gizli yaptığı suikastleri hiçe sayarak ölüme rıza gösterip haykırırlardı kimse duymasa da kulakları sağır edercesine...

    "gerçekler tohum gibidir. ne kadar gömseniz de bir gün toprağın altından kendiliğinden çıkıverirler."
    rusya da bu kuraldan muaf değildir. bir gün o gerçeklerle yüzleşecektir...

    çok üzücü bir durum bu. kafkas göçmeni bi aileden gelen bi insan olarak, hemşehrilerimin terörle bağdaştırılmasından rahatsız oluyorum. herkes biliyor ki; şeyh şamil ve diğer kafkasyalı imamlar, nakşibendilik, sufizm gibi geleneklerden geliyorlardı.. sufi geleneğin kök saldığı bir coğrafyada vahhabiliğin, selefiliğin ne işi var? bunu araştırmak lazım.. umarım, olimpiyatları kimse kana bulayamaz..
    ···
  12. 13.
    +1
    ama şunu da söyleyeyim, rusya'da bazı neonazi kafalı ırkçı çevreler, kafkasyalıları "terörist" gibi görüyor. oysa bunu yapmak yerine, rusya o insanların merkezi yönetime daha fazla katılmalarını sağlasaydı, yani onları "cihatçı kafkasyalılar" değil de, "kafkas kökenli rusya vatandaşları" olarak görseydi, o kültürü rusya'nın zenginliği olarak algılayabilseydi, şu an bu kadar terör problemi olmayabilirdi..

    tabi bunlar sadece benim şahsi yorumlarım.. ben rusya'ya hiç gitmedim.. türkiye'deki çeçen cinayetlerine bakarak bunları yorumladım sadece. ruslar o adamları o kadar tehdit olarak görüyor ki, dünyanın her yerinde çeçen avına çıkıyor.. gürcistan'dan bağımsızlık isteyen kafkasyalıları destekliyor. ama rusya'dan bağımsızlık isteyen kafkasyalıları öldürüyor.
    şöyle itiraf edeyim. ben türkiyeliyim; türkiye gelenek ve göreneklerine göre yetiştim. rusya'da "dağıstan" "çerkesya" "çeçenistan" gibi ayrı, bağımsız devletlerin kurulmasını savunmuyorum. çünkü, eski yugoslavya'nın dağılması gibi kanlı bir durum ortaya çıkar. o yüzden, eğer kuzey kaskasyalılar ayrılacaksa, "kafkasya" gibi tek bir ülke adında ayrılmalılar.
    fakat, rusya, "çeçen" bir içişleri bakanına, "tatar" bir genelkurmay başkanına ülkesini emanet edebiliyor ise, demek ki, kafkasyalıları rusya'nın bir zenginliği olarak görüyor demektir.
    ···
  13. 14.
    0
    açıkça konuşayım: kafkasyalılar, eğer rusya içinde mutlu mesut yaşıyorlar ise, benim dileğim, öyle kalmalarıdır.
    ama tekrar söylüyorum: rusya'nın, kafkas halklarına bakış açısı, 1960'lı yıllara dek fransa'nın cezayirlilere bakışı gibi olmamalıdır.

    rusya, kafkasyalılara "kafkasyalılar kendileri arzu ederek rusya'ya katıldılar, kendileri arzu ederek osmanlı devleti'ne göç ettiler, biz kovmadık, onlar gitti" mantığı ile yaklaştığı için, türkiye ve ürdün'deki çerkesler, rusya'ya nefret duyuyorlar.
    rusya şöyle diyebilse: "evet, osmanlılarla balkanlarda, kırım harbinde ve kafkaslarda çarpıştık, biz müslümanları yendik, o yüzden kafkasyalıların topraklarını işgal ettik, geçmişte acılar yaşandı, geçmişte rus generaller kafkas halklarını öldürdüler, bunu kabul ediyoruz, ama şimdi bir ülke olarak, sizi istiyoruz, kafkas kültürünü rus kültürünün bir parçası gibi görüyoruz, kafkas dansları olmadan rusya mozaiği tamamlanamaz, cahar dudayev'i öldürmekle yanlış yaptık, ayrıca kafkasyalı halklar ile (çerkesler, avarlar, çeçenler, osetler vs) ile türk halkları (karaçaylar, kumuklar, nogaylar, malkarlar) kaynaşsın istiyoruz, bir kuzey kafkasya federal bölgesi kurup, buna adigey'i de dahil etmek istiyoruz " diyebilse, sorun kalmayacaktı.
    ama demiyor. çünkü, korkuları var.
    ···
  14. 15.
    0
    Toprak yağmur kokuyordu muhacirleri karşı kıyıya taşıyan laz tekneleri 40 kişi alabiliyordu. Görevliler bir iki üç dört ve nihayet 40 kişi sayıyor ve saydıkları insanları sırasıyla teknelere alıyordu. Toprağın yağmur koktuğu o akşam vakti rus askerleri bilmem kaçıncı defa insanları işaret etti ve kırk dedi. En fazla yirmisinde oldugu halde yüz yaşında bir ninenin yüz ifadesiyle bekleşen bir kız cağıza denk gelmişti kırkıncılık. Günlerdir göz yaşı dökmekden kıp kırmızı olmuş gözlerini kendisine işaret eden rus askerleri ne olduğunu anlamak isterken 3 4 asker iteklemişti onu sayılan insanlar arasında kız bağırıyor feryad ediyor ailesinden koparıldıgını söylüyor ama derdini anlatamıyordu. ne subaylar anlıyordu çerkezceyi nede laz gemiciler gemiye bindirilecek insan seçiminde her zaman butür olaylara alışkındır limandakiler. Her seferinde birileri feryad figan ederek koparılır limandakilerden tekneler bir sülaleyi alacak kadar büyük değil hem bu işle uğraşılmayacak kadar çok insan bekliyor kıyıda bu hazin ayrılı-ğı görenler gözlerini kapatır biraz sonra aynı felekat onlarında başlarına gelir. Aileler parçalanır kardeşler biri biner biri kıyıda kalır eşlerden biri biner biri kıyıda kalır evlatlar analardan sevdalılar bir birinden ayrılır bir yüreğin yarısı kıyıda kalır diğerleri denize açılır. hepiniz aynı yere gidiyorsunuz istanbula vardıgınızda bir birinizi bulursunuz diyorlardı kimileri bu istanbul naSıl bi yer bu kadar insanı alacak kadar büyük mü yoksa dalları yerde kökleri gökte olan tuğbacı ortam. yine aynı yürek parçalayıcı olay oluyor du sayılan kırk kişi tekneye bindirilirken grubdaki o genç kız çığlıklar atarak kıyıda kalan akrabaların yanına gitmek istedigini söylüyordu. Kim bilir kaç zamandır karnını doyuracak birşeyler yiyememiş zarif yapılı ince, uzun zarif yapılı elbiseleri yırtık bir çerkez kızıydı bu. Çerkezce bağırıyor kendisini tutan kollardan kurtulup kardeşlerinin yanına gitmek için çırpınıyordu. Limanda bir kıpırdanma oldu 2 3 genç kız kalabalığı yararak rus askerlerin yanına gidip tekneye bindirilen kızı işaret ederek ağlamaya birşeyle anlatmaya başlamışlardı . dillerinde merhamet kelimesi olmayan rus askerleri itekledi onları ağlayarak yakalarını sarılan solgun yüzlü kadınlar ve çocuklardan bıkmışlardı. Sayılan kırk kişi apar topar bindirildi tekneye ve rus sabitindeki bir başka tekneye doldurulacak diğer kırk kişiyi belirlemek üzere kalktı. Ayrılık dedikleri ölümden beter insanın tanıdıgı bildigi sevdiği şeylerin tümünden birden ayrılması ise adı konmamış bir azap çeşidi. Tekneye alınan kız cağız teknede kıvranıyordu akşamın lacivertinde çınlıyordu korkunc feryadi onun çığlıdığında koca bir mazlum yürek acısı yankılanıyordu barut kokan dağlarda. Ayın denize düşen görüntüsünde o çığlık vardı yüreklerde o çığlık gözlerinden göreceği bir başka felaketden için sakladıkları son göz yaşı döküyordu kıyıdakiler. Yüzler ümitsiz, yüzler korkulu ay ışığı şahit o akşamın dehşetine bir de teknedekiler için kıyıdan uzanan zayıf el. Çekilen çilenin tümü için yer yüzünde adı silinen koca bir millet için bir kez daha yankılandı o çığlık. tekneye bindirilen o bahtsız kız güverteye çıkmmıştı belkii oda bir çoğunun yaptığı gibi kendini karadenizin soğuk ve karanlık kucağına bırakacaktı. Kardeşlerim, diye bağırdı. Ve gökteki yaşanılanlara şahid olan dolunayı göstererek aya bakın çünkü ben nerede olursam olayım ayın dolunay olduğu vakitler aya bakıyor olacağım. Sizde nereye giderseniz gidin dolunaylı gecelerde aya bakıp beni hatırlayın. Kızın sesi kıyıda bekleşenlerin çığlıkları arasında boğuldu. Tekne gece karanlıgında daha koyu bir renge bürünen denizde yavaş yavaş hareket etmeye ve ardından ince bir iz ve birsürü göz yaşı bırakarak uzaklaşmaya başladı. işde böyle artık bende bakıyorum aya, yemen çöllerinde kumlara karışmış akrabalarımın karedenizin sularına gark olmuş bir dostun hatırası olan ay artık bam başka anlamlar taşıyor benim için. Bu hastalık bende yeni başladı.

    çerkez sürgününü anlatan ufak bir hikaye.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 16.
    0
    olan bitene taşırsanız sevinirim modlar
    ···
  16. 17.
    0
    https://soundcloud.com/pj...rkez-s-rg-n-n-anlatan-bir

    cerkez sürgününü anlatan hikayeyi kendim seslendirdim ve soundcloudda paylaştım dinlerseniz sevinirim
    ···
  17. 18.
    0
    bi çerkes olarak tamamen karşıyım. atalarımızın soykırıma uğradığı topraklarda oluyor lan şu gibik olimpiyatlar. kemikleri duruyor lan daha
    ···
  18. 19.
    0
    @18 tüm dünya karşı olucak bu olaya olimpiyatlar güya barışı simgeliyordu gördük barışı katliam yapılan yerde olimpiyatlar düzenliyorlar !
    ···
  19. 20.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=BXADWiOLsdM

    promo video yapılmıştır Al Jazeera English Promo kanalı.. izleyelim.
    ···