1. 1.
    0
    kitabımdan ufak esintileri burada paylaşıyorum... toplanın!
    ···
  1. 2.
    0
    part 1

    herkes için sıradan sayılan bir gündü... rüzgarın titreşimleri odamdaki camı sarsarken, eski bir radyoda çalan şarkının içindeki bir kahramandı ölüm...

    ruhu gri olan kaç kişi tanıdığımı söylemek benim için zor bir matematik... kerrat cetvelinde 8'leri her zaman karıştıran başarısız bir öğrenci için kuşkunun fazlasıyla üzerimde toplanmış olması beni onlardan farklı yapan bir özellikti. yıllar sonra bile yüzündeki acımasız yaralar kapanmayan bir çocuktum... acının izlerini ölene kadar yanında taşımak zorunda kalan bir çocuk...

    2 mayıs 1861

    ücra bir ilin ücra bir kasabasında önünde yeşillik alanın alabildiğine çok olduğu müstakil evimizde her zaman sıradan yaptığım şeyi yapıyordum...

    sonra ağır ağır duyduğum nal sesi yaklaşan bir atın habercisiydi... yağmurdan damla damla kirlenmiş camdan dışarı baktığımda babamın, büyük abime sarılışını ve sonra atın iplerini ona uzattığını gördüm

    abim, camdan baktığımı fark ettiğinde hemen kafamı çevirip ilgilenmiyormuşum gibi davrandım. hayır! kıskanmıştım, o an kafamdan geçen milyonlarca öldürme planı ben istemeden de olsa yerleşmişti ruhumun derinliklerine...

    ama henüz kimi öldürmek istediğime karar da verememiştim...

    adının dahes olduğunu öğrendiğim, babamın abime hediye ettiği arap atını mı, beni sürekli her konuda ezmeyi başaran abimi mi, yoksa babamı mı?
    ···
  2. 3.
    0
    REXZEDDA
    ···
  3. 4.
    0
    part 2

    güzel bir günün sabahı sis henüz kalkmamışken, güneş buz gibi havayı ısıtmaya çalışıyordu. ben ise elimde boyumdan büyük bir sopayla ve ağır adımlarla dahes'in yanına kadar gelmiştim.

    henüz kimse uyanmamıştı ve dahes'e yaklaştığım her bir adımda daha da heyecanlanıyordum.

    arkasına geçip bacağına sopamla yavaşça vurdum, hiç oralı olmadı. bir kez daha vurdum ama yine kıpırdamadı bile...

    o sırada abimin üst kattaki odasının penceresinden sinsi gözlerle beni izlediği gördüm. beni fark edince de perdeyi hızlıca kapattı ve soluğu babamın yanında alacağından emindim!

    hızlıca elimdeki sopayı ormanlık alana fırlatıp eve girdim. babam her zamanki kabalığıyla ve yeşil atletiyle beni karşılamıştı bile

    babam: abin seni görmüş
    ben: ben sadece...
    babam: djuka hemen kırbacımı getir!
    ben: baba ben sadece oyun oynuyordum...

    dememe kalmadan babam kırbacını acımasızca yüzüme yüzüme vurmaya başladı, defalarca! yüzümden kanlar akmaya başladığında yavaşladığını hatırlıyorum, sonrası ise sadece karanlık...
    ···
  4. 5.
    0
    :penguen:
    ···