+3
Philadelphia Deneyi ve Gökkuşağı Projesi (Rainbow Project) olarak bilinen deney her ne kadar yapıldığı kesin kanıtlanamasa da tarihin en çok konuşulan ve araştırılan deneylerinden biri olmuştur.
28 Mart 1943 tarihinde yapıldığı iddia edilen deneyin amacı, A.B.D. Deniz Kuvvetlerinin kendi donanma gemilerini düşman radarları tarafından tespit edilemez hale getirerek, II. Dünya Savaşında üstün duruma geçirmek istemesidir. Bu deneyler ve sonuçları hiçbir zaman kamuoyuna resmen açıklanmamıştır. Ancak deneylerde yer alan kişilerin çeşitli açıklamalarından ve yazılarından, deneyler ve sonuçları kısmen öğrenilmiş bulunmaktadır.
Elektro Manyetik Dalgaları kullanarak görünmezlik sağlama yolunda yapılan ilk çalışmalar, Alternatif Elektrik Akımının mucidi olan Nikola Tesla' nın başında bulunduğu grup tarafından 1930 yılında başlatılmıştır.
Yapılan deneyler sırasında bazı küçük parçalar kısa süreler için yok edilmiş ve sonra tekrar ortaya çıkarılmıştır. Ancak yapılan bu deneydeki ortam, kontrol prensipleri ve gereklilikler tam olarak tespit edilemediği için görünmezlik çalışmaları tesadüf olarak kalmıştır.
Tesla bu sırada deneyin ilerlemesi için Einstein’dan yardım istemiş ancak Einstein bu araştırmanın insanlığına yarar getirmeyeceğini düşünerek çalışmalara katılmamıştır.
Chicago Üniversitesi ile Princeton Enstitüsü de 1939 yılında yaptıkları çalışmalar sonucunda çeşitli küçük materyali görünmez hale getirmeyi başarmışlar ve bu teknolojiyi II. Dünya Savaşının içinde bulunan A.B.D.’nin resmi mercilerine tanıtmışlardır.
Aynı çalışmalar, bu kez de A.B.D. Deniz Kuvvetlerinin nezaretinde, Rainbow Projesi olarak devam ettirilmiştir. Rainbow Projesi çalışmaları, 1943 yılı ortalarında deney aşamasına gelmiştir.
Philadelphia Deniz üssünde bulunan Amerikan Donanmasına bağlı USS Eldridge isimli Eskort gemisi deney için hazırlanmış, baş ve kıç tarafına çok kuvvetli elektro manyetik dalgalar üreten jeneratörler konmuştur.
Deney zamanı Ağustos 1943 olarak verilmiştir. Jeneratörler çalışmaya başladıktan sonra ağır elektromanyetik dalgalar gemiyi sarmış ve geminin etrafında büyüyen yeşil sis tabakası tamamen gemiyi çevrelemiştir.
Kısa bir süre içinde gemi hem radar ekranlarından, hem de gözlerden kaybolmuştur. 15 dakika sonra jeneratörler kapatılmış, tekrar yeşil bir sis tabakası belirmiş, sis tabakasının içinden de USS Eldridge ortaya çıkmıştır. Görünüşte her şey mükemmeldir. *Ancak gemi limana yanaştığında denizcilerin bir kısmında ağır yanıklar olduğu, bir kısmının çılgınca davrandığı, bir kısmının kalp krizi geçirdiği, bir kısmının öldüğü, bir kısmının gözden kaybolduğu ve hiçbir şekilde geri gelmediği, bir kısmının ise eriyerek geminin kıç kısmına ve saç duvarlara yapıştığı tespit edilmiştir.
Görgü şahitlerinin ifadesine göre USS Eldridge, gözden ve radar ekranlarından kaybolduğu zaman süresince, Philadelphia Deniz Üssünden 640 kilometre ve 24 saat mesafelik uzaklıkta bulunan Norfolk Deniz Üssünde görülmüş ve bilahare oradan da kaybolmuştur.
Ekim 1943’te tekrar edilen deneyden de benzer sonuçlar alınmıştır. Bu süreç içersinde ABD tarafından, Japonya'ya ilk atom bombası atılarak II. Dünya Savaşı sona erdirilmiş olduğundan, deney şartları kontrol edilemeyen ve büyük tehlikeler içeren Rainbow Projesine son verilmiştir.
Zaman içersinde de Philadelphia Deneyi ile ilgili çeşitli kitaplar yazılmış ve filmler yapılmıştır. Zaten bu deneyin bu kadar popüler olması ve araştırılmaya başlanması da 1984 yılında çekilen The Philadelphia Experiment filminden sonra olmuştur. Zaten bu konu ve deney o kadar gizlidir ki ABD yönetimi bu konunun ortaya çıkmasını hiç istememiş ve filmin çekimi için çok zor izin vermiştir.
Bu deneyin ortaya koyduğu gerçek şudur ki 1943 yılının teknolojileriyle dahi koskoca bir geminin personeliyle birlikte Işınlanması ve tekrar materyalize edilmesi mümkün olmuştur. Maddesel olarak geminin ışınlanıp geri gelmesinde pek bir sıkıntı olmasa da insanların ışınladıktan soran geri gelmesi tam bir facia olarak nitelendirilebilir.