ayır ayırabilirsen hangimiz kadın hangimiz erkek
lambalar altında bir garip aşık ağlar
senin aşkını pompalıyor
uçan kuşlar uçan kuşlar
kanlı gömlek koç yiğide don olur
utançlarından yapılma mücevherler
neden durmaksizin imdat kivilcimlari fiskiriyor
uzaktadir her sey anneler kizlar
ve dilinin ucundaysa en çılgın küfürler
esen rüzgarlara sen kendini ver
rüzgar eser oraları buraları görünür
kelebekler yanaklarından öper
uyanın gafiller uyanın hayasız zibidiler
kalmamış gibiydi bir damla ışıktan eser
uçurumların yamacında kök salacak ağaçlar
neden peki her şeyi bulandırıyor
uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir

lisede edebiyat hocası kitaptan şiir okutuyor gibi hissettim bi an lan

jiletle kazıdım çığlıkların aralığından uçurdum hepsini kül
uykunu böl ve gel
ne alnında dolaşan bir dost eli
içimde küllenen kor alevlenir
oyle yogun bir elektrikle
rüzgarın dağımda olsun esmerliğin gecemde
sesler ihanete dönüşürdü her gece
o da ayrı mesele
paslı ve kanayan şiirlerde
resmidir o sadece
artık ayrılmalıyız üzülme
nafile bunlar nafile
oysa yaşlanmak vardı seninle

teşekkür ederim muammer hacıoğlu

savrulur saçların da şimdi
ağzının tadıyla yerdim yemeklerimi
ne denir bilmem ki
anliyorum artik o öpecek ellerini
lambayı söndürmeyin böylesi daha iyi
tamamlar şiirimizi
arayı arayı bulsam izini
kıvrıldı ateşte pençeleri
istiridyelerden soz edin bana ince cerceveli
lakin rapunzel saçların korudu güzelliğini
ağacınyaprağındalın yeşili
ne bir sevgilileri

bulutlar adam öldürmesin
erkek olup ustlerine cikayim diye
nasıl da sert davranmıştım kendime
ne de can verir ellerime
ellerim korsan umutlara gebe
yildizlar akla ziyan bir irilikte
martılar uçuyor kalbimin denizinde
içeriye dönüyor ve
süpürge köklerine inen inme
içinden gelmese de
mermer yontular görsem düşümde

üstte dursun diye yazıyom
yaz pampa

6 aşkın simgesi
29 06 98 taşkışla ist
dilek kadar masum bilirmisin masumdur dilekler
ey yürekli değişen kesinlik
ne çarşaf halden anlar ne yastık
tin tin eder tinimini amma da komik burcoybank
aşı yok
ve gözlerinin menevşesinde aşk
suyunu büyük şölenlerle tazelerdik
az önceki anne çocuk
nerede olursak olsak
yani dost geldi geleceek sevgili sevdi sevecek
anneler ve korkular başlayacak
pembe gülleri gezdirmeye gittik
acıyı kav sevdayı çakmak
radyo dinliyorsundur ya da susarak
6 aşkın simgesi
9 hayat ötesi bir rakam
ağız dolusu sobe diyelim dudaklarımıza
gel gülüm benim mezarıma
erik çiçek açmış da bahçenin kıyısında
cildin altına klorit kokain şırınga
en güzel yüzünü verirken suya
rüzgardan savrulan bir ağacın yapraklarında
incecikten bir yağmur yağıyordu yollara
murabbâ kimesneler jâjei kelâmdaysa