0
Dünyanın bütün büyüklerinin ve zenginlerinin tutkusu bir Rolls-Royce otomobiline sahip olmaktır. ingiliz Kraliçesinden Arap Şeyhlerine, büyük is adamlarından, petrol krallarına kadar. Çünkü 1906 yılında dünya ilk Rolls Royce otomobilını tanıdıktan bu yana, ona sahip olmak, rahat, arızasız ve latif bir otomobil gezisi anldıbına gelir, herkes onun dünyamızda yapılabilen bir şeyin en mükemmeli olduğunu sessizce tasdik eder, bu yıllardan beri kanıtlarımış bir gelenektir.
Bu mükemmelliğe varış, yüz yılın başındaki otomobillerin 5-10 kilometrede bir durduğu, bir sürü can sıkıcı arıza yaptığı bir devirde elektrik
mühendisi Henry Royce'un sahip olduğu "Decauville" adındaki Fransız arabasının onu deli etmesi ve nihayet onun mükemmel bir araba yapmaya karar vermesiyle başlar. Kafası kızan ingiliz nihayet kendi otomobilını kendisi yapmaya hazırlanır. Aynı yıl içinde ilk Royce 10 beygir gücündeki iki silindir motoru islemeye başlar Royce motorları, otomobilleri ve arızalarını iyice incelemişti. Otomobil ve motorlarla ilgilenen meslek basını hayranlık içindeydi ve bu girişimi büyük manşetlerle övüyorlardı.
Aynı zamanda otomobil ticaretiyle uğraşmayı kafasına koyan Charles Stewart Rolls adında başka bir ingiliz bunu okudu ve Royce'u bularak ona onunla beraber çalışmak istediğini söyledi. 1904 Noelinden bir gece önce iki adam buluştu ve beraber çalışma arzularını resmen bir kontratla saptadılar. Böylece onlar farkına varmadan birbirlerine hayatlarının en büyük Noel hediyesini vermiş oldular.
iki yıl sonra 1906 Rolls Royce markasını taşıyan "Silverghost-Gümüş hayalet" 53 beygir güçlük 6 silindir motoruyla ortaya çıktı ve basına takdim edildi. Royce'un ilk yaptığı otomobilde olduğu gibi bu da işçilik kalitesi ve güvenilirlik bakımından herkesi hayrette bırakıyordu. Kimse şimdiye kadar bu kadar mükemmel bir şey görmemişti. O zamanın ünlü dergisi "Aut Car" 20 Nisan 1907 de arabayı övüyor ve "içindeki motor bir dikiş makinesi kadar sessiz çalışıyor" diye yazıyordu, "insan onun için