nenene kaydım

ben yirmi üç yaşında adamım beyler. utanacak değilim kardeşim bebek daha bir buçuk yaşında. nenem de ciksenine merdiven dayamış aksi ihtiyar, şeytan kaynananın teki. arada bize gelir arada amcalarıma gider.
bu kadın yıllardır şeker hastası amk.biz her zaman şu şekerleri yeme sonra baygınlık geçiriyorsun diyoruz dinlemez amk. eğer hali hazırda lokumu yoksa at gibi kesme şeker yer gizli gizli. hele bayramlarda yatağının altında bir çuval şeker ambalajı çıkar. annem ağzını açsa kadına anne yeme bak gece rahatsız oluyorsun sonra seni her gece acile zütürüyoruz dese kıyameti koparır.ben niye şeker yiyeyim senin binlerin yemiş yemiş yatağımın altına atmış ben salak mıyım ben bilmiyor muyum şeker hastası olduğumu lanet karı, oğluma seni isteyeceğime gidip tuvaletten tak isteseydim gelinlik giydirip taku gelin getirseydim yalancı kadın seni....bu sohbet üç saat nenemin topallayarak annemin peşinden gidip, ağzına geleni söylemesiyle devam eder. sonra gece baygınlık geçirir amk. babama oy ben ölüyorum beni hastaneye zütürün vay başıma gelen.o şekerleri elim kopsaydı yemeseydim vay ....babam merhametli adam sonuçta zütürür bizim bunağı...
EDiT:BiTTi BEYLER

maaşını peşine düşmedik değil ama yıllarca sonuca ulaşamadık.bir gün babamın boyacı bir arkadaşı nenemi inşaat şantiyesinde topallayarak gezerken görmüş. tokinin dullara vediği evlerinden kendine taksitle ev almış anladığımız kadarıyla. babam niye anne biz neyine yetmiyorduk? diye sorduğunda olum bu gün tamam ama siz yarın ölüp gittiğinizde ben nerede kalacağım dedi. yaşlılar için öz güven pek iyi değil.

lokum mevzusu vadır kadının.her maaş aldığında ortadan sabah namazına müteakiben kaybolur. karnında gizli bir poşetle gelir efsaneye göre.o poşeti nereden içeri sokuyorsa gören daha olmadı. bizde bildiğimizden geldiği gibi kadını arıyoruz arıyoruz yok amk.ama ben ara sıra odasında poşetiyle yakalıyordum. karıdan istiyorum vermiyordu amk. tehtit ediyorum babamlara söylerim seni diyordum beni bastonla kovalıyordu.o kadın seni yolladı değil mi diye cinnet geçiriyordu. ulan hangi insan evladı torununa lokum vermez?

bebeği yıkadığımız zaman hayatta el atmazdi. Banyonun kapısına çevik hareketlerle getirip oturduğu sandalyede şapırdatarak şeftali yerdi.klozete sıçrayan suları silin sonra , benim takatim yok. derdi. klozetin onun için olan öneminden bahsetmiştik zaten.

bebeği sevmesini zaten kimse beklemiyordu ama bebeği kıskanması pek normal değildi. gece aptamilleri, milupaları yerken yakalıyorduk moruğu.ses duyduğu gibi topallayarak ruh gibi kaybolurdu. yakaladığımız ender anların birinde benimde canım cekti o yiyor ona bir şey demiyorsunuz bir tadına bakalım dedik kötü mü ettik? dedi. sonra neredeyse hepsi yenmiş mama kutusunu mutfak tezgahına bıraktı ve gitti.

karılar toplanmış bir gün bizim evde. kısırlar börekler falan.ben de evdeyim o sıra yaşım küçük. tuvalete bir kadın girmiş, çocuğun biri de tuvalet dolu olduğundan altına işeyecek. annem klozete yollamış çocuğu. birden beni odanın kapı açıldı nenem çocuğun kolundan tutmuş al bu bini zütür caminin tuvaletine işesin benim klozete işeyecekmiş yoksa.böyle bir insan olur mu olur amk. kendim görmesem inanmam ama var amk.

az önce yerde baygınlık geçiren ihtiyardan eser yoktur artık. çıldırmış gibi elini bir yere dayayıp ahlar vahlar çekerek kalkar yerinden nah alırsınız benim maaşımı. yediğim kuş kadar ekmek, kimseye bir zararım yok oğlum değil mi der babamdan destek almaya çalışarak. babamda tabi der.o karı o kadar parayı ne yapıyor acaba

neyse okuyan olursa devam ederiz

sonra kardeşim doğdu. nenemi yeni torun heyecanı pek sarmadı tabi. bebeğe sürekli dik dik bakıp rahmetli ecevite benziyor , bu çocuk çok şansız çok kısmetsiz olacak , ağlaması çocuk ağlaması değil sesi yaşlı adam gibi , allah bilir ama pek dindar olmaz bu çocuk sonu hayrola tarzı yorumlar yapıyordu. sonra ellerini arkasına bağlayıp bu yaşta çocuk olan evde bereket olmaz diyor ardını dönüp topallayarak gidiyordu.

yerde tansiyonu ölçülür genelde normal çıkar tekrar ölçün tekrar diye yalvarır. tekrar ölçeriz yine aynı çıkar bunu hangi itoğlu it bozmuş yine diye yakınmaya başlar.ama annem yine maaş mevzusuna getirir

bu maaşından bahsedildi mi hemen öksürür amk. bahsedilmeye devam edildi mi kalkar klozetine gider en az yarım saat oturur. gelir tekrar kontrol eder hala maaşının nereye gittiği konuşuluyorsa kendini yavaşça yere bırakır oğlum benim tansiyonum düştü çabuk aletimi getirin der konuyu değiştirmek için.

kadın klozete sıçar bide. bizim evde kimse gitmez zaten ama o illaha geceleri banyoyu kitler amk. sanki gece klozete gideceğiz onu kızdırmak için. asıl sebebi annemle babam heralde gece bir şey yapmasınlar diye öyle nalet bir kadın. klozete bir insanoğlunu yaklaştırmaz. sanki dedemin mezarı amk klozetin başından ayrılmaz.

çok titizdir bazı konularda. hayatta kimsenin bardağını, çatalını kullanmaz ama biz onun kisini kullanmazsak insan nenesinden iğrenir mi bende sizinle aynı yemeği yiyorum tak mu yiyorum soysuzun çocukları .deden sağken ayranı ilk o içer sonra sırayla baban amcaların en sonda kalanı da ben içerdim der. bunu gerçek mi diye babama sorduğumda ise nenene söyleme ama yok öyle bir şey der babamda.

evde ruh gibi gezdiğinden herkesin nenem tarafından basılma şansı vardır. gece üçte yatak odalarına paldır küldür dalarak bir şeyler arar. aradığı şeyi ne hikmetse hiç bir zaman bulamaz. işin aslı beni bir kere uydudan bikinili kadın izlerken yakalamıştı. sabah kalktığımda baş ucumda küçük bir abdest nasıl alınır kitabı bulmuştum. işin ilginç yanı o kitap bizde yoktu. üstelik nenemin okuma yazması da yoktu. acaba dışarıdan bir destekçisi mi var? sorusu uzun süre aklımı kurcaladı

van depremi zamanında bir arkadaşım bana dedi kibenim babaannem kendi evini bırakmış vanlı bir aileye, bizde kalıyor.bende dedim benim nenem de bizden lokum saklıyor amk
millette yaşlı var bizimkisi sanki çocuk amk.

pek şehir görmemiş biri geldiği zaman nenem hemen asansörle aşağıya iner ve asansörün icadının tek muhatabı olarak kendini gördüğünden asansörün özelliklerini, özellikle o kişiye ve üstüne basa basa anlatır. sanki kendi bulmuş.bir keresinde alış veriş merkezinde asansöre bindik.şu cam olanlardan. nenem heyecanla çevresine bakınmaya başladı. içerideki hiç bir insana aldırmadan bu bizimkisinden daha güzel HELiKOPTER gibi diye bağırdı.ben artık utanmıyordum zaten pek aldırmadım ama kardeşim yere bakıyordu.

Bu boyle gidiyordur amk otenazi midir nedir oldurun gidsin aminakoyim yazik kadina

o kızın güvenini tekrar kazandığımdan bize uğrayan tek kız o oldu. hatta ara sıra kardeşimle oynarken yanına uğrardım. çocuğu bir o kucağına alır bir ben alırdım. baya eğlenirdik. nenem yine odaya daldi aniden. kızla oturmuş çocuğu gıdıklıyoruz o sıra. hemen kalktık ayağa ne oluyor diye. akşamında babam bana oğlum bak sana güveniyorumda evde komşuların kızlarıyla tek kalma dedi. babamın lafını hiç ikiletmeden mutfağa gittiğimde nenem sırıtarak tesbih çekiyordu.

asansörü en büyük icat olarak görür. tüm düğmelerin ne işe yaradığını bilir. bindiğinde besmele çekip fanı bile açar. asansörde biriyle karşılaşırsa asansörü övmek en büyük sohbet materyalidir. asansörden o olmasa perişan olurdum, bu kadar kat in çık, in çık büyük bela allah yapandan da yaptırandan da razı olsun . geçen gün veletlerden biri içine işemiş kendim sildim allah inandırsın der. komşu asansörü terk ettiği zaman bu karının parfümü insanın başını ağrıtıyor der.