+26
-5
Başımdan geçen olaylar tamamen reeldir binler. içinden gibişten sokuşa, aşktan ayrılığa kadar her şey var. Sağlam bir okuyucu çıkması dileğiyle yazmaya başlıyorum.
Malumunuz liseyi bitirmeyeni insandan saymıyorlar.. Bu yüzden gurur yapıp okudum dıbına koyim. Liseyi bitirdikten sonra babam tutturdu üniversite okuyacaksın diye, Haydaa liseyi zor bitirmişiz zaten pederbey gelmiş birde üniversite de okuyacaksın diyor. Babam birazcık sert adamdır gençler sinirine gideyim yüzüme bakmaz, şuana kadar bir kere el kaldırmadı bana.. Keşke kaldırsaydı dediğim günler oldu. Çünkü laflarıyla döverdi babam beni. Birkaç tokat sinek gibi gelirdi ama o sözleri bakışları.. Üzemezdim onu. Babam bana hiç kıyamaz binler, annemin vefatından sonra iyice kendini saldı.. Babam zengin bir insandı binler. Kendine ait güzel bir dükkanı vardı, işi büyütüp toprak işine girdi inanılmaz para kırdı o işten.. Bana gelince, baba parası yiyen tiplerden olmadım hiç..
Babam bana üniversite okumam için güzel bir tatil yapmam gerektiğini, ihtiyacım olduğunu öne sürdü, hem moralin düzelir hemde motiven artar diye. ilkten kabul etmesem de dediği yine oldu, kıramadım onu. Aslında istanbul dışı heryere giderdim. Çünkü o kadar sıkılmıştım ki o kadar boğmuştu ki bu dıbına koydugum şehri beni.. Hem babamda birazcık yalnız kalması gerektiğini söyledi bana. Neden bunu söylemiş olabilir diye soruyordum kendime o zamanlar.. Acaba karıya kıza mı ihtiyacı vardı.. Bunlar bir yana birkaç gün geçtikten sonra yola koyuldum, babamla sağlam bi vedalaştıktan sonra.. Otobüs terminaline geldim. Seviyordum karayolundan sehayat etmeyi.. Mola zamanında sigara içmeyi..
Muavinlerin koşuşturmalarını, Yolcu otobüslerini, etrafta bineceği otobüsü bekleyen onlarca kişiyi seyrederken aklıma birden geride bıraktıklarım geldi..
Böylesi daha iyi olacaktı emindim. Babam hariç tüm yaşanmışlıklarım geldi aklıma birer birer. Sinirlendim ve bi sigara yaktım. Çok kısa bir zaman diliminde bunlar aklımda gelip giderken bir kez daha nefret ettim dıbına koydugum şehrinden. Dağı taşı altın olan istanbula bak. Anasını gibeyim böyle altının, dağın, taşın.
Aradan fazla zaman geçmeden yeni bir umudun yeni bir defterin ilk sayfası geldi. Otobüs terminale giriş yapmıştı. Uzunca bir fırt çektikten sonra sigaramı yere attım. Sırt çantamı ve valizimi kavradım. Muavine doğru ağır ağır yürümeye başladım. Biletimi muavine gösterdikten sonra iyi yolculuklar dedi ve valizimi bagaja koydu.