nefret yüklülerin arasına dahil edilme çabası

insan soyunun bozulması yüz tutma günlerindeyiz. kapitalizm baskısını artırmış ve tüm silahlarıyla dirençlerini kırmaktadır insanların. şöyle ki, hangi sistemde yöneticiler daha becerikli olacak ya da hangi sistemsizlik bizi daha adile zütürecek tartışmasına öyle bi saplıyo ki sizi, siz de sırf baskın olduğu için inanıveriyosunuz bu bolluk aldatmacasına. oysa ki, işin aslı yaşanılan yıkımlarda yatmaktadır. 4s kuralını yıkabilenler gerçek devrimciler oluverecekler nerdeyse. devrim söyleminin ağır kaçtığı yıllara doğru sürükleniyoruz. ancak buna inat eden sayıca üstün halklar gözardı edilir hep.

meselemiz bu kadar derin olmayacak bizim. madem bu kadar dar bakmaya itiliyoruz, yeri gelecek o kadar sığ ve dar bakacağız. en ufak sorunlar dahi bizim meselemiz. konumuza hakim olacağız tıpkı bir şirkette yükselmeye çalışan personel bakışıyla. küçük sorunların yolumuzu tıkayıp, önümüzü göremeyecek kadar kirlilik yarattığı durumlar yahut özel bitakım sorunlar önümüze gelebilir. hızla giden arabanın cdıbına yapışıp önünü tıkayan sivri sinekler gibi düşünün. kazaya mahal vermemek için bi çalışma yürütelim sizle. emin olun ki bizim aracımız daha konforlu ve bizim amacımız daha insanidir.

az evvel ailemle kavga ettiğimden bahsediyodum. sonra onlara muhtaç olduğumu söyledim. konuşmama kararı aldım ancak önümde acil bi durum var. yurda başvurmam gerekiye ve babamın sicil numarası lazım. mecbur istenecek ve son beş gün var önümde. nasıl konuşmayabilirim? hiç beklenmedik bi anda ülke gündemi üzerinden kavgaya tutuştuk ki ailem boş inat yüüznden, apolitik olduklarını ısrarla söylemelerine rağmen insanlıktan çıkıp, etnik ayrımcılık yaptı. günü evde geçirmeyip, saatlarce sokakta dolaşacak kadar geçirmeyi planlamış öyle kızmıştım ancak, şu an evdeyim. kalkıp bi de tüm bunlara rağmen o iğrençliğin üzerine gitmem lazım. burada, bize dayatılan yüzsüzlük, sıkışınca polis imdat diye bağıran tipler dayatmsına mı sarılayım, yoksa yaşamın, gelecek nesiller için, hele ki bizim gibi sağlıklı düşünen beyinler açısından ne kadar önemli olduğunu mu? onları zaten hep dinliyrozu. başka türlü dinleriz, kazanılacak bi değerleri varsa kazanırız bizimle aynı fikirde olmayanları. ama bu deikleri hepten yıldırıp, bi çırpıda kenara atma girişimidir ki, bu iyi niyet barındıramaz. o yüzden de göz ardı edeceğiz.

bakın size nasıl da bencilce bişeyden bahsettim. gayet kişisel sorunumu, ilerici, devrimci fikirlere odaklama mantığı yürüttüm. devrimci duyguları sömürdüm. nasıl da çıkarıma göre eğip büktüm demi halkların kurtuluşu için inandığımız fikirleri? peki ne oldu, o arabanın camı benim için temizlenmedi diyebiilr miyiz? önümü görüyorum artık ve bildiğim yolda ilerlemeye devam ediyorum. sizinle beraber gelen bir araç daha var ve daha net görüyo önünü ve daha dikkatli, güvenlikli ve daha hızlı. yanınızda böyle birini görmek istemez misiniz? yoksa tüm konvoyu bozacak, trafiği tıkayacak tipler mi istersiniz? sizi yanımızda görmek istemediğimizi düşünenlerin iyi niyetinden ne kadar emin olabilirsiniz? yukarda bahsettim. demek ki neymiş?

özet: bize uzanan eller kırılsın!