1. 1.
    0
    merhaba beyler, birkaç yazar arkadaşın kendine özel bir başlık açıp yazılarını o başlıklara adadığını görmüştüm, ben neden yazmayayım? dedim ve bu başlığı, köşkü açtım.. bundan sonra her dolduğumda buraya gelip yazacağım, gün veya saat fark etmeksizin.. Gözaltı torbalarına aşık bir adamın kalemi, 20 senedir kimseye açılmamış bir köşk, yahut çok uzaklarda bir gezegen, ne olarak düşünürseniz düşünün; hoş geldiniz.. uyanınca başlarım, her uyandığımda..
    ···
  1. 2.
    +1
    @852 siqmiş xd xd xd
    ···
  2. 3.
    +1
    edebiyat yapma lan.
    ···
  3. 4.
    0
    haz delisi bir genç, yıllardır penisinin kölesi, milyonların temsili, bilmediğimizi sandığımız ve garip karşılayacağımız ama hepimizin en iyi bildiği kişi..

    sigara gibi başladı o minik dokunuşlara, 1 kere yapar bırakırım! dedi, 2, 3, 4, 5, 6... 1001, 1002, 1003, 1004, 1005, 1006... bir yukarı, bir aşağı, bir yukarı, bir aşağı, klonlanmış ritimler.. efendisi kıldı mastürbasyonu, başka hiçbir şeye ihtiyacı yokmuş gibi, hep aynı şeydi, monoton bir hazzın ortasına kurmuştu her şeyini, bütün ömrünü bu takla geçirebilirmiş gibi özgür bıraktı her seferinde milyonlarca spermi..

    bugün nasıl yapayım, biraz değişik olsun, heheh!, kendince fanteziler yarattı, bir dünya kurdu erkekliğine, zevkleriyle yatıp kalktı.. çok da önemli değildi sevgi, duygular, dostlar, sokaklar, şarkılar, hayat.. ne de olsa penisi vardı onun, istediği an 5 saniyeliğine onu dünya'nın en mutlu adamı yapan sihirli bir değnek..

    bir gün her tarafın zifiri karanlık olduğunu fark etti, bu da neyin nesi? dedi, sonra da gibtir et, onu öğreneceğime 2 kere daha çekerim, meh!.. yalnızlıktı karanlık sandığı, her gün, her saat, her dakika penisiyle kazdığı, kazdıkça insanlardan uzaklaştığı, inanmadığı o aşk'ı unuttuğu, bomboş bir yalnızlık yarattı kendine.. yukarı baktı, çukurdaydı, kurtarın! diye bağırdı, bağırdı, bağırdı.. kimse duymayınca bir kez daha çekti.. ağladı, ağlamayı unutmuş bir halde, gözyaşı bile utanıp içine aktı, bir kez daha çekti / bundan kimsenin haberi olmayacak çocuk, anladın mı? sen ağlamadın, hadi bir daha çekelim, uçuruyor değil mi? / o çocuk hiç uslanmadı, sol tarafı felç olan çocuk, samimi buldu arzuları.. yorgun bir ruh, parlak bir monitör, ustalaşmış bir el ve dokunulmayı bekleyen bir penis; bazılarınca hep hayat sayıldı..
    ···
  4. 5.
    +1
    Bazı şeyler gizli kalmalı, bir sandığa saklanmalı, sandık bir yere kaldırılmalı.. Ömür boyu hiç açılmamalı hatta, kilidi zamanla boğsa da.. Düşünün; belki sırlarımız sırken güzeldir? Belki de sırların yarattığı heyecanı daha çok sevmeye başlamışızdır sırrın içindekinden..

    Kurallar bazen dinlenebilir, eğer onlar Bu sırrı saklaman gerek, yoksa hayatın alt üst olur diyorsa saklamak isteyebilirsin.. Ama üzülme, çünkü sırları üstü kapalı da fısıldayabilirsin..

    Derken; beyninden gelen bir ses Yapma, sırlar sır kalmalı, mantıklı olan bu! diye fısıldayıp seni karanlık bir ikileme sürükleyebilir.. Ama mantık yalnızca basit işler için idealdir.. insanlar mantık kavrdıbını akıllılık olarak gördüğü için seçer, halbuki alakası yoktur.. Özgürlüğü seven biriyseniz mantığa pek sarılmazsınız, çünkü mantık özgürlüğü kısıtlar.. Bu nedenle çoğu durumda mantık mantıksızlıktır..
    ···
  5. 6.
    +1
    Paranın satın alamayacağı şeyler vardır, geri kalan her şey için yalanlar..
    ···
  6. 7.
    +1
    +Böyle sevişmeyi nereden öğrendin?
    -Seviştiğim ilk beden değilsin..
    +Sen çok yaramaz bir çocuksun..
    -Ama seviştiğim en güzel bedene sahipsin..
    +Bunu her kadına söylüyorsun değil mi?
    -Ve de en zeki beyine..
    +Umurumda değil, öp beni..
    -O da herkese ‘’Seni seviyorum’’ derdi..
    +Bu gece çok içtin galiba sert çocuk..
    -Hayır, sadece kıskanıp tırnaklarını sırtıma geçir diye yapıyorum..
    +Aslında bu sen değilsin değil mi?
    -Ben çoktan öldüm güzel bayan..
    +Kimseyle böyle sevişmemiştim, sen farklısın..
    -Onun elini bile tutamazdım..
    +Ve ona inat yüzlerce kadınla yattın..
    -Susma, susunca nefesini kaybediyorum..
    +Onu istediğin kadar bedenle aldat, seni duymaz..
    -Onu hiç aldatmadım..
    +Şu an yatakla mı sevişiyorsun?
    -O sevdiğim son kadındı, onu sevişerek aldatamam..
    +Yine bir şey söyleyip de içini acıtmayayım diye dudaklarıma yapıştın değil mi?
    -Bundan şikayetçi misin?
    +Asla, karını aldatmanı seviyorum..
    -Karım umurumda değil..
    +Ama çocuğunu çok seviyorsun değil mi?
    -Çocuğum yok..
    +Senin gibi birinin çocuğu yok, inanayım mı?
    -istemiyorum..
    +Neden?
    -Çünkü o zaman tekrar ben olurum..
    +Korkma, seninle kim olursan ol sevişirim..
    -Eskiye dönersem bir daha başka yataklara uğramam, ama bu hayat iyi olmamı hak etmiyor..
    +Sana kim ‘’iyi ol’’ dedi ki, devam et..
    -Çok kirlendim ben..
    +Sus ve öp beni..
    ···
  7. 8.
    +1
    Bazen güler misin ağlar mısın bilemezsin.. işte o anlarda bir kitap açarsın, geçersin cam kenarına, elinde bir kahve, kulağında Duman..Lan? dersin, Herkes yazıyor ama, bizim ülkede kitap, kahve ve Duman üçlüsünü kombine eden 1 tane Türk var mı?..işte o an usulca bir kenara bırakırsın kitabı, kahveyi hayvanmışçasına içmeye başlarsın, Duman'ı kapatırsın, camı da sonuna kadar açıp Bundan ne zevk alıyorsunuz lan? diye bağırırsınız, tabi normalde Bundan ne zevk alıyonuz lan? diye bağırırsınız, o -rsu eki bir hayal ürünüdür, e tabi ebe gibmek şart olur..
    ···
  8. 9.
    +1
    Düşmanlarım, düşmanım olmayı bile hak etmeyenlerdir..
    ···
  9. 10.
    +2
    +Merhaba ayna..
    -Merhaba ayna..
    +Beni mi taklit ediyorsun?
    -Beni mi taklit ediyorsun?
    +Ah doğru ya, aynanın karşısındayım..
    -Ah doğru ya, aynanın karşısındayım..
    +Günde kaç öğün yalnızlık yersin? diye sorsam, cevap veremezsin değil mi?
    -Yalnızlık doğuştan hastalık Barış, kalbinin içindeki şehri senden başka kim görüyor?
    +Bir sevgilim var, arkadaşlarım, ailem, çok mutluyum..
    -Kafanı yastığa koyduğunda yalnız kalıyorsun, sadece sen ve sen var..
    +Sen ve ben gibi mi?
    -Hayır, sadece sen ve sen..
    +Peki ya sen?
    -Ben, yokum..
    +Ama nasıl?
    -Ama nasıl?
    +Yine mi aynı şey?
    -Yine mi aynı şey?
    +Bu ne şimdi?
    -Bu ne şimdi?
    +Yalnızlık..
    -Yalnızlık..
    ···
  10. 11.
    +1
    Adam her sabah işine giderken bozacı dükkanının önünde karşılaştığı dilenci kızı gördü yine, yanına çömeldi ve çantasından biraz sıcak kestane çıkarıp kıza ikram etti.. Kız teşekkür edip nazikçe geri çevirdi bu teklifi, biraz da şaşkındı.. Adam anlayışla karşılayıp paketi çantasına geri koydu ve kızla konuşmaya başladı:

    +Üşüyor musun?
    -Biraz..
    +Yalnızlık..Öldürülmüyor değil mi? Benim harika bir evde yaşamam ve senin bu soğukta oturman hiçbir şey değiştirmiyor, yalnızsan her zaman üşürsün, ben de senin gibi yalnızım..Bir ailen yok mu?
    -Onlar öldü..
    +Ah çok özür dilerim.. Peki arkadaşın?
    -Aşağıdaki sokakta var, onlar da dileniyor..
    +Onlar da olmasa ne yapardın kim bilir..
    -Onlara güvenmiyorum..
    +Güvendiğin biri var mı?
    -Güvendiğim insan sayısı parmaklarımla sayabileceğim kadar az..
    +Neden?
    -Çünkü insanlar artık güveni silah olarak kullanıyor, bir şeylerini çalmak için..
    +Ne gibi şeyleri?
    -Kıyafetini, paranı, kalbini..
    +Peki kim onlar?
    -Kimse..
    +Ama nasıl olur? Az önce parmaklarınla sayabileceğin kadar az olduğunu söylemiştin?
    -Benim parmaklarım yok ki..
    ···
  11. 12.
    0
    Hayat adlı bir video izliyorum, 19. dakikasındayım, iyi mi, kötü mü karar veremedim ama bastım dislike'ı..
    ···
  12. 13.
    0
    Şerlok Holmıs kıvamında sabahlarım, Sherlock Holmes tadında da gecelerim var benim..
    ···
  13. 14.
    0
    Mektup aynı kalır, gönderen değişir..
    ···
  14. 15.
    0
    Hatır da sustururdu yarayı, hatırlamak unutulmasaydı..
    ···
  15. 16.
    +1
    Hayatınızdaki en güzel şeyler bir gün yanınızda olmadığında onları kafanızda yok etmenin yollarını ararsınız, ama sadece ararsınız..iyi ki var deyip iç geçirdiğiniz her şey, bir zaman sonra Keşke olmasaydı dedirtecek kadar küçültecektir sizi..

    Mutlu rolünden diploma almış o yüzünüz en zorlu imtihana sokulur bu sefer, 7 milyar insana yaptığı Mutlu rolünün daha zoruna kalkışacaktır, kendini kandıracaktır.. Kandıracaktır, ama kandırırken kalbini uyutmayı unutacaktır insan, o zaman bir tokat daha yiyecektir, hem de kendi yüzünden, kendine.. Unutacaktır kendinden kaçamayacağını..

    ilk kez gururunu doğuracaktır insan, cesaretini tümüyle kaybedip..Her gün biraz daha eriyecektir, tuttuğunda kurtulacağı ele bakmaya yeltenmeyecektir asla, bir gün Ne yaptım ben? derken, diğer gün iyi ki yapmışım diyecektir, bıkmayacaktır insan kendine yalan söylemekten, ama bir süre sonra iyi ki yapmışımlar da o insana dönüp Ne yaptın sen? diyecektir..

    En doğru şeylerin eline kılıç verip Beni öldürün! dediği için, en doğrulara Yanlışlarım adını koyacaktır insan, onların yanlış olmadığını ve masum olduğunu bildiği halde..O doğrular onu öldürmeyecektir, ama inkar da etmeyecektir Biz yanlışların değiliz.. diye, sadece soracaktır:

    Nasıl gidiyor kendini kandırmak?
    ···
  16. 17.
    +1
    Bilim adamları, insanların hafızasını silecek bir şey bulduğunda milyonlarca intiharın önüne geçecek..
    ···
  17. 18.
    0
    Geçmişteki defterlere bakınca Ben neler yapmışım böyle? deyip acıyor musun kendine? Acıma.. Çünkü bundan 4 yıl sonraki halin de şimdiki sana acıyacak.. Senin bir suçun yoktu biliyorsun, bu insan kılığındakilerin işi..Ve haritası elinden olmayan bir şehirde kaybolmama ihtimalin var mıdır? Bu Hayat şehrinden son nefesine kadar çıkamayacaksın, iyisi mi kendi civarından ayrılma.. insanlar bu şehre benzer; nasıl ki şehrin neresinin karanlık olduğunu bilemiyorsan, insanların da kaçının insan olduğunu kestiremezsin..

    Kimseye güvenemeyecek kadar yorulmuşsan, gözyaşlarını sat ve kurşunları gidişlerden olan bir silah al, buna ihtiyacın olacak..
    ···
  18. 19.
    0
    Mutlu çocuklar hayatı gülüşleriyle tekmeler..
    ···
  19. 20.
    0
    Duygusuz olmak gerekirse basamaktı hepsi, merdivenleri çıktım, daha çok merdiven çıkacağım.. Zaman, zirveye çıkacakları yorulmayanlardan seçiyor, ağlasa da dizleri yere değmeyenleri, bu yüzden koşarken fısıldadıkça hatırlatacağım kulağıma:

    ‘’Düşsen de kalk, çünkü sen basamak değilsin!’’
    ···