1. 26.
    0
    kendimi haklı görüyor değilim; ama kendimi savunuyor da değilim.
    hele yargılamayı hiç beceremiyorum, kendimi de dünyayı da.
    dünya ne ise oydu; ben de ne isem o oldum.
    uyuşamadık. hepsi bu.
    ···
  2. 27.
    0
    tüm şeyler gibi sex için midir..? yaşlı bir kızılderili ne kadar yanılabilir?...

    bazen yanılabilir.
    bazen susar.
    bazen konuşmak ister.
    bazen dinlemek ister.
    bazen yanlız kalmak ister.
    bazen arkadaş ister.
    bazen gitmek ister.
    gider bazen.
    bazen gidemez.
    bazen hiç gidememekten korkar.
    bazıları sonsuz neşeye dolar.
    bazıları sonsuz geceye.
    bazen ölürsün.
    bazen ölemezsin.
    bazen bütün koşullar uygunken bile ölemezsin.
    bazen kendinden uzaklaşmak ister insan.
    bazen gidersin sırf dönebilmek için.
    bazen ağlarsın bayağı.
    bazen ağlayamıyorsun bayağı bayağı.
    bazen içiyorsun, bazen çok ama çok içmek istiyorsun da.. bazen sen zaten içmeye gidiyorsun.
    bazen acıbadem’den bir taksiye biniyorsun, kadıköy diyorsun.
    bazen yüzüne bile bakmıyor.
    bazen bir kadın geliyor oturuyor karşına.. ve ağlıyor.
    kadınlar hep ağlıyor.
    bazen bir kadın sana "en çok korktuğum şey bir kadının göz yaşıdır." diyor kendi adına.

    eğer çok sevdiysem diyor. eğer çok sevdiysem..
    oysa bilmiyor ki, sevmekte bir an'a ait.
    herşeyin başı su.
    felsefenin de.
    ···
  3. 28.
    0
    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  4. 29.
    0
    bazen sevmediğim insanlar geliyor yanıma, şiirlere, romanlara sığınıyorum.
    biraz biraz kendimi de dışlıyorum.
    sokak kedileri gibi ürküyorum..
    ···
  5. 30.
    0
    kim kimi kurtarabilmişti şimdiye kadar?
    beni kim kurtaracaktı?
    “kurtuluş” dedim “ankara'da bir mahalle.” fazlası değil.
    belki bir de bob marley'in en iyi şarkısı. daha fazla düşünmeye gerek yok.
    adı her yerde, kendisi yok. kurtulmaya gelmiyoruz bu dünyaya.
    daha da saplanmak için buradayız. dibine kadar. onun için çürüyor bedenlerimiz ölünce.
    mısırlılar uğraşmış efendileri kurtulsun diye. ama nafile.
    çaresi yok. kurtuluşu beklemek yararsız.
    gelmez çünkü. kontenjan dolmuş.
    biz daha çok kötülüğün sınırını zorluyoruz. mucizeler bitti.
    doğmak yeterince mucizevi. başka bir tane daha beklemek aptalca.
    ölmek de ikincisi. bunların arasında da bir şey yok. kimse beklemesin...
    ···
  6. 31.
    0
    “apartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın bülent?”
    “hangisini?”
    “otomatik yanan, sensörlü lamba.”
    “hayır.”
    “komşu görmüş, yalan söyleme. süpürge sapıyla kırmışsın dün gece.”

    önüme baktım.

    “neden kırdın?”

    cevap yok.

    “hasta mısın evladım? söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle…”
    “kırdımsa kırdım, ne olacak! çok mu değerliymiş?”
    “lamba senden değerli mi evladım, lambanın *mına koyayım, lamba kim? yöneticiye de dedim. lambanızı s*keyim, kaç paraysa veririz. sen değerlisin benim için.”
    “beni görünce yanmıyordu baba.”
    “nasıl ya?”
    “görmezden geliyordu, yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni.”
    “e beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor.”
    “hadi ya! sahiden mi?”
    “evet. ucuzundan takmışlar. bizimle bir alakası yok.”

    babama sarıldım yıllar sonra.
    ···
  7. 32.
    0
    halimi sormayın artık..
    iyiyim diyorum ya, iyiyim işte..
    yada anlayın işte, anlatacak söz yokki söyleyim..
    nasıl görmek istiyorsanız öyleyim..
    sadece susuyorum, konuştukça ağırlaşan kelimelerim var..
    bakmayın tebessümlerime..
    susmalara hapsettim gözyaşlarımı..
    yalanlarla avunup, içimi kandırma telaşındayım sadece..
    ama artık kendimle olan kavgalarım, yoruyor beni arasıra..
    bende artık ne acımak, nede acıtmak için hiçbirşey söylemiyorum..
    gülüyorum geçiyorum, içimdeki fırtınalar dinsin diye..
    kimsenin bilmediği ve anlamaya çalışmadığı suskunluğumu,
    içimdeki cümlelere vurarak,
    yeni bir ben, yaratma telaşındayım.
    ···
  8. 33.
    0
    “yaşam beni dehşete düşürüyor. yemek, uyumak ve çıplak dolaşmamak için insanın yapmak zorunda kaldıkları ürkütücüydü. bende yatakta kalıp içiyordum. içtiğin zaman dünya yine oradaydı, kaybolmuyordu ama boğazına sarılmıyordu en azından.”

    özgür olmak, haftanın 5 günü yapmak istediğin herşeyden vazgeçip, düşünmekten dahi kendini alıkoyup, çişe gittiğin vakitleri hesaplayıp gece yatağa girip ayaklarını uzatmak değil.

    özgür olmak, haftanın 5 günü 3 kuruşa nefret ettiğin bir sürü insanla dipdibe yaşayıp, zoraki gülücükler saçıp, renklerinden arınmaya çalışarak 2 günü beklemek değil.

    özgür olmak, insanların seni sevmesi uğruna sevmediğin herşeyi yapmak, iğrendiğin birşeye "ah çok güzel olmuş" demek değil.

    benim bir sorunum var “insanlardan hoşlanmıyorum, samimiyetle söylüyorum tümünden olmasa bile büyük çoğunluktan hoşlanmıyorum.”

    kötü oldukları için değil, zavallı oldukları için değil. hepsini anlayabilirim. hepsine mazaretler bulup, anlayışla karşılayabilirim. hoşlanmıyorum. bu benimle alakalı.

    ne hastalıklı bir duygu değil mi? bence değil işte. bence çok doğal, olağan.
    ···
  9. 34.
    0
    bugün, evet sadece bugün 30 bin çocuk açlıktan ölecek.
    yarın diğer bir 30 bin.
    bu ilginç değil;
    ancak futbol ilginç…

    bugün 20-50 milyon arası yetişkin adam çocuklarla ciks yapmaya yeltenecek.
    bu ilginç değil.
    kirli hava, kirli su, berbat edilmiş çevre de ilginç değil.
    ancak saç bakımı ilginç, ayakkabı ilginç, 3 bin dolarlık saat ilginç.
    ···
  10. 35.
    0
    "bence okullarda uyuşturucu dersi olmalı, ırkçılık hakkında ders olmalı,
    polis vahşeti hakkında ders olmalı,
    neden insanların aç kaldığı hakkında dersler olmalı ama yok onun yerine beden eğitimi var,
    hadi voleybol oynamayı öğrenelim... "
    ···
  11. 36.
    0
    çoğu insan nasıl yaşanacağını,
    ancak ölme vakti geldiğinde öğrenir, çok yazık.
    çoğu insan ömrünün en güzel yıllarını, bir apartman dairesinin odasında,
    televizyon seyrederek geçirir.
    çoğu insan yirmi yaşında ölür ve ciksen yaşında da gömülür.
    ···