-
1.
+17Hikaye falan değil söyleyeceklerim...
insanlar öyle şeyler yapıp size dünyayı dert yuvası haline getiriyorlar ki;
Nefes almak, insan yüzü görmek, insanların basit sorularına bile cevap vermek ağır geliyor.
Yaşım çok büyük falan değil, 25 yıllık diyeyim kısaca.. Hepi topu yirmi beş yıldır dünyada nefes alıyorum.
insanın elinde olmadan çok farklı günler ve olaylar yaşadığı gerçeği ap açık duruyor.. Doğduk, büyüdük, geliştik, sevdik, sevildik böyle uzuyor işte.
Gidip dost ediniyoruz, en ufak fırsatta satıyor. Birini seviyoruz biraz zaman geçiyor onun bize olan sevgisi bitiyor. Parayı buluyoruz, para bırakıp gidiyor. Abi anlamıyorum biz neyi bulup mutlu olacaz?
Sıkıntı yaşamadan bu dünyayı tamamlayıp sonra ki evreye geçmek çok gerçekçi olmaz. Tabi ki sorunlar yaşayacağız anlıyorum. Ama sürekli sorun sorun... Arada bir mutlu olalım diyoruz, ya gerçekten o mutluluğu bulduk dediğimiz şahıslar gelip verdiği o duyguyu misli misli huzursuzluğa çeviriyor hayatımızda..
Birazcık dert dinlemek isteyen olursa böyle giriş yaptım size içimi dökeyim az biraz. Ne dersiniz dinler misiniz -
2.
+2Beyler ben öyle hayatta çok doğru düzgün işlerin peşinde koşan biri olmadım. Ailem gerçekten varını yoğunu bana adadı yanımda oldular. Sağolsunlar hiç boşa düşmedim onların sayesinde. Biraz aykırı takıldım, düzene uyumadım bünyem kabul etmedi. Sıkıcı geldi öyle uyu uyan kafana göre takıl serserilik yap falan bunlar hoş gelmedi hiç bir zaman. Ama insanları kırmamak için iyi niyetli olmaya çalıştım hep. Hayatıma 2 bayan girdi bu 25 yılda. ilki tamamen çocukluk duyguları, basit sevgilerr ait gibiydi.
Sonra zaman geçti biraz akıllandık, okul lise falan derken bitirdik eğitimi. Memur olduk çalışmaya başladık, kimsenin memuriyeti düşünemeyeceği bir yaşta 18 yaşında memur oldum.
Hayatın yaşanabilecek bir genç insan için en güzel zamanında takıldık kaldık 8&5 mesaiye. Para vardı ama harcamasını bilemedik işte. Battık haliyle krediler, kartlar derken aile yetişti imdadıma kurtardılar borçtan -
3.
+2Sonra bahis merakı vardı baya ileri düzeyde. Ama böyle arayışlar içinde olursun ya işte o arayışlar içinde bahis sardı benim etrafımı. Saatler günler saniyeler mesailer uykunun önemi yemek hiç birşey yoktu önemsizdi. Sadece bahis vardı benim için. Düşünün o yaşta atanmış bir kaç kez yanlış harcama hevesler edip borca girip, aileniz tarafından kurtarılmışsınız.
Aileye karşı mahcubiyeti gidermek için düştüm mü bu bahise?
Evet, aynen düştüm iyi de kazandım. Ama para değiştirir derler ya. Öyle bir değiştim ki ailemi unuttum.. Unuttum derken yardım edip o borcun yükünü kaldırmayı falan..
Sonra hayat bir sirkeledi beni. Bahis taka sardı. içeri vermeye başladık derler ya aynen öyle. Ne yapsam kötüye gitmeye başladı. O yaşta aileden uzak maaşlı bir şekilde sahil kasabasında çalışıyorum ve günlerimi makarna ile geçiyorum. Öyle bildiğiniz öğrenci evinde li küflü makarna ya.. Yumurta kırardım tavaya yiyip bir parçası kalırdı üstünde sigara külleri dökülü halde. Eve girerdim yiyecek birşeyim yok o külleri temizleyip dünden kalma atık olmuş yumurtayı yerdim.. Böyle günler geçirdim -
4.
+2Mutlaka daha ağır şeyler yaşayanlar vardır ömründe.. Ama abi bende bir şanssızlık bir vardır. 2 - 3 günüm mutlu geçsin, bakın ciddi söylüyorum 4.gün yataktan kalkıp evden çıkayım belalar aksilikler bulurdu beni. Hâlâ daha öyle devam eder bu da ayrı bir konudur zaten. Neyse konudan uzaklaşmamak lazım...
O günleri geride bırakmak için dönüp memlekete geldim. Beğendiğim bir bayan vardı. Tavırları, duruşu, güzelliği falan hoşuma giderdi. Bu kişi de başka bir yere gidip özel sektörde başlamıştı çalışmaya.
Memlekete dönüp hayatıma yol çizeyim dedim.
Geldik baba evine girdik yine. Eski okul arkadaşlarım falan aynı zamanda atanmıştık onlar memlekette ki devlet kurumunda 2 yıl çalışmıştı ben başka ilde. Düşünün sınıf arkadaşlarınız ile memuriyet e girip aynı kurumdasınız. Allah bilir arkadaşlarımı lisede de pek sevmezdim ama aynı odada çalışacağını bilip ısınmak zorunda kalıyorsun. Gece birlikte takılmalar, dertleşmeler yemekler halısahalar falan. -
5.
+3Günler böyle geçerken, kaşıntı tuttu derler ya bizi öyle kaşıntılar alı verdi. Kız arkadaş edinelim böyle sap sap olunmaz diye düşündük. Herkes kendi felsefesine hayat akışına göre kız arkadaş bulmaya çalıştı.. Kimisi pompa için, kimisi sosyal ortam yapıp gezmek için kimi sevgi...
Benim öyle sex de falan gözüm yoktu. Olmadı da hiç bir zaman. Şöyle birini bulayım dedim anlaşırım kaynaşırım bana hayat yoldaşı olur dedim.
Nick e bakın burayı okurken..
Ben birazda safımdır kim ne derse inanır, biri açım param yok dese çıkarır paramı veririm öyle biriyim. Çok zaman olmuştur yolda ki dilenene yemek yapıp verdiğim, ekine yüz lira sıkıştırıp elinde li peçeteyi onu kırmadan incitmeden almadığım, başını okşayıp titreyen çocuğa mont ayakkabı aldığım.. Böyle içimde bir iyilik noktası vardı hep..
Dinliyorsunuz değil mi dostlarım? -
6.
+3inançsal açıdan dinime çok bağlı olduğum söylenemez. Kimi zaman ateistliğe sardım, kimi zaman 5 vakit namaza döndüm, sonra küfüre kıyamete her bir şeye girdim zamanla. Hep kendimi boşlukta hissedip hissedip inançsal karmaşaya kadar da zütürdüm kendimi..
Bu paragrafı bilerek yazdım olayların kopuş noktasının dini bir konuyla ilgili olduğuna karar verdim o yüzden önemi çoktur yani..
Neyse devam edeyim;
O beğendiğim biri vardı demiştim ya sizlere işte o insanı bulmaya çalıştım. ilk kez şans yüzüme gülmüştü diye düşündüm. Neden mi?
O kişi de çalıştığı ilden işini bırakıp yaşadığım memlekete dönmüştü. Hiç bir samimiyetim yoktu o kişiyle. Merhaba.. Merhaba derdik sadece kırk yılın başında derler ya aynen öyle işte..
Neyse günlerden bir gün bunun bana işi düştü. Çalıştığım kurum sağlık ile ilgili yardımcı olmamı istedi benden. Çağırdım bunu sözleştik bir gün için ve yanıma geldi.. Sağlık sıkıntısını hallettik birer çay içtik kantinde görüşürüz müsait olduğunda falan filan gibi konuşup ayrıldık.. Ama aklımdan hiç çıkmıyordu çünkü beni ona iten bir şeyler oluyordu içimde -
7.
+2tütün tabakama tütünümü koyup geliyorum. hiç dinleyen yok gibi ama canınız sağolsun, zaten dinleyenimiz olmadığı için böyle buruk yaşıyoruz ya bu hayatı
-
8.
+2Günler geçti bununla mesajlaşmalar falan ilerledik baya. Yürüyüşe çıkıyorduk akşamları kısa buluşmalar derken, buna açılmayı düşünüyorum. Ama az çok hissediyorum bunun içinde mutsuzluk var hüzün var. Bende öyle şeylere çok takılırım, üzülürüm ..
Öğreneyim dedim ve açılma mevzusunu 2.plana atıp arkadaş gibi devam etmek en iyisi dedim..
Görüşmeler haliyle sıklaştı, buluştuğumuz zamanlarda bu durduk yere ağlamaklı oluyor bende buna çok takılıyorum üzüldükçe üzülüyorum. Baktım böyle olmayacak en iyisi açılmak dedim. Bir kaç gün geçti ,arkadaşlarım ile canlı müziğe gitmiştik ve birden içimden böyle sevgi tohumları falan patladı. Git şunu sahiplen sevmeye çalış dedim. Bel ki sana iyi biri olarak karşına çıkacak kişi budur dedim.
Telefonun mesaj kısmını açıp başladım buna derdimi anlatmaya. Dünyada ki bana göre en güzel kelimeyi buna söylemek istedim. Hanginiz SENi SEViYORUM kelimesini duymak istemezsiniz ki ?
Tahmin edeceğiniz gibi ben bu arkadaş bir güzel açıldım. Seni seviyorum dedim.. Buraları uzun tutmaya gerek yok, o an içinizden ne geçiyorsa söylüyorsunuz işte. Bende öyle yaptım.
Bende bir şeyler hissediyorum ama kafam çok karışık aslında yeni bir ilişkiye hazır değilim diye şeyler duydum cevap olarak. Ülke şartları gereğidir diye düşündüm ve üstlemedim sen bilirsin dedim ve beklemeye çekildim. -
9.
+2Bir kaç gün geçti tamam dedi başladık bununla konuşmaya görüşmeye. Sevgili olduk..
Ben karşımda ki kişiden seni seviyorum kelimesini ilgisini duyunca körü körüne bağlanır kalırım. Bütün dünyam o olur yani. işte aynen böyle oldu o kişi..
Bu arada ben yine ufaktan bahis hayatıma devam ediyordum. Kötü gidiyor iyi gidiyor karışık bir düzenim olmuştu..
insan bir şeylere sahip olunca istemsizce onu geriye atıyor. Ara sıra yalanlar söyleyip buluşmuyor bahise devam ediyordum. Karanlık çöküp gece olunca içerlenip sabah olmasını bekliyordum ve işe gitmeden önce gidip hemen sevdiğimi görüp gönlünü alıyordum yaptğımın hata olduğunu biliyordum çünkü.
Zaman geçtikçe birbirimize daha fazla kaynamaya başladık. Sıkı sıkı sarıldık anlayacağınız. Sanki filmlerde ki gibi kimsemiz yokmuş da öyle tanışıp bağlanmışız gibi gözümüz başka bir şey görmüyordu..
Bir gün eve geldim yatsı namazı vakitleriydi;
Namaz kılacam dedim.. Abdest hazırlıklar falan başladım namaza...
Namazımı bitrdim ellerimi açıp dua ediyorum...
işte benim hayatımı giben noktayı öyle bir getirip kendime batırmıştım ki sadece öleceğim zaman aklımdan çıkacak bir hayata kendimi bağlıyordum...
Allah'ım eğer bu kız benim hayatıma kötülükte iyilikte getirecek ise ben buna razıyım. Sonu şerde olsa huzurda olsa ben bu kızı hayatımda istiyorum dedim. Böyle uzun uzun dua ettim durdum. Günlerim bu duayı etmekle geçiyordu ki, baktım artık dua etmeme gerek yok. Ben baya baya seviyorum ve sevgime karşılık alıyorum içim rahat korkularım yok ilişki manasında.. -
10.
+1Başladık hayat planları yapmaya.. Evlilik iş hayatı falan..
Bulunduğumuz ilde işe başladı sevdiceğim. Aileme anlatmaya karar verdim ve işler taka sardı. Ailem istemedi, yaşın küçük, askerlik yapmadın diye vs..
Bu mevzu böyle uzadı sevdiğim insan haliyle bu işi öğrendi falan.. Aileme soğuk bakmaya başladı. Sorunlar oluştu ve saçma sapan şeyler için kavgalar aldı yürüdü böyle..
Sonra hayatımızı kurabilmemiz için buralardan çekip gitme planı yaptık. Onun sağlam bir işe girmesi gerekti ve sadece bununla kalmıyor ailelerden uzak bir ile gitmesi lazımdı -
11.
+1Çok uğraştık tahmin edemeyeceğiniz kadar çok. Ne sıkıntılar atlattık ama ilişkimiz zarar görmemişti sadece sorunlar oluyor ve bunların sebebi saçma sapan şeylere dayanıyordu. Ben her ne kadar kızacak şeyler bulsam da başlarda rahat davranmaya takılmamaya çalışıyordum. Ayıptır söylemesi bazen sahiplenme duygusunu baya fazla arttırıp kıskançlıkta boyut atlıyordum.
Yan yana geldiğimiz de biraz canını yakıyordum yalan söylemeye gerek yok yani.. Şiddet falan değildi; sağını solunu çekiştirip laflar söyleyip azarlıyordum. Yapmamam gereken şeylerdi aslında ama engel olamıyordum..
Sonra işler böyle ufak ufak çığrından çıkmaya başladı. Tartışmalar kavgalar arttı şiddetlendi, olayların büyüklüğüne göre birbirimize fiziksel zararlar vermeye başladık. Bilirsiniz işte erkek , kadının kolunu falan sıkar kadın döner ısırır ya da yüzünü ellerini tırnak izleriyle bırakır falan.. Bu boyutlara ilerledik. Hala daha nasıl öyle bir hal aldık bilmeyiz..
Zaman geçtikçe geçti.. ilk senemiz gayet güzel sevgi dolu geçmişti ama 2. ve 3. senemiz tamamen kavgalara dayanmıştı. 3 gün iyi 4 gün kötü, 3. gün iyi 4 gün kötü, 1 .gün iyi 6 gün kötüydük...
Sürekli kavgalar tartışmalar ayrılığın eşiğine gelmeler falan. Ama her kavga sonunda yine sımsıkı bağlıydık, seviyorduk işte...
Baktık bu böyle olmuyor en iyisi biz baskı altında kalmayalım aileler, insanlar bizi etkilemesin dedik ve benim kız arkadaşımın tayini oldu iş başvurusu kabul oldu yaşadığımız yerden bir kaç saat uzaklıkta bir ile atandı -
12.
+1Gitmesine karar verdik.
Hem artık evlilik yoluna girecektik. ikimiz de iş sahibiydik hayat şartları bizleri zorlamayacaktı..
Ve gidip o işe başladı...
Bilirsiniz sevgiye mesafe karışınca iş tak oluyor.. Kıskançlıklar artıyor kavgalar baka boyutlara atlıyor.. Aynen de böyle oldu.. Her gidip geldiğimizde kavgalar artık sokak kavgası olmuş,ya onun ağzı yüzü mor ya da benim suratım boynum tırnak kan izleri içinde kalıyordu. Nasıl oldu bilmem ama biz bu ilişkiye nasıl bir sevgi vermiş isek hangi duygular içimizde kalmış ise öylece kavga gürültü olmasına rağmen devam etti..
Sonra klagib mevzular artık evlenmek lazım falan dedik.. Bir kez daha ailelere açıldık yine çok sorunlu şeyler yaşandı öyle böyle sözdür nişandır düğündür hallettik ve evlendik..
Bizim sorunumuz aynı evde yaşayamamak diye düşünüyorduk yan yana olsak eskisi gibi sıkı sıkıya sarılıp insan vasfına bürünürüz diyorduk. Ama ne yazık ki benim o tak şansım tekrar etmeye başladı...
Eşim o atandığı ilde kaldı ben ise memleketimizde kaldım. Şu doğuda savaş başladı tayinler durduruldu ya hah işte o bana denk geldi dostlar.. Tayin dilekçelerimin hepsine red cevabı aldım. Sözde aile bütünlüğünü korumak için yasa çıkarttılar o yasa nasıl bir şey ise bizi bir türlü bir araya getiremedi.. Neredeyse 1 sene olacak ben hala baba evindeyim o ise kendi tuttuğumuz döşediğimiz yuvamız dediğimiz evde tek başına.. Sadece hafta sonları ver yıllık izinler el verdikçe görüşme fırsatı bulduğumuz yerde... -
13.
+1Haliyle tartışmalar boyut atlamaya sorunlar artmaya devam etti..
insan uzak olunca derdi bir ise bin oluyor. Abi kavga etsen telefonunu kapatıyor, başına bir şey gelse korksa tek kalıyor yardımına koşamıyorsun. Eşin bu senin, yanında olman lazım ama olamıyorsun işte.
Kopma noktasına geldi bitmek üzere oldu evliliğim sürekli hep o çizgide gitmeye devam etti.. Sonra eşimde değişmeler başladı ama böyle yok seni aldatıyor şöyle böyle yapıyor diyilebilecek şeyler değil..
Tamamen çocuksu olmaya başladı, hani sol frame de hep takıldığınız daşşak geçtiğiniz konular var ya aynen öyle işte. Böyle bir liseli ergen tarzı yaklaşımlar, küsüp telefondan whatsapp'dan engellemeler. 2 3 gün sonra barışmalar falan...
Haliyle insan yoruluyor sıkılıyor.. Sonuçta kız arkadaşın sevgilin falan değil ki yol verip gönderesin hayatından. Düşünün eşim dediğiniz kişi size öyle saçma sapan konuşma tarzları ile geliyor ki tamamen çocuksu yani .Lise seviyesi olsa idare edip durumu toparlarsınız.. Alttan alıp görmezden gelirsiniz yani. Ama çok başkalaştı kendileri.
Sizlere nasıl tarif ederim bilemem ama evlendiğine insanlara güvendiğine sevigiyi böyle basite indirgediğine lanet edecek kadar farklı ve çocuksu oldu. Her sabah uyandığımda hayata evliliğe dair sevgiye dair ne varsa küfür edip nefret duyarak güne başlamama sebep oldu. -
14.
0Artık her gün her saniye ona iyi davranmaya çalıştıkça, kendisini daha da çocuksu ruh haline soktu durdu.. takunu çıkardı anlayacağınız..
istemediği bir şeyi yaptığımda telefonlarıma cevap vermemeye başladı, mesajalrıma cevap vermemeye başladı. Boşanma ile tehdit etmeler başladı vs...
Artık hoşuna gitmeyen hangi davranışım olursa olsun her zaman konu boşanalım ayrılalım oldu..Ben ona güzelce anlatmaya çalıştıkça her seferinde sanki ulaşılmaz bulunmaz kumaş parçası gibi hissetti kendini. Ne yaptı ne etti sürekli ağzından boşanma ayrılma lafı hiç mi hiç eksilmedi.
Sonuçta bizde erkeğiz bir gururumuz var dedim,ben buna baya baya mesafeli davranamaya başladım... Ama hepi topu 1 gece sürdü her seferinde çünkü ben ona hep hayat arkadaşı gözüyle baktım. Dayanamayıp sabah uyanınca aradım sevimlilikler yaptım ama o hiç anlamadım. Sanki hatamı affettirmek için yapıyorum sandı kendi kendini yüceltti bir afralar tafralar.. Yine sesimi çıkarmadım evlilik ciddi bir iştir bu taku yedin sen ellerini açıp hayırlı hayırsız ne olursa olsun ver Allah'ım dedin al ebenin ammını gör şimdi dedim kendi kendime ve hala daha diyorum hemde her saat başı her saniye.. -
15.
+1Abiler ablalar kardeşler...
Ben ne yaptıysam buna güzel günlerin kısa olduğunu anlatamadım. Ömür denilen şeyin bitebilecek bir şey olduğunu anlatamadım. O her seferinde sanki onun gururunu okşadığımı, hatalı olduğumu affettirmeye çalıştığımı düşündü durdu. Hiç anlayamadı bu dünyanın acı çekmek yerine mutluluklar a gebe olduğunu.. Anlatamadım be işte..
4 sene her şeyimi paylaştığım, hayatımı birleştirdiğim insan artık anlamıyordu. At gözlüklerini takmış evliliği çocuk oyuncağı sanmış, boşanmayı ağzına sakız etmişti. Ne yaparsam yapayım aramıza mesafe koymaya aklınca bana mesaj yazmayıp aramayıp arayıp sorduğunda mesafeli davranarak beni değiştirmek istiyordu..
Gel zaman git zaman bunun çevresinde ki arkadaşları ve hayatında ki huur anası, ablaları ve nefis yoksunu babası ve abisi sürekli bizim ilşkimize müdahil olmaya başladı. Onlardan kopardığım kızlarının ne hikmet ise evli olduğunu unutup akıl vermeye başladılar.. Kızım kavganız gürültünüz yok onlar eskide ki cahillikelrdi ama siz ayrılın gibi mevuzlar oluyordu. Anlayamıyordum sırf biz yanyana gelemiyoruz diye hayatımızda bizi tanıyan ne kadar insan varsa boşanın diyordu.. Size soruyorum sırf tayin gerçekleşmiyor diye boşanır mı insanlar ya ? -
16.
0Kavga gürültü bitmiş sadece eşinizin çocuksu tavırları dışında evliliğinizde sorun yok ama ne hikmet ise herkes siz ayrılın diye tutturuyor.. Allah aşkına böyle şeyler yaşayıp da sakin olabilecek kimseler var mı aranızda ?
Her neyse o dırdırdır konuşan insanları susturmanın yükü de bana kalmıştı bir yolunu bulup kavga tartışma ile güzellikle merhametle ne kadar aklınıza gelen yol var ise o yolları deneyip hepsini teker teker susturmayı başardım..
Ama yinede onca sene bana sevgi de samimiyet de güvende kusur etmeyen kişinin, o saçma sapan çocuksu tavırlarını yok edemedim ve sürekli o tavırları bilinç altına işledi durdu.. Aynı kelimeleri tekrarlamaya sevgisiz ilgisiz soğuk davranmaya boşanmaya getirdi durdu işleri..
Tamamen kendimden ödün verip bu bir buhrandır dedim ses etmedim sustum, nasıl mutlu ederim nasıl pgibolojisini toparlarım diye aylarca savaştım didindim ve hala bugüne kadar yine de aynı şeyleri yapmaya devam ettim..
Ama insan karşısında ki eşinden böyle soğuk tavırlar sevgisizlikler görünce yıkılıyor be dostlar. Hayat anlamsız geliyor, çabaların boşuna gittiğini anlıyorsun.. Sevgi denilen şeyin boşa gittiğini görüyorsun yaşıyorsun...
Siz siz olun arkadaşlar;
Hayatınızı birleştireceğiniz kişiye güvenip de bu benim ömrümdür yoldaşım sırdaşımdır diye endesklenipde benim gibi yüreğinizi elinize alıp bu dünyada boşa çıkarmayın kendinizi. Yürek yara aldı mı o yara geçmez, her aldığın nefeste seni daha çok acıtır. Anıların gelirde aklına bir karanlık oda da dizlerinin üstüne çöktürür seni hüngür hüngür ağlatır.
Yapmayın be dostlar arkadaşlar, kendinizden başkasını yürekten sevmeyin bağlanmayın. .Hayatınızı giberler de aldırmazlar..
Gecenin bir saatinde elinize kalem kağıdı alıp boşanma dilekçesini yazarken, kafanıza silah dayayıp intihar a zütürürler adamı.
Dünyanızı karartırlar saf temiz sevginizi kullanıp.
Unutmadan şunu da söyleyeyim eğer bir gün gelirde, karşı cinse o içinizde ki tertemiz sevgiyi armağan etmek isterseniz sizden fazlasını vermeyin. Hep bir parçasını ekgib verin ki şu yalan dünyada hayatın tadını çıkarabilesiniz. -
17.
0Biten birşey devam etmiyor ne yazık ki.
başlık yok! burası bom boş!