/i/İnanç

İnanç
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +2
    antropolog bir abiniz olarak üç beş ben de anlatayım dedim.

    elimden geldiğince özetleyerek anlatmaya çalışacağım.

    ibadet, din, tanrı konseptleri günümüzden 12 bin yıl öncesinde insanlıkta ortaya çıktı. her şeyi anlamlandırma, tanımlama ve kontrol etme ihtiyacı duyan insanlar, her zaman başarılı olamadıklarını fark ettiler. doğada istediği hayvanı avlayabilen, birbirleriyle ilişkiler kuran, konuşmayı öğrenen insan yine de tek güç olmadığını fark etti. mesela bazı şeyler çok güçlüydü ve onlarla baş edemiyorlardı. güneş yakıyordu, battığında üşütüyordu. şimşek çakıyor gök gürlüyordu. bunlar korkutucu ve güçlü şeylerdi. zamanla insan bu \'güçlü\' ögeleri yenemeyeceğini anladığında elinden gelen tek şey olan ve doğada da alfanın betaya boyun eğmesi gibi boyun eğdi. böylece 'tanrı'nın ilk temelleri de atılmış oldu.

    dünyanın farklı coğrafya ve kültürlerinde, her insan farklı bir din ve tanrı konsepti yarattı. bunlardan en meşhurları güneş, ay, yıldız ve bazı hayvanlardır. hepsinin ortak noktası ise bir güç temsilidir. "madem kontrol edemiyorum, madem benden güçlü o zaman onun affına sığınayım, merhametine sığınayım ki bana da o gücünü kullanmasın" diyen insan ibadet usulleri geliştirmeye başladı. eski dinlerde çoğunlukla 'adak' şeklinde ilerleyen ibadet modelleri, daha sonra insanın kendinden ettiği fedakarlıklarla yaptığı ibadet modeline dönüştü. ilk başlarda meyve-sebze, genel yiyecek, hayvan kurban etme varken bazı kültürlerde insan kurban etme var. daha sonra kendinden fedakarlıkla ilgili insan daha bağlayıcı şeyler geliştirdi. "nefs" adı verilen ve aslen insani arzu ve güdüleri oluşturan kavramın terbiyesi ile daha ileriye taşınacağı ve bunun tanrı katında daha makbul olduğu fikri yerleşti. dinler de, her ne kadar dogma olsalar da sürekli değişirler. yıllar boyunca bir çok dini ögenin değişmesi bundandır.
    ···
  2. 2.
    0
    bunu unutmuşum lan ben neyse akşam devam edecem kendime rez.
    ···
  3. 3.
    0
    okuycam az sonra adamsın sen reis böyle şeylerle gelin az.
    ···
  4. 4.
    0
    Yaz yaz ben merakla okuyorum
    ···
  5. 5.
    0
    dinlerin ihtiyaç noktasındaki bir diğer katkısı da, sosyal varlık olan insanı birleştirme gücü. sosyal ilişkileri güçlendirme ve ortak bir duygu durumuna sokma gücü. insanlar olarak birlik ve beraberlik duygusunu seviyoruz. aynı fikir, düşünce ve duyguda olduğumuz insanlarla daha samimi ilişkiler kurabiliyoruz. aslen burada temel olan şey güvendir. insan, doğadaki hayvanlar gibi güven ve içgüdü üzerinden hareket eder. güven kısmında hiç tanımadığın bir insana nasıl güvenebilirsin? işte din bu noktada bir yama görevi görür. din, farklı düşünce ve duygu yapısındaki birçok insanı tek noktada birleştirebilir. bu duygu insanda bir birlik hissi, yalnız olmadığı hissi doğurur. birçok dinde de tek ibadetten farklı olarak grup ibadeti daha iyi bir yerde tutulmuştur. grup şeklindeki hareketler hem sosyal ilişkileri güçlendirdiği hem de güven duygusu yarattığı için din temelinde oldukça makbuldür. dinlerin insan hayatındaki destek verdiği en büyük hislerdendir. yine bir örnek verelim; kurban ritüelleri de, birçok insanın aynı amaçla bir araya gelmesi, kan sunması, dua etmesi ve sosyalleşmesi anldıbına gelir. herkes bir şekilde mükafatlandırılmaya çalışılır. daha önce bahsettiğim üzere bir pozitif enerji aşılar.
    ···
  6. 6.
    0
    peki, insanların neden böyle bir şeye ihtiyaçları var? aslen dinler neyi simgeliyor?

    din, en genel hatlarıyla bakıldığında pozitif enerji görevi gören bir olgudur. Şöyle ki, başınıza gelen kötü olaylarda ya da hayal ederken ihtiyacınız olan pozitif itmeyi size din sağlar. bir işe başlarken dini bir sözle başlama, vefat, hastalık durumlarında din üzerinden telkin etme, yaptığınız işi eğer tanrının isteği varsa ona göre yapma duygu ve dürtüsü, zamanla kültürel anlamda da işlemiş ve insanların dini algılardan çok geleneksel olarak kullandıkları kalıplara dönüşmüştür. örneğin babasını kaybetmiş yakın dostunuza "dünya ölümlü hiçbirimiz kazık çakamıyoruz, çürüyüp gidecek herkes ölecek" gibi aslında gerçek olan cümleleri edemezsiniz. sosyal ve duygusal ilişkiler ağı bunu kabul etmez. onun yerine ölen kişinin daha iyi bir yere gittiğinden, kendisinin hatalarının affolunacağından bahsedersiniz ve pozitif düşünce aşılarsınız. insanlık olarak bunlara sığınıyoruz ve bu tarz travmatik durumlarda da beynin bu enerjiye ihtiyacı olduğu ve üstesinden gelme konusunda da çok etkili olduğu daha önce ispatlanmıştır.
    ···
  7. 7.
    0
    her dinde olduğu gibi, insanlığın aklını kurcalayan birçok soruya çözüm getirilmeye çalışıldı. peki nedir bu sorular? biz kimiz, burada ne işimiz var, hayatın anlamı ne, öldükten sonra ne oluyor, hayatımı nasıl yaşamalı ve kendimi neye adamalıyım? günümüzde de insanlığın birçok cevapla zenginleştirdiği bu sorulara, ilk yanıtları dinler verdi.

    biz kimiz: kul
    burada ne işimiz var: kulluk etmek için
    hayatın anlamı ne: bir sonraki dünyaya geçene kadar iyilik ve ibadetle dolu bir hayat geçirmek
    öldükten sonra ne oluyor: yok olmuyorsun, bedenin çürüyecek ama ruhun ölümsüz ve öbür dünyaya geçecek. (ya da reenkarne olup yaşamaya devam edecek)
    hayatımı nasıl yaşamalıyım: hayatını toplum ve diğerleri için iyilik yaparak yaşamalısın. çalışmalısın vs.

    bu durumlar, afrika'daki bir kabile için de geçerliyken daha büyük dinlerde de geçerliydi. aradaki fark, büyük din mensupları kişilerin cevaplandırılmasını istediği farklı sorular vardı. mesela bebek nasıl oluyordu, şimşek neydi, hastalık neydi gibi. bunların sorularını da dini liderler verdiler. bebek nasıl olur sorusuna antik yunan filozoflarından beri birçok fikir üretildi. kandan dolayı olur teorisi çıktı, ruhunun bir parçasını aktarır teorisi çıktı. kimse meni ve yumurtayı bilmiyordu tabii ki. dinler de bununla alakalı tanrının isteğiyle olduğunu açıkladılar ve düşünmeyen insanlar bu cevapla tatmin oldular. şimşeklerin de gökyüzünden tanrının gazabı olduğu ve düştüğü yeri mahvettiği açıklandı. hastalıklar zaten bir ceza yöntemiydi. bu örneklerdeki ortak nokta, gördüğünüz üzere cezalandırma kavramı. insan, kontrol edemediği her durumda, kendi yarattığı algılara göre kötü bir şey yaptığını düşündüğünde kendinden güçlü olan birisi tarafından cezalandırılıyordu. insanlar özgür olmadıklarını ve olamayacaklarını da bu yolla fark etmeye başladılar.
    ···
  8. 8.
    0
    daha büyük kitlelere etki etmeye başladıkça, bazı dinlerin diğer dinlerin varlığını bitirdiği ve inanan sayısı arttıkça daha güçlü olduğu görülüyor. bunlara sümer dini, paganizm, şamanizm, budizm gibi dinler örnek gösterilebilir.
    daha önce de birçok kaynakta bu temel dinlerin aslen diğer birçok dini nasıl etkilediği ve kök olarak incelendiğinde diğer dinlerde olan bazı uygulamaların önceki dinlerde oldukları üzerine hem sözlükte hem de çeşitli yerlerde paylaşımlar oldu. dinler arası benzerlikler ile ilgili birçok kaynağa ulaşmak mümkün. ben burada bir ikna çabasından ziyade açıklama çabasında olduğumdan en derin yerlerine kadar ispat için zaman harcamayacağım. isteyen daha derin okuyabilir.
    hıristiyanlıkta birçok pagan ögesi olduğu, islamda ve yahudilikte mısır ve sümer dinlerinden gelen birçok sözcük ve uygulama olduğu biliniyor. aynı şekilde şamanizm ve budizmin de asya bölgesinde daha yaygın olduğu biliyoruz. peki, hikaye zinciri şeklinde diğer dinlerde olan durumlar başka dinlerde de nasıl ortaya çıktı? peygamberlerin isimleri, soyları, başlarından geçen hikayeler ve bunların birleştirilerek anlatılması. dünyanın farklı kültür ve coğrafyalarında yaşanmış olan olayların birlikte anlatılması durumu. aslında, burada şöyle bir detay mevcut; semavi dinler denilen 3 büyük dinin ana aktörlerinin hemen hepsi ortadoğu bölgesinde yaşadı. bu açıdan bakınca, bir hikayenin o bölge insanları tarafından anlatılıp efsaneleştirilmesi ve kültür ögesi haline getirilmesi kaçınılmaz. hal böyle olunca, bir sonraki çıkan din, kendi anlatıcısı, elçisi, peygamberi, kahini, şamanı kimse, onun ağzından diğer kurgularla da birleştirilerek çıktı. örneğin; ben daha önce bir millette yaşanmış bir x olayını biliyorum. kendi inancımı yaymak adına bu x ögesini alıp bir bağlantı yaratarak kendi hikayeme işlersem eğer, hem kendi insanlarımı hem de buna inanan diğerlerini kendi safıma çekme şansım yükselir ve hikayemin de sağlamlık ve inandırıcılık ögesi artmış olur. aynı kitapta kaynak belirtmek atıf yapmak gibi. bu metot ile, birçok din birbirlerinden aldıkları imge, hikaye, şekil, uygulama, ritüelleri kendi dinlerine de yer yer birebir yer yer değiştirerek kanalize etti ve her seferinde sanki v2.0 update yapar gibi üzerine yazarak ilerledi.
    ···
  9. 9.
    0
    dinler sayesinde baştaki kişiler bu yayılmacı politikanın altında birçok fayda gördüler. bunlardan en önemlisi olan ve her zaman da olacak olan durum finansal getirilerdir. bir fikir akımı tek başına bırakılırsa ilerleyemez. güdülenmeli, motive edilmeli, geliştirilmeli ve yönetilmelidir. düşünsenize, aynı fikre ve hisse sahip bir kalabalığa sahipsiniz ve bunu öylece bırakıyorsunuz. bu oldukça mantıksız olurdu. şimdi x dinine sahip ve toplamda 250 kişiye ulaşmış olan bu toplumumuzun bir sonraki hedefi başka bir küçük nüfuslu ve dinli bir topluluk. onu da alınca biraz daha genişleyeceğiz. tanrımız tanrınız olacak ve kurtuluşa ereceksiniz, aksi takdirde de sonuçlarına katlanacaksınız çünkü inanç özgürlüğü ve haklara saygılı davranma durumu bir ilüzyondan ibarettir. insan kendi istekleri ve düşünce tarzında olmayan şeye ya dıştan ya içten bir şekilde düşmandır.
    ···
  10. 10.
    0
    daha önce de bahsettiğim gibi, dinler insanlığın bugün dahi cevaplarını aradığı sorulara maneviyat temelinde cevaplar buldukları için yayıldılar ve insanların inancına mahzar oldular. peki ne değişti? Bir noktada insanlığın hayatına bilimsel metot denilen durum girdi. her şeyin cevabını yaratıcılarla ve kaderle açıklayan dinlerin yanında, bilim de soru cevaplama noktasında insanlığa dahil oldu ve o noktada insanlık tarihi bir çatırdama yaşadı. ne demek güneş ay yıldızlar tanrı değildi? ne demek bizden başka canlı olabilirdi? ne demek mutasyon geçirmek? ne demek evrim? ne demek seleksiyon? ne demek adem ve havva yok? (adem ile havva figürü birçok dinde farklı isimlerle de olsa belirtilmiştir) ne demek bu hastalıkları tanrı yollamadı? bu noktada olaylar karışırken, dini bakış açısına sahip olsa bile araştırmalarını dini temelden değil de var olan gerçeklikler ve deneyler üzerinden yapan kişiler bazı bilgilere erişmeye başladılar. bu metotları kullanan kişiler de her zaman bir dini unsurla yönetilen toplumlardan çıktı. burada inanç ile akılcılık üzerinden tartışma yapan kişilerin aslında ne kadar zayıf kaldığını görme imkanımız var. din ve akıl çelişir gibi bir durum yoktur. din, insan zihninin bir parçasına hitap ederek orayı tamamlar bir yama görevi görür. o yamanın içeriği ise insanın kendisine bağlıdır. eskilerden beridir gökyüzü üzerine çalışanlar, orada tanrılardan fazlasını görmeye başladılar. bazı hareketlerin düzenini, yörüngeleri keşfettiler. bazıları sabitti bazıları değişken. farklı farklı çalışmaya başladı insan zihni. farklı sonuçlar elde etmeye başladı ve bazıları da dini yaptırım ve ögelerle ters düşüyordu. sadece din demek de doğru değil, belli bir süre sonra dini ögeler kültür ögesi haline gelir ve yer eder kendine. aynı bizdeki mevlüt kandili gibi.
    ···
  11. 11.
    0
    artık gittikçe inanan sayısı artan toplumumuzun bu kadar inananı barındırması ve ibadet ettirmesi gereken bir yere ihtiyaç var, çareyi buluyoruz; tapınak inşa etmek. işte 12 bin önce göbeklitepe'de olduğu gibi, toplu şekilde ibadet edilmesi amaçlanarak inşa edilen ilk yer de bu mentalitede inşa edildi. yüzlerce insan buraya akın etti, konakladı, ibadet etti, sosyalleşti. o dönem şartları için ve aslında bir din adına oldukça ileri seviye bir fonksiyon gösterdi. tabii şu da fark edildi, bu kadar insanın barınması için evlere ihtiyaç vardı, bu kişileri doyurmak lazımdı, gelen kişiler bir şeyler satın almak isteyecekti ihtiyaçları vardı. tam da bu noktada, aynı zihinle ve güdüyle bir araya gelmiş olan kişilerin büyük potansiyeli keşfedildi; müşteri olma.
    ···
  12. 12.
    0
    peki neden binlerce din var ve neden her din kendi dininin ulvi ve yegane geçerli din olduğunu iddia ediyor? bundan 12.000 yıl önce, ilk insanlar inanç sistemlerini oluşturduklarında tapınaklar inşa etmeye başladılar. dünyanın farklı yerlerinde, put, sunak, tapınak, mabet, mescid gibi isimlerle adlandırdığımız kutsal yerler oluşturmaya başlandı. günümüzde bulunmuş en eski ibadet yeri de göbeklitepe'deki mabettir. ufak tefek kabilelerin kendine ait dinlerinin olması ya da kabile haricinde küçük topluluklara has dinler aslen tehlike altındadır. bunun nedeni, aynı çatı altında toplayabildiği insan sayısından gelir. eğer ne kadar çok aynı ortak akla ve hisse sahip insanınız varsa o kadar iş yapabilme kapasiteniz artar. burada iş yapabilme diyorum çünkü aslında dinler ile çalışma sistemleri de benzer çalışırlar. bu konuya girip dağıtmak istemiyorum, dönmek gerekirse eğer, birlikten kuvvet doğar mentalitesiyle dinler yayılma amacı gütmeye başladılar, tabii bu mentalite fikir akımlarından tut kültür, politika, akrabalık gibi her yerde ve her mekanizmada işliyor. dinlerin yansımasında da bu misyonerlik çalışması dönüşüyor. Şöyle ki, 100 kişilik bir toplumda x dinine sahipsiniz. aynı şekilde size en yakın komşu kabile de 150 kişilik ve y dinine sahip. burada bir çatışma olacağı aşikar. ilerleyen dönemde kesişen çıkarlarla birlikte birisinin diğerine üstünlük kurması gerekecek. bu savaşla da olabilir, misyonerlikle de. insanların zihnini etkilemek, kan dökülmeden bu işi çözebilir. böylelikle ya x ya da y dinine bağlı 250 kişilik daha kalabalık ve daha güçlü bir toplumumuz olacak. Tabii bu savaşla çözülüp bir tarafın diğerini tamamen yok etmesiyle de sonuçlanabilir. kalan kişilere kendi dininizin ve yönetiminin altına girmeyi teklif ederek onları da kendi saflarınıza katabilirsiniz. bu konudaki en gerçekçi ve komik örnek, agar.io oyunu verilebilir.
    ···
  13. 13.
    0
    birçok felsefi soruya cevaplar veren dinler, herkesin de bildiği üzere bu hayat, bir sonraki hayat, iyi-kötü, ceza-mükafat gibi fonksiyonlarla işler. yıllar içinde bunlar gelişse de temelde aynıdır. insanların birbirine eşit olmadığı, hırslarının, tutkularının, güçlerinin, imkanlarının bu kadar farklı olduğu dünyada, dinler bu ayrımları yıkmaya odaklanır. insanı insan yapan bu ayrımlar, tek başlarına bırakılırsa insan oldukça tehlikeli bir canlı haline gelir. zengin olan birisi fakirlere zulmetmeye devam ederse ve onu durduracak kaba kuvvete sahip değilseniz, onu bunun günah olduğu algısı ile durdurabilir, sevap algısıyla da elindekini dağıtmasını sağlayabilirsiniz. temelinde dinlerin bu bakış açısı oldukça faydalıdır. adil ve eşit bir toplum düzeni kurmayı amaçlar. lakin güce ve kontrole tapan bir varlık olan insanın elinde de bu mekanizma bir faciaya dönüşmüştür. insanları manipülasyon için dinin çok rahat kullanılabilmesi, insan davranışlarını yönetmede dinin en etkin araç haline gelmesine yol açmıştır. din toplumların afyonudur klişesine girmek istemiyorum herkes bu kadarını zaten biliyor. önemli olan nokta, inanç sahibi olmak ya da olmamak değil, bunun üzerinden algısının yönetilip yönetilmediğinin farkında olmaktır. dini lider emrettiği için mantığa ya da karakterine sığmayan bir şey yapmak düpedüz düşük zekalılıktır. örnek olarak karısını şeyhine sunan kişileri verebiliriz ya da çocuğunu tanrıya kurban için veren aileler gibi.
    ···
  14. 14.
    0
    bu noktadan sonra, dinlerin etkileri inanç temelli olmaktan çıkmaya başlayarak daha çok 'ne kadar çok inanan, o kadar güç ve o kadar para' mantığına dönmeye başladı. roma imparatorluğu hristiyanlığı kabul etmeseydi büyük coğrafyalara ve insanlara ulaşamayabilirdi. türklerin islamı kabulü de bir benzer noktadadır. eğer din bir noktadan sonra durdurulmazsa yayıldıkça yayılır. bunu ister kanla yap, ister iknayla, ister tehditle. ama din yayılır ve durdurmak zordur. akın akın din değiştiren halklar tarih sahnesinde hep göze çarpmıştır. dediğim gibi, aynı zihin ve güdüdeki insanlar o kadar cazip bir potansiyel sunar ki, aslında doğru motivasyonla istediğini yapabilir ve yaptırabilirsin. işte din için söylenen uyuşturucu tabiri buradan gelmektedir tam olarak. din adına birçok şey yapabilir insan. bu nokta, insanlığın dinlere bakış açısındaki en tehlikeli noktadır. eğer bir din, inancının temelindeki normlara uygun olarak pozisyonlanmış ve bu şekilde ilerliyorsa ve kâr amacını minimum tutuyorsa, bu din inançlılar için çok uygundur. inanan bir kişi, bu tarzda şekillenen bir dinin mensubu olarak sosyal, maddi, manevi olarak bu durumdan faydalanabilir. ama yayılmacı politika ile, inananlarını fiziki, manevi ve finansal olarak sömürmeye odaklanmış bir din sadece kendi temelini çürütecek ve inananlarını kaybedecektir. buradan hareketle günümüzdeki din algısına geçmekte fayda var =>
    ···
  15. 15.
    +1 -2
    Sorma ateist ol olacaksan olacaksan musluman ol boş yapma amk moda icin ateist olan ergen liseli huur evladı
    ···
    1. 1.
      0
      28 yaşındayım kardeş ben yazdıklarımda saygısızlık da yok önce okusaydın beynini gibtirtme
      ···
      1. 1.
        -1
        28 yaşındasın hala buradasın amk boş insanı seni essek kadar olmuşsun hala buradasın
        ···