/i/Siyaset

Saygı Çerçevesinde Özgür Siyaset Platformu
  1. 1.
    +3 -1
    *Sultan Galiyev büyük Doğu devrimcisidir.

    • Sultan Galiyev Türk Mazlum haklarına sahip çıkmıştır.

    • Türk halklarının , haklarını aramıştır ama sözde faşist ezen onu engellemiştir.

    • Galiyev Anadolu daki devrimi desteklemiştir.

    • Galiyev Rus devriminde "Tatar-Türk" lerini bir araya toplayarak Kızıl Bayrağın altında birleştirmiştir.

    • Burjuvazist Türklerin Doğudaki korkulu rüyasıdır , Mollanur Vahidov ile birlikte.

    • Tüm dünyadaki devrimleri desteklemiştir.

    • ilk SSCB polit bürosunda Müslüman Komünist delegesidir.

    • Fakat Stalin istemediği için önü hep kapatılmış ve en sonunda idam edilmiştir.
    ···
  1. 2.
    0
    Çeçen değilmi bu la
    ···
    1. 1.
      +1
      Çeçen değil Türk devrimci amacı tüm Türkleri Sosyalist bir çatı altında birleştirmekti
      ···
    2. 2.
      0
      Oo ozaman helal yoldaşıma
      ···
  2. 3.
    0
    Bana Bir Şimşek Çak...

    bana bir şimşek çak
    ortalık fena karanlık
    yüreğim örtülüyor
    ağır bir dalgınlığa genişliyorum
    durmadan değişen o mevsimde
    dağlarda kalın
    omuz omuza bulutlar
    çok fena kalabalık
    ellerim çıplak
    bana bir şimşek çak
    kötü bir tuzaktayım
    bilmem ne yapsak
    aklımda fikrimde onlar
    yaşlı ve genç
    erkek ve kadın
    korkularıma tutsak

    bana bir şimşek çak
    içim içime sığmıyor artık
    vahim bir çağrışımdan
    daha vahimine atlamaktayım
    bana bir şimşek çak
    belki fena halde
    yanılmaktayım
    o ince kız çocuğu
    gün doğmadan her sabah
    bir hapisaneden bir nezarethaneye
    kelepçeli zütürülüyor
    dudakları titrek
    gözlerinde buğu
    bilmem ki nasıl anlatayım
    bağışlanmaz suçu dünyayı sevmek
    bir de o
    adını bile bilmediği
    kıvırcık saçlı'devrimci'öğrenciyi
    fakülte kapısında vurulmuş
    yağmurun altında
    çıplak
    bana bir şimşek çak
    çok yanlış anlaşılmaktayım
    hesabım yanlış bir mahkemede görülüyor
    içimdeki zemberek
    boşandı boşanacak
    yaşamak mı gerek
    yoksa unutmak mı
    şaşırmaktayım
    galiyef yoldaş ne olacak
    galiyef yoldaş sibirya sürgünü
    sanki yalın bir bıçak
    kayarak
    bir kırlangıç hızıyla
    bulutların arasından
    karanlığın böğrüne saplanacak

    galiyef yoldaş ne olacak
    galiyef yoldaş sibirya sürgünü
    elinde bir mektup eski yazıyla
    artık yüzünü bile unuttuğu
    karısından
    burnunda sadece kokusu var
    ilkbahar kadar müşfik
    sonbahar kadar yumuşak
    galiyef yoldaş ne olacak
    avrasyada hala mazlumların uğultusu
    kısa bozkır atlarının nallarından
    gizli kıvılcımlar ki etrafa saçılıyor
    azadlık mermileridir
    çekirdekleri çelik
    cehennem gibi sıcak

    bana bir şimşek çak
    sala veriliyor görünmez minarelerden
    izmir de istirdat ı yaşamaktayım
    bir yangın soluğu sokak içlerinden
    kordonboyunda muzaffer atlılar
    fahrettin paşanın süvarisi
    bana bir şimşek çak
    yolumu aydınlatacak
    gazi'nin gözlerinden
    mavi bir şimşek
    kuva-yı milliye mavisi
    aynı emaneti taşımaktayım
    'hürriyet ve istiklal benim karakterimdir'
    çünkü hain sinsi ve korkak
    aynı düşmana karşı
    savaşmaktayım
    ···
    1. 1.
      0
      Atilla ilhan ne güzelde anlatıyor
      ···
  3. 4.
    0
    bağımsızlık mümkün olmadı, çünkü; doğulu müslüman halkların emperyalistler karşısında verdiği amansız bilim, dil, din ve siyaset savaşı yıllarında, rusya'da da çar'a karşı dünya tarihinin en büyük devrimlerinden biri hazırlanıyordu.
    hazırlayanlar: proleterya! yani, sanayi çağıyla avrupa'da gelişen işçi sınıfının rusya kolu. cedid hareketi içinden yetişen onlarca aydın, kendileri gibi emperyalizme karşı savaşan bolşevik liderlerin ve proleteryanın saflarına geçti. bolşevikler'in rusya'da çan devirip bir sovyetler kurması mümkün. ancak, sanayi çağı yaşamamış doğu topraklarında ağalara, beylere, emperyalist sömürüye karşı savaşacak işçi bulmak mümkün degildi. bu yüzden proleter devriminin ona-asya'ya taşınması da mümkün değildi. bolşevik devriminin orta-asya steplerine uzanması için başka yollar bulunması lazımdı.

    mesela, orta-asya 'nın milli ve dini uyanışının liderleri ve halklarıyla pekala yanyana gelinebilir. gelinebilir ancak bu yanyana geliş sadece "taktik" bir şey olur. çünkü, proleterya, milli ve dini her şeyin burjuva değeri, feodal değer olduğunu söylüyor, sınıfsız bir dünya arzuluyordu!

    yani, doğu halklarının bağımsızlık değeri ve gücü proleterya değil, doğu halklarının bağımsızlık arzusu, dini ve milli değerlerin emperyalizme karşı savaşılıp korunmasıydı.

    bolşevik liderler, proleteryanın teorisyenleri, bu duruma acil bir çözüm buldular: "self-determinasyon"... yani her halk kendi siyasetini kendi belirleyecek. orta-asya'nın aydınları için bu çok cazip bir teklifti ve hemen bolşevik devrimine yürekten katıldılar.
    bu yüzden, bolşevik liderler, çar'ın ordularına karşı bölünmernek için uzun müddet orta-asyalı, müslüman ve türk bolşeviklerin milli ve dini konferanslarına, dergilerine ses çıkartmadılar. hatta stalin, doğu müslüman halkların bu konferanslarına ve taleplerine sıcak baktı, destekledi.

    ortada büyük bir "teorik" anlaşmazlık vardı. bir tarafta, rusya'nın devrimcileri "proleterya", yani işçi sınıfı. işçi sınıfını sanayi toplumu ortaya çıkarmıştı. oysa, doğuda böyle bir sınıf yoktu. böyle bir sanayi yoktu. kızıl kıyamet burada koptu... doğu topraklarında emperyalizme karşı mücedeleyi nereye koyacağız, bunun adı nedir? yoksa batıda gelişen işçi sınıfı tüm doğunun da motoru, gücü, öncüsü mü olmalı.

    marksist teorisyenler işçi sınıfı yetiştirmemiş doğulu halklar için özel bir sayfa açtı, yüzyıldır bu doğunun özel tarihsel süreci tartışılır, bunun herkesçe bilinen meşhur adı: asya tipi üretim tarzı, yani, atüt!

    1917 bolşevik ihtilali olmuş, ancak, iç savaş süreci uzadıkça uzuyordu, çünkü, rusya steplerinde çar'ın ordularını bulup yakalamak ve yok etmek imkansızdı. bu günlerde doğulu halkların ve doğulu bolşevik aydınların karşısına geçmek doğru olmazdı.
    ta ki, iç savaş süreci bitip, orta-asya'nın kahraman devrimci türk bolşevikleriyle çar'ın orduları tamamen temizlenene kadar. artık, moskova merkez sesleri geliyordu. yani, tüm ülke merkeze bağlanmalıydl. yani, "kontrol" merkezden sağlanmalıydı. hemen harekete geçildi, türk ve müslüman halkların, aydınların dergileri, gazeteleri, dernekleri, konfederasyonları yasaklandı. bütün doğulu halkların milli ve dini değerleri milliyetçi sapma olarak değerlendirilip yok edildi.

    bolşeviklerle kolkola emperyalizme ve çarın ordularına karşı savaşmış doğulu halklar ve aydınlar, bütün siyasi, ekonomik tekelin moskova'ya kayıtsız şartsız bağlandığını gördüklerinde iş işten geçmişti. aldatılmışlar, kazıklanmışlardı. çünkü artık stalin iktidardaydı ve milyonlarca türk'ü yerinden yurdundan trenlere bindirip sibirya çöllerine sürüyordu. bir vahşet. dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük mezalimleri başladı. stalin taş üstünde taş bırakmadı. cengiz dağcı'nın eşsiz romanlarını okursak, kadınların tülbentleri, dantelli mendillerine dahi "milli değer" diye el konuldu. türk'ü, müslümanlığı hatırlatan her şeyin üstünden buldozerler geçti.
    asıl facia, 19. yüzyılın büyük cedid, aydınlanma hareketinin yetiştirdiği bir büyük kuşak yok edildi.

    öyle bir "yok ediliş ki?, 1940'lı yıllara geldiğimizde, orta-asya'da kendi tarihini, kültürünü, bir önceki kuşağın adlarını, çabalarını bilen tek bir insan kalmadı çünkü yeni bir kuşak, komünist okullarda, komünist eğitimle yetişmişti. yirmi yıl gibi kısa süre içinde, tarihleriyle, kültürleriyle benlikleriyle, aydınlarıyla hiçbir ilişkileri kalmamıştı...

    ancak kaçan kurtulabiliyordu, kaçanlara bir örnek: 1930'lu yıllarda türk devletine türkçülük ve ruslar'ı devirmek için nazilerle işbirliği teklif için nazilerle gizli örgüt dahi kuran ünlü tarihçimiz zeki velidi togan'dır. rusya steplerinde olup bitenleri ancak gizli servisler ya da kaçanların ağzından öğrenebiliyorduk. (bir küçük not: ii. dünya savaşı'nda naziler yenilince bu gizli türkçü örgütün elemanlarını yeni kurulan cia üstüne geçirip kullanmaya başladı, bugünkü türkçü ve milliyetçi hareketin amerikancılığı da burdan başlar.)
    ve tarih hepimizi şaşırtarak bilinmeyen sürprizlere doğru ilerledi. berlin duvarı'nın çöküp sovyetler'in yıkılmasıyla olup bitenleri teorik olarak anlamak mümkün değil. komünist, marksist okullarda yetişmiş sovyet siyasetçiler, bir günde çar siyasetine döndüler.
    yani, sovyetler'in adı bir günde rus milliyetçileri oldu. rus emperyalizmine ve rus ortodoksluğuna geçiş yapmak onlar için bir saniyelik işti. derhal, kaldıkları yerden çarlık siyasetine dönüp, yeni bir milli ve dini ve emperyalist hayata başladılar. ciksen yıldır eğitim veren marksist teori ve okullar, ruslar'dan tek bir kişiyi dahi milli ve dini sapmalardan kurtaramamış, aksine daha deli daha manyak bir rus milliyetçiliği ve rus ortodoksluğu tarih sahnesine fırladı...

    ciksen yıldır okullarında okutulan marksist teori, ruslar'ın milliyetçilikleri ve ortodoksluklarına hiç zeval vermedi, aksine pekiştirdi. işte, milli ve dini değerlerin asla yok edilemeyeceğini bize öğreten bu ciksen yıllık labaratuvar, bugün insanlığın önünde büyük bir tecrübe gibi durmaktadır.

    yeniden milli ve dini değerlere dönüş yapmaktıysa niyetiniz, milyonlarca müslüman ve türk'ün milli ve dini değerlerinden bir yüzyıl ne istediniz? milyonlarca müslümanı, türk'ü neden öldürdünüz.

    işte bu soruların çoğaldığı bugünlerde türkiye aydınları orta-asya'nın bağrından çıkmış bir bolşeviki sıkça tartışmaya başladılar, adı: sultan galiyev!..

    bugünlerde attila ilhan yazılarıyla, halit kakınç kitaplarıyla sultan galiyev'ı türkiye'nın gündemine taşıdılar, ikisine de sonsuz teşekkürler...

    ancak ülkemizde sultan galiyev'in fikirlerini en güzel özetleyen kitap, hürriyet yayınları'ndan 1981 yılında çıkmış: sultan galiyev ve sovyet müslümanları adlı kitaptır. iki yazarlıdır: alexandre bennigsen-chantal ouelquejay..
    benım kuşağımın sultan galiyev'i tanıdığı kitap, bu kitaptır. yeni baskısı yapıldı mı bilmiyorum. eski kitapçılarda hala bol miktarda mevcuttur.

    sultan galiyev'i tanımadan önce gözlerinizi kapatın ve tarihin karanlıklarına, orta-asya bozkırlarına doğru avazınız çıktığı kadar bağırın: sultan galiyev! sultan galiyev!.. çünkü sultan galiyev, yazımın burasına kadar söylediğim her şeyi "öngören" ve "bas bas bağıran" bir bolşevikti...
    Tümünü Göster
    ···
  4. 5.
    0
    fikirlerimizi, coşkumuzu borçlu olduğumuz adamın adıdır. sultan galiyev'in fikirlerini bir kaç satırda özetlemek mümkündür, bugün "galiyevizm" de denilen doktrin şudur: "doğulu halklar, amerika, avrupa ve rus emperyalizminden korunmak için kendi konfederasyonlarını, sosyalizmlerini kurmak zorundadır!...

    bunu tamamlayan görüş şudur: "sanayi devrimini yaşamamış doğulu türk, fars, arap, müslüman halklar, milli ve islami değerleri korunarak sömürgeler enternasyonalizmini kurmalıdır!..

    henüz 1920'lerde söylediği şudur: "sovyetler rejimi, hızla rus milliyetçiliğine ve devlet kapitalizmine dönüşecek!"..
    ancak, en çok yankı bulan tüm fikirlerinin temeli olan düşüncesi şudur: "avrupa proleteryası kendi sömürgeci burjuvasıyla iş birliği yapmıştır. sömürge kaynaklarını burjuvasıyla ortaklaşa hüpletmiştir. bu yüzden avrupa solu, dünya sosyalizmine öncülük edemez, motor rolü oynayamaz!"..

    bu düşüncesini tarih doğrulamıştır. avrupa proleteryası sömürge kaynaklarıyla zenginleşen avrupa burjuvasıyla güle oynaya avrupa birliği'ni kurmuş; sovyetler, bir günde, eski çar sıyasetıne başlamıştır!

    ancak, sultan galiyev gerçek bir devrimci, gerçek bir bolşevikti. milli ve dini değerlere kalben inancı yoktu. milli ve dini değerlerin tarihten ve halkların gönlünden silinemeyeceğini tarihi bir gerçek olarak kabul ediyor, söylüyordu. sanayi devrimi yaşamamış doğulu halkların en büyük bağımsızlık değerlerinin milli ve dini değerleri olduğunu söylemeye çalışıyordu.
    ve sultan galiyev bu düşüncelerini hiçbir zaman gizli kapaklı söylemedi. aksine, aleni, dergilerde, konferenslarda ulu orta bağırarak haykırarak söylüyordu. bir dizi doğu halkları konferansı ve sonuncusu bakü, doğu halkları konferansı'nda da söyledi. sultan galiyev o günlerde arkasına orta-asya'yı almış çar'ın ordularına karşı savaşıyordu, bu yüzden kimsecikler sultan galiyev'in bu görüşlerine sesini çıkartamıyordu.
    ···
    1. 1.
      +1
      Müslüman Proleterya Emperyalistlerin karşı Kızıl Bayrağın altında birleşin . Mollanur Vahidov
      ···
    2. 2.
      +1
      Zaten devrimden sonra gırtlağın Stalin ve Stalinistcikler basmaya basladi
      ···
  5. 6.
    0
    ulusalcı komunizmin kurucusudur. bu demek olur ki komunizm ve milliyetçilik birlikte yaşayabilir.
    ···
    1. 1.
      0
      Zaten Stalin'in yaptıgıda Rus milliyetçiliğiydi , devrimi Ruslara maal etti ama Stalin diğer milletleri unuttu Sultan Galiyev böyle düşünmüyordu
      ···