Edit : özet aşağıda
1) Yellenme Tam Olarak Nedir? Neden Kokar, Neden Duyulur?
Yellenme, bağırsaklarımızda biriken her türlü gazın, buldukları her türlü delikten dışarı kaçma çabalarının bir ürünüdür diyebiliriz. Bu delik, genellikle anüsümüz olmaktadır. Ağzımızdan başlayan sindirim kanalımızın her basamağında gazlar birikir; hatta yutkunurken yuttuğumuz hava bile en nihayetinde bir çıkış noktası bulacaktır. Ancak çıkardığımız gazın önemli bir kısmı bağırsaklarımızdaki bakterilerin gerçekleştirdikleri kimyasal faaliyetlerin bir yan ürünü olarak üretilir. Tipik bir yellenme sırasında insanlar %59 azot, %21 hidrojen, %9 karbondioksit, %7 metan ve %4 oksijen dışarı çıkarırlar. Kimi zaman çıkarılan gazın %1 kadar kısmı hidrojen sülfat ve merkaptanlardan oluşur. Bunlar içerisinde sülfür bulunur ki işte bu gaz, o meşhur kokunun nedenidir. Bağırsaklarımızda sıkışan ve dışarı itilen gaz, boğucu kaslarımızın (bağırsakların kasılmasını sağlayan kaslar) kasılma miktarına ve sıkışmış gazın basıncına bağlı olarak çıkış sırasında bağırsak duvarlarını titretebilirler. Bu titreşimler, "pırt" sesinin nedenidir. Yoksa gazın kendisi elbette sese sahip değildir; organlarımızla etkileşimi sese neden olur. Tıpkı hava veren bir borunun ağzına parmağınızı kısmen bastırdığınızda çıkan ses gibi...
2) Neden Kokuyor?
Az önce de söylediğimiz gibi kokunun sorumlusu sülfür gazıdır. Diyetiniz içerisinde ne kadar çok sülfür varsa, o kadar kötü kokulu gazlar bırakıyorsunuz demektir. işte tam olarak bu sebeple her türlü baklagil, lahana, birçok peynir türü, gazlı içecekler ve özellikle yumurta gazınızın "sinir gazı" etkisi yapmasına neden olabilir. Yok, bu şakaydı, sadece etrafınızdakileri kaçırırsınız, onlara zarar verecek kadar gaz üretemezsiniz. Umarız...
3) Ne Sıklıkla Yelleniyoruz? Dişiler Daha Mı Az Yelleniyor? Ya Da Yelleniyorlar Mı?
Birçok insan bunu saymayacaktır elbette ama istatistiki olarak öyle ya da böyle her gün ortalama 14 defa gaz çıkarırsınız. Bu 14 yellenme seansı nedeniyle yarım litre kadar gaz kaybedersiniz. Yapılan araştırmalar, erkeklerle dişiler arasında yellenme sıklığı arasında bir fark bulamamıştır. Hatta yapılan bir araştırma, birebir aynı diyeti takip eden insanlardan dişilerde daha fazla gaz birikimi (ve dolayısıyla çıkışı) tespit edilmiştir. Bazılarımız diğerlerine göre daha fazla gaz çıkarır; ancak ortalamada yellenme miktarınız ile çıkardığınız enerji hesaba katılacak olursa, yaklaşık 6 yıl 9 ay boyunca yellenecek olursanız ufak bir atom bombasıyla aynı miktarda enerji etrafa saçarsınız. Neyse ki kimse bu kadar çok yellenmez; aslında ortalama bir insan 80 yıllık ömrünün yaklaşık 113 saatini yellenerek geçirir ve neyse ki bu enerjinin hepsini atom bombası gibi bir anda salamayız.
4) Ne Hızla Yelleniyorum? Burna Ne Hızda Ulaşıyor?
Gelelim o meşhur soru işaretine... Cevap: epey hızlı. Herkesin yellenme hızı kendine tabii; çünkü anüs açıklığı, sıkışan gaz miktarı ve gazın çıkışı sırasındaki kasılmalar hızı değiştirebiliyor. Ancak ortalamadan söz edecek olursak, her birimiz yellendiğimizde anüsümüzden saniyede 3.04 metre hızla gaz çıkıyor. Bu, saatte 10.8 kilometre hıza denk geliyor ki gayet iyi bir hız diyebiliriz. Ancak tabii ki gaz anüsümüzü terk ettikten sonra hemen yavaşlıyor ve difüzyonla etraftaki gaza karışıyor. Ortalama uzunluktaki bir insanın anüsünden çıkan gazın burnuna ulaşması 5-15 saniye civarında alıyor. işte size bir kaçış penceresi...
5) Gazımı Tutmalı Mıyım?
Öyle ortalıkta bırakıvermezseniz sosyal yaşantınız için faydalı olacaktır elbette. Ancak abartmayın. Çünkü gaz çıkarmak, sindirim sisteminin doğal bir yan ürünü ve o gazlar içeride kalsın diye üretilmiyor, dışarı çıkıyor olmasının bir nedeni var. Eğer ki çok fazla tutacak olursanız, o gazlar da biriktikçe başka çıkış yolları arayacaktır. Çoğu zaman sindirim kanalınızda pek fazla geriye gidemezler; ancak gazlar birikmeyi sürdürdükçe, karında şişlik ve rahatsızlık, hatta kramplar meydana gelebilecektir. Bu sebeple, uygun bir salış noktası tespit ettikten sonra onları özgür bırakın deriz. Ama tuttunuz diye de ölümcül bir hastalığa yakalanmazsınız, merak etmeyin.
6) Gaz Her Memlekette Ayıp Mıdır?
Birçok "modern" ülkede öyle, evet. Bu, biyolojik açıdan anlamsız olsa da, kültürel evrimimiz açısından önemli bir davranıştır. Dolayısıyla sosyal ilişkiler için gaz çıkarma biçimimizi kontrol altında tutmamız faydalı olacaktır. Ancak her toplumda bu böyle değildir. Örneğin Güney Amerika'nın Yanomami kabilesinde yellenme bir "selamlaşma" biçimidir! Çin'de de genellikle yellenme bir ayıp olarak görülmez. Hatta Roma imparatoru Claudius'un gaz tutmanın sağlık için kötü olduğunu düşündüğü için resmi toplantılarda gaz çıkarmanın normal olduğunu ilan eden bir yasa çıkardığı söylenir.
7) Gerçekten Gazım Alev Alır Mı?
Evet. Özellikle metan ve hidrojenin bu kadar yoğun olarak bulunduğu bir gazın yanması işten bile değildir. Eğer ki güçlü bir gaz çıkarma sisteminiz varsa, o "esprili" videolarda olduğu gibi kendinize ait minik bir alev fırlatıcı yapabilirsiniz. Ancak sanıyoruz ki bunun ne kadar tehlikeli olduğunu söylememize gerek yoktur? Çünkü eğer ki gazınız yeterince hızlı çıkamazsa, kolayca alev alır ve vücudunuzu yakabilir. Eğer ki bu alev içeride biriken/bekleyen gaza ulaşırsa (ki bu çok nadir gerçekleşir), ciddi yanıklara neden olabilir. Bazı ameliyatlarda vücut içerisinde biriken gazın alev alması sonucu yaralanmalar yaşanmıştır. Bu da çok nadir vakalarda gözükür; ancak sözünü ettiğimiz gazların şakası yoktur.
8) Gezegenin Yellenme Şampiyonları Kimlerdir?
Termitler. Evet, o ufak, karıncaya benzeyen ancak hamamböcekleri ile en yakın akraba olan canlılar. Termitlerin Küresel Isınma'nın önemli bir bölümünden sorumlu olduğuna inanmak zor gelebilir; ancak öyledir. Tabii onların yaptıkları doğal kaynaklıdır ve zaten doğa, bu yellenmelere adapte olabilecek şekilde ilerlemektedir. Eğer ki sayıları abartılı bir şekilde artarsa, asıl suçlu olarak onları gösterebilirdik. Ancak sayıları abartılı şekilde artan ve buna paralel olarak doğal kaynaklar haricinde yapay olarak da atmosfere gaz pompalayan tür bilin bakalım kim? Zaten bizim yapay olarak atmosfere bastığımız metan gazını hesaba katarsak, şampiyon elbette biziz. Ancak bizden sonra gelenler, yılda 2-22 Teragram (1 Teragram = 1 Megaton = 1 Milyon Ton) ile termitler. Termit dostlarımız metanı normal sindirim sistemlerinin bir ürünü olarak üretirler.
9) Gaz Tutmaya Geri Dönecek Olursak, inatla Tutarsam Ne Olur?
Dediğimiz gibi, gazlar daima yolunu bulur. Basitçe, uykunuz sırasında gazlar dışarı çıkacaktır. Onlardan kaçış yok.
10) Hayır, Ben Tutmaya Devam Edeceğim!
Pekala... Madem soruyorsunuz, söyleyelim: insanlar öldükten sonra 3 saate kadar gaz çıkarabilirler. Artık işe yaramayan sindirim kanalı ve anüsü kontrol eden kaslar öldükleri için, gazlar da rahatlıkla dışarı çıkarlar. Ayrıca ölüm sonrasında bir süre boyunca kasların istemsiz olarak kasılıp gevşemesi de gaz çıkışını kolaylaştırır. Dolayısıyla hem gazını tutmaktan ötürü ölen ilk kişi olmakla kalmazsınız, hem de ölümünüzden sonra yine de gazlara yenik düşersiniz. Dolayısıyla özgür bırakın gitsin.
Şimdi gaz çıkarmayla ilgili hızlı hızlı ve kısa kısa bazı gerçekler...
Amonyak ve hidrojen sülfit çok az miktarda bile olsa koklanabilir. 100 milyon hava parçacığından 1 tanesi bunlar olsa bile, burnumuz bunu fark edecektir.
Diyetinizde ne kadar fazla sülfür varsa, gazınız da o kadar sert kokacaktır. Bu nedenle fasulyeler, lahana, peynir, yumurta ve gazlı içecekler kokuyu sertleştirir. Özellikle fasulyeler, lahana, mantarlar ve soğan içerisinde sindiremediğimiz karmaşık şekerlerden çok fazla vardır. Bu da kokunun etkisini arttırır.
Sağlıklı bir insanın günde 500-600 mililitre gaz çıkarması gerekir.
Gazın sesini arttıran unsurlar gaz miktarı, gazın çıkışını sağlayan kuvvet/basınç ve anüsünüzü saran kasların sıkılık miktarıdır. Otçul hayvanlar (ve insanlar arasında vejetaryen olanlar) diyetleri nedeniyle daha çok gaz çıkarırlar; ancak bunu daha sessiz yapabilirler. Dışkıları daha büyüktür ve anüslerini saran kaslar daha gevşektir. Etçiller (ve insanlar arasında et ağırlıklı diyete sahip olanlar) daha az gaz çıkarırlar; ancak gazlarının sesi çok daha şiddetlidir. Çünkü anüslerinin etrafındaki kaslar daha sıkıdır.
KAYNAK :
http://www.evrimagaci.org/fotograf/65/6101
ÖZET :
- Amlılarda osuruyor.
- Hatta amlılar daha çok osuruyomuş.
- Osuruğun kokma sebebi sülfür gazıdır , daha az sülfürlü yiyecekler yiyerek ve daha yavaş yerken hava yutma miktarımızı azaltarak kokuyu ve gaz miktarını düşürebiliriz.
- Tutmak sağlıklı değil o yüzden salıverin gitsin.
•
** Osuruğunuzu yakmaya çalışmayın amk , gerçekten yanıcıymış ve zütünüzü ciddi derecede yakabilirsiniz , hatta içerde daha fazla gaz varsa zütünüzün içini (bağırsakları) yakıp hastanelik olabilirsiniz.***
- Güney afrikada bi kabilede osurmak selamlaşma biçimiymiş. (vay amk pislikleri)
- Bazı ameliyatlarda çok düşük ihtimallede olsa hastanın çıkardığı gaz alev alıp doktorları yaralayabiliyomuş. (oha lan)