paylaş bakalım

Kocaelinde çalıştığım banka şubem zorunlu sebeplerden dolayı beni corumun küçük bir ilcesine gönderdi. Surdude diyebiliriz. yıllarca yaşadığın ortamı bırakıp gitmek tanımadığın bilmediğin yerlere yeniden alışmaya çalışmak yeni arkadaşlıklar falan zor işti yani.bu eziyeti mecbur çekicektik çünkü kazancim iyiydi. hemde genel merkezdeki bir dost sen git başla bi süre sonra seni il merkezine alicaz diye gaz verince dört yaşındaki oğlum Metehan ve eşimı alıp anadolu ya doğru yola çıktık.
ilçe demeye bin şahit ister. allahtan öğretmen evi vardı da ev bulana kadar orda kaldık.
Ertesi gün iş başı tanismalar falan. küçük bir şube zaten yedi çalışanı vardı. Marmara dan büyük bir şubeden gelince pek iyi gözle bakmıyorlar pek sevmedik birbirimizi mesai arkadaşlariyla.ama müdür Orhan bey delikanlı gün görmüş adam sahip çıktı. Ev lazım falan dedim buluruz kolay iş hem buralarda kiralar da ucuz müstakil bahçeli bir ev bulursak iyi olur burda apartman dairesi yok zaten. üç gün sonra cumartesi tatilinde çocuklarla çıkıp biraz dolaşalım hemde ev bakarız diye çıktık. Koyun birazdaha büyük hali işte. Cadde olduğunu düşündüğüm ana yoldan otobilden çok traktör geçiyor. Evler genelde tek katlı büyük bahçeli. yeşilliği bol. çocuk için iyi olucak oyun alanı geniş. birde şöyle bir ev bulursak burayı severiz dedim.
Bir iki ev baktık bakımsız küçük diye sevmedik.
Etrafı boş arada kalmış büyük bahçeli bir ev gözüme çarptı. bahçesini otlar sarmış belliki oturan yok. burayı çok beğenmiştim. acaba kiraralarlarmi kimin diye muhtara sordum.
Orası haci osmanin evi vermez o dedi. niye vermiyor besyuzse ben altyuz veriym zaten çok oturmam bir kaç ay içinde beni çekerler burdan dedim.gel gidip konuşalım diye haci nin oturduğu eve gittik. ısrarla vermiyor ama güç bela aldım evi. heryer ine bakim yapıcam bak gör dedim. bahçede sebze yetistiricem gelip yersin dedim. ilçede doğal gaz yok sobalı hep evler.zor kısım bu işte kim ugrasin ak odunla kömürle kış gelmeden gideriz belki diye eve yerleştik. Eşyalar falan geldi ben fırsat bulunca bahçeden başladım islere

Diğer evlerden biraz uzak oluşunu seviyordum.pek sosyal biri değilimdir. bahçede meyve ağaçları vardı. Bu ev kocaelide olsa milyon eder yazık burda üç kuruş kiraya veriyorlar.
Hacı osmanin benden bir ricası olmuştu arka kısımda depo olarak kullanılan bir kapalı garaj var. orayı kullanmayın oğlum girerseniz de eşyalara dokunmayın diye. tabi ben merak ettiğim için hemen girip baktım. Ivır zıvır eşyalar var ilginç bişey yok. büyükçe bir sandık vardı dört ayrı devasa kilitlerle kilitlenmiş.bir gün onuda acicaktim ilk fırsatta. ilçede kahveden başka takilicagin bir ortam yok. yavaş yavaş bende kahve kültürü içine girmeye başladım. Avcılık defineçılik bu sene tarladan kaç ton çeltik çıkar gibi hep aynı hikayeler anlatılıyor. benim ilgimi en çok çoğunun yalan olduğunu bildiğim define hikayeleri çekiyordu. coğrafya olarak o potansiyel var her yer eski yerleşim birimi zamanında çok ların koseyide dönmüş yani

Taşınmamizin ilk on gününde herşey normaldi.bi gün eve geldim hanım tv izliyor çocuk nerde dedim çünkü hep kapı sesine babam geldi diye karsilardi beni. yatana kadarda peşimi bırakmazdı. odasında kendi kendine oynamaya başladı artık çok şükür bende işlerimi yapabiliyorum dedi.bu çocuk hayatta kendi kendine oynamazdi bir günde buyumediya napiyor bu diye sessizce aralık olan kapıdan baktım. Bütün oyuncaklarını çıkarmış yarısı kendi önünde diğer yarısida iki metre ilerde. kendi kendine konuşuyor. Bu senin olsun bu benim olsun diye paylaştiriyor. karşıdaki beğenmiyor demekki tamam ozaman bu senin olsun diye değiştiriyor. sözde karşısında biri var onunla oynuyor.bu yaşta kafasından hayali arkadaş yaratmamistir umarım diye içeri geçtim. O günden sonra hiç kapima çıkmadı zaten peşimden koşmayı bıraktı. Akşam olana kadar kendi kendine oynuyor akşam bizimle takiliyirdu

Bir iki gün üst üste odasında aynı şekilde görünce içim biraz burkuldu. alışkın olduğu ortamdan çocuğu alıp hiç bilmediği biyere getirdik. burda oyun arkadasi bile yok yalnızlık ona iyi gelmedi.ni konuşmamızda bunu Osman abiye söyledim. çocuk pgiboloğun anı zütürsem acaba odadan çıkmıyor zeynep ve ali diye arkadaş yapmış kafasından nezaman çağırsam onlarla oynuyorum diyor. sofraya bile gelip beraber oturuyorlarmis. geçen gün yanına oturuyordum baba ordan kalk ali oturuçak diyor.ali kim dedim arkadaş diyor başka bişey demiyor.
Osman abi belki on yıldır bu ilçede o yüzden herkesi tanıyor.ali ve Zeynep isimlerini duyunca adamin yüzunun şekli değişti. Noldu abi çocuğun durumunu sende ciddi olarak görüyorsun heralde dedim.yok o değil falan lafı geveleyince ısrarım üstüne ben o çocukları tanıyorum ama burasi konuşmak için müsait değil. çıkışta kahveye uğrayalim sana anlatırım dedi.
Çocukları tanıyorum da ne demek şimdi aklımdan elli tane şey geçmeye başladı. merakla mesai bitiminı bekledim. sonunda kahvede yiz ama yalnız kalamiyoruzki banka müdürüyle herkese kredi verdiren beni gören masaya gelip çay kahve ismarliyor. sonra kendi aralarında oyuna orurdularda yalnız kalabikdik.bu tam başladı anlatmaya muhtar gelince susuyordu aman abi devam et yoksa eve gidemiycez geleni boşver sen dedim.

Oturduğun ev haci osmanin değil oğlu durmusun eviydi. durmusun zeynep ve ali diye iki çocuğu vardı. Eee ne var bunda dedim. şimdi söyleyeceklerimi iyi dinle diye fisildayarak duyan biri varmı diye sağa sola bakındı. durmuş geçen yaz karısı ve çocuklarıyla corumdan dönerken ... virajinda arabanın üstüne karşıdan gelen iş makinası devrildi. eeee dedim heyacanla.
Eeesi 20 tonluk makina arabayı kağıt gibi yapıştırmış yola hepsi can verdi arabada.
Nasıl yani benim oglan bir sene önce ölmüş iki çocuklami arkadaşlık yapıyor. valla okadarini bilmem belki kafasından kurduğu iki kişiye tesadüfen bu isimleri vermiştir dedi benim rengimin dolduğunu görünce. heyecanlanma dur kolayı var dedi. oğlun seninle konusuyormu.
Eskisi kadar değil ama sorunca cevap veriyor dedim.ona sor bakalım bu alinin bir ayağı topalmiymis. durmuş akraba evliliği yaptığı için alinin bir ayağı diğerinden daha kısaydı çocuk topallayarak yürürdu. zeynebinde hangi koluydu hatırlamıyorum ama birinde kırmızı bir doğum lekesi vardı. Çocuk daha o yaşlarda kolundan utanır hep uzun kollu elbiseler giyerdi. çocukların yaşlarını sordum. zeynep büyük olanmış beş yaşında. Alide daha üç yaslarindaymis vefat ettiklerinde. ozaman şimdi ali dört zeynep altı yaşında olacaktı diye aklımdan geçirdim.
Orhan abi iyi güzel anlattın da buna sen inaniyormusun dedim.yok inandigimdan değil vefatlarinin ardından bi kaç soylenti dolaştı ilçede. Yok arada bir çocukları bahçede oynarken gören oluyormus. evden koşturma sesleri falan geliyormuş diye iyice abarttılar.bu söylentiler zaten dertten bunalmış olan haci osmanin iyice canını sıktı. O evde Mevlüt okuttu bahçede adak kurbanı kestirdi kapıyı bacayı imama okutturup evi kilitledi. senden öncede isteyen oldu öğretmenler falan ama vermedi kimseye. baba niye verdik ozaman dedim. sana ben aracı oldum. durmusun traktör kredisi bizde duruyor hala bunu mecbur haci ödeyecek durumu yok biliyorum.sen bu işi hallet ben sana yardımcı olcam dedim. rüşvet verdin ha dedim şakayla karışık düşünceli.
Bu doğru olabilirmı abi dedım. Valla ben pek inanmam böyle şeylere istersen imamlada bir görüş gördüğünü söyleyen herkes ona koşuyordu. O dönem haciyla eve sürekli girip çıkan oydu dedi.iyi fikir ama yarını bekleyemem. Akşam ezanına hocayı bulmak üzere eve gittim

Eve gittiğimde akşam ezanına daha iki saat vardı. Metehan gene odasında birileriyle saklambaç oynuyordu ve onunla konuşmanın zamanı gelmişti. HaDi biraz dinlen bakalım gel yanıma otur dedim. gelip oturdu ama baba çabuk saklanicam ben diyor. kimden saklanican burda kimse yokki dedim. olurmu zeynep ve aliyle oynuyoruz dedi.bu çocuk benı korkutmaya başladı. Nerde göster bakalım dedim. Zeynep elbise dolabının içindeymiş alıyi göremiyormus.
Neden hep bu odada oynuyorlar dışarı cikmiyorlarmi hiç dedim. Odadan çıkınca anne ve babası kızıyor mus. Birde anne baba varmış iyice korkutmaya başladı bu çocuk.
Peki dedim zeynep le alıyi bana tarif etsene ben göremiyorum onları alinin ayağı acimismi dedim. hayır acimiyormus ama düzgün yuruyemiyor hastanede ayağı acımış. Zeynebin kolu açıyormuş dedi

Peki anne babalarını hiç gordunmu dedim. hayır onlar buraya girmiyor salonda oturuyorlar hep dedi. onları da gordunmu dedim. hayır zeynep öyle söylüyor diye kalkıp buldum seni ali diye oyuncak kutusunun içine baktı. korku ve şaşkınlık içinde salona geçip koltuklara istemsizce bakıyorum. hanima söylesem mi acaba duyunca bir dakka durmaz en iyisi şu hocayla konuşayım durum ciddiyse evden çıkarız diye kahveye geri dondum

Bi süre sonra cemaat camiden çıkınca hocayı bahçede buldum.en tenha yer burasi ydi ve konuyu ona açtım. Hoca anlamsız bir şekilde tedirgin oluyor ellerini sürekli ovusturuyordu. Nezaman oldu siz gördünüz mü dedi. evde soğukluk oluyormu gibi garip sorularını cevapladım. Şimdi sen benim sorumu cevapla hocam neler oluyor dedim. bende bilmiyorum kazadan sonra normal bir şekilde defin işlemlerini yaptık. Üç gün sonra haci Osman torunları mi evde görmeye başladım diye bana geldi.ben kimseyi görmediğim için ihtiyar bu acısi karşısında aklını kaybediyor sandım. Ama zamanla komşulardan gelen oldu. sesler geliyor çocuk sesleri diye. okuduk üfledik haci adak kurbanı kesti evi kilitledi. bidaha da giren olmadı içeri. Hala ses duyanlar varmış ama artık önemseyen yoktu şehir efsanesi diye.sen şimdi söyleyince şaşırdım böyle birşeyin olması imkansız. Cinler falan olabilir. ölen biri çocukta olsa geri dönemez dedi.
Napicaz hocam evden tasiniymmi dedim. sizi istemeselerdi bunu belli ederlerdi rahatsız ederlerdi sizi. sizinle bi işleri yok belli ama niye ordalar bunu ben bilemem. ehli birinin gelip bakması lazım cinmı degilmi diye. isterseniz taşının yarın birgün ne olacağı belli olmaz dedi.
Doğru söylüyordu ya kötü bişey olursa ufacık çocugün onlarla oynaması hiç normal değildi. hanima akşam bişey demiycektim korkmaması için zaten kendim korkuyordum. sabah olsun öyle söylerim öğretmen evine geçeriz yeni bir ev bulana kadar diye eve doğru yürümeye başladım

Hava kararmışti bu ev karanlıkta daha korkunç gorunuyor mus şimdi farkettim. yada artık yalnız olmadığımızı bildiğimden. bahçedeki yeni ekilmis sebzeleri me bakarken evden gelen koşturma sesleri dikkatimi çekti. bizim oğlan böyle koşmazdi misafir falanmi geldi acaba diye anahtarla kapıyı açtım. Hanımın sesi bütün kanımı dondurmaya yetmisti. zeyneppp aliiii hadi sizde alın Birtane diyordu...

Komşu çocukları olacak kadar tesadüf olamazdı zaten kapıda da başkasına ait ayakkabı yoktu. bunlar eve nasıl girdiler peki diye sesin geldiği mutfağa girdim. topallayan bir erkek çocuğu ve kolunda yarası olan kız çocuğu oğlumla birlikte kurabiye yiyordu.
Bunlar gerçek nasıl olur diye şaşkınım. Hanım noldu diyor bu çocuklar nezaman dir bizde nasıl geldiler dedim. Osman amcanın torunlariymis anne babası tarlaya gidiyordu geçerken bir iki saat kalsalar sıkıntı olurmu dediler. sorumluluk almamak için kabuk etmiycektim ama senin oğlun kollarından tutup içeri alınca bişey diyemedim.ama çok güzel oynuyor lar yaaa baksana şunlara dedi. onlara baktigimda sanki hayalet görmüş gibi oluyorum.gel buraya diye salona çektim sana anlatacaklarım var.

Tam bu çocuklar gerçek değil diye söze basliycaktim zeynep koridordan geçerken elindeki kurabiyenin yarısını halıya düşürdü. Gidip baktım düşen kurabiyede yiyen kızda tamamen gerçekti. Ne anlaticaktin diyor ama bende kafa beyin kalmadı öylece durup çocuklara bakıyorum.
Anne baba gelicekmi ydi bunlar kazada ölen ailemiydi yoksa ben karistiriyormuydum. bukadar denk gelemezdi hicbisey.ne zamandır burdalar dedim.bir saat kadar olmuş. Bekleyelim bakalım gelen olucakmi diyip oynayan çocukları daha yakından izlemeye başladım

Rezervasyon

Saat dokuz oldu bu saatte tarlami olur gelen gidende yok zaten iyice gerildim.bu çocuklarla ben evde sabahlayamam diye düşünüyorum. hanima olan biteni anlatma kararı almistim ki cocuklar kosarak kapiya dogru gitti derken kapı çaldı. Yoksa ailemi geldi onlaridami gorucektim şimdi. Heyecanla kapıyı açtım. Başörtülu kirkli yaşlarında bir bayan kapıda. Bahçe kapisindada baba olduğunu düşündüğüm bir erkek yavaş yavaş giderken el kaldırıp selam verdi. istemsizce bende ona selam verdim. çocukların eteğine sarıldığı kadın sadece teşekkür edip gitti.

Aptal bir duruşla peşlerinden bakarken hanımda geldi gidiyorlarmi diye oda kapıdan bakti ama benim gördüğüm şeyi göremedi. sokak lambasının ışığında yanlarından geçen köpek onlara bakmadı bile köpeğin gölgesi yere düşerken onların bir gölgesi yoktu.
Kapıyı kilitleyip çocuğa baktım bir garipliği varmi diye sadece gittiklerine üzülmüş niye gittiler diye sorup duruyor. hanım bunlar gerçek değildi diyebildim sonunda

Nasıl yani diyince bütün olanı biteni anlattım.ben korkup evden çıkalım diycek diye beklerken o amacın ne senin yaa diye bana kızıyor. Inandiramadim birturlu aslında kendimide inandiramiyordum. peşlerinden gitseydim keşke yetisebilirmiyim diye kapıya çıktım ama çoktan kaybolmuslardi. nerden çıkmıştı bu saçmalıklar tam ortama uyum sağlarken şimdi gece uykusundan da mahrum kalıyordum.
Tek derdim sabah olsun önüme çıkan herkese anlaticam bunu.ve sabaha kadar da uyuyamadım zaten. sabah ilk işim Orhan abiye anlatmak olmuştu. Adam gerçekten şaşırmıştı.ben olsam hemen çıkarım o evden diyordu.

Hanımı arayıp Metehan ı sürekli olarak kontrol et birileriyle oynadığı ni farkedersen beni ara dedim. öğlen arasi camii hocasını bekledim onada olanları anlattım. Hoca benden daha heyacanliydi. nasıl diyor kadın konustumu ölüler konuşamaz hadi göründü diyelim ama konuşmasıni hiç duymadım diyor. görünmesini hiç duydunmu peki dedim. gördüm ama cinlerin insan suretine girmiş halleri olarak yoksa ölen birini gerçekte hiç görmedim dedi. bunlarda o ailenin suretine bürünmüş cinler olabilirmi hocam dedim. valla nedesem yalan olur. dedeleri haci Osman eski hocalardandir istersen bir ara gidip konuşalım. Benim duyduğum onunda bazı ilimleri varmış zamanında diyince bi ara değil hocam hemen gidelim hadi diye yola ciktik

Bahçesinde uğraşan haci Osman hocayla beni görünce işini bırakıp kapıya geldi hemen. sanki ters giden Biseylerin olduğunu anlamış gibi.
Hayırdır demesine fırsat vermeden ben direk başladım mevzuya. arada sorular sordu bıkmadan usanmadan tekrarladım. içeri gelin diyip eve cikartti bizi. evde kimse yok tu.
Hacı nerden basliycagini bilemiyor dilinin ucuna gelen şeyleri söylemek ten cekiniyordu.
Anlaşılan bu işte bir parmağı vardi

Biraz kendine gelince bi besmele çekip başladı. Bunu bir senedir duyuyorum elbet birgün ortaya cikicak ti zaten diye elindeki tespihi çekerek devam etti. durmuş benim tek oğlumdu. yabancı biriyle evlenmesin diye kardeşimin kızıyla evlendirdim.o istemiyordu dogan cocuklarda sakat olunca yıllarca küs kaldı bana. oğlum benimle barışır sa diye ahdedip kurban adadım.
Bir kaç ay sonra da barıştık gelip elimi öptü. Ama ben adagimi unuttum. yerine getirilmeyen adaga cinler karisirlar. onada musallat olunca ben bildiğim kadarıyla kurtarmaya çalışırken bu kaza oldu ve yapacaklarim yarım kaldı. Defin den üç gece sonra onları gördüklerini söyleyen olunca yanlış bişeyler yaptığımı anladım ama iş işten geçmişti. onlar göçüp gittilrr sizin gördükleriniz başka şeylerdir. Kesilmeyen adaga karşılık benden bişey alacaklar. onları ben hergün görüyorum başkasına zararları olmasın diye evi muhurlemistik diye imamın gözlerine baktı oda dogrularcasina kafa salladı. şimdi napicagimi bende bilmiyorum çaresiz kaldım dedi.
Bize bir zararları olurmu dedim. önce benle işleri var benden alamazlarsa eğer sizede bulasirlar dedi