-
26.
+2Bu düşünceler içinde çaresizce cirpinirken balkon kapısının eşiğinden bana seslenen annemi gordum. Hadi gelinimiz hazır seni bekliyor oglum dedi beni biraz seyrettikten sonra. Sanırım artık yapacak bir şeyim kalmamıştı. Hayatın benden aldıklarını yerine koyamazdim ama bir daha asla kimseyi sevmeden ve gerçekten zaaflarimi göstermeden yasayabilirdim. Didem'in hazırlanması icin annemin büyük bir titizlikle hazırlattığı odaya doğru ilerliyordum. içeride beni bekleyen Ela olmadığı gerçeği bir zıpkın gibi beynime beynime giriyordu. Artık sanırım gülümsemem gerekiyordu. Odanın onundeydim. Dikkatsizce tokmağı çevirdim ve Didem'in parıldayan gözleriyle karşı karşıya geldim. Beyazlar içerisinde gerçekten çok güzel gorunuyordu ama şuan da bile ona karsi aşka ya iki insanı ölene dek bağlayacak bir yemini ettirecek duygulara sahip değildim. O karşımda benden güzel sözler duymak istercesine süzülüyordu. Bense en fazla çok güzel olmuşsun Didem diyebildim. Tüm hayatını benimle geçirecek olan bu kadın, Ela'nin beni aldatmasinin intikdıbını hayattan alisimdan başka bir şey değildi. Bana hiç yakışmayacak derece de acemice alınmış bu evlilik kararında hayatı kararan sadece ben değildim. Didem de benimle beraber birazdan ateşe yürüyecekti.
-
27.
+2Merdivenlerden aşağı doğru yürümeye başlamamızla beraber inanılmaz bir alkış tufanı koptu. Neredeyse tanıdığım herkes buradaydı. Demir bize doğru geliyordu.
"Dostum tebrikler" deyip omzuma vurmasıyla irkildim. Cevap vermemi beklemeden kardeşine sarıldı. Demir'le ben çocukluğumuzdan beri aile yakınlığından kaynaklı olarak hep gorusmus ve yıllar içinde iki kardeşten farksız olmuştuk. Ela'dan ayrılır ayrılmaz Didem'le evlenmek istemiş olmama en çok karşı çıkan Demir olmuştu. Ama benim Demir'i inandırmak için söylediğim sözler ve Didem'in bana olan aşkı en büyük destekçimiz haline getirmisti Demir'i. Ela'nin beni aldattığını ona asla söyleyememistim. Bunun yerine "zaten ondan sıkılmıştım olmuyordu" gibi kendimin gulecegi şeyler söylemiştim. Nasıl bir ruh haline girdiysem Didem'i sevdiğim konusunda Demir'i ikna etmiştim. Oysa zerre kadar umrumda değildi Didem. Sadece o sarhoş gece kızlığını bozmuş olmanın vermiş olduğu vicdan azabıyla benimkisi. -
28.
+1Nikah memuru sabirsizca "Evlenmeyi kabul ediyor musun?" Dedi. Kekeler gibi oldum. Ne zaman bu noktaya gelmişti düğün? Düşüncelerimin arasından sıyrılıp özensizce "evet" dedim. O an neye evet dedigimi biri bana sorsa büyük ihtimalle cevap veremezdim. Didem'in heyecanla beraber aynı cevabı vermesiyle alkışların ardı arkası kesilmeden şarkılar çalmaya bir yerlerde bir şeyler patlamaya başladı. Düğün korkunç derecede neşeli ve samimiyetsiz sohbetlerle devam ediyordu. Saatler geçmiş ve düğün neredeyse bitmişti. Son misafirlerimizide ugurlamamizla beraber bulduğumuz ilk masaya yığıldık. Bi ara gözüm Didem'e takıldı. Gözleri, hala onu odadan almaya gittiğim an ki kadar parıltılıydı. Yüzü bembeyaz ve sanki ışık saçar gibiydi. Başını bana doğru çevirince yine anldıbını bir türlü çözemediğim bakışları yüzümde dolaşıyordu. Sanki bana evladina bakan bir anne gibi korumacı bir içgüdüyle bakıyordu. Ama bir yandan da aşıktı. Ailelerimiz evden ayrılınca baştan aşağı titremeye başladım. Didem bir şeyler isteyen bakışlarla bana bakıyordu bunu görebiliyordum. Ona verebilecek hiç bir şeyim yoktu. Sevgide aşkta bende artık bulunmayan seylerdi. Ve canım kesinlikle ciks yapmak istemiyordu. Didem'in peşinden yatak odamız olarak tahsis edilen odaya çıktım ve uzerimi değişip Didem'e disari çıkacağımı beni beklemesine gerek olmadığını söyledim.
-
29.
+1Eve döndüğümde güneş çoktan açmış ve kuşlar doğadaki yerlerini almıştı. Bense hiç beklemediğim bir manzarayla karşı karşıyaydim. Didem üzerinde beyaz saten bir gecelikle beni bekliyordu. Gözlerini şişkinliğinden anladığım kadarıyla hiç uyumamisti. Ona ne diyeceğimi bilmiyordum. Bir şeyler duymak istediğini biliyordum ama zaten zonklayan basimla düşünmek oldukça zorluyordu beni. Sadece elinden tutup yatagimiza kadar onunla yürüdüm. Hala ayilamamis olmam erkekligimi uyandırmıştı. Bir anda Didem'i arzulamaya başlamıştım. Özensizce bir orgazmdan sonra derin bir uykuya daldım. Didem insanı rahatlatan ipeksi sesiyle bana sesleniyordu. Gözlerimi yavaşça araladim. Kahvaltinin hazır olduğunu söylüyordu. Didem bana bakiyordu. Birazdan dun gece nerede olduğumu soracagindan şüphem yoktu. Fakat Didem beklediğimin aksine alnıma yumuşacık bir öpücük kondurup odadan çıktı. Dışarıdan ne kadar berbat bir adam olarak göründüğümü düşünmeye başladım. Düğün gecemde ortalıktan kaybolmuş ve bu konuda karima tek bir açıklama bile yapmamistim. Didem bu hayatta kazanan ender kişilerden biriydi. Belki onu hiçbir zaman aşkla sarmayacaktim ama neyim var neyim yok artık onun sayılırdı. çocuklarımız olacaktı. Didem'in hiç bir zaman fazla da gözü olmadığını çok iyi biliyordum. Ve bunları düşünerek vicdan azabimi dindirmistim.
-
30.
+2Yoğunluğa göre hikayemin partlarini seri yada kendime göre atmaya devam edeceğim.
-
31.
+1Aldım yerimi
-
32.
+2Güzel bir duş aldıktan sonra kurulu olan sofradaki yerimi aldım. Tabagimin yanına bir bardak suyla ağrı kesici çoktan koyulmuştu. Masadaki her şey sanki beni yıllardır. Tanıyan biri tarafından hazırlanmıştı. En çok dikkatimi cekense masada zeytin olmamasıydı. Belli ki Didem zeytin sevmediğimi çok önceden biliyordu. Ben böyle bir şeyi sormadan, -"Merak etme aşkım, zeytin yok" demişti. Aşkım demişti bana. Ben artık Didem'in aşkıydım. Hızlıca sürülen bir aracın gelişigüzel bir yere toslamasindan başka bir şey olamazdı bu. Diyecek hiçbirşey bulamadım. Sadece teşekkür etmekle yetindim. Balayına gitmeyecektik. işlerim çok yoğundu ve Didem'in de okulu vardı. Masadaki derin sessizliği Didem bozdu. "Başın ağrıyor mu?" Dedi. "Sanırım biraz fazla kaçırdım ağrı ne kelime zonkluyor hala"
"Neden bu kadar içtin ki? Benimle evlenmek bu kadar mı kötü bir şeydi?" Bu soruyu sorarken ki yüz ifadesi kusursuz derece doğaldı. Ne bir kinaye ne de gerçekten beklediği bir cevap vardı benden.
"Didem" dedim. "Biliyorsun hala kendimi toparlamış değilim. Sana her şeyi anlattım. Benimle bir hayatı paylaşacağını ama benden aşka dair bir şeyler beklememen gerektiğini söyledim. Sen harika bir insansın. Gerçekten. Hatta bazen düşünmüyor değilim neden benimle evlendiğini ama benden bir şeyler bekleme. Hayatını yaşamaya devam et ve ne zaman ihtiyacın olursa olsun yanında olacağımı unutma."
Sanki bunca cümleyi kurmamisim gibi gözlerimin içine baktı ve beni tek cümleyle yeniden şaşırttı.
"Biraz daha krep ister misin?" -
33.
+1Şuraya park edeyim sonra okurum
-
34.
+1işlerim inanılmaz derecede yoğun gidiyordu. Şirketin insan kaynakları departmanı olmasına rağmen işe alım ve çıkışları asistanim Esra'yla yapıyorduk. Esra inanılmaz derecede zeki kendine güvenen ve her zorluğun altından bana soru dahi sormadan kalkabilen birisiydi. işçi-isveren çizgisini aşacak bir davranışta bulunmuyordu. Şimdi Esra telefonun diğer ucunda Didem'in beni aradığını söylüyordu. Daha sonra onu ararim dediğim halde önemli bir konu olduğunu ve Didem'in benimle hemen gorusmesi gerektiğini söylüyordu. Bu kadar önemli olanın ne olduğunu merak etmeye başlamıştım. Çünkü Didem benim çalışırken rahatsız edilmekten hoşlanmadığımı zaten çok iyi biliyordu. Didem hemen eve gelmem gerektiğini söyleyince bir şeylerin ters gittiğini anladım. Otoparka indim eve gidene kadar beynimden binlerce senaryo geçmişti. Bahçenin kapısından girdiğimde Didem bütün samimiyetiyle bana guluyordu. Sinirlenmeye başladığımı hissettim. Dayanamayıp bağırdım.
"Neler oluyor burada Didem?" Didem istifini bozmadan bana bakıyordu.
"Kocami gormek için bir şey mi olması gerekiyor?" Sinirden delirmek üzereydim. Kukrer gibi "Didem delirtme beni neden beni işten eve çağırdın?" Hala guluyordu. Bana doğru dikkatlice yürümeye başladı. Yanıma geldiğinde avucumun içini kavradı ve göbeğine doğru bastırdı.
"Burada seninle tanışmak icin acele eden biri vardı o yüzden çağırdım... Baba oluyorsun." -
35.
+1Rezerved okurum la
-
36.
+1Rez okurum bir ara
-
37.
+1Rez amk yakcaz yine
-
38.
+1Rezeeeerveddd
-
39.
+1Tobaciya abonelik yaptırdım en önden rez
-
40.
+1rezzzzzzzzzzzz
-
41.
+2Yanımda olan kaç derttaş var ona göre kabuğumuza çekilip soframizi kurduktan sonra kaldığımız yerden devam edelim.
-
42.
+1Rezerved
-
43.
+4Baba olacaktım. Bunun hayalini kurmayi bırakalım ne kadar uzun zaman olduğu geldi aklıma. Evlendigimden beri Ela'dan ne bir haber almış ne de almak istemiştim. Evli bir adam olmanın gereklerini yerine getirmiyordum belki ama karimi asla aldatmiyordum. Baba olmak belki de hayatımda başıma gelecek olan güzel şeydi. Didem'e daha farklı bakmaya başladığımı hissettim. "Bunu kutlamamiz gerekiyor" diyerek eve doğru koşmaya başladi birden. Bahçedeki masaya oturdum. Didem yüzünde kalıcı bir gülümsemeyle geri döndü. Elinde bir şarap şişesi ve iki kadeh vardı.
"E, babamız nasıl hissediyor kendini bakalım? Djye sordu Didem"
-"Harika."
-"Didem iyi ki varsın, gerçekten iyi ki varsin."
-"Didem beni affet dedim." Dedim.
-"Neden böyle birşey dedin ki şimdi?" Diye sordu.
-"Sen herşeyin en iyisine layiksin, bense seni koca bir yalnızlıkta tek başına bırakan ahmak bir adamdan fazlası değilim."
-"Hayır, yanlış dusunuyorsun. Bana her gün seni seviyorum demiyor olabilirsin, sürekli mutlu ve huzurlu da geçmiyor olabilir günlerimiz. Ama bunun hiç bir önemi yok. Neredeyse bir yıl önce evime gelmek için beni aradığında kalbim sana ne hissediyorsa, bu günde aynı mutlulukla aynı sevgiyle yaşıyorum seni. Bir kez bile olsun pişman olmadim seninle evlendigim için. Seni hep sevdim ve hep bekledim. Bana geldiğin gün yani doğum günün, aslında benim yeniden yeniden doğduğum gündür. -
44.
+2Evet, sen o zamanlar Ela'yi seviyordun bunu biliyordum, belki bana o gece her dokunuşunda yine Ela vardı zihninde ama ben bunlara hiç takilmadim. Seninle yaşlanıp seninle öleceğim ya bu bana yeter.
Söyledikleri kalbime işledi bir anda. Koşulsuz sevmek Didem'in bana olan aşkından başka neye denilebilirdi? Karıma olan gücümle sarıldım. Ve Ela'dan sonra ilk kez bir kadına karşı minnet duymaya başladım. Annemler çoktan bebeğe isim araştırmaya başlamışlardi. Bense bebeğin doğacağı günü bekliyordum. Hamilelik kendini belli ettikçe Didem tanıdığım kadin olmaktan çok uzaklaşmaya başladı. Sert agresif ve sürekli evdeki hizmetçiye direktifler veren şımarık bir kadın olup çıktı. Bu haline üzülüp onun yanında olmaya çalışsam da sürekli bir şeyleri düzeltmenin ve temizlemenin ona daha iyi geldiğini iddia edip benden kaciyordu. Zaman geçtikçe Didem kendini kaybetmiş gibi davranmaya başlamıştı. Pgibolojik tedavi görmesi gerektiğini öngörmüştüm ve kabul etmesiyle pgibiyatriye gitmeye gitmeye başladı. Katıldığım seanslardan anladığım karimin asiri derece düzen ve tertip hastalığı olduğuydu. Didem doktoruyla hala içerde birşeyler konuşurken Esra tam zamanında yaptığı aramayla beni bu işkenceden kurtarmıştı. Bir müşteri gorusmesinin son anda ayarlandığını bildirmişti. Telefonuma gelen mesajları kontrol ediyordum. Koşar adımlarla yürürken aniden karşıma çıkan sarışın bir kıza sertçe çarptım. Kız, çarpmanın etkisiyle yere düştü ve kaşları çatık bir şekilde bana bakarak,
"Yavaş olsana hayvan" diye bağırdı. -
45.
+1Rez panpa
başlık yok! burası bom boş!