Merhaba kardeşlerim, bu seçimde neden cumhur ittifakını desteklememiz gerektiğine dair uzun bir yazı olacak, sırf reisi savunuyorum diye önyargı ile yaklaşacak olan varsa şimdiden okumayı bırakabilir.

Elbette farklı sebeplerle, hepimizin gönlünden geçen çeşitli partiler var. Bu yüzden kimseyi millet ittifakına veya hdp'ye oy attığı için yargılayacak değilim. Hepinizin görüşüne saygı duyuyorum, fakat sizden de benim bu yazıda ifade edeceğim görüşlerime saygıyla yaklaşmanızı bekliyorum.

Ekşi sözlük hesabımın da olmasına karşın görüşlerimi orada paylaşmak istemedim çünkü ak partiye ve reise sövmediğiniz zaman bile "troll" ilan edilebileceğiniz bir platform ekşi sözlük. Burada ise ne yazarsak yazalım beğeneni de çıkar anamıza söveni de olur fakat "cahil, troll, yobaz" diye ithamlarla karşı karşıya kalmayız. (Şimdi bunu dedim diye taşak geçmek için bir iki kişi yazar o kadar~~) Burada samimi bir şekilde konuşup tartışıyoruz, kimseyi görüşlerinden dolayı dışlamıyoruz. Maksimum taşak geçiyoruz o kadar.

Peki neden oyumu cumhur ittifakı ve reise atıyorum? Bunun en önemli sebebi istikrarın devam etmesidir. Türkiye 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren sürekli bir adım ileri, iki adım geri atmak zorunda kaldı. Kim ülkeyi kalkındırdıysa, tüm dünyaya karşı Türk devletinin haklarını savunduysa indirdiler. Mendereres'i darbeyle, Demirel'ibir muhtıra bir de darbeyle indirdiler. Turgut Özal'ı suikastle öldürmeye çalıştılar başaramadılar, daha sonra zehirlenerek vefat etti. Erbakan'ı postmodern darbe ile indirdiler. Tüm bunlara karşın, Türkiye devleti büyük bir devlet; ayakta kaldı tabiki ama sürekli 2 adım ileri 1 adım geri attı bu dönemde. Bir devlet aklı oluşamadı, bürokrasi hep farklı yönetimlerle çalışmaktan işleyemez hâle geldi.

Doğru düzgün bakım yapmadığınızda, ekip biçmediğinizde yabani otlar yetişir bahçenizde. Bu süreç içerisinde de bakımsız, elden ele geçen ülke içerisinde Pkk ve Fetö gibi yabani otlar yetişti. Ne Akp ne de Rte başta mücadele edemedi bunlarla, halihazırda ele geçirilmiş bürokrasi ve hukuk yüzünden. Maalesef Fetö'ye "ne istedilerse verildi", Pkk ile barış görüşmeleri yapıldı. Ama neticede ülkeyi 40 yılda sarıp sarmalayan bu sarmaşıkların iksinin de kökünü kazıyan Erdoğan oldu, Cumhur ittifakı oldu. Fetö'nün darbesi Türkiye'nin Fetö konusundaki haklılığını gösterdi. Keza Çözüm süreci sayesinde de "biz bunlarla barışı da denedik ama bize savaşmaktan savaştan başka çare bırakmadılar" deme hakkına sahip olduk zira bizim uzattığımız zeytin dalını alıp zütlerine soktular.

Sanki ülkede kötü giden her şeyin sorumlusuymuş gibi gösterilen Ohal sayesinde Fetönün kökü kazındı, ayda bir ülkenin farklı bölgelerinde bomba patlatan Pkk ve Işid'in inlerine girildi, bombaları kendi zütlerinde patlatıldı. Sınır ötesi operasyonlarla Pkk'ya büyük darbe vuruldu. Ohal sayesinde ülkede huzur tekrardan tesis edildi. Şimdi huzurun tesis edilmesine müteakip, Ohal'in kaldırılacağının sözü reis tarafından verildi. Böylece Ohal döneminde yaşanan adli sıķıntılar da ekonomik sıkıntılar da bertaraf edilmiş olacak. Ne terör ne de ohalin olduğu ülkeye yatırımcı tekrar yönelecek, haksızlığa uğramış bir kısım vatandaşlar serbest bırakılıp, görevlerine iade edilecek.

Şimdi Millet ittifakı kalkmış ülkenin teptiği tüm bu yolları tekrardan tepmeye, 2 adım atmış ülkeye 1 adım geri attırmaya çalışıyor. Pkk sözcüsü Selehattin Demirtaş'a Millet ittifakından destek geliyor. Yani Pkk ile mücadelede biz köklerini kazımak isterken onlar geri adım atmak istiyor. Yapmakta olduğumuz ve yapacağımız projeler rafa kaldırılmak isteniyor. Yazık değil mi bu projelerin hazırlanmasında geçen emeğe, başlanan projeler için harcanan paraya!

Halkın yüzde 52'sinin oyuyla geçtiğimiz yeni sistemden vazgeçip tekrardan parlementer sisteme geçmek istiyorlar. Devlet Suriye ve Irak'ta bir yandan Amerika ile diğer yandan Rusya ile çeşitli konularda uzlaşırken, dış siyasette dengeli bir tutum izlerken, Millet ittifaki ülkeyi Abd ve Nato yanlısı yapmak istiyor. Bir yandan, tüm yaşananlara rağmen istikrarla büyüyen ülke ekonomisi için sanki çökmüş gibi yaygara koparırken diğer yandan emekliye memura zam üstüne zam vaat ediyorlar. Bol keseden sallıyorlar.

Son yıllarda ekonomi istenen seviyede değil doğru. Amerikan merkez bankasının 2013'ten itibaren başlattığı kademeli faiz arttırımları ve SP, Moodys gibi kredi kuruluşlarının not kırmaları ekonomimizi baltaladı. Diğer büyüyen ülkelerde olduğu gibi paramızın değeri düşürüldü.
Fakat kimse bu yönetim döneminde cebinin rahatladığını da gözardı etmesin. Bu konuda farklı düşünen varsa tartışabliriz. Asgari ücretli birinin 2002'ye kıyasla altın ve içki alımı hariç hemen hemen her konuda alım gücünün yükseldiğini kanıtlarıyla sunabilirim.

Benden bu kadar, okuyanların gözüne sağlık. Kime oy verirseniz verin, bu ülkenin iyiliğini düşünerek, elinizi vicdanınıza koyarak verin. Hadi eyvallah.

Özet: işte böyle bir seçimle karşı karşıyayız, ya Türk devletine gerektiğinde tüm dünyayı karşısına alabilme yetisini kazandıran, Türklük şuurunu bize tekrar kazandıran Cumhur ittifakı diğer yanda, Batıya şirin gözükmek için Türkiye devletinin duruşundan taviz verebilecek Millet ittifakı. Ne Cumhur ittifakının ne de Millet ittifakının ülkenin kötülüğünü istemediğine eminim ama Millet ittifakı Batıya karşı tavizler vermeye hazır, bizi geriye zütürebilecek, yükselişimizi rafa kaldırabilecek bir ittifak. Bu yüzden desteğim Erdoğan'a, Cumhur ittifakına.

Edit: Hala birileri tutturmuş bozulan ekonomi, özgürlük, çözüm süreci, fetö üzerinden laf atıyor. Hepsine cevap var yazımda hepsine, önceden muhalif mhpli olup akp karşıtı olan ben, bugün bunları fetö ve pkk ile olan mücadeledeki kararlılıkları ve geçmişteki yanlışlardan dönmeleri sebebiyle destekliyorum. Gösterebiliyorsanız, Muharrem incenin bir tane açıklamasını gösterin sınır ötesi operasyonların veya pkkyla mücadelenin süreceğine dair.

Özgürlüğe gelince, akp döneminde elinizden alınmış bir tane özgürlük gösterin bana. Medya susturuluyor diyorsunuz gerek sözcü cumhuriyet halktv vs. vasıtasıyla gerek sosyal medya vasıtasıyla istediğiniz eleştiriyi hatta istediğiniz hakareti edebiliyorsunuz. Daha ne?

Ekonomi desen, sanayide büyüme yüzdr 7lerde, sanayiye bağlı yüksek teknoloji ürünlerindeki büyüme ilk çeyrekte yüzde 17, alım gücü son yıllarda azalma gösterse de 2000li yılların başına nazaran daha iyi. Aksine dair kanıtınız varsa gönderin bizim de fikrimiz değişsin.