1. 1.
    0
    lise 3. sınıfın 2. dönemindeydim. o güe kadarki lise hayatımda fazla göze batmayan sıradan birisiydim. memur bir babanın ikinci çocuğuydum. bu da lisedeki 3. yılımda 3. okulumdu haliyle o kadar samimi ilişkilerim olmamıştı arkadaşlarımla. kız arkadaş konusuna gelince ben ciddi anlamda tipsiz bir insanım o zamanlarda farkındaydım bunun ama ergenlik duygularıyla pek kabullendiğim söylenemez. o yaştaki her gencin aksine belki de sosyal yaşamımın pek olmaması sebebbiyle çok kitap okurdum ders kitabı değil sadece romanlar bilim dergileri elime ne geçerse okurdum hala da öyleyim aslında okumayı severim. bilmem siz de hiç oluyor mu ya da oldu mu ama ben belki çok kitap okumadan dolayı konuştuğum insanın kişilik analizini yaparım hep. nelerden hoşlandığını nasıl huyları olduğunu falan hep kafamda kurarım hoşuma da gider bu.

    edit: 46 ncı entry de bitiyor hikaye.
    ···
  2. 2.
    0
    ap
    ···
  3. 3.
    0
    ap ap ap ap
    ···
  4. 4.
    0
    @3 devamı var hacut
    ···
  5. 5.
    0
    her neyse konuya dönecek olursak 3. sınıftaydım dediğim gibi arkadaş çecrem pek olmadığından tenefüsleride sınıfta ya da okul bahçesinde tek dolaşarak geçirirdim basket oynayanları falan izlerdim aslında meraklıydım da baskete ama onun için kalıbımda boyunmda yoktu kısaydım üstelik çokta zayıftım. bizim sınıfta da basket takımında olan bir çocuk vardı pek muhabbetimiz yoktu ama sınav zamanları pek bi iyi davranırdı bana nedenini tahmin edebileceğiniz gibi. o çocuğun adı burak tı sevgiliisi de yine bizim sınıfta kübra diye bir kız... kendimi çevremdekilerden her zaman daha üstün görmüştüm bunu kendini beğenmişlik olarak görebilirsiniz ama sürekli okul değiştirdiğimizden liseye giriş sınavlarında epey yüksek puan yapmama rağmen her taşındığımız yerde maddi durumumuzdan dolayı hep en yakın liseye gitmek durumundaydım son gittiğim lisede düz liseydi süz lise olması önemli değil aslında genel olarak o çağdaki insanların çoğu okuma araştırma dışında başka şeylere yöneliyorlardı zaten haliyle kendimi üstün görürdüm... kübra konusuna geçsek yavaş yavaş iyi olucak neredeyse yıl biticekti ama onuna tek kelime konuşmamıştım çok utangaç biriydim özelliklede kızlara özellikle de kübraya karşı hormonlarında etkisiyle onun sevgilim olmasını birlikte olmamızı isterdim derslerde hep gözüm ona kayardı bazen derslerde dakikalar boyunca onu izlerdim ama dediğim gibi o burakla birlikteydi benim de pek umudum yoktu esasen...
    ···
  6. 6.
    0
    bir gün hocanın izinli olmasında dolayı bir ders boştu havada güzeldi herkes dışarı çıkmıştı ya top oynuyorlar ya da bahçedeki banklarda vakit geçiriyorlardı tahmin edebileceğin gibi ben sınıftaydım o zamanlar harry potter ınn yeni kitabı çıkmıştı ben de almıştım onu okuyordum sınıfta tektim herkes dışarı çıkalı 10 dakika olmuştu en fazla kapı açıldı kübra girdi içeri "aa sen burda mıydın" dedi "evet kitap okuyordum" dedim "anladım ben de çantamdan birşey almaya gelmiştim... aa harry potter mı okuyosun ? " dedi. " evet" heyecanlanmıştım epey mhabbeti ilerleticek değil kapatıcak cevaplar veriyordum daha çok " ben de okumak istiyorum ama çok kalın kitapları ya bi de önceki kitaplarını okumadım zor iş şimdi hepsini okumak" dedi. " ben önceki kitaplarıda okudum aslında bi kere başlayınca o kadar da kalın gelmiyor kitap.. epey sürükleyici" dedim "hmm anladım neyse ben gidiyorum sen oku bana anlat hepsini nasıl olur " dedi giderayak tatlı bi gülümsemeyle ne söyleyeceğimi bilemedim gülümseyerek yüzüne baktım bir kaç saniye sonra kapıdan çıkmıştı zaten. kendimi hiç olmadığım kadar iyi hissediyordum yüzümde devamlı bir gülümseme vardı mutluydum kübra benle konuşmuştu hem de daha güzeli onunla bir daha konuşma fırsatım vardı ona harry potter ı anlatacaktım güzel olucaktı...
    ···
  7. 7.
    0
    ertesi gün okul çıkışında okul kapısından çıkarken omzuma bir el dokundu "ee potter bana kitabı anlatmayacak mısın " kafamı çevidim çevirdiğim gibi gözlerim kübranın o güzel gözleriyle buşuştu çok yakındı yine heyecanlandım "tabii anlatacağım ne zaman istersen" dedim "şimdi anlatmanı istiyorum" dedi gülümsedi. " harry lilly ve james in oğlu. harry nin anne babası voldemort tarafından öldür.." diye direk anlatmaya başladım " öyle değil şapşal dedi" gülümseyerek o kadar iki adım yolda mı anlatacaksın" dedi ve yüzüme bir şey sormamı bekleyerek baktı "istersen bir cafe ye gidip oturalım orda anlatırım sana" dedim gülümsedi yine olur dedi oku yakınlarında bir kafeye gittik oturduk çok heyecanlıydım cafe ye gidene kadar hep o konuşmuş ben dinlemiştim aslında heyecandan konuşamıyordum. oturduk kitabı anlatmaya başladım anlattıkça rahatlıyorudum arada araya espiriler sıkıştırıyordum rahatlamıştım samimiyeti kurmuştum onunla. artık tam anlamıyla iki arkaadaştık. kitabı yarısına kadar anlattım" bügünlük bu kadarlık yeter" dedi. "kalanınıda yarın anlatırsın şimdi gitmem gerek" dedi gitti. ertesi gün okulda hiç konuşmadık ya erkek arkadaşıyla birlikte oluyordu ya da 3-4 kız arkadaşıyla birlikte haliyle cesaret edip yanına gidemiyordum. okul çıkışında özellikle sınıftaki herkesin gitmesini bekledim o da geç çıktı sınıftan gidelim mi dedim gidelim dedi gittik...
    ···
  8. 8.
    0
    bir hafta kadar daha okul çıkışlarında cafe lere gittik ben ona okuduğum kitapları anlatıyordum o da dinliyordu sadece harry potter ı değil başka romanları bilim dergilerinde okuduğum gelişmeleri felsefe siyaset hemen hemen her konudan ona bahsediyordum o da beni hayran hayran dinliyordum bunu anlıyabiliryordum.son görüşmemizde daha kişisel konulardan bahsetmeye başladık o nu sevgilisi olduğunu biliyordum ama ikimizde sanki burak yokmuş gibi davranıyorduk ve ben de o konuyu açıp iyi giden bir ilişkiyi baltalamak istemiyordum. ama kübraya tutulmuştum o na o nu sevdiğimi söylemem gerekiyordu. cafedey dik yine bir gün ne kadar çabuk olursa o kadar iyiydi cesaretimi topladım gözlerinin içine baktım "kübra ben sana aşık oldum " dedim şaşırmıştı yüzünde mutluluktan ziyade şaşırmışlık vardı ve belliki kendini kötü hissediyordu bir iki saniyelik sessizlikten sonra "şeey.. ben.. benim gitmem gerekiyor tamam mı yarın okulda görüşürüz" dedi eşyalarını hızlıca toplayarak yanımdan ayrıldı. afallamıştım nasıl bu kadar salak olabilirdim henüz 1-2 haftadır tanıdığım birine ona aşık olduğumu söylemiştim. kübra da bu yüzden böyle tepki vermişti. yarın okula gidip biraz aceleci davrandığımı söyleyip özür dilemek herşeyi çözecekti ben de öyle yapmaya karar verdim.
    ···
  9. 9.
    0
    ertesi gün her zaman olduğu gibi okula erken gittim sınıfa doğru yürüyordum koridorlar boştu. bizim sınıfın çaprazındaki sınıftan burak a ait olduğunu düşündüğüm bir gülme sesi geldi merak ettim o sınıfa doğru gitmey başladım. kapının önüne geldim içerde konuşulanları dinlemeye başladım...
    -"haha vay salak vaaay daha 2 hafta olmadı kızım sen onunla takılalı sana aşık olduğunu mu söyledi yani" dedi burak
    -" abi asıcaksın böylelerini o nee yaa aynaya da mı bakmıyor dıbına kodumunun salağı haahhaha" dedi içeriden bir ses.
    -"tamam ya dalgasını geçmeyin artık anlattığıma pişman etmeyin beni" dedi kübranın sesi
    -" kızım sende de ne işler varmış ya iki güne tavladın manken gibi çocuğu"
    ardından kıkırdamalar ve artık hepsi bir ağızdan konuşuyordu" vay küçük potter vay tipine bakmadan aşıkta olurmuş... evlenirsiniz de siz bunla kübra hanım hahaha..ee kızım bundan sonra benimle iddiaya girmeden önce bir kere daha düşünürsün artık... " içeride tüm bunlar olurken ben dona kalmıştım ne yapıcağımı bilemiyordum şoka girmiştim adeta kafamın içinden bir sürü şey geçiyordu. iddiaya girmeden önce... asıcaksın böylelerini.. tipine bakmadan... hani uçak düşerken tiz bir ses herkesin kulağını çınlatır ya başka birşey duyamassın benim de tek duyduğum şey o çınlamaydı başım dönüyordu kusucak gibiydim bir hışımla doğruldum kapıyı hızlıca açtım
    ···
  10. 10.
    0
    okuyosanız ses edin hele
    ···
  11. 11.
    0
    herkes bana döndü artık konuşmuyolardı bazıları endişeli bazıları ise hala kıkır kıkır gülmekteydi içeride 5-6 kişi vardı burak kübra burağın basket takımından bir kaç arkadaşı ve tanımadığım bir kaç kız daha hepsi de bana dönmüş bakıyorlardı benim ise gözlerim kübranın gözlerindeydi o da bana bakıyordu gözleri dolmuştu.bu sesizliği burakın sesi bozu " romeo sen de burdaydın demek " dedi iki üç kişi kahkalarla güldü diğerleri ise gözlerini bir bana bir burağa çeviriyorlardı. hiç birşey demeden burakın üstüne atıldım bir tekme darbesiyle yere düştüm tekrardan hamle yaptım bu sefer yumruğum hedefini buşmuş burnunun ortasına pek güçlü olmasada yumruğu indirmiştim burak da buna sinirlenmiş artık gülmeden benimle boğuşuyordu beni alaşağı etti yüzüme ardı ardına yumruklar savuruyordu.bir yandan da kübra yı nasıl sevgilim olarak gördüğüm hakkında kübranın sevgilisinin o olduğunu küfürler eşliğinde böğürerek anlatıyorudu diğer taraftan ben artık kendimi savunmaktan bile vazgeçmiştim zaten bu kavgadan üstün çıkmamın imkanı yoktu kübranın ağladığını diğer kızlarında çığlıklar atarak öğretmenleri çağırdıklarını duyabiliyordum...
    kavga ayrılıştı ağzım burnum kan içindeydi hala sınıfın içerisindeydik yerden olduğum yere doğruldum kfamı iki yana çevirerek sınıftaki insanlara bakıyordum sınıf artık daha kalabalıktı neredeyse derse girme zamanı gemişti kübra ağlıyordu yanında ki iki üç arkadaşı da onu sakinleştirmeye çalışyorlardı şimdi sınıftaki diğer herkes sanki konuşmamı bekliyorlarmış gibi kafasını bana döndürmüşlerdi sınıfa müdür girdi ve ikimizide derhal odasında görmek istediğini söyledi 15 gün okuldan uzaklaştırma almıştım burak ise okul takımında olduğundan ve bazı ayrıcalıkları olduğu için uyarılmıştı.
    ···
  12. 12.
    0
    müdürün odasından çıkarken üstümdeki gömleğe baktım yarısına yakını kan içindeydi gerçekten fena dayak yemiştim. burak bir omuz darbesiyle beni sarsıp bir kaç tehtitkar cümlenin ardından yanımdan gitti yine boş koridor da tek başımaydım herkes derse girmişti. çektiğim acı fiziki bir acı değildi o bir kaç dakika içinde o sınıfta duyduklarım beni yıkmıştı lavobaya gittim elimi yüzümü yıkadım eve gittim 15 gün cezalıydım ama ben o okula bir daha hiç gitmek istemiyordum tekrar kübrayı görücektim benim duygularımla oynamıştı hem de bir idda uğruna onurumu gururumu yerlere sermişti. evde olduğum 15 gün boyunca ağlama krizleri geçirdim çok kötü durumdaydım. salaklığıma kızıyordum ben kim olduğumu sanıyordum dakübra nın benimle birlikte olucağını inandırmıştım kendimi benimle alay etmişlerdi dış görünüşümle saf aşkımla herşeyimle...
    ···
  13. 13.
    0
    yarın devam edicem özür diliyorum iş var
    ···
  14. 14.
    0
    o 15 gün gerçekten çok kötüydü bir insanın yakışıklı olmadığını düşünmesi başka birşey başkaları tarafından o na tipsiz denmesi ise çok farklı birşey hele ki o yaştaki biri için... aynaya bakmıyordum artık anne babamla ihtiyacım olmadıkça konuşmuyordum bile eskisinden de içine kapanık hala gelmiştim. günler geçmişti okula gitme zamanım gelmişti ama uykularım kaçıyordu tekrardan okula gitme fikri yüzünden hastalanmıştım ama kaçınılmazdı okula dönmem gerekiyordu... yüzümdeki morluklar şişlikler hemen hemen geçmişti... okula giriş halimi dün gibi hatırlıyorum benim olmadığım 15 gün içinde haber tüm okula yayılmıştı kübra nın beni nasıl kandırdığı burak tan nasıl dayak yediğim herşey...
    ···
  15. 15.
    0
    okula giderken yanından her geçtiğim öğrenncinin benim hakkımda konuştuğunu anlayabiliyordum hele o acıyan gözlerle bakmaları yok mu o adamın dıbına koyuyor işte bir kaç kişi daha önce hiç muhabbetim olmamasına rağmen nasılsın iyi misin diye ellerini omzuma atarak hal hatır sordular sanki daha iyi hissetmemi sağlıycakmış gibi... kalabalık koridorlardan geçerken konuşmalar fısıltı halini alıyordu herkes yanındakini dürterek gözleriyle beni işaret ediyordu kimi kahkalarla gülmeye başlıyordu kimiyse acıyan gözlerle bana bakıyordu.o an ortadan yok olamayı o kadar çok istiyordum ki... hızlı hızlı yürümeye devam ettim kendimi sınıfa attım hiç kimseye bakmadan ( ama herkesin bana baktığını bilerek ) her zaman ki yerime oturdum.. tenefüsleri sözde arkadaşlarımın hal hatır sormalarını savuşturmayla geçiriyordum. derslerde göz ucuyla kübra ya ve burak a bakıyordum. kübra biraz solgun gibiydi üzüntülü bir tavır takınmıştı burak ise her zaman ki burak...
    ···
  16. 16.
    0
    tenefüs oldu tuvalete gittim ben girdikten 15 saniye sonra kapı tuvaletin kapısı hızlıca açıldı içerdekileri sessizce dışarı çıkardıklarını duyabiliyordum çişimi yaptım elimi yıkamak için lavaboya yöneldim kapının önünde burak ve 3 arkadaşı vardı karşılarında da ben başka kimse yoktu lavabo da ne söylüyeceğini merak ediyordum daha ne kadar beni incitebilirdi ki
    ···
  17. 17.
    0
    bütün kötü özelliklerimin aksine kendimi çok cesur biri olarak görürüm öyleyimdir de. o an hiç korkum yoktu. göz göze geldik burak la ilk konuşan ben oldum " yanlış yere işiyorsun tuvalettler iç tarafta" dedim yan dönüp ellerimi yıkamaya başladım. birbirlerine baktılar ardından hiç beklenmedik şekilde" biz özür dilemek istiyoruz aslında büyük hıyarlık ettik abii" dedi burak yanındakilerde o nu onaylar şekilde kafalarını sallayıp birşeyler eklediler. demiştim ya ben insan tahlili yapmayı severim diye eğer bu özrü başka biri etmiş olsaydı samimiyetine inanıp kabul edebilirdim ama karşımdakilerin kafalarndan çok başka şeyler geçirdiği çok belliydi. yanlarına yaklaşıp kapıya yöneldim kapıyı açtım burak a döndüm " ben de çok üzgünüm " dedim biraz bekledim "kübranın senin gibi bir insanla birlikte olmasından dolayı" dedim kapıdan çıkmaya yöneldim abir iki adım atmıştım ki sırtıma bir tekme yedim koridora doğru yuvarlandım yine herkesin gözleri benim ve burak ın üstündeydi burak yanıma doğru hızlıca gelmeye başladı ama yanımdan hızlıca geçerek sınıfa yöneldi hiç bir şey yapmadı bana ben de düştüğüm yerden doğrulup sınıfa gittim yerime oturdum çantamdan kitaplarımı çıkarayım derken çantamın içinin bomboş olduğunu farkettim kafamı kaldırıp burak ın oturduğu yere baktım yüzünden pis bir gülümsemeyle bana bakıyordu.ben de çok rahat cool bir gülümsemeyle karşılık verdim o na. bunun o nu rahatsız ettiğini bilerek. artık onun beni rahatsız edeceğini biliyrdum ama umrumda da değildi bu pek benim asıl düşündüğüm kübraydı okul içinde o nunla konuşmam mümkün değildi. ben de o na mektup yazmaya karar verdim çantasına gizlice koyacaktım beni ne kadar incittiğini o nu ne kadar sevdiğimi öğrenmesi gerekiyordu.
    ···
  18. 18.
    0
    mektubu yazdım bütün duygularımı o nu nasıl sevdiğimi herşeyi yazdım çünkü kübra nın da biraz olsun benden hoşlandığına inanıyordum hala hatta buna emindim. duygularım karşılıksız değidi.bir sayfalık bir mektup yazdım sonuna da ona olan hislerimi anlatan bir şiir ekledim okula giderken mektubu yanıma ldım. okul çıkışında çantasına gizlice koyacaktım. o gün okulda sıramın üstüde önceki gün benden aldıkları kitabımın parçaları duruyordu üstüne karalamalar yapmışlardı. dışarı çıktığım bir tenefüstede yanımdan koşarak geçen 2 çocuktan biri enseme tokat atmış deiğeri de düşmem için ayağıma tekme savurmuştu tekmenin şiddetiyle yere kapaklandım artık koridordaki diğer öğrencilerin gülüşmeleri parmakla beni işaret etmeleri o kadar da koymuyordu alışmıştım çünkü benim tek düşündüğüm kübraydı. okul çıkışında kübranın yanına yaklaştım ellerine mektubu tutuşturdum gözlerinin içine baktım hiç bir şey diyemeden yanından uzaklaştım... bu yaptığım şey hayatımın en büyük pişmanlığı olucaktı...
    ···
  19. 19.
    0
    bir hafta sonra okuldan içeri girişim hiç unutmam okulun kapısından girdiğin gibi karşıda pano vardır her giren panoda ne olduğunu görebilir girdiğimde panonun içinde birbirinin aynı yirmiye yakın kağıt vardı hepsinin içinde de aynı yazılar benim kübraya verdiğim mektup... hemen panonun içini açıp bütün kağıtları hışımla panodan söküp yere attım üst katlara çıkmaya başladım nöbetçi öğrenci masasının üstünde o kağıtlardan vardı onlarıda yere fırlattım sinirden titriyordum garip sesler çıkarıp çkarıyordum üst kata doğru koşarken inliyordum kendimde değildim artık erkekler tuvaletine girdim şiirim aynanya yazılmıştı mektubumun fotokopiside heryerdeydi okuldaki bütün panolarda benim mektubum vardı istisnasız hepsinde okuldaki diğer öğrencilerde kağıtlar ellerinde kahkahalarla gülüyorlar birbirlerine şiirleri okuyup dalga geçiyorları koridorun sonunda kübra ve burağı gördüm kübra hüngür hüngür ağlıyordu burağın elinden mektubumun bir diğer fotokopisini almaya çalışıyordu burak ise o na mektuptaki şiiri okuyordu koridorun diğer ucundan buraaak !!! diye bağırdım koridorda bir sessizlik oldu o na doğru koşmaya başladım burak ın yüzündeki gülümseme gitmiş yerini bir korku almıştı deliler gibi o na doğru koşuyordum elimde tuvaletin birinden aldığım sopa benzeri bir tahta vardı burak bana karşı koymaya çalıştı ama dediğim gibi delirmiştim. elimdek sopayla kafasına yüzüne nereye denk gelirse vuruyordum insanlar beni burak ın üstünden almaya çalışıyorlardı. aldıklarında ise burak ın heryeri kandı öğretmenler öğrenciler bütün okul başımıza toplanmıştı beni çekiştire çekiştire müdür odasına aldı ne olduğunu sordu hiç birşey söylemedim açıklama yapmassam okuldan kovulacağımı söyledi yine hiç bir şey demedim...
    ···
  20. 20.
    0
    okuldan kovulmamıştım yine uzaklaştırma almıştım ama ben okula devam etmedim bıraktım bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başladım... burak ın hasteye kaldırıldığını öğrendim kaburgaların da kırık varmış sanırım... kübra ile bir daha hiç karşılaşmadım mektubumun nasıl burak ın eline geçtiğini sanırım hiç öğrenemeyeceğim... şu an hala o fabrikada çalışıyorum işçi olarak eve de çıktım pek güzel bir ev değil gerçi ama kendimle baş başayım... şu an görüştüğüm ne bir erkek ne de bir kız arkadaşım var ayda yılda bir anne babamı ararım o kadar işe giderim dönüncede kitap okurum genellikle.. bu hikayede bu kadar hadi eyvallah
    ···