Beşar Esad'ın başına gelenleri uzun zamandır inceliyorum. Esad'a kurulan oyun büyük. ABD'nin bu oyununu daha önce sırasıyla Irak'ta ve Libya'da da gördük.

Irak'ı işgal sebepleri Saddam'ın halkına sözde zulmetmesiydi. Irak'ta bulunduğum bir dönemde bu konuyu bizzat yerinde inceleyerek halkın tutumunu ölçtüm ve aslında öyle olmadığını, Saddam'ın halkına zulmetmediğini terörle mücadele ettiğini halkın ağzından açıkça dinledim. Irak'ta yaşayan Türkmen kardeşimiz Ali şöyle anlatıyor :

"Abi bugün saddam olsaydı ben evimde daha huzur ve güven içinde oturuyordum. Saddam olsa Işid'in kurulması mümkün değildi. Saddam isyancı Kürt'lerle ve isyancı Şii'lerle mücadele ediyordu . Olayların patlak vermesinden hemen önce Peşmerge Saddamın bir askerini öldürdü diye Peşmergeye destek veren köylere hardal gazı attı sekiz yıl çocukları olmadı, tarlalarında ot bitmedi. Irak halkının çoğunluğu Saddam'ın yanındaydı bu yüzden Amerikan işgali uzun sürdü. Halkı sindirmek kolay değildi."

Tüm bunlar olurken Türk ve dünya medyasının Saddam'a karşı tutumunu incelediğimiz zaman " halkına zulmeden, vahşi bir katil dikdatör " profili görüyoruz. Bu bütün dünyada geçerlidir, " EN KESiN DARBE MEDYA iLE YAPILIR.

Libya'da da Kaddafi'nin başına gelenlerede bakınca nerdeyse aynısı. Türkiye'de o dönemde en büyük müttefiki Kaddafi'ye sırtını dönmüştü. Emekçi bir lideri katleden direniş konseyinin adı "Ulusal(!) Direniş Konseyi" idi ama emir aldıkları kişi Amerika'nın ta kendisiydi . Ne büyük çelişki.

Şimdi ise uzun zamandır Beşar Esad üzerinde aynı politikanın uygulandığını görüyoruz. Esad Türkiye'nin yapamadığını yapıp bugün ülkesinin kuzeyinde terörle mücadele ediyor.

Beşar Esad hakkında bu zamana kadar yaptığım araştırmalar gayet açık kaynaklardan ulaşılabilecek bilgilerlede destekleniyor. Esad'ın bir dönem ülkesinde demokratik açılımları olduğunu, açık sayım yapılacak bir seçime gideceğini, seçimde kendiside adaylık koyacağı için ülkesinde özellikle eğitim ve sağlıkta yaptığı büyük yatırımları inkar etmeye gerek yok. Gerek Suriye gerekse Dünya basınının insanları kışkırtması, direnişe meşruiyet kazandırması, Esad rejimini vahşi bir dikta olarak lanse etmesi sonucu bu duruma gelindi.

Soruyorum şimdi neden sadece Suriye'nin kuzeyinde savaş var ? Kürdistan kurmak isteyenlerin haritasına bakın Suriye'nin kuzeyide bu haritaya dahil. Bakın amaç Kürdistan demiyorum. Kürdistan da sadece bir araç zaten. Kürdistan fikrinin kurucuları yine bu kaos ortdıbına sebep olanlar.

Suriye'nin kuzeyinde bugün savaş varsa bunun sebebi o bölgedeki otoriter boşluktur. Esad rejiminin otoritesinde olması durumunda ne Işid ne Pyd ne Ypg hiçbirinin bugün Müslüman ve masum öldürmesi mümkün değil.

Türkiye aylardır Suriye'nin kuzeyinde ilerleyişini sürdürüyor. Bir zamanlar koridor açıp Suriye'ye naklettiği terörle ve silahlarla beslediği Işid'le mücadele ediyor gibi görünsede aslında Esad rejimini hedef alıyor ilerleyişinde. Bu politika sonucunda ise askerlerimiz şehit oluyor. ilginçtirki Türkiye'nin son günlerdeki hava saldırılarında 94 sivilin hayatını kaybettiği ve bunlardan 40 ının kadın, çocuk ve yaşlı olduğu gerçeği de yadsınamaz.

Açıkça söylemek gerekirse Türkiye'nin Suriye'de bulunma sebebi terörle mücadelede değildir Müslümanların hayatıda değildir. Türkiye bugün o bölgedeki kaosu daha da körüklüyor bu bir gerçek. Amaç ise Esad rejimini tamamen yıkmak ama Türkiye sadece bir işçi bu kaosun ortasında.

"Bizim Ortadoğu'da bir görevimiz var nedir o görev; biz Kuzey Afrika ve büyük ortadoğu projesinin eş başkanıyız bu görevi yapıyoruz." diyen Erdoğan şimdi Suriye'de bu görevini icra ediyor, doğrusu bu.

Suriye politikalarını hala desteklemenin ve askerlerimizin ölmesine göz yummanın bir manası yok. israil'in Ortadoğu'daki "radikal toplumları parçalama" planına hizmet etmenin neresini savunuyorsunuz acaba hala ?

Mevcut durumda Esad'ın Amerikan emperyalizmi karşısındaki dik duruşunu korumasını ve ülkesinin topraklarında tekrar otoriteyi kurarak huzuru sağlamasını umuyorum.