necip fazıl a adını sormuşlar

tabi üstad durur mu hemen yapıştırmış cevabı. 'necip fazıl' demiş.

bir gün üstad mahkemedeymiş. tabi sakallar uzun. hakim demiş ki : bu ne hal yahu maymuna dönmüşsün.
üstat durur mu yapıştırmış cevabı:
hadi ya yakışmamış mı?

bir gün üstad sahnede şiir okurken seyircilerden birisi sahneye hıyar atmış
üstad bu durur mu hemen almış hıyarı yerden
kazağına sürte sürte temizlemiş başlamış hatur hutur yemeye.
hıyar da çengelköy hıyarıymış ama bademmiş hep herkesin canı çekmiş.

bigün üstad göle maya çalıyomuş
uzaklardan gelen köylünün biri "ama üstad demiş göl maya tutar mı?"
üstad bu durur mu hemen yapıştırmış cevabı
"ne biliym lan ben nasreddin hoca mıyım amk?"

bi gün necip fazıla sormuşlar yumurta mı tavuktan çıkar yoksa tavuk mu yumurtadan diye,
tabi üstad bu durur mu hiç, yürümüş gitmiş amk.

bigün üstad bi davette bir köşede çayını yudumlayarak oturuyormuş
gençten bir zat üstada "pardon, siz baytar mısınız?" demiş
üstad bu durur mu yapıştırmış cevabı
"bi bitmediniz mına koyim be! bi bitmediniz!" deyip basmış tokadı.
üstad çok sinirliymiş o gün menderes mayışı yatırmamış çünkü.

Ustadin yanina bir gun yillardir fransada yasayan, batiya entegre olmus ve tanritanimaz yani ateist olmus bir turk gencini getirmisler. Genc adam ustada :sizin gibi egitimli ve kulturle birine 1400 yil once yazilmis bir kitaba, cennet-cehennem gibi masalsi ogelere inanmak hic yakisiyor mu demis. Tabi ustad durur mu,yapistirmis cevabi : "para ver girtlagini gibtigim, para. Yarina altilida saglam tuyom var,sen hala neyin derdindesin!"

vay amk

necip fazıla sormuşlar ki
yarin ile hoş musun
üstad bu durur mu hemen yapıştırmış cevabı
"kaç yaşındasın sen? hayır kaç yaşındasın sen? onaltı yaşında bi adamsın lan dalyarak! amcık ağızlı! hayır kaç yaşındasın sen?"

necip fazıl kısakürek vapurla karaköy'e geçerken, yanına biri yaklaşır:

"üstad, peygamberlere ne gerek var, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik." diye sorar.

necip fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:

olur mu mübarek adam. günaha girme, hadi yallah. demiş

Üstad'ın konferansında edepsizin biri üstada 'alçak' diye bağırır.
Üstad hiç istifini bozmadan o tarafa seslenerek şöyle der ;
kendi diyen kendi olur taam mı :S:S

üstat, 1960 larda amasya da bir konferansa geliyor. salon tıklım tıklım dolu... üstat konferansını verirken bir tanesi itiraz ediyor. itiraz eden ayağa kalkıyor. üstat soruyor:
-" kimsiniz " itiraz eden:
-"ben buranın alay komutanıyım" diyor.
-"peki, buyurun oturun" diyor.

üstat konferansa devam ediyor. öylesine asabi bir mizaca da tabii tahammül etmesi mümkün değil. dinleyiciler kendini kaptırmış konuşmanın büyüsüne. üstat tekrar soruyor:
-"kimdi o itiraz eden?" itiraz eden ayağa kalkıyor:
-"benim" diyor. üstat bakıyor:
-"peki, oturabilirsiniz" diyor.

üstat konuşmasına tekrar devam ediyor. üstat üçüncü kez soruyor:
-"kimdi o itiraz eden?" itiraz eden tekrar ayağa kalkıyor:
-"benim" diyor. üstat:
-"peki, oturun" diyor.

alay komutanı en sonunda kalkıp üstadı bi güzel dövmüş.

bi gün necip fazıl kumar baskınında yakalanmış. muhabirler sormuş "dindar kişiliğinizle kumarbaz olmanız çelişmiyor mu?" diye.
üstad bu durur mu yapıştırmış hemen cevabı, "hayat bir kumarsa zarları ben atarım zaaaaaa xd" demiş.

1959 da bi kumar baskınında yakalanan üstad... amaaannn ne anlatıyomki alın izleyin işte:
http://inciswf.com/sadasfasds.swf

Necip Fazıl KISAKÜREK dönemin başbakanı Adnan Menderese örtülü ödenekten kendisine para verilirse dönemin muhalefetini bastıracak bir dergi kuracağını söylüyor... mektup "muhterem efendim" diye başlayıp "ağlayarak ellerinizden öperim" ile bitiyor. al sana aydın!!!

Yine üstada bir gün adamın biri:
- Sen gözümde sıfırsın necip,der,
Hazır cevap üsdat cevabı yapıştırır:
- Sende benim gözümde çift sıfırsın.
-o zaman sen benim gözümde yüz sıfırsın
üstad bir kez daha yapıştırmış cevabı
- sen sonsuz kere sıfırsın
adam cevap verememiş ve hemen ordan uzaklaşmış

üstad bir gün pazar alış verişini yapmış evine dönerken komünistin biri yolunu kesmiş.
şeriatçiler iran'a diye haykırmış. üstad yapıştırmış cevabı :
-sen anandan yine çıkardın amma velakin baban kimdi bilemezdin ey şerefsiz!

üstadın zamanında büyük bir ekonomik kriz varmış. halkın durumu perişanmış

komşusu bir gün üstadı ziyarete gelmiş ve ona şunu sormuş:

-üstad, herkes bu krizi konuşuyor sen neden bir şey söylemiyorsun?

üstad durur mu tabi hemencik veriştirmiş cevabı:

-siz bunları konuşurken aselsanın %51 i israile satıldı huur çocuğu!

ve ipneye tokadı yapıştırmış.

islam düşmanlığı ile meşhur bir kişiyi, günün birinde Necip Fazıl’ın yanına getirmişler. O gün Ramazan ayına denk gelmiş. Bu zat, Üstad’ın odasına piposunu tüttürerek girmiş ve çok bilmiş bir eda ile, “Allah’ın bildiğini kuldan gizlemem!” demiş.
Necip Fazıl, şu karşılığı vermiş:
- Senin avret mahallini Allah biliyor mu?
- Evet, biliyor.
- O halde avret mahallini neden kuldan gizliyorsun.
- Niyetini bu kadar belli etmeseydin üstat.

Üstad konferanslarına hep özel şoförü ile
gidermiş. Yine bir konferansa
gitmek üzere yola çıktıkları bir gün şoförü
Üstada;
...
"Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken
ben de arka sıralarda oturup sizi dinliyorum ve neredeyse söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum" demiş. Üstad gülümseyerek ona bir teklifte bulunmuş:
"Peki, şimdi gideceğimiz yerde beni hiç
tanımıyorlar. O halde bugün palto ve şapkalarımızı değiştirelim, benim yerime sen konuş,ben de arka sırada seni dinlerim."
Şoför, gerçekten çok şahane ve başarılı bir
konuşma yapmış ve sorulan bütün soruları doğru
cevaplamış. Tam yerine oturacağı sırada bir kişi, o güne kadar konferansta sorulmamış ağır bir fizik sorusu sormuş.
Şoför, hiç duraksamadan soruyu soran kişiye dönüp:
"Böylesine basit bir soruyu sormanız gerçekten çok
garip" demiş. Sonra da salonun arkasında oturan Üstada
işaret ederek şöyle devam etmiş:
"Şimdi size arka sırada oturan şoförümü
çağıracağım ve sorduğunuz soruyu,
göreceksiniz, o bile cevaplayacak."