ne kadar boktan bi dunya

parkelerin üstünde bir gramafon görmeliyim,
dolapta bomontiler olmalı,
bir evde televizyon yerine kitaplık olmalı,
kitaplıkta dostayevski ve bukowski olmalı.
seninle yalın ayak yürüyebilicek bir kadın,
seni göğüslerinin arasına soktuğunda,
aklına ciks gelmeyecek kadar sevdiğin bir kadın.
yemekte içki olmamalı, sevişmeden önce sarılmalı,
gözlerininiz kızarana kadar bakacağınız bir kadın olmalı.
fayanslarda yanınıza uzanabilcek bir kadın olmalı.
bir yatak,
bir koltuk ve bolca kitap olmalı.
küfürün serbest olduğu bir ev olmalı.
birazda ganjaa tabiki,
ev bunlar olduğu zaman evdir.
bunlar yoksa, sadece bir barınaktır.

yağmurda ellerim cebimde,
bir sahil kenarı, birazda düşünce.
az önce tüm paramı çorbaya verdim ve sigaram yok.
öylesine saçmaydı ki.
bankta yalnız başına oturan bir kadın gördüm,
saat 3 gibi.
yanına oturdum ve bana paran var mı ? diye sordu,
huur olduğunu düşünüp ayağa kalktım ve sorusunu tekrarladı,
ben olmadığını söyleyince,
çok şanslısın dedi ve cebinden bir marlboro paketi çıkardı.
bana bir tane uzattı ve yaktı.
sigaradan bir duman çekip neden diye sordum,
eğer zengin olsaydın bu saatte bu denize bakmazdın belkide,
benimle konuşmaz ve sarışın bir kadınla birlikte olurdun,
belkide uyuyor olurdun dedi.
aradan 2 yıl geçti,
her marlboro içişimde o asil kız için, yere bir dal sigara bırakıyorum.

yaz başkan yaz

hayatın kendisi sensin dıbına koyum

Yaz kamki takipteyim

turuncu bir yol,
gözlerimin üstünde cigara dumanı,
parfüm diye bira kokusu sinmiş üstüme,
biraz kan tadı var ağzımda,
az önce babamdan yediğim tokat yüzünden sanırım.
her yediğimiz tokat, bizi biraz daha olgunlaştırıyor ve acımasız bir insan yapıyor.
bu hayat felsefemizi belirliyor,
eğer fazla tokat yiyorsanız hayat felsefeniz şu oluveriyor bir anda,
karşındaki sana tokat atmadan,
sen ona yumruk at.

Sokaklarda yaşar ve kafa yapan tüm ‘yaşam belirletilerini’ kullanırdık. Gözlerinizin dahi değmek istemeyeceği kadar yoksunduk ve bir o kadar da karanlık. Korkuyorsunuz bizden.
Sizlerin kurduğu hiç bir hayale zevk objesi olmadık, güneşli günlerde gözlük yerine hep şapka taktık. Aydınlık bize hiç yakışmıyordu ve sizin inandığınız hiç bir şeye inanmadık.
Siz parayı tanrı biz ise karanlığı inanç saydık. Siz, temiz bedenlerinizle pis hayaller kurup kirli ölümleri yaşadınız. Bizler ise kirli bedenlerimizle çocukları öptük hep, onlara inandık hep.
Tanrı haklı olsaydı severdik hepinizi. Siz cennete koştukça biz cehennemde nöbete koyulduk bile bir kaç kelimeyle, dizeyle.
Siz düş görün ve bize bırakın tüm hastalıklı kelamları.

Gölgesiz edebiyatın karanlık ve çöplük itleriyiz bizler..

9 ay züt kadar bir karın boşluğunda bekleyen bizler,
koskoca şehire sığamıyoruz.
deniz dar geliyor,
yosun kokusu tiksindiriyor,
mermiler birer ışık oluyor, gecenin karanlığına,
ölümü bekliyoruz,
annemizin doğumu beklediği gibi.

ölmeyi ve yaşamayı iyi biliyorum,
ben ölüm ve kalım arasındaki o ince çizgi arasında dans ediyorum,
sınır ihlali,
bir kaç küfür ve bir kaç saatlik koma ile atlatılıyor genellikle.
koma demek,
rahat bir yatak,
sıcak bir çorba ve
güzel hemşirelerden ibarettir,
keşler için.

lsd kullanmadan ölmek istemiyorum.

Yoksuluz gecelerimiz çok kısa, dörtnala sevişmek lazım.
sarılıp uyumak ve bira içmek lazım,
alkollü bir şekilde sokaklarda dolanmak lazım,
sisteme küfür edip, bolca günaha girmek ve bununla övünmek lazım,
susmadan, isteyerek,bilerek, kavga etmeli,
yumruk yemeli, yumruk atmak lazım.
bir yara izi bırakmak lazım başkasının suratında.

yani istemediğimiz bir hayatı yaşıyoruz hepimiz. ancak ailemiz bununla övünüyor ve insanlara anlatıyorlar. söylesineze kim sabaj 7de uyanıp işe gitmek isterki? ama sistem bize bunu sunuyor ve bizlerde yaşıyoruz-mecburen-bundan şikayet etmiyor aksine bunun için okuyor, çalışıyor ve debeleniyoruz. hayatımızda ciks, uyuşturucu ve alkol yok. sigara içenler bile ayıplanıyor. bizler birer insanız ve gerekeni yapmalıyız. ölmeli veya öldürmeliyiz. sokaklar öldürüp özgür kalan insanlarla dolu.

oha reserved

adamsın panpa devam et

sen ne diyon yarram neyse güzelmiş reserved

çocukluğum ağzı şarap,
uykusuz gözlerim ve kirli pantolonlarım var,
10 metrekarelik bir odam,bir dolabım ve yatağım var,
aynamı geçen sene kırdım,
ölümüne dayak yemiş bir vaziyette eve geldiğimde.
yumruklarımı hayata ve sisteme sallıyordum,
oldukça sertti, ancak
bir kadını yıkamıyordum,
beni hayat bile öyle gibmemişti.

karın üzerinde kan,, donmak üzere,
adım bir militan,
anarşist, pislik ve alkolik,
hangisini söylemk isterseniz.
ben sisteme kafa tutan,
bir anarşistim ve 7 aydır odamdan çıkmıyorum.

hayatta orgazım sigarası diye bir şey var birde,
ben böyle hayatın dıbınakoyim sigarası var.
ben ikisinide içtim.

reserved

başlık takipte fakat ne yazıyor bu eleman?