1. 76.
    +3
    düşünmek saatlerce ve gecelerce karanlık odanın her köşesinde,
    herkes birşey olmak zorundamıydı?
    birşey olmak için onca harcanan saatler ve seneler,
    onca çaba birşey olamayanlardan üstün olmak içindi,
    birşey olamayanların yapamadıklarını yapmak,
    esasında hayat bir istasyondu ölüm bir tren,
    bizler sadece bu tren gelip bizi alana kadar sağda solda takılıyoduk,
    ···
  2. 77.
    +3
    yazdıklarımı bir katagoriye sokmak sacma geliyor bana. yeraltı edebiyatı denilebilir belkide, ancak ben bir şeyleri yazmıyorum. başımdan geçen olayları sadece dusunduklerimle harmanlayip bu deftere aktariyorum. yazılan şeylerin beş para etmeyeceğinin farkındayım. kimse tarafından okunmayip, değer verilemeyecek biliyorum. sadece sokaklarda gezinip, yaşadıklarımı,kaybettiklerimi ve kazandıklarımi yazıyorum. kimse peşimden gelmeyecek ve bana saygi duymayacak. tanrım beni affet, sana değilde şaraba inandığım için, emin olki cennette şarap olsaydı her istediğini yapardım.
    ···
  3. 78.
    +3
    kimsenin günaydın mesajı atacağı adam olamadım. sorun belkide burada başlıyordu, yani ben güne bir kahve gazete ve kahvaltı ile başlayamadım. genelde çay ve sigara ile kahvaltı yaptım. gözlerimde ki kizarikliktan ve morluklardan hiç kurtulamadım. saçlarım uzun ve kirikti. sanırım kimsenin umursamadığı adam olmanın iyi yönü,
    bir süre sonra insanın kendini umursamamasi oluyor.
    ···
  4. 79.
    +3
    saat 3 gibiydi sanırım, uzaktan gelen yaşlı bir adam gelip yanıma oturdu ve elindeki şarabı bana uzattı.

    şarabı aldım ve içtim. sigara çıkartıp oba uzattım,bir tane aldı ve teşekkür etti.

    neden dedi,sen neden buradasın ? 

    geceyi ve sahili seviyorum dedim.

    geceden çok bur kadını seviyor gibisin dedi ve hafifçe gülümsedi.

    nereden anladın dedim gülümseyerek,

    hiçbir mutlu insan gecenin bu saatinde burada oturup denizi izlemez dedi.

    gulumsedim.

    peki sen,sen neden buradasın dedim,

    geceyi ve sahili seviyorum dedi.

    güldük ve o gece bir daha hiç konuşmadan içtik.
    ···
  5. 80.
    +3
    zaten hayat aslen bu bence dedi,

    yani hayat ne ki ? dedim,

    hayat, girtlaga kadar borvlcu olan bur adamın hala at yarısından medet ummasi gibi birsey bence dedi.

    evet dedim,

    öyle ama biz kimiz ?

    atlar mi yoksa at yarısı oynayan adam mı dedim,

    gözlerini kıstı, kafasını salladı ve,

    amina koyim 

    burasını hiç düşünmemiştim dedi.
    ···
  6. 81.
    +3
    sert bir adam değilim, hatta duygusal bile sayılırım. çok gülerdim ama bu aralar gülecek birşey bulamıyorum. sizler gibi olmak isterdim. tecavüz ve sapkın bir toplumda düşünen kişi değilde tam bir köle. sizden nefret etmiyorum belki ama aranızda yaşamak beni kahrediyor. size küfür etmek istemiyorum ama ne zaman işe giden birisini görsem çıldırıyorum. aslında bir fikrimde yok bu durumu düzeltmek için. düşnüyorum da bu gibik toplumdan soyut kalmaktan başka bir çarem yok.
    ···
  7. 82.
    +3
    evet bir tanrı var, bliyorum ancak ona saygı duymuyorum.

    neden mi ?

    çünkü tanrı, çocukların ölmesine izin veriyor bunun herhangi bir açıklaması olamaz.bu sistemin devam etmesine izin veriyor, aşıkları sevdikleriyle buluşturacak bir kader yazmıyor, kadınların tecavüze uğramasına izin veriyor. tanrının sorunları olmalı. bizimle yani neden bize mutluluk vermiyor ki ? tama çok güçlü,bu dünyayı ve içinde ki herşeyi o yarattı. bunada inanıyorum ama tanrı neden acıyı yarattı ki ? insanları nede zor bir sınava soktu ki ? bizi yeşil kırlarda koşmaya itebilirdi halbüki. tanrının kesnlikle pgibolojik bir yardıma ihtiyacı var.
    ···
  8. 83.
    +3
    tanrı görür, tanrı ister, tanrı bilir, tanrı yazar, tanrı yapar, tanrı var, tanrı yok. tanrının hiçbir konu üzerin de hakkı yada söz söyleme lüksü yok. tanrı,büyük ve yaşlı üstün egolu bir varlıktan ibaret. onunla kendinizi aynı kefeye koymanıza aşırı kızar ve sizi yeryüzünde açlık ve sefalete salar ama çocukları öldüren askerlere yada milislere karşı herangi bir uygulamada bulunmaz. tanrım,egolarını al ve bizi rahat bırak. eşcinsellerden nefret eden, ciks yapanları ayıplayan kişilerin tanrısı. seni sevmiyorum, seni reddetmiyorum yada sana yoksun demiyorum çünkü biliyorum. oradan,uzaklardan bir yerlerde deri koltuğuna oturmuş beni izliyorsun ve bundan çok rahatsızım. biliyorum ki beni duyuyor ve görüyorsun ve sana söylemek istediğim tek şey ;
    cehennminde yanmak benim için büyük bir şeeftir çünkü cennetinde senin gibi, cehhenneminde benim gibi (özgür)insanlar var.
    ···
  9. 84.
    +3
    ne yalanlar izledik,

    ne göğüslere kafa gömdük,

    ne aşkları sevdik,

    ne şiirleri okuduk,

    ne şarkıları yazdık.

    neler bagirdik,

    neler infilak etti,

    neler gördük,

    ne ölümler yaşadık.

    çok aç kaldık,

    nasıl da sevdik ama 

    hiçbir şey bilmedik,

    sigara ve bira istedik,

    açık bırakın kapıları,

    yatiya kalacağız dedik.

    nelere küfür ettik,

    neleri istemedik ki,

    siirlerimiz farklı,

    kelimelerimiz aynı idi.

    nereler de yazmadık,

     ne senaryolar da figüran olduk.

    her aşk sahnesi yabancı,

    her ölüme aşikar olduk.

    biz ne yeşillikler gördük,

    ne kısalar sevdik,

    ne saçlar istedik,

    ne kanlar vardı ellerimiz de.

    ne suçlar ve ne günahlar vardı omuzlarimiz da.

    biz ne gece yarıları gördük,

    ne kavgalar da uyuşuk,

    ne uykular da koşar olduk.

    neler çalmadık ki,

    ne hatalar yapmadık,

    boğazköyü sevdik,

    çift katlı otobüsleri,

    bizi terk edip, taksime koşan sevgilimiz unutmadık.

    nasıl da sevdik,

     bogazimiz çöl olana dek söyledik adını.

    kısa saçlı, kısa kadın.

    ne banklar da seviştik,

    neler korktuk

    ama önemli olan 

    beraber korkmamizdi.

    biz ne hayalleri gömdük,

    yaşananları hayal etmedik.

    ne parklar da sarıldık,

    çocukluğumun geçtiği mahalle de sevistik.

    biz ne mevsimleri yaşadık,

    tekirdağ da ağladım,

    sen duydun ve 

    gariptir ki sen de ağladın.

    biz ne kitaplar okuduk,

    ne romanları susturduk ama 

    hicirini göremedim sende.

    biz neler yaşadık,

     nelere göğüs gerdik.

    biz ne sınavlar verdik,

    biz neler içip,

    adımızı unuttuk.

    ve yine biz,

    sen ve ben,

    biz,ne mevsimler geçirdik.

    adına melis mevsimi dedik.
    ···
  10. 85.
    +3
    gözlerin de göremediğim ilgiyi ve 

    ellerin de olmayan sıcaklığı,

    sesin de ki yabancıyı,

     aklın da ki yalanları ve 

    bitmeyen şarkıları alıp gidiyorum.

    sana taze güller versin tanrı,

    ben acıları alıyorum.

    sen de olsun bütün ormanlar,

    ben yanginlari çalıyorum.

    sen de olsun gurur, umursamazlık,

     ben aşkı seçiyorum.

    ve yine sen de olsun güzellik,

    ben yorgunluğu alıp gidiyorum.

    sarı saçlarını ve ince gülüşünü,

    başkasına verme.

    kalbin, başkasının olmasın,

    denizlere bakma başkası ile,

    tüm şiirler tükenir umarım

    eğer başkası sana okursa.

    tüm şarkılar yabancı gelsin,

    tüm günler sessiz,

    tüm yemekler tatsız bundan sonra,

    bir tamam kelimesinden sonra.

    tüm şehirler uzak, tüm aşklar yalan gelir,

    bir umurumda kelimlen ile.

    üstün de bahar,

    ellerin de yaz,

    sözlerin de kış var artık.

    bir şiir yakışır bu yalancı aşka.

    bir dolunay da iğrenç bir şiir yazarım ve 

    sen okumazsin. bilirim,

    sevmek yakışır sana ve bilirim

    sende seversin ama 

    benden başka herşeyi.

    perdeler dans ederken odam da,

    yine aynı karanlık,

    sen de yine aynı mutluluk.

    dolaplar sessiz, parkeler yorgun.

    duvarlar sigara, yatak sert.

    sen yoksun diye mutsuz her bir materyal.

     her bir senaryo ve her kanun.

    her nota yalnız çalar artık.

    bir sen yoksun bir de içki.

    bir fotoğrafın ezmez mi geceyi ? 

    bir sesin bitirmez mi yalanı ? 

    bir aşk yok eder mi beni ? 

    ve bir kelimen beni hayata bağlar mi ? 

    güvercinler ölü artık,

    bulutlar siyah,

    gökyüzün de yıldız yok artik.

    her nefes,bir cinayet.

    her duman bir komplo,

    ve her kahkaha biraz hain.

     belki, keşke ve unut kelimeleri ile donanmış bir hayat ve kader çizen tanrı ; 

    ne ister ki benden ? 

    ya da

    tanrı beni nasıl cezalandırır artık ? 

    ateş ile değil, sensizlik  ile verdi günahın kefaletini.

    ben, yalnız ve yorgun bir erkek huursu.

    sen, gecenin ve turuncunun, güzelliğin ve sigaranın, ölüm ve nefesin, aşk ve merhametin, şiir ve şarkının, sarı ve ümidin, gökyüzünün ve yıldızların, güneşin ve dolunayin, umut ve umursamazlığın, huzur ve kavganın, uyku ve kanın toplamı olan kadın.

    tanrı, seni balciktan yaratmış olamaz.sen de güzel olan herşeyden var.
    ···
  11. 86.
    +3
    iyi bir geceye sığan iki şiir,

    karanlık geceler de ki sessizliğin.

    biliyorum, sıkılacaksin.

    yazdıklarımdan.hep aynı,

    daha önce diyeceksin.

    sen değişmedin kadın.

    senin huurluğundan ve iğrençliginden bahsedemem. değilsin.

     sen güzelsin, sesin ve saçların.

    bilirim, sevişemezsin ve sen de bilirsin,

    yazamam ben, yaşayamam.

    senin olduğun yer de değilim artık,

    senin olmadığın heryer evim oldu.

    monoton bir hayata sıkışan ben,

    sessizlik ve bunalım olan,

    buhran ve savaş olan,

    boşluk ve düşüncesiz, sıradan ve çirkin olan ben.

    seni söylemiyorum artık.

    sen biliyorsun. güzelliğini ve gözlerini.

    ben hariç herkesle konuşur ve ben hariç her yeri bilirsin.

    bir benim kalbimi,bir benim aşkımı tanımaz ve sevmezsin.

     göğüsü kapalı bir perde ve silik olmayan bir kadınsın sen.

    dudaklarını özlememek, sana sarilmayi özlememek,zor.

    sana bir daha sarılma ihtimali beni ayakta tutan ve daha güçlü oluyor hep,

    sana bir daha sarilamama korkusu.

     sen bir mevsimsin ve ben yaşadım.

    dudaklarından bir küfür gibi çıkar,

    artık sevmiyorum kelimeleri.

    ben kaçamak bir gülüş ve bir kaldırım.

    bir rüzgar gibi, poyraz gibi, fırtına gibi geçti sesin, kalbimden.

    bilmiyorsun, seni nasıl sevdiğimi.
    ···
  12. 87.
    +3
    gibiş ve dudaklarin arasın da saatler.

    sıcak ve derin bir dünya da nefes.

    siyah tren, saçlar.

    huur ve turunç kadınların çığlıkları,

    zevk ve acının son hali.

    inanılmaz bir deneyim,bir savaş.

    duvarlar yıkık, eller çatlak.

    bir dudaklar ıslak,bir de kadın.

    ellerini sıkıp, gökyüzüne bakmak,

    bir de sevişmek,bir de çığlıklarına şarkılar yazmak.

    bir oda da değil, tüm dünya da göğüslerin de uyumak.

    izler ya bizi tanrı,

    o yalan,o kaçık,o zalim.

    seni çıplak görür ya tanrı,

    ona düşmanım.

    gözlerin, ellerin ve yanaklarin,

    saçların ve kokun sonra 

    bacakların,

    hepsi bir peygamber gibi kutsal.

    sana böyle dizeleri kim dizer ki benden başka ? 

    ben iğrenç bir serseri,sen 

    kaldırımın soluğu ve gecenin soluk rengi.

    bir şairin son şiiri ve perdelerin ahengi.

    ve içine girmek, yeni bir dünya,

    bir evreni saçlarından kavramak ile eşdeğer.

     kapalı gözlerinden, yumruklaşmış ellerin ve nefes nefesin.

     hepsi güzel, hepsi bir çocuğa eşdeğer.

     dudaklarını ısırman,bir ırmağın tutulmasından üstün.

    oportünist bir kadının zevki değil bu,

    nü bir tablo ya da ferregrafi değil.

    bu zevkin ve acının kutsallığı.
    ···
  13. 88.
    +3
    dert görme,

    kalbim, acı ve hüsran nedir bilmesin.

    yalnız kalma,

    korku, uykusuzluk nedir anlama.

    ölme,

    nefessizlik nedir bilmesin sol yanın.

    susma,

    sesin, sessizliği bilmesin.

    alkollü olma,

    ağlamayı ve şarkıları öğrenme.

    sarisinligin korkmasın,

    yırtar ve atar geceyi.

    bir andan ve sonsuzluğa uzanmaktan vazgeçme,

    ellerin.

    ellerin, üşümesin.

    ben olmasam da,

    başkası tutsun o elleri.

    yeter ki,ellerin,

    ellerin, üşümesin.

    dizlerin de hiç yara olmasın,

     gözlerin kararmasin,

    şiirleri oku,

    istersen başkasına.

    başkasına aşık ol hem.

    asksizlik nedir bilmesin sol yanın.

    kestir saçlarını,

    kahverengi olsun,

    bir son nefesini,

    bir de gidişini sevdim.

    kavgayı, yorgunluğu,polisi, jopu,kurşunu, politikayı,kışı, yağmuru,mecburi ıslanmayi bilmesin vücudun.

    sen hiç üzülme,

    bir adam serseri var.

    bir de birası.

    elin de sekiz bira ile gel.

    ağız dolusu gül,

    ben susarim.

    elin de defter ve kalemle gel,

    dizeleri sen yazarsın,

    ben okurum.

    eğlenceni,

    müziğini ve dansını bölmem.

    bir sahili ve okyanusu,

    bir şarabın dökülüşünü getir,

    avuç için de.

    belki son nefes,

    son sigara ve son durak budur benim için.

    ihtimal.

    ihtimaller.

    benim için umut yok,

    ışık ve gürültü yok.

    para ve mutluluk yok.

    dost ve müzik yok.

    benim için sabahın erkeni ve 

    koşturmaca var.

    bitirmek istemem,

    sanma şikayetçiyim.

    sen mutluysan ben,

    mutluluktan ölürüm.

    sen uyu,ben kalkarım.

    sen, sabahın erken saatlerini bilme.

    ben bir sana yazarım,

    bir sen bilirsin,

    şiirleri ve sana olan aşkı.

    bir gün, olur ya sadece bir gün.

    seninle aynı evde uyanmış olmak.

    beraber kahvaltı etmek,

    aynı paketten sigara içmek,

    ay bu şarabı bardaksiz içmek.

    kısa olsun,

    saçların ve eteğin.

    ömrün uzun olsun,

    derin bir yara gibi.

    hatırlama beni, eğer canın yanıyorsa,

    sen ağlama diye,

    adımı bile unuttururum sana.

    sonra,

    bu aşka alabilir beni,

    bir sahil kiyisin da intihar,

    uzun bir şiir belki ama 

    tutamıyorum kendimi.

    affet.
    ···
  14. 89.
    +3
    sence de komik değil mi ? 

    yani bu,yani yalnızlık.

    sensizliğin getirdiği yalnızlık,

    kimsesizlik bu.

    adımı hatırlayan bir kişinin bile olmaması.

    radyolar teselli etmiyor artık,

    bunu hatırlıyorum,

     evet, hatta hissetmeye başladım.

    bu aynı alkole alışmak gibi.

    önce miğde bulantısı,

     birkaç yıl sonrası, sonsuz mutluluk.

    sensizlik ve alkolün arasın da fark var elbette.

     alkol mutlu eder,

    mutlu eder hem,

    hem de umursar seni.

    acini ve acınacak halini dinler.

    şikayet etmez, susar ve dinler sadece.

    sen,sen ki kadın,

    dinlemiyor ve umursamıyorsun artık beni.

    belki de birgün,

    kollarım da ağlarsın,

    kapatırız ışıkları, sevişiriz,

    sevişiriz ve yine 

    sevişiriz.

    bir renk seç sen,

    ben masaya dökerim onu,

    bir hayal seç,

    ben göğsüne yatiririm.

    sen bir ömür iste,

    ben, hazırım zaten.
    ···
  15. 90.
    +3
    terk eden dostlar vardı, 

    terk eden asklar,

    sadık yalnızlık ve 

    hep geçen zaman.

    kısa saçlı bir kadın yoktu.

    ne kadar oldu gün mutlu olmayalı?

    siyahlılar vardı,

    kırmızı trenler,

    mor dumanları ve 

    gri gökyüzün.

    uç noktalar ve yalnız oturan bir kadın.

    benim elim de sıkıcı şiirler ve 

    biraz da aşk vardı.

    bir baba özlemi vardı sanki elim de,

    bir de çocuk gibi olan sen.

    biraz gezinti,

    biraz tanrısız sigaralar.

     tanrısızliga ve alkolün kutsallığına içtim.

    maskeli balolar vardı,

    mutlu şapkası taktım,

    yalancı gülümseme giydim.

    çıplak gibiydim.

    iğrençliği taktım peşime,

    yalnızlığı sürükledim.

    belki birgün umudu vardı sesim de,

    pusulasiz bir denizci,

    kavgası bir serseri ve 

    kayıp bir çocuğum.

    şiir sattım çocuklara,

    Çektim gözlerinden körlüğü,

    mavi umutsuzluk ve 

    çarşaf gibi olan deniz.

    iş arayan yorgun bir hamalin,

    son sigarası.

    bir kar tanesi kadar eşsiz,

     bir şarap gibi güzel,

     sigara kadar zararlı,

    ölüm kadar belirsiz,

    turuncu kadar açık

    ve bir huur gibi olan ellerinden öpüyorum.
    ···
  16. 91.
    +3
    bir ailem, evim,işim, param,arabam ve dostlarım vardı eskiden.

    şimdi ne oldu ? neden bu haldesin ? 

    ne var halim de ? şarap içiyoruz, sahile de yakınız hem bak, uzakta müslüm gürses çalıyor. bundan daha güzel şey mi var ? 

    öyle tabii ama ailene, dostlarına ne oldu ? 

    sigara içmezdim ben. hayatim boyunca ağzıma bir damla şarap düşmedi. otuz yaşında tanıdım şarabı ben. sonra ne çok eksiğim var diye düşündüm. otuz yılın boşluğuna üzülüp kendimi şaraba bıraktım.ben böyle mutluyum dedim eşime, çocuklarıma ve dostlarıma. kabullenmediler.haklılar bir yerde.kim şarap kokan bir adamla konuşmak ister ki ? 

    tam sözünü kesip ben konuşmak isterim diyecektim ki,elini kaldırıp ; 

    çünkü sen de şarap kokuyorsun. çocuklarım bana baba demeyi kesti. eşim zengin babasının yanına dönmek için can atıyordu.ben ise işten çıkalı aylar olmuştu. gerekmedikçe calismiyordum. bazen işportacılik falan. eşim daha fazla dayanamadı. çocukları da aldı gitti.o sıra ben arabayı çoktan satmisim. arkadaşlarım yüzüme bakmıyordu artık. sonra sakallarimin uzadığını fark ettim. kesmedim.hem alkolik gibi ben de sakalı kendime yakistirdim. aslında biliyor musun bazen onlara haksızlık ettiğimi düşünüyorum. bazen de kızıyorum onlara bencil davrandılar. beni kabullenmediler. oysa ben onları zengin couklari olarak kabullenmiştim.
    ···
  17. 92.
    +3
    gökyüzün de birşeyler oluyor. tanrı,yeryüzün de olan serserilerini dövüyor sanirim. dışarı da muazzam bir yağmur ve rüzgar var. sıcak yataktan çıkıp sokaklara dalmak istiyorum. eskisi gibi, işlenip şiir yazmak istiyorum ama engel olan şeyler var. korkum mesela. korkuyorum.dışarı çıkarsam ağlayabilirim. aylardır ağlamiyorum. benim için başarı budur.iyi bir sınav sonucu değil.
    ···
  18. 93.
    +3
    ışıklı caddeler de vardı sen varken.
    aşkta, ölüm de vardı.
    aheng vardı sonra,
    ışıklı caddeler gitti,
    kanım değişti sanki,
    hayatım,
    gözlerim ve şarabım değişti sanki.
    küfürlerim değişti,
    kalemim, saçlarım değişti.
    yazılar değişti, şarkılar sonra.
    ölümüm yakın sanırım.
    hissediyorum.
    halbuki sevmek derdi adam,
    sevmek serseri dalmaktır hayata.
    sokaklar değişti,
    ikinci evim değişti,
    harfler,
    harflerin yerleri değişti,
    içki bardakları büyüdü,
    çoğaldı.
    duvarlar, konuştu.
    herşey söndü sanki,
    tabaklar boş.
    meyhaneler çoğaldı gözümde,
    ıslıklar elimden tuttu sanki.
    sen yokken yalanlar vardı,
    kendime söylediğim.
    pencereler uzakta geliyor artık,
    yağmur yağdı sonra,
    evin içine,
    yemeğime, yatağıma ve
    şarabıma.
    kendime fazlayım artık ben,
    gönülden ve gözden sürgünlüyüm.
    sonun sonu kısa olmasın,
    saatler, ömürlük olsun.
    ölüm gelmesin sonun sonunda.
    ben,
    senin nefesinde ölümsüzlüğü bulurum.
    ···
  19. 94.
    +3
    en çok fahişeleri severdi o
    yırtılmış çoraplarını dibi kalmış bir ojeyle onaran ağzı çarpık kadınları
    her gün daha da çok hissizleşen deniz gözlü yosmaları severdi
    onlarca adama gülümserken içi kan ağlayan kadınlara aşıktı çünkü
    yıpranmış ve yalnız olanlara
    rimeli akmış kadınlar
    ojeleri soyulmuş kadınlar
    bu dünyaya sevilmek için gelmeyi beceremeyen kadınlar
    severdi onları
    becerirdi de üstelik
    sevmeyi
    ···
  20. 95.
    +3
    saçlarının uzun tarafından göğsüne doğru akan ter ve gözyaşını alıp gitmek istiyorum kentten.
    gözleri sönmüş huurlardan,
    intiharlardan, sessiz gecelerden ve
    sevgimden bolca nefret getiriyorum.
    yosun kokusu ve gökyüzü avuçlarım da.
    herkes aynı şeyi sayıklayıp duruyor yıllardır,
    aynı kelimeler, aynı insanlar ve aynı acı.
    dizlerimde ki yaraları hediye ediyorum çocuk cesetlerine.
    kırmızıdan da bıktım artık,
    ben bir intihar mektubuyum.
    her melodi anlamlı geliyor sanki,
    her nefes,
    her kelime ve her etki daha anlamlı.
    bedava şiir verdiğim arkadaşlarım,
    öyküler de yazdığım huurlar,
    hayatın her sahasın da gerçek olan açlık.
    her kalem darbesi canımı yakıyor,
    defter dolmuyor, dolan benim.
    bir isime hayatını bağlayan ben.
    soyut pislik ve somut beden olan ben.
    tren garların da maviliği sana söyleyen herkes,
    sana biraz aşk getiren herkes,
    saçların da uyuyan herkes,
    dudakların da mutluluğu bulan herkes ben.
    bir sigaranın ucun da ölümle buluşan ve
    sıkıcı şiirler yazan yarı serseri yarı şair ben.
    canım yanıyor, sigaram yanıyor, sevgim acıyor.
    yıpranmış ferreların da dünyanın,
    çıplak bacaklı her kadınının arkadaşıyım.
    ···