1. 1876.
    +2
    benim canım çok yandı frank.tek başıma bu birahanede çok ağladım dostum. herkes gittiğinde, kapı üzerime kilitlendiğinde bira almak için ayağa kalkmaya gücüm kalmıyordu. aşık olduğum kadın beni terk edeli çok uzun süre oldu frank. yüzünü ve ellerini dahi hatırlayamıyorum. beni terk etmesi beni üzmüyor dostum. beni üzen şey ona yetememek.iyi maaşlı bir işim olmadı yada sigortalı. yakışıklı değildim, uzun boylu veya body salonların da uyuyan insanlardan değildim. belki iyi biride değildim fakat, beni terk etmesini sağlayan lanet olası huur çocuğu kadar aşşağılık bir varlık değildim dostum. biliyor musun frank ? bazı geceler çok param olmasını diliyorum. yakışıklı olmayı ve onun istediği tipte biri olmayı. bunun için tanrıya yalvarıyorum dostum.onu başkasıyla gülerken düşünmek canımı çok yakıyorum.ben lanet olası iktidarsız bir pisliğim frank.bir kadını dahi elimde tutamıyorum. sinirliyim dostum. üzerime tüm gecenin ve kutsal olan herşeyin ışığını tutan, beni seven bir tanrım yok. sıkılıyorum frank. ölüyorum bu barda. dışarı çıkıp soğuktan ölmeyi deneyeceğim, gelmek ister misin ?
    ···
  2. 1877.
    +1
    bir şiir yazmalyım.
    bu gece ! tam da elim saçımda iken.
    gülleri toplayıp, ayaklarına dökmeli,
    sigarayı bırak gelmeliyim,
    ellerin de hayat bulan herşeyi,
    bir bira ile yok etmeliyim.
    kadınlığın ve onurun
    sarıyor saatlerimi.
    parmaklarınla sarıyorsun denizleri,
    bu gece ! tam da sigaram yere düşmüşken.
    tüm mavilikler sana hediye,
    geriye kalan herşey eskiden birer oyuncak.
    çocuk, bırak sevdayı kızıl bir bayrakta,
    hatırladığın herşey kalsın dar meydanlarda.
    imla hataları ve huur topukları,
    kısa şiirler ve taktan dünya,
    hepsi senin sesinde,
    hepsi senin nefesinde dönüyor.
    kırmızı gözlerini gece daldırma,
    bir insanı ölüme sürüklüyorsun.
    ikiye ayrılan yolları izliyorsun,
    beyazlığı yeşilliğine çekiyorsun,
    tuğcular ve sezailer seni anlatıyor sanki,
    sevda aynı, aşk aynı, sıkıntı aynı.
    bıkıyorum artık.
    bu gece ! tam da seni seviyorken.
    ···
  3. 1878.
    +1
    1 yıl önce de yazıyodu lan birisi bunları ama kim
    ···
  4. 1879.
    +2
    üzerimde ki herşeyi ortaya döküp bir bira vermesi için barmen olacak huur çocuğuna yalvarır gözlerle baktım. beni daha fazla küfür ederken görmemek adına bomonti verdi. çakmağımla birayı açıp hızlı bir yudum aldım. bıyığımda kalan birayı elimle temizleyip etrafa bakındım. kutsal olan herşey ve herkes oradaydı sanki. elbette ki garip huurlar ve yaşlı adamlardan bahsediyorum. birahene birçok insana göre garip bir yerdir. sizler dışarıdan bakınca at yarışı oynayan, küfür eden, politika konuşan, hayattan nefret eden insanlar görürsünüz. evet,gerçekten bir çok insan öyledir.ama at yarışında kaybeden herkes birer Nietzsche gibi konuşur. hayattan bir beklentisi olmayan insanlar. aslında birahanler ve meyhaneler eskiden çok daha güzel yerlerdi. eskiden kasıt olarak yaşımın tutmadığı zamanlardan bahsediyorum. sırf meyhanede bir bira içmek için 2 ay boyunca sakal bırakır ve sesimi kalınlaştırırdım. birahanede sarhoş olmak kadar güzel bir his daha yaşadığımı hatırlamıyorum.bir keresinde 4 bira içip sarhoş olmuştum. ayakta zor duruyordum ve tek başımaydım. ayağa kalkıp kapıya doğru yürümeye başladım.bir anda ayaklarımın kaydığını hissettim.yan masada rakı içen yaşlı huur çocuklarının masasına doğru düştüm ve rakılar döküldü. hayatım boyunca çok kavga ettim ancak o gün o yaşlı çakalla ettiğim kavgayı hiç birşeye değişmem. ağzımda ki kanın tadını ve ellerimde ki kanı başka birşeye değişemem.
    ···
  5. 1880.
    +2
    son 6 yıldır hayatımın planı sadece nefes almak. nefes almak ve bira içmek. daha fazla, daha fazla ve daha fazla. başka bir taka yaramayacağımın farkındayım. hiçbir zaman pastada ki mumları üfleyen kişi olmayacağım bunun da farkındayım ve bu beni mutlu ediyor. ailen ve dost gibi görünen iğrenç insanların içerisinde içinden mutlu ve umutlu bir dilek tutup bir dilek tutmak. beni doğum günlerine çeken tek şey bedava bira içebilmektir. etrafta mutlu bir şekilde dolaşan insanları umursamadan sadece köşede bir yerde durup bira içmek. sahte gülüşleri ve ileri dönük planları dinlemek miğdemi bulandırıyor.bir doğum günü insanı olmak iyi bir his olmalı. etrafında 'dostum' dediğin onlarca insan ve hepsi mutlu. sende mutlusun yada mutluymuş gibi davranıyorsun. yeni bir yaş, yeni bir hayal ve belki de yeni bir hayat. hiç bir taka benzemeyen pastanı çatallarken dudağına takılan hayalleri insanlara üflüyorsun adeta. mutluluk bu değil! mutluluk bu olmamalı. sadece seninle veya arkadaşlarınla düzüşmek, pasta yemek ve seninle bir gece geçirmek için yanında olan erkek dostlarınla yalancı ve bel altı muhabbetler etmek doğum günlerinin iğrenç yanları. toplumdan soyutlanan veya toplumu odasında, yatağında ve kaleminde soyutlayan bir adam olarak söyleyebilirim ki,siz ve sizin iğrenç pastalarınız, sıcacık ve pembe elbiseleriniz, hediyeleriniz,özenle yapılmış saçlarınız dikkatimi çekmiyor. olsun!doğum günün kutlu olsun.
    ···
  6. 1881.
    +2
    kimsenin okuyacağını bilsem yazarım.
    birilerinin beklediğini bilsem giderim.
    ... gidebileceğim bir yer olsa parkamı alır koşarım,
    ellerimin kanayacağını da bilsem,
    gözlerimin kararacağını da bilsem,
    her sigaranın göğsümde söneceğini de bilsem, gelirim.
    ... sözlerin de beklediğim ruhu bulamıyorum uzun zamandır.
    sesini ve nefesin duyamadığım içindir belki de.
    günün birinde, göğün en üstünde nefes alacağız,
    bıçak yaralarını sarıp içeceğiz, körlüğü ve sessizliği düzeceğiz.
    ölümcül bir hastalık gibi seviyorum.
    katilim ve tanrımın arkasında küfürler ediyorum.
    sana ve sensizliğe.
    ... birilerinin çayı demleyip beni beklediğini bilsem giderim.
    parkamı alır koşarım.
    kalbimin en dibine inip eski bir aşkı çıkarıp bulutlara yükselirim.
    oysa! kibrit kadar yanmayan bir ruhun var.
    ···
  7. 1882.
    +2
    tanrı beni sevmez, bende onu sevmem. onun bana ihtiyacı yoktur benimde ona. işte tanrı ile hayat bağım burada sona eriyor. aslında onu severdim. hayatımın kötü geçtiği günlerde bile onu sevdim. onunla çok konuşurdum fakat hiç cevap vermezdi.on iki yaşımdayken tanrının dilsiz bir yazar olduğunu düşünürdüm. sürekli beni izleyen ve yukarıdan bir yerden gülümseyen beyaz sakallı yaşlı varlık.iyi birisi diye bakardım ona. inanılmaz bir saygı duyardım fakat hiç tanrıya tapmadım. aslında bazı geceler tanrı,en iyi ve tek dostumdu. hatta onunla şarabımı paylaşırdım. tanrı hayatımın bir dönenimden sonra bana oldukça kızmış olmalı. kesinlikle böyle oldu. beni cezalandırmak adına sarı sıcak bir kadın gönderdi ve hak ettiğimden fazlasını verdi bana. tanrıyla çok tartıştım. bazı geceler çok sert kavgalar ederdik. oldukça garip. bana hiç yumruk sallamadı. sanırım benden çekiniyordu. şimdi düşünüyorum da acaba neden böyle yapıyor ? neden çocukların ölmesine izin veriyor ? neden insanları şarap içtikleri için cezalandırıyor ? ulu tanrım,sen kesinlikle bir alkoliksin ve benim kaderimi alkollüyken yazmış olmalısın.
    ···
  8. 1883.
    +1
    umut zordur dostum.en kötüsüdür umut.bir adamı yıllarca yaşatabilir veya saniyeler içinde öldürebilir. bilekler kesilebilir, akıl hastahanelerinde kalınabilir, ölümlerde uyunabilir. umudun olduğu yerde dostum, kötü ve iyi olan herşey ciks yapar. yıllardır bu birahanede oturup, kısa saçlı, kısa boylu, esmer ve salaş bir kadın bekliyorum. sigara içen, makyaj yapmayan ve küfür eden bir kadın.kim bilir, belkide beni ayakta tutan bu umuttur. burada oturup o kadını beklemek hiçbir taka yaramayacak biliyorum. hayat böyledir, eğer bacaklarını hareket ettirmezsen, kimse sana doğru bacaklarını hareket ettirmez.bir umut beni hayatta tutuyor. bira ve sigaradan da öte birşey bu.bir keş için umut eroindir.bir alkolik için biradır.bir çocuk için sigaradır. yaşlı bir adam için nefestir umut. dikkatli olmalısın dostum, eğer olmazsan hayat sana öyle bir çelme takar ki bir daha ayağa kalkamazsın. umut en kötüsüdür dostum.bir huur nasıl güzel ve dingin bir hayat bekliyorsa bende dingin bir hayatı öyle bekliyorum. saçlarından sürükleyip karşına oturtamazsın karşına. seni dinliyorum veya seni seviyorum diyemezsin umuda. umut,en iyi sevişen huurdur dostum ve bir kadından daha tehlikelidir.
    ···
  9. 1884.
    +1
    reserved
    ···
  10. 1885.
    +1
    bir şiir yazasim geldi.

    niyeti ve adresi belli.

    kısa olsun istiyorum,

    sevismemiz gibi, sevmen gibi.

    aşkın her tanesi topladığın ellerinden öpüyorum.

    rakı ve sahili izlediğim gözlerim,

    seni görmeyeli, seni izlemeyeli uzun zaman oldu.

    korkuyorum.

    yesilliginden, kumralligindan ve saçlarından.

    seni baskasiyla düşünmekten ve 

    kahkaha atmaktan korkuyorum.

    uzun sahili içine çeken nefesim seni soruyor.

    bağırarak sevdiğim sesin ve ellerin kadehimde ölüyor.

    seni sevmemek.

    ah sevgilim,

    seni sevmemek.

    ölümün sessizlikle sevismesi gibi.

    dostlarım ve gönlünün divane sokakları boşluğa cikiyor.

    sema da iZlediğim gökyüzü,

    yıldızlar ve tanrı seni özlüyor.

    aşkın her sesini barındıran gözlerini özlüyorum.

    birkaç kadeh ve dizeye seni söylediğim gecenin sabahı yok gibi.

    muhabbet ve çift görme cakiliyor sahile.

    aşkın her tanesini özlediğim varlığın ellerimde.
    ···
  11. 1886.
    +2
    kutsal göüğüslerine yatıp geceyi arzuluyorum bu gece.
    delicesine ıslattığın dudaklarım garip şimdi.
    alakasız şiirleri diziyorum ve
    alakasız düzüşmeler yakıyor canımı.
    ulu orta vahşetti gidişin,
    devrik cümlelerde yıkılıyordu kalbimde tahtın.
    hayret edilesi aşkın ve yeşilliğin,
    martı sesini anımsatıyor sanki.
    gözlerin aynı geliyor.
    bir kurşun,bol yeşillik.
    nasıl bir savaş bu ?
    nasıl bir komplo, nasıl bir şehadet ?
    benim sıcaklığım aratıyor seni,
    içinin sıcaklığı ve gözlerini morluğu.
    delicesine seviştiğim saçların,
    delicesine izlediğim ellerin,
    öldürüyor şimdi paylaşmayı ve fotoğrafları.
    tanrı,bir heykeltraş olmalı,
    bir çift dudak anca bu kadar güzel yaratılır.
    ıslak ekmekleri sakladığım dolaplar şimdi ıssız ve alkollü.
    her ölümsüz çocuk seni anlatıyor.
    omzumda yatarken özlediğim kişiye bir şiir daha,
    sonra bir ceset ve bir ömür borcum.
    ···
  12. 1887.
    +2
    elinde ki sigaradan bir duman çekip sert bir şekilde üfledi. ince bacaklı masada duran küllüğü bıraktı sigarasını. ellerini ojeli alt dudağına zütürüp ;

    sanırım tanrı bir heyketraş. öylesi bir penis kolay bir şekilde yaratılmış olamaz. dedi ve kahkaha attı.bej renkli koltukta oturan arkadaşı ters bakışlarla onu süzüp;

    tanrı aşkına fiona. biraz daha sert olmalısın.bir kadına yakışan hareketleri sergile lütfen.sen bir hanımefendisin dedi. fionanın canı sıkılmıştı.bu oyundan ve bacaklarına kırarak yürümekten sıkılmıştı zaten. kendisini buraya ait hissetmiyordu.o sokakların kadınıydı ve sokaklarda yaşamalıydı. pahalı ve klagib elbise giyen sarışın arkadaşarı, babasının zengin arkadaşları veya annesinin klagib müzik dinletisi pek umurunda değildi.

    bana lütfen demeyi keser misin ? ben böyle iyi olduğumu düşünüyorum. beğenmiyorsan benimle arkadaşlık etmezsin.

    fiona! sen yine viski mi içtin ? ah,ulu tanrım.bir daha ki sefere baban sana çok kızacak.

    babam ve onun garip huyları. hepsinin canı cehenneme! anlıyor musun ? sen ve senin lise mezuniyetinin de canı cehenneme.

    fiona, kendine gel !

    ne olacağını sanıyorsun ? zengin ve soylu bir ailenin alkolik oğlu ile evlenip,ona bir erkek çocuk vermek için sürekli sevişeceksin.şu haline bak. sigara bile kullanmıyorsun. paranızı ve geçmişiniz zütünüze sokun.ben ucuz ve kaliteli bir hayat arıyorum. babamın ve fabrikalarının canı cehenneme.ben, mutlu ve ucuz bir hayat için buradan kaçacağım. benimle gelir misin diye sormuyorum çünkü sen babanın evinden çıkamayacak kadar korkak bir huursun.

    bir anda ayağa fırlayıp, alev saçan gözleriyle fionaya çıldırmışcasına bakan hanımefendi, ;

    fiona. seni lanet olası saf kız. hemen kendine gel ve odana çık yoksa seni babana söylerim.

    ne babam nede sizin yaşattığınız iğrenç sistemi zütüme takmıyorum.
    ü
    ..
    ···
  13. 1888.
    +1
    bayım, ölüler hayat kadınlarıyla ciks yapamaz.
    ···
  14. 1889.
    +2
    acıyor şimdi herşeyim.
    damarlarıma kadar, sesime kadar, saç uçlarıma kadar.
    bağıran şarkılar acıtıyor birayı.
    sanatım ve ellerim acıyor.
    biraz pisliğe ve çöpe batmış hayatımın fotoğraflarını izliyor cesedim.
    istenilen hayatım acıyor.
    bıraktığın bank ve sokaklar kanıyor.
    saatlerimi uzaktan izleyen balıkçılar altınbaş açıyor.
    uzakta sallanan salıncaklar ve denizde ki kayıklar.
    elleri soğuk ve sert keşler acıyor.
    her kahkaha ve tebessüm acıyor.
    en çok gamzem acıyor.
    bir meydan da çığlıklarım ve çıplaklığım özetliyor.
    nefes nefesim ve göğüslerin anlatıyor.
    sigara acıyor,can yakıyor geceler.
    hayallerime gülen hayat kadınları acıyor.
    ağlıyor ve susuyor sokak köpekleri.
    kedilerle uyanıyorum silik güne.
    turuncu acıyor, sıcaklık acıyor.
    batmaya uzanan güneşi yakalıyor tanrım.
    yalnızlığım mutlu, solum acıyor.
    kokun ve fotoğrafların,
    tüm parklar özlüyor.
    savaş ve cinayete yürüyor ceketim.
    denizin maviliği evreni düzüyor.
    ben yalnızlığım sensin.
    grinin tonları sarıyor etrafımı,
    istemedikçe, sevmedikçe,küfürleri seviyor betonlarım.
    bıktığın ve yine mi ? sorusunu sorduğun şiirlerim acıyor.
    cevap vermediğin her sorum acıyor.
    kanıyor keman ve rakı.
    sahile dikip gözlerimi, sesini özleyişim acıyor.
    tanrı biliyor,
    canım çok yanıyor.
    meyhaneler açık, masalar uzun.
    büyükler ve uzunlar var ortalıkta.
    tanrı istiyor, pişmanlıkla sınıyor sanırım.
    gel istersen,
    inanır mısın ?
    gözlerim acıyor.
    ···
  15. 1890.
    +2
    bir şiir yakışırdı gecenin sol omzuna.

    her kadeh havada,

    aşık olmanin şerefine ! 

    teninde hissettigin parmaklara ve 

    ürperme.

    ellerim hava da bu akşam,

    bildiğim doğrulara ve inandığım aşka içiyorum.

    habersizce olunan her aşkın şerefine ! 

    dizlerinde uyuyan, bitmek bilmeyen evrene salınan adam olamadigim için üzgünüm.

    hayatın da ve saçların da uyudugum için mutlu.

    onu bulduğun birkaç satır olamadığım için üzgünüm.

    kokunu çekmediğim içinde ! 

    uykularına giren ve geceyi satırlayan erkek olmadığım için,

    ellerinin değerini bilmediğim için,

    sesinin tizliğini unuttuğum için,

    dudaklarını islatamadigim için,

    üzgünüm.

    tanrının verdiği kötü adam rolünü üstleniyordum belki de.

    kim bilir,

    sevmiştim diyeceğine değen kişi değildim.

    başkasına olan aşkına ve 

    bana kalmayan dudaklarının şerefine bir şiir daha ! 

    bana olan aşkını özleyeceğim tanrı gözlü kadın.
    ···
  16. 1891.
    +1
    direk şukusunu veriyorum ilk entrysine, tebrikler dostum tebrikler.
    ···
  17. 1892.
    +2
    iki yıldır hayatın takluğuna batmış süzülüyorum. yaşamam için herhangi bir sebep ve olgu yok. saçma ve huurca sokaklar da dolaşmanın bir manası yok artık. intihar mantıklı geldikçe güzel şeyleri düşünüyorum. ellerimde ki yaralara baktıkça iyi şeyler ve evren yok oluyor.son birkaç yıldır tanrıyla kavga etmekten başka bir tak yaptığım da yok aslen. kalabalıkta dolaşıp o insanları düşünüyorum. onları bekleyen birileri var yakınlarda. herkes meşgul ve dolu.bir yerlere gidiyor insanlar.bir baştan diğer başa. aşık oldukları kişiye, ailelerine veya kafa dağıtmaya gidiyor insanlar.ben ise öylece dolaşıp duruyorum. böyle olmamın kesin suçlusu benim ve bunu kabulleniyorum. hayat size bir fırsat veriyor ve siz olgun bir insan gibi düşünemiyorsunuz. yaşamayın bunu çocuklar, sakın yaşamayın. aşık olacağın kişi şeçmekte özgür değilsin fakat canını yakacak kişiyi seçmekte sonuna kadar özgürsün. sanırım bu tanrının bizi kandırma yöntemi. bende istemezdim böyle olmasını. bende isterdim arkadaşlarımla bira içmeyi. kadınımla,benimle ciks yapmak için para istemeyen kadınımla ciks yapmayı. kuralsız şeyler yapmayı özledim. biraz ot almak için saatlerce sokakları dolaşmayı özledim. şarap çalmayı, park köşelerinde sevişmeyi özledim. bana aşık olduğunu söyleyen ve bunu gerçekten hissettiren bir hayat kadını vardı. öylesine şefkatli öpüyordu ki,öylesine sarılıyordu ki bana annemde ki şefkati görürdüm onda. gitmemem için yalvarırdı bana, ayaklarına kapanır bir köle edasıyla 'lütfen' derdi. hiç dinlemedim onu. benimle kal, beraber yaşayalım, bana şiir yaz derdi hep. bazı geceler kendisine göre imkansız bana göre birkaç dakikalık hayaller kurardı. bazen göğsümde yatar benimle evlemek istediğinden bahsederdi. hiç dinlemezdim onu.ne derse gülümser ve yanağından öperdim. biliyor musunuz ? bana yaptığı krepleri özledim. onunla sarhoş olup film izlemeyi özledim. politika ve kadın hakları üzerine tartışmalarımızı özledim. ellerimizle oynadığımız çocuk oyunlarını özledim. başkaları ile sevişmeye gitmek için ruj sürerken seni seviyorum diyip evden çıkmasını özledim. avuç içlerimi öpüşünü ve beni yargılamasını özledim. hiç sıkmıyordu.bir yıl kadar yaşadım onunla. çok nadir ciks yapardık. göğüslerinde yatıp ona şiir okumayı öylesine severdim ki,o uyuduktan sonra tanrıya teşekkür ederdim. gitmem gerektiğini onunla yeterince kaldığımı söylediğimde saniyeler içinde dolan gözlerini unutmak için bir altınbaş bitirmiştim. gitmemem için öylesine yalvardı ki gitmek için ayaklarımı öne atamıyordum ama yapmalıyım dedim.onu seviyordum fakat ona hiç aşık olmamıştım. daha fazla canını yakmak istemiyordum.sol elimle onu itip kapıdan dışarı çıktım ve hayatım boyunca yaşadığım en kötü saniyleri geçirdim saçlarımdan. aslında biliyor musunuz çocuklar ? keşke diyorum. keşke onunla kalsaydım. birşeyleri hak eden kişi o huurydu. birkaç gün önce yaşadığı eve gittim. taşınmış,izmire dedi ev sahibinin çocuğu. benden sonra neler yaptı diye sordum. hiç evden çıkmamış ve bir sabah gecelikleri ile çıkmış. marketten onbir paket sigara alıp eve girmiş. ondan sonra kimse görmemiş. biliyor musunuz çocuklar ? bana yaptığı krepleri çok özledim.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 1893.
    +1
    ayrılığına düzülmüş her çiçek tanesi saçlarıma yapışıp kalıyor.
    evrenin kutsaliyeti şiirleri düzüyor.
    bastığım toprak turuncunun huurluğunda,
    sevdiğim şarkılar saatleri söylüyor,
    saat 5;23.
    caddelerde ki sessizlik şiirlere yol veriyor,
    bitmiyor, geçmiyor ve gitmiyor.
    içince dünya güzelleşmiyor ama
    benim dünyam güzelleşiyor.
    saat 5;23
    bir kayık fısıltısın da üç şiir uyuyor sanki,
    rakının tadı çıplak,
    polisler sivil, cinayetler cebimde.
    unutmuyorum ve ölümü ne fotoğrafları.
    unutmuyor saatin ölümsüzlüğünü,
    unutmuyorum kanıtları,
    unutmuyorum söylenenleri,
    uykum geliyor, ölüyorum belki ama
    unutmuyorum.
    saat 5:23
    dumansız gecenin ardından el sallarken aslında gittiğini anlıyorum.
    bitmediğini sandığım herşey bitiyor aslında.
    an geliyor bitiyorum.
    bazen gelmiyor gidenler,
    mavi kuşlar miğdemi deliyor,
    kurşunlar da dans ediyor çocuklar,
    gelmiyor giden huur ve
    getirmiyor mutluluğu.
    birşey anlatmıyorum, söylemiyorum birşey.
    gidesin geldi ve gittin.
    küfür edesim geldi ve ot sarılıyor.
    banklar, kaldırımlar,bodrumlar sarhoş,
    sağol.
    gözlerimde ki morluklar için.
    ellerimde ki yaralar için.
    düşünceler ve siyah ciğerler için.
    sehpa da biraz kalem ve kağıdı unuttum.
    tanrım, saygı duyduğum herşeyi al.
    saat 5:23
    bir şehrin izmaritini dudaklarıma sıkıştırıp geceyi ıslatıyorum.
    sen biliyorsun öldürmeyi.
    sen biliyorsun tabiki,
    gitmeyi ve ardında ölü bırakmayı.
    delicesine koştuğumuz sokaklarda bıraktığımız kediler,
    konuştuğumuz deniz,
    uyuttuğumuz bakireler,
    hepsi buldu bir yolunu.
    deniz turuncu,
    kediler mavi,
    bakireler kırmızı,
    bir ben yalnızlığın gölgesini düzen,
    ben gecenın 5:23nde kaldım.
    ···
  19. 1894.
    +1
    resssssssssss
    ···
  20. 1895.
    +1
    kalısın kenarda
    ···