ne kadar boktan bi dunya

ilk kez sarhoş olduğum günü hatırlıyorum. karpuzlu vodka icmistim ve ölümüne kusuyordum. kafayı çekince koşuyor biraz durup dinlemiyordum. herşey o kadar güzeldi ki.sanki yaşıyor ve orgazm oluyordum. gece omuzlarima düşüyor ve sokak lambalarina sariliyordum.ve yatağa girdiğimde kusmaya başladım.o an öyle pişman oldum ve tutmadigim ilk sözümu verdim,
bir daha icmeyecegim.

biten sigaraya eşlik eden şarkılar, uykusuz günler. günlerce sıcak yemek yememenin verdiği yorgunluk. aylardır kimseyle konuşmamanın verdiği yalnızlık. korkuyorum işte, yalnızım,açım, yorgunum,uykusuzum. deniz kıyılarında unuttuğumuz dakikalar vardır hepimizin,ben kıyılarda günlerimi, aylarımı bıraktım. yarı baygın, alkollü.iğrenç bir adamdım belkide, hiç kimsem yoktu ve sakallarım çok uzundu. birini bekliyordum, gelip hayatımı değiştirecek birisi.

yıkılma, ayakta kal, diren.
caddelerde kaybolan yıllarını aramayı bırak artık.
okullarda kaybettiğin günlerine acı.
niye diye sor, niye böyleyiz.
niye yalnızız ve sadece şarkılarda sabahlıyoruz.
bir birahanede barmenle sohbet et,
alkollü bir şekilde, konuş onunla,
sana iyi gelir, çonkü o seni tanımıyor, hikayeni bilmiyor ve seni anlıyor.
seni o anda sorgulamayacak tek insan o barmendir.
çok içtin yeter, demeyecek sana bir shot daha hazırlayacak adamdır o.

burdayyyyyyyyyyyyız

kimsenin parasını çalmadım ben,
bazen ekmek çaldım, bira çaldım,
sana bir çiçek bile çalmıştım ben.
bir defter ve kalem çalmıştım,
öylesine mutluydum ki,
19 yaşındaydım ve çok cahildim,
yazıyordum, karalıyordum,ağlıyordum,
küfürler sıkıştırıyordum aralara, gözlerim kızarıyordu.
şimdi bakıyorumda o deftere, defterlere,
keşke yeniden yazabilsem diyorum,
sokakları özlüyorum.
17.yaşımı özlüyorum.

seninle içmediğimiz sigaraları,
etmediğimiz küfürleri,
sarmadığımız cigaraları, yutmadığımız afyonları,
açmadığımız biraları,
sarılmadığımız, sarılamadığımız günleri seviyorum ben.

o saniye anladım ben, senden başkası olmazadı. öyle güzel sarıyordun ki 20liği öyle ıslatıyordun ki çarşafı, sevdim öylece. izledim,düşündüm.o bir saniye koca bir albüm gibiydi.
sonrası daha mükemmeldi, yaktığın sigaralar, elinde bira şişeleriyle gülümseyerek sahildeki bankıma gelişlerin, unutamıyorum.bir birahanede elveda demeden, başkası var dediğini unutamıyorum. öylesine seviyorum ki.
özlüyorum, çok fazla, göğsüme başını koyduğun,ben iğrenmediğin, beni sevdiğini düşündüğüm günleri, dakikaları,saniyeleri öylesine özlüyorum ki.
dudaklarımıza verdiğimiz dumanları özlüyorum, alkollü bir şekilde seviştiğimiz geceleri özlüyorum. yanımda kaldığın, bana çorba yaptığın günleri özledim. yanında korkmuyorum demiştin o gece senin evindeyken. daha 17 yaşındaydın, kalbin adete omuzlarımda atıyordu, yeşil gözlerin ellerime bakıyordu. korkma diyebildim sadece.ama ben korkuyordum seni kaybetmekten.

en sevdiğim şarkıyı söylüyordun, dinliyordum,
araya bir kaç şiir katıyordum, eşlik ediyordum.
elindeki sigaradan payımı alıyordum, bira uzatıyordum sana,
bırakalım diyordun, herşeyi,
içkiyi,otu, hatta sigarayı bile diyordun.
ben okulu bitiririm sen çalışırsın diyordun.
kalktım yataktan, göleğimi giyip odanın kapısını açtım,
arkama bakmadan,
sen kölesin demiştim,
gözlerim dolmuştu bile, çıldırıyordum,ellerim kasılıyordu,
ve o an,bir şarkı gibiydi,o an bağırdın bana tüm sessizliğinle,
ben köle değilim, sadece aşığım dedin.
yataktan fırladın, sırtıma sarıldın,
gitme diyemiyordun,ama ben anladım.
o gece sabaha kadar sevişip, sigara içmiştik.

devam

sigara bitiyor, gece başlıyor.
canım öylesine yanıyor ki,
her şarkıda,her şiirde,
yuttuğum her ekmekte, miğdeme kramplar gidiriyor,
gözlerim kızarıyor, mutfakta bayılıyorum bazen,
aşırı içtiğimde, balkonda uyuyorum,
kimse kaldırmıyor beni, dolunayla sevişiyorum o geceler,
kimse kalk demiyor, tekmeliyor fayanslar beni,
duvarlar çok soğuk, hava rüzgarlı,
sokaklar dar geliyor artık,
bazen atıyorum kendimi sahillere,
o eski banka gidiyorum, bazen sevişen insanlar görüyorum o bankta,
gülümsüyorum, aklıma geliyorsun,
yağmur çiseliyor sonra,
ellerim ceplerimde, neden diyorum,
neden biz orda değiliz,
sen neden başkasına sarılıyorsun, nasıl yapıyorsun bunu.
özlüyorum seni.

bunları sen mi yazıyorsun amk?

tak zütürüyo amk dünyasını harbiden.

ellerim ceplerimde, taksimin arkalarında attığım voltaları unutamıyorum. düşünüyor,sigara yakıyor ve yürüyordum. kadınlara bakıyor, onlarla göz teması kurmaktan kaçınıyordum. yalnızdım,biraz içki ve ot için herşeyi yapabilirdim. daha 19, 19 bile değildim. elimde birayla bir kaldırımda otururken, ayağıma sürten kediye bakıyor, onun yaşam halkasının bir parçası olduğunu söylüyordum.bir kedi, dünyadı bütün yaratıklardan daha asil ve özel geldi o gün bana. kediyle konuşuyor ve gülüyordum. anlamsızca bana bakıyor ve ona yiyecek birşeyler vermemi bekliyordu. öylesine asildi ki.

gözlerimde günah işlemenin verdiği olağanüstü mutluluk vardı. burnumda tiz bir sigara kokusu boğazımı yakıyordu. gittiğim sabahçı kahveleri, yaşlı adamlar, yüzlerindeki çizgiler. yaşlı olmak böyle birşey olmalı diyordum kendime. sabah 5 civarı kahvede sigara saran, çay içen, siyaset konuşan adamlar. aralarında en genç bendim sanırım. benimle konuşuyor, adete beni büyülüyorlardı.bu dünyanın ne kadar taktan olduğunu, yaşanası biryer olmadığını söylüyordu elinde maltepe ve çay olan adam

reserved

reserved

elimde bir sigara ile sabaha kadar yazabilirim. kuşlardan,ottan, kadınlardan ,işsizlikten ve yalnızlıktan bahsedebilirim. ölen bir böceğin son dakikalarına eşlik eder, herşeyin geçeceği yalanını söylerim. insanlardan çok hayvanlarla muhattap olurum ben. bir odada sabaha kadar kendimle konuşabilirim. keşke kapıdan sarışın bir hatun girse diye düşünmem.bir demlik çay,bir paket camel ve hayaller. bunlar benim için yeterli.

ne zaman sokağa çıksam yada kalabalık bir yere girsem daraliyorum. bakkaldan sigara yada ekmek alırken sıkılıyorum.ne zaman bir alışveriş merkezine gitsem bu insanlar delirmis olmalı diyorum. taktan bir kahveye çok para gömen insanlar, kısacık bir elbiseye inanılmaz paralar veren kadınlar, fotoğraf cektirenler, boş bos oturanlar. avmlerdeki insanların büyük bölümü asgari ücret alır ve kendilerini tatmin etmek için gibik bir kahveye yada sigaraya bir haftalık kazançlarını verirler.

... ve yine birgun bitiyor diye düşünüyorum gece 12de yatagima girerken. yeni bir sabah, yeni doğan çocuklar, ölen insanlar demektir benim için. nadirende olsa 12de yatarım.o saatte yatmamin tek nedeni sigaram, biram yada otun bitmesinden dolayıdır. sabaha uyanır ve hemen bir sigara yakarım. perdeleri açmadan dişlerimi fircalar ve sigara ile günlük kahvaltimi ederim. camdan kafamı çıkarıp sokağa bakmayali uzun zaman oldu.ama baktığımda dışarıda göreceğim şeyleri biliyorum. ise giden boynuna kravat adını verdikleri idam ipini takan salak insanlar

rezerved