ne enteresan kafalar yaşıyor insan

aynı o bahsettiğim kokarcanın bir arabası vardı bir ara nerden denk getirdiyse. bordo bir doğan sl. güzel araba o zamanlar, böyle her markanın yığınla modeli yok.

bir pazar günü ne olduysa yapacak hiçbir şey bulamadık. kış yeni bitiyor, bahar havası hakim bu sktiğimin kentine.

buzhaneden bir kalıp buz aldık koyduk bagaja. bira doldurduk üzerini de havluyla örtüp bindik arabaya.

şartımız şu, benzin bitene kadar bir bagaj birayı içeceğiz. bir de her defada birer bira alabiliriz bagajdan. birkaç defa arabayı durdurarak aldık sonra sıkıldık, bagajdaki biralarda da azalma olmuyor, gidip bir arkadaş daha aldık. birkaç saatte hem kafalarımız taşak gibi oldu, hem de arabada beş kişi olduk.

aslında dördüncüden sonra adam almayacaktık, iki poşet birayla geldi bin.

o biralar bitecek çaresi yok, gidip bir adam daha aldık..

ilk alkol komamdı bu.

acilin kapısında durdurduk arabayı, kapıdan girdiğimi ve polis noktasına doğru yöneldiğimi hatırlıyorum. sonrası malum işte, bayılma, acil müdahale, serum, miğde yıkama -ki bunun detaylarına girersem alayınızı harbiden kustururum- yatak, döşek..

öyle bir alkol kafasını ilk defa yaşıyordum. kah salya sümük ağlıyorum, kah ona buna atarlanıyorum, kah bağırıyorum, kah şarkı söylüyorum, bildiğin zil zurna sarhoşluk işte. nam-ı diğer; rezillik...

tolga var bir başka arkadaşım. ayağı kırık şimdi picin evde yatıyor alçılı hehheh.. geçen cumartesi david people'ın önünde bir tümsekten atlayarak halen delikanlı bir genç olduğunu ispat edecekti kapıda bekleşen güruha.

ilk attığı ayağı takıldı tendonları yırtmış, bir de kırık var. 2,5 saat ameliyatta kaldı kamil.

yatıyor şimdi hırt gibi evde, kriz geçiriyor, alkol yok, cıgara yok. günde elli defa arıyor olm bir gel bak halime diye, gitmiyorum, bu huur çocukluğundan aldığım keyfi tarif edecek kelimem yok mnkym..

bir de telefon açıyorum sigara yaptığımda, ahizeye doğru alıyorum nefesi, çatlıyor telefonun başında.

bu alkol işini bu bahsettiğim son arkadaşla ilerlettik biz, sağolsun.

yanlışlıkla okuldan kaçamadıysak tenefüslerde sigara, kaçtıysak eve dönmek zorunda olduğumuz saate kadar bir yerlerde piiz. lise bir talebesiydim, sene boyunca evime ayık döndüğümü hatırlamıyorum..

paramız neye yetiyorsa, biraysa bira, köpek öldürense köpek öldüren, votkaysa votka dıbına koyim. ama illa ki içiliyordu bir şeyler..

bir ara ikimizi ayrı okullara yolladılar, ertesi sene okuldan attırdı kendini gerizekalı. dışarıdan okudu felan.

bayram sabahı, bayram namazına diye çıkıp zeytinlikte şarap içtiğimizi hatırlıyorum.

keş değiliz ama, eğleniyoruz.

yani olayımız sarhoş olmak değil. sosyal hayatlarımıza devam ediyoruz ama her ne yapacaksak sarhoş yapma şartımız var.

mesela tiyatroya gideceğiz; "şurda ikişer bira içek, öyle gideriz abi ?" "uygundur abi !" hop ikişer bira yuvarlıyoruz, devam.

amlıyla buluşulacak, amlı alkole - ota felan takıntılıysa önceden içiliyor yine, sonra yolumuza gidiliyor.

yani önceleri öyleydi, sonradan sonraya olay iyice şeye döndü;

"abi ayakkabı aldım nasıl ?"
"oo süpermiş ıslatalım."

gençliğimizde kimsenin de bir skim dediği yoktu. oturduğumuz caddenin kuytusunda bir yerinde oturur bakardık dalgamıza sabahlara kadar. önceleri ayaklarımızın dibinde duran bira şişelerini gören komşu teyzeler amcalar "olm yine mi içiyorsunuz lan ?" diyordu. sonradan sonraya bazı akşamlar suluyu karıştırmamaya karar verdiğimizde aynı teyzeler amcalar "hani bira içmiyor musunuz ??" demeye başladılar.

ama "içmeyin." diyen yoktu.

sevimli mi görünüyorduk artık neyse..

adı soyadı ünlü bir şarkıcıyla bire bir aynı bir kızla çıktım bir aralar.

havalı, güzel bir manitaydı allahı var. güzel de vakit geçirdik ama sonra gibtirdi gitti, net olarak derhatır edemedim neden gittiğini şimdi..

zaten bana geldikten sonra gitmeyen kadın olmadı henüz dıbına koyim lan bu arada. yüreğim genelevi..

neyse, şehrin yakın bir köyünde şehri yüksekten seyir imkanına haiz bir tepede cafe var. ben de bunla evlenmeye karar verdim, öğleden sonra manitayla oraya gidip akşam üzerine kadar demleniriz, benim kafam olunca da okurum mektubu diyorum. plan bu yani...

allahtan mıdır nedir, akşam üstü harbi çok güzel bir görüntü oldu gökyüzünde, kıza zorla kendi biramdan yarım yarım iki bardak içirmişim, ben onuncu şişeyi muhtemelen çoktan geçmiştim.

manzara güzel, akşam kızıllığı çökmüş gökyüzüne, kafam olmasını istediğim yükseklikte, elini tuttum ve "benimle evlenir misin ?" dedim.

şehir merkezinde bir yerde tam o anda maytap patlamaya başladı abi. maytap dediğim havai fişek.. düğün mü var dernek mi var ne skimse gökyüzü allı morlu bir sürü fişekle coştu tam karşımızda.

harbi para döküp ayarlasan olmayacak şey. zamanlama, ambiyans, gelişmeler..

"biraz düşünmem lazım" dedi huur..

sıradan bir hatunun zevk sularını paçalarından akıtacak ambiyansı bu cevaba harcadık anlayacağınız..

aradan zaman geçti, konusu açıldı sordum, dedim "harbiden mükemmele yakın bir evlilik teklifi değil miydi ?"

"gül almamıştın.." dedi...

Ağır vaka..

"senin havalarını gibeyim" demedim, diyemedim gülüm amman, oy havar..

şarkıcı dedim de, müzik niye yok lan ?

http://www.youtube.com/wa...text=G2929e50RVAAAAAAAAAQ

sırtımdaki ağrı iyice çıldırdı mnkym. harbi sırtıma saplı bir okla geziyorum resmen, öyle ağrıyor. ağrı da değil darbe almış gibi acıyor..

hamama mı gitsek ne etsek ?

xtra no: 4

kadın milleti abi.

bu konuyu uzatmayayım, çoğunuz halen bekar. tiksindirmeyeyim sizi amlılardan.

ya da ben bilmiyorum bu yaratıkla mutlu olmayı. muhabbeti canımı sıkmayan bir tane amlıya rastladım o da harbi folloş olmuştu mnkym..

rezerve

abi ben icat diye masaya gelen sıcak mezelerin soğumamasını sağlayan bir şey olursa ona derim dıbına koyim.

sosis kızarttım daha bir saat ancak oldu lastik gibi oldu sktiğimin şeysi.. ne yapacam her iki şişede bir kalkıp yeniden mi kızartacağım ?

bu nedenle mangalın hastasıyım abi.

misler gibi sabahtan yakarsın, tee akşam kalkana kadar inceden yanar durur. yiyeceğin kadar pişirirsin, masanın dibindedir, canın istedikçe yeniden pişirirsin felan. mangal candır vesselam.

olm bu kardeş türkülerin kadın solistinin sesi ne güzelmiş lan.

tee vizontelede uzun hava okurken dinlemiştim bak şimdi yine denk geldi aynı ses. nedir bu kadının adı acaba..?

sözlerin güzelliğine bak;

"batınım sen oldun zahirim sensin
evvelim sen oldun, ahirim sensin.."

neyin kafasını yaşıyosun bin ot mu içtin

rezerve