0
alıntıdır:sunkar dağı’nda bir mağara varmıs. mağaranın ağzı dar, içi genismis. naziğim, namusunu korumak için zalim sulan’ı
boğazından hançerleyerek, dağa kaçmıs ve en sonunda bu mağaraya gizlenmis. karnı acıktığında, mağaranın etrafındaki bal arılarının yuvasını bozup, bal yiyerek günlerini geçirmis. bir süre sonra, naziğim’in sunkar dağı’nda bir mağarada yasadığını askerler öğrenmis ve onu yakalamaya gitmisler. askerler mağarayı görünce “bu kaçağı simdi tavsandan da kolay yakalarız.”diye düsünmüsler ve mağaranın içine tek tek girmeye baslamıslar. naziğim çeviklikle ilk giren askerin göğsüne hançeri saplamıs. asker, o anda yere yığılmıs ve elindeki kılıç da düsmüs. diğerleri mağaranın içine girmeye cesaret edememisler. naziğim, ölen askerin kılıcını alarak askerlere doğru yürümüs, hepsi ardına bakıp kaçmıs. bunun
üzerine daha fazla asker gelerek mağarayı sarmıs. askerlerin komutanı, onlara emir vermis:
—duman verin, boğulunca yakalayın! demis.
askerler etraftan odun toplayarak, mağaranın ağzına ates yakmıslar; fakat duman mağaranın içine gitmemis. bunu gören komutan tekrar:
—mağaranın ağzını kırarak büyütün, diye emir vermis.
askerler, ellerine geçen her seyle “he-hu!” diyerek mağaranın ağzını kırarak büyütmeye çalısmıslar. aradan bir kaç gün geçtiyse de mağaranın ağzını büyütememisler. bunun üzerine askerlerden her biri çam ağacından mesale yakarak, mağaranın içini aydınlatıp sıraya dizilip mağaranın içine girmis. naziğim, karsısına gelenin kellesini almıs. mağaranın içinde düsmanlarına karsı inatla savasmıs. vakit uzadıkça naziğim yorgun düsmüs ve sonunda gücü kalmayarak yığılıp kalmıs. sağ kalan askerler, baygın yatan naziğim’i bağlayarak alıp zütürmüsler. o günden sonra bu mağaraya “naziğim mağarası” denmiş.