-
151.
+2“Ege’de de Celal Bayar’da da tanıdığım hocalar var. Barajın altında dahi olsa bişeyler yapabiliriz. En olmadı iki senelik bi bölüm yazarız. Ben halledicem hepsini, sen yeter ki dökme o güzel gözlerinden yaşları. Ben elimden geleni yaparım. Ağlama lütfen”
Tüm gece konuşmuştuk. Ama sormamıştım neden beni aradın, yanındakine ne oldu diye. Çünkü salaktım, aşıktım ve sarhoştum…
Bir hafta boyunca hem telefondan hem mesajdan konuşmaya devam ettik. Mutluyduk, en azından ben fazlasıyla mutluydum. Bu hayatımda büyük bi gelişmeydi. Ama salaktımda aslında. Senden sürekli zaman isteyip sonunda sana kazık atmış, yıllarca sürmüş yüzük arefesindeki bi ilişkiyi çöpe atan birisi vardı. Ama sen her şeye rağmen ona gülümsemeye devam ediyordun. Aşkın bundan başka, daha basit bi açıklaması olamazdı bence. Günlerce konuştuk. En son telefon konuşmamızda keyifler yerinde ve gülerek muhabbet ederken idil şu cümleyi söyledi;
“Şimdi böyle konuşuyoruz falan ama yanlış anlamıyosun dimi ? Çünkü benim zaten bi ilişkim var”
E anasının amı, ebesinin amcığı artık. Olmazdı, bu kadarda vurulamazdı ki banada. Benimde bi kalbim, bi duygum, bi hissim vardı. Paramparça etmeye, dağıtmaya ne gerek vardı ki ? Cümleyi duymamın ardından telefonu yüzüne kapattım. Sonrasında bi kaç defa aradı, açmadım. Sonra o da aramayı bıraktı. işte bizim son konuşmamız böyle oldu. Ondan sonra hep kaçak yaşadım sırf onu görmemek, ona denk gelmemek için.
Aradan uzun zaman geçmişti. Ne görüyordum ne de haber alıyordum ondan. Mutluydumda haber almadıkça. Ta ki annem ve yengemle gittiğim o bijuteride başımda dikilirken idil’e denk gelene kadar… -
152.
+1Tşk ben de uzman değilim aq üni sınavına hazırlanıyoz öyle genel hatlarıyla biliyom hepsini
-
153.
+1Anlatma amk
-
154.
+1Arsamı alayım
-
155.
+1reserved okurum
-
156.
+1Bu sefer o konuşmaya, o anlatmaya başladı;Tümünü Göster
“Yapamadım (izmirli) anlıyo musun, yapamadım. Sen beni nasıl bırakıp gidebildin ya 1 hafta boyunca haber vermeden. Neler düşündüm biliyo musun ben ? Arıyorum açmıyosun, mesaj atıyorum cevap vermiyosun. Öldün mü kaldın mı bi başkasıyla mısın orada ne halt yiyosun bilemedim. Korktum. Annenin yanına gelip haber almaya çalıştım kaç sefer haberin var mı senin ? Benimde sınavlarım, denemelerim vardı burada. En zor, sana en ihtiyacım olduğu zamanda nasıl bi boşlukta bıraktığının farkında mısın ? Boşluktaydım, ne yapacağımı bilemiyordum. Oğuzcan konuşmaya çalıştı, konuştukta. Ama o kadar, konuştuk sadece. iyi geldi bana, kısa süreylede olsa iyi geldi. Hatamın farkındayım ama çok geç, artık çok geç”
Daha çok sinirlemiştim. Bu nasıl bi söylemdi lan, bu nasıl bi bahaneydi dıbına koyayım. 1 hafta ulan, 1 hafta yoktum ortalarda. Yaşananlara, öğrendiklerime, duyduklarıma bakar mısınız ? Ama ben biliyorum, o it oğlu it sadece bu hafta değil bundan önceki zamanlarda da yazılmaya çalışmıştır idil’e. Sonrası böyle işte. Amın evladı seni. Aaah ah gelip okulda ananı gibmem gerekirdi ama idil’in bu yaptıklarından sonra buna bile değmeyeceğini biliyodum. Yapmadımda zaten. Sabaha kadar ağlaya ağlaya konuştuk, çok kötü haldeydik. Okul saati yaklaşırken “Şimdi git Oğuzcan bininin yanına, göz yaşlarını silip mutlu eder seni” diyip kapattım telefonu. “Hayır, okula gitmicem. Seninle konuşmak istiyorum” diye ısrar etsede okula gitmesini sağladım. Hayatımdaki en karanlık, en kötü gün ve gece olabilirdi o zamanlar.
Gün boyunca boş boş oturup bilgisayarıma baktım; birlikte çekilmiş olduğumuz ve silmediğim son fotoğraflara. Çok mutluyduk ulan, aile gibiydik. Neden anasını gibmişti ki bu mutlu aile tablosunun. Eee ne olacaktı şimdi ? Annem, babam, Nuray annem, Kemal babam nasıl yüz yüze bakacaklardı bundan sonra. Komşuyduk ulan biz, karşı komşu. Ben muhattap olmayıp görmek istemesem de her sabah kapıyı açtığımda karşıma çıkacak kişi onlardı, idil’di. Bitiktim beyler, kendime gelememiştim. Annem benden daha üzgündü. Çünkü idil’i zaten kızı gibi seviyordu. Hayrandı adeta ona. Ben yokken gelip birlikte çay-kahve içmeleri, oturup sohbet etmeleri, alışverişe gitmeleri. Annem hayalindeki gelinini, hep istediği kızını bulmuş gibiydi. Hem ilk taşındığımız zamanlarda bakkalda karşılaşıp yanaklarını sıktığı hayranlıkla birlikte. Benden çok seviyodu ulan idil’i, sorsanız şimdi de hala öyledir zaten. Eve geldiğimde onları bir arada görmek beni öyle mutlu ederdi ki o zamanlarda
“Ooo hanımlar, toplanmışsınız yine. Ne kaynatıyosunuz bakalım yine gelin kaynana”
Mutluyduk be, hepimiz öyleydik. Ama idil bi boşlukla, bi yanlış hareketle annesini gibip atmıştı tüm hayal ve planların. -
157.
+1Keşke ilk tanıştığın o iki azeri seni pasif oğlanları yapsalardı
-
158.
+1Kardeşim sen yıkık olmamış yıkık doğmuşsun. Kız seninle taşak geçmiş ve resmen annen de buna çanak tutmuş. Bak dostum veya abi bu yaşadığını keza ben yaşayacaktım ben annemi tanıyorsam o kızı ne kadar çok sevse de bana o acıları çektirdiği için yüzüne dahi bakmazdı. Senin annen kızın seviciliğini yapmış ki bana oraya gelmesini annen söylemiş gibi geldi bunu sen her ne kadar dile getirmemiş olsanda. Çok merak ediyorum kız 5 günlük oğlana biz barıştık derken, seni arayıp 10 gün teselli ettirirken ve sonunda biz konuşuyoruz da benim ilişkim var derken sen bu kıza bir çift kelime edemedin mi? Veya gidip o çocuğun o gibtimin kaşar yakın arkadaşının ağzını yüzünü gibemedin mi? Bu yaşananların çoğu senin hal ve tavırların yüzünden yaşanmış bil istedim. Sana bunları yazarken ne benim hatasız ilişkim oldu ne hatasız bir hayatım var ama bunlara çok fazla kıl oldum.
-
159.
+1Pazartesi günü okulu bi kenara sallamış tüm günümü hatta tüm haftamı Büşra’ya ayırmak için planlar kurmuşken öte yandan da bana yazan anonim kişiyi düşünüyodum. Madem bu kadar çevremdeydi şimdide görebilir miydi beni ? Büşra’yla yan yana oluşumu, belki elini tutuşumu, samimiyetimi. Çünkü bu fake Facebook hesabına baktığımda beni şaşırtan pek çok şeyle karşılaşmıştım. Benim sevdiğim, benim beğendiğim şarkı ve klipleri paylaşmıştı. Hepsini geçtim anlık olarak dinlediğim akustik şarkıları dahi yakın zamanda paylaşmıştı profilinde.
Queen
Fettah Can
Godsmack
Sanki kendimin fake hesabına bakar gibiydim, beni korkutanda buydu zaten. Ben henüz kendi sırlarımı gün yüzüne çıkaramamış benliğimle tam anlamda yüzleşememişken benden bi tane daha olması hem kendim hem de çevrem için hiiç iyi olmazdı. Ama profil git gide dikkatimi çekmeye başlamıştı. Bana resti çekmesinin ardından konu kapanır derken hesap aktif olarak kullanılmaya devam ediliyordu. Acaba odadaki binlerden birisi beni kafalamak için mi yapıyo diye düşünmedim de değil. Furkan ve Burak ikilisi bunu yapmaya çok müsaitlerdi. Ama ikisinin de kendi kafalarını kurcalayan sorunları varken benimle ilgilenmeleri pek olanaklı değildi, şimdilik. Kadir zaten onlarla uğraşabilecek bi adam değil. Yatağından çıkıp dış dünyaya baktığı bi yemek bi de okul zamanı var zaten. Berkay desen aslında muhtemel, ama o salak belli ederdi öyle bişey olsaydı. -
160.
+1Devam Devam
-
161.
+1Ben mezun olmuş, üniversite sınavımı kazanmış ve Celal Bayar’a gitmeye karar vermişken öte yandan da idil’in mezun olacağı senenin ciddiyetini ve sınav hazırlıklarını planlıyordum. O sınava hazırlanırken ben de okulda notlarımı yüksek tutma çabasındayım ki o hangi üniversiteyi kazanır ya da gitmeye karar verirse ben de oraya geçiş yapıp birlikte okumaya devam edicez. Ailelerle konuşuldu, işlerin ciddiyeti sağlandı. inanılmaz mutluyuz, birlikteyiz, ikimiziz. idil’de üniversiteye başlayacağı için aile arasında bi yüzük takmaya, işi kararlaştırmaya karar verdik. Bunun için vize sınavlarımı halledip tatil zamanında izmir’e dönme durumunu bekliyoruz.Tümünü Göster
Biz her günümüzü birlikte geçirip buluşurken, tüm vaktimizi birbirimize ayırırken dersleri biraz boşlar gbi olmuştuk. Onun deneme sınavları düşüşe geçmişken ben de derslere kendimi veremiyordum. Bu arada Celal Bayar’a servisle gidip gelerek okuyorum. Çünkü Manisa’ya gidip kalmak gibi bi durumu kabullenmek, idil’den uzak kalmak istemiyorum. O parıldayan gözlerini, bana ait olan kokusunu, gülüşünü, hissini; hiçbir şeyini bırakıp terketmek istemiyorum ben bu şehri.
idil nasıl birisiydi beyler biliyo musunuz ? Gözlerini tarif edebilecek bi sıfat ya da betimleyebilecek bi durum yok. Bazı zamanlar masmavi parıldayıp Ege Denizini kıskandırırken bazı zamanlardaysa yeşillere bürünüp Amazon ormanlarıyla yarışır hale gelirdi. Benden biraz daha kısa olan boyu sarılırken başını göğsüme koymasını kolaylıkla sağlarken her seferinde kalbimin atışını gülümseyerek dinlerdi. Sonrasında gözlerimin içine bakışı, kokusunu içime çeke çeke dudaklarıyla buluşmam. Saçları dünyanın en yumuşak kumaşından daha iyi, daha dokunulası denebilirdi, öyleydide. Ama bana aitti, yalnızca bana. Huyu, suyu bana benzeyen, bir ayna misali baktıkça kendimi gördüğüm, benim ekgib olduğum yerleri ikiletmeden tamamlayıp bir bütün olmamızı sağlayan aşık olduğum, olacağım ve hep öyle kalacağım birisiydi idil. Ve çok aşıktı beyler, fazlasıyla aşıktı bana. Gözü benden başkasını görmez, görmek istemez, güvende hissettiği yerin yalnızca benim yanıbaşım olduğunu söyleyen, en ufak bi pürüzümüzde beni kaybetme korkusuyla göz yaşlarına hakim olamayan birisiydi. Hayatıma girmiş ve girebilecek, gerçekten sevebileceğim tek kişiydi aynı zamanda. Hep öyle olacak, hep böyle kalacak düşüncesiyle çok mutluydum ben de.
Okulumdaki vizeler yaklaşmıştı ve konulara dair hiçbir bilgim yoktu. idil’inde denemelerine ağırlık vermesi gerekliydi. Birkaç gün görüşemeyeceğimizi, çalışmak için Manisa’ya orada evi olan arkadaşlarıma çalışmaya gideceğimi ve döndüğümde de yüzüğü parmağına bizzat kendim takacağımı söyleyip söz verdim. Biraz mırın kırın etse de sonunda herşeyin güzel olacağını düşünüp o da kabul etti. Manisa’ya gittim, 1 hafta orada kalacaktım. Bu 1 hafta içinde hiç buluşamamakla birlikte telefon görüşmeleri ve mesajlarda da kesinti yaşanacaktı. Çünkü bu uğraşım, bu çabam, bu ders çalışmam hep ikmiz içindi. Derslerimi yüksek tutmalıydım ki seneye birlikte istediğimiz yere gidebilmeliydik. Öyle olması içinde çabaladım zaten…
1 hafta kadar neredeyse hiç konuşamadık beyler. 2 günde bir haber aldık bazen, konuşmadık, yazamadık. Her şey geleceğimiz içindi keza. Ama kafamda çokta güzel dönüş planları vardı. Koca bi pankart yaptırdım “Seni Çok Özledim” yazan. Dönüşümü haber vermedim, sürpriz bi şekilde dönücem. Okul çıkışında da pankartı asıp çıkmasını beklicem o gün. Planım bu yönde yani. Pazartesi günü izmir’e döndüm ben, idil beni Salı akşam dönücem zannediyor bu esnada. Pazartesiyi salıya bağlayan gecede okuldaki arkadaşlarımdan birinden yardım istedim. Pankart çok büyüktü beyler, tek başıma asabilmem mümkün değildi. Okulun hepsi beni tanırdı zaten. Herhangi bir utanma, bi cringe durumu olmazdı bende. Aksine dediğim gibi tüm okul imrenirdi bizim ilişkimize, bu da bi tık daha yukarı çıkarırdı ne olacak sanki. Emre, yardım istediğim arkadaşım. O gece ona yazıp yardım istedim
“Kanka okul çıkışında biraz erkenden çık okul önüne de idil’e sürpriz hazırladım. Pankart asıcam kapıya, tek halledemem. Yardımın lazım”
“Ya kanka bişey söylicem ben sana”
“Söyle kanka, hayırdır”
“Biz gördük ama sana söylemek istemedik kanka. idil sınıftan bi başkasıyla konuşuyo” -
162.
+2 -1“Eee ne cevap yazacaksınız peki ? Ne denebilir ki bir soru işareti için ?”Tümünü Göster
Eşqin; “Bilmiyoruz ki aga, o yüzden seni bekledik işte bizde. Sende vardır bişeyler, bi fikirler. Ona göre yazarız dedik”
Ah be beyler. Benim kafam olmuş zaten patates gibi. Benim yaptığım tercihler, yazdığım yazılar, söylediğim şeyler başlı başına birer hata, birer kusur, birer facia. Beni dinlemeseniz daha iyi olurdu aslında. Ama bunca zaman oturup keko gibi beni beklemişsiniz yazıcaz artık bişeyler.
“Yazalım abi yazalım. Bak şöyle yazalım hatta;
Selam Sevgi
Biliyorsun ki dönem başından beri karşılıklı sınıflarda bulunarak hazırlık eğitimini birlikte alıyoruz. Gerek ders aralarında gerekse dışarda seninle karşılaşıp denk geldiğimiz çok oldu. Fakat bir türlü tanışma fırsatımız olmadı. Tanışma isteğimden dolayı göz göze geldiğimiz oluyor. Bu durum seni rahatsız ettiyse kusuruma bakma. Ama seninle tanışıp konuşmayı çok isterim
Nasıl, bence güzel bi başlangıç için gönderilebilir”
Odadakiler beğense de bin Furkan kıllık çıkarmak için “Hasgibtir olm ya, bu kadar da pasif kalınır mı ilk mesajda” diye karşı gelmeye başladı. Ulan ambaş, kız senin Instagram hesabını bulup mesaj atma zahmetini göstermiş. Tamam, her ne kadar sadece soru işareti göndermiş olsa da kız sana bişeyler yazıp göndermiş. Bunun pasifi mi kalmış, bişeyler yazacaksın elbet.
Söylediklerimden sonra “Haklısın lan aslında, tamam bunu yollayalım o zaman” diye yanaşmaya başladı. Heh şöyle yola gel puşt. Mesajı gönderdikten sonra Furkan’a ayrıca bişeyler söylemek istedim.
“Kanka biliyosun Büşra işlerini falan mahvettim. Bugünde iyice bitirme noktasına geldik, oraları sonra anlatırım sana. Ama şey dicektim ben sana, ben de seninle spora başlayayım diyorum ya nasıl olur ? Boş boş oturuyoruz olm, sen hadi gidiyosun da benimde bi şekilde bişeyleri yoluna sokmam bi yerlerden başlamam lazım”
Furkan koca bi gülümsemeyle geldi
“Gel tabii olm. Ben ilk geldiğim zamandan beri zütümü yırtıyorum birlikte gidelim diye sen her seferinde laga luga yapıyosun. Gel başla sen de benimle birlikte. Salondakilerle tanıştırayım seni, hocalarla konuşturayım falan. Bi de tek değilim artık, birlikte protein tozuna da dalarız ufff sen gör sonrasını”
Bu durum beni de gazlamıştı aslında. Pişman olacağım bir karar değildi. Hele ki Furkan gibi birisi varsa yanımda hiç sıkılmazdım. -
-
1.
-2Kardeşim sonunda hikayende güncele gelebildim, şöyle söyleyeyim, ilk sayfada sıkılmıştım fakat büşra ile tanışma hikayesine yaklaşınca iyice sardı, okuduğum en iyi sözlük hikayelerinden diyebilirim. Dün gece 2 den beri ayaktaydım, saat bugün 2ye gelince senin hikayenin devdıbını merak edip okumaya koyuldum ve hiç uykum kalmadı, 28 saattir uyuyamadığım için sana teşekkür ederim kardeşim :D şuan sanki yaşadıklarını ben yaşamışım gibi bir üzüntü var içimde. Dertsiz başıma dert açtığın için de ayriyeten teşekkür ederim kardeşim :D O idile çok sinir oldum, o konuda senin yaşadıklarını sanki ben yaşamışım gibi kötü oldum.. Büşraya da büyük ayıp etmişsin ama inşallah ilerde düzelirsiniz, çünkü büşra çok temiz kalpli bir kızmış.
-
-
1.
+3 -1sözlükte 3-5 ergen hikayesi dışında bir şey okumadığın aşikar. olaya giriş yapmasını bekliyorum 2 haftadır. 6 sayfa olmuş ortada bir şey yok
-
2.
0Senin de hayatında hikaye okumadığın aşikar, başarılı hikaye dediğin asıl olaya giriş yaparken yaşatılan türlü türlü olaylar ile okuyucuyu sürüklemektir. Okuduğunu anlama problemin olduğu da belli ki olaya giriş yaparken türlü türlü olaylardan geçirdi izmirli yazar.
-
1.
-
1.
-
163.
+1rezerved
-
164.
+1Yazacaksan yaz amın evladı
-
165.
+1Aradan birkaç gün geçtikten sonra haber geldi idil’in Oğuzcan biniyle konuşmayı tamamiyle kesip terslediğine dair. Bu bi adımdı, çokta güzel bi adımdı. Kendi kendime söylemiştim bileTümünü Göster
“O bana bi adım atarsa ben ona koşarım”
Öyle de yapmıştım. Güzel bi planım vardı kafamda. Planı anneme ve yengeme anlatıp bana destek olup olmayacaklarını sordum. Aynı zamanda günlerdir uğramadığım üniversiteme de gitme kararı alıp orada yapacaklarımın da bana yardımcı olabileceğini düşündüm. Bi metin hazırladım, orta uzunlukta durumu özetleyen bi metin. Her kelimesini farklı birine söyletip videoya kaydettim. O video türünü hatırlarsınız beyler, bundan 6-7 sene önce kadar çok meşhurdu bu. Her kelimeyi birisine söyletip edit programıyla birleştiriyorsunuz, ortaya metni söyleyen kişiler çıkıyor. Yapması zor oldu, ama yaptım. Bu herkesin konuştuğu video sona erdikten sonra da ekrana ben çıkıp konuşmaya olanı biteni anlatmaya başlayacaktım. En sonra da silmeye kıyamadığım ve birlikte çekildiğimiz son fotoğrafları slayt olarak koyup fonda güzel bi müzik ekleyecektim. Ki şarkıda aklımdaydı zaten, tam da beni anlatan bi şarkı.
Bu arada yapılacak olan plan şu; annem idil’i eve çağıracak “gel kızım bi kadın kadına konuşalım seninle” diye. Konuştuktan sonra idil’i hazırlanan odaya zütürecek. O esnada video başlayacak. Videonun sonunda da içerde saklanan ben odaya giricem, sarılıcaz öpüşücez ve eskiye dönücez kafamdaki şeyler bunlar.
Video tamam, hazırladık şarkıyı falan. Hediyeler, sürprizler de tamam. Bi de odayı hazırlamak lazımdı. Siz “incir Reçeli”ni izlediniz mi beyler ? 1. Filmi ama diğerini değil. izleyeniniz vardır mutlaka. işte orada kızın ölümünden sonra Halil Sezai’nin yaptığı gibi bütün odayı post-it’lerle doldurdum. Her birisi aramızdaki şeylerle dolu, her birisi yazılı. Oda dolusu rengarenk post-it’ler. Siz diyin 1000 ben diyeyim 2000 tane. Yapıştırmasıda ayrı bi dert olmuştu bana ama olsun, değmişti.
Büyük gün geldi çattı. idil o günün akşamı bize gelecek. Ben evde yokmuşum gibi davranıyoruz, ben içerde saklanıyorum falan. idil eve geldi, fazlasıyla çekingen ve anneme karşı hiç olmadığı kadar rahatsız. Mutfakta oturup kahvelerini içip sohbetlerini ettikten sonra annem idil’i odaya soktu. idil şaşkınlıkla girmişken video başladı. Annem odadan çıkıp kapıyı kapattı. Kulağım odada, video bitince ben giriyorum içeri. Video mükemmel ilerliyor, idil vurucu yerlerde hıçkırıklara boğuluyordu söylediklerimden dolayı. En sonra fotoğraflarımızı görüp gülümsediğini hissettim. Şarkı seçimim de çok iyi olsa gerek dinlemeye, eşlik etmeye devam ediyordu. Ve en sonunda içeri ben girdim. Oturmaya devam etti. Bi bana baktı bi de ekrandaki fotoğrafımıza. Ağzından şu kelimeler döküldü;
“Bu kadar kolay olacağını mı sandın ?” -
166.
+1Rezervered
-
167.
+1Ben de kendimi yıkık sanardım amk her şeyi geçtim hiç mi gurur yapmaz bir insan? Çocukluğunda salçalı ekmek yemiş olsaydın her şey daha güzel olabilirdi...
-
168.
+1Sıkıcı
-
169.
+1Rezervatif
-
170.
+1moruk bence böyle detaylı anlatman daha güzel oluyor sardı, sarıyo
başlık yok! burası bom boş!