Öncelikle sömürge nedir onu anlatayım
Sömürge:Ekonomik ve sosyal yönden gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan bağımlı milletlere sömürge denir. Sömürgeciliktemaddi çıkarlar yanında manevi çıkarlar da söz konusudur. Sömürgecilik askeri işgale dayanmadan da bir toplumun başka bir toplum üzerinde kurduğu maddi, manevi ve kültürel hakimiyettir.
Sömürgeci ile sömürgeli arasında kültür alışverişi söz konusu değildir. Sömürgeci kendi kültür ürününü yalnızca satar, buna karşılık sömürgelinin kültür ürününden hemen hemen hiç satın almaz. Sömürgelinin Müziğini,Şarkısını, Türküsünü dinlemez, oyununu oynamaz dilini konuşmaz. Kültürel sömürgecilik sonunda o milletin insanları kendi milletine karşı kendi insanına karşı önce YABANCILAŞIR sonra ya BEYiN GÖÇÜ ile milletinden kopar, başka devletlerde yaşar, çünkü kendini dış ülkelerde o ülkelerin kültürüne daha yakın hissettiğinden daha rahat ve mutlu hisseder ya da KiMLiK KRiZi ile de,bugün bazı aydınlarımızda da görüldüğü gibi, kendi milletine yabancılaşır. Mesela Türklüğünü ve Müslümanlığını kendisiyle sürekli tartışır hale gelir. Kendinin olan en önemli öz ve kök manevi değerlerini bile şüpheyle karşılar ve sorgular. Kimlik krizi sonucu bazı insanlar TV'de Mekke'deki Hac görüntülerinden, Söğüt'teki Ertuğrul Gazi'yi anma törenlerinin gösterilmesinden rahatsız olurlar.Ama aynı kişiler yılbaşlarında evlerinde pekala noel ağacı bulundurabilirler, bunuda ilericilik sayarlar. Kendi çocuklarına Jaklin veya elizabeth veya cegiba isminide verebilen bu tip insanlar ikinci boğaz köprüsüne Fatih Sultan Mehmet köprüsü adının verilmesinden rahatsız olabilir. Kültür sömürgeciliği misyonerler aracılığıyla dünyada hedef milletlere karı temelde iki metotla uygulanır:Alıştırmak ve ikna ya da Telkin.
Smürgeci ülkeler bu çok önemli temel iki metodu misyoner faaliyetleriyle hedef milletlere karşı sistemli, planlı,programlar, kesintisiz,sessizce ve hissettirmeden uygularlar.

1:Alıştırmak:Alıştırmaya hedef olan memleketlerde yabancı kültürün aşılanması faaliyeti hissettirilmeden yapılır.
iç hainlerin hizmetinden de yararlanılan alıştırma safhasında hikayeler, piyesler,romanlar sözde ilmi eserler ısmarlama ve maksatlı olarak yazdırılarak yerli kültürün değer hükümleri gülünç gösterilir ve onlarla sürekli alay edilir. Tarihimizle,tarihi şahsiyetlerimizle, adet ve geleneklerimizle sürekli alay edici, küçük düşürücü yayın ve programları bazı tv kanallarından devamlı görmemiz bundandır. Alıştırma metodunda memleketimizde toprak kaybı değil beyin yıkamayla aydın insanımızın ve gençliğimizin yavaş yavaş elden gidişi ve kaybedilişi vardır.Bu sebepten Tanzimattan beri Batı kültürü devamlı olarak bu çevrelerde ve ısrarla üstün gösterilmekte ve devamlı övülmektedir. Alıştırma safhasında Batıyı körü körüne taklit vardır,bu tavizler de çoğu zaman bizim kimliğimizdeki insanlara yaptırılmıştır.Bu metotta her milli değerimizden taviz verme, yalakalık vardır.Örnek mi isteniliyor;Jön Türklerin hamisi ve Tanzimatın kuvvetli adamı Mason Mithat Paşa sırf Hristiyanlara taviz olsun diye onlara yaranalım diye Osmanlı bayrağına haç ekleterek Hristiyan Türk karması bir bölüğü istanbul sokaklarında günlerce ellerinde bu haçlı bayrakla dolaştırmıştır. Yine ünlü Tanzimatçı Keçecizade Fuat paşa kanser tedavisi için Fransaya giderken Romada Papaya uğrayıp hayır duasını almış, ölünce de vasiyeti Katolik ayini olduğundan Hristiyan dini adetinde gömülmüştür.

2.ikna veya Telkin:ikinci adım olan bu metot alıştırılmış millete uygulanır.Bir yabancı kültürü aşılamanın açıkça uygulanması safhasıdır.Bu metot alıştırmayla kıvama gelmiş ve daha sonra peyk haline getirilmiş olan ülkelere ve insanlarına uygulanır,en etkili araçları da haberleşmedeki TV,radyo, gazete,dergi ve sinema gibi yazılı ve görsel basın araçlarıdır.Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal tarafından Hürriyet ve Tercüman ı Ahval gazeteleri bu düşünce ile Batı desteği ve parasıyla yayınlandı. Bugünkü malum basının temelleri o zamanlar atıldı. Artık ne olmaları ve nasıl düşünmeleri gerektiği, telkin metoduna hazır hale getirilmiş milletin insanlarına ustaca.Bu konudaki projeler adım adım uygulanır. Telkin,hepimizin bildiği gibi, Türkiyede basında en iyi şekilde bugün uygulanıyor. Toplam nüfusün %61 i 0-20 yaş grubu olan gençlerden meydana gelen Türkiyede basında yayınlanan aşırı çıplaklık bu olayın bir başka planıdır ve asla rastgele değil;telkin metodunun bir gereğidir ve başarıyla da günümüzde uygulanmaktadır