kapı açık beni bekliyordu. içeriye geçtim kahvaltı falan hazırlanmışa benzemiyordu. hay amk 2 saat onu mu beklicem dedim içimden. önümde yürürken birden bir odaya daldı. kafamı çevirip baktım ben üzerimi değiştiricem hemen çıkarız dedi. o an fark ettim yatağın üzerinde siyah bir sütyen vardı. sonra hemen ona baktım ve sütyen giymediğini o an anladım. çıldırıcaktım taş gibi hatundu. neyse bana vermek değil ya deyip salona geçtim. biraz bekledikten sonra geldi. çok güzel olmuştu. altında bir etek üzerinde hoş bir gömlek vardı. saçları ve göz kalemi beni benden almıştı. aşağıya inip arabasını bahçeden çıkarmasını bekledim. sonra altadım ön koltuğa. gitmeye başladık. ama nereye gittiğimize dair bir fikrim yoktu. müzik açtı. müzik hala dün gibi aklımdadır. Hypnogaja - Here Comes The Rain Again. bu şarkı ayrıca benim en sevdiğim şarkılar arasındadır. hafif bir seste çalıyordu müzik. sonra evli değilsin sanırım diye saçma bir soru sordum. sence evli miyim diye cevap verdi. resmen taşşak geçmişti. bence değilsin diyerek daha çok yerin dibine girdim. başkada bıçak açmadım ağzımı varana kadar. gittiğimiz yer çok fazla doğa ile iç içeydi. her yer yeşillikti. ortam güzeldi. sakin, kaliteli ve bir o kadar da doğal idi. kahvaltı söyleyip masaya yanımıza gelen semaverden çay aldık. mine doğayı çok fazla sevdiğini söyledi ve derin derin nefesler aldı sürekli. kahvaltı yavaş yavaş masaya gelmişti. birer bardak çayımızı bitirdikten sonra kahvaltıya başladık. kahvaltı ederken bana birden şu soruyu sordu...

Merdivenleri inmiştik. Hala elimi bırakmadı. Yolu bildiği için önden o gidiyordu ve bir kat daha aşağı indi bu merdivenleri fark etmemiştim. indiğiniz yer aslında bodrum du fakat iyi bir şekilde dizayn edilmişti. Duvarlarda asortik asortik tablolar vardı bodrumun diğer ucuna gittik yaklaşık 20 kişi yardı hepsi duvarın önünde duran masaya dönmüşlerdi. Fakat masada kimse yoktu. Melihi gördüm yanına gittim nolcağını sordum. Ayin yapıcaz satanizme inanmam demiştin bak bakalım gerçek mi değil mi dedi. O an melihe sövdüm içimden. Kalabalık birden açıldı ve böyle pelerine benzer başı kapalı siyah bir şey giyen iki kişi geldi masanın başına bunların biri kel güzel yüzlü erkek diğeri ise sarışın hoş bir bayandı. Kafalarına açınca kadın erkeğe bir kitap uzattı. Satanic Bible yazıyordu. Ve erkek kitavı açıp konuşma yapmaya başladı...
istek varsa devam ederim

melisa ile bir süre daha sevgili olarak takıldık. babam doktor olduğu için başka hastahaneye geçmişti. o yüzden 1 ay içinde şehirden ayrılacaktık. melisa ile yapabildiğim kadar sex yaptım. en son ayrıldık ama şuan bile onunla iletişimimi kopartmadım. mine ile taşınana kadar 3 defa buluştuk ve son buluşmamızda birlikte olduk. hakanla sadece bir kere konuştuk o da taşinacağımı duyunca aramıştı. canan ve melihle vedalaşmıştım. son gün işte melisayla vedalaştım. arkamdan ağlamıştı. daha sonra sadece melisa ile görüştüm. mine ile de aydan aya telefonla konuşuruz.

arkadaşlar bakın ben şuan ateist biriyim. fakat yok satanizm miş yok bilmem hangi garip bir din miş bunlarla uğraşmayın. ben işin en iç kısmına kadar girdim fakat bir faydası yok. size gidin ateist olun demiyorum istediğiniz dine inanmakta özgürsünüz tabi ama ben deneyimledim en azından satanizmi boş işler bunlar. melisa, canan ve melihte bıraktılar bu işleri fakat mine ve hakan devam ediyor.

benden bu kadar millet her şeyin bir sonu olduğu gibi hikayenin de sonuna geldik. size başımdan geçen her şeyi anlattım en başta dediğim gibi %100 doğrudur. kendinize iyi bakın merak ettiğiniz bir şey olursan özelden yazın seve seve cevaplarım.

eğer ilgi varsa mineyi nasıl gibtiğimi yeni bir başlıkta yazarım.

nick6 girerseniz (bkz: crazy zurnaci)

sabah kalktım selini uyandırdım ve beraber kahvaltı yaptık. sonra hazırlanıp çıktık o eve ben mineye gittim. apartmanda merdivenleri sildikleri için giriş kapısı açıktı. asansörle çıktım ve kapıyı çaldım açan olmadı. aradım telefonun çaldığını duyabiliyordum. tekrar zile bastım. bu sefer açtı kapıyı saçı başı dağılmıştı.. belli derin bir derdi vardı. içeri geçtim. salona oturdum. etraf biraz incintı. yanıma oturup koluma girdi. noluyo amk diyorum içimden hiç alışık olduğum hareketler değildi bunlar. bir şey demedim bende. baya bir durduk bu şekilde en sonunda sessizliği ben bozarak ee noldu anlatmıyacak mısın dedim. bişey demedi. kalktı odasına gitti çekmeceleri karıştırdığı çok belliydi. 2-3 dk sonra geri geldi elinde bir kutu vardı. siyah temiz bir kutuydu. masanın üzerine koydu. bana bak dedi. ürkmüştüm gerçekten. konuştuklarımızdan kimseye bahsetme dedi. rahatladım. bir an yanlış bir durum var zannettim. bana kutuyu uzattı. eli kapağının üzerindeydi. açmama izin vermiyordu. neden üzgün olduğum bu kutunun içinde dedi. kalkıp mutfağa gitti. giderken derin bir off çekmişti. mutfağa girdiğinden emin olunca kutuyu açmaya niyetlendim. kapağını iki elimle uçlarından tutarak açtım...

ayine gitmek için ben, melisa, melih ve canan bir araya gelmiştik. cafenin önüne mine geldi arabasıyla. bindik. ben cam kenarında melisa ise yanımda oturuyordu. yol boyunca elimi hiç bırakmadı arada bir de öpüyordu beni. herkes melisa ile konuşuyordu fakat ben onun tek kelime dahi etmemiştim. giderken bir ara bir şey fark ettim. melisa bana her sırnaştığında mineye bakıyordu. eve yaklaştığımızda mine dikiz aynasından bana bakıp hazır mısın zurnaci bey dedi. ses tonu ve ima etmeye çalıştığı şey söylediği kelimelere zıt düşüyordu. altında gizli bir anlam yattığı belliydi. ama ne demeye çalıştığını anlamamıştım. hazırım dikkat et çarpmayalım dedim. hiç düşünmeden söylemiştim bu cümleyi. arabada bir an herkes duraksadı. melisa bana baktı. bende durumu kurtarmak için yanağına bir öpücük kondurdum. o da karşılık verdi. sonra kafamı cama yaslayıp yolun bitmesini bekledim. camdan dışarıyı izlerken bir şey dikkatimi çekmiş sokak lambalarıydı bunlar. hiç biri yanmıyordu ama eminim ki ilk geldiğimde hepsi yanıyordu. herhalde bir arıza falan vardır dedim. bunlar normal şeylerdi sonuçta. arabada çalan müziği dinlemeye dalmıştım. ve melisa aşkım geldik dedi. öyle deyince kafamı kaldırıp etrafa baktım...

dağ evi gibi bir yerdi ama büyükçene biraz. Önünde 5-10 tane araba vardı. içeriye gittimizde herkesin elinde bir kadeh şarap içiyordu. Ortam da yaş aralığını biraz fazlaydı. Yani 40 yaşında adamda var 18 yaşında gençte. Karılar güzeldi yalan yok erkeklerde de elit tipi vardı. Biraz ortalığı süzdükten sonra melisa bir kadeh uzattı. Masada ki şarap şişesini alıp beni elimden tuttu ve çekmeye başladı. Üst kata çıktık yolu bildiği belliydi. Balkon gibi bir yere çıktık sigara istedi uzattım ve bende bir tane yaktım. Numaramı istedi verdim. Buraya ilk defa mı geliyorsun dedi evet şeklinde karşılık verdim. Bu arada heyecandan burda nabıcağımızı sormayı unutmuştum birden aklıma o geldi ve melisaya bu soruyu yönelttim. O da bana gözlerini kısarak ayin dedi ve gülümsedi. Ardından saate baktı, hadi inelim başlat şimdi dedi. Çok fazla heyecanlandım, vücudum o kadar adrenalin salgılamıştı ki adrenalinden ölebilirdim. Elimden tuttu bir anda ve önden o gidiyordu yavaşça merdivenlerden iniyorduk...

ortamın dizaynının değiştiğini fark ettim. masa daha büyüktü ve aydınlatma vardı üzerinde geri kalan kısımlar karanlıktı herkes kendi içinde fısıl fısıl konuşuyordu. masa en dikkat çekici yerdeydi fakat üzerinde bir kitap ve birkaç gümüş eşyadan başka bir şey yoktu. arkamdan mine geldi melisaya zurnaciyi birkaç dklığına alabilir miyim bir konuda yardımcı olması lazım da dedi. mineyi takip ederek kapının önüne çıktık durdum ve mineye dönüp noldu dedim. bana baktı ve zurnaci neden bana karşı soğuksun dedi. ona dikkatlice bakarak sen neden benim özel hayatıma karışıyorsun dedim. ben sadece hakandan uzak durmanı istiyordum başka bir şeye karışmadım dedi. bu yeterli değil mi şeklinde cevap verdim. bana senin bilmediğin şeyler dedi. dudaklarımı bükerek mimiklerimle ona bir karşılık verdim. bana bunun şuan ne yeri ne de zamanı, hadi içeriye geçelim başlayacak şimdi dedi. tekrar merdivenlerden inerek bodruma indik. gözlerimle melisayı aradım ve göz göze geldik. direk yanına gittim. bana neden çağırdı mine seni dedi. tam bir yalan uyduracakken 3 kişi peş peşe yürüyerek masanın başına geçti...

melisayla aranız nasıl dedi. birden duraksadım. nerden biliyordu çok merak etmiştim. iyi gibi deyip geçiştirdim. sen nerden biliyorsun dedim. melisayla her konuştuğumuzda senden bahsediyor dedi. mutlu oldum bir an ne de olsa birinin benden hoşlanması güzel birşey. hem de melisa gibi birinin. kahvaltımızı ettik. ikimizin çayınıda tazeleyip. geriye yaslandım. sigara paketimi çıkartıp mineye uzattım aldı ve yaktı. bende bir tane yakıp ona bugün ne yapacağız diye sordum. bana hakanın yanına gideceğiz dedi. hakan? diye karşılık verdim. ayinde ki öncü dedi. sanırım kelden bahsediyordu. heyecanlandım gerçekten. ona ne zamandır bu işlerle uğraştığını sordum. üniv. zamanlarımdan beri dedi. anlaşılan bayaa bir eskiydi bu işlerde. kahvaktımızı ettik 150 lira hesap gelmişti hepsini kendi ödedi. arabasına binip gitmeye başladık. yol biraz uzun sürdü. şehrin bir ucundan diğer ucuna gitmiştik resmen. yolda çok konuşmadık. genellikle müzik açıktı. eve vardığımızda hakan kelinin gerçek zengin olduğunu anladım. ev villaydı. şaşa kaldım o an. bahçeden içeri girip hakanın kapısının ziline bastı mine. içerin naif bir ses tonuyla geldiiim dedi...

alt dudağımı alıp dişlerinin arasında sıkıştırmaya başladı. neredeyse kanayacaktı. içimden dur artık demek geldi fakat tam o sırada geri çekti kendini. birden üzerindekiler çıkarttı. iyice soyunmuştu fakat ben tamamen giyiniktim. sanırım amacı onu iyice yalamamdı. öyle düşünüp devam ettim. sırt üstü yatırıp dıbına doğru yol aldım. atabildiğim kadar güçlü bir şekilde dil darbeleriyle besledim onu. her dil atışımda inlemesinde bir tık daha artış oluyordu. amında yalanmadık yer bırakmadım. artıkdan bende üzerimi çıkardım fakat pantolona elini alıp düğmeyi ve fermuarı o açtı. gibimi çıkartık çok içten bir şekilde eveeet dedi. ardından ağzına almaya koyuldu. çok fazla yalamadı yeterince ıslatıp bıraktı. bende gibimi elime alıp yavaşça dıbına giriş yaptım. girdiğimde içerisi çok sıcaktı. gerçekten insanı cezbediyordu. bacaklarını iki yana ayırmış yavaşça vuruyordum. bir süre bu pozisyanda devam ettikten sonra yatağa sırt üstü uzandım ve o benim üzerime çıktı bu sefer. yüzü bana dönüktü. tüm güzelliğiyle karşımdaydı. temiz yüzü, kızılımsı saçları, her iniş çıkışta birbirine vuran o dolgun göğüsleri. ellerini benim göğüsüme dayamıştı ve farkına varmadan tırnaklarını geçirmişti. çok sert bir kızdı. bu yüzden her ciksimizden daha zevk alıyordum. uzun bir süre üzerimde git gel yaptıktan sonra kalktı ve gibimi ağzına aldı. yaklaşık 3 dk sonra yüzüne boşaldım. yüzünü temizleyip yanıma uzandı. bir süre sessizlikten sonra bana şu soruyu yöneltti...

etti kısa bir konuşma faslından sonra birşeyler içer misin dedi. istemediğmi söyledim ısrar edince dayanamadım varsa çay dedim. Ruhumu satacağım çay istiyorum işe bak neyse kısa bir süre sonra çayı getirdi aradan kısa bir süre sonra içim geçmiş. Kendimi tarlabaşında buldum zütümde tarifi zor bir ağrı vardı cüzdanımda yerinde yoktu ceplerimi karıştırdım bir not buldum şöyle yazıyordu.
"Satanistlikle falan uğraşma huur çocuğu efendi gibi dur buda kulağına küpe olsun."
O günden sonra tövbe ettim şu an 3 çocuk babasıyım mutluyum.

hakanla aranızda ne var dedim birden bana baktı ve ne diyosun dedi. hakanla bir şeyler yaşadığınız çok açık o yüzden sordum dedim. önüne dönüp bir süre birşey demedi bende soruyu tekrar etmedim. 5 dk kadar sonra müziği kapatıp evlenecektik fakat vazgeçtik dedi. hiçbir şey demedim müziğin sesini açıp önüme döndüm. bana evimi sordu. tarif ettim kapının önüne kadar bıraktı. sağol deyip eve gittim. selin hala bizdeydi. evde tek başına durmuş bütün gün. o iyice aklımdan çıkmıştı. aç mısın yemek yedim mi dedim hayır deyince hemen bir pizza söyledim. o ara bilgisayara oturup facebook a girdim. melih nabıyosun kayıp çocuk yazmıştı. iyi oğlum nabıyım falan dedim. 3 dk sonra aktif olmuştu. biraz konuştuk. pizza geldi yedik selinle. selin bana avm ye gidelim mi diye sordu. bende kırmamak için olur dedim zaten kızı bütün gün evde yalnız bırakmıştım. annem geldikten sonra ondan para alıp evden çıktım. selinle avm ye gittik. biraz dolaşıp bir mağazaya girdik. bir kıyafet beğenip onu denemek için kabine girdi bende önünde bekliyordum. bir ara zurnaci bir gelir misin dedi kabinin içinden. efendim dedim kapıyı açıp gir gir dedi.

evin önü araba kaynıyordu. ilk seferkinden neredeyse iki kat daha fazlaydı. arabadan inip melisa ile el ele içeriye girmiştik. melisa o gün siyah borda kareli bir etek ve üzerine boğazla bir kazak gibi bişey giymişti. içeriye geçtiğimizden neredeyse oturacak yer yoktu. melisa yine bir şişe şarap ve iki kadeh alıp yanıma geldi. bana gel dedi bende peşinden onu takip ettim. çok güzeldi bugün gözlerimi alamıyordum ondan. daha öncede çıktığımız teras balkon karşımı yere çıktık. ikimizde birer sigara yaktık ve melisa hemen iki kadeh şarap koydu. yerde oturuyorduk ve bir kolumu onun omzuna atmıştım. ufak ufak yiyişiyorduk. birer kadeh daha şarap doldurdu. yiyişmemiz iyice artmıştı ve ikimizinde libidosu fazlasıyla coşmuştu. kadehlerimizi aynı andan bitirmiştik hadi gel dedim ve onu üst kattaki lavaboya zütürdüm. kapıyı kapatır kapatmaz onu kapıya yapıştırıp öpüşmeye başlamıştık. hızlıca soyundu ben soyunmuştum bile. hemen gibimi ağzına alıp deliler gibi yalamaya başladı. ben ilk ciksimizde bile bu kadar zevk almamıştım. yaklaşık 5 dk yaladıktan sonra önümde domaltıp bende onun dıbını yaladım çok kısa bir süre. daha sonra onun pozisyonunu hiç bozmadan gibimi dıbına geçirdim. deli gibi vuruyordum, melisa ise çığlık çığlığa bir şekildeydi. bir süre bu pozisyondan gibtim. boşalasım gelmişti fakat devam etmek istiyordum, bu yüzden pozisyonu değiştirmeye karar verdim. melisayı ayağa kaldırıp klozetin önüne çektim ve bir bacağını tutup klozetin üzerine koydum. tekrar gibimi dıbına yerleştirerek sert bir şekilde geçirmeye başladım. 5 dk daha bu pozisyonda gibtikten sonra göğüslerine boşaldım. boşalırken hiç çıkarmadığım bir sesi çıkarmıştım fakat bu istemsizce olmuştu. daha sonra melisa hemen temizlendi bende o arada giyindim. daha sonra melisanın giyinmesini bekledim. o da tamam olunca çıktık ve alt kata indik. 3-5 kişi vardı tüm kalabalıktan kalan. melisa daha sonra elimi tutup beni o alt kattaki ayin yerine zütürdü. içeriye girdiğimizde...

3. kata vardığımda kapıyı açmış beni bekliyordu melis. Yanağından öptüm ve içeri geçtim. Evin içinde hoş bir koku vardı. Salona geçmedim bu sefer, beni odasına zütürdü o çalışma masasının sandalyesine bende yatağına oturdum. Kitabı ona uzatarak mine abla gönderdi dedim. Biliyorum sağol şeklinde cevap almıştım. Sanırım burda herkes birbirinden haberdardı ben hariç. Neyse kitabı verdikten sonra gözüme komidinin üzerinde duran tütsü ilişti. Güzel kokunun kaynağı meğersem oymuş. Melisa kitabı masanın üzerine bırakıp odasındaki dolaba yöneldi. Bayaa bir karıştırdıktan sonra yine aynı şarabı getirdi. Atmamışsın dedim. Tekrar geleceğinden emindim şişeye kiminle başladıysam onunla bitirmek isityorum dedi. Şarabı masaya bırakıp mutfaktan iki kadeh kaptı hızlıca. Tekrar geldiğinde yere oturdu, bağdaş kurdu. Kitap, şarap ve kadehler önündeydi. işaret parmağı ile bana gel yaptı. Otutduğum yerden kalkıp melisanın karşısına bende bağdaş kurarak oturdum. Kadehlere şarapları doldurdu ve birini bana verdi. Sonra kitabı tam karşısına koyarak yavaşça açtı...

beyler biraz mola evi toparlamam lazım bu arada beni merak edenler olmuş şuan Kocaeli de yaşıyorum makine müh. son sınfım.

Sonra odaya girdim bende ne kadar sinirlensemde hatun taş gibiydi sonra bana kapat gözlerini dedi neden dedim sadece kapat dedi bende kapattım. sonra ensemde bi nefes hissettim arkamı dönünce 6 tane zenci beni çatır çatır gibti

ve sayfaları karıştırmaya başladı. özellikle bir sayfayı aradığı çok belliydi. en nihayetinde bulmuştu. biraz kendisi okudu ve ardından bana anlattı. ilk olarak kendimi ruhani yönden geliştirmem gerektiğinden bahsetti. masasından bir defter ve kalem alarak yanıma geldi. sen şimdi unutrsun diyip gülümsedi ve yapmam gerekenleri yazmaya başladı. özet olarak geçmem gerekirse bu ritüeller gece vakti sessiz ve karanlık oda da tek başıma yapmam gereken şeylerdi. bunlardan daha fazla bilgi vermiycem. size komple olayı anlatamam. melisin yazma işlemi bitince şarapları tekrar fulledi ve şişeyi yana koydu. şişe tamamen bitmişti. yerinden kalktı tam bende kalkacakken telefonu çaldı melisin. arayan mineydi. biraz konuştular. benim dikkatimi çeken kısım evet, başladık, giriş kısmını anlattım gibi kelimeler oldu. sanırım benden bahsediyordu. tamam en kısa sürede uğrarız dediğini işittim. sanırım minelere gidecektik ama neden? mine benimle fazla ilgileniyor gibime geldi. aramızda yaşlaşık 10 yaş vardı ama bana karşı yaşıtıymışım gibi davranıyordu. biraz sohbet ettikten sonra telefonu kapattı. ben o arada melisanın yatağının üzerine oturmuş şarabımı yudumluyordum. sonra melis yanıma sokuldu iyice şarabını komidinin üzerine bıraktı ve yavaşça dudaklarını dudaklarıma değdirdi...
beyler gibiş var isterseniz yazarım size kalmış.

O sıcak nefesi adete kulağımla dans ediyordu. Uzun bir süre durdu. Ardından boynumu vakumlamaya başladı çok fazla tahrik oldum daha önce 2 kere ciks yapmıştım tecrübeli sayılırdım ama bu zevki almamıştım hiç. Boynumu vakumladıkça ben koltukta eriyordum resmen sonra gömleğimin dümelerini açıp vücudumu yalamaya başladı hiç iğrenmeden yapıyordu bu işi. Sonra yavaşça pantolonumun önüne açtı ve sakin bir şekilde pantolonu aşağı çekti taşşağımdan başlayarak çok arzulu bir şekilde gibime doğru yalamaya başladı. Göz temasını hiç bozmuyordu kendimi nirvananın zirvesinde hissettim o an. gibimin kafasını ağzına alıp dil atıyordu ucuna ve ardından hafifçe dişlerini geçiriyordu çok zevk alıyordum kendimi kaybetmiş gibiydim adeta hatun beni daha boşaltmadan bitirmişti resmen. gibimin başını bıraktıp taşşaklarıma doğru emin bir şekilde ilerledi. Yavaş fakat bir o kadar da sadistçe taşşaklarımı vakumlamaya başladı o an fazla acı hissetmiyordum çünkü çok iyiydi. Taşşaklarımıda bitirdi fakat taşşaklarımı yalamayı hiç kesmeden gibime ordan göbeğime ardından hiç istifini bozmadan boğazıma geldi ardındasa dudaklarıma ulaştı...

6-7 kişi rez alsın başlıyorum asıl hikayeyi anlatmaya.

Mekanı şöyle bir süzdüm. içerisi resmen yıkılıyordu. ilk defa böyle bir ortam görmüştüm. Küçük bir masaya geçip oturduk. Garson gelip ne alırsınız dedi ben bir bira dedim garson mineye döndü mine de genç benimle sorun yok bende bir bira alayım dedi. Garson siparişleri getirmeye gitti. O sırada mine bir sigara yaktı ve bana uzattı. Bende ona eşlik ettim. Bana hakan aradı mı seni diye sordu bende hayır cevabını verdim. Ordan sonrası genel muhabbetti. Yalnız masaya gelen içkinin haddi hesabı yoktu. Ben çok içmemişti ama mine sünger gibiydi. Saat iyice ilerleyince hesabı istedik. Minenin cüzdanından para alıp ödedim. Koluna girip arabaya doğru gittik. Anahtarı alıp kapıları açtım. Sağ koltuğua oturttum. Arabayı ben kullanacaktım. Pratiğim vardır babam zaman zaman verirdi bana arabayı. Çalıştırıp yavaş yavaş minenin evine doğru gittik. Gitmemiz biraz uzun sürmüştü. Çok yavaş kullandım. Neyse eve geldiğimizde anahtarı alıp mineyi yukarı çıkarttım asansörle. Gerçekten çok sarhoştu. Ayakta zor durduğunu anlamak hiçte zor değildi. Anahtarı alıp kapısını açtım... :D

Minenin sesiydi hadi artık uyan diyordu. Resmen yüzünde güller açıyordu. Noldu aq bi gibim anlamamıştım. Hazırlanıp süslenmişti. Bu gece benimlesin hiç bir yere bırakmam dedi. Nereye dedim evdekileri ara izin al bu gece sabahlara kadar eğlenicez dedi. Annemi arayıp yalvar yakar izin aldım. Bende lavaboya girip saçımı başımı düzelttim. Sonra çıktık evden. Arabasına atlayıp bir yerlere doğru gitmeye başkadık. Yolda hayırdır çok mutlusun dedim. Geçmişi unutmak lazım değil mi yakışıklım dedi. Böyle demesi beni benden almıştı yalan yok en azgın olduğum dönemlerimdi. Peki madem dedim ve sustum. Yolda melisa aradı telefonu açar açmaz aşkım nasılsın diye sordu. iyidir sen dedim aşkım demeye daha alışamamıştım. iyim bende nerelerdesin diye sordu. Babamlayım bir yere gidiyoruz dedim. Peki o zamna sonra görüşürüz dedi ve kapattı. Mine hemen bana neden yalan söylediğimi sordu bende sanırım sevgiliyiz kısmaması için dedim. Gülümsedi. Kısa bir süre sonra geldik dedi ve arabayı park etti. Yan yana mekanın kapısından içeriye girdik...