-
51.
+55 -3iple çektiğim haftasonu gelmişti beyler,
günlerden cumartesi, büyük buluşmaya hazırlanıyorum, kankam da saolsun her anlamda moral motivasyon desteğiyle arkamda "yürü be koçum benim, olacak bu iş bak demedi deme" gibisinden hem ufaktan taşağını geçiyor hem de beni keyiflendiriyor.
o hafta sonu da hava çok güzel, hani yağmurun soğuğun ardından bir ara gene sıcaklar geliyor ya, pastırma sıcakları derler.. aynen o hesap, ben de düşündüm dışarda çay bahçesinde filan takılırız, böyle hava bir daha bulunmaz o mevsimde, içeri tıkılmayalım.
tamam dedi, fark etmez dedi.
buluşma yerine varana kadar mesajlaştık, ben erken vardım tabi, 10 dakika kadar bekledikten sonra baktım karşıdan geliyorlar..
geliyorlar evet, çünkü yine 2 kişiler aq..tipsiz, sivri burunlu kankası da yanında..
o an epey hayal kırıklığına uğradım beyler, ne yalan söyleyeyim, teke tek buluşacağız diye bekliyordum açıkcası..
neyse, geldi bunlar, ben bozuntuya vermedim ama yancısını öldürmek istiyorum o an yani bilemezsiniz. amk kızı musallat oldu lan başımıza, adını inadına söylemeyeceğim burada, çengel burun diyelim..
çok güzel bir yol var böyle ana çarşı caddesinin üst sokağında, aşıklar yolu mu, çiftler yolu mu öyle bir adı vardı,tam anımsayamadım şimdi,
ben de oranın girişinde bekliyordum, selamlaştık, gene gündeki teyzeler stili öpüştük filan, öbür gibiğin sadece elini sıktım.. -
52.
+56sonradan tabi inanılmaz makarası döndü bu olayın yurtta, hatta necatiyle okan tekrardan temsilini filan yaptılar odada, hayır ben de neden bu kadar sevindim adamın gibilmesine anlamadım yani, sonuçta hiç bir türlü beni ilgilendiren bir mevzu değil..ama maksat zütlük olsun işte..Tümünü Göster
sınavlar bitti,
bayram için evlere dağılıyoruz artık, o ara ayşen le mesajlaşmalara devam, o gün gidemedim tabi yanına, masadaki olaylar yüzünden aklım birbirine girmiş.
şeker bayramıydı herhalde.. öyle olması lazım çünkü bana,
"şeker topla benim için, ben de senin için toplayacağım" demişti.. dünyanın bütün şekerlerini toplasam onun yanında tatsız kalırdı oysa ki..ben de aynen böyle demiştim zaten..
"olsun, onları da yiyelim ki bizim farkımız daha çok çıksın ortaya" yazdı.. bizim farkımız..biz, artık biz mi olmuştuk?
eve gidince annemler gerek telefonun vızırdaması gerekse benim sıfatımın halinde, kısa sürede bir şeyler olduğunu anladılar tabi,
ben de mevzuyu aynen anlattım valideye, dedim anne böyle böyle, durum ciddi, bak bundan öncekilerden haberin yok çünkü söylemeye değer bulmadım, bunun için de erken diyor olabilirsin ama ben cidden seviyorum, o da öyle diye düşünüyorum.. lisede her gün farklı kızla geliyordum mahalleye sen de biliyorsun, insan böyle duyguları kolay kolay bulamıyor, bulunca da sıkı sıkı sarılmak lazım..
yaşımdan büyük mü konuşuyordum ne?
yine de bizimkiler tipik anlayışlı aile yapısında olduğundan ötürü, ya gerçekten beni ciddiye alarak, ya da "amaan çocuk işte, he diyelim, nasılsa geçer" diye düşünerek beni epey dinlediler ve olumsuz bir şey de demediler açıkcası.
dedim, şeker-çikolata filan da toplayacağım, öyle anlaştık. annem, "alışverişe çıkınca alırız, güzel de bir kutu beğeniriz sen merak etme" dedi.
beyler böyle sırf şeker satan dükkanlar var, 1000lerce çeşit şeker var-çikolata var, onlardan birinden alacaktık işte. gerçi ben misafirliklerden, doğal yollarla toplamayı tercih ederdim ama, böylesi çok daha klas olurdu açıkcası.. madem kız benden bir şey istemişti, ona en layık olacak şekilde vermeliydim hediyesini.
tatil boyunca, gecelerce sürdü mesajlaşmalarımız.. aynı filmleri izledik gece yarıları, aramızda yorumladık, tahmin yürütmeye çalıştık, gülmekten karnımın ağrıdığı anlar oldu, o derece eğlendik,
aynı şarkıları dinledik.. şarkılar paylaştık birbirimizle.. resim yolladı.. annemlere gösterdim.. beğendiler..
bir gün istemeden kırar gibi oldum bunu, yanlış anlaşılma oldu..
h.ı.m diye bir grup var, çok seviyordu bu. en sevdiği şarkısının lyriclerini buldum (öyle kolay değil o zamanlar adslmiz yok aq)..içlerinden tek tek harfler seçip sağına soluna yıldız koyarak "seni kırdığım için özür dilerim" yazdım mesajla.
bir gece erken dönecekti o, sabaha kadar mesajlaştım.. uyumadım, otobüste canı sıkmasın diye.. gece 11 den sabahın 9 una kadar, gözümü bile kırpmadan bekledim attığı her mesajı.. neredeyse bayılacakmışım uykusuzluktan.
güzel küçük bir kutu şekerleme yaptırdık annemle. turuncu renk (en sevdiği renk) kalp şeklinde, dokusu böyle pütürlü, peluş oyunca yüzeyi gibi, çok güzel bir kutuydu, içinde en az 30-40 çeşit çikolata-şeker...
dönüş otobüsüne bindiğimde yanıma aldığım tek şey, eşyalarım değildi beyler.. umutlarımı, yarınlarımı, aşkımı, geleceğimi, hayatımının kadınının hayalini de almıştım yanıma.. kutunun yanında bir demet de papatya verecek, "kız istemeye geldik" espirisiyle karışık, hayatımın en ciddiyetli sınavını verecektim.. yüz yüze, baş başa ve bu kez kesin olarak söyleyecektim ona, onu sevdiğimi
inanın kutuyu valizlere bile koydurmadım, zarar görmesin diye, bütün yol kucağımda gitti.. yol boyunca sarıldım temsili kalbime, onun sıcak hayaline.. -
53.
+53 -2merhaba filan dedim işte,Tümünü Göster
selam melam, bunlar da bir başka grupmuş, arkada iki tane sessiz erkek vardı, daha önce dikkatimi bile çekmeyen, onlar da "selam kardeşim" gibisinden muhabbete girdiler. hoca gelene kadar 3-5 dakikada öndeki kız-erkek, yanımdaki hatun ve arkadaki saplarla tanışıp * ufaktan muhabbet etmiştim.
iyi ya dedim, 5 yeni insan tanıdım işte, sonuçta sınıf arkadaşlarım bir şekilde konuşmak gerek..
yanımdaki hatunun ismi ceren*di, diğerlerini gibtir edin, onlara bir daha dönmeyiz bile belkide..ama cerenle epey anımız olacak ilerleyen zamanda.
neyse bu ceren, orta boylu, kalçadan biraz genişçe (iyi zütü vardı yalan değil) sıfatı hintlilere benzeyen, tam ferrestar kılıklı bir hatun..tam sakso ferreları için aranan aday yani, böyle iki de büyük halka küpe taksa, şöyle inceden inceden size baktımı da, hah dersiniz, birazdan blow a başlayacak.. öyle bir tip. istanbulluymuş bu da.
tanıştık bunla, hoca geldi derse girdi filan, biz ufak ufak muhabbete devam ediyoruz, ama kızın hal ve hareketlerini sevmedim aq..böyle beni iten bir şey var.. fazla sinsi gibi, yani, nasıl diyeyim, tam olarak tarif edemiyorum ama tam lafı gediğine koymak gerekirse "negatif elektrik aldım" diyebilirim.
içimden de kendime diyorum, "lan işte 2 ders oturcan sonra bir daha yüzüne kim bakacak, kıllık yapma".
bi ara ben sıkılıp derse yoğunlaştım, biraz sessizlik oldu.. baktım bu yandan yandan bana bakıyor, göz attım buna doğru ben de refleks icabı gayri samimi gülümseyerekten,
bu da güldü, sonra durdu durdu şey demesin mi, "kolların da baya kalınmış"
benim kaşlar havaya kalktı(diye düşünüyorum), lan o ne demek? harbiden de anlamadım ne demek istiyor, dedim,
"nasıl yani, şimdi bu iyi bir şey mi? kötü bir şey mi?"
öyle ciddi ciddi sorunca, bu da bir an duraksadı salak, "ya şey iyi canım, uzaktan zayıf gibi duruyordun ama baya yapılıymışsın"
ben hala anlamaz ifadeyle tip tip bakmaya devam edince,
"iltifat etim yani sana ya anla işte" deyip salak salak sırıtmaya çalıştı, o ara acayip kızardı tabi.
kızlar böyle işte beyler, en kendine güvenenine, en yollu görünenine bile azıcık ters çıkınca anında dağılıyor çoğu.. aslında pek çoğu özgüven yoksunu olduğu gibi, doğru dürüst iki çift laf etmekten bile aciz. bakmayın bizler kaldırıyoruz bunların zütünü, biz neden oluyoruz o sunni havalarının ve erişilmez görüntülerinin varlığana.. neyse,
ben de güldüm "iyi ya saol" filan dedim, ama içimden hönkürüyorum resmen, aq edeceğin iltifatın stiline sıçayım senin ya,
"kolların çok kalınmış"mış. hee baldılarım da geniştir, döşüm de kıllıdır.. kurbanlık dana mı beğeniyon amk?
quize kadar paso lafa tutmaya çalıştı, ben de daha fazla bozmamak adına güzel cevaplar verdim.. sınavda da allahtan sınıflar karıldı da daha fazla çekmek zorunda kalmadım zilliyi..
zaten yeterince sıkıntım var, benim derdim bana yeter, bir de ortam kızlarıyla uğraşamazdım. öyle diyorum çünkü o 5 dakikalık muhabbette ne mal olduğunu anlamıştım hemen hemen.
bu arada kollarım filan da öyle dediği gibi kalın değildi beyler, spor filan yapıyordum ama daha çok bebeyiz yani, üni 1 de 65 kilo 175 boy filandım, evet zayıf göstermiyordum ama öyle iltifat konusu yapılacak bir durum da yoktu yani..mal işte.. -
54.
+54 -1http://fizy.com/tr#s/1ajbal
hayal kurmak güzeldir,
ama pek azı gerçek olur.
3 haftalık kesintisiz tatil planım, biri, o dıbına röveşata attıklarımın yüzünden olmak üzere iki dersten kalmam ve dolayışıyla bütünlemelere gelecek olmamdan ötürü yatmıştı..
işin iyi tarafı, mine yi görebilecektim zira bizim tembel tenekenin de 3 tane büt ü vardı.
evdeki bir buçuk haftada, artık orta okullu olan kardeşimle bol bol eğlenip vakit geçirmiş, anneannemin dizinde, elinden elma-mandalina yemiş, annemle bol bol gırgır yapmış, babamla gezip tozmuştum.
bizimkiler beni çok özlemişlerdi, babamı çok severim ben beyler, ama çok fazla vakit geçiremezdik işleri yüzünden. benim gelişim dolayısıyla patronundan izin almış, bir hafta boyunca o avm senin bu mekan senin gezip durduk, bazısında tüm aile de bize eşlik etti.
bilardo challenge ını kabul ettim, elime verdi, ağzıma sıçtı, dalgasını geçti..hayvanat bahçesine gitti "lan tsigalko, şurdaki maymun sana çok benziyor oğlum hişşt bak bak" diye taşağını filan yaptı..piknik yaptık, fener maçı izledik, küfrettik.
ağır fenerliyimdir ben bu arada *
annem, kız konusunu açtı, güzel bir dille, "beni arkadaş olarak görüyormuş" filan diye anlattım, geçiştirmeye çalıştım. mevzunun tamdıbını sıçıp kadını üzmeye gerek yoktu..ama ana yüreği, yine de oğlunun acısını farketmiş olacaktı ki o da oyunuma ortak olup,
"aman be oğlum, zaten daha ilk yıldan ciddi kız ciddi kız diye saplanıp ne yapacaksın? gez toz eğlen, daha ne kızlar görürsün" diye çapkınca öğütlerde bulunmuştu.
anneanne..seni çok seviyorum canım benim..
bebişim, sana da orta okul üniforması çok yakıştı be * fıstık olacak bu kız ilerde, başım belada..
mine..aradığım mısın? bulduğum musun bilmiyorum..ama tek bildiğim bizim ortak bir sevgiyi hak ettiğimiz, ve eğer senin hislerini de yanlış çözümlemediysem, kendi adıma bunu sağlamak için elimden geleni yapacağım...
okan..aslan kardeşim..ikinci hafta bir büt de sana kısmetmiş demek * ben de varım merak etme, gene işimiz iş..
tolga..başın sağolsun kardeşim..
ebru..üzgünüm senin için..
ceren... neyse cereni gibtir et..
nilay, iyi ki seni tanımışım, mineyle evlenirsek nedimesi sensin * bir de kızdan kanka olmaz derler peehh..
ayşen, ozan... huur çocuğusunuz.. -
55.
+54 -1http://fizy.com/#s/1gkr1h
"herşeye karşın herkes sevdiğini öldürür. kimi bunu sert bakışıyla yapar, kimi de yüze gülen bir sözcükle, korkak kişi bunu bir öpücükle, cesur adam bir gibisle.."
tsigalko ebrudan ayrilicak mi?
"sana soylemem gereken bisey var.."
ceydanin arkasindaki gucler ortaya cikiyor
"istedigini aldin simdi mutlu musun soyle!"
yoksa tsi milli mi oluyor?
"lanet olsun bu ses de ne"
turbanli kizin cemaatle baglantisi mi var?
"tsigalko kardees"
okandan mesaj mi var?
ozan picini bekleyen inanilmaz supriz
"ben boyle olsun istememistim"
ortam iyice geriliyor
"alper sana karisma dedim!"
tsi bu sefer kendisiyle yuzlesebilcek mi?
"tavana baktim ve.."
zenciler nerede?
"what the fuck is going on!?"
hepsi
ve daha fazlasi
birazdan
"benim sevdiceğim olacak avrat böyle taşı sıkmalı, suyuna ekmek banmalı"
cerenin aysen2nin ebrunun ve ceydanin fortcusundan
nasil pic oldum on incisozluk
"bir gibisin hayatinizi degistirecegini bilseniz yine de pesinden gider miydiniz?" * -
56.
+52 -1http://fizy.com/tr#s/1ai68vTümünü Göster
son şarkımız ve son iki partımız.
odaya girdim bir de ne göreyim? gibikler 7-8 kişi doluşmuşlar, benim yatakta 3 kişi var, yuh aq..
küfür çekip, don atlet, bornoz filan ne varsa yanıma alıp kendimi banyoya attım, bir de poşet aldım..üzerimdekileri tıkıcam malum artık yıkanana kadar giyilmez onlar..
duşa girdim..
sıcak su..
yeniden tek başımayım..tek başına kalmayalı fazladan bir kaç saat oldu..normalde her gece olduğu gibi o gece de yatağımda kendi kendimi gibiyor olmalıydım, kendi ruhumun dıbına koymam gerekirdi..fazladan bir kaç saat..
duşun altında şampuana, jel e abanırken, bir yandan da ayılmaya çalışıyorum ama nafile..çıkınca yatacak bir yer bulup acile şartelleri indirmem lazım..bu günü sindirmem kolay olmayacak..
beyler size şunu söylemeliyim,
insanlar aldatılınca, kırılınca, yenilince, ya da ne bileyim buna benzer bir şeyler olduğunda,
her zaman ama her zaman, kendini bazen fiziksel, bazen de duygusal anlamda (bazen her iki anlamda birden) geliştirme, güçlendirme hevesine kapılıveriyor.. ama gerçek şu ki, bu olay öyle filmlerdeki gibi, arkanızda eye of the tiger çalarken rocky gibi çimento kovaları taşımak gibi olmuyor,
arkada hareketli bir müzik eşliğinde, kalbinizi kıranlardan öç almak için, bir andan ayna karşısında mükemmel insana dönüşemiyorsunuz, ortalığı gibip atarak, onu kıskandıramıyor ve sonunda da onu pişman edemiyorsunuz..
onlar sadece filmlerde oluyor, buna emin olun..öyle "ben değişiyorum abi"..ya da " ben değiştim! yaşasın yeni kral" demekle olmuyor bu iş,
bir insanın gerçekten değişebilmesi, hele ki olduğundan, yaradılışından çok daha farklı bir klasmana geçmesi, yıllarını alabilir ve tüm bunlara rağmen bu dönüşümü tam olarak gerçekleştiremeyerek, iki arada bir derede, ruhu ve bedeni demoralize huurlar gibi ta orta yerde bir yerlerde kalabilir.
benim durumunun da böyle olmasından korkuyordum..
biriniz yazmıştı o büyülü cümleyi, o yazmasa, şimdi ilk ben yazıyor olacaktım,
evet.."bin olunmaz, doğulur"du malesef.. hayatın acı gerçeklerinin bir başka örneği daha..
neyse..ben bu karmaşık kafa halinde epey bir süre kaldım suyun altında..
dışarı çıktığımda sanki yeniden gerçek dünyaya adım atmış gibi hissettim..
boş bir oda buldum.. ve herhangi bir şeyi daha fazla düşünmeyerek gördüğüm ilk yatağın üzerine kendimi bıraktım.. -
57.
+50 -2sonraki günler gene malum, okul başladı, benim ebruyla olan imtihanım da başladı.. benim grup dediğim topluluk daha ilk aydan gevşemeye başlamıştı bile, bunun tetikleyicisi de istemeden de olsa ben olmuştum sanırım zira biliyorsunuz sigara dumanına karşı aşırı bir zaafım vardı ve artık resmen ayaklarım geri geri gitmeye başlamıştı bunlarla takılma vakti geldiğinde,
kendimi biraz gruptan biraz soyutladım, önce 2 ara da bir yanlarına gitmeye başlarken sonradan günde tek sefere filan düşürdüm.. yalnız garip olan, o ara ebru da benimle beraber hareket ediyordu. ben gitmiyorum diye o da gitmiyor, ben nereye gitsem de peşimden geliyordu.
öyle ki artık tuvalete giderken filan kızdan izin almaya başlamıştım aq, yani söylemesem kapının önüne kadar benle gelecek.. neyse, biz bunla baya baya artık ikimiz takılıyoruz, tabi ben o ara ayşen in yanına gidemiyorum doğru dürüst, kuduruyorum tabi sinirden. ama yanımda başka hatun varken de onun yanına gitsem aşırı ayıp olacak biliyorum (o zamanlar böyle şeylere çok dikkat ederdim).
ben bilerek bundan kurtulayım diye her arada başka yere gidiyorum, bir o kafe bir bu kafe dolaşıyorum, bir kere oturduğum banka bir daha oturmuyorum, paso uzaklaşmaya çalışıyorum, ama bu da zombi gibi peşimde, e gibtir git de diyemem ya..
yalnız o ara dikkatimi çeken başka bir şey oldu, acaba sebebi benim okulda farklı kişilerle takılmam mıydı bilmiyorum ama ayşen, dışarda gösterdiği samimiyetin 4 te 1 ini bile göstermiyordu okulda, sabahları güç bela selamlaşıyordum, bir de günde 1 kere resmen kaçamak yaparak yanına gidiyordum o kadar.. hatta bir ara o kadar soğuk davranıyormuş gibi geldi ki, "gel çıkıp dolaşalım biraz?" deme cesaretini bile gösteremedim, yüz bulamadım yani.
bir gün yine ebru peşime takılmış, öğlen arası, biz zaten derste tenefüste yapışık ikiz moduna bağlamış durumdayız resmen ama işin tuhafı, hatunla hiç de bir şey paylaşmıyoruz doğru düzgün aq..sadece kuyruk gibi geziyor peşimde, doğru düzgün konuşamıyoruz bile..
neyse işte, bir gün öğle arası yine bunlayız, dedim bakalım bir deneyeyim şunu, amacı ne, bizim binadan en uzakta olan kantine (kafe de denebilir) doğru yola çıktım, bir şekilde kışkırtacak, konuşmak zorunda bırakacaktım onu.. bakalım taşın altından ne çıkacaktı.. -
58.
+7 -45özet:baban anneni gibti ve birdaha da gelmedi. uzatmana gerek yok bu kadar
-
59.
+51 -1o an kafamı duvara vurarak patlatmak istemiştim,Tümünü Göster
niye gitmiyorsun lan işte, kız çağırmış..sen gitmezsen elin bini gider.. köpek gibi aşık olan sensin, o olsa olsa hoşlanıyor en fazla... salak herif, sen kime trip yapıyorsun? kimle polemiğe giriyorsun??
gittim sıraya oturdum, burnumdan soluyorum.
biraz zaman geçti, baktım sol tarafımda bir karaltı, "naaberr?" dedi, döndüm, kaşar ceren..hah bir sen ekgibsin..
"nasıldı bayraaam?"
o an "sana ne yarrrrraaam!" diye haykırabilmek için pek çok şey verebilirdim..ama öyle olmuyor tabi.
"iyi, gittik geldik işte" dedim en duygusuz ses tonumla.
"oturiyim mii?" dedi, kafa salladım "farketmez" gibisinden,
oturdu bu, "bana sözün var biliyorsun demi, ne zaman çıkıyoruz?"
benim kan beynime sıçradı, "hatırlamıyorum öyle bir söz ben?"
-"aaa ta ne zaman konuştuk? yan çizmek yok baak, hiç bi yer bilmiyorum benn, bu akşam bir turlayalım?"
-"ya ceren dün geldim ben, ölüyorum yorgunluktan, tamam bir ara gezeriz ama bu gece biraz dinlenmem lazım"
-"haa doğru yaa, sen dün geldin demiğğ, ben cumartesiden geldim de*, son güne bırakınca böyle yorgun olmiyim diye"
-"iyi yapmışın bak ben o kadar zekice düşünemedim işte" diye taşağa vurdum,
-"hadi bee, çok fenasın" diye kısa bir kahkaha atıp yalandan ittirir gibi yaptı..
sinirli sinirli gülmekle yetindim bende... elin oç u dışarda ayşenle gezerken ben de burda ortalık mallarıyla fingirdeşiyordum.. harbi bravo sana be.. valla bravo tsigalko.. altıpastan nasıl taça vurulur, birebir gösteriyorsun.. ibretliksin aq..
biraz daha lak lak ettikten sonra ceren i şaka görünümlü ama aslında gerçek bir şekilde kovdum yanımda "hadi kızım senin sıran yok mu, arkadaşlarım ayakta bekliyor bak" filan deyip. harbiden de o ara ebru gelmiş, tahtanın orda tebeşirlerle oynuyordu.
bunu gibtir edince, ebru geldi oturdu,
"çok şeker bir kız bu, ben de bayramdan önce tanışmıştım" dedi..lan sana fikrini soran oldu mu?
-"yaa evet, bal damlıyor" dedim bozuk bozuk..
-"ne var bee, sen de kimseyi beğenmiyorsun haa" deyip güldü.
-"her güne senle başlayınca diğer kızlar çirkin kalıyor" ya da buna benzer bir şey dedim. beyler bu kısmı not alın bir yere.. ibret olsun. diyen ağzıma sıçmak istiyorum çünkü.
bu sefer bu, hayretle karışık bir kahkaha koyup "hadi yaa, vay be ben neymişim" diye şımarmış taklidi yaptı. ama benim aklım hala az önce sarfettiğim salak cümlede,
o zaman epey kızmıştım kendime çünkü daha bunun gibi çok halt yedim beyler, ama şimdi düşününce anlıyorum ki, diğer kızlara karşı ağzından kaçan iltifatlar vb. sözler, aslında ayşen e demek istediğim ama bir türlü anına denk getiremediğim cümlelermiş.
ona diyemediklerimi, ya da diyeceklerimi diğer hatunların üzerinde bir nevi prova ediyormuşum. -
60.
+50 -2bi muz yeyip geliyorum hemen
-
61.
+50 -2oncelikle yorumlarinizi okumaya devam ediyorum iyi kotu herkese tesekkurler..Tümünü Göster
bugun de uzun uzun 2 3 partimiz var.
sarkimiz gelsin,
http://fizy.com/#s/3dfl1r
nerde kalmisdik?
gunesim mine aslinda gunes isinlarinin nasilda zararli oldugunu bana gosterircesine onumde parliyordu ve son vurusunu yapmisdi..
yildizlar yok olmadan once devasa boyutlara ulasir ya iste oyle onumde buyudukce buyuyor bense ayni senaryoyu bu sefer onun goturdugu kafede deplasmanda yasiyorum. gunesim patlamaya hazirdi ve biliyorum ki patladiktan sonra olusturdugu karadelige mutlulugumu umutlarimi da alicak.
duydugum sozler kafamda yankilaniyordu o an hic bisey dusunemez bi haldeydim beyler hani beklemediginiz olaylar basiniza geldiginde donup kalirsiniz hic bisey dusunemezsiniz ya. bos bos bakarsiniz iste kafamda aynen oyle bosdu ve bu boslukta yankilaniyordu duyduklarim.
ne zamandir birliktesiniz siz ?
ben ne yapmisdim ki, bu mutlulugumuz sonmusdu.
3-5 mimik miydi herseyi belirleyen. bu kadar kolay miydi yasadiklarimizi, yasiyacaklarimizi bitirmek?
sonrasinda gidip gonlunu almamis miydim?
dudaklarimiz yalan soyledi de, gozlerimiz de baglanmamis miydi birbirine?
peki ya herzaman birbirini tamamlayan, birbirine sarilan bizden once davranan ruhlarimiz?
hepsi bir anlik heves miydi?
daha once de demisdim beyler iyi gunde, mutlu anda paylasilanlar tutkal gibidir ufak bir yagmur gordumu hemen dagalir diye. mine de benim dostumdu ilk tartismamizda kafeden gitmisdi ve ayni uhuyla yapistirilan sey bi kere ayrilinca ne kadar deneseniz de tutmaz ya hatta bikac saniye tutar sonra tekrar ayrilir..
mine bulutlu gozlerle bana bakmaya devam etti. icinde bulundugum durumu anlamisti ve kendime gelmem icin bana zaman veriyodu. bir taksor edasiyla yerdeki rakibinin kalkmasini bekliyordu. bense coktan havlu atmistim bile..
sonrasinda bilincsiz bi sekilde agzimdan suan da kendime bakip anlam veremedigim sozler dokuldu:
"ne demek istiyorsun acik acik soyle"
ben daha cumlemi bitirirken avinin hamle yapmasini bekleyen bir ayi gibi * sinegin ucmasini bekleyen kurbaga gibi * konusmaya basladi;
"tamam ozaman tsigalkocugum * * madem acik olmami istiyorsun, ben herseyi basindan beri biliyodum sozde 'arkadaslarinla' yaptigin o ufak kacamaklari yurda cagirdiklarini, hepsini biliyorum.
neden yaptin bana bunu tsigalko neden? tamam zenci degilim okadar zenci gelsin beni gibsin ben de isterim ama
neden boylesin?
boyle olmak zorunda misin?"
o uzun uzadiya konusurken yasadklarimiz mutlu anlarimiz slayt gosterisi gibi gozumun onune geliyordu zencilerin beni gibisi agzima verisi 3unu bi arada alisim..
benim de gozlerim dolmusdu beyler *..
evet beyler mine herseyi biliyordu.. geceleri kacamak zenci bulusmalarimizi zenci kankalarimla oynadigimiz kucuk oyunlari..
herseyi biliyordu..
onumde cok onemli bir yol ayrimi vardi.. ya minenin kalbini alicaktim ya da zenciler beni gibicekti..
hayatimin donum noktasiydi ve aslinda hangisini secicegim coktan belliydi.. -
62.
+45 -6
-
63.
+51bira : ✔
çerez : ✔
peçete : ✔ (nolur nolmaz)
basla reyiz -
64.
+50okula vardık ben bir yandan da inşallah bugün gelir diyorum içimden, zira dün hiç mesajlaşmamıştık.Tümünü Göster
bu arada mesajlaşmak demişken, ceren de 3-5 kere mesaj attı bayram boyunca, hepsinde kısa kesmeye çalıştım ama bir şekilde tehlike yaratacak kadar samimi olmuştu benle. ebru ise sadece bayram mesajı attı.
sınıfa girdim, duvar kenarındaki klagib yerlerimden birine oturdum, normalde çantayı filan koyar derse 1-2 dakika kala gelirdim ama bugün canım dışarı çıkmak istemedi, midem bulanır gibiydi, soluk borumdan yukarıya doğru anlam veremediğim bir basınç, bir üşüme.. ellerim buz gibi olmuştu ama yüzüm filan yanıyor.. arada ürperiyorum..lan böyle bir duygu yok aq beyler.. aşk-neredeyse elle tutulabilir, gözle görülebilir bir şekilde etkisine almıştı beni. böyle sanki aldığım nefes yetmiyor, daha fazla alasım var, boynum ensem ateş gibi, ciğerlerim gıdıklanıyor resmen.. dayanılır gibi değil.
tabi bunlara ek olarak da sebepsiz bir mutluluk, gülümseme hissi, hani sanki ayağa kalksam ayaklarım havada yüzecek o derece bir his, ha uçtum ha uçacağım.
ben böyle heyecandan geberedururken, sınıf da dolmaya başladı. bizim tayfa filan geldiler, onlardan bir süre sonra ebruyla okan geldi, hafif garipsedim bu durumu ama hoşuma da gitti, lan dedim okan şu hatunu ayartsa da başımdan alsa, hem yakışırlar birbirlerine ne güzel, ikisi de güzel tipler sonuçta.
ben bizimkine gel yanıma gibisinden işaret ediyordum ki ebru geldi çat diye oturdu bile yanıma aq..benim el havada kaldı o an..neyse dedim içimden,
"okan mı gelcekti?" dedi ebru,
"yo ya tamam önemli değil" diye geçiştirdim..
o ara ayşen de geldi, sırasına oturana kadar bunu izledim, baktığımı görünce gülümseyip el salladı, ben de göz kırptım. ebru önce ondan tarafa sonra bana tip tip bakıp "allah allah??" dercesine ağız büktü. "ne var?" dedim. "hiiç, bu kızla mı şeysin sen?"
-"seni ilgilendirmez" diye postayı koydum anında. kaşını gözünü oynattı sustu kaldı ondan sonra da..
ben kızın yanına gideyim mi gitmeyeyim mi diye düşünürken, tam gitmeye yeltenmiştim ki hoca hazretleri teşrif etti.. kaldım sıramda.
öyle gider gibi yapıp züt gibi kalınca, ebrunun ince ince güldüğünü gördüm göz ucuyla..dur dedim.. dıbına koyucam ben şimdi senin..
o ara sınıf hala uğultulu, hoca bayram mayram mevzusunu açtı.. hafif bir kargaşa var, her yerden biri atlıyor filan.
ben de hem biraz makara yapayım, keyfim yerine gelsin, hem de az önceki kıllıklarının acısını çıkarayım diye,
ebruya doğru hafifce eğilip,
"sahi ozan nerde ya bugün? yanına oturamamış?" deyip gevrek gevrek sırıttım. kız böyle 2-3 saniye yüzüme baktıktan sonra, yine ifadesiz moduna girip,
"bak bugün orda" diye cam kenarını işaret etti.
anaaa, lan hiç görmemişim, ozi bugün de gitmiş ayşen in arkasına oturmuş.. biraz izledim o tarafı, sınıfta zaten bayram muhabbetine epey kaynaşık, bu salak da bir şey söyleyip duruyor, etrafındakileri filan güldürmeye çabalıyor işte, bilirsiniz tipik durumlar bunlar işte.
bir baktık orada harbiden bir kaynaşma, muhabbet var, ayşen le filan da gülüşüyorlar, bu omzuna dokunup bir şey dedi bir ara, benimki koptu..
herhalde 5 dakika izledim onları robot gibi..ama inanın etrafımda başka ne oluyor farkında değilim, o ara beni izleyen bir başkası varsa "oha lan çocuğa inme indi galiba" filan demiş olabilir -ki yanıbaşımda bir adet izleyici mevcuttu zaten-
sonra hoca dedi, tamam çocuklar derse geçiyoruz, ebru da bana "hadi bak hoca tahtaya yazıyo" deyip dürttü hafifçe..
ben gene sinirlendim buna, sanane amk? ama bir şey demeden önüme döndüm, bu sefer de deftere kaleme bakarken dalıp gitmişim... ne oluyordu lan orda öyle? benim hatunla 2 aydır olayım var, ben bu kadar samimiyet gösteri yapmıyorum.. ozan bini sen ne ayaksın lan? -
65.
+50aynı anda boşaldık panpa reserved
-
66.
+47 -2yürümeye başladık, biraz ilerde ağaçların içinde güzel bir çay bahçesi var, oraya zütürdüm bunları, oturduk ada çayı içiyoruz, ben paso bunun gözlerinin içine bakıyorum konuşurken,
gerçi genelde o konuşuyor bıcır bıcır aq o kadar sevimli ki..hiç susmasın istiyorum, zaten öyle zamanlarda masada isterse 100 kişi olsun yine de varlığını unuturdum onların, o yüzden artık o kadar da kötü hissetmiyordum tek gelmediği için.
gene muhabbet koyu, ben biliyorum ki biz artık ciddi anlamda flört ediyoruz zira kimse normal arkadaşına inciğine cinciğine varıncaya kadar anlatmaz hayatını.. yedi ceddisine kadar tanıdık birbirimizi..ama bir türlü malum konulara giremiyoruz,
o konuları açması gereken benim tabi malum, yük erkeğin omuzlarında, ama ben de rahat olamıyorum bir türlü, ne vardı yani şurada baş başa olsaydık..
çift olarak gelmeyi o mu istedi, yoksa öbür kancık mı yapıştı bilemiyorum ama şunu söyleyebilirim ki, bunu isteyerek yapan kızlar genelde özgüvensiz tipler oluyorlar. zira sizinle baş başa kaldığında açılabilecek konuların tamdıbına karşı yüreklice cevaplar vermeyi gözleri yemiyor, yanlarında her daim sığınacak bir liman, tutunacak bir dal istiyorlar-ki bu tarz durumlarda bu 3. kişiyi devreye sokup konuyu değiştirebilsinler.
ben de o konulara hiç girmedim, giremedim, çünkü zaten biliyorum ki ben açtığım anda kapacak mevzu, sohbetin rotası bir şekilde 3. kişi vasıtasıyla değiştirilecek.. -
67.
+44 -4sıraya oturdum, ebrunun surat gene eski haline dönmüş, somurtuyor denemez, yani, ifadesiz.. neden bilmiyorum ama kız benden inanılmaz çekiniyordu beyler, o kadar üstüne gittiğim zamanlar olmuştu, sonradan da oldu, ama 4 sene boyunca bir kere bile tersleyemedi beni, hep alttan aldı..bu da biraz spoiler gibi oldu ama olsun.. sonuçta her şeyi anlatacağım sıra sıra.. vakit bol.Tümünü Göster
biraz sınıftan ve kendimden bahsedeyim.. bizim sınıf -tam olarak hiç bir zaman bilemedim çünkü saymadım- 65-70 kişi kadardı, bu nüfusun 45-50 tanesi kız, açıkcası ilk zamanlar kızlara hiç ama hiç dikkatli gözlerle bakmamıştım zira benim gözümün gerçek anlamda gördüğü tek kız, hatta tek insan ayşen di.
ilk 2 ay ayşen, kankası ve bizim tayfa haricinde kimseyle tanışamadım desem yeridir. zaten tanışmak da istemedim, tanıdıklarım fazlasıyla yeterdi bana, hele ki bir tanesi.. tüm dünyama bedel olmuştu artık.
erkekler 20 kişi kadardı, bizim tayfayı çıkarınca geriye kalanlardan 5 tanesi filan bariz pokemondu aq..sınıfın içinde güreşmeden tutun da derste birbirleriyle kağıt savaşına kadar her türlü ergen hareketini hala bünyelerinde barındırıyorlardı..bir 5 tanesi de köylünün tekiydi, yalnız köylü dediysem, yanlış anlaşılmasın, yani kültürsüz ve bir şey paylaşılamayacak, ortalama bir insana bir şeyler katamayacak insan anlamında diyorum.
yoksa ben de köylüyüm aq, anam da köyden çıkma babam da..yanlış anlama olmasın.
geriye kalanlardan da bazısı inek modunda, bir tanesi aşırı sessiz, bir tane de kırık vardı eğer sonradan yanlış gözlemlemediysem *
anlayacağınız sınıfta eli ayağı düzgün, kafası yerinde olan 3-5 adamdan biriydim denebilir, ha kime göre neye göre derseniz, bunun bir ölçüsü yok tabi, kimse kendine "ben kötüyüm" demez.
hazır konu gelmişken, kendimden de bahsedecek olursam, eh ruhsal yapımı siz az çok biliyorsunuz zaten, şimdiki halimin bir kaç katı toyluk ve saflık eklerseniz o zamanki ben e rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
fiziksel olarak da, kitleleri peşinden sürükleyecek tarzda bir popstar ışığım olmasa da eli ayağı düzgün bir adamım, çok şükür. aynaya baktığımda gördüğüm yüzü seviyorum ki zaten bence en önemlisi de bu. eğer hala lise ya da üni de olsam ifşa babında caps paylaşırdım ama artık yaşını-işini almış bir adam olarak bu toplara girmek niyetinde değilim.
her neyse, siz beni de kendinizden bilin işte, zaten o kadar da önemli değil kişiler ya da görünüşler.. önemli olan yaşadıklarımızın bize hissettirdikleri. -
68.
+48gecenin son iki partı olsun,Tümünü Göster
http://fizy.com/tr#s/3e3b3h
az önce söylediğim gibi, vizeler geldi, o ara ayşenle filan hiç çıkamadık ama epey mesajlaşıyoruz, aq doğru düzgün görüşememek beni çıldırtıyor resmen, yanağım yanağına değmeyeli, kolu koluma girmeyeli günler geçmiş..adam gibi gözlerinin içine baka baka konuşamamışım bile kaç gündür..
bir gün iki sınavımız vardı, biri saat 1 de biri ta 5 te..
ilkine girdik, ikincisini bekleyeceğiz tabi, lan o ara benim aklımda bir şimşek çakmasın mı? dedim oğlum işte al sana görüşme fırsatı, git sınav saatine kadar ders çalışma ayağına kızla takıl??
tam aklıma gelen müthiş planımı * uygulamak adına bu yönde harekete geçmişti ki, okan geldi "abi acıktım ben, gel bir şeyler yiyelim he?" dedi.
tabi yeterince samimi olduğumuz için, kırılmayacağını bildiğimden, aga dedim ben böyle böyle, kızın yanına gideyim de biraz zaman geçirelim, kaç gündür doğru dürüst konuşamadık dedim.
o da bu sefer, "tamam ya, iki dakka da yeriz ordan da geçersin işte, daha 2-3 saat vakit var sınava" deyince, üsteleyemedim daha fazla, "iyi aq dedim..gene hangi kızı gösterecen bana doğru söyle? * "
bu bin ne zaman hatunun birini gözüne kestirse anında beni de kapar menziline girerdi, ben bir nevi canlı kalkan görevi görüyordum yani..amk terzi kendi söküğünü dikemez derler işte be kankam, bana güzel akıl veriyon, iyi motive ediyon da, kendine gelince patlıyorsun işte *
neyse gittik büyük kantine, bir şeyler söyledik, aldık, bir baktım masanın birinde bizim tayfa doluşmuş, epey kalabalık masaları birleştirmişler, yani 8-10 kişi var, tanımadığım 2-3 kişi daha var filan, "gel şunların yanına gidek, gördüler, ayıp olmasın" dedi benimki,
neyse gittik oturdum, serhatla, gruptaki diğer hatunlarla filan aynı masaya oturmayalı haftalar olmuş aq..1-2 tanesi hesap sorar gibi baktı ama giblemedim açıkcası, zira o ara gözümün önünde çok daha renkli bir manzara vardı,
ebru, yanında da ozan olacak kavat, masada yan yana oturmuşlar ( daha doğrusu muhtemelen ozan gelip bunun yanına çöreklenmiş diyelim). ebru giblemiyor havasında, ne beni ne onu (ha ha), kavatın surat 5 karış..
masada da muhabbet dönüyor ama ortam müthiş gergin yani, muhtemelen hem ben geldim diye, hem de bizden önce de bir şeyler olmuş belli.
oturduk okanla yan yana bizde, yiyoruz tavuk ekmeğimizi, o ara gene konuşmalar filan böyle, nedendir bilmem ama o dallamaları öyle gıcık olmuş görünce çok hoşuma gitti lan..valla..rahatsızlıklarından beslendim resmen, kendi kendime sırıtıcam utanmasam.
sonra bu ozan hıyarı bir şeyler dedi, bizim ebru geçiştirdi, ben tam duymadım ne oldu ama sonra birden bire, bu hıyar kollarını bağlayıp "ya işte hep böyle yapıyorsun, hiç konuşmayayım ben!" diye yüksekçe sesle trip atmasın mı?
anaa..resmen karşımızda kolları molları çaprazladı böyle, çocuk gibi somurtuyor, ebru,
"ne oldu ozan gene ya, sen neden böyle yapıyorsun? ben da anlamadım valla" gibisinden yarı giblemez yarı çocuk gönlü alırcasına cümleler filan kuruyor.
ahaha, masada panayır var resmen..kocaaa eşşek kadar adam, bebek taklidi ve çocuk somurtkanlığıyla kendini acındırmaya ilgi çekmeye çalışıyor. yemin ediyorum o an içten içe de utandım yani bir erkek olarak..adam dediğin kendini o durumlara düşürmemeli abi,insanda biraz yüz olmalı, onur olmalı..kızdan postayı yemişsin işte, hala daha zütünden ayrılmıyor, bir de bebeklik yapıyorsun yanında.
bu böyle "banane banane" tarzı hareketlere devam edince,
"aman tamam ya, ben anlayamadım seni zaten bir türlü" deyip "deli midir nedir?" dercesine güldü ebru..acayip mimiklere girdi.
o ara biz okanla masa altından birbirimizi tekmeliyoruz paso , zütümüzle gülecez, gülemiyoruz, ağzımız zaten tavuk dolu, gözlerimden yaş gelecekti nerdeyse.. o ortamın ve masadaki atmosferin reziliğini görmeniz lazımdı beyler..vallahi utandım ya.. -
69.
+47 -1olmaz olsun böyle aşk yaa panpa nedir çektiğin çile amk gez dolaş, "biz olamayız" senin hakkettiğin cevap değildi amk anlatıklarına bakarsak. ama sen bunun altında kalmamışındır ebru var kenarda olmadı motor ceren amk.
-
70.
+32 -16http://fizy.com/tr#s/2b6q5q
son part beyler yatıcam
evet mine benimle içmeye gelicekdi beyler içmek için mineyi okanla takıldığımız yere zütürdüm tabi hemen okanla anılarımız canlandı kafamda daha çok
dertlendim adeta gözlerim doldu yüzüm bozulmuşdu mine üzülme hayatım diyerek gözümdeki yaşları elleriyle sildi..
içmeye başlamışdık mine ile ben sarhoş olmamışdım ama mine bi kaç kadehden sonra sarhoş olmaya başlamışdı ben uyardım yeter bu kadar sana diye ama o
devam dedi tamam dedim ve içmeye devam ettik içerken hiç konuşmuyorduk adeta gözlerimiz birbirimize kitlenmişdi aslında gözlerimiz konuşuyordu dertleşiyordu..
evet beyler mine sarhoş olmuşdu bana pek bir şey olmadı mekandan ayrılırken mine gözlerime bakarak bugun seninle uyumak istiyorum dedi ben ilk başta
tereddüt ettim ama sonrasında olabilir dedim ve size bahsetmediğim bir çocuk var okan oranın yerlisi olduğundan orada yaşayan arkadaşları vardı ve bu çocukda onlardan biriydi beni tanışdırmışdı çocugun adı can dı
canın evine zütürdüm tek yaşıyordu sağolsun kırmadı bize bir oda verdi ve evet beyler mine ile aynı yatakda baş başa el ele göz göze uyuycakdık
aklımda gibiş ile ilgili hiç bir şey yokdu sadece birlikte uyumak vardı. mine ile yatağımıza uzandık mine gözlerime bakarak seni seviyorum hayatım
dedi ve beni öpmeye başladı çok heyecanlanmışdım öpüşüyorduk yavaş bir şekilde birden odanın kapısı çaldı can bir şeyler içermisiniz diye sormak için
gelmişdi mine ben kola alırım dedi bende kola almışdım kolalırımızı içerken birden başımız dönmeye başladı ve bayıldık ikimizde uyandığımda mineyi
yatağa bağlamışlardı okan amerikaya gitmemiş mineyi zütten gibiyordu birde baktımki ozanda amdan gibmeye çalışıyor oha dememe kalmadan canda ağzına
veriyor minenin lan diye tam bağırırken arkamdan şak şak diye sesler geldiği fark ettim bide bakdımki 30 cm penisi olan zenci zütümü gibiyor ve ben tekrar bayıldım...
-
mottogirl adlı yazarın kaka deliği
-
neee 46 online mı
-
27 yasında abinizin canı amburger çektii
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 25 12 2024
-
bu nasi ev amg oglu
-
karbon ayak izi var da
-
ben tapınakçıyıım
-
erkekler olarak hesap açınca
-
mottogirl ne haber
-
bu makaras serwfsizinin yan hesabi
-
sonunda şu sözlük düzeliyor
-
melek dayının entrysi 45 dakika şukulanmamış
-
ulu önder atatürkün fotosu ile kutsayalım
-
bugüne tıklayınca server error veriyor
-
incigaleri bu foto da benden olsun
-
makaras iyi adamligi
-
iyi la 2 sene sonra twitterda tt olcaz
-
bir sözlük kızıyla seviyeli bir ilişki
-
kilosu 1000 tl haftada 1 anca
-
aşkin yaşi yoktur demiş
-
incigaleriye ilk ddos saldırısı
-
gencecik oğlanların altında bmw var
-
mottogirl
-
partnerimi elimde tutmak gibi bi derdim yok
-
adamda cuma cumali umut
-
sulandın he hemen
-
serkan inci sözlüğe şimdi bakıp ne gülüyordur
-
asgari ucret bence yeterli
-
hiç birisini ciddi manada öldürmek veya
-
zülman cinlerii
- / 2