-
2376.
+5@2007 cCc yalanina sokuyumcu tayfa cCc eger 2 yildir bu sozlukteysen dotuncu olmani aciklarmisin ersintepe gibtirgit got lalesi
-
2377.
0panpa birinci sinifin finalini mi yapacaksin iki uc geceye? zaten ustunden yedi sene gecmis oldurcen bizi meraktan :/
-
2378.
0şerefsizim pembe dizi gibi final yapar şimdi bu bin. yarağı çıkarmadan 2 gün ön sevişmeyi anlatır, 3. gün tam gibecekken evin kapısı çalar, sezon finalini de böyle yapar. kesin diyorum bak.
-
2379.
0@yalanınasokuyumcutayfa
1,5 yıl okuyucu takıldım. -
2380.
0okumaya başladım, üniversite yıllarıma zütürdün bin ağlattın beni amk. üniversiteli binler kıymetini bilin sonradan çok pişman olursunuz.
-
2381.
0reeeeseeerrrrveeeeddd
-
2382.
0behzat reiz de bitti, gelsene artık bin...
-
2383.
0sonunda yakaladım hikayeyi heyecanla bekliyoruz amk
-
2384.
+20http://fizy.com/tr#s/1dl7nyTümünü Göster
geçen akşam biraz fazla erotizme kaçtık sanırım, baştan okuyunca öyle olduğunu farkettim, ama yazarken kendimi kaptırmışım aq *
bunu o ayarda bir şeye dönüştürmeye niyetim yok, ama yine de aşk sahnelerini, gerek ilham gerekse atmosferi yaşayabilmemiz* için bundan biraz daha düşük ayarda yazmaya devam edeceğim. ferregrafi bekleyen varsa zaten boşuna takip ediyor demektir, kaldı ki sözlükte o türden ve benimkinden çok daha eğlenceli bir dile sahip yüzlerce hikaye zaten var.
neyse, dediğim gibi 1-2 volume kısmak yeter, neticede çoğumuz yetişkin insanlarız, cin ali öykülerine de döndürmeye gerek yok.
ne diyorduk? heh,
... altımda boxer, bir elimde kızın ayakları, bir elimde kızın donu, kilitlenip kalmış vaziyetteyim, yani böyle çok güzel bir yemek tabağı hazırlarsınız ya da şekilli pasta yaparsınız *, sonra onu yemeye kıyamazsınız ya, karşısına geçer izlersiniz ya..işte aynı hesap..sanki o sahneyi doyasıya izlemek ister gibiyim..geniş kalçası, lekesiz bembeyaz bacakları, yanlara kaykılmış toplu göğüsleri..şehla bakışları..rüyada gibiyim..rüyadan da öte..
ama rüyaların sonunda uyanırız..
ben yarı kitlenmiş halde, onu tamamen çırılçıplak bırakmak adına son hamlemi tamamlamaya uğraşırken, birden derin bir soluk veriş eşliğinde yüksek tonda fısıldadı.."tsigalko... dur..dur.."
beynim değil verilen komutlara göre hareket etmek, onları algılamayı bile zor becerebildiği için, ne yapmama gerektiğini anlamamış şekilde, iyice afallayarak durakladım, elim hala donu asılıp germekte..
"dur" dedi bu sefer sesli bir şekilde, elimdeki topluklarını kurtarıp bacaklarını yana devirdi, beni yarıya kadar indirmiş külodunu sert bir hamleyle tekrar bacaklarına geçirdi, yatakta bir tam tur dönüp, dizlerini kırarak ve o dizleri kollarıyla sarmalayarak yatağın başında oturur pozisyona geldi..
ben mala bağlamış durumdayım, idiot gibi kalakaldım, bir elim hala önde, üstüme çimento boşalmış gibi, heykelleşmiş duruyorum..
ayşen korkmuş gözlerle yüzüme baktı.."tsi..tsigalko..yapamam ben.."
kaşlarım havaya kalkmış olmalı..beynim tamamen boşalmış durumda, böyle bir şapşallaştım, limon emdirilen bebekler gibi ambale bir halde bakınıyorum buna..
tekrar konuştu, kegib kegib..arada derin nefesler alarak..
"yap... amam..ya..yapa... özür dilerim..özür..dilerim.."
yatağa oturdum..
hala bir şey düşünemez haldeyim, hani böyle çok talihsiz bir haber alırsınız da, bütün duyularınız kilitlenir, telefonunuz elinizden düşer, ağlamadan,itiraz etmeden, tepki vermeden, zombileşmiş gibi bir köşeye geçer oturursunuz ya..aynen öyle oturdum yatağa yanlamasına..odanın ortasına doğru bakıyorum..
bir süre öyle sessiz geçti..ayşen in hıçkırıklarıyla bölünen sessizlik dikkatimi dağıttı, ona doğru döndüm..
yalandan gözyaşları beyler..neredeyse yaş bile akmıyor..
"özür dilerim tsigalko..yapamam yani..bu..bu kadar bile yapmadım... yapamam"
evet tecrübesiz olduğunu zaten fark etmiştim az çok, eminim ceren kadar bile sevişmişliği yoktu,
ee ulaşılmaz kız ya? yani, öyle herkesle sevişmez, öpüşmez bile..amk havasına sıçtıklarım..
benim kaşım gözüm iniyor kalkıyor, az önce gözüme bir şey kaçmış da, çıkarmaya uğraşıyormuş gibi mimikler yapıyorum istemsiz olarak..
ulan bu kadar da olur mu ya? insan düşmanına yapmaz bunu..bir an önce karşımda ne vardı, şimdi ne oldu..üzerinden hiç çekilmemeliydim..teması öyle tamamen kesersen böyle ayılır işte..
ayşen biraz sakinleşti, herhalde kız beni zor kullanacağımı filan da düşündü bir ara, ama ben istesem de onu bir şeylere zorlayamazdım zira daha kendime bile hükmedemiyordum o şaşkınlık anlarından sonra..kalktı, dolabını açtı..önümde hala sadece donla dikilip bir şeyler arıyor..onu öyle görünce bir anlığına sönen ufaklık yeniden sertleşti..yüzümü asıp kafamı başka tarafa çevirdim..odanın duvarına bakıyorum hıyar gibi..
bu aldı alacağını, üzerine bir tişört, altına bir eşofman geçirdi şip-şak..karşımda tamamen giyinik, hala kaygılı ve epey dağılmış halde dikilmeye devam etti..
ben de ona baktım, fazla göz göze kalamadı, hemen kafasını çevirdi, yüzünü ekşitti..ağır utanıyor olmalıydı..beyler en başından beri diyorum ya,
karşımda güzel bir kız vardı, evet, ama aynı zamanda da çok ama çok salak bir kız vardı..bunlar kendi kendine bir şeyler ispatlamak için her taku yapabileceklerini iddia ederler ama sonra iş aniden ciddi boyuta gelince hayatın acımasızlığıyla duvara toslar gibi toslaşıp zırıldamaya başlarlar..
sonradan anne hathaway ın havoc diye bir filmini izlemiştim, ayşen in hareketleri, oradaki, önce kaşar takılan, sonra da gibince ağlayıp pişman olan salak sarışınla, ya da son anda yataktan dönen hathaway ile birebir aynıydı aq..yani filmi ben çeksem anca o kadar benzer o sahneler...
demek ki bu işler hep böyle..
iç çekip ayağa dikildim..yanımda büzülünce birden o beygir gibi yakıp yıkıcı hatun, bir anda küçük bir kız çocuğuna dönüşüvermişti..ürkek bakışlarını üzerimden çekmeden, son bir şeyler daha söyleme ihtiyacı duydu,
"daha önce yapmadım ben, ilki böyle olsun istemiyorum..özür dilerim..cidden"..ağlak ses tonunu mimikleriyle destekledi..
ben ifadesiz bir yüzle,
"tuvalet ne tarafta?" diye sordum..gidip asılıcam, yoksa o gece uyutmaz beni o taşak ağrısı..
gösterdi, "duş da alabilirsin istersen? havlu vereyim?" diye, yardımsever ev sahibesi modunda sordu..
olur tabi, alırım..parayı da çıkarken komidinin yanına bırakıver..
ulan gibmeye geldiğim evde, kendimi gibilmiş gibi hissediyordum be resmen..eve eskort çağırırsınız ya, aha aynı o durum... resmen gibildim, şimdi o postaların üzerine bir de duş alıcam, ayşen de ücretimi verecek, defolup gidicem... aynen böyle hissediyorum..
sinirim yeni yeni gelmeye başlamıştı..beynim normale anca dönüyordu..
canım istemeye istemeye attırıp duş aldım..
kapıya havlu getirdi, kapının arkasından uzatıyor..
ulan senin ben dıbına koyayım, daha yarım saat önce ikimizde neredeyse çırılçıplakken altımda inleyen sen değil miydin? şimdi güya utangaçlık taslıyor...
iyice sinir oldu, banyonun içinde kendi kendime homurdanıyorum...
hızlıca kurulandım, giyindim çıktım,
odasına gitmedim, direkt koridora çıktım, bu gördü aralıktan,
"nereye?"
"e..gidiyim ben.." amın evladı daha oturacak yüz mü bıraktın..yanıma geldi, "bir şey unutmadın demi içerde?"
"yok..yok.."
ben öyle bozuk bozuk tavırlara girince, tekrar,
"tsigalko gerçekten üzgünüm..bu kadar bile ol... yani..ya.." gene ağlamaya başlayacakmış havasına girdi,
kadınlar için en kestirme kaçış yolu
"tamam sorun değil" deyip geçiştirdim duygusuzca..ceketimi askılıktan alıp sırtıma geçirdim, dönüp ardıma bile bakmadan kapıyı açıp daireden çıktım, arkamdan,
"tamam, görüşürüz" dedi çegingen bir sesle..
nah görüşürüz..
nah..
tepki bile vermeksizin, merdivenleri kullanarak katları indim ve gecenin bilmem kaçı, sabaha karşı kendimi sokağa attım...
hafif soğuk olan havada, ellerimi ceplerime sokmuş, kendi kendime alçak sesle küfrede konuşa, o üşüyen insanlara özgü, hızlı-kısa adımlarla yürümeye başladım..bu saatte merkeze minibüs yoktur..yürümeye kalkarsam kurt-kuş giber... gece eğlendiğimiz yere gidip, o çeşit çeşit dükkanların arasında açık bir çorbacı aramaya ve sabaha kadar oyalanmaya karar verdim..
neden sonra telefona elimi atmak geldi..ulan öyle bir dalmışım ki hatuna ve geceye, dış dünyayı tamamen unutmuşum..baktım, bir sürü mesaj..cevapsız aramalar..
"gerçek dünyaya hoş geldin"
ee, rüya bitmişti... bu gecenin ve ayşenin dışında da bir dünyam, orada bana ait olan sorumluluklar ve beni düşünen insanlar vardı..ve bunun da etkisiyle, çorbacıda mercimeğimi yudumlarken, kızgınlık ve hayal kırıklığının yerini, pişmanlık ve endişe benzeri duygular aldı..
rüya, bitmişti.. -
2385.
0vay amk direkten döndü hatuna bak amk sinirlendirdi benide
-
2386.
+19budamı gol değil amk
-
2387.
+5tgibalgo hala yurda dönmeye çalışıyorsun aq.o saatte açık kerhane arasaydın kendine
-
2388.
+5hay gibiyim moralim bozuldu lan birden. gibişin olmamasını gibtir et hatunun tavrı çok iğrenç lan sinir yaptım amk
-
2389.
+2vay amk harbi gibicen sandım bi an için ben de
-
2390.
+15http://fizy.com/tr#s/1dl8elTümünü Göster
çorbacıda gün ışıyıncaya kadar oyalandım..
o ara kafamda biraz hesap yapmaya da vaktim olmuştu..
telefon demiştik, mesajlar, çağrılar demiştik..kimlerden gelmişti,
ebru dan bir kaç mesaj, 2 çağrı..annemden bir çağrı..tolgadan 1 mesaj..tolga ve anneminkileri pek kale almadım zira geçiştirilebilirdi..
benim daha ziyade ebrunun "naber canım yurtta mısın?" ile başlayıp "tsigalko, görünce mutlaka beni ara" ile biten mesaj kombinesiyle ilgilenmem gerekiyordu.
evet, gene yalan söyleyecektim, öyle görünüyordu. ne kıvırabileceğimi düşündüm..öğlenin üçünden gecenin 1 ine kadar hiç bir mesajı ve aramayı cevaplamamanın ne gibi bir bahanesi olabilirdi ki?
biraz düşününce, erkeklerin, ciksten sonra en çok düşündüğü şeyler olan futbol ve bilgisayar oyunlarını kullanmaya karar verdim..
• *tam yurtta kalmaya niyetlenmişken bir arkadaşın gazıyla,akşamki maça topluca gitme ve öncesinde de internet kafede takılma kararı alınıyor, efendim biz önce kafede maç saatine kadar gır gır şamata 8-10 kişi kantır yapıyoruz, oradan maçı izlemeye gidiyoruz, bir çıkıyoruz ki saat olmuş zaten dokuz küsür, oradan gene "bir arkadaş": "agalar yurda dönüp ne yapıcaz ya, gelin takılalım bu gece??" diyor ve biz soluğu pub da alıyoruz, orada da eğlenirken ederken saat su gibi akıyorr, geçiyor, tüm günüm de böyle dışarda geçiyor..haa bu arada, ne talihsizlik ki telefonumu yurtta unutuveriyorum :( tüh..ebrucum seni de meraklandırdım, özür dilerim bitanem..**
senaryoyu bir kaç kez aklımda oynadım..ekgib yanlarını bulmaya ve kapamaya çalıştım..eh..yani, yapabileceğimin en iyisi bu gibi görünüyordu..muhtemelen "e sen de başkasından mesaj atamadın mı? haber veremedin mi?" yoluyla yüklenirdi..buradan da biraz azar işitebilme potansiyeli barındırmakla beraber "canım ben numaraları aklımda tutamıyorum ki :( anne babamın numarasını bile ezberden söyleyemem" savunmasıyla geçiştirecektim..
evet evet..iyiydi bu plan..
dalgın dalgın, sabahın ilk minibüsüne atlayıp yurda dönerken( o ara okul da yalan oldu tabi, ama öğleden sonra gidicem mecbur..) artık uyanmış olması lazım gelen tolgaya cevap atacaktım,
"nabıyon lan fındıkkıran? * " diye mesaj atmıştı tam saat 5 civarı..yani bir nevi gerdeğe giren damadın sırtına vuran arkadaşları gibi o da benim sırtıma vuruyor şakadan ve imalı bir şekilde..
bu arada tolga ebruyla ilişkimizi bilmiyor zira daha çok yeni zaten..benim ayşenle olan muhabbetimden ise haberdar..
cevabımı yazdım,
"kanka, ters bir durum yok demi?" yazdım..her anlama gelebilirdi bu, her türlü yani..varsa var, yoksa yok..
10 dakika sonra ben minibüsten indiğin sıra cevap geldi,
"niye lan? ne olacaktı?"
"yok olm öylesine sordum tamam * "
"ne oldu akşam, ata binebildin mi? ;)))"
":)) anlatırım kanka uzun hikaye.."
"vay aq..adamlar çakıyor yaa * )"
"ehehe * "
daha ona ne anlatacağıma karar vermemiştim, direkt olanı anlatsam taşak geçmekten öldürürdü beni herhalde..ama yalan söylesem... ulan iyice yalancı olduk beeee... gibicem karısını da kızını da gibişini de... ne oluyor lan?? ne oluyor aq? kime ne hesap veriyorum ki ben, kime ne kanıtlayacağım?
iyiden iyiye yalancı pekekentin teki olduk anasını satayım... ne için? "yapamıcam ben tsigalko yapamıcam ben.."
gibtir git..
amın evladı..
ben kendi kendime sayıp söverken, bir den aklıma, aslında ebruya da yalan söylemeyebileceğim geldi..
yani elbette olan biteni anlatacak halim yoktu, ama epey kırparak ve softlaştırarak (**sadece, söz vermiş bulunduğum için buluşmak zorunda kaldık, o kadar, başka bir şey olmadı yani**) anlatabilirdim..
anlatabilir miydim?
hımm... evet, ama şimdi değil... şimdilik geçici bir çözüme ihtiyacım var ve sabaha karşı, çorbacıda kurduğum senaryo da gayet iyiydi zaten..tamam tamam..aynen böyle yapayım..yani doğrucu davut olucaz diye, hepten de enayiliğe gerek yok..
ama bir ara mutlaka ayşen olayını da, dediğim gibi, son derece soft halde anlatmalıyım..çünkü git gide kendime daha da fazla yabancılaştığım bu zamanlarda, biraz da olsa eski güzel huylarımı (yalan söylememek gibi..dobra olmak gibi..) hatırlamam da fayda var..
çünkü bir zamanlar nefret ettiğim tarzda bir adam olup çıkıyorum..yaptığım her hareket ve attığım her adımda... daha da çok benziyorum.. -
2391.
+4top çizgiyi geçti amk yan hakem yanlış kaldırdı bayrağı
-
2392.
+7Len amk nasıl gibemedin o kızı be. Yiyişsen de olurdu, bu da neredeyse sex kadar güzeldir çünkü. Tadım kaçtı bak, zaten poor muallaksi de yok. Sabah pazartesi, iş-güç var amk, rezerved diyelim de bari okuruz artık yarın. Hadi tüm panpalara iyi geceler.
-
2393.
+16 -3http://fizy.com/tr#s/13s7g6Tümünü Göster
öğlenden sonra okula gittim..ebruyu tahmin ettiğim gibi buldum..
yüzü asık, kederli bir ifade..ben ise "hay allah ya..olacak iş değil" modundaki esnaf amca sıfatındayım.
"naber canım?" dedim sakin ve pozitif bir sesle..içten bir biçimde gülümsemeye çalıştım, gittim yanına oturdum, otomatik bir biçimde saçlarını okşayıp elimi omzuna koydum..ama öyle laubali bir biçimde değil, gayet insancıl şekilde.
yüzünü bana çevirmedi..konuşma öncesi alınan derin nefeslerden aldı, burun delikleri kıpraştı..yüzü "sen adam olmazsın" gülüşünü resmetti..sonra ban döndü nihayet, öyle, konuşmadan, aynı "inceden hesap sorar ve cevap bekler" bir şekilde bakmaya başladım..
mesajı aldım, evet, öt bakalım tsigalko,
yazdığım senaryoyu, gayet sakin ve pişman bir biçimde oynadım, tahmin ettiğim gibi, "haber veremez miydin?" tarzı sorular sordu..bahanelerimi öne sürdüm..en sonunda da , "özür dilerim canım, daha sorumlu olmam gerekirdi" deyip becebildiğim en sıcak gülümseme eşliğinde yanağına bir öpücük kondurdum.
o, hala bana biraz kızgın olmakla beraber, benim samimiyetim ve içtenliğim (yalanına sokuyum) karşısında daha fazla diretmeyip teslim oldu.."tamam..bak bir daha bir şekilde ulaş bana..merak ediyorum bitanem..zaten yeterince ayrı kalmadık mı?" diye damardan girdi, elleriyle yüzümü gözümü oynarken, bir yandan da tatlı tatlı gülümseyerek,
"haklısın" dedim..aynı ciciş modda..e bu güzel ve romantik anları bozmamak gerekirdi..
başı omzumda, eli elimde, yüzümde, bana tamamen bağlı, her koşulda yanımda olmaya ve beni her türlü kabul etmeye hazır görünen ebruyu incelemeye başladım..
gerçekten sevgiye layık bir kızdı... artı, cesurdu da..bir şekilde hem yaşadıklarını kalbine gömecek, hem de onları gerektiğinde oradan geri çıkaracak gücü kendinde bulabilmişti..
birlikte geçirdiğimiz her saniye, ona daha önce ne kadar büyük bir haksızlık yaptığımı daha iyi anlıyor, içten içe daha da büyük bir şefkat dalgasıyla, sanki bozduğum bir şeyleri tamir ederek, kendimi, kendime affettirmeye çalışarak ona daha da fazla yaklaşıyordum.
aşk, hoşlantı, arkadaşlık, dostluk..bunlar güzel kavramlar..içleri dolu dolu..ama bizim ebru ile aramızdaki bambaşka bir şey beyler..hani abes kaçacağını bilmesem, baba kız, abi kardeş ilişkisi gibi diyeceğim...
yani demek istediğim şu, evet, aramızda elbette bir cinsel çekim var, ama benim ona karşı olan duygularım, sevgi ya da aşktan ziyade, şefkat... tam olarak bu.
70-80 yaşına gelmiş, ama hala el ele yürüyen, diz dize oturan tonton nineleri, dedeleri düşünün... sizce onların arasında olan şey aşk mı? e herhangi bir cinsel beklenti de kalmamış?
o zaman?
işte o zaman, o duygunun adı şefkat beyler..hani, bizim şu "kırkından sonra azacak olan, am peşindeki yeni nesil"imizin asla ama asla tadamayacağını düşündüğüm duygu.
çünkü bizim neslimiz, 60 ın bile hala botoks yaptıran kadınlar ve 70 ine gelmesine rağmen kızı, torunu yaşında genç kızlara göz koyan maymun iştahlı, teneşir paklayasıca adamlardan ibaret olacak..
izdivaç programları da cabası..
ve işte biz, daha doğrusu ben, ebruya karşı, ancak yaşlı bir amcacağızın, tonton bir nineye besleyeceği türden bir sevgi besliyordum.
ebruyu seviyorum beyler..
ve inanın bu konuda mine ile olan imtihanımdan çok daha samimi ve kararlı olduğumu düşünüyorum..
çünkü, mine, benim kendimle savaşımın ortasında yeşermeye çalışan, ama en nihayetinde çamurlu postalların altında ezilmekle son bulan, küçük..hoş bir çiçekti... sarı, beyaz bir papatyaydı..yaşayamadı..yaşatamadım...
oysa şimdi, savaş çoktan bitti..
ülke çoktan bölündü...
bir yarısı, gece pompalayamadığı fıstığa üzülürken,
bir yarısı sevdiğinin eleriyle, omzuyla, saçının dalgasındaki ahenk ile huzur buluyor..
savaş çoktan bitti...
herkes ne istediğini biliyor..
ve işte,
ben de bu yüzden, bu sefer çok eminim... -
2394.
+4gecenin son partını girip ben de kaçayım arkadaşlar,
-
2395.
0reserve tekrardan sabah ders var amk tsi
-
uludag sozlukteki malar neyin kafasinda
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 21 12 2024
-
gayranjn bacisi bile var
-
sen muyendis degilsin kaira
-
intihar edemiyoz abi ya
-
fenerbahçe kulübü acilen kapatılmalı
-
yaratıcı varsa zalimdir
-
yaşamın var olması bile
-
bize sadece leblebi kalmış
-
gururu olan insan zaten
-
cumartesi çalışan var mı
-
aranızda boş sayfalı kitap okuyan var mı
- / 1