1. 1851.
    0
    beyler tepkimizi koyuyoruz bursa çoçuğu bin tsiye artık reserved yok bu başlığa prezerve var -prezerve
    ···
  2. 1852.
    0
    rezerved
    ···
  3. 1853.
    +3
    takip eden panpalara iyi akşamlar, kaldığımız yerden devam
    ···
  4. 1854.
    0
    panpa okuyorum da çok uzun
    ···
  5. 1855.
    +17
    http://fizy.com/tr#s/1agyqe

    ..telefon elimde kalakalmıştım..ne alakaydı şimdi bu? neydi yani?..bir kamera şakası filan olmalıydı yine..ha?

    kendimi son günlerde iyiden iyiye kurban gibi hissediyordum beyler..özellikle de kendimin karşısında.

    cevaplamadan telefonu masaya bıraktım. bir şey yokmuş havası vermeye çalıştım kendime..e zaten bir şey de yoktu aslında ama, sinir olmuştum malum. uyudun mu ymuş..çattık ya..

    mine sorar gözlerle bir daha bakınca geçiştirmeye çalıştım,

    "bizim sınıftan bir arkadaş ya" deyip salla gibisinden bir el hareketi yaptım.

    bu biraz durdu..sonra,

    "hı..şu kumral kız mı o, ilk başlardaki kankan? * "

    bir an da kan beynime sıçramıştı... az önceki huzursuzluk ve nedensiz suçluluk hissi yerini kızgınlığa bırakmıştı..dişlerimin arasından, ama hala gülümseyerek,

    "sınıfımda olup da tanımadığın kız var mı canım?" dedim..oldukça ağır bir ima vardı bu lafımda hiç şüphesiz..ve bunu yüzüm gözüm de gerginliğiyle desteklemişti..

    mine biraz afalladı öyle aniden hörsleyince,

    "ya..ne var ki, muhabbeti geçiyor sizin sınıfın tabi..sonuçta epey kişi tanıyorum ordan da, bizim yurttalar filan.."

    ben hala o "çaktırmadan saldırgan" tavrımla, "kesin nilaydan öğrenmişsindir canım..benimki de soru yani.." deyip iyice gerdim yüzümü.

    masada o ana kadar kendi aralarında lak lak eden ve olaydan haberi yok gibi duran fathi ve elif de, havadaki negatifliği fark etmiş olmalı ki susup bize bakmaya başladılar.

    mine yine bozuntuya vermeden (malum masada yalnız değiliz) ama savunma pgibolojisiyle konuştu,
    "ya ne alakası var nilayla?..tamam da, sen neden o kadar gerildin ki hayatım? bir şey demedim ki ben?"

    tabi..tabi.."hani şu kumral kız, ilk kankan... " yani nasıl da sokuyor ayarı görüyorsunuz demi beyler?

    o ara elif hemen bize doğru eğilip, "nooldu bee" diye fısıldayıp gülmeye çalışarak sordu, komiklik yaparak havayı açmaya çalışıyor..ama faydasız... benim şarteller atmış bir kere..

    ulan nasıl bir oyunun içindeyim ben harbiden ya..? böyle odama filan da kamera kurdular mı acaba merak ediyorum? gerçi tolga vardı sahi, kameraya gerek yok * ..
    her şeyim, herkesim kontrol ve denetim altında mı?..bu kadar mı güvenilmez, bu kadar mı yavşak bir adamım lan ben? iyi ki birinden posta yemişiz zamanında, lan sanki hainlik yapan biziz... züte getirilende ben, sonrasında güvenilmeyen de ben..bu ne yaman çelişki lan?

    ayağa kalktım,
    "mine iki dakika dışarda konuşabilir miyiz canım?" dedim aynı tavırlarla..ama hala o kadar da sevimsiz olmamaya çalışıyorum, hani şey gibi, misafirin yanında yaramazlık yaparsınız da, annesiz size gülerek size "güzel evladım yapma çocuğum, yapma yavrum" der ya böyle inceden inceden gözlerini oynatarak, bunu açılımı "misafirler gidince nasıl terliği kafana çakıyor gör eşşoğlu eşşek" dir.

    aha aynen benim de tavır bu..dışarı bir çıkalım hele..

    bu gak guk etti ama sonra kalktı daha fazla sesim yükselmesin diye..koluna girdim, çıktık mekanın dışına..
    Tümünü Göster
    ···
  6. 1856.
    0
    hadi panpa devam okuyorum nilayı gib gib
    ···
  7. 1857.
    +1 -1
    evet panpa devam o tolga ve nilaya hiç güvenme panpa söyliyim
    ···
  8. 1858.
    +15
    http://fizy.com/tr#s/1agyqc

    çıktık,diğer ikisini ardımızda şaşkın ve endişeli bir halde bırakıvermiştik.. biraz kapının kenarına doğru yürüdük, tam bu "ya ne ol.." gibi bir şeyler söyleyip mızıldıyacaktı ki çat diye daldım lafa,

    "mine sen ne yapmaya çalışıyorsun allah aşkına?"

    "ya tsi.."

    "kızım biz senle daha önce bu mevzular yüzünden iki kere kavga etmedik mi? konuşmadık mı bunları?"

    "yaa! bir şey yaptığım yok! (o da sinirlenmişti..) ne yapıyorum ya ne yaptım? ne dedim de böyle hemen savaş haline geçtin?"

    "ben aptal değilim tamam mı? anlamadım mı sanıyorsun ne demeye çalıştığını? böyle imalar mimalar.."

    "benim ima filan yaptığım yok, ama belli sen gocunmuşsun.."

    "mine bak gene abuk subuk konuşmaya başladın..şu kıskaçlık meseleleri hakkında ne konuştuk biz?"

    "ne kıskançlığı ya? tsigalko! senin kolana bir şey mı koydular ya? kafayı yedin galiba?"

    biraz soluklandım..haklı olabilirdi..tamam, bir ima filan vardı elbette ama, bu kadar coşmam gerekmeyebilirdi..
    konuyu değiştirmek en iyisiydi, altta kalmamak için başka bir cepheden saldırdım,

    "nilay benim konuştuğum herkesi rapor mu ediyor sana?"

    "öff..hala nilay diyorsun ya iyice sıyırdın ha..içeri girelim hadi..üşüdüm ben.."

    sinirle, burnumdan soluyarak biraz daha durdum öyle... evet söyleyeceğim başka bir tak kalmamıştı. bir an kendimi, sanki sırf kavga edelim diye bahane üretmek için zorluyormuş gibi hissetmiştim... hani şöyle kavga edelim de, aramız soğusun filan..

    bu bekleyişimi yanlış algıladı,

    "bak, nilayla elbette konuşuyoruz..senin zaten en iyi arkadaşlarından biri, e benim de arkadaşım o? heralde bazı şeyleri anlatacak..ama bunları öyle, gel sana tsigalkonun sırlarını, raporunu vericem diye söyleyerek anlatmıyor..laf arasında geçiyor işte..kızı kötüleyip durma..o olmasa biz şimdi burada bile olmazdık."

    nasıl yani?

    "ne alaka? tamam başta biraz tanışırken yardım etmiş olabilir, ama?"

    "bana senden çok bahsetti tsigalko... sence de biraz kolay tavlamadın mı beni?"

    hımm..vay aq lan..belli ki nilay, bana yaptığı gibi mineyi de işlemişti beyler..doğru tahmin etmişim o zamanlarda da. ama açıkcası bu kadar etkisi olduğunu düşünmemiştim. ben de sanıyorum ki, kızı entelektüel, felsefik kişiliğim ve yakışıklılığımla tavladım..vay aq ki vay..

    beyler zaten az çok bildiğim şeyi bir kez daha öğreniyordum, bilmeyen kalmasın... "kızlar, konuşur..sizi konuşur ve bu çok ama çok etkili olur ;)"

    pek çok olası ilişkinin, sırf yakın kız arkadaşların onay vermemesinden ötürü olmadığı da olmuştur..ya da tam tersi, olması zor olanların olmasının mümkün hale gelmesi de...

    "doğru" dedim güldüm..

    "yani o olmasa?" dedim.

    "e bu kadar kolay olmazdı" deyip o da güldü muzur muzur..

    göz göze geldik..bu böyle "ah seni ah" der gibi bakıyor..ben de daha fazla dayanamadım, gülümseyiverdim... kollarımın arasına alığ başını göğsüme dayadım, saçlarını öperken, "özür dilerim..ya artık o mevzuların iması, hatta imasını olduğunu sanmam bile beni çok kızdırıyor..üzgünüm."

    başını kaldırmadan, "biliyorum..ben sana güveniyorum zaten artık..ve o soruda da kötü bir niyetim yok..belki seni birazcık kızdırmak istemiş olabilirim * tepkini ölçmek filan * "

    eh işte beyler..o kadar da yanılmamışım demek ki *

    "seni senii" deyip sağa sola sallandım ona sarılı halde..

    mutlu sahnemiz arkadan gelen "oo gençler, bizi istemiyorsanız gidelim vallaa" lafıyla bölündü, döndüm baktım fatih, kapının ordan kafayı uzatmış sırıta sırıta sesleniyor, "bizi masada bıraktınız, siz burda oooh.."

    güldük..

    çıktığımızdan çok farklı bir modla masaya döndük..

    her şey düzelmiş gibiydi,

    sadece ufak bir pürüz beni rahatsız etmeye devam ediyordu ama... bile bile yangın çıkaran kundakçılar gibi, bilerek kavga mı çıkarmaya çalışıyordum ben??

    kendi kendimi, mineyi ve ilişkimizi sabote etmeye mi çalışıyordum?..kendimden utanmalıyım..
    Tümünü Göster
    ···
  9. 1859.
    +16
    http://fizy.com/tr#s/1agyr0

    günler geçerken, ben iyice kendimi kaybetmeye başlamıştım..

    sanki akıntıda, ne yelkeni ne de kürekleri olan bir bota, dahası ellerim de bağlı bir halde bindirilmiş gibi hissediyordum.
    nereye gidiyordum ben beyler?
    ne yapıyordum?

    mineyle ilişkimiz, atlattığı (sözde) son badirelerden sonra artık iyice sağlamlaşmış (görünürde) ve ciddi, uzun vadeli bir birlikteliğe doğru koşar adım gitmeye başlamıştı (ama ben buna hazır mıydım?).

    geçen süreç boyunca, bir iki kere daha yok yere coşup kavga çıkarmaya çalıştım..her iki girişimim de mine tarafından alttan alınarak önlendi.
    nihayetinde, döndüğümde yine kendimi yorgun ve mutsuz hissettiğim bir gecenin ardından (lan sanki maden ocağına çalışmaya gidiyormuş gibi gidiyordum zaten) bu kez mesajla epey sert bir kavga ettik... yüz yüze olmadığımızdan olsa gerek, bu kez alttan alma çabasına o da girmedi..telefonla kavga ettiğimi gören tolga,

    "aga sakin ol kırıcan" deyip güldü..

    ben de bunu tersledim "bi dur aq" gibisinden..o ara bir sıkıntı olduğunu anlamış olmalıydı,

    "noldu la gene?" deyip mahzun mahzun bakmaya başladı..mesajı bitirdim, telefonu masanın üzerine çarpıp yatağa attım kendimi. ellerimi ensemin arkasında birleştidim..öyle yıldızları izler gibi tavanı izliyorum.

    bu alnıma tıkladı, "hiişşt olm? ne oldu lan?"

    biraz daha öyle durdum... bu alçak sesle küfretti kendi kendine... neden sonra döndüm yatakta, dizlerimi üzerine kalktım..

    "tolga ben ayrılıcam galiba bu kızdan.."

    bu kafasını gömdüğü iddia programından bir an gözlerini kaldırdı, indirdi..sonra bu sefer tamamen dikildi yatağında,

    "ne diyon aga sen?"

    "abi..ayrılıcam..olmuyor?"

    "ya saçma sapan konuşma lan manyak herife bak ya..olum dünyanın kavga eden ilk çifti siz değilsiniz? bu da ilk kavganız değil? düzelir gene..sinirle saçma saçma konuşup durma.."

    ben, sanki ruhu çekilmişçesine duygusuz ve ifadesiz bir halde devam ettim,

    "sinirli gibi görünüyor muyum sence?"

    "kafayı sıyırmışsın o zaman? olum millet kırılıyor lan dışarda aşksızlıktan, msnlerde ağlaşıp duruyor, iletilerine şarkı sözü yazmaktan bir hal oluyor..senin derdin ne aq?"

    "kanka..bu problem farklı..uzun vadeli bir şey yani..bugünle alakası yok.."

    durdu biraz..beni dikkatle incelemeye başladı..endişeli bakışlarla sordu,

    "aldatma durumu filan mı oldu?"

    "yoo..onla alakalı değil ya..benle alakalı..sıkıntı bende yani.."

    sinirle bir nefes çekti..burun delikleri büyüdü..

    "olum bak..o akşam masada sizi izledim..ve emin ol sizin yerinizde olmak için çok şey feda edecek insanlar var..bir aşk bulmuşsun..bir ilişki tutturmuşsun..bırakma..saçmalama..neyse sorun, düzelir.."

    anlamak istemiyordu beyler..

    daha tolgaya bile bunu kabul ettiremezken, ben? kendi kendime nasıl ettirmiştim? nasıl olmuştu da bunca zaman varlığından bile haberimin olmadığı "öteki ben" bu kadar kısa bir zamanda böyle güçlenip o savaşı kazanabilmişti?

    kendimi şeytan tarafından ele geçirilmiş gibi hissediyordum... o sözler, benim sözlerim değildi..o ses..benim sesim değildi..

    şeytan konuştu;

    "abi sevmiyorum ki ben ya?..muhtemelen en başından beri hemde... nasıl diyeyim..ihtiyacım vardı tamam mı?..zor durumdaydım..öz güvenim yerle bir olmuştu... bir şeylere tutunmam lazımdı..artık toparladım..ihtiyacım kalmadı.."

    tolga beni şaşırtan bir şekilde bu son sözlerimi soğukkanlılıkla dinledi... oysa ben ana avrat dümdüz giderek üzerime çullanır diye bekliyordum..sonra konuştu,

    "iyi abi..iyi. sonra gene yaşayan ölü gibi dolanırsın işte günlerce..aferin..bir şey demiyorum.."

    lan herkes de bu ayşen sonrası halimle posta koyuyordu bana..o kadar mı kötü olmuştum ben o ara yahu?

    "tolga..içmeye gidelim mi bizim yere?"

    "gibtir git.."

    "tolga... kanka ihtiyacım var..bak, böyle rahat konuştuğuma bakma..çok doluyum oğlum..bildiğin gibi değil..konuşmamız lazım.."

    yüzü ekşimiş bir şekilde baktı..

    "ah aq ah..başka biri var o zaman öyle mi? hay aq ya.."

    "yok kanka..başka biri de yok..ama başka bir durum var..gidelim işte.."

    "ne olum? muallak mi olmaya karar verdin? ne var??"

    "gelicen mi?.."

    "öff..sokayım sana ben ya..tamam hadi kalk.."

    üstümüze bir şeyler alıp çıktık..saat gecenin 11 i..kapı görevlisi murat abiye "abi bizi bekleme bu gece" diye artistlik yaptı tolga,

    murat abi;
    "ne o le pompaya mıa?" deyip ekgib dişlerini göstere göstere sırıttı.."bah kızıyor seyfettin abiniz... ben oturuyom daha epeycene, çok da geç galmayın, gapıya iki kere tıhlayın duyarım ben.."

    "abi sen yat ya, bizi ne beklicen.."dedim

    "yoh ben televizyon filan izleyom, duyarım, tıhlayın gelince"

    iç çekerek önüme döndüm..az önceki içine şeytan kaçmış, ukala halimin yerini, artık çökmüş, kederli bir adam almıştı..omuzlarımı düşürmüş ilerlerken tolga sırtıma hafifçe vurup konuştu,

    "duyalım bakalım ne derdimiz var.."
    Tümünü Göster
    ···
  10. 1860.
    +17 -1
    http://fizy.com/tr#s/1agyqr

    anlattım beyler..ben istemesem de, dilim, içkinin verdiği kayganlığın da etkisiyle ağzımın içinde dolana dolana, anlattı..

    her şeyi değil belki ama, çok şeyi... hem de taa başından itibaren..

    kim bilir kaç saat geçirdik o masada..kaç bardak..kaç kadeh..kaç şişe içtik..epey bir hesap ödedik..gün neredeyse aydınlanırken de çıktık..daha doğrusu çıkarıldık kibarca, herifler artık mekanı kapamaya hazırlanıyor..beni bıraksan daha oturucam yani..

    tolga, gecenin 10 da birinde konuştu denebilir..ben, neredeyse hiç susmadım..ben sustuğumda ise..artık o da hiç konuşmuyordu..

    geldik yurda devrildik yataklara... sızıp kalmamdan az önce, hayal meyal duydum, derin bir nefes verir gibi söylediği kelimeleri,

    "zoorr işler abi..çok zor işler.."

    hafta sonu bir şekilde geçti..

    pazartesi,

    mine ile aramız kötü..biliyorsunuz kavga etmiştik..son kavgamız..öyle olacaktı evet..çünkü artık çoktan teslim bayrağını çekmiş, kalelerimi, limanlarımı teslim etmiş bir komutan..kemerini kaptırmış bir şampiyon... koruması gerekeni koruyamayan bir gardiyan gibi..bir kenarıya çekilmiş, muzaffer olan karanlık güçlerin vereceği infazı bekliyordum.

    o düşünen..yürüyen ve birazdan konuşacak olan adam başka biriydi..ana kuzusu tsigalko olmadığına eminim onun... ama kim olursa olsun..ne yapacak olursa olsun..onun da geçmişinin pek kolay geçmediğini söyleyebilirim. belli ki onun da canını çok yakmış birileri..çok ağır hasarlar bırakmış..

    şimdi o da, kanını, kanla temizleyecekti işte yerden..sanki kaybedilenleri geri alabilecekmiş gibi, başka birinin umutlarını, hayallerini, mutluluğunu çalmak üzereydi..

    mineye mesaj atmıştım, sabahtan geldi..ben derse girmedim..
    önce kantinin birinde oturduk..
    kendisi uykulu, kızgın ve özür bekleyen bir yüz ifadeye sahip..yüzü bembeyaz, gözleri kızarmış..belli ki hala yatağında ve yastığına sarılı olduğunu sanıyor biyolojik saati.

    birazdan duyacağı şeyleri bilse, o yataktan hiç kalkmamayı dilerdi belki de..kim bilebilirdi? kim tahmin edebilirdi..

    ben, artık bütün hakimiyetimi yitirmiş olmama rağmen, şeytanın da bir vicdanı vardı... memnun değildi... yaptığından dolayı memnundu belki..zira kendine olan güvenini yeniden kazanmış, ayakları üzerinde tekrar şahlanmıştı..mızrağını, çatallı kuyruğunu yeniden dikleştirmişti..ve şimdi de işi biten kurbanınından kurtulma vaktiydi..özgür olma vakti.

    ama o da memnun değildi... kurbanından memnun değildi... başka biri olabilirdi..biraz da olsa bunları hak eden biri..kısasa kısası tam olarak sağlayabilecek biri... ama hayır..karşısında gördüğü, mağlup etmekten kıvanç duyacağı bir aslan değil, kendi elleriyle ona mağlup olmuş kuzuydu olsa olsa..

    yine de mutluydu, sonu belli bu savaşı kazanmış olmaktan..geri gelmişti kendine..yeniden doğmuştu, bu kez bir daha ölmemecesine..

    bir şeyler yedik..ben havadan sudan konuştum..ortamı biraz kıvama getirdim..ama mine hala özür bekliyor belli, zira kavga, her zamanki gibi benim yüzümden çıkmış.

    sonra birden, orasının bazı şeyleri (ki ne olduğunu biliyorsunuz, ama henüz o bilmiyor) konuşmak için pek de uygun bir olmadığını fark ettim..

    "gel" dedim..

    çıktık kantinden..o hala bozuk takılıyor, ama biraz da umutlanmış durumda, özür vaktinin geldiğini sanıyor..

    elinden tuttum..son kez..ve her zaman öpüşüp koklaştığımız, pek az noktadan görülebilen o ağaçların dibindeki "bankımıza" doğru zütürmeye başladım..

    bu kez bambaşka duygulara ev sahipliği yapacak olan o banka..
    Tümünü Göster
    ···
  11. 1861.
    +4 -1
    gece görüşmek üzere,
    ···
  12. 1862.
    +3
    tolganın gibtir git kısmı iyiydi panpa
    ···
  13. 1863.
    +1
    vay amk mineye de elveda. devam panpa bekliyorum
    ···
  14. 1864.
    0
    reserved
    ···
  15. 1865.
    0
    ne yazmışın amk
    ···
  16. 1866.
    +5
    "sanki akıntıda, ne yelkeni ne de kürekleri olan bir bota, dahası ellerim de bağlı bir halde bindirilmiş gibi hissediyordum." bi an poor sandım yine amk
    ···
  17. 1867.
    +34
    olmadı panpa
    rahat batmış sana
    madem ayrılacaktın neden başladın ilişkiye.
    çok büyük sorunların da yok.

    bunun sebebi kesinlikle kızı kolay tavlamış, onun için sıkıntı çekmemiş olmandır.
    bu hikayeyi okuyan amlılara sesleniyorum
    bir erkeğe kapılarınızı hemen açmayın
    sonra böyle inci sözlük gibi ortamda 31 malzemesi olursunuz.
    birisi bir başlık açar nasıl bin oldum diye hikayede bir rolünüz olur
    gerçekten tek farkı sözlükte mine gerçekte emine olmanızdır !!!
    ···
  18. 1868.
    0
    bekliyoz panpa erken gelmeye çalış
    ···
  19. 1869.
    0
    @ kayisiayisi panpama katılıyorum

    neyse geceyi bekleyelim
    ···
  20. 1870.
    +18
    kanka aynini ben de yasadim ayrildim simdi keske ayrilmasaydim tak mu vardi diyorum ne onla ne onsuz amk cikarken yanniz kalmak istiyosun yannizken de kiz ariyosun gibicem bole isi ya

    bize zenci fakbadi lazim beyler
    ···