-
6501.
0yaz panpa yaz bende rezerve alayım
-
6502.
+8http://fizy.org/#s/1ajdwa
Günler geçti..tolgayla nilayı buluşturma çalışmalarım kısa zamanda ve kolayca sonuç vermişti, tolgayı zaten o gece ikna etmiştim, sabahına da nilayla konuştum, şaşılacak şekilde o da fazla diretmedi..”tamam” dedi..”konuşuruz”…o da böyle çabuk ikna olunca, iki dostumun da kalbinden aslında yeniden birleşmenin geçtiğini düşünüp mutlu olmuştum..harbi diyorum..bu beni mutlu etti yani, yeni ben bile bu gibi bir şey karşısında kayıtsız kalamazdı..
ikili, tavsiyemin aksine, okulda buluştular, ağaçların arasına konuşlandırılmış çardaklara gittiler ve ancak ben sabah dersimi bitirip, öğle molasında da yemekhanede çocuklarla yemeğimi yedikten sonra geldiler..mühendislik kantininde tek başıma oturmuş elmalı sodamı yudumlarken önce tolga gözüktü kapıda, el salladım, gördü, geldi,
“ne haber kanka? Nasıldı? (:” dedim pozitif bir şekilde..iyi düşünmeye çalışıyordum ki iyi olsundu sonuç..
Tolga gülümsedi, “iyiydi kanka..bu sefer harbiden ayrıldık (:”
Karşımda durmuş gülümseyen haline baktım, oldukça rahat, hatta mutlu görünüyordu.. hehe..herhalde benimle kafa buluyor hırbo..
“hııı” dedim alaya alarak, “aferin aferin, nilay nerde?”
“geliyor şimdi, bir arkadaşını gördü kapı önünde..”
Bekledim, 1-2 dakika sonra nilay da gayet pozitif bir şekilde geldi, bir sandalye çekti, ama o sandalye tolganın yanına değil, karşısına çekilmişti..bu ikisi göz göze gelip ufak bir selamlaşma yaşadılar gene..bak bak bak..hareketlere bak..beni kekleyecekler akılları sıra hıyar bunlar yaa (: tamam len işte barıştırınız, uzatmayın amk?
“yeniden bir arada olduğunuzu görmek çok güzel lan” dedim yarı ciddi sabah haberleri spikerleri modunda, “çifte kumrular, ayrı durmayın öyle karşıma geçin bakayım, bir sarılın, yan yana bir göreyim sizi ;)”
Bu ikisi birbirine baktı, sonra nilay konuştu,
“tsigalkocum..aslında pek çift olduk diyemeyiz..”
Tolga,
“başta da dediğim gibi abi, bu sefer sevgililik ilişkimiz tamamen bitti”
şöyle tiplere bir baktım..haa lan tam da az önce ayrılmış bir çifte benziyorsunuz aq.. -
6503.
+8“pff..ya tamam tamam hadi güzel şaka aferin, yedim sayın (:” dedim şakadan bir asabiyetle..
“şaka yapmıyoruz abi?” dedi tolga nispeten ciddileşerek..ama hala oldukça pozitifti..
Nasıl şaka yapmıyonuz lan?..gözüne ışık fener tutulmuş kedi gibi kaldım masanın ortasında.. sonra bir nilaya, bir tolgaya baktım.. hallerinden memnun ve gayet emin bir yüz ifadesi..
“nasıl.. yani?” diyebildim..
Nilay konuştu,
“konuştuk, senin önerdiğin gibi, hakikatten de aceleyle olacak iş değilmiş.. demi?” dedi onay almak ister gibi tolgaya bakarak,
“konuşacak çok şey varmış, edilecek çok teşekkür..” deyip gülümsedi tekrar..
Sonra tolga aldı sözü,
“aynen, konuştuk.. anlaştık..ve kesinlikle anlaşarak ayrıldık, ama bu demek değil ki arkadaşlığımız bitecek, ortak arkadaşlıklarımız zarar görecek?”
Sinirlenmiştim.. sesimi düşük volümde tutmaya çabalayarak,
“ne diyorsunuz siz ya, anlaştık manlaştık? Anlaştıysanız, ayrı olmazsınız arkadaş?..bak son kez söylüyorum, şakaysa eğer bu, komikliğini yitirmeye başladı..” -
6504.
+1 -1huruu bitirmedin mi sen hâla
-
6505.
+12http://fizy.org/#s/1ajdwi
Tolga,
“şaka değil onu net olarak söyleyeyim. Çok şey konuştuk, aslında düşünce tarzımız bile hala aynı, sadece geleceği düşününce, birbirimize zarar vermemek için böyle bir karar aldık, yani ikimiz de aynı anda istemişiz bunu aslında anlatabiliyor muyum? Bunu da birbirimize fark ettirince, kimse terk edilmek zorunda kalmadı..aynı anda..”
“hem bizim hala arkadaş olamamak için hiçbir sebebimiz yok?” dedi nilay sonra, tolga devam etti,
“yani? Demi? aynen..biz hiçbir zaman birbirimize saygımızı kaybetmedik, şu son..malum zamanları da saymazsan, tartışmadık bile..güzel zaman geçirdik, güldük, eğlendik..mutlu olduk, mutlu ettik..aldatmadık, ayıp etmedik (burada bana bir taş geldi gibi oldu mu ne aq (: ) işte bu yüzden birbirimizin ve arkadaşlarımızın yüzüne rahatça, çekinmeden bakabiliriz..biz ilişkimizin hiçbir aşamasında birbirimizi üzecek ve utandıracak bir davranış sergilemedik..şimdi neden zamanında bir ayrılıkla, tüm bu güzel anıları ve değerleri korumak varken, zorlama bir ilişkiyle devam ederek bunları yitirelim ki?”
Nilay güldü, “süpersin, her zamanki gibi ;)” deyip tekrar selamladı tolgayı, sonra bana döndü,
“bu yüzden birbirimize de teşekkür etmemiz gerekiyor tabi, biz de bunu kuru lafla değil, medeni insanlar gibi, normal bir biçimde görüşmeye ve konuşmaya devam ederek yapacağız..ha tolga ne kadar durur bu sözde bilemem, ama ben kendi adıma ona bunu borçlu olduğumu hissediyorum , sayesinde hayatımın en güzel aylarını, yılını yaşadım” dedi,
şakadan laf atışının reaksiyonunu almak için tekrar tolgaya baktı muzipçe, bizimki de sırıttı,
“estağfurullah..kimsenin bir borcu yok..bir arkadaş olarak her zaman yanındayım..söylememe gerek bile olduğunu sanmıyorum (:”
Az önce gözüne fener tutulan kedi (ben), şimdi de pin pon maçı izleyen kediye dönüşmüştü..bir tolgaya, bir nilaya bakarak, oynanan piyesin realitesini kavramaya çalışıyordum..inanılmaz şaşırmış haldeydim ve doğrusu karşılık olarak onları da şaşırtmak için ikisinin ağzının ortasına baam! Diye birere tane çakmayı, sonra da “bu kuvvetli sümsüğe rağmen arkadaş olabilirik demi len?” demeyi düşünmedim değil.. -
6506.
+8bu arada çilek vs. muz anketi devam ediyor cumaya kadar, panpalar sizin bu konudaki fikirlerinizi ciddiye alacağım, dediğim gibi, ne de olsa bir kamuoyu sayılırsınız, araştırma araştırmadır demi len? (:
-
6507.
+11Karşımda durmuş, mutlu görünmekte olan iki sevdiğim insana şöyle bir baktım tekrar..bir şeyler söylemem gerektiğini biliyordum..ama bu laf ebesi adamın bile kilitlendiği anlar olacaktı elbet hayatta..o da bunlardan biriydi işte,
“yani.. bitti?” diyebildim.. hayal kırıklığımı sesime yansımasına umursamadan..
Bizimkiler yine önce birbirlerine baktılar, sonra bana.. tolga,
“bir boyutta bitti.. şimdi başka bir boyutta devam edecek.. ayrıca, tsigalko, sana da teşekkür etmemiz lazım.. sayende harika bir insan tanıdım, onunla harika bir yıl geçirdim, beni büyüten, adam eden, sevgiyi tanımamı sağlayan bir yıl.. bizim için yaptığın fedakarlıkları biliyorum.. hala daha yapıyorsun.. seni de kırgın görmek istemiyorum, bir araya getirdiğin iki insan, hala bir arada, sadece artık şekli farklı..”
Nilay,
“evet, sana ve…eee.. ebru ya da teşekkür ediyoruz.. tolga dünyanın en düzgün adamlarından biri, onu tanıdığım için çok şanslıyım.. seni..sizi tanıdığım için.. sizler olmasaydınız üniversite boş boş gelip gittiğim, boş insanlarla, boş muhabbet ettiğim ve bir anca önce bitirmeye heves ettiğim bir yer olup çıkardı..ve senden tek ricam, bizim aramızdakileri kabullendiğimiz gibi, senin de kabullenmen, bize darılmaman, sen bizim için fazlasıyla yaptın her şeyi, zaten sonuç alamamış da değilsin yani (: ..”
çenemi ellerimin arasına almış, zaydek gibi dinliyordum ikisinide..bu..böyle bir şey yani.. gerçekten mümkün olabilir miydi?..anlaşarak ayrılmam bilmem ne?..mümkün müydü bu?
Sahiden de, ikisinin de ayrılmak istediği zaman aynı ana mı denk gelmişti?..bu nasıl bir rastlantıydı? Ne derecede bir olasılıktı?
Milyonda bir mi? on milyonda bir mi?... ne güzel bir ihtimaldi böyle yahu? Düşünsenize, böyle bir durumda, kimse terk edilmiş, yenişmiş olmuyordu? Sanki bir süredir savaşan iki ordunun kumandanlarının, birbirlerine “tamam lan sizin olan sizin kalsın” deyip, anlaşarak, savaş meydanında çekilmesi, şehirlerine dönmesi gibiydi? bu düşüncemi de dile getirince, tolga,
“herhalde hala birbirimizi sevip düşündüğümüz için kaderin bize bir kıyağı bu” dedi, -
6508.
+11Peki ya savaş meydanında kalan ölüler ne olacaktı? Yakılıp yıkılmış ağaçlar, evler.. kana bulanmış çimenler?..
Sordum..onu da sordum, “peki hiç mi anılarınız gelmeyecek aklınıza? Birbiriniz gördüğünüzde hiç mi hüzünlenmeyeceksiniz? Aklınız hiç mi karışmayacak? Üzülmeyecek misiniz? ” dedim..
Nilay,
“benim aklıma sadece, büyük çoğunlukta olan güzel anılar gelecek, onlar da beni üzmez, aksine mutlu eder, tolgayı her gördüğümde, her konuştuğumda, tekrar ve tekrar ne kadar iyi bir arkadaşa sahip olduğumu hatırlarım, geçmişle ilgili minnet duygum daha da artar (:”
Tolga yine gözleriyle teşekkür etti nilaya, biraz mahcup olmuş göründü hatta,
“ben de üzülüp efkar bağlayacağımı düşünmüyorum.. aksine Allaha, böyle güzel insanların varlığını ve beni bulabileceklerini gösterdiği için şükrederim..”
Son kozumu oynamaya karar verdim, biraz belden aşağı bir vuruş olacaktı, farkındayım, ama bu kez, şayet rol yapıyorlarsa, kesinlikle açık verecekleri bir soru olacaktı sorduğum,
“ya birbirinizi başkalarıyla gördüğünüzde?”
Kısa ve net şekilde vurulmuş bir darbe, tam karın boşluğuna.. böğüre saplanmış bir hançer gibi..
Sorumun etkisinin sonuçlarını almak için ikisinin de yüzlerine baktım dikkatle.. inanılmaz bir biçimde, ifadelerinde hiçbir değişiklik olmadı, gülüşleri solmadı, gözleri sağa sola kaçmadı, mimikleri etraftan yardım aramadı..
“ne olacak ki?” dedi tolga, “nilayın mutluluğu, benim mutluluğumdur ve o en iyisini hak ediyor”
“Hasgibtir ordan kavat” deyip bir tane çakaydım iyiydi demi?..neyse,
“aynı şekilde düşünüyorum ben de..yalnız lütfen sıradaki yengemiz benden çirkin olmasın, bakınca yanına yakıştığından emin olmam lazım (:”
“o zaman işim baya zor” dedi tolga..
Gülüştüler.. -
6509.
+14Ben de gülümsedim konuşmanın başından beri ilk kez.. yarı şefkat, yarı kızgınlık.. yarı acıma ile gülümsedim..hey allahım..şu iki saftiriğe bak yahu.. anlaşmışlarmış..en iyisi buymuşmuş…aah ah..göz göre göre, hala birbirlerini seviyor olmalarına rağmen bırakıyorlar birbirlerini..kim bilir, belki de benim gibi, benim ilişkilerim gibi olmaktan korkuyorlar? Gözyaşlarının sel gibi aktığı, lanetlerin havada uçuştuğu, geride acı ve efkardan başka bir şey bırakmayan tek taraflı ayrılıklardan korkuyorlar.. sevmekten korkuyorlar.. ortak bir gelecek hayalinden korkuyorlar..ilk kavgalarından bile ne kadar korktular Allah bilir…
Gördüğünüz üzere, aslında benden bir farkları yok, sadece doğru zamanlama ve nispeten daha acısız bir ayrılık..ama ben nilayın da, tolganın da anılarla yalnız kaldığı ilk an, burada oynadıkları neşeli halden eser kalmayacağını biliyorum.. kolay mı lan, kulağına
“seni seviyorum” lar fısıldayan, dudaklarıyla dudaklarını, konuşmadan anlayan, gözlerindeki dünyaya ütopyalar inşa edip masallardaki gibi “sonsuza kadar mutlu yaşadığın” insandan ayrılmak? Kolay mı, o ütopyaya ilerde bir başkasının sahip olacağını bilmek, sahip olduğunu görmek…
Zor..
“vay be..” dedim..”nasıl olabildiniz böyle? Yani böyle kalabildiniz? Kalabileceksiniz?”
“kalbimiz temiz be abi” dedi tolga gülümseyerek..
Evet.. kesinlikle..
işte şimdi bende ekgib olan şeyi tek bir cümlede söylemiş ve her şeyi benim için özetlemişti… -
6510.
+2 -1oha amk hala anlatıyon mu?
-
6511.
+11http://fizy.org/#s/1s4ldk
Gidişler, giden ben olduğumda çoğu zaman eğlenceli..kulağımda mp3 üm, cam kenarı koltuklar favorim..akıp giden şeritler, sarı birer hayal tablosuna dönülen buğday tarlaları..zaman zaman yol üzerince görülüp, size daha da fazla seyahat vaat eden havadaki leylekler..bazen konuşkan bir yol arkadaşı, bazen espritüel bir muavin..
Hele bir de geride bıraktığınız kimse olmayınca, daha da rahat oluyorsunuz..gidişinize, gideceğiniz yere ve gidiş amacınıza daha da iyi konsantre olabiliyor, yolculuğunuzdan maksimum keyfi alabiliyorsunuz..
O Cuma öğlenden sonrası, güzel bir mayıs günüde valizlerimi otobüse yükletip koltuğuma kurulduğumda, benim de söz konusu yolculuk için keyifli olmamam için bir neden yoktu..beni asıl endişelendiren, bu yolculuk sonucu varacağım yerde yapacağım yolculuk idi..malum,
Taşınıyoruz…
Her zamanki gibi garajda karşıladı babam, bu sefer kardeşim de gelmiş,
“nabıyon bebişim?” deyip yanaklarını mıncırdım, yeni ergenimiz, havasının bozulmasından biraz huylanmakla beraber abisini sevgi dolu sarılmasına karşı koyamadı,
“iyi canım, saçların benimkileri geçmiş valla”
“tabi laa, besliyoz onları kızım ;)”
“yoğurt filan mı sürüyon yoksa ııyy (:”
“hee, yağ, bal, jöle yerine de limon sürüyom”
“ıyy kro (:”
“hehe”
Babamla sarıldık, “ne haber oğlum ;) nasıldı yolculuk”
“iyidir baba, fena değil ya geldik bakalım..kardeşim de gelmiş?”
“hee, gezdirdim kızımı biraz asmerkezde, ordanda garaja geçtik”
“iyi yapmışsınız (:”
Dönüşte yine tatlımızı aldık, evimize vardık..muhtemelen son gelişim olan eve.. -
6512.
+3obaaa canlı yakaladım, yaz panpa.
bu arada muzlu süt -
6513.
+11Annem ve anneannem ile sevgi dolu bir karşılama ve yenen muhteşem yemeklerin ardından, rutin “naptın? Nabıyon? Nasıl gidiyo? Siz naptınız?” gibi kelimelerin havada uçuştuğu ve benim bilerek şiveli konuşarak bizimkileri güldürdüğüm ilk gün hal hatır sormalarının ardından nihayet bu sıralarda aile gündeminin bir numarası olan konuya geçtik,
“yaa tsigalko.. taşınıvercez gali” dedi babam şiveli konuşmada benim bıraktığım yerden devam ederek (:
“valla ya..ne zaman tam olarak” dedim.
Evi almışlar, hatta bizimkiler içini temizletmiş bile, koca evin içini 2 günde nasıl bitirdiklerinin sırrı ise alınan 2 temizlikçi kadına ek olarak 5 sıradan temizlikçi gücündeki annemin ve 20 sıradan temizlikçi gücündeki anneannemin üstün performansı olsa gerek. x)
“sen ne kadar kalacaksın burada oğlum?” dedi babam,
“valla baba benim kafamda 9 gün kalmak var, finaller öncesi biraz rahatlamam lazım”
“hııı, aferim, sen de baya işe yararsın o zaman” dedi,
“ne? Ben buradayken mi taşınıyoruz yoksa?”
“evet, 1-2 güne naklettireceğiz eşyalarını, sen içerdeki odaları gördün mü?”
“yoo..”
“kalk bir bak bakalım (:”
Salondan ayrılıp iç tarafa yöneldim, anaa..lan? odalar neredeyse toplanmış, koliler her yerde, benim masalar filan sökülmüş, pc ortada gözükmüyor, sadece yatak kalmış odanın kenarında..
Yatak odasının ve diğer odanın da durumu aynı…vay amk..olm.. harbi harbi gidiyo muyuz lan burdan? -
6514.
+10şaşkın şekilde salona döndüm,
“senin eşyalarını filan güzelce koliledi annenler merak etmene gerek yok, bilgisayarını filan ;)”
“vay be baba, gidiyoruz ha (:”
“hafta başı yeni evi yerleştiriyor oluruz, izin aldım ben de bir hafta”
“vay be anasını.. (:”
“yarın zütüreyim mi seni evi görmeye?”
“gördüydüm ya zaten?”
“lan hıyar, temizledi annenler, bir de öyle gör? istemez misin görmek? istemiyosan gelmezsin”
“tamam ya gelirik (: hem denizi görürüm”
“görmediğin şey sanki, ankaradan geliyon ya (:”
“yüzülüyor mu orda?”
“yok.. oğlum sen yüzmek iste yeter ki, kurşunlu, kumla.. gideriz günübirlik hafta sonları filan, hem orda da havuz vardır illa ki..büyük otel var bir tane dört yıldızlı mı, beş yıldızlı mı tam bilmiyorum, oranın havuzuna da gidersiniz kardeşinle”
“ilçede ha 5 yıldızlı otel?”
“ne sandın hıyar, tatillik, turistik yer orası da?”
“vayy arkadaş yaa, kordon da var tabi? Hehehe, iyi iyi bu yaz baya karışır ortalık x)”
Güldü bizimkiler,
“kız arkadaşınla devam mı hala?” dedi babam..bir iki saniyeliğine şok geçirdikten sonra yüzüme soru ifadesi yerleştirmiş olmalıyım ki,
“söyledi olm annen (:”
“eh be anne!”
“aaa ne var oğlum? Babandır, bilmesin mi?”
Hay aq..kendimi gelinlik kız gibi hissediyorum..ama mallık bende, ne diye söylüyon anana babana sevgiliymiş bilmem neymiş..bir de söylediğin kıza bak..şu an seni bir kaşık suda boğmak isteyen ebru.. -
6515.
+12Baktım köşeden anneannem de gülümsüyor, kardeşim zaten tam abisinin kardeşi, little bastard..
“kesin tipsizdir, demi anne? Kesin tipsiz tipsiz kızlara saplanmıştı bu x)”
“yoo ben beğendim” dedi annem göz kırpıp,
“he tsigalko? Çıkıyor musunuz hala (çıkmak kelimesini tuhaf bir vurguyla söyledi) yoksa ayrıldınız mı (:?” diye tekrar abandı peder bey,
Lan ne güzel ev mev konuşuyorduk, bir anda benim aşk hayatım hakkında açık oturuma nasıl dönüştü bu konsey anlamadım ki?..
“evet” dedim sussunlar diye.. “takılıyoruz işte”
“ne zamandır takılıyorsunuz? (:”
Babam cevabını zaten bildiği soruları, gerçek muhatabına tekrar sormaya bayılır,
“1.5 sene filan olucak işte..”
“1.5 senedir takılıyorsunuz?! (gene aynı vurgu) iyi bakalım, niye bizim şimdi haberimiz oluyor peki hıyar ağası ;) ..var mı resmi kızın?”
Ah anne ah..
“var ya..gösteririm bir ara.. neyse tamam artık biz konumuza odaklanalım bırakın benim aşk hayatımı :}”
Gecenin geri kalanı yine muhabbetle geçti, Allah neşemizi bozmasın, bizimkileri çok seviyorum.. onlarla olduğum her günü sanki “cennetten” çalıyormuşum gibi geliyor bana.. -
6516.
+10Günler geçti…Tümünü Göster
Salı gecesi odamın henüz çıplak olan parke zeminine oturmuş, mobilyaların yerleşmesinin ardından şimdi de ıvır zıvırlarımı dolaplara raflara dolduruyorum,
Kardeşimle bana genç odası almışlar, taşındığımız günün akşamı onlar da geldi (pazartesi taşındık)..babamın müthiş organizasyon ve zamanlama kabiliyeti sayesinde (ki o lanet şeyden bende de var diye düşünüyorum) artık Salı gecesi yapmamız gereken sadece ufak tefek işler kalmıştı geriye, annemler her zamanki gibi hamarattı, mutfağı, salonu, yatak odasını, anneannemin odasını bir gecede halletmişlerdi,
Eğer beddua etmeyeceğiniz bilseydim evi biraz överdim ama sizin ağzınız durmaz aq, yangın mangın çıkartırsınız valla x)
4+1 olduğunu bilin, bir de arkadaki balkonu pimapenle kapatmışlar, orayı da kiler gibi kullanacakmışız.. anasının amı gibi balkon var.. yazın mangal döner.. kardeşimin, benim ve anneannemin ayrı odaları oldu, gerçi ben anneannemle bir arada olmaya da bir şey demezdim hani, çünkü yaşlı kadın ve be beyler.. öyle odada yalnız yatacak filan.. korkuyorum gece mece.. allah gecinden versin…tahtaya vurun..
Gerçi yeni ev, yeni oda filan diyoruz da, ben askere gidip iş bulana kadar toplasan 1 sene ya kalırım ya kalmam o odada yazlar dahil..ama yine de insanın kendi odasının olması güzel..siz bir de bunu kardeşime sorun hele, baktım zilli çoktan eşyalarını yerleştirmeyi bitirmiş, poster moster asıyor..
“bebişim? Odan oldu ha senin de artık (: oo yeni mobilyalar da çok şık, genç kız mı oldun sen? x)”
“gel bantı tut bana”
“annen kızmasın daha ilk günden bant mant, duvarları tak etcen?”
“yok, bişey demiyo, benim odam olm burası artık x)”
“helal be (: …bu ne bu? Josh hollaway?”
Utandı bizimki,
“yeaa işte.. poster…”
“hee.. lost most?”
“hee işte ondan evet..ver bantı açtın mı?”
“ahaha kıza bak sen yaa, neler biliyor, vay anasını sayın seyirciler.. demek josh ha? Öbürü kim o yanındaki? Ne yazıyo bakay…”
“yeaa döverim bak hadi ver bantı”
Güle dalga gece odasını süslemesine yardım ettim, ardından annemlerin yanına uğradım,
“nabıyonuz gençler?”
“off.. yorulduk oğlum valla ne yapalım..az kaldı ama maşallah de (:”
“maşallah maşallah (: e artık işlerinizi bitirince bir kahve içeriz pencerenin önünde”
“yarın akşam artık, bitsin salon tamamen de, içeriz tabi (:”
Balkonda dolanan babamın yanına çıktım,
“tsigalko, terliksiz çıkma” diye seslendi annem..
Ee, evler, anneler değişebilir ama bazı şeyler değişmez değil mi? (: terlik de onlarda biridir efendim. -
6517.
+9http://fizy.org/#s/1ahvor
“nasıl manzara ama?” deyip sırıttı babam,
“iyi valla ya..hadi hayırlı olsun yeni eviniz (: ben artık misafir sayılırım nasılsa”
“niye oğlum? Okulun bitince buralarda iş bulmayacağın ne malum, senin evin olur o zaman ;)”
“hangar gibi evi napayım baba, sen bana bir tane daha alırsın iş yerinin yakınında x)”
“tabi, hatta iyi hatırlattın hemen projesine başlayayım..hıyar (:”
“ehehe..oltaları ne zaman alıyoz? x)”
“alırız bakalım, hele şu işler bir bitsin de, onlar kolay..Pazar mı dönecen sen?”
“hee..Pazar öğlen binerim, iyi değil mi?”
“iyi bakalım, biletini alırız, burada var mı acaba kamil koç?”
“bakarız ya..yarın inip gezelim mi ne var ne yok? Güzel yere benziyor”
“gezeriz, kaç kere geldik buraya ya daha önce?”
“geldik de, ben etrafa bek dikkat etmiyordum ki, zaten hoş balık yemeye geldik, gezmeye değil?”
“iyi artık bol bol gezersin, kordonlarda ortalığı karıştırırsın (:”
“:p”
“nasıl para durumun filan iyi mi?”
“iyi ya..sıkıntı yok (:”
“iyi, öyle bitecek gibi filan olursa ararsın tamam mı?”
“hı hı”
“kızla çıkınca nasıl ödüyorsunuz, hep sen mi yoksa o da arada veriyor mu? (:”
“değişiyor ya..pek hesap etmiyoruz öyle şeyleri, ama ne demek istediğini anladım, hani öyle şey tiplerden değil (:”
“iyi bakalım…göstercektin hani resmini ya?
Utana sıkıla telefonu çıkardım, kendimden nefret ederek ebrunun resimlerini açtım gene..bunu niye yapıyorum ki aq..”bitti, yok” de olsun bitsin işte…
Peder bey aldı, sora sora inceliyor, “bu mu? Bu kumral olan hee…burada hangisi?..bu?..boyu filan nasıl kızın?... iyi iyi, zütü yere yakın olmasın (: ..”
Telefonu verdi, birazdan ciddi bir şeyler söyleyecek, hissediyorum ama bir yandan da gülümsemesini bastırmaya çalışıyor, o da bu gizemli müstakbel gelini (olmayan gelin) oğluna yakıştırmış olsa gerek.. -
6518.
0devam et panpa umarı mson part değildir bu. ayrıca muzlu sütü tercih ederim.
-
6519.
0ananın amı harbiden kitap yazmassan huur çocuğusun
-
6520.
+9http://fizy.org/#s/1ajeonTümünü Göster
“ne kadar oldu demiştin?”
“ne?”
“ne zamandır takılıyordunuz?”
“ha..1.5 sene filan oldu ya..geçen yılın ikinci döneminin başındaydık işte..”
“şimdi oğlum, sen kızın nasıl biri olduğunu daha iyi biliyorsun, artık kimin nasıl insan olduğunu da idrak edecek yaştasın, o hey hey zamanlarını geçtin, akıllı çocuksun, 1.5 sene de epey zaman, aranız da iyiyse, artık bazı şeyleri çocukça düşünmekten vazgeçmeniz lazım yavaş yavaş, değil mi? belli bir ciddiyet vardır illa ki?”
“öyle..yani..”
“hah, ona göre birbirinize karşı da sorumlu davranın, hem sonra kızın kendisi iyi olabilir, güzel olabilir ama ailesi de önemli, sana, bize yakışıyor mu? Annesi nasıl, babası nasıl, içkici mi, pavyoncu mu? Bunlar da önemli yani biliyorsun..işler ciddiye binince sadece iki kişinin arasında kalmayacak”
“tabi..iyi ailesi de ya..normal yani..kimse sizin kadar iyi olamaz da (: , o da ilgili, sevgili bir ailede büyümüş, zaten huylarından da belli”
“kardeşi, abisi ablası var mı?”
“yok, tek çocuk”
“hee..e iyi şımarık değil? Tek çocuklar şımarık olur genelde”
“yok ya..çok sakin huylu bir kız..mütevazi…..demek tek çocuklar şımarık olur he? E ben tek çocuk değilim, yine de şımarığım onu ne yapıcez? :p” deyip üzerine yaslandım,
“eşek sıpasısın sen de ondan (:”
Kol kola bir süre daha lacivert göğün kendine benzettiği denizi ve kordonu izledik..sonra içeri girip odama geçtim,
Bir yandan raflarımı diziyor, bir yandan da, yeterince oynadığım bu iyi çocuk rolünün ve az önceki bunaltıcı konuşmanın (ki ben öyle olduğunu çaktırmadım güya) etkilerinden sıyrılıp yeniden özüme dönebilmek için bir şeyler düşünüyorum…kötülük ve menfaat için eskisinden de hızlı çalışan beynim yanıtı jet hızında buluverdi,
Telefonumu çıkardım, ayçaya bir mesaj yolladım, “naber sarışınım? (:”
Yeni çalışma masamın üzerine bıraktığım telefonun titremesini beklerken, kendim dahil herkesi aldatan hayal katili bir canavar olduğumu hissettim tekrar..
Güzel bir his..hele ki bu hissin doruk noktasında, finali kiminle yapacağımı düşünürsek, felçli bir adamı bile orgazm etmeye yetecek kadar kuvvetli, yoğun, duygu dolu, intikam ve nefret duygusu dolu bir his..
Ve ayça, benim uzun yolumun üzerindeki küçük hanlardan biri sadece..ben kralın şehrine gidiyorum..benim işim sarayda..benim işim sarayla…ve hesabım, bulunduğu yeri hak etmeyen kötü kalpli kral ve kraliçe ile..onları yenebilmem için ise, en az onlar kadar kötü olmalıyım, zira,
onları devirmeden bana taht yok..
onları devirmeden bana rahat yok…
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 20 01 2025
-
uncivilizedmuslim türk milletinden özür dile
-
hayat treni kacti
-
beyler balili sevgilim acaba şimdi ne yapıyordur
-
yasiyorum ama sanki yokum
-
beyler çocukluk fotomu ifşa ediyorum
-
squirt game yasaklanan bölüm
-
şifreyi hatırladım laaan
-
reyiss uyanmış
-
bu gsm operatorlerinin anasini
-
zalina sarıyere gelecem pide ısmarla
-
redditte turkish cocks diye bir subreddit buldum
-
buraya gelip bisey yazasim gelmiyorsa
-
namus gidince vatan millet de kalmıyor
-
milattan önceden bahsederken
-
tam yerine denk geldi de
-
çabukk tv8 i açınn
-
yapmak istemediğiniz bir şey için
-
yine secim donemi dongusuu
-
evrim ağacı değil mi bu
-
35 yaşına gelmeden halletmen gerekenler
-
dedem tum arazileri koyunden almis
-
stresten kaslaeim seyiriyor
-
beyler ermeniyim müslümanım ak partiliyim
-
taşaklarımın çakralarını açarsam ne olur
-
wow girl gittiyse
-
kaptan kirk şu vücut nasıl 88 kilosun amk
-
ınsanlar inci bitmesini sitenin kapanmasi
-
wow girl olarak meme tuylerim
-
popo deliğimi emecek pasif bir yazar arıyorum
- / 2