1. 4601.
    0
    ccc üşüyoruz hatta ne üşümesi donduk artık tsi reyiz ccc

    nerdesin?

    http://www.youtube.com/wa...v=ILxP_d2X3nI&ob=av2e
    ···
  2. 4602.
    0
    100 de bıraktım çnkü çok yavaş yazıo bu huur cocuu

    180 olsun tkrar bşlıcamda

    milli oldu mu şmdi tsi ?
    ···
  3. 4603.
    0
    hikaye çıkmaza girdi tabi amk sonlarını düzgün yazamadıki bin
    ayrıca sende ne para varmış panpa, her gece mekanlardasın
    ···
  4. 4604.
    0
    rezervve
    ···
  5. 4605.
    +1 -1
    oha amk bu kadar şeyi nasıl okuycaz özet geç bin!!
    ···
  6. 4606.
    0
    rezerve
    ···
  7. 4607.
    -1
    anamı kimin gibtiği belli değildi diye özet geçseydin ya bin
    ···
  8. 4608.
    0
    reserve
    ···
  9. 4609.
    +2 -1
    selamlar panpalar,

    çarşamba sabahından beri neler yaşadım inanamazsınız, ayrı bir hikaye olabilir yani..

    bu gece fener maçından sonra kaldığımız yerden devam ediyoruz, çok doluyum, sabaha kadar bile yazabilirim.

    gece görüşmek üzere ;)
    ···
  10. 4610.
    0
    sen yaz biz okuruz panps
    ···
  11. 4611.
    0
    özlettin lan kendini totoş :-)
    ···
  12. 4612.
    +3 -1
    tekrar iyi geceler panpalar, birazdan başlıyorum.

    yorumlarınızı okudum, hepinize teşekkürler (:

    bu gece biraz ilerleyelim, eğer gücüm yeterse dönemin sonunu görürüz
    ···
  13. 4613.
    0
    rezerved
    ···
  14. 4614.
    +11 -1
    ..apar topar girdiğimiz sınıfta, yine aynı acele ile birbirimize girişmiştik, beni lcd tv ler gibi duvara monteleyen ceyda, sanki kudurmuş gibi bir biri ardına, bir sağıma bir soluma dalıyor, bense sadece ayak uydurmaya çalışıyordum..

    bir iki dakika insan üstü bir tempoda üzerimizdeki enerjiyi attıktan sonra, nihayet nerede olduğumuzu hatırladık aq..en azından ben hatırladım,
    hala üzerime yüklenen kızı biraz iteledim,

    "bebeğim, okuldayız?"

    "biliyorum (:" dedi nefes nefese".."zaten asıl zevki burda değil mi? :p"

    güldüm.. haklıydı, yeniden öpüşmeye başladık,
    yalnız o ara, heyecandan mıdır (zira sözsüz bir kuralı ihlal etmekteyiz) yoksa olayın ani ve kontrolsüz gelişmesinden midir bilmiyorum (belki de her ikisi birden) boşalacak gibi oldum, halbuki çok daha açık saçık durumlarda kendimi bunun en az iki katı tutardım.. neyse, okulun orta yerinde ıslak donla dolaşmak istemediğim için ceydayı bir kere daha ittim üzerimden,

    "ne var ya, kız gibi davranıyorsun?" deyip kıkırdadı,

    "kızım, şey olacak yeter.. yavaş biraz" dedim utana sıkıla, bu daha da gülmeye başladı,

    "heyecan mı yaptın? (:"

    "eeh, yani, normal olarak".."hem biri görürse hoş olmaz cidden,bir de bizim sınıf zaten burası.."

    bu ayrıldı üzerimden, ben de direkten dönmüş olmanın verdiği rahatlıkla gayri ihtiyari bir oh çektim, kızdı,

    "oh? kurtuldun yani benden?" deyip alnını alnıma dayadı, beni duvara sıkıştırmaya başladı yine, aklıma lisedeki tuvalet korkutmaları geldi, gülebildim..
    böyle adamın alnına alnımızla ittirip fayansa yaslar, "baahh goçum, bu sana son uyarımız ağıllııı olcağğn" gibisinden triplere girerdik..hey gidi..

    tam da benzer bir durumdaydım şimdi, tabi ceydanın kızgınlığı ve tehdidi fakedendi malum..ben gülünce bir de ellerini beline dayadı, tam asabi mahalle karısı gibi dikiliyor,

    dalga geçmek için ağzımı açtım ki, o ana kadar orada bulunduğunu fark etmediğimiz birinin sesiyle irkildik..
    ···
  15. 4615.
    +8 -1
    "arkadaşlar?"

    ceyda üzerimden iki adım geriye attı, kafalarımızı hemen sağımıza, girişe çevirdik,

    okula henüz bu yıl gelen, yeni bayan araştırma görevlilerinden biri ağzı açık bize bakıyor,

    basıldık..

    zaten alışkınız basılmaya aq..

    kız devam etti,

    "okuldasınız biliyorsunuz değil mi?" deyip bunu şaşkın ve imalı mimiklerle destekledi..

    şimdi, işin açıkçası, üniversite gibi bir ortamda, hele ki bizim üniversitede, gibişmedikçe, kimse sana bir şey diyemez, buna hakkı yok, ama öyle kuytu sınıf köşelerinde kafa kafaya basılınca da, ister istemez bu algıyı veriyorsunuz insanlara,
    halbuki bahçeye çıksanız, (hele de yaza doğru) bizim on yakalandığımız durumdan iki kat daha samimi 5-10 çift görebilirsiniz bir yürüyüşte..ve eminim ki aynı hoca, onları sanki orada durmakta olan çöp bidonuymuşcasına sıradan karşılayıp yoluna devam eder..

    ama işte sınıf.. kimse yok.. falan filan..

    yine de yakalandığımız durum, o kadar da kötü sayılmazdı, ceyda alnını alnıma dayamış, elleri belinde, beni köşeye sıkıştırıyordu alt tarafı (:

    her lafa cevabı olduğunu sanan ben, züt gibi kalmış, ağzımı açamıyor bir haldeyken ceyda konuştu,

    "hocam arkadaş beni biraz kızdırdı da..hesabını kesiyordum" deyip güya kızgın, yarı muzip şekilde gülümsedi,

    güzel bahane evet.. yersen..

    genç hoca (araştırma görevlisi yazamıcam uzun uzun aq..) derin bir nefes alıp söyleyeceklerini toparlamaya çalıştı, şaşırdığı, dahası utandığı belliydi, sonuçta o da genç bir insan evladı, aramızda en fazla 4-5 yaş vardır,

    "anladım, ama, yanlış anlaşılmayın diye uyarayım dedim" diyerek yeniden iğneledi kendi çapında, "dışarda, havadar bir yerde hesaplaşsanız daha iyi olur"

    ceyda yeniden atıldı, ben ise salak salak bakınmakla yetiniyordum,

    "haklısınız hocaamm, ama elimden kimse alamasın istedim" deyip pis pis gülümsedi, karnıma şakadan bir yumruk patlattı..eli ağırmış, ben de güya çok acımız gibi yapıp iki büklüm oldum, genç hocaya pek de samimi gözükmeyen bir "kurtarın beni" bakışı attım..

    kızın söyleyecekleri bitmişti sanırım, artık ne desin..hem zaten karışmak onun işi değil, artı öyle öpüşürken sevişirken de yakalamadı (eğer 1-2 dakika önce gelseydi..of of of..)..
    bir şeyler daha geveledikten sonra, kaçar gibi ayrıldı sınıftan,
    ceyda ise, bırakın zerre utanmayı, aksine neredeyse karşısındakini utandırıp, bizi gördüğüne pişman etmişti, muzaffer bir komutan edasıyla gülümsedi,
    Tümünü Göster
    ···
  16. 4616.
    +9 -1
    "iyi yırttık ha :p"

    "ya, öyle.. hesabımı kestiyseniz gidelim ceyda hanım? (:"

    "daha kesemedim?" deyip tehlikeli bir gülümseme eşliğinde yeniden üzerime geldi, hemen direndim,

    "kızım napıyon, daha demin yakalandık, şansımızı zorlamayalım bence!"

    "üff bırak ya, o salak bugün bir daha bu koridora bile gelemez artık (:" kısa bir kahkaha attı,

    deli midir nedir ya..yeniden öpüşmeye başladık, dudaklarımı kurtarıp,

    "başkası gelirs.."

    "yemin ediyorum kız gibisin ha"

    yine sesimi kesti..
    bir iki dakika daha bu şekilde gayet hararetli bir sevişmenin ardından, kulağına fısıldadım, "tamam bak, patlıycam" öyle deyince bir kaç öpücük daha kondurup üzerimden çekildi,
    yüzü, boynu pespembe kesilmiş, koyu kırmızı saçlarıyla uyum sağlamıştı, ben de, yüzümün yanışına bakılırsa en az onun kadar pancar olmalıydım..
    vay aq..ne öğlen oluyordu ama..

    "tamam" dedi, "seni zor durumda bırakmayalım" deyip pantolonumdaki kabarıklığa baktı, güldü.. utanmaz arlanmaz, beni de hem utandırdı hem güldürdü..
    bu kadar rahat olabildiğin için müteşekkirim ceyda.. alışmaya çalışıyorum.. eğer tam olarak alışırsam, o zaman gelmiş geçmiş en pişkin ikili bile olabiliriz..

    aklıma önceki geceki düşüncelerim ve ceydayı tabi tuttuğum sözde test geldi..ne saçmalamışım be..harbi ağır saçmalamışım..lan bu kız..bu kız rol yapıyor olacak ha?..benim teorime göre bakacak olursak, ceydanın oskara aday olması lazım aq..

    kimsenin rol filan yaptığı yoktu,
    hatta aksine, gerçek özellikleri daha yeni yeni gün yüzüne çıkıyordu.. onunla cinsel ya da düşünsel anlamda yapabileceklerimiz düşündüm.. seçenekler sınırsız gibiydi adeta..

    elini yakaladım, daha nefesimiz bile düzene girmemiş bir durumda, hala kırmızı yanaklarla, sınıfın çıkışına yöneldik..
    ···
  17. 4617.
    +1
    hadi bakalım hemşerim sanırım o zamanlarda seni anlayabilen ve aynı zamanda cinsel yönden tatmin edebilecek birisine ihtiyacın varmış. ceyda bunu sağlamış. bunun ömrü ne olacak acaba. ama ebru nabıyo be bi deyver amk
    ···
  18. 4618.
    0
    rizörv
    ···
  19. 4619.
    +9 -1
    http://fizy.com/#s/1agwcj

    sizinle, insan hayatına şekil veren şeylerin, büyük parçalar ve önemli görünen olaylardan ziyade, küçük ve önemsiz görünen, bazı kritik detaylar olduğundan konuşmuştuk sanırım..
    bir de, şu iyi şeylerin ve kötü şeylerin, hep bir süre boyunca üst üste geldiğinden, ancak iyi günlerimizi yaşarken bunu fark edemeyip, kötüler sıralanmaya başlayınca dert yanıyoruz diye de bahsetmiş olmalıyız..

    itiraf etmeliyim ki, gerek yeni tayfa, gerekse yeni sevgilimin etkisiyle, son 1-1.5 ayım dünya üzerindeki en mutlu ve eğlenceli günlerimdi diyebilirim..

    ama gelin görün ki, bu tip günlerin sınırsız ve stabil olabilmesi, eşyanın tabiatına aykırı.."çok güldük, kesin ağlayacağız" derler ya..işte o söz boşa söylenmiş değil..

    işte böyle bir evren yasası dahilinde, benim hayatımın da yeniden ters yola girmesine neden olacak, küçük, anlık, önemsiz gibi görüne bir detayla karşılaşmak üzereydim yine,

    kapıdan el ele, mutlu mesut fırlamak üzereyken, karşıdan da birinin gelebileceğini, gelen kişininse kim olacağını nereden bilebilirdim?

    tam çıkmak üzereydik ki, eşikte ebru ile neredeyse çarpışacak şekilde karşı karşıya geldik,

    ilk anda refleks icabı iki taraf da irkildikten sonra, birbirini gerçek anlamda fark etmeyi başarmıştı,

    ebru..

    zavallı ebru..

    o gün, ebrunun yüzünde hayal kırıklığının, kederin ve sevgiden dönüşmüş bir öfkenin tam manasıyla yansımasını gördüm..öyle ki, hala bile üzüntü verici bir durum söz konusu olunca onun o yüz ifadesi ve bakışları aklıma gelir..

    bir kaç saat gibi gelen bir kaç saniye boyunca, ceyda ve ben, ebruya
    ebru ise bize bakakalmış vaziyette dikildik karşı karşıya..

    o küçücük zaman diliminde, önce ceydayı taramıştı gözleri, sonra beni, birbirine kenetli ellerimize bakmıştı..hala alev alev olan yanaklarımıza, boynumuza..hızlıca inip kalkan göğüslerimize..soluk soluğa olan nefesimize..
    en sonunda benim gözlerimde bitmişti yolculuğu,
    oraya kadar gelmek zorunda değildi?
    keşke gelmeseydi..
    o, bütün tabloyu inceleyip sonrasındaki yorumunu da, gözleriyle, gözlerime yapınca,
    kendimi o kadar berbat hissettim ki anlatamam..
    kızın biriyle yatakta, ana babasına basılsam bu kadar utanmaz, bu kadar kaygılanmazdım herhalde..

    o gözleri, dudaklarına, kaşlarına, yüzünün her bir hattına yerleşen acı-öfke ifadesi..

    son derede talihsiz..
    son derece berbat bir rastlantı..tesadüf..

    bu kısa bakışmanın ardından geçmesi için yol vermeyi akıl ettim, geçti..geçerken saçlarının rüzgarı, yangın yerine dönen yüzüme hafif bir esinti çaldı..

    ceyda ile sınıftan çıktık..demin kıkırdayan, arsız, enerjik kız bir an da köze dönmüştü..ya ben? ben de ondan farksız sayılmazdım..
    ellerimiz ayrıldı..koridorda ilerleme başladık..ceyda duygu makyajı yapmaya çalıştığı ölü ses tonuyla konuştu,

    "garip bir tesadüf oldu..dimi?" gülümsemeye çalıştıysa da beceremedi..çünkü benim gördüklerimi o da görmüştü ve bu öyle araştırma görevlisine, ya da herhangi birine basılmaya benzemezdi..bu durumda bile neşeli ve alaycı ruh halini korumak için pişkinlikten fazlası gerekirdi..

    "öyle" dedim dudak bükerek.."görmemiz gerekmezdi..onun da bizi görmesi.."

    evet..eğer ceyda ikinci kere üzerime atılıp işi uzatmamış olsaydı, bu rastlantı hiç gerçekleşmemiş olacaktı..dediğimi dinlemeliydi..şimdi ise, sanki onca yaşattığım, yaşattığımız, yetmezmiş gibi, adeta nispet yaparcasına karşısına çıkmıştık ebrunun..

    o halimizi görünce ne düşünmüştü allah bilir..
    bir zamanlar sınıftan el ele çıktığı adamın, o halini görünce..

    keşke bizi görmeseydi... görmek zorunda değildi?
    keşke beni de hiç görmeseydi..
    tıpkı dediği gibi..keşke beni hiç tanımamış olsaydı..ben de onu..varlığımızdan bile haberimiz olmasaydı da, böyle deforme kalplerle ve parçalanmış ruhlarla dolaşmak zorunda kalmasaydık..

    keşke..ah be ebru..
    Tümünü Göster
    ···
  20. 4620.
    +9 -2
    http://fizy.com/#s/1ahft9

    kantinde oturmuş çaylarımızı yudumluyorduk..elleri, uzadıkça daha da kıvrılan saçlarımın arasında dolaşıyordu..sonra yüzümü okşadı, beni dalgın düşlerimden uyandırmak istercesine konuştu,

    "tsigalko, bebeğim..takma bu kadar bence"

    boş gözlerle ceydaya baktım.."nasıl?" dercesine kafa salladım..

    "çok vicdanlı bir çocuksun sen..diyorum ya, hem gamsız hem de duygusalsın... bu ikisi bir arada nasıl oluyor, inanılır gibi değil (:"

    içinde iki kişilik taşıyorsan, inanılmayacak bir tarafı yok..

    belli ki sen, bunca yaşadıklarına ve uçarılığına karşın hala tek parçasın ceyda..o yüzden beni anlamanı beklemiyorum..

    ben gene susunca, bu sefer biraz kızgın bir edayla,

    "öff..aman yani, şurda moralini bozmasına izin verdiğin şeye bak..tamam ben de gerildim, hoş bir karşılaşma değildi, ama seni bu kadar etkilemesine izin vermemelisin..o kızın bir önemi kaldı mı ki senin için? önemi var mıydı ki hiç?"

    o kız değil..adı var onun..ebru..

    "boş ver ceyda" dedim, sıkkın bir şekilde omuz silkip, "üstüme de gelme..bu konuda konuşmak zorunda değiliz.."

    geri adım attı,

    "hayatım, ben sen gerildin diye.."

    "gerildiğim filan yok!..sadece..boş ver işte.."

    bozguna uğramış bir yüz ifadesiyle geri çekildi..kızgınlığı tamamen yüzüne vurmuştu..kızgın bir ceydayı, melteme karşı görmüştüm evet (ve bu ilk seferdi) şimdiyse, bana kızgın bir ceyda görüyordum (ve bu da ilk kez oluyor)..doğrusu onu hiç bana kızgınken görmediğim için, bu hali, az önceki anlayışlı taklidi yapan halinden daha çok ilgimi çekti, incelemeye başladım..ilgimi, gönlünü alacağım sanarak yanlış yorumladı,

    "güya her şeyi paylaşacaktık..tabi.."

    "paylaşıyoruz zaten.." dedim duygusuzca..böyle mal mal davranarak onu daha da kızdırabileceğimi düşünüyordum,

    "hayır paylaşmıyoruz!" dedi aniden parlayıp, sonra yeniden sakinleşti, mırıldar gibi, "bu ebru meselesi kapandı sanıyordum ben? anlatmadığın bir şeyler mi var?..tsigalko?"

    yalan dünyanın orçununun bilirsiniz, ben o ara bilemiyorum tabi (: ama emin olun bilsem bu kadar paralel davranamazdım herhalde..tıpkı orçun gibi mal mal,

    "yoo..senin bildiğinden fazlası yok" dedim..tamamen duygusuzca yine..tuhaf ama ceydayı sinirlendirmek hoşuma gitmişti..daha da kızsın diye uğraşıyordum resmen, e malum, bu yönünü hiç görmemişim..merak ediyorum?

    derin bir nefes alıp arkasına yaslandı..yüz ifadelerine hakim olma çabasını dikkatle izledim..her hangi bir kız olsa, masayı başıma yıkıp giderdi ki siz o tip kızlara da tanık oldunuz bu hikayede..

    "tamam" dedi, "sen yok diyorsan..yoktur..ben sana güveniyorum"

    "sağol.." (mal mode hala on)

    "ben gideyim, derse geç kalıcam.."

    "tamam"

    sinir olmuş ama çaktırmama çalışan bir şekilde yanımdan kalktı..normalde eşlik etmem gerekirdi, sordum,

    "eşlik etmemi ister misin?"

    hayretle baktı yüzüme, bunu mu soruyorsun gibisinden..sonra beni allaha havale eder bir şekilde kafasını sağa sola sallayıp uzun adımlarla kantin çıkışına yöneldi..

    he he..vay be..demek kızgın ceyda da böyle oluyormuş... yani, diğer hepsi gibi..
    bir fark yok..

    arkama yaslandım..sıcak çayımı fondip yaptım, boğazımı yakıp gözlerimi yaşarttı, şaşkınlık ve acıyla yüzümü ekşitip gözlerimi kırpıştırırken, benim o salak ve sefil halimi gören çapraz masamdaki, tanımadığım bir kız acıyarak gülümsedi, ben de boyun kırıp sulanmış gözler ve ekşi suratımdaki sırıtışla karşılık verdim..

    bir on dakika daha oturup kantini, etrafı seyrettim, dışarıya bakmayalı uzun zaman olmuştu doğrusu..evcilleştirilmiş bir kurt gibiydim resmen..şimdiyse, sanki yeni fark etmiş gibi dışardaki vahşi dünyayı hayranlıkla seyrediyordum..özgür hissediyordum..olduğum gibi..

    masalarda laflaşan, ders notlarını karşılaştıran, gülen, tartışan insanları izledim, çaprazımdaki çapkın hanımla bir iki kere daha göz göze geldim, oluşan sinerjinin hatrına kalkarken gülümseyip selam verdim..sonra da gibtir olup gittim..
    Tümünü Göster
    ···