1. 2826.
    0
    amk hikayesi kaybolcak diye korkuyom
    ···
  2. 2827.
    0
    @2377 panpa taşak yapıyorum ne darılması, çükünü keserim akıllı ol
    ···
  3. 2828.
    0
    reserved
    ···
  4. 2829.
    0
    sessiz okuyucu reserved
    ···
  5. 2830.
    0
    panpa kimler var lan? caps versene
    ···
  6. 2831.
    0
    reserved
    ···
  7. 2832.
    +5
    bak 2 gecedir aksatıyon dıbını zütünü dağıtırım tsi.
    ···
  8. 2833.
    0
    77 reserved
    ···
  9. 2834.
    +2
    tsigalko panpa sana panpa diyesim gelmiyor amk ailemden biri gibi oldun iyice 4 gündür geceleri senle yatıp kalkıyorum * ama seneye izmirdeyim büyük ihtimal bi rakı sofrası hazır et bide basket topu bulalım da bir terleteyim seni oynamam falan yook *
    ···
  10. 2835.
    +4
    hocam nasıl bi yazarsın ya bunu kitap haline getir 5 10 tane alırım amk böyle bi şey hayatımda okumadım helal olsun bilerek 2 3 günde bi giriyorum ki sonuna gelmeyeyim de her açtığımda okuyabileyim diye ama mümkün mü bi oturuşta 4 5 sayfa bu gidişle sana hızla yaz bin diyen biri daha çıkacak :D kusura bakma sayfa 62 deyim 2 3 güne sövmeye başlarım saygılar
    ···
  11. 2836.
    0
    rezerve
    ···
  12. 2837.
    0
    sabahlara kadar okuyorum amk seni kendime benzetiyorum bende de var bole olaylar .d sen anlatmaya devam et okuyoruz panpa
    ···
  13. 2838.
    0
    amk yazıcak mısın artık sen!!111birbirbir
    ···
  14. 2839.
    0
    vay tsi kardeşim aynı gün rakı sofrası kurmusuz:)) maç sonu bekliyoruz
    ···
  15. 2840.
    +1
    iyi akşamlar panpalar,
    yarım saate başlarız ;)
    ···
  16. 2841.
    0
    panpa rakı içiyorum bursa'dan selamlar heyecanla bekliyoruz amk dün sen içersen bu günde ben içerim
    ···
  17. 2842.
    +16
    ne demiştik en son,

    evet yazdan bahsettik.. hayatımın hala daha en güzel yazlarından biri olan 2005 yazı geride kalırken, ben ise tamamen yenilenmiş, bir takım yaraları ve deformasyonları, olabilecek en iyi şekilde onarmayı başarmıştım.. yani öyle olduğuna inanıyorum.

    peki o yaz başka neler olmuştu, rotamızı kankalardan, artık okulla bağlantılı ve kendimle alakalı yöne çevirecek olursak, öncelikle bendeki fiziksel değişimlerden biraz bahsederek başlamam uygun olur,

    saçlarımı aylardır kestirmediğimi biliyorsunuz, en son teodosic kıvamındaydı, yazın büyük kısmını da koca kafa olarak geçirdikten sonra, ufak bir iki rötüşla, "alman turist hans" ya da yine "alman futbolcu müller" moduna getirmeyi başarmıştım.

    daha tanıdık bir örnek vermek gerekirse nuri alçonun gençlik filmlerindeki saç tipi de verilebilir *

    ayrıca boyum da uzamıştı, tuhaf şekilde, bir kaç aylık periyotta bir kaç santim daha atmışım, babamdan 2-3 santim kısayken, şimdi bir o kadar uzundum.. önce hatta bunu fark eden de o oldu aq, "lan eşşek sıpası senin boyunun uzaması durmamış mıydı?" diyerek.
    kilo aldım,
    sakallarım sertleşti,

    sanırım büyümüştüm beyler, bir şekilde hem mental hem de fiziksel olarak üniversite beni olgunlaştırmıştı, artık aynaya baktığımda gördüğüm yüz eskisi kadar sevimli ve bebeksi değil, daha sert hatlara sahip, kirli sakalı, hafifçe çıkık elmacık kemiklerinin altına kadar gür, açık kestane rengi, müller vari saçları yuvarlak yüzünü çevreleyen, geniş omuzlu ve eskisine oranla nispeten uzun bir adam olup çıkmıştım.

    hiç bir zaman iri yarı bir çocuk olamadım ama lise son (gene fena boy atmıştım o ara, aq 16 sene hobbit olarak gezdim ben) ve üniversite sona doğru arkadaşlarımın muhabbetler gelince söylediği ve bazıları beni çok güldüren tanımlar olmuştur, misal dershaneden arkadaşım musti, "aga sen iri değil gibisin ama bi sıkılık var aq" derdi, üniversitede necati "kanka değişik bi kalınlığın var senin" derdi..aq ne biçim tanımlar lan bunlar, her duyduğumda da benzer tepkiler verip gülmekten koparırdım bunları;

    "aga işte ben ağaç gibi yana doğru büyüyorum napıcan, odun olduğum ordan belli işte"

    bendeki pgibolojik değişimlere an be an zaten şahit oldunuz, fiziksel özelliklerimden de hazır boşluk varken bahsedeyim dedim.
    öte yandan yaz boyu bol bol yüzdüm, baskete tabi ki devam, artı bir de kick taks a yazıldım * bir aralar tv lerde o akım vardı, sanırım fena halde gaza geldim.
    daha önce başka bir konuda yazmış olmam lazım, iki yıl düzenli kick taks yaptım, üni 2 ve 3 sınıfta. bu da hafızanızın bir kenarında bulunsun.

    sporu zaten hep sevmişimdir,ve en zor zamanlarımda da bana hep çıkış kapısını aralayan, fırsatlar yaratan, bu etkinlikler olmuştu.
    o yüzden, yeteneğiniz az ya da çok olsun, fark etmez, hoşunuza giden sporu yapın beyler,

    spor sağlıktır, hem ruhu hem bedeni temizler. hele bizler gibi genç adamlar, böyle bol imkanların olduğu bir devirde, kesinlikle en düzenli spor yapmalı, sadece beyne değil, bedene de yatırım yapmalıyız. her ne kadar şartlar ve eğitim sistemi bize "oturun kös kös sadece ders çalışın" diyor olsa da, bu tarz vücuda faydalı aktivitelerden de geri kalmayın,

    genç adamda, erkek adamda, bir sağlık sorunu olmadıkta kilo olmayacak beyler,
    yahu çocukları görüyorum şimdi, 16-20 yaş arası, nerdeyse obezlik sınırındalar, ama neden? sabahtan akşama kadar okulda sıraya otur,
    akşam evde internetin, televizyonun başında otur, kızlarla git kafede otur.

    devamlı züt üstünde otura otura karpuz gibi yapmışlar zütleri..lan yemin ediyorum beni şimdi o 15 li yaşlarıma geri döndürseler sokakta yatarım be...

    bu, "şimdiki çocukların internet nesli" olmasıyla ilgili, beni çok büyük hayal kırıklığına uğratan bir anım var, onu da bir ara paylaşacağım.

    bu gecelik bu kadar sosyal mesaj yetsin *
    Tümünü Göster
    ···
  18. 2843.
    +15
    daha başka neler oldu derseniz,

    evet, ebru ile oldukça serbest ve moderen bir ilişkimiz var, yaz boyu 15-20 kere filan anca mesajlaşmışızdır uzun olarak. hani öyle yolda yürürken bile ezilip gebermek pahasına, az önce sıçtığı taku dahi anlatan çiftlerden olmadık. bu iyi bir şey, zira daha önce bu tarz konularda anlaşmıştık,

    "sıkmak yok"

    yazın sonuna doğru ilginç bir gelişme olarak, nilaydan da mesaj aldım. naber, nasıl gidiyor tarzı, başta garipsemekle beraber, sonrasında pek de giblemedim açıkçası. sen, neredeyse koca dönem selam verme, ondan sonra naber bilmem ne..sıradan ve teklifsiz cevaplarla geçiştirdim gitti.

    tolgayla konuşuyoruz arada, zaten adam okul çevremdeki tek düzgün insan diyebilirim, o da olmasa kocaa ünide oturup iki çift laf çevirecek delikanlı adam yok..
    ···
  19. 2844.
    +13
    http://fizy.com/tr#s/1ai7bu

    nihayetinde zaman geçti, malum gün, ayrılık vakti geldi.

    annemle anneannemin beni geçirirken yine ağladığını söylememe gerek var mıydı bilmiyorum, babam "akıllı ol olur mu aslan oğlum" deyip beni kucaklayışı, kardeşimin, daha gitmemişken "sen şimdi ne zaman bi daha döncen abi?" diye sorması..ah aq..gene kopuyoruz o sıcak yuvadan,

    gene kaosun kucağına oturmaya gidiyoruz..beni dünyada koşulsuz ve çıkarsızca seven yegane insanları, sistem uğruna, göz göre göre ardımda bırakıp bir kez daha ne idüğü belirsiz karakterler kervanına müdahil oluyorum..

    odamı, evimi ve içindekileri özleyeceğim..

    bp kamyonumla da vedalaşıyorum gitmeden önce..yatağımla..minyatür basket toplarımla..hala dirseğimin izlerini taşıyan masamla..

    evimle ve onu değerli kılan insanlarıyla vedalaşıyorum,

    kapı önünde bekleşip bana ağlar-güler gözlerle el sallayan ev halkına ben de gülümseyerek el sallıyorum, yolcudur abbas..

    birazdan opel in içinde baba oğul yalnız kalacağız..yarım saatlik, bol tavsiyeli ve telkinli bir yolculuğun ardından bursa garaja varacağız..

    sonra bavullarımı yükleneceğiz beraberce, otobüse attıktan sonra son bir beş dakika daha son duygularımızı ve düşüncelerimizi paylaşacağız babamla, ve nihayetin o bana

    "varınca ara oğlum" diyecek ben de ona,

    "tamam babam, hadi, görüşürüz, baskın yaparım belki * " diyeceğim.

    çok değil, 15 dakika sonra bir cumartesi akşamı, kızıllaşmış havanın ve yol boyunca sıralı ağaçlar, tabelaların eşliğinde, artık o iyiden iyiye tanıdık olmuş olan yolda, kulağımda müzik, gözüm batmak üzere olan güneşte, egeye doğru yol alıyor olacağım..

    geliyorum mavi şehir..beni özledin mi?..
    ···
  20. 2845.
    +15
    gece yarısı yurda vardım,

    odamız aynı gene,
    tolga henüz gelmemiş,

    yorucu bir eşya yerleştirme seansının ardından şöyle ufaktan bir yurdu turluyorum,
    daha kimseler yok, kaşarlanmış üst sınıflar zaten 1 hafta geç geliyorlar, aslında ben de geç gelebilirdim, ama o ayrılık havasını uzatmak istemedim, e orada 1 hafta fazladan da kalsam, 10 gün de kalsam, yine de kaçınılmaz olanla yüzleşmeyecek miyim? zaten o bir hafta da gideceğim günü düşünmekten mundar olurdu..ben de acıyı kısa kesmek istedim.

    kimseler olmayın tv izleyen murat abinin yanına inip, beni imrendirecek derecede saf ve samimi muhabbetine ortak oldum. ne güzel insanlar.. egenin yerlisini hep sevmişimdir zaten.. napcez gali? netcez gali? *
    ···