1. 51.
    0
    taka sarmaya başlıyoruz beyler..bu gece pek güzel bitmeyecek,

    http://fizy.com/tr#s/1aht4w

    sınıfa girdim, ama ruh gibiyim..gözlerimi bile açamıyorum. beni dinamik tutan aşk ateşim, yalanların, hayal kırıklıklarının, ertelenmişliklerin, yanlış anlaşılmışlıkların gölgesinde, artık eskisi kadar ayık tutamıyordu beni..sonunda o 2 saatlik uykuyla oradan oraya zıpladığım günler bitmiş, bünyem iflas etmişti anlaşılan..

    ebrunun ayırdığı sıraya, yanına çöktüm. cam kenarına göz bile atamamıştım..o derece kendimden yoksunum.

    oturur oturma bu,

    "günaydın? uzun bir gece oldu galiba?" deyip gülümsedi, ama bu sefer iğnelercesine değil, bildiğin anlayışla.

    gözlerimi açmaya çalışarak,

    "hiç sorma" dedim, sıraya devirdim kendimi..yattığım yerde gözlerim yarı açık öyle duruyorum, tamamen koyverirsem biliyorumki uyuyakalacağım.

    ebru,
    "arada sana bir çay ısmarlıyim de biraz kendine gel" dedi, hala o sıcak gülümsemesini ve anlayışlı tavrını devam ettiriyordu.

    "tamam içelim, saol" dedim.

    korktuğum başıma geldi, ilk iki ders uyuyarak geçti beyler..hatta hoca benim üzerimden espiri filan bile yapmış, millet gülmüş etmiş, ama uyandırmamışlar..ben farkında değilim. tenefüste okan -necati, eski tayfadan kızlar filan başıma dikilmişler, gülüşe gülüşe, "hoop kaptaan geldik artık, uyan tsigalko, vardıkk" filan diye taşak yapıyorlar.

    güç bela kendime geldim, ebruya, "gidip bi yüzüme su çarpıyim çıkalım" dedim.

    tuvalette, aynaya bakarken gördüğüm yüz bana epey yabancı geldi beyler..göz altlarım, hatta üstleri de şişmiş,kıpkırmızı, sulu..yüzüm filan ısılık gibi olmuş böyle, kafamı montun üstüne koydum ondan olsa gerek, ağzım yüzüm kaymış, burnum büyümüş..bildiğin cin çarpmışa dönmüşüm aq..saçımı başımı hiç sormayın zaten, amatör küme futbol sahalarının kale arkası çimleri gibi..

    biraz çeki düzen vermeye çalıştım kendime,
    tuvaletten çıktım, ebru koridorda bekliyor, geldi yanıma, destek olur gibi yaptı şakadan "yürüyebilcen mi?" deyip güldü.

    kantine indik, çayları aldık..kız acayip güzel olmuştu bugün beyler..resmen ışıldıyor, düne kadar gibime takmadığım kızın yanında kendimi ezik hissettim resmen aq..hatta belki millet demiştir "taş gibi hatunun yanındaki gibkoya bak aq, amk pokemonu şu sıfata bak, özensizliğe bahhh!" gibisinden..

    "kıssadan hisse:uzun süre uykusuz kalmayın beyler"

    neyse oturduk masaya, ben hala gözlerimi kırpıştırıyorum, bu da her zaman ki gibi gözlerini yüzüme dikmiş, koyun modunda gene..bir şeyler söylemesi gerekenin ben olduğumu ve bir şeyler söylemem gerektiğini idrak etmem 1-2 dakikamı aldı,

    gerindim, iç çektim, ağzımdan ne çıkacağını tasarlamadan konuşmaya başladım..
    Tümünü Göster
    ···
  2. 52.
    0
    http://fizy.com/tr#s/3wa5xq

    bu şarkıyı severim ;)

    ayşen in mesajını açtım, kalbim yeniden gümbürdemeye başlamıştı, o an kendi kendime, nasıl bu kadar kısa sürede böyle değişken ruh hallerine bürünebiliyorum diye çattım bir anlığına, ayşen şöyle yazmıştı,

    "eh o halde sorun kalmamış demektirr * . bir daha böyle tartışmayalım tamam mı? üzülüyorum :(. yarın görüşürüz, iyi geceler * "

    bir kez daha ağzıma sıçılmıştı..

    tamam hadi mesajlarda, ve ya yüz yüze konuşurken kullandığım imaları giblemiyorsun, göz ardı edip konunun diğer tarafına tutunuyorsun anladık da, ben az önce sana resmen "baktığım her yerde sen varsın" dedim?? bu "seni seviyorum" un az biraz dolambaçlısından o kadar da farklı bir şey değildi ki? bunu nasıl umursamazdın?

    küfrede küfrede doğruldum yatağımdan..avuçlarımı gözlerime bastırdım..öyle kaldım bir kaç dakika..

    geri kalan her şey aklımdan çıkmıştı ki, ebrunun mesajını hatırladım,
    "ben de üzgünüm ebru, yarın oturup yüz yüze konuşup bazı şeyleri netleştirelim madem, iyi geceler" yazdım. telefonu resmen valizin üzerine fırlatarak attıktan sonra kendimi yastığa yorgana gömdüm,

    lanet olsun du, allah kahretsin di..nefes bile almadan, nefes alışımı bile hissetmeden uyumak, sadece uyumak istedim, kolay olmadı..yatakta dönmekten yorulup sızdığım gecenin sabahına tolga tarafından dürtülerek uyandırıldım,

    "olm sen çok geç kalmışsın bugün ya, saat 7.30, kalk hade, yarım saate servis kalkacak" deyip kahkahayı koyuverdi, e tabi adam da biliyor benim her sabah 6 da topu diktiğimi,

    güç bela çıktım yataktan, yüzüme soğuk suyu olanca gücüyle çarptım, hatta kafamı da kısmen musluğun altına soktum..elime ilk geçen kıyafetleri giydim, kahvaltı etmedim, çanta hazırlamadım, parfüm sıkmadım..onun yerine deodorantı şöyle bir gezdirdim üzerime..herhalde 3 aylık okul dönemimin en özensiz günüydü o gün, doğru dürüst uyanamamıştım bile ki kendimi okul bahçesinde, minibüsten inerken buldum..
    ···
  3. 53.
    0
    kızdırdım seni değil mi? özür dilerim, ben de farkındayım yaptıklarımın, hatta bilerek yapıyorum bile denebilir. kızdırdım seni evet, ama peki ya benim kızgınlıklarım? benim üzüntülerime ne olacak? bana ne yaptığının farkında mısın tsigalko? benimle nasıl konuştuğunun, bana nasıl davrandığının? bizim ne olduğumuzun farkın mısın? neyiz biz seninle?

    bütün ders gizlice izlediğin kız mıyım? yoksa kafana esince, yanına bile uğramasını istemediğin mi?
    gözlerinin içine baka baka iltifat ettiğin kız mıyım? yoksa az önceki gibi ağzına geleni söylediğin mi?
    benimle bir şeyler paylaş, konuş diye üstüne geldiğin kız mıyım? yoksa bir iki espirili cümlesine bile tahammül edemediğin mi?

    neyiz biz seninle? buna bir karar verelim önce..ya da vermeyelim, sen böyle mutluysan, oynamaktan, oynatmaktan zevk alıyorsan ona da saygı duyarım. çünkü benim ne düşündüğüm de, ne hissettiğim de en aptal adamın bile anlayacağı kadar net ortada, bir de seni çözebilsek? neyse ya, ben gene abuk subuk konuşuyorum..en iyisi sadece sen konuş, ben de dinleyeyim, bana bizi anlat biraz, ben de bileyim."

    tahmin ettiğim üzere, bazı şeyleri yanlış anlamıştı evet..ve tıpkı benim az önceki itirafım gibi, o da küçük çaplı, ironiyle karışık bir şekilde duygularını dışa vurmuştu.
    ve bunda benim de kabahatim epey fazlaydı, sen kızla 3 ay boyunca gez, buna itiraz edeme, arada salak salak laflar et (beğeni içeren laflar, ki 1-2 örneğini de paylaştım. o söz gibi kaç tane var kim bilir de, aklıma gelmiyor işte..), yüzüne gül..e zaten başlangıçta da bir şeyler varsa, bunlar da üzerine bildiğin ballı kaymak olmuş olmalıydı.

    pişmanlık ve utanç duyguları, az önceki güzel duyguların yerini almaya başlamıştı..ben onu kırmayayım derken, iyice kendime yaklaştırmıştım ve ayşen le aramız olursa, ebrunun kalbini de tamamen parçalamış olacaktım.. diyorum ya, ne geliyorsa iyi niyetten, ince düşünceden geliyor..

    bu arada bu benim ayşen le olan muhabbetimi nasıl anlamamış hayret.. derste "o kızla mı şeysin?" diye küçümser eda ile sorması ve bu gecenin başında attığı "ne o sevgilinle mi tartıştın?" tarzı mesajı demek ki sadece beni yoklamaya yönelikti.. muhtemelen ayşen i, onu kıskandırma ve sinir etme aracı olarak kullandığımı düşünüyordu (hele ki şu ozanla yaşadığı durumdan sonra, ben de misilleme yapıyordum aklı sıra). durumun tam tersi olduğunu düşünememişti, ya da düşünmek istememişti, zira dediğim gibi, bu kız kendine çok güveniyordu ve ısrarla tiki ve cool olduğunu benimsetme çabasındaydı (başta kendi kendisine)..

    neyse,

    ben salak salak ne desem diye düşünürken, telefon bir kez daha titreyip nihayet beni gerçek dünyaya, dünyama döndürdü,

    dananın kuyruğu kopuyor muydu?
    Tümünü Göster
    ···
  4. 54.
    0
    mesajı gönderdim, nihayetinde inceldiğim yerden kopmuş, ilk defa bu kadar net, bariz bir şekilde ona olan hislerimi paylaşmıştım onunla. tamam belki samimiydik, takılıyorduk filan ama, hiç bu şekilde söyleme cesaretinde bulunamamıştım düşündüklerimi, hep ince bir ima ile, ufak laf oyunlarıyla bir şeyler yapmaya çalışmış, ancak %90 görmezlikten gelinmiştim.

    ama bu kez öyle olmadı, diyorum ya, silahımı da, zırhımı da, gururumu da bir kenarıya fırlatmış, dimdirekt, hesapsızca, plansızca söylemiştim işte.. vücudumun rahatladığını hissediyordum.. gevşeyen kollarımı yatağın iki yanına açtım, artık ben üzerime düşeni yapmıştım beyler.. keşke demeyecektim, ne olursa olsun..

    eğer bu iş olursa, çok da iyi olacaktı, dünyanın en mutlu adamı olacaktım,
    ama olmazsa da, çekeceğim acıya rağmen içimde ukte kalmayacaktı.. geriye dönüp baktığımda, içimi kemiren "ah vah" larım olmayacaktı..

    şimdi ateşten top onun ellerindeydi ve o güzel elleriyle, yazgımı belirleyecekti.. bilmiyorum başka ne denebilirdi? ben seni seviyorum demeyi pek beceremezdim zaten..en yakın o sözcükler çıktı ağzımdan..

    gülümsediğimi hissettim.. hafiflemiştim.. karanlığın içinde, onun, belki de birlikte geçirdiğimiz tüm zamanlara bedel o cevap mesaıjı beklerken telefonum titredi,

    içimden güzel şeyler telkin ederek, pozitif düşünmeye çalışarak mesaj kutumu açtım,

    ebrunun cevabı gelmişti..ilk bakışta bir paragrafla karşı karşıya olduğumu gördüm, bu iyiydi zira ciddiye aldığını gösterirdi,

    ayşenin cevabını beklerken, öylesine göz gezdirme ve muhtemelen cevaplamamak üzere açtığım mesajda, ebrunun elinden, beni oldukça utandıran şu satırları okudum
    ···
  5. 55.
    0
    çalıntı hikaye gibtir git lan bu sözlükten
    ···
  6. 56.
    0
    ulan huur cocugu baslik hirsizi annesiz pic. hem hirsiz hem gerizekali populer baslik caliyor gerizekali.
    ···
  7. 57.
    0
    bune amk tsegolo ya noldu ??

    hırsızlığın bı kadarı tüühh dıbına bi de kendini sevdirmeye çalışıyo ya tühhh
    ···
  8. 58.
    0
    hepsini eksiledim o.ç
    ···
  9. 59.
    0
    (bkz: nasıl bin oldum anlatıyorum)

    çalıntı başlık huur çocuğu
    ···
  10. 60.
    0
    bu sefer beni de bir şaşkınlık aldı, ama bu üsteliyor,

    "bi dene istersen?" deyip iyice kahkahayı koydu, devrildi koltuğa..lan ben iyice şapşalladım bu sefer..ne biçim ilişkiler lan bunlar?

    sonra kızın züte baktım bende, hakkaten de bariz iyi.. yani cereninkinden filan bile iyi.. bununda üzerinde pempe, keten pantolon gibi bir şey var, tam paçoz tarzı.. hani şu vücudunun diğer tarafları normal, zütleri fazla kavisli apaçi hatunlar oluyor ya, böyle acayip pantolonlar giyiyorlar, dar paça, bacakları komple saran.. hatunun saçlar da aynı apaçı saçı gibi zaten böyle yanık-tülermiş-arası kızıllı mızıllı gibi... amk paçozu işte..

    sonra ben öyle dikkatle incelerken, ceren bir kez daha,

    "lan oğlum otur üstüne bi uyanmaz bee nolcak?" dedi, bu sefer daha hain, ince ince gülerekten..

    kafamda olayı biraz daha tarttım, ama uçuşlardayım o ara.. yani sağlıklı düşünebiliyor olma ihtimalim zayıf..

    "iyi lan" dedim içimden..

    bunun koltuğa çıktım, üzerine yaklaştım, şınav çeker pozisyonda, cerene dönüm baktım tekrar, gözleri yine iri iri açılmış,

    "hadi hadiii" deyip gülüyor gene, inanılmaz heyecanlı bir hali var..

    biraz daha yaklaşık bunun da çanağa sürtündüm.. küçük tsigalko, hem acılarda (sızlıyor) hem isyanlarda (taş gibi oldu gene)..

    ee beyler.. yasak ve yanlış şeyler, her zaman çok daha heyecanlı ve cazip gelmiştir insan oğluna..o nedendir ki ademle havvanın da o elmayı ısırışı..o nedenledir ki insan oğlunun yaradılışından bu yana günaha karşı olan bu denli tutkusu ve merağı...

    normalde ceren zütünü açsa o saatten sonra benimki etkilenmezdi her halde ama orada, her şeyden habersiz zütü dönük uyuyan o kıza yaptığım ufak bir temas barutu ateşlemeye yetmişti..

    yasak, beyler "yasak", işte anahtar kelimemiz..

    ben hem o kıyak kafa hem de yeniden uyanan minik devim sayesinde daha az düşünerek hareket etmeye başlamıştım.. önce yavaş yavaş, korka korka olan temaslarım, sonra gittikçe hoyratlaştı..en nihayetinde bildiğin kızın zütün üzerinde sılalom yapıyordum..

    bir noktadan sonra, ya uyanırsa korkusu filan da kalmamıştı, arkadan cerenin tıkanır gibi kıkırdamaları geliyor, ben o vaziyette gidip gelirken yine patladım..4 oldu..

    ama şimdi yiğidi öldür hakkını ver, acaba o atmosferin büyüsünden miydi bilemiyorum ama kızın kalçasının kıvamı da, konveksi de, yani düşünebileceğiniz tüm fiziksel özellikleri de harikaydı..

    boşalırken biraz fazla sarsılmış olmalıyım *..ceren bu sefer "hohohooo ohoho" diye ohalarcasına güldü..

    diğer zavallı harbiden bu dünyada değil yani.. arafta filan..

    kalktım kızın üzerinden.

    "tamam ben kaçıyorum lan artık, iyice rezil ettin beni" dedim cerene,

    geldi beni geçirdi..

    daha kapıdan çıkar çıkmaz, yaptığımdan utanmaya başlamıştım.. hayır yani sürtüşme vb. harketinden değil de, lan uyuyan kıza pantolon üzerinden sürterek boşalma da nedir arkadaş?? harbi hayvanlıkmış yani yaptığım şimdi düşününce daha iyi anlıyorum.

    sokağa çıktım.. kavuruyor soğuk, benim eller cepte, don ıslak, pantolon ıslak sayılır.. soğuk işleye işleye gidiyorum yurda, 20-25 dakika yürüdüm ama bir yandan da ulan diyorum taşakları üşütecez..

    titreye titreye yurda vardım, yurt görevlilerinden biri beni gördü, kapıyı açtı, "oo tsigalko, hadi iyi seneler bakalım" dedi.

    gece gelmeyeceğimi söylemiş, izin alıp çıkmıştım, zaten özel yurtta pek de giblemiyorlardı doğrusu.

    kadının yanından hemen selam verip uçarcasına geçtim..amk leş leş sohbet mi edicez bir de, her tanım atmık..

    doğruca odaya koştum..
    Tümünü Göster
    ···
  11. 61.
    0
    ccc tsigalko ccc
    ···
  12. 62.
    0
    lan hala utanmadan devam mı ediyon huurnun şıçtığı
    ···
  13. 63.
    0
    bu bu bu
    ···
  14. 64.
    0
    Çalıntı başlık
    ···
  15. 65.
    0
    bak bak bide bana liseli diyor : )
    ···
  16. 66.
    0
    kız işleri beyler,

    atla deve değildir.

    tabi ben bunu şimdiki aklıma, o yaştaki halime söylesem kesin gibtiri yerdim..

    gece okanla boş etüt odasında durumları konuşuyorduk.. etüt odası boş çünkü millet sınavlara kendi odasında ya da arkadaşlarının odasında, kafa kafaya hazırlanıyor ya da koridorlarda şişe kapaklarıyla maç yapıyor..

    -"abi çok güzel işte ya..koçumsun, bak bu sefer kesin olacak demiştim de kızmıştın bana"

    -"ya okan, iyi güzel de abicim daha bir şeyin de olduğu yok yani, tamam güzel geceydi filan ama, kız biraz ürkek bu konularda yani, tecrübesiz.. yanlış bir şey yapmak istemiyorum ben"

    -"nasıl yani?"

    -"ya ne bileyim..bir kere, ben emin miyim? önce bir onu sormam lazım kendime"

    -"kanka, kusura bakma ama eşşeğin dıbına su kaçırıyorsun şu anda..lan daha emini mi var be, 10 saat önceden hazırlanmaya başladın aq buluşmaya yarağım?"

    -"abi o benim her zaman ki halim ama?"

    -"ya bak tsigalko.. bence sen fazla ciddiye alıyorsun bu işleri, oğlum bugün takıldığın kızla, yarın evlendirmeyecekler ki seni? sen bir takıl bakalım, gez toz, gittiği kadar.. olmuyorsa olmaz.. çok gözünde büyütme abi..bak ayşeni de büyüttün büyüttün... "

    bakışlarımı görünce sustu.. sonra,

    "ya anladın işte ne demek istediğimi, kusura bakma o örneği verdiğim için..ama demek istediğim, çok kasma yani..lan kız olsan anlayacağım, adım kaşara çıkacak diye korkuyor diyeceğim ama erkek adamsın be abicim, takılıcan, olmadı mı geçicen.."

    -"sen öyle mi yapıyon kanka?" dedim ters ters..amk tabi bekara karı boşamak kolay gelir.." hem bu kız öyle takılıp bırakılacak türden değil, eğlenmelik değil yani..o yüzden yüzde yüz emin olmak istiyorum, çünkü sonradan onu üzmek istemem"

    ben hem onu tersleyip hem de böyle salak salak konuşmaya devam edince bu kızdı,

    -"iyi kanka ne tak yersen ye..ama emin değilim ayağına gül gibi kızı da kaçırıp bu sefer de mineee mineee diye ağlarsan ben karışmam haberin olsun.."

    lafı koymuştu beyler.."sigara içip geliyorum ben" dedi..e tabi, gibtin belamı, yak şimdi zevk sigaranı okan efendi..

    o çıkınca ben de kendi kendime kalıp biraz daha düşündüm.. aslında haklıydı lan... nedir yani? takılıcaz işte.. kız iyi kız, güzel kız.. öyle sömürücü şıllıklardan da değil.. olursa olur, olmazsa da olduğu kadar yaşadıklarımız kar kalır yanımıza
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    0
    gece, planladığımdan da iyi geçmiş, dahası ben artık planı filan boş vermiştim.

    mine ise artık benim için ele geçirilecek bir kale, tavlanacak bir kız , bir intikam ve kendini kanıtlama aracı olmaktan çıkmıştı.

    bu geceki o konuşmalarından seveceğim kadından başkası olamazdı..

    ama tuhaf..

    bunca güzel şeye rağmen hala tuhaf bir his içimi kemiriyor, kilitleyip üzerine yükler yüklediğim kapalı sandıkları açmaya zorluyordu..

    mine yi yurda zütürürken, içerden, tanıdık, bet bir ses sordu

    "aradağın kız bu mı sahiden?"... "aradığın aşk?... bu mu sahiden?"... "emin misin,... sahiden??"...

    kız yanımda olmasaydı kendime bir tokat patlatmaktan geri durmazdım herhalde..

    "harcayacak olma onu?.."... "bu sen değilsin..bu aşk değil"

    yurda vardık,

    bu güzel gece ve sohbet için bana teşekkür etti, sarıldık.. fazladan 2-3 saniye daha. yine kapısından girene kadar takip ettim gözlerimle ve o yine tam girerken bana doğru baktı.. göremedim ama gülümsemiş olmalıydı.

    işte şimdi işin zor kısmı başlıyordu.. knor hazır çorba kıvamındaki duygularım eşliğinde yurda doğru 20 dakikalık bir yürüyüş.

    bu işin olmaya çok yakın olduğunu hissettim,
    ama işte sanki, o kadar da heyacanlı değildim artık. neden? rahatlamış mıydım? ayşen le de bu noktalara gelsek, gene mi aynı şekilde hissedecektim... bak hala ayşen diyorum... mine güzel kız... kalbi de güzel... sahi ozan şerefsizi nasıl o kadar çabuk ayarladı onu?... nilay bu işler beklemeye gelmez demişti... okan rahat ol abi, kendin ol demişti... sahi okan en konuşacaktı benimle, kaynadı çocuğun mevzular... nilayla okan da yakışır aslında... lan çok mu geciktim acaba yurda?... amaan sanki bir şey diyorlar..""aradığın aşk bu mu tsigalko?""...

    kafamda filler gibişe dursun,

    ben odama çıkan merdivenleri arşınlamaya başlamıştım, bu gece birileri kendisine hesap verecekti yine..

    odama varınca telefonu çıkarıp masaya koyarken kontrol ettim, bir mesajım var.. mine den başkası değildi;

    "vardın mı yurduna?"

    beni düşünüyordu o..ve ben, hala neleri düşünüyordum... tüm gücümle onu sevmeye çalışmam gerekirken hemde
    ···
  18. 68.
    0
    hava biraz ılımıştı,

    garip ama gece, akşama göre biraz daha sıcaktı..ya da ben fazla ısınmıştım bilmiyorum.

    banklardan birinde oturmayı teklif ettim,

    "hava soğuk ama, ne dersin biraz oturalım mı?"

    "olur" dedi, "o kadar da soğuk değil zaten, hem senin kaşkolun beni korur * "

    güldük..

    ben geliyorum şimdi deyip yanından ayrıldım, o an anlam verememiştir ama 1 dakika sonra yanına elimde profiterollerle dönünce

    "aa ne gerek vardı ya.. çokta severim yalnız profiterolü" deyip teşekkür etmişti,

    "biliyorum" dedim.."sevdiğini söylemiştin"

    gene bir sessizlik..

    "müzik dinlemek ister misin?" diye sordum,

    tabi dedi..

    telefonun kulaklığını taktım, birini ona verdim,

    fonda şunun http://fizy.com/tr#s/12qrn6 eşliğinde, elimizde profiteroller, soğuğun da etkisiyle epey boş olan aşıklar yolunun ağaç altındaki bir bankında sessiz sedasız dalıp gitmiştik..

    eline uzanıp tutmak geldi içimden..ama yapamadım
    ···
  19. 69.
    0
    eksileyin huur evladını eksileyin
    ···
  20. 70.
    0
    güldüm dıbına koyim
    ···