-
1.
+2 -1amk utanmazı çalıon bari bu kadar popüler başlığı çalma amk
-
2.
0üzerinde gidip gelmeye başladım, gibimde sızlamaya başlamıştı artık zira 3 ü zorluyorum, abartılı konuşmaya gerek yok, eğer peter north filan değilseniz 2. den sonrası hepimiz için zordur.Tümünü Göster
bir süre bu şekilde ben de buna sürttüm, ama artık öpüşme, sevişme, duygusal bir durum filan kalmamış, tamamen hayvana bağlamış durumdayız. bu inliyor hafif hafif, aq normalde olsa belki daha da şevke getirirdi ama evde altı, odada da 3 kişi olunca daha beter konsantrem bozuldu biri duyacak diye..
nihayetinde iyice kan ter içinde kalıp 3. atışı da yaptıktan sonra bunun üzerine bıraktım kendimi.. kesin dalga geçer,bir şeyler söyle diye düşündüm ama yapmadı. kafamı ellerinin arasına almış, saçımı, yüzümü okşuyordu..
bir süre de o şekilde kaldık..
neden sonra artık ben üzerinden çekildim, pantolonu giydim filan, bu da yanlamasına döndü, bir yandan beni izliyor.. saat 5 filan olabilir..
sonra gittim bir yüzümü yıkadım, geldim bunun yanına uzandım, ama odaya dışardan girince farkettim ki bildiğin leş olmuş ortalık.. rakı, bira, atmık, ter her tak birbirine karışmış içerde... bir de o uyuyan arada osurduysa filan..aha işte tam ölümcül karışım.. kimyasal bomba aq..
öyle kaldık bir süre daha, hava hafiften ışımaya başlıyordu, bu o ara biraz dalmış, benim gözler zum halde..
yanından kalktım.
o ara bu da aydı tekrar, bana bakındı, "gidiyon mu?"
"gideyim ya, sonra konuşuruz.. kafam döndü iyice, gideyim yerimde yatayım.."
binler bu arada ben öyle leş gibi gezmekten hiç hoşlanmam.. şimdi orda uyuyup kalsam, en erken akşama uyanacağım, e üstüm başım berbat, boxer kullanım dışı, pantolon rakılı.. öbürleri de yeni tanıdığım insanlar, onların arasında öyle pis pis durmak istemedim yani.
ha bir de diyeceksiniz ki, "be dıbına koduğumun, bu detayları niye yazıyorsun?"
kusura bakmayın ama bunlar hayatın gerçekleri, yani öyle eve meve, gibişe kakışa gittiğinizde böyle herşey fresh, her şey hijyenik ve planlı şekilde olmuyor, muhtemelen gece sonunda istediğiniz tek şey güzel bir duş ve yatıp iyice uyumak olacaktır. şimdiden tavsiyem olsun, yani öyle ekstra kaliteli ferrelardaki gibi güllük gülistanlık değil her şey,
ki düşünün biz gibiş bile yapmadık, bir de o olsa kim bilir neler olacak, nereden bileceksiniz kız fışkırarak mı boşalıyor, zütte domat mı var?
neyse, bu kadar gerçeklik yeter sanırım.
kalktım gidicem, ama kıza söylediğim de bir parça doğru zira alkolün acısı yeni çıkmaya başladı, kafam epey iyi.. bunun arkadaşına gözüm takıldı tekrar, dıbına koduğumun kızı, kaç saattir manda gibi uyuyor lan koltukta, gibeyim öyle yılbaşıyı..
ceren benim baktığımı görünce yanlış anladı salak, önce şaşırdı, sonra da gözleri parladı, gülmeye başladı..
"nasıl bunun da kalçalar harika demi?" deyip güldü..
lan salak? ne demek istiyorsun sen.. -
3.
0geri kalanı da not defteri halinde var panpa yollayayım mı?
-
4.
0DAL yannanLIK hoşuna gidiyor huur çocuğunun, bi silik yese aklı başına gelir at yannanının
-
5.
0
-
6.
0cümbür cemaat doluştuk mekana, içerde de epey insan var, bekleme koltukları filan hep dolu, biz öyle görünce dedik lan bilet bulabilsek bari,
neyse parayı ayarlıyoruz, doluştuk gişenin önüne, kadın da baktı gülüyor bizim tiplere böyle atkılı bereli, kırmızı burunlu yanaklı oğlan-kız karışık, yeni ünili bir tayfa.. yani dışardan bakınca epey sevimli ve sempatik gözüküyor olmalıyız..
gene böyle her kafadan bir ses, erkekler espiri yapıyor, kızlar gülüşüyorlar, çok cıvıl cıvılız, ortam sıcacık..ne yalan diyeyim ben bile biraz üzerimden attım o ölü toprağını, nilay yanıma geldi, onla lak lak ediyoruz, okan yanımda,
neyse biletler alındı, seansa 10 dakika filan var, epey dolu salon izleyecek gibiyiz,
biraz daha yan tarafa geçelim dedik öyle orta yerde, dükkan önüne çekmiş tır gibi gişenin önünü kapamayalım diye..
yana doğru yürüyoruz o ara okan acayip hareketler yapmaya başladı, bildiğin point guard a perde hazırlayan uzun gibi, yardım savunmasına gelen small forvet gibi (iyi basket oynarım bu arada, oradan da mevzular çıkacak) , kademeye giren sağ bek gibi aq..böyle bi önüme geçme çabası filan, ayağıma bastı o ara, dedim "lan napıyon, sakin ol" aq ilk defa mı geliyon sinema salonuna, hafiften kızdım da, çünkü canım baya yandı botla ayağıma basınca,
neyse, bu bir şey demedi, ama gene böyle bir parselleme çabalarında, ne oluyor bilmem ne derken beyler,
gişenin tam girişin karşısında olduğunu düşünün, oradan sola kırmıştık biz, o vaziyette tren misali ilerlerken, ben de kafamı sola, yani yol tarafına doğru çevirivermişim..şu okanının deminden beri alan savunması yaptığı yöne doğru..
onları gördüm..yan yana,
ve baş başa,
aynı bekleme koltuğunda (kırmızı sahte deri koltuklar)
diz dizeler,
onun gözlerinde yine benim en çok hoşuma giden "mavi göz farı" üzerinde siyah beyaz, zebramsı desenli montu, kafasında ona uygun beresi.. ellerinde parmakları kegib eldiven..
ozan ve ayşen.. aynı koltukta, aynı gün, bizimle aynı seansı beklemekteler... -
7.
0gecenin son şarkısı ve son iki partı,Tümünü Göster
http://fizy.com/tr#s/1ahy9j
o gün salıydı,
ben size asıl perşembe günün anlatacağım son bölümde, ama önce biraz toparlayayım, genel olarak durumları yazayım,
..mutluluk rüyam başlamadan bitmişti,
..başta takıldığım tayfa kızlı erkekli,bana sahip çıktılar.
..okanla salı gecesi boyunca sabaha kadar konuştuk..
..oda arkadaşlarımla konuştuk..
..herkes etrafımda bir sevgi çemberi örmüştü adeta.. erkekler böyledir beyler..yerine göre am züt meme, yerine göre şişenin dibine kadar ineriz biz..kadınlardan farkımız da bu olsa gerek ki, düşene bir hançer de biz saplamaz, omuzlarından tuttuğumuz gibi ayağa dikeriz..tabi tüm hemcinslerimiz için geçerli değil bu, erkeğin de huursu var mı? var, ama genelimiz harbi çocuklarız bunu biliyorum.
..çarşamba günü eski tayfayla takıldım..
..ebruyla konuşmuyoruz..
..cereni de görmedim..
..derste yanına oturduğum kız, adı nilay..bir yere yazmak lazım onuda
..serhat bini bana çok sitem etti "aga işte bıraktın gittin ama olsun" gibisinden, sonradan tayfanın kızlarından öğreniyorum ki ebruya kegibmiş başta bu, aslında benim gitmem filan bahane, kızı da istemeden gruptan ayırınca içten içe kıl olmuş, ama şimdi sorun yok gibi..
..çarşamba günü ayşen i okulda gördüm tabi, hala şirinlikler yapıyor bana, bebek teselli eder gibi bir hali var, böyle ben geçerken bana kapıları tutuyor, "buyrunuz efeendiim" filan diyor, yüzüme gülümsemeye çalışıyor..bildiğiniz çocuk eyliyor yani..
bense ruhsuz ruhsuz gülümsemeye çalışmakla yetiniyorum..
çarşamba günü akşamı, bizim tayfa (8 kişiyiz) artı sınıftan başka bir büyükçe grup, onlar da yine 8-10 kişi kadar, içlerinde nilay da var..
güzel bir film vardı o senesi, hatta baya popüler oldu, romantik bir film,yabancı. adını vermek istemiyorum ama bulmak isteyen yılları kıyaslayıp bulur.. neyse.
sözleştik hep beraber ona gidicez cümbür cemaat, hem kaynaşıcaz filan böyle, hem de o ara benim moralim düzelecek filan işte farklı insanlar vb...
perşembe günü de benzer şekilde geçti,
belediyenin bünyesinde, gayet güzel bir sinema salonu var, oraya gitmeyi planlıyoruz, kampüse yakın,
işte biz toplaştık, bidiğin ilkokullu çocuk sürüsü gibi, konuşa gülüşe, uğultu halinde 15-20 kişi sinemaya doğru ilerliyoruz, bilet buluruz diye düşünüyoruz çünkü hem hafta için hem de akşam seansı,
16.35 seansı..hiç unutmam.. -
8.
0cevap geldi,
"özür dilerim çünkü farkında olmadan fazla yaklaşmışız birbirimize, sanırım suçlusu benim. arkadaşlığımızın o yöne kayıp o kadar ilerleyeceğini düşünmemiştim.."
gene nakavt olmuştum..
bir kaç mesaj daha attık birbirimize,
o arada neler yazdık, hatırlamıyorum, neredeyse yalvardığımı hatırlayabiliyorum..
bir de hayal meyal- kegib kegib hatırladığım şu cümleler var,
ben yazmışım,
"..bazen iyi olmak mutlu olmak için yetmiyor, aşk için yetmiyor.."
gene ben yazmışım,
"... tamam o halde, kalbini, onu hak eden birine ver."
ve son olarak o yazmış,
"..ben kimselere veremem kalbimi."
son mesajı buydu beyler..son mesajlaşmamız böyle olmuştu.. böyle bitmişti iki kişilik tiyatromuz..
kimselere kalbimi veremem demişti..zor kız... geçmişinden yaralı kız, güvensiz kız.. yanan, etrafına yaklaşanı da yakan bir kız..
kalbini kimselere veremezdi o.. -
9.
0mesaj ayşenden,
"çok özür dilerimm ben her şey için :'("
ne demekti şimdi bu?
bir an, sadece ufak bir an içimdeki köz haline gelmiş, kapkara, odunlaşmış kalbim içten içe tutuşur gibi oldu..
"nasıl yani?" yazdım yolladım, aq , edebiyat yapacak dermanım kalmamıştı.. elim ayağım titremeye başlamıştı yine..ne demekti şimdi bu?
edit: ebru yazmışım ayşen yerine aq * -
10.
0http://fizy.com/tr#s/3pkyx4
masadan kalktım..odama, yatağıma kavuşmalıydım bir an önce, acı acı gülümsüyordum,
"al sana aşk!".."al sana sevgi! nasıl hoşuna gitti mi?" diyordu beynimin derinliklerinden bir ses... "buldun mu aradığın mutluluğu, peri masalın gerçek oldu mu?"
odaya gittim,
epey kalabalık..
benim yataktakileri kaldırıp kendim yattım, neredeyse hiç konuşmadan..
"noldu lan, hişşt".."bir şey olmuş buna" .."tsigalko, kaldır lan kafanı, kızla mı bozuştun?" tolga, bir yandan necati bir yandan laf atıyorlar,
öbür oda arkadaşımın gevrek sesisin duydum
"abiie valla zor işler bunlar yea.."
kafamı kaldırdım, "yorgunum abi yatayım az" dedim,
"daha yeni uyandın olm nereye yatıyon, counter yapıcaz gene bu gece, ama bu sefer internete gidelim diyorlar, yukardaki pclerde ödev yapıyomuş yavşaklar... "
herkes kendi havasında aq..
"hastayım galiba, dokunmayın bana bu gece" dedim. iyice gömüldüm yatağa..
biraz daha sürdü gürültüleri, sonra toplandılar çıktılar odadan, ışığı filan söndürdüler, giderlen gene tolga seslendi "hacı bak gelmeye karar verirsen net deyiz tamam mı?"
"tamam sağolun" dedim yorganın altından.
nihayet karanlıkta başbaşaydım kendimle..
o ara gene biraz dalmışım.
ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama telefonun titremesiyle uyandım.. -
11.
0beklediğim mesaj geldi,
tuhaf, ama sanki açmadan biliyordum cevabı..ön sezi filan değil, bariz belli olanın yansıması,
böyle olmazdı ilişkiler, böyle olmamalıydı flört, böyle mi olurdu karşılıklı sevgi?
evet, güzel başlamıştı, ama biz hep girişte kaldık bu hikayede.. onun vaadine ve verdiği heyecana kapıldık,
gelişme bölümüne varamadık, mutlu sonu göremedik..
mesajı açtım, fazla uzun değildi..
kibarca reddetmişti beni, benim gibi edebiyat parçalama gereği bile duymamıştı.."olamayız biz" diyordu.." yapamam" diyordu sadece..
arkadaştık biz, sıradan arkadaş, iyi çocuktum ben, iyi çocuk tsigalko..ve tabi ki sorun ben de değil, ondaydı her zaman ki gibi, ben de daha iyilerine layıktım..
neden?
yapmamış mıydık? yaşamamış mıydık? onca şey paylaşmamış mıydık?
sıradan arkadaşlar, yapar mıydı böyle şeyler?
gülümserler miydi, birbirlerinin gözlerinin içine baka baka saatlerce?
aynı şarkılarla hüzünlenir, aynı şarkılarla çoşarlar mıydı bu kadar içten bir şekilde?
kol kola dolaşırlar mıydı şehrin sokaklarında?
sabahlarlar mıydı, "acaba ne yazacak, ben ne yazsam ki?" düşünceleriyle kendilerini ayık tutarak,
gün batımında dolaşırlar mıydı aşıklar yolunun ışıltıları altında?
üşüdüklerinde birbirlerine sokulurlar mıydı, ağaç altındaki o köhne banklarda?
sıradan arkadaşlar, yapar mıydı bunları? sahi, siz yaptınız mı arkadaşlarınızla (!) böyle şeyler? belki de ben abartıyordum, kör olmuştu gözüm aşktan, sarhoş olmuştum saçlarının kokusundan...
ruhuna değercesine sarılır mıydı birbirine,
sıradan arkadaşlar.. -
12.
0aynen bendede var gönderemmi ?
-
13.
0o ilk bir kaç saniyeyi anımsayamıyorum zira küçük çaplı bir felç geçirmiş olabilirim..
ozan ve ayşen aynı koltukta, dip dibe, dediğim gibi diz dizeler,
o şekilde ne kadar bakakaldım onu da bilmiyorum ama anılarımın arasında, o günle ilgili kalan en canlı karelerden biri, ayşen in beni gördüğü an ki yüz ifadesi..
herhalde insan karşısında şeytanı görse öyle bakmaz.. şahsen kendi hayatımı şöyle bir düşünüyorum da, ona benzer, hatta yakınından geçebilecek bir bakış bile atmamışımdır herhalde en korktuğum-en nefret ettiğim insana bile..
güzel yüzü, o an, işte o saniye benim için artık lanetlenmiş bir kötülük timsaline dönüşmüştü.. genelde parlak parlak, iri iri olan o gözler; kısılmış, kendini savunmaya hazır bir kedinin gözleri gibi yarı korku yarı şaşkınlık haline bürünmüştü,
bebek gibi masum yüzü, bükülünce onu daha da bebeksileştiren dudakları gerilmiş, burun delikleri genişlemiş.. yüzünü çepeçevre bir riyakarlık ve "suç üzeri yakalanmış" insan pgibolojisinin izlerini taşıyan endişeli bir hal kaplamıştı..
neden sonra okan kolumdan sarstı da kendime geldim,
"-oğlum, tamam önüne bak artık, konuşuruz, bırak şimdi lütfen bak, kaç kişi gelmişiz, rezillik olacak.."
robot gibi önüme dönmüştüm..
rezillik çıkacak.. evet bunun olması için benim o ikisine kafa göz dalmam ve o sinemayı darmadağın etmem gerekiyordu..ama gel gör ki, bırakın ortalığı yıkmayı, adım bile atacak derman bulamıyordum bacaklarımda, ozanı o zamanlar dövebilir miydim? bilemiyorum ama emin olun o saniye 10 yaşındaki çocuğa bile direnemeyecek bir ruh halindeydim.. diyorum ya, nakavt olmuştum beyler.. bedenim değil, ama ruhum darma dağın olmuştu,
mideme kurşun yemiş gibiydim resmen..bir ağırlık.. beni hemen, o an oraya çömelmek zorunda bırakabilecek kadar katı-yoğun-hissedilir bir ruhsal ağırlık..bir kaç saniye içinde, kalbi kırık genç bir adamdan, ruhen tamamen tuzla buz olmuş bir ihtiyara dönüşmüştüm..
neden?
bunu hak edecek ne yapmıştım ben? -
14.
0ilk defa reddedilmiyordum ben beyler,
elde edemediğim ilk kız değildi ayşen,
tamam belki ilk kez bu kadar sevmiş, bu derece yoğun, neredeyse elle tutulabilir bir sevgiyle bağlanmıştım birine,
ama yo hayır..bu, reddedilme acısı değildi,
bu terkedilme acısı hiç değildi,
aldatılma acısı bile değildi,
ben,
bir yarış atı gibi,
bir koşu tavşanı gibi,
resmen bir başkası ile yarıştırılmış,
ve o yarışı kaybetmiştim..
o an neye ne kadar üzüldüğümün hesabını tutmam mümkün değildi, ama sonradan anlamıştım ki,
ben ne ayşenle başlamadan biten gelecek hayallerime,
ne gönülden sevdiğim birini elde edemeyişime,
ne de ona bir başkasının sahip olmasına üzülmüştüm,
aslında ben, kendime üzülmüştüm,
kırılan gururuma, yok edilen öz güvenime üzülmüştüm..
ayşen?
benim hatasız, kusursuz, biricik prensesim?
nasıl yapabilmişti bunu? beni, nasıl olmuşta bir başkasıyla kıyasıya yarıştırmıştı?
neye göre tercih etmişti onu?
daha mı yakışıklıydı benden?
daha mı zengin?
yoksa daha mı çok sevmişti?
daha mı fazla istemişti ayşen'i?
mümkün olabilir miydi ki böyle bir şey? daha fazla sevilebilir miydi bir insan, daha fazla sevebilir miydi bir insan, benim ayşen'i sevdiğimden
eğer sadece reddedilmiş olsaydım, bir şekilde aşkımı kalbime gömer ve acımı içimde yaşardım, zira ben gurursuz olamazdım pek fazla, daha da yalvaramazdım.. yavşaklık edemezdim..
aldatılsaydım eğer, tokadı basar, öfkeyle çeker giderdim en fazla..ve o kadar da koymazdı zaten,
ama peki ya bu? bu yapılan? nasıl bir plan, nasıl bir izan?
ben, tercih edilmeyen olmuştum.. kaybeden.. şimdiki deyimimizle loser..hem de en ağırından belki de.. -
15.
0nevaleyi filan koltuğun altına attık, o ara bu salak bardağın dibinde kalan çeyrek rakıyı benim pantolona döktü..aq senin..Tümünü Göster
böyle koltukta kıpırdanırkene birben bire fazladan yaklaşmış bulunduk birbirimize, baktım bu bana bakıyor dik dik, normalde hafifçe çekik olan gözleri irileşmiş.. dedim iyimisin kız? elimi alnına filan tuttum şakasına, ama bu piskopat gibi bakmaya devam ediyor, iyice yaklaştı, bu sefer ben de oyunu bıraktım, gözlerimi diktik, yüzüne, dudaklarına, boynuna bakmaya başladım.. oradan da gözlerim göğüslerine kaydı.. sonra tekrardan yüzüne bakmaya çalıştım ama yakalanmıştım, ince ince gülümseyip üstüme yüklendi,
ağır çekim şekilde koltuğa yıkıldık, bacağının birini diğer tarafıma atıp tamamen üzerime çıktı.. kalçası tamamen kasıklarımın üzerindeydi.. beyler sanırım o ara patladım ben..
tamamen üzerimde, dudaklarıma, boynuma hamle yapmaya başladı, ben de ellerimi sırtına attım, iyice kendime doğru bastırıyorum.
bir süre bu şekilde hafif tempo öpüş-seviş halinde kaldık. sonra bu biraz aşağı doğru kayıp başını göğsüme yasladı. ikimizinde soluk alış veriş, kalp atışları duyuluyor.. kafamı çevirdim, öbür kıza baktım, hala aynı vaziyette baygın..
"o sabaha kadar yatar böyle" dedi benimki, sonra yeniden yüzüme doğru yaklaştı, o ara minik tsigalkoyu ima ederek, "maşallah" deyip kıkırdadı, ben de yarı utangaç güldüm aptal aptal, yine öpüşecekmiş kadar yaklaştık birbirimize, bu sefer ben hamle yaptım, saçlarını yakalayıp bir tarafa doğru attırdım, boynunu boş kalan kısmına dudaklarımı yapıştırdım.
bu şekilde gene bir kaç dakika bir ön sevişme denilebilecek öpme koklama faslı yaşandı,
devamında bu üzerimden çekilip, "birazdan geliyorum diye" odadan çıkıp gitti..
vay aq..donu kontrol ettim.. evet kamyon devrilmiş beyler.. boxer balçık gibi..
peçete meçete bir şeyler bulup biraz durumu toparlamaya çalıştım.
tam pantolonu geri çekiyordum ki bu geri geldi, pijama giymiş, rahatlık babında..lan ben de jartiyer martiyer yapıcam sandıydım *
beni öyle görünce, "o kadar olur mu bilmiyorum?" deyip dudak büzdü..ben de bu sefer, yok atmıkları temizliyorum diyemem ya, "dedim, ya pantolon beni de rahatsız ediyor, onu çıkarsam sadece?"
tamam deyip göz kırptı, yeniden koltuğa attık kendimizi, bu gene üzerime çullandı.. dıbına koduğumun ne çok seviyorlar yukarda olmayı be beyler.. ilerde en büyük sıkıntılarınızdan biri bu olabilir(belki de zaten öyledir * )
biz gene ön sevişme modundayız ama pantolonların gitmesinin verdiği rahatlık var, kız bildiğin üzerimde sürtünmeye başladı..bir süre sonra öpüşmeyi filan tamamen bırakıp bildiğin tepinme moduna geçince, "yavaş kızım patlatıcam" diye uyarmak zorunda kaldım, biz gene koptuk..lan sevişiyor muyuz, komedi filmi mi çekiyoruz belli değil,
ceren.. yani hem bu kadar plancı bir huur hem de böyle yeni liseli kızlar gibi utangaç ve şapşal nasıl olabiliyordu aklım ermiyor.
bu biraz daha tepindi üzerimde, detaylara fazla girmeyeceğim,(elbette her saniyesini hatırlıyorum dıbına koduklarım..ilk sevişmem)
çünkü 31 çekmeye hazırlandığınızı tahmin edebiliyorum, hayır, hikayemin üzerine attırmanıza karşıyım *
neyse,
o yukardayken ben bir posta daha patladım..bu sefer anladı, tabi, gene gülmeye başladı.."ne var kızım.. elimde mi sanki?" daha beter gülüyor, daha beter bastırıyor, sonunda tuttum kollarından,
"heh tamam artık, hıncını aldın mı?" diye sordum. gene gülmeye başlıyordu ki tuttuğum gibi kaldırdım üzerimden, bir şekilde altından sıyrıldım, epey mücade etti, amk kolay iş değil beyler, kız deyip geçmeyin yani..hem ağırlar hem de o kadar güçsüz sayılmazlar,
boşuna demiyorlar, "ergene karı dövmesi kolay gelir" diye.
boğuşa ede bunu altıma aldım, bacaklarını belime doladı.. şimdi sıra bendeydi.. -
16.
0http://fizy.com/tr#s/1ahc3lTümünü Göster
saatler gece yarısına yaklaşırken, biz artık cerenle neredeyse kucak kucağayız, yalnız benim aklımda pislik yapmak yok, ha o bir şey yapacak olursa, eyvallah, iştirak ederiz, ama erekte olmuş gibime rağmen yine de fazla abartılı düşünmemeye çalışıyorum.
o ara öbür çocuk artık gitse iyi olacağını söyledi, kızlar şaşırdılar filan, aa maa yapıyorlar..ama diyorum ya çocuk bebe aq, bir de içirdim rakıları makıları, iyice yamuldu, dedim "evini yurdunu bulabilcen mi bari, biz zütürelim istersen?" bu,
"yok aga sağolun ya bulurum" filan diyor..lan ne saf adamlar var ya, adamla taşak geçiyorum kızlar kıkırdıyor ama mal onu bile anlamıyor..
iyi tamam madem hadi iyi seneler filan dedik postaladık bunu, saat 1 e yaklaşıyor,
öbür hatunu bir daha kontrol ettik "öldü mü lan yoksa?" diye, yok, ama bildiğin bayılmış aq..manda gibi yatıyor koltukta..
bu sefer ben, ceren ve diğer kız konuşmaya başladık, ben kafamın kıyaklığının da etkisiyle biraz bu aşk meşk mevzularını anlattım bunlara, ayşen olayını filan anlattım ama allahtan isim vermemişim aq yoksa ilerde kesin aleyhime kullanırdı amklar..sanki lisede olmuşmuş gibi anlatmaya çalışıyorum..sallıyorum arada, bunlar kah "ahh canım yaa" çekiyor kah gülüyorlar..
öyle böyle derken, diğer kız da "ben artık yatıcam sen burada mısın?" diye sordu,
"yani, kovmazsanız burdayım, ceren? ister misin beni?" diye yavşadım.
öbür kız hemen, "yok yani ona göre yatak filan ayarlayalım dicektim" dedi.
gerek yok burda yatarım ben dedim..neyse bu elektrik sobalarından birini alıp gitti diğer odaya.
salonda ceren, baygın bir kaşar ve büyükçe bir çöp yığınıyla baş başa kalıverdim..bu kalktı tv yi kapattı, zor yürüyor ama, sonra yanıma dönerken düşmüş gibi yapıp üstüme atar gibi yaptı kendini, güldük..ben "seni senii" gibisinden parmak sallıyorum filan..
neyse boş koltuğa oturduk, ben minderin altına sakladığım rakıyı çıkardım, kalan peyniri de çektim yanımıza, koyduk birer duble daha içiyoruz,
bu diyor, "beni iyice sarhoş etmeye niyetlisin galiba" gülüyor,
ben de "kızım mekan senin mekanın yani, korkması gereken benim" dedim, iyice koptuk..
o bardaktan sonra bunun kafa iyice gitti, ama ben cin gibiyim amk yerinde..istiyorum ki ben de biraz kendimi kaybedeyim, algılarım kapansın, sorgulamamaya, hesaplamamaya, düşünmemeye başlayayım..ama hala daha diğer bardaklarda yarım yarım kalıp mundar olmuş rakılara üzülüyorum * böyle bir düşünce tarzı var mı ya * ?
neyse, iyi ki de kendimi kaybetmemişim, zira o zaman birazdan anlatacaklarımı ne ben adam gibi hatırlıyor, ne de buraya yazabiliyor olacaktım.. -
17.
0gece saat 11 e dayandı, tv yi kimsenin giblediği yok, sesini filan da iyice kısmışız işte, son 10 saniye kala görüp 10..9.. filan yapıcaz,Tümünü Göster
tabi saat ilerledikçe yenilen içilen şeyler de bir biri üzerine yığılmakta, salonun ortasında mini bir çöplük oluştu desem yeridir, biralar daha 10 olmadan bitmişti zaten..aq dedik yetmez diye..
o ara vişne-votka yapıyoruz ama kızların hemen hemen hepsi daha o saatte dağıldılar, ceren omzumda, ne desem gülüyor, arada "aaahhyy" gibisinden iç çekiyor.. paçoz belim ağrıdı deyip koltuğa çıktı, devrilmiş yatıyor, çift zaten kendinden geçmiş durumda, ufak ufak yiyişiyorlar, bizim ceren bağırıyor "hhiişşt olummm ailee var aileee" diye, yine hep beraber salak salak kopuyoruz.
diğer iki dümbelek ve ben biraz daha ayık durumdayız, ben epey içtim ama kolay sarhoş olamıyorum, hele ki o gece, bütün duyularım alarm seviyesindeyken.
saat gelmek üzere, o ara manitalı eleman nihayet,
"yaa rakı aldık o kadar bak onu daaa açmadık bile" diye sitem etti, ben de zaten pas bekliyorum, hemen zıpladım "tamam karrdeşim hemen açarızz" deyip kaptım şişeyi, saf bin,
"valla sen de diyelim diye bekliyomuşun haa" dedi, millet koptu..lan, zütleğe bak taşak geçiyor benle aklı sıra, bu sefer ben de,
"karrdeşim? sor bir niye diye ama? niye diye bi sor?"
niye? dedi,
dedim "ilk sana içiricez de onndannn! böyle böyle selahattin (sebahattin de olabilir) acayip içer, neyzen tevkif olsa yanında halt eder dedi kızlar, ben de merak ettim yanii. aman hepsini bitirme amaa, bizde birer ikişer duble çekelim".
ehehe, zütlek..
yok mok, "o kadar da iyi değilim aga" filan demeye başladı bu, yarağım, ben de biliyorum o kadar da iyi olmadığını..ama gibe gibe içicen işte, top sende.
neyse koydum buna bir bardak, 4 te 3 ü rakı, bi ağzına sıçılsın dedim bakalım.
o ara millet çıldırdı, "dik dik dik dik" diye el çırpıyorlar,
ben de herkese doldurdum o ara, şişe çeyreğine geldi, aldım benim minderin altına sakladım, lazım..
gibik yarısı içti, ama kusucak yani, hani şöyle bardağı burnunun ucuna bir zütürüp koklatsam püskürecek çok belli,
ben de gülmekten kusacam,
o ara saat geldi, bu hemen bardağı kaynattı bir yere, hep beraber omuz omuza attık, çift bana göre en sağ tarafta, saf bin ve öbür kız ortada, ben de cerenle, en soldayım, koltuğa doğru. öbür kız koltukta yüzükoyun uyuyakalmış salak, dürttük uyanmadı (o espiriler ağır geldi ona ben biliyorum ahaha)
he beraberce geriye saydık.. sıfırı da söyledikten sonra yalandan huuuu wuuuu filan yapıp gene el çırptık aq kafalar bir dünya zaten, o ara ceren uzandı öptü beni,
"yeni yıla nasıl girersen öyle geçermiş derler canımmm" deyip pis pis sırıttı.
ben de salak salak gülmekle yetindim.. içimdeyse o demlenmiş halime rağmen onlarca duygu adeta çarpışmakta.. kıran kırana birbirlerini yok etmeye uğraşmakta..
5-10 dakka sonra çift,
"biz yatmaya gidiyoruz" deyip kayboldular..hee evet yatmaya gidiyonuz... -
18.
0mutfakta işimi bitirip içeri gittim,
hepimiz salondayız, ev 2+1 di sanırım.
salonda biri tam tv yi cepheden gören, diğeri de ona dik şekilde uzanan iki tane uzun koltuk var, "l" şeklindeler yani, yerlerde filan da minderler, puf muf.
çift minderlerden birinde neredeyse kucak kucağa oturmuş, gülüşüyor,
saf eleman tv ye dönük koltukta iki hatunun arasında, muhabbet ediyorlar, ceren de öbür koltuğa yanlamasına uzanmış..
ben de gelince onun koltuğun önündeki minderlerden birine attım kendimi, muhabbet filan.. ortam güzel, ev sıcakmış katalitik var salonda 2 tane, evde 3 tane katalitik varmış toplam amk zenginlerine bak..(biri de gece çiftimizin gibişeceği odada olsa gerek)
neyse, öyle biraz zaman geçirdikten sonra tv yi açtık,
amk yerinde dışardan dahil olan bir tek benim, yani grubu en az tanıyan. sade cerenle konuşuyorum, biraz çekingenlik oldu tabi öyle tanımadığım ev mev..
kızlar gittiller servise başladılar, içecekler, yiyecekler, alayı odanın ortasına toplanmaya başladı, herkes minderlere indi. o ara diğer iki sapla da biraz daha muhabbet şansım oldu, üç beş espri yaptık gibiklere, bozuntuya vermeyip güldüler *
nihayetinde biralar açılmış, çerezler dökülmüş, bol kahkahalı muhabbetler başlamıştı, tabi orada bulunan erkekler olarak bizim 1. görevimiz espirili cümleler ve anılarla kızları güldürüp eğlendirmek (aq). ama pek de şikayetçi sayılmam, zira ortam kaynaştı bu sayede, evin diğer kızıyla da tanıştık, sıradan bir tip. yalnız o paçoz hatun beni pek sevmedi gibi hissettim, özellikle de üzerinden bir kaç tane hafif şiddette taşak çevirince içten içe baya gıcık oldu bile diyebilirim. ceren huursu da tam tersi, ulan arkadaşınla taşak geçiyorum, sen benden çok eğleniyor gülüyorsun *
akşam bu şekilde ilerlerken, canımın pek sıkılmayacağını anlamıştım. en kötü ihtimalle bu şekilde gır gır şamata yapar dağılırdık işte. gibiş ihtimali aklımda uzaklaşırken, benim ufaklık da nispeten sakinleşmişti.
o ara ben 3 tane bira devirmişim çakırkeyf modundayım, relax relax takılıyorum iyice, aklım da zavallı rakıda..ama şimdi oradaki gruba en yeni misafir de ben olduğum için "açalım şunu" filan diye atlayamıyorum, bu gibikler açacaklar da içecez.. -
19.
0telefon titredi,Tümünü Göster
ne yaptığımı ben de tam bilemeyerekten, tuhaf hislerle mesaj kutumu açtım,
"ya biz de arkadaşlarla kutlucaz, bizim yurttaki kızlardan birinin sınıf arkadaşının evi var, öyle yani bir kaç kişilik karışık bir grubumuz var. ben seni de çağırmayı düşünüyordum ama ne yapalım artıkk sen arkadaşlarınla kutluycakmışsıınn * ))"
karışık grubu okuyunca aklıma malum şeyler geldi koptum aq..
normalde benim bu tabirin üzerine gidip taşak geçen bir mesaj atmam gerekirdi, ama yine çok fazla düşünmeksizin ve hesap yapmaktan uzak bir şekilde,
"e bi çağırmayı deneseydin bari?" yazıp yolladım..
binler size bir şey söyleyeceğim ama takunu çıkarmadan gülün, o mesajı yazıp yolladıktan sonra cevabı beklerken gibimin kalktığını hissettim. *
evet, dalganızı geçtiyseniz devam ediyorum *
neyse.. cevap geldi,
"hımm ee çağırayım o zamaan? gelir misin kii? * "
hemen tuşlara abandım,
oyun başlamıştı,
ve ben, yine bağlayıcılıktan ve aşkın katılığından uzak, sevdiğim tarzda, yani free kurallarla oynayacaktım.. tıpkı lise günlerindeki gibi..
"aslında iyi bir teklif, gelmeyi düşünüyorum ama sanki pek gönülden olmadı, öylesine mi söyledin yoksa kız? yoksa amacın beni tuzağa çekip dalağımı böbreği almak mı?"
daha ilk hamlede istediğimi almıştım,
"ya gel be işte alla allaaa * ) çok kalabalık olmıcak zaten, diğer kızlar filan da iyidir yanii senle de iyi anlaşıyoruz, baya kopıcaz"
-"eh tamam madem bu sefer gerçekliğine inandım * . yarın okulda konuşuruz ne zaman buluşulcağını filan"
-"tamam, önce bi kordon yapalım diyoruz, gece de biraları alıp eve geçerizz"
binler o gece gene uyuyamadım, kendimi sorguya filan da çekmiyordum bu sefer, sadece arada bir tavana bakarken sırıttığımı fark edip kendi kendime "amk delisi, mal mısın oğlum sen, mal mal gülüyon" diye posta koydum.
sabahı böyle ettim, uykusuz,
aşktan mı?
acıdan mı?
hiç sanımıyorum..
okulda cerenle konuştum, bunun arkadaşı olan kızlardan biriyle de tanıştım.. keş, paçoz bişey..
o akşam planda değişiklik olmazsa 4 kız 3 erkek olacağımızı öğrendim (bir tanesi çift).
bu da demektir ki, ceren, paçoz ama çanağı sağlam bir arkadaşı, tipini bilmediğim bir başka kız ve yine bilmediğim bir başka sap ile beraber olacaktım. çifti gibtir edin, onlar muhtemelen odalardan birinde gibişirlerdi zaten..
akşam 4 gibi buluşup biraz kordonda takıldık, ama herkes gelmemiş, o diğer sap, çift, ceren ve ben,
diğer eleman temiz bir çocuğa benziyordu, muhabbeti kurdum. inşaat okuyormuş, adı ya sebahattin ya selahattin, çok da önemli değil zaten gibtir edin..
ama hava it gibi soğuk olduğundan fazla dayanamayıp oradaki kafelerden birine kaçıp eve gitmek üzere diğer gibiklerin iştirakini bekledik,
akşam 7-8 gibi marketin birinden, muhtemelen tamamı heba olacak bir 35 lik, yetmeyeceğini düşündüğüm miktarda bira ve durumu kurtaracak şekilde vişne suyu ile votka almış, eve doğru yürümekteydik,
hava artık tamamen kararmış,
insanlar cicilerini giymiş evden çıkıyor, kutlamaya gitmek üzere,
biz amklar da eve gidiyoruz ellerimizde poşetlerle..
neyse,
evde kızlar daha önceden meze filan hazırlamışlar o üç kız beraber kalıyormuş zaten.. cips , çerez bilmemne de vardı, yani gıda yönünden sıkıntı olmazdı,
benim açımdan tek merak edilen, gecenin sıkıcı bir arkadaş toplantısı mı, yoksa farklı atraksiyonlara sahne olacak çılgınca bir yılbaşı akşamı mı olacağıydı.
umarım ceren huurluk yapıp beni orda züt gibi bırakmazdı..bu düşünceler aklımdayken gecenin gidişatı konusunda ilk sinyali, alınanları tezgaha dizerken ceren in belime dolanan eli verdi..bir yandan tek eliyle güya bana yardım ediyor aq, bir yandan da benim kalçayı çektirip kendininkiyle yanlamasına toslaştırıp kıkırdıyor,
"ya bi rahat dur kızım" diye kalayladım bunu bir yandan gülerek, ensemden saçımı çekip gitti, "biz içersini düzenliyoruz, biraz incin minderler filan" diye de ekledi.
diğer binlerden saf olan odada kızlara yardım ederken öbür çiftin erkeği de hatunuyla daha şimdiden ortalıktan kaybolmuştu aq..
böylece mutfakta ben ve erekte olmuş küçük tsigalko baş başa kalmıştı.
malzemeleri dizer, bardakları ayarlarken bir yandan da kendi kendime soruyordum,
"ne işin var lan senin burda?..sen misin buradaki? yoksa birilerine, bir şeylere kızıp dönüşmeye çalıştığın bir başkası mı?"
ne olursa olsun sürprizlere gebe bir gece diye düşündüm..bir şeyler değişecek,
birileri değişecek,
ben değişeceğim.. -
20.
0gecenin son iki partı ve son parçamız panpalar,Tümünü Göster
http://fizy.com/tr#s/1ajcsx
yılbaşı önemliydi,
biraz moral bulmayı umuyordum,
önce okanlar, nilaylar filan hep beraber takılırız diye düşünmüştüm ama nilay evine gidecekmiş,
tipik ev kızı işte..öyle barlarda, bahçelerde yılbaşı kutlayamayan türden..televizyon karşısına kurulup, ailecek gibko şarkıcı ve komedyenler, fındık fıstık, belki tombala eşliğinde, bıyıklı bir baba ve sevecen bir anne (varsa bir de kardeşler) ile beraber 10 dan geriye, mutluymuşcasına sayarak kutlanan yılbaşılar..
benimde de bunlardan bir kaç tane oldu zamanında..yani..herkesin olmuştur, olmalıdır da..ama 18 yaşına gelmiş bir üniversite öğrencisinin artık o kısmı aşmış olması gerekir beyler..
okan istanbulda arkadaşlarına gidecekti, bana da teklif etti, ama istemedim..bu ruhsal ve fiziksel çöküntüyle istanbullarda işim yoktu..dalağımı böbreğimi çaldırır, tinercilere donumu kaptırır gelirim diye düşünüp istemedim..tabi ona böyle demedim aq *
görünen o ki, odamda, varsa oda arkadaşlarım, yoklarsa da biram ve çerezimle kendi başıma takılacak, büyük ihtimalle de gece 12 den önce uyuyacaktım..
odada bir gün bu muhabbeti açtım, dedim "beyler siz ne yapmayı düşünüyorsunuz?" filan diye. adamlardan beni kurtaran cevabı almıştım,
"aga valla biz burayı donatmayı düşünüyoruz, şöyle rakı-bira-vodka-meze-esrar, yan odadan da büyük tv yi getirecez, hatta karı bile çağırabiliriz" deyip kahkahayı basmışlardı.
iyi dedim, beni de yazın ;)
eh..nihayetinde, belki en yakın erkek ve kız arkadaşlarım yanımda olmayacaktı, ama yine de felekten bir gece olacak, kafalar dumanlanacak, muhabbet coşacaktı..iyi..buna ihtiyacım vardı beyler..
yılbaşından 2-3 gün önce artık herkesin olayı hemen hemen netleşmişken, bir gece cerenden bir mesaj aldım,
naber, iyidir, gibi geyik muhabbeti kısmından sonra asıl mevzuya geldik,
"yılbaşında ne yapıyorsun canımm?"
yazmıştı,
ben de hiç düşünmeden,
"takılıcaz arkadaşla" yazıp yolladım,
karşılığında 8-10 tane üzgün surat artı, "pekii size iyi takımalar o zaman canım!!" yazık yollamış..
vay amk..
ne oluyoruz lan?
buna benzer bir şey yazıp yolladım, hatta " kızım erkek arkadaşlar" filan diye de ekledim *..
gelen cevap daha da şaşırtıcı, bu sefer 8-10 tane gülen surat,
"hımm tamam canımm yaa ben de tahmin ettim zaten erkek erkeğe olcaaanızı daa, azcık laf çarpiyim didiimm"
ne alaka aq? neye laf çarpıyorsun? karım mısın, anam mısın, yoksa sevgilim misin?
tam yine böyle taşağa saracak bir mesaj atıyordum ki,
boynuzlu ve genelde dürtükleşerek imalarda bulunmayı seven sevgili dostumuz şeytan, bir kaç ufak dürtme sonucunda şu tarz bir mesaj atmama sebep oldu?
"sen napıcan peki? benim planım da kesin değil yalnız..kendi başıma da kalabilirim ://"
uzun süre sonra bir mesajımın cevabını bu şekilde heyecanla bekliyordum, hem de en alakasız insandan gelecek bir cevabı..
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 27 01 2025
-
aylar gecti ama acini hala atamadim
-
vikings gene iyi
-
bu çaylaklar iki gündür onlne listedinde
-
osimhen gaymiş la
-
izmir de yaşayan ufuk göztepe
-
megane2 gelmiş hoşgeldin megane2
-
memati tutklandı
-
ne kadar tanidigim varsa hayati duzene girdi
-
salağa yatma capsi elbette var bende
-
makaras sesini dinleyerek sıvazlıyorum
-
arasında can vermek isterdim
-
gwanypline nikli yazar
-
beyazniga evli kadının ayak gelir mi
-
ulam almanyada hayat canli olsa nolcak
-
hadi ben çok sarhoş olduğum içşn
-
lan olm tinder minder ne varsa indirdik
-
soryy pazar günü müdürün azarladı
-
sağdıç sileceksiniz size 10 bin tl verecekler
-
x yapay zekası ile sanal selks yapacaktım
-
melihabuaf gey pataklayan niye çaylak
-
sevgilimin karnına bastırıp geğirttim
-
miraç kandilıniz mübarek olsun
-
normal sexs yaparken osbirden daha geç
-
din ile kendimi meşgul etmez isem katil olurum
-
sephoradan parfum alinir mı
-
kedimin adı nolsun
-
her aksam bu saatlerde komşunun çocuğu
-
lan olm başlık açın lan
-
bu kaybetme korkusunu nasıl aşacağız
- / 2