1. 51.
    0
    seri eksiledim, hırsız pekekent
    ···
  2. 52.
    0
    (bkz: nasıl bin oldum anlatıyorum) asıl başlık bu (bkz: tsigalko okoronkwo) asıl yazar da budur beyler. seri eksileyin huur çocuğunu
    ···
  3. 53.
    0
    huur cocugu ananı sıkerım lan senın modlara haber ucurdum bin ananı sıkecekler
    ···
  4. 54.
    0
    --spoiler--

    --spoiler--
    ···
  5. 55.
    0
    (bkz: nasıl bin oldum anlatıyorum) asıl başlık bu (bkz: tsigalko okoronkwo) asıl yazar
    mobil falan dinlemedim seri eksiledim huur çocuğu
    ···
  6. 56.
    0
    çalıntı konu lan bin kurusu
    ···
  7. 57.
    0
    eksileyin am suyunu!!! adamın gırtlağını zikerüz laannn

    ccc (bkz: tsigalko okoronkwo fan club) ccc
    ···
  8. 58.
    0
    sonraki günler gene malum, okul başladı, benim ebruyla olan imtihanım da başladı.. benim grup dediğim topluluk daha ilk aydan gevşemeye başlamıştı bile, bunun tetikleyicisi de istemeden de olsa ben olmuştum sanırım zira biliyorsunuz sigara dumanına karşı aşırı bir zaafım vardı ve artık resmen ayaklarım geri geri gitmeye başlamıştı bunlarla takılma vakti geldiğinde,

    kendimi biraz gruptan biraz soyutladım, önce 2 ara da bir yanlarına gitmeye başlarken sonradan günde tek sefere filan düşürdüm.. yalnız garip olan, o ara ebru da benimle beraber hareket ediyordu. ben gitmiyorum diye o da gitmiyor, ben nereye gitsem de peşimden geliyordu.

    öyle ki artık tuvalete giderken filan kızdan izin almaya başlamıştım aq, yani söylemesem kapının önüne kadar benle gelecek.. neyse, biz bunla baya baya artık ikimiz takılıyoruz, tabi ben o ara ayşen in yanına gidemiyorum doğru dürüst, kuduruyorum tabi sinirden. ama yanımda başka hatun varken de onun yanına gitsem aşırı ayıp olacak biliyorum (o zamanlar böyle şeylere çok dikkat ederdim).

    ben bilerek bundan kurtulayım diye her arada başka yere gidiyorum, bir o kafe bir bu kafe dolaşıyorum, bir kere oturduğum banka bir daha oturmuyorum, paso uzaklaşmaya çalışıyorum, ama bu da zombi gibi peşimde, e gibtir git de diyemem ya..

    yalnız o ara dikkatimi çeken başka bir şey oldu, acaba sebebi benim okulda farklı kişilerle takılmam mıydı bilmiyorum ama ayşen, dışarda gösterdiği samimiyetin 4 te 1 ini bile göstermiyordu okulda, sabahları güç bela selamlaşıyordum, bir de günde 1 kere resmen kaçamak yaparak yanına gidiyordum o kadar.. hatta bir ara o kadar soğuk davranıyormuş gibi geldi ki, "gel çıkıp dolaşalım biraz?" deme cesaretini bile gösteremedim, yüz bulamadım yani.

    bir gün yine ebru peşime takılmış, öğlen arası, biz zaten derste tenefüste yapışık ikiz moduna bağlamış durumdayız resmen ama işin tuhafı, hatunla hiç de bir şey paylaşmıyoruz doğru düzgün aq..sadece kuyruk gibi geziyor peşimde, doğru düzgün konuşamıyoruz bile..

    neyse işte, bir gün öğle arası yine bunlayız, dedim bakalım bir deneyeyim şunu, amacı ne, bizim binadan en uzakta olan kantine (kafe de denebilir) doğru yola çıktım, bir şekilde kışkırtacak, konuşmak zorunda bırakacaktım onu.. bakalım taşın altından ne çıkacaktı..
    ···
  9. 59.
    0
    giberim lan senin ananı o adama bulasmayacaktın bin yanlış yaptın

    ccc (bkz: tsigalko okoronkwo fan club) ccc
    ···
  10. 60.
    0
    şarkılara devam,
    http://fizy.com/tr#s/1ahh5f

    gittik, oturduk içerde bir yere, tabi gene her taraf fosur fosur sigara dumanı, bu normalde tek tük içer ama benleyken içmiyor rahatsız olduğumu bildiği için,

    "bir şey istiyor musun?" dedim hıyar hıyar, yoo filan dedi, bir önceki arada yedim bilmem ne diye geçiştirdi, ama ben muhabbet kuru kuru gitmez diye düşünüp buna da çay-kek filan aldım geldim masaya..

    bu her zaman ki gibi oturmuş koyun koyun beni süzüyor,
    beyler inanamazsınız ama kızla en az 8-10 kere böyle masada bir saate yakın zaman geçirmişimdir, söylediklerinden toplasanız 10 dakikalık konuşma çıkmaz aq, paso öküz trene bakar gibi bakışıyoruz, öyle geçiyor zaman..çok sinir bozucu bir durum.

    ama o gün biraz konuşturmaya kararlıyım tabi bunu,

    ee dedim, "nasıl gidiyor?" okula alıştın artık herhalde..

    iyi falan filan dedi, kısa kesti cevapları, sanki hipnotize olmuş gibi beni izlemeye devam etti irice gözleri..

    "diğer çocuklarla niye takılmıyorsun?" diye direkt bodoslama girdim ben de bu sefer "ben sigara mevzusundan dolayı seyrekleştirdim dolaşmayı, sen niye gitmiyorsun ki?" dedim. evet şimdi böyle yazarken de çok ağır öküzlük yaptığım net şekilde belli oluyor ama çok sinir oldum beyler yani, artık tahammül edemiyorum o koyunluğuna..

    bu sefer bu biraz sersemledi ben direkt öyle sorunca, "gideyim mi?" filan dedi gülümsemeye çalışarak, işi gırgıra almaya çalışıyor ama benim surat mahkeme duvarı gibi..

    "yoo dedim, oradan o sonucu nasıl çıkardın anlamadım ama * ben sadece soruyorum, cidden yani, niye onlarla muhabbeti kestin?"

    bu baktı kıvıramayacak, "ya ne bileyim, onların muhabbeti sarmıyor beni, senle daha huzurluyum, sen değil misin?" dedi, aklınca beni köşeye sıkıştıracak.

    ben saldırmaya devam ettim, "valla bence huzurun da bir yerden sonrası bayıyor, ebru, bilmem farkında mısın ama biz hemen hemen tüm günümüzü beraber geçiriyoruz ancak hiç bir şey paylaşamıyoruz, ben daha senin hakkında hiç bir şey bilmiyorum desem yeridir, keza sen de öyle. bu şekilde manzara seyreden gibi birbirimizi seyretmemizden nasıl huzur buluyorsun ben anlayamadım, şahsen bu beni huzursuz ediyor"

    ses tonumun da pek dostane olmadığını ekleyince, ister istemez epey ağır konuşmuşum..
    ···
  11. 61.
    0
    bu epey sersemledi ben öyle hırçın hırçın konuşunca,

    bir kaç saniye sağa sola bakındı, sanki görünmez birilerinden akıl ister gibiydi..ben de o ara onu izledim, ilk kez farklı bir gözle bakmayı denedim..

    ebru.. kumral dalgalı saçları olan, irice kahverengi gözlü, güzel yüzlü, düzgün fizikli, iyi giyimli.. hoş kız, bugün izmir alsancak a ya da istanbul taksime çıktığınızda benzerlerini görebileceğiniz tarzda, gerçekten hoş, ama beni çeken ekstra, karakteristik bir özelliği olmayan bir kız.
    ayrıca en başta da farkettiğim gibi, bütün o tiki ve havalı olmayan çalışan halinin altında aslında iyi ve masumane bir kız, biraz safca bile denebilir. ama tabi bunu kesinlikle inkar eden, daha doğrusu etmeye çalışan bir yapıda..

    neyse bu durdu durdu, sonra "eh, iyi paylaşalım o zaman?" deyip gülümsedi, biraz buruk bir ifadeyle.

    oha aq, onca laf etmiş, onca imadan bulunmuştum ama kız hala işi yumuşatmaya çalışıyordu. ben buna konuşurken tabi sadece o 1-2 cümleyi söylemedim, en az 2-3 dakika boyunca çemkirdim kıza, hatta bunu ses tonum ve el kol hareketlerimle de epey güçlendirmiş olmalıyım ama malum tabi hepsini hatırlayamıyorum dediklerimin, 7-8 sene olmuş aq nerden baksan..

    bu benim onca agresifliğime rağmen yine de alttan alınca ben de sakinleştim bu sefer.. daha normal konuşmaya başladım, tanımaya yönelik bir kaç kritik soru sordum, çekinmeden cevap verdi..o öğle arası ebru hanımla ilk kez o denli açık ve net konuşabilmiş, biraz da olsa birbirimizi tanıyabilmiştik..

    masadan kalktık, gidiyoruz, normalde ifadesiz olan yüzü bu sefer epey canlı, gülümsemeye hazır, bana döndü yine, "ya tsigalko ben ilk zamanlar aslında epey konuşmaya çalışmıştım ama sen çok soğuk geldin bana, ne bileyim, kendimce komiklikler filan bile yaptım ama sen o kadar sert durunca ben de demek ki bu çocukla arkadaş olmak için böyle yapmak lazım deyip kendimi kastım, aslında hiç de o ilk izlenimimdeki gibi soğuk değilmişsin"

    beyler okul ve iş yaşamım boyunca bu "hiç de göründüğün gibi soğuk değilmişsin" lafını pek çok kez daha duymuşumdur. aslında hakkaten de cana yakın bir binim, hatta samimi olduklarımla bariz cıvıdığım bile olur bazen ama demek ki biraz da mizaçla alakalı..

    artı bir de benim gözümünü ayşenden başkasını görmeme olayı var o zaman tabi, inanın ebrunun ağzından ne çıkmış, ne demiş ne etmiş hiç gözümün önünde bile değildi yani..

    biz bunla dersin başlamasına yakın girdik sınıfa, neredeyse geç kalacakmışız, o ara bu elini omzuma filan koydu, sıramıza doğru gidiyoruz,ben alışkanlık olduğu üzere gayri ihtiyari cam kenarına doğru bir baktım ki, başımdan aşşağıya kaynar sular döküldü aq..

    nasıl öyle dalmışım bilmiyorum lan, resmen gülüşe gülüşe kol kola sınıfa girdik kızla, o ara ya ayşen gördüyse? ya yanlış anladıysa..
    Tümünü Göster
    ···
  12. 62.
    0
    giberim yapacağın işi haa

    nasıl bin oldum anlatıyorum gerçek başlık bu beyler
    ···
  13. 63.
    0
    http://fizy.com/tr#s/1agwcb

    bilmiyorum bu işin bir saniyesi var mı ama herhalde en çabuk kızarma konusunda giunnes rekorlar kitabını zorlardım diye düşünüyorum.. resmen ateş bastım..

    oturduk sıraya ama benim gözlerim hala ayşene bakıyor, sırtı dönük, görmemiş olma ihtimali var ama, gördüyse de benim bunu bir şekilde ona açıklama imkanım yok.. ebru farketti bendeki rahatsızlığı,

    "ne oldu ya?" filan dedi, o ara hala kırmızıyım sanırım, güldü sonra, koluma dokundu, önüne döndü tekrar ama hala ince ince gülümsüyor salak..muhtemelen yanlış anladı..anlamak istediği gibi anladı belki de, bilemiyordum.

    o ara hoca girdi sınıfa, ama ben bir tak anlamadım tabi ne o dersten ne de bir sonrakilerden, ders arasında yerimden kalkmadım..çakılmış gibiydim, ebru gelmiyor musun filan dedi, yok dedim..hayret tek başına çıktı bu,

    ben de yine fırsattan istifade ok gibi fırladım, gittim benimkinin yanına, naber falan filan derken, baktım bunda bir tuhaflık yok, o ara ben de suçluluk pgibolojisiyle fazla gaza gelerek resmen bağıra bağıra " bu akşam bir yerlere gidelim mi?" dedim. tabi bu epey şaşırdı çünkü dediğim gibi, sınıfta gayet resmiydik. biraz yüzüme baktı gözlerini kırpıştıra kırpıştıra, ben yediğim taku anladım tabi, sözsüz bir kuralı ihlal etmiş gibiydim..neyse ki bu "olur tabi" diyerek beni yeniden domatesleşmekten kurtardı.

    "yalnız bu akşam kızlarla çıkacağım, yarın çıksak olmaz mı?" dedi, o ara bunun sırasının etrafındaki hatunların hepsi duydu tabi, pis pis gülümsüyorlar, ne var aq? sanki ayıp bir şey var..neyse, tamam dedim ben de, canıma minnet.

    salak salak gülümseyerek ayrıldım sırasından, artık o yanındaki zilliler ne muhabbet döndürdüler arkamdan allah bilir, sıraya doğru bir yöneldim ki ebru da çoktan gelmiş oturuyor, neredeyse ders başlayacakmış gene, zaman nasıl geçmiş onunlayken, farkında değilim..harbiden seviyorum ben bu kızı beyler..ciddi anlamda aşığım..fena halde..
    ···
  14. 64.
    0
    sıraya oturdum, ebrunun surat gene eski haline dönmüş, somurtuyor denemez, yani, ifadesiz.. neden bilmiyorum ama kız benden inanılmaz çekiniyordu beyler, o kadar üstüne gittiğim zamanlar olmuştu, sonradan da oldu, ama 4 sene boyunca bir kere bile tersleyemedi beni, hep alttan aldı..bu da biraz spoiler gibi oldu ama olsun.. sonuçta her şeyi anlatacağım sıra sıra.. vakit bol.

    biraz sınıftan ve kendimden bahsedeyim.. bizim sınıf -tam olarak hiç bir zaman bilemedim çünkü saymadım- 65-70 kişi kadardı, bu nüfusun 45-50 tanesi kız, açıkcası ilk zamanlar kızlara hiç ama hiç dikkatli gözlerle bakmamıştım zira benim gözümün gerçek anlamda gördüğü tek kız, hatta tek insan ayşen di.

    ilk 2 ay ayşen, kankası ve bizim tayfa haricinde kimseyle tanışamadım desem yeridir. zaten tanışmak da istemedim, tanıdıklarım fazlasıyla yeterdi bana, hele ki bir tanesi.. tüm dünyama bedel olmuştu artık.

    erkekler 20 kişi kadardı, bizim tayfayı çıkarınca geriye kalanlardan 5 tanesi filan bariz pokemondu aq..sınıfın içinde güreşmeden tutun da derste birbirleriyle kağıt savaşına kadar her türlü ergen hareketini hala bünyelerinde barındırıyorlardı..bir 5 tanesi de köylünün tekiydi, yalnız köylü dediysem, yanlış anlaşılmasın, yani kültürsüz ve bir şey paylaşılamayacak, ortalama bir insana bir şeyler katamayacak insan anlamında diyorum.
    yoksa ben de köylüyüm aq, anam da köyden çıkma babam da..yanlış anlama olmasın.

    geriye kalanlardan da bazısı inek modunda, bir tanesi aşırı sessiz, bir tane de kırık vardı eğer sonradan yanlış gözlemlemediysem *

    anlayacağınız sınıfta eli ayağı düzgün, kafası yerinde olan 3-5 adamdan biriydim denebilir, ha kime göre neye göre derseniz, bunun bir ölçüsü yok tabi, kimse kendine "ben kötüyüm" demez.

    hazır konu gelmişken, kendimden de bahsedecek olursam, eh ruhsal yapımı siz az çok biliyorsunuz zaten, şimdiki halimin bir kaç katı toyluk ve saflık eklerseniz o zamanki ben e rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

    fiziksel olarak da, kitleleri peşinden sürükleyecek tarzda bir popstar ışığım olmasa da eli ayağı düzgün bir adamım, çok şükür. aynaya baktığımda gördüğüm yüzü seviyorum ki zaten bence en önemlisi de bu. eğer hala lise ya da üni de olsam ifşa babında caps paylaşırdım ama artık yaşını-işini almış bir adam olarak bu toplara girmek niyetinde değilim.

    her neyse, siz beni de kendinizden bilin işte, zaten o kadar da önemli değil kişiler ya da görünüşler.. önemli olan yaşadıklarımızın bize hissettirdikleri.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 65.
    0
    benim aşırı gaza gelip sınıf ortasında yırtına yırtına ettiğim buluşma teklifi, o hafta içi bir şekilde yalan oldu.. kız sonraki akşam da gelemeyeceğini söyledi, bilirsiniz bu tarz konularda her zaman için bahane, en kolay bulunan şeydir.

    bilmiyorum belki de öyle yaptığım için benden bir şekilde intikam alıyor, naza çekiyordu kendini, çünkü muhtemelen etrafındakilerin arsızca sorularına yanıt üretmek zorunda kalmıştı benim o hareketimden sonra ve bu tarz şeylerden pek hoşlanan bir yapısı olduğunu da söyleyemeyeceğim.

    o gece ve takip eden gecelerde bu kez ebrunun mesajlarını da cevaplıyordum artık, bir ara hatlar karışacak diye endişelenmedim değil..

    kızın niyetini artık iyice anlamıştım, ben genelde bu tarz mevzularda üstüme alınmayı pek sevmem, yani "abi şu kız da bana yazıyor yeeaa" cı adamlardan değilimdir, hatta tam tersine yanlış anladığımı düşünürüm ama ebru nun bana karşı standard olmayan duygu ve düşünceler beslediğini de az çok farkediyordum. işi kötüsü, o da benim için aynısını düşünüyor olabilirdi zira ayşen le aramızdakilerden haberi olduğunu sanmıyordum,

    muhtemelen o ders arası o bensiz dışarı çıkınca ben de onu kıskandırmak için diğer kızların sırasına gittim diye düşünüyordu..aq bu şekilde düşündüğünü düşünmek bile mideme kramplar sokmak için yeterliydi, gönül kırmak, o zamanlar istediğim en son şeydi zira benim gönlüm de o ara epey yükseklerde bir yerde, tekinsizce sallanıyordu ve her an düşebileceği o boşlukta onu kurtarabilecek her hangi bir önlem de yoktu.

    okulda ilk ayı devirirken, o cuma yurtta epey azıtıp sabaha kadar içmiş ve felaket muhabbet döndürmüştük.. sabaha kadar batak bir yandan, karı kız muhabbeti desen gırla, bir ara smackdown benzeri birbirimize girdik, uzun eşşek filan oynamaya çalıştık.. anlayacağınız epey zıvanadan çıktık, it gibi eğlendik, hayvanlık ettik, yurdun yarısına yakını da buna iştirak edince (zaten 45 kişi filandık) yapmayın diyen de olmadı tabi aq.

    neyse o gecenin sabahı olmadı tabi, ben bir uyandım ki o cumartesi, saat olmuş akşam 4 küsür, hemen telefona sarıldım tabi, ayşen mesaj atmış mı diye, obaa..ben ayılmadan 5 dakika önce o da beni hatırlamış beyler, kalbim temizmiş valla..

    mesajı baktım, bu akşam nargileye gidelim mi? yazmış. yataktan bir zıplamışım ki..beni dışarı davet ediyordu la? kendisi çağırıyordu?! vay anasını ya..ve ben mallığım yüzünden az daha bu fırsatı kaçıracaktım.

    hemen yazdım, "olur tabi, ne zaman buluşalım?"

    hemen şimdi olabilir, yazmış. ulan aynada kendime bir baktım, leş gibiyim, akşamdan kalmayım. kendini bir atarsın duşun altına, kafayı filan bile kurutmadan, jöleyi boca ettim, nasıl acele ediyorum ama..

    ve bu hayatta en nefret ettiğim şeydir, asla ve asla, hiç bir işimi aceleye getirmemeye çalışırım, zamanı geniş kullanmayı severim.

    neyse tabi fırladım çıktım yurttan, dediği yere gidiyorum, içimden yalvarıyorum ama..ne olur, ne olur allahım bu sefer sadece ikimiz olalım.. sadece ikimiz olalım ki bu gece bitsin bu iş..
    Tümünü Göster
    ···
  16. 66.
    0
    güzel bir şarkıyla başlayalım,

    http://fizy.com/tr#s/1ai6rx

    söylediği yere gittiğimde bulamadım ayşen i, biraz geç kalmışım tabi, o beni direkt 5 dakika içinde yurttan çıkar gelir diye tahmin ediyordu muhtemelen. mesaj attım nerdesin gibisinden,
    "biz kafeye geçtik, üst kattayız" yazmış... aq deliricem beyler. gene "biz" diyor..gene yalnız değil..yani nedir bu anlayamadım ki? gibicez mi sanki tek yakalayınca?

    yemin ediyorum o kadar seviyor olmasaydım çeker giderdim, ama mümkün mü? ağzıma sıçsa gidemem işte..bu hareketleriyle de sıçmaktaydı zaten.

    içimden "ulan gene bu çengel burun salça olduysa bu akşam ne yapıp ne edip züt edicem onu o masada çaktırmadan, öyle ki bir daha benle değil aynı masaya oturmak, sınıfa bile girerken iki kere düşünecek..

    neyse girdim kafeye, han tarzı bir yer beyler, bursa da da çok vardır böyle, hemşolarım bilir.

    çıktım üst kata baktım bu, karşısında da kızıl saçlı bir hatun var, tanımadığım. yani bizim sınıftan değil diyelim en azından.

    ben bunun ay gibi ışıldayan yüzünü, gözlerini görünce gene kendimden geçtim tabi, sinir minir kalmadı..

    bu arada öbür kızın da günahını almışım (çengel burun), muhtemelen geçen sefer de onun gelmesini bizim ki istemiş olmalı..neden diye düşünürken cevaba benzer bir şeyler buldum gibi oldu.

    yanlarına oturdum, kızıl saçlı hatun bunun yanına geçti, karşısına ben geçtim ayşen in, lan bir an kendimi kız istemeye gitmiş gibi hissettim aq,

    mekan böyle tarihi, dekorlar filan, 80 lerin ortasında döşenmiş evler gibi..

    "nargileyi sen geldikten sonra söyleyelim dedik" dedi benimki, "gül-nane aromalısından yokmuş yaa senin sevdiğinden, neli söyleyelim dersin?" diye ekledi,

    gül nane yi sevdiğimi unutmamış..

    "elmalı olsun o zaman, uyar mı?" dedim, "harika olur" filan dediler,

    neyse nargile geldi masaya biz o ara muhabbetteyiz, öbür hatunun adı da gözde imiş, baya konuşkan bir şey, ama inanın öbür bedbahttan sonra bu o kadar cana yakın ve pozitif geldi ki, iyi dedim, en azından işi bozmaya çalışmaz diye düşündüm.

    sonra ayşen bana, "tavla oynayalım mı?" dedi, aslında konuşmak ve akşam boyu gözlerinin içine bakabilmek daha çok işime gelirdi ama "tamam" dedim, "ama kazananın kaybedenden bir dilek hakkı olacak ;)"
    parmağını çenesine dayadı, düşünür gibi yaptı..yüzünü komik komik şekillere soktuktan sonra,

    "eh, nasılsa ben kazanacağım için, sıkıntı olmaz herhalde, tsigalko bey düşünsün artık" dedi..

    paslarıma paslarla karşılık veriyor, inceden inceye yaptığım imalara ortak oluyordu..her zamankinden daha da güzel, içten geliyordu gözüme bu akşam..

    derken tavla geldi, biz oyuna başladık..
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    0
    ccc (bkz: tsigalko okoronkwo fan club)ccc
    ···
  18. 68.
    0
    derken biz bunun anasını gibicez artık, töbe töbee! züt lalesini seri eksileyin amk!
    ···
  19. 69.
    0
    dıbına kodumun bebişincisi
    ···
  20. 70.
    0
    lan elmaşekeri olayı çok kötü lan

    kıroooo

    çok kötü amk apaçisi

    ama güzel duygular bunlar
    ···