kardeş araya girdim kusura bakma ama bu anlattıkların gerçekten yaşadıkların mı yoksa sadece hikayeden ibaret mi

ismi caner. O da bu şirkete yeni girmiş. onunla sohbet ettik. Futboldan giriş yaptı zaten. Severim öyle adamı. Beşiktaşlı çıktı bir de. Zaten iki beşiktaşlı yan yana gelsin muhabbet metin aliden başlar o küçüklükte dinlenilen radyo maçlarında biter. Orada biz balkonda sohbet ederken esra geldi. Oo anlaşmışsınız bakıyorum dedi. Evet evet çok iyi arkadaşların var çok şanslısın dedim.

Evet aramızda hala öyle çok büyük bir samimiyet yoktu. ciks yapıyor muyduk? evet. Çoğu şeyimizi biliyor muyduk? evet. Birlikte eve çıkmış mıydık? evet. Ama hala canımlı hayatımlı konuşmuyorduk. Sanırım benim huyum böyle. Birazcık ağır takılmak.

reserved

Dakika 1 gol 1. Ben taşınma işini bitirdiğim gün eve misafirler geldi. iş arkadaşları. Hem benimle tanışsınlar hem de oturup goy goy yaparız diye davet etmiş. Ben de darmadağınım. Eşya taşımaya yardım etmişim, işe gidip gelmişim yorgunluk iliklerime kadar işlemişti o akşam. iş arkadaşları benden en az 5-6 yaş büyüklerdi.

Hangi bölümdesin, nerde oturuyorsun falan gibi kaba soruları atlattıktan sonra onlar kendi aralarında sohbete daldı ben de müsade isteyip mutfağa sigaraya geçtim. Daha sonra arkamdan bir arkadaşı geldi

Dili kaba ama entryler taş.

eylül ayı gelmişti biz artık en fazla 3güne 1 buluşuyorduk. Vaktini artık bana göre düzenliyordu. benim yurt meselesi geldi gündeme. Ev sahibi çoktan başkasına kiralamıştı evi. Bunu anlattım esraya. Esra gel bende kal dedi ama düşünmem lazımdı. Bunu yapabilir miydim. Kendimi gerçekten kötü hissediyordum bu konularda. Ama kiralar faturalar ortak ancak o zaman çıkarım dedim tamam tamam her şey ortak merak etme dedi. Evi biraz daha merkezdeydi. ataşehirdeydi evde. güneş görmeyen gibik kot daireden bir anda rezidans daireye transfer oldum. Birlikte eve çıkmış olduk. Evden eşyalarımı taşıdık. Önemli ve sağlam olanları. Kitaplık olan odaya ben geçtim. Eşyalarımı oraya istifledim yani.

tamam daha da hızlı yazmaya özen göstereceğim beyler.

koluma sarıldı bu arada. sonra ben yumuşadım. ulan nasıl yumuşadım. Baya baya haklıyım ama bazen böyle ödün vermek işe yarayabilir.

Ordan çıktık biraz yürüdük. Evet el ele yürük. Evet kağıt helva bile yedik. Yumuşacık oldum. Ben baya zütverenim sanki. Godoşluk enjekte etmişti sanki bana. Çayıma ilaç atmıştı sanki. Ama mutluydum. Mutlu zütveren.

Araba ile bırakayım istersen dedi. Yok dedim otobüse binerim de saat kaç diye sordum. Saat olmuş 1. otobüsü kaçırdık dedim. Tamam gel istersen bana gidelim dedi. Yok yok ben eve gideyim yarın işe gelmem lazım tekrardan dedim.

Beni eve bıraktı arabayla. Arabası da güzeldi. mercedes a180ler var ya onlardan. Çalıştığı yerden 3e yakın para alıyormuş peder beyin durumu zaten iyiymiş. Anasını gibtiğimin hayatında biz yaşamıyoruz lan zaten. Bimden dost yoğurt alıp ayran yaparız olm ne gerek var kolaya diyip makarna ayrana gömülmek mi lan yaşamak.

işde asıl hikaye bundan sonra yazzzzz devam

dassakmi gecion, uzun uzun yaz iste

devam et

boynuz geliyor boynuz

rezzzzzzzzzzzzzzz

erken yazcam diyon 2 saate anca entry mk

ısrar edince dayanamadım girdik oturduk bir yere. Çay istedim onun için de filtre kahve istedim ama yok dedi ben de çay alayım dedi. neden böyle davranıyorsun dedi. Bilmem sen düşün sence neden böyle davranıyorum dedim.
"ya bak uygulamada herkesi etiketledim caner, buğra,sevim (bunlar iş arkadaşları), yurtdışından gelen misafiri karşılarken havaalanı bildirimim" diye diye hepsini açıkladı

bak esra sana inanmıyor değilim. Sadece hiç mesaj atmamana gücendim dedim.
Liseli miyiz biz her dakika mesajlaşalım dedi.
Ben her dakika mesaj at demedim sadece gece uyumadan bir kaç dakika konuşabilirdik dedim. Hak verdi bana. Daha sonra ayağa kalktı ve yanımdaki sandalyeye oturdu. Elini bacağıma koydu. Tamam özür dilerim bir daha olmayacak dedi.

Rezervliyorum qmq

Elektrik geldi son sürat devam

Elektrik gitti lan. Telefondan bi part daha atacagim gelir umarım.

Otobüs duragina yuruyordum arkadan topuklu sesi geliyordu. Onun oldugunu biliyordum. Sigara yakmak icin durdum bana biraz daha yakınlaşsin diye. Arkamdan seslendi. Durmak istemedim ama durdum. Kendimi zütveren gibi hissettim belki de öyleydim. Dünyanin en büyük godosu gibi durdum oracikta. Geldi yanıma. Bir yerlere oturup konusalim sonra nereye gidiyorsan git dedi. Bu tavrına anlam veremiyorum dedi. Ben mi cok abartiyordum o mu cok basit görüyordu bilemiyorum.

sonra telefonuma uzun bi mesaj geldi.

tam net değil ama işte açıklamıştı bütün buluşmalarını, hepsi gerçek hepsinde swarmdan bildirim yaptım diye yazmıştı.

inanmadım önce sonra mantıklı geldi. çalışan bayan, işi var falan diye düşündüm. Her dakikasını benimle geçiremezdi. Geçirmemeliydi ama en azından gece mesaj atabilir veya sabah bi on dakika konuşabilirdik. Ben tavır koymaya devam ettim tabi. Sonra part sürem dolmuştu işten çıkmak için hazırlanırken güvenlik kamerasından izledim onu. sürekli benim girdiğim kapıya bakıyordu. telefonu kontrol ediyordu kapıya bakıyordu.

Ben hazırlanıp çıktım kapıdan hemen ona baktım ama o buraya bakmıyordu. halbuki 2 dakika önce gözünü kırpmadan kapıya bakıyordu. Ben selam verdim millete kafeden çıktım. çıkarken hafiften baktım o da hemen ayaklandı

yazık amk kesin iş arkadaşıyla aldattı seni. Sen de safmışsın be panpa. Hemen ilk günden veren kız namuslu olur mu hiç.

o gün kıpkırmızı bi kıyafet gitmişti. makyajı her zamanki kadar abartılı ama tek bir şey ekgibti. Evet gülüşü yoktu. Çünkü ona istediği gibi davranmıyordum. Normal bir müşteriydi zaten benim için.

Bir şişe su lütfen dedi.
suyu zütürdüm.

Bir kahve daha rica edebilir miyim dedi
kahveyi zütürdüm

biraz daha çikolata alabilir miyim dedi
çikolata zütürdüm.

Sürekli bir şeyler istiyordu. Sohbet açmak için soru soruyordu yorgun gözüküyorsun, uykusuzsun, bir şey mi oldu gibi sorular sordu ama hepsine amtrak cevaplarla geçiştirdim.
Benim ona ihtiyacım yoktu. Sadece güzel bir gece geçirmiştik hepsi o kadar. Ertesi günlerde sürekli bahane bulup geçiştirmesi ters geliyordu bana. istemiyorsam istemiyorum dersin. Eğer istemiyorsan da gelip kafede yavşak yavşak davranmazsın bana değil mi?