nasıl mutant olduğumu ve kahramanlıklarımı

anlatıyorum. aşk, ferre, radyasyon, macera... her ayrıntıyı anlatmayacağım elbette. radyasyon damlayan parmaklarımla roman yazacak değilim, hikayem 10-15 entry sürecek. ben bir mutantım ve sırlarımı başka insanlarla paylaşmalıyım. çünkü mutasyona uğradığımdan beri kainat taşaklarını beynime sürtüyor, beyin damarlarımda amsuyu akıyor

sene 2001. öss de istanbul üniversitesi ni kazandım. ankara'daki lise ortamından skıldığım için istanbul bana rüya gibi geliyor. okul başlasın da coşayım, ortamlara akayım istiyorum. sabah akşam 31 çekip hayal kurarken yaz bitti, aileyle vedalaşıp yola çıktım

ders kayıtları, ev taşınma telaşıyla bi akşam eğlenemeden okul başladı. celil diye bi tiple aynı eve çıktık. gündüz okula gidiyor, gece geç saatlere kadar kahve ve alkol eşliğinde ders çalışıp internette vakit harcıyordum. ankara daki hayatm bile daha hareketliydi amk. yine uykulu gözlerle okula gittiğim bi gün, hemen ön sırada o'nu gördüm: merve. hayatım bir daha asla eskisi gibi olmayacaktı

2 gün geçmeden öpüştük. siyah saçlı, beyaz tenli güzel bi kız. deniz kıyısında kahve içiyor, barlarda sohbet ediyor, celil ve sevgilisini yanımıza alıp sinemaya gidiyorduk. fakat bir türlü eve gelmeye ikna edememiştim onu. kızın evine de gidemiyordk, kızkardeşiyle yaşadığını söylemişti çünkü. üstelemiyordum ama 1 ay geçince telaşlanmaya başladım

onunla konuşmaaya karar verdim: kendi namusuna mahkum biriyle çıkamam, genç insanlar açık görüşlü olmalı, hemen am bulmazsam gözlerimden döl akacak... tam bunları konuşacağım akşam bize geldi. kanepeye oturup şarap içmeye başladık. yavaşça beni öptü. sanki dünya daki bütün dudklar vücudumun her köşesini öpmüş gib oldu. birbirimizi öperken başımız döne döne yatağa gittik

yüzünü, memelerini, göbeğini öpüyorum. kız da aynen mukabele. kafam zevkten arşa değiyor. arştan arza iniyor, kızın dıbına çörekleniyorum. sabaha kadar beynim eridi, gece boyu adrenalinle halüsinasyonlar gördüm resmen

bütün hafta boyunca kız hem iyi hem güzel, hem entel hem aşçı, hem cimcime hem de geceleri fulltime coşturuyor diye düşünüyordum. kuytu köşede serin amlar bulayım, bal dudaklardan tadayım derken yavaş yavaş aşık olmaya başlıyorum. merve ye kapılmayayım diye bazı geceler celil le dışarı çıkıyordum ama retinasına sürttüğümün gözleri başkasını görmüyordu bile

bi gün beşiktaş'ta okuyacak kitap bakınırken yolun karşısında siyah bir audi durdu. şoför koltuğunda bi herif, yanında da merve ye tıpatıp benzeyen sarı saçlı bi kız oturuyor. adam kızın boynunu öperken yeşil ışık yandı ve uzaklaştılar. nereye baksam, merve'yi mi görüyordum amk? aptal aşık gibi görünmemek için bu olayı kimseye anlatmamaya karar verdim

bi akşam eve geldim ve ev arkadaşım celil'in odasına girdim. kızarkadaşımla aynı yataktaydı. hayatta sakin olmam gereken bi an varsa şu an, diye düşünüp kapıyı çarparak evden çıktım. beklesem elimden bi kaza çıkacaktı. barlarda içmeye başladım. alkol aldıkça vücudumdaki damarlar beynime boşalıyordu. en iyi arkadaşım ve sevgilim

iyice sarhoş olduktan sonra zihnime bdsm yapmak için iki şişe şarap daha alıp arkadaşın kadıköy'deki evine gittim. bikaç saat içinde sızmışım. ertesi sabah gazeteyi elime alınca şok olacaktım. celil dün gece evde ölü olarak bulunmuştu

10-15 dk geçmemişken avukat amcam aradı. polislerin beni aradığını, kendisiyle karakolda buluşmam gerektiğini söyledi. celil işkenceyle öldürülmüş. taksiye binerken ebemin bir nijerya dolusu adam tarafından gibildiğini düşünüyordum. karakola gidince bana fotoğraflarını gösterdiler, karnı deşilmiş, pek çok dişi sökülmüştü. ifademi istiyorlardı. celil ve kızarkadaşım beni aldattıkları için dün gece evde değil kadıköy'de kaldığımı, hem barda hem de evde tanıklarım olduğunu anlattım. sevgilimin adını sordular: merve ayşenur

@28 radyoaktik maceralarımın iki unsuru. ikisi de periyodik olarak bilincimi giberler
@29 x-men benim için 90 lardan kalma bir hatıra. ne zaman okumaya çalışsam ağlayıp 31 çekiyorum

yeter amk. bi yandan mutasyona uğramış hücrelerimle, bi yandan uykusuzlukla uğraşıyorum. yarın devam ederim

3 entry aramaya üşenen gibtir-i tak'tan panpalar için özet geçiyorum
2001 de üniversiteye başladım. celil diye bi tiple aynı eve çıktık. lisede sürekli 31 çekerken istanbul da her akşam on am bulacağımı, bal dudaktan tadacağımı hayal ederdim. ama okulda bi kıza rastladım: merve. o andan beri retinasına sürttüğümün gözleri başka kız görmez oldu. kız 1 ay boyunca vermedi, tam gözlerimden döl akacakken beni öptü ve yatağa gittik. hatunun yüzünü, memelerini, göbeğini çılgınca öptüm. kafam zevkten arşa değdi, arştan arza inip kızın dıbına çöreklendim. gece boyu adrenalinle halüsinasyonlar gördüm resmen.
bikaç hafta sonra merve yi ev arkadaşımla aynı yatakta yakaladım. tartışmaya başlasam katliam fln yapardım. kapıyı çarpıp çıktım. arkadaşların evine gidip sarhoş oldum. alkol beyin damarlarıma boşaldı, bilincim gibildi. ertesi sabah gazeteyi elime alınca şok oldum: celil evinde ölü olarak bulunmuştu. karakola gidip ifademi verince kız arkadaşımın ismini sordular: merve ayşenur

merve nin adresini ve tipini tarif ettim. sorgu odasında yarım saat bekledikten sonra yanıma geldiler. kayıtlarda merve ayşenur alataş diye biri yokmuş. verdiğim adreste de kimse yaşamıyormuş üstelik. birileri beynime boşalıyordu sanki. beyin hücrelerimin tamamı bikaç dakika içinde tecavüze uğramıştı
parmak izimi ve dna’mı aldılar. test sonuçları yarın çıkacaktı. dün gece evinde kaldığım arkadaşların ifadesine başvurulunca serbest bırakıldım. yarın uğrayıp kaçmadığımı teyit edecektim

hemen taksiye atlayıp üniversiteye gittim. sekeretere merve ayşenur alataş'ı sordum. sual sebebini merak etti. öğrenci kimlik kartımı gösterip bugünkü olayı anlattım. bugün polislerin de aynı ismi sorduğunu ama okulda böyle birinin okumadığını söyledi

sınıftan birkaç arkadaşı aradım. merve yi yalnızca benim sevgilim olarak tanıyorlrdı. Kafayı yiyecekken telefonum çaldı, baktım; merve arıyordu. "sakin ol" dedi bi ses. ne sakini merve! polis her yerde seni arıyor amk, diye bağırdım. "sakin ol. şimdilik tüm söyleyeceğim bu." telefon kapandı

akşama doğru birkaç bira içip arkadaşlaşların kadıköy deki evine gittim. kainata blowjob yapmış gibiydim. ağzım yüzüm gibilmişti. celil’in fotoğraflarını aptal aptal düşünürken uyuyakalmışım

gece kabuslar gördüm. sanki onlarca am aynı anda beni öpüyor, başım zevkten patlıyor, gökyüzünde yüzlerce meme parlıyor, tek başıma cümle alemi suluyorum.
Başka bi kabusta dünya daki hemen her şey boşluğa, sanki bir kara deliğe çekiliyordu. ağaçlar, insanlar, denizler, dağlar.. en sonunda bu boşluğun merve ye açıldığını fark ettim. arzdan arşa, arştan kürsîye am. merve evreni döllüyordu.
haykırarak boşalırken uyanmışım. üzerime örttüğüm yorganda, sakin ol, yazıyordu. merve geceleyin bu eve gelmişti

ertesi sabah korkuyla gazeteleri okurken yeni bi cinayet haberine rastladım. bu defa istanbul sosyetesinden genç bi herif evinde ölü bulunmuştu. son görüldüğünde beyaz tenli, siyah saçlı bir kızla bardan çıkıyordu. yine dişleri sökülmüş, cildinin pek çok yeri çizilmiş, nihayetinde boğularak can vermişti. her yeni haber dimağıma sürtüyor, bilincimi sulandırıyordu artık

@52 ben radyasyon damlayan ellerimle 31 çekiyorum. senin dert ettiğin şeye bak

@56 "merve ye tıpatıp benzeyen sarı saçlı bi kız oturuyor... nereye baksam, merve'yi mi görüyordum amk? aptal aşık gibi görünmemek için... " ben retinası gibilmiş gözlerle daha iyi okuyorum amk