Arkadaşlar 10 part yazdım ama bu bana artık ağır geldi siz okuyorsunuz ben yazıyorum kendi içimde yaşıyorum bunların hepsini o huur çocuğu benim kendi oluşturduğum bir karakter ama şuan görsem anasını giberdim muallak evladının. Asıl acısı ne biliyor musunuz ? Bu belki bir hikaye ama bunu gerçekten yaşayanlar var ve bizim onlardan haberimiz yok.

iyi geceler arkadaşlar, okuyanlar şukularsa iyi olur yarın gün içinde yazmaya çalışırım yazamazsam yine gece gelir 10 15 part atarım.

Beyler bu gecelik bu kadar söz verdiğim gibi 8 part attım. ilk entariyi şukularsanız ve yorum yaparsanız mutlu olurum. Öyle şu kadar şuku gelmezse yazmam demiyorum ama motivasyon olur be canlar. Seviyorum sizleri ben biraz oyun oynayacağım geldiğim de ilgi varsa devam eder biraz daha yazarım.

Kahveyi içtim açtım televizyonu kanallarda rastgele geziyordum. Sonra bir kahve daha yaptım. Uyumamak için elimden geleni yapıyordum. Ne olursa olsun uyumamalıydım o kabusu bir kez daha görmek istemiyordum. Gece saat 4'e kadar ayakta kalabildim sonra masanın başında elimde kumanda uyuyakalmışım. Yine aynı kabusu görmüştüm. Sıçrayarak uyandım, sandalyeden düşmüştüm, öyle sert sıçramışım ki.

Bu iş iyice çığırından çıkmıştı. Kalktım yine duş aldım kahvaltı yaptım. Sabah erkenden okula gittim, derse gireceğimiz amfinin önünde bekliyordum dersin başlamasına daha 43 dk vardı.

Sınıfa giren herkese kızı anlatıyor ve tanıyıp tanımadığını soruyordum. Bu şekilde isminin Buse olduğunu öğrendim. Buse daha ortalıkta yoktu anlaşılan öyle sınıfta yakın olduğu kimse de yoktu. Dersin başlamasına 4 dk vardı hoca geliyordu ama hala Buse yoktu.

Bende isimsiz bi binim ne kadar ortak yönümüz var, tanışalım mı

Merhaba arkadaşlar ben geldim, merak etmeyin yarım bırakmayacağım dedim ve yarım bırakmam da. 3 5 part atacağım yarın okulum var duruma göre belki biraz daha yazarım.

Yaa ne süprizi, söyle hadi. çok mutluydu. Bulunduğum yer sahil kıyısında bir yer. Denizi çok net gören çok güzel bir yer var. Kahvaltı için oraya zütürdüm. Tıka basa yedik, sohbet ettik biraz bana kendinden bahsetti. Annesi çok küçük yaşta ölmüş nasıl öldüğünü anlatmadı, gözlerimin içine bakıp adeta yalvarırcasına sonra anlatsam Emre olur mu ? dedi. Buse'yi kırmak nasıl mümkün olurdu ki. O istese şu vakit şu camdan aşağı atlardım.

Buse, hadi gel bize gidelim. Bir kaşını kaldırdı, yarı şaka bir şekilde Dur daha yeni tanışıyoruz beni eve mi davet ediyorsun ? o öyle söyleyince utandım. Zaten teklif edene kadar kendimi ikna edene kadar neler çekmiştim.

Tamam, gidelim hadi , asma suratı, şapşal.

Anlamsız gözlerle bana bakıyordu gerçekten hiçbir şey anlamamıştı. Sen dedim soluk soluğa Sen öyle her şeyi kolay mı zannediyorsun. Girdin hayatıma, düzenimi gibtin attın, sonra gittin. Neredesin sen niye gelmiyorsun derse ? Ben ne çektim senin hiç haberin var mı ?

Buse gerçekten korkmuştu, titremeye başlamıştı. Gözleri dolmuştu, ne diyorsun sen neden bahs.. dedi ve bayıldı. Son anda yere düşmeden tuttum belinden. Çok korkmuştum, bir nevi kriz geçiriyordu galiba. Aptallaşmıştım. Buse kucağımda baygın bir şekilde titriyor ve ben ağlıyordum. Koridora çıktım, kimse yok mu ? diye bağırdım, yardım istedim. Bi kaç kişi geldi revire zütürdük Buse'yi.

Beni karşısında görmeyi beklemiyordu. Dahası benden böyle bir tepki beklemiyordum. 3 günde tam anlamıyla çökmüştüm artık duygularımı kontrol edemiyordum. Göz altlarım mosmordu ve o kadar bitkindim ki..

Ne diyorsun anlamıyorum, ne ne yapmaya çalışması? dedi titreyen sesiyle korkmuştu galiba ben öyle bağırınca. Halbuki ben bağırmak istememiştim ama eminim oradan görünüşü gerçekten çok korkunçtur. Kapı aralıktı, içeri geçtim.

Yeter artık, 2 gündür kabusum oldun. Çıkmıyorsun rüyalarımdan, kabus görmekten bıktım artık. dedim sanki tüm bunlar O'nun suçuymuş gibi.

içimi büyük bir telaş kapladı. O an yaşadığım korkunun haddi hesabı yoktu. Ders başladı ve O hala gelmemişti. O ders nasıl bitti bilmiyorum bile tekrar tüm okulu gezdim ama yoktu. Zaten bu anasını gibtiğimin kampüsün de birini bulmak imkansızdı hele adını bile bilmediğin birini bulmak daha da imkansızdı. O an kendime o kadar çok sövdüm ki. Okulda hiç arkadaşım yoktu. Belki yurtlardan birinde kalıyordu ama bu bildiğin samanlıkta iğne aramak gibi bir şeydi.

Kendimi çok suçlu hissediyordum. Tüm gün aptal gibi gezdim ortalıkta. Gece olmuştu ve ben eve yeni geldim. Uyumak istemiyordum yine aynı kabusu görmek istemiyordum. Kendime kahve yaptım.

Arkadaşlar simdilik bu kadar aksama dogru yine 5 6 part atarim o kadar kisi okuyor başlıktaki entiriyi sukularsaniz sevinirim. Alt sıralardan trende girmisiz teşekkürler.

Arkadaşlar 7 part attım ama konu çok sürükleyici daha attıklarımı kimse okumadı belki ilgi iyice azalır kimse okumaz ama konu beni çok çekti bu gece biraz daha yazmazsam uyuyamam. Eğer hala okuyan varsa başlıktaki entiriyi ve diğer entirileri şukularsa sevinirim.

Ulan trend olan başlıklara bakıyorum da üzülüyorum bu başlık 33 şukuda kaldı. Üzücü...

herkes bi kivanc amk yerinde

Ağlıyordum, hemde bağıra bağıra. Uzun zamandır ağlamamıştım, böyle hiç ağlamamıştım. Bir müddet ağlaştık. O ağladı ben ağladım ben ağladım o ağladı. Neden ağladığını bilmiyordum aslında öğrenmemek benim için daha iyi olacaktı. Öğrendiğim şeyin ağırlığını taşıyamayacaktım. Sonra daha çok ağlayacaktım. Bunca yıl bu yükü tek başına taşıdığı için Buse'ye daha çok üzülecektim. Sonra daha çok aşık olacaktım. Bir insan nasıl bu kadar güçlü olabilir diye de şaşıracaktım.

Ağlaması bitti Buse'nin geldi sarıldı boynuma, çok özür dilerim, nolur affet beni. Nolur affet beni ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.. Affedecek bir şey yok ki ? Hadi anlat bakalım. Korkak korkak gözlerime baktı.

Babam, annem ölünce defalarca bana tecavüz etti.

Eve gittik kapıyı açtım. Ev topluydu, zaten tek başıma yaşıyordum öyle çok incin değildi. içeri girdi, etrafı süzmeye başladı. Begenmişti evi, Güzelmiş dedi. Aslında hemen o an gel benimle kal burada kal sen sadece burada ol ben her şeyi ayalarım sana da bakarım demek istiyordum ama kızı korkutmak istemiyordum. Düşünsenize kızsınız ve evine ilk defa gittiğiniz erkek burada kal diye yalvarıyor.

Düşündüm de gerçekten etkileyici olabilirdi ama ilk etapta yapmadım.

Göğsü kabarıp sönüyordu. Saçları incin, dudakları yine kuruydu. O'nu o an öylece seyrettim yaklaşık 10 dk nefes almaktan korkarak Buse'yi seyrettim. Dudaklarından öpüp uyandırmak için neleri feda etmezdim ki..

Elimi saçlarına attım, saçını okşayarak uyandırdım. Hadi kalk bakalım. Gözleri kısık uyandı, yüzünde yine o tebessüm vardı. O kadar güzel gülüyordu ki. Sırf o gülsün diye Dünyanın tüm acılarını ben çekmeye razıydım. O gülünce sanki dünyaya barış geliyordu sanki en güzel şiirler O'nun gülüşü için yazılmıştı. O gülsün ve ben günlerce karşısında O'nu seyredeyim. Kısık yeşil gözleriyle gözlerime baktı. Önce bir dudaklarını yaladı dudakları gerçekten kuruydu.

Hani benim kahvaltım hazır mı ?

Oturduk, aynı koltuğa oturduk biribirmize döndük. Dizlerimiz biribirine değiyordu. Öylece baktık birbirimizin gözlerine. Bir an deli cesareti geldi, bir an geçmiş kaybetmişliklerimi düşündüm. Buse'yi kaybetmek istemiyordum. Kokusu beni yeniden ele geçirmişti. Buse dedim ürkek bir şekilde, meraklı gözlerle bana baktı, aslında anlamıştı bu konuşmanının devdıbının nasıl olacağını konuşmayı devam ettirmesi bana güç veriyordu.

Ben, seni çok seviyorum Buse. ilk defa birine karşı böyle hisler hissediyorum. Diyorum ki kendi kendime eğer daha önce sevdiklerim sevgiyse bu ne ? Sana karşı duyduğum hisler aşkın ve sevginin de ötesinde. Buse, dur beni dinle. Ben hep bu yüzden kaybettim. Söylemedim, söyleyemedim. Ama seni kaybetmek ihtimali bile her zerreme acı veriyor. Heyecandan ölecektim adeta kalbim yerinden çıkacak gibiydi tüm vücudum titriyordu. Bana yaklaştı, yaklaştı, nefesini nefesimde hissedebiliyordum. Öptü dudaklarımdan, ufak bir öpücüktü. Sonra geri çekildi;

Bende seni çok seviyorum Emre.

Hani bazen duyduklarınıza anlam veremezsiniz ya. işte öyle bir şey oldu. Ben bin pişman kendi içime kapanmışken O'nun dudaklarından döküldü kelimeler. Ben algılayamadım, yoo kelimeleri duydum ama ne anlama geldiğini kavrayamadım. Anlık bir şok gibi düşünebilirsiniz. T-t-taamam afallamıştım. Güldü halime, ee gitmiyor muyuz? Sen istersin de biz gitmez miyiz ? Sen iste ben neler yapmam ki. Tabii gidiyoruz hadi kalkalım.

inanın tüm vücudum titriyordu heyecandan.

‘’ Sonra ertesi gün oldu babam elinde oyuncakla geldi, evde tek başıma kalıyordum babam gelene kadar o sürede 3 4 saat sürüyordu. Ben o kadar mutlu oldum ki. Babam bana öyle çok oyuncak almazdı ve çocuk olmama rağmen biliyordum ki bugün oyuncak almamın sebebi dün gece babama yaptığım o şeydi. Babam gelince hemen kucağına atladım aletini hissedebiliyordum. Yemek falan yedik o gün öyle bitti gece oldu bu sefer babam geldi benim yanıma kızım benimle yatmak ister misin ? dedi ‘’

Oha lan kör olduk aq

Hemen uyandım 7.alarmda uyanabilmiştim. Kalktım hemen banyoya girdim, kendime gelmek için ılık suyla banyo yaptım. Gerçekten metabolizmam, uyku düzenim berbat bir hale gelmişti. Daha kim olduğunu bile doğru düzgün bilmediğim bir kız hayatımın içine sıçmıştı.

Bu halim bana acı vermiyor üstüne üstlük mutlu oluyordum. Her ne kadar dışarıdan zombi gibi gözüksem de . Biraz kahvaltı yaptım, evden çıktım okula gittim. Direkt yurtlara girdim, Buse'nin odasına girdim kapıyı çaldım kimse açmadı ikinci çalışımda oda arkadaşı Sevgi kapıyı açtı. Gözlerinden uyku akıyordu adeta sabah 7.16 ve dersin başlamasına 1 buçuk neredeyse 2 saat vardı. Memnuniyetsiz bir suratı vardı ve bunda haklıydıda.

Sevginin yanından odaya girdim, o'da direkt yatağa gitti uyumaya devam etti. Buse'nin yanına geldim. Bu ne güzellikti. O kadar masum uyuyordu ki. Nefes alışverişlerini dinledim.