-
27.
0ülkeyi yıkmak istiyorsanız,oy almak için atatürkün, aponun,ypgnin adını kullanıyorsanız, yenikapı mitingindeki birlikteliğe karşı çıkıyosanız, kürtleri daima aşağılayıp hain liderlerini destekliyorsanız, aynı zamanda taziyeye göbek atarak gidiyorsanız bal gibi CHPlisiniz
-
26.
0Akpli olmayanlar huur çocuğudur
-
25.
0özürlü galiba beyler dalga geçmeyin
-
24.
0@23 vikiden okuduğunla chli zihniyetin faşist olmadığınımı savunuyorsun
-
23.
-1şakirt.avi
-
22.
0biri faşizm mi dedi faşist mi dedi ???
-
21.
0http://www.youtube.com/watch?v=aCrOr5XKN-w al amk kültür seviyesini gör. aklı olan insan vermez zaten akpye hangi aydın kesimden akpye oy var? çıkarı olmadıktan sonra?
-
20.
0Türkiye[değiştir | kaynağı değiştir]
Türkiye'de Cumhuriyet'in ilanından beri açık bir şekilde partileşmiş faşist hareketlenmeler olmamıştır. Ancak 1944'te gerçekleşen Irkçılık-Turancılık Davası'nda Hüseyin Nihal Atsız ve arkadaşlarının aşırı Türkçü söylemleri onların faşizme eğilimli olduklarını düşündürmekteydi. Hüseyin Nihal Atsız'ın II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası'nı desteklediği söylenmektedir. Ancak bu konu ile ilgili herhangi bir yazılı belge veya siyasi söylem bulunmamaktadır. Bununla beraber, iddiaların aksine Türkçülerin -özellikle Hüseyin Nihal Atsız'ın- faşizme ve nasyonal sosyalizme karşı olduklarını gösteren pek çok yazılı belge ve söylem mevcuttur. iddialar karşısında en güvenilir belge, Hüseyin Nihal Atsız'ın "Yolların Sonu" adlı şiir kitabındaki "Davetiye" şiiridir.[14]
Birçok kişi tarafından 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 tarihlerinde gerçekleşen askeri darbe dönemleri demokrasinin yara almasının yanında faşist olarak da nitelendirilmektedir. Özellikle 12 Eylül rejimi kuvvetli antikomünist vurgusu ve şiddete dayalı yöntemleriyle Şili'deki Pinochet iktidarına benzer bir takım özellikler göstermiş olsa da Pinochet rejiminden farklı olarak 12 Eylül rejimi, darbenin başında bulunan Kenan Evren'in başkan olmasına karşın, siyasi partilerin yeniden kurulmasına ve parlamentonun yeniden faaliyete geçmesine olanak sağlamıştır.
Günümüzde internet üzerinden örgütlenen ufak Türk neonazi oluşumları bulunsa da aktif siyasette bulunmamaktadırlar -
19.
0Faşizme Yönelik Tanımlamalar ve Teoriler[değiştir | kaynağı değiştir]Tümünü Göster
Faşizmin tanımlamasına yönelik çalışmalar genellikle faşizmi ortaya çıkartan ekonomik ve toplumsal koşulların belirlenmesi üzerine durur. Marksist kuramcılar, faşizmin iktidara geldiği ülkelerde işçi hareketinin ezildiğini iddia ederler ve iddia ettikleri şekilde, işçi hareketlerinin ezilmesinin nedenlerinin saptanması amacıyla çalışırlar.
Otto Bauer de faşizmin yükselişiyle ilgili üç nedenden bahseder:
I. Dünya Savaşı’nın birçok insanı burjuva toplumsal hayattan dışlaması, daha alt sınıflara düşmesi ve bu unsurların daha sonra faşist milislerin tabanını oluşturmaları.
Savaş sonrası yaşanan ekonomik bunalım orta sınıfların alt kesimini ve köylüleri aşırı derecede yoksullaştırmış ve bu unsurlar burjuva partileri terk ederek faşist partilere yönelmiştir.
Ekonomik bunalım sonucu kapitalist sınıfın kârlarının düşmesi sömürü düzeyinin yükseltilmesini, bu da işçi sınıfının direncinin kırılmasını gerektirmişti.
Başta Clara Zetkin olmak üzere Komintern’e yakın yazarlar faşizmi sermayenin terörist egemenlik biçimi olarak tanımlarlar. Georgi Dimitrov’un Komintern’in 7. Kongresi’nde resmi olarak kabul edilen tarifinde de faşizm “finans kapitalin en gerici, en şovenist, en emperyalist unsurlarının açık terörcü diktatörlüğü” olarak tanımlanır.
August Thalheimer de faşizmi Bonapartizm’le karşılaştırır. Aynı III. Napoléon’un ve lumpenproleter taraftarlarının 1848 Şubat Devrimi'nden sonra iktidara gelişinde olduğu gibi, faşizmin de bir aşağı sınıfa düşmüş ya da düşme tehlikesi bulunan taraftarlarıyla sınıf savaşımındaki bir eşitlik durumunda burjuvaziden görece bağımsız olarak iktidara geldiğini ama nesnel olarak burjuvazinin çıkarlarını temsil ettiğini ve devrimi engellemeye çalıştığını ileri sürer. Thalheimer faşizmi burjuvazinin kendisi de dahil olmak üzere kitlelerin büyük burjuvazinin ve büyük toprak sahiplerinin toplumsal egemenliğinin hüküm sürdüğü faşist devlet iktidarı altına alınması olarak tanımlar.
Freud'un ilk kuşak öğrencilerinden ve Erich Fromm'un hocası Wilhelm Reich faşizme pgibolojik bir açıklama getirirken Marksist yorumun salt sınıfsal bakış açısını şiddetle reddeder. Reich'a göre komünist bir devrimin tüm sınıfsal koşullarının ortaya çıktığı Almanya'da kitlenin tepkisinin yönünün komünist devrime değil de faşist partilere akması özellikle sorgulanması gereken bir çelişkidir. Wilhelm Reich'a göre faşizm yeni bir toplumsal olgudur ve salt sınıfsal-ekonomik-altyapısal faktörlerle anlaşılamaz. Wilhelm Reich faşizmin izlerini, Alman Faşizminin üzerine çok vurgu yaptığı ailede bulur. Aile cinselliğin, kadının ve çocukların baskılanması demektir. Cinsellik önemli bir üretici güç olduğundan onun faşist tahakküm altına alınışı, öğrenilmiş erkekliğin tırmandırılarak teşvik edilişi ve militarist söylemlerinde sıkça erkek yücelten öğelere bakıldığında faşizmin önce cinselliğin düzenlenişi üzerinde baskı yaptığı anlaşılacaktır. Reich'a göre komünistlerin başarısızlığının sebebi politikada yani uygulamadadır. Faşistlerin "komünizm eşlerinizi ortak mülkiyete açmak demektir." "komünistler son mal mülkünüze kadar sizi kamulaştırır" türü korkulara seslenen propagandalarında başarıya ulaştıklarını yine Reich aktarır. Reich'a göre kitleler özünde iyi olsalar da 6000 yıllık devlet deneyimleri sonunda emir almaya alışmışlardır. Özgürlükten korkan, köleliğe hızla koşan kitlelerin önce özgürlükle yeniden tanışmaları gerekmektedir. Faşizm özel bir hükümet biçimi değil, kitle pgibolojisinin tarih içerisinde ortaya çıkan özel bir halidir.
Franz Neumann Nazi Almanyası’nı değerlendirirken, tekelci sistemde totaliter nitelikli politik bir iktidar olmadan kârların korunamayacağını, bunun da nasyonal sosyalizmin ayırıcı özelliği olduğunu belirtiyordu. Daha sonra Neumann faşizmi “buyrukçu ekonomi” ya da “totaliter tekelci kapitalizm” olarak tanımlamıştı. Neumann’a göre Almanya’da nasyonal sosyalizmin yükselmesi sermayenin tekelleşmeyle sonuçlanan merkezileşme ve yoğunlaşma sürecinin ilerlemiş olmasıyla ilişkilendiriyordu.
Friedrich Pollock ise tekelci kapitalizmden bahsederken aynı zamanda devletin müdahaleciliği üzerinde duruyor ve faşizmi “devlet kapitalizmi” olarak tanımlıyordu.
Adorno ve Horkheimer 1945’ten sonra faşizmin pgibolojik kaynaklarını otoriter kişilik kavramı ile ilişki içinde açıklamaya çalıştılar.
Daha sonraki araştırmacılar faşizmi tekelci kapitalizm, ekonomik bunalım ve orta sınıfların tehdit altında bulunmasıyla ilgili olarak açıklamaya çalışmışlardır.
Nicos Poulantzas daha çok III. Enternasyonal’in politikaları doğrultusunda italyan ve Alman komünist partilerinin faşizm karşısındaki tutumlarının eleştirisini ön plana çıkartırken, Bonapartizm, askeri rejimler ve “kural dışı kapitalist devletin” başka biçimleri karşısında faşizmin ayrılığını değerlendirir.
Tim Mason da Hitler ve antisemitizmin rolüne dikkat çekerek nasyonal sosyalizmin kendine özgü olduğundan bahseder. Ona göre faşizmi ortaya çıkartan koşullar bütün gelişmiş kapitalist ülkelerde bulunmasına karşın, faşizmi iktidara taşıyan özellikler özel ulusal koşullara ve tarihsel geleneklere bağlı olabilir.
Ayrıca üzerinde durulan başka bir nokta da, işsizliğin özel etkisidir. işsizliğin artışının işçi sınıfı hareketi yerine sağ radikalizmin kuvvetlenmesine ön ayak olduğu üzerinde durulmaktadır.
Robert O. Paxton faşizmi tanımlarken topluluğun yenilgi, küçük düşme ve kurban rolüyle saplantılı meşguliyeti ve bunları birlik, güç ve arılık kültleriyle giderme çabasıyla ilişkilendirir.
Ernst Nolte de faşizmi anti-marksizm olarak tanımlar. Nolte’ye göre faşizm 1917-1945 arasıyla karakterizedir. Bu dönemde Sovyetler Birliği'ni ve onun dünya devrimi talebini faşist araçlarla karşılamak gereği doğmuştur. Nolte 20. yüzyıl Avrupası’ndaki herhangi bir anti-komünist diktatörlüğün amaçladığı ve gerçekleştirdiği her şeyi faşizm kavramı altında toplar.
“Faşizan” Kavramı[değiştir | kaynağı değiştir]
Faşizan olarak faşizmle ilişkili ya da faşizme benzeyen ama yumuşatılmış bir biçimi ifade eden tutumlar kastedilir. Bazen bir politik sistemin ya da ideolojinin tekil bileşenleri faşizan olarak değerlendirilir. Böylece söz konusu sistemin ya da ideolojinin faşistçe eğilimlerinden bahsedilir. Kavram daha çok polemik amaçlı, karşıtın otoriter davranışını suçlamaya yönelik kullanılır.
1945'ten Sonra Faşizm[değiştir | kaynağı değiştir]
Almanya[değiştir | kaynağı değiştir]
II. Dünya Savaşı'ndan sonra hem Batı Almanya'da hem de Doğu Almanya'da nasyonal sosyalizm yasaklanmıştır. Hem Batı hem Doğu Almanya'da Hitler mozaleleri ve heykelleri yıkılmış, nasyonal sosyalistlere ait bayraklar, semboller, flamalar ve savaştan kalma eşyalar müzelerde sergilenmeye başlamıştır. Her iki Almanya birleştikten sonra bu yasak devam etmiştir. Şu an etkinlikte olan neonaziler Almanya'da Türkler[12] ve Yahudiler[13] başta olmak üzere Alman olmayanlara saldırıda bulunmaktadır. Nasyonal sosyalizm propagandası yapmak ve nasyonal sosyalizmi savunmak Almanya'da büyük bir suçtur. -
18.
0@16 gözden kaçmış. türkan saylanıda unutmuşuz.
-
17.
0Diğer Faşist Hareketler[değiştir | kaynağı değiştir]Tümünü Göster
italyan sistemi birçok Avrupa ülkesinde faşist ve faşizm benzeri harekete, partiye ve örgüte model oldu. italya’nın yanında Almanya’da 1933’den itibaren Adolf Hitler’in nasyonal sosyalizmi, 1939’dan itibaren ispanya’da Francisco Franco’nun falanjizmi, 1933’den itibaren Portekiz’de Salazar diktatörlüğü en bilinen ve en etkili faşizm etkilenmeli diktatörlüklerdir. ikinci Dünya Savaşı boyunca Almanya ve italya’nın desteklediği faşist rejimler Macaristan ve Romanya’da iktidarda bulunmuştur.
Nasyonal Sosyalizm[değiştir | kaynağı değiştir]
Ana madde: Nasyonal sosyalizm
Nasyonal sosyalizm ya da kısaca Nazizm, Almanya'da Adolf Hitler tarafından kurulan aşırı milliyetçi, antisemitik, ırkçı, anti-komünist ve anti-kapitalist bir ideolojidir. Marksizme karşı kolektif milliyetçiliği gerçekleştiren ve ulusal bir ekonomik sosyalizm modeli üzerine kurulu olan faşist sistemdir.
Falanjizm[değiştir | kaynağı değiştir]
Ana madde: Falanjizm
Falanjizm, 1933 yılında Jose Antonio Primo de Rivera tarafından ispanya'yı ele geçirmeye çalışan ispanyol komünistlere karşı geliştirilen, en çok Francisco Franco tarafından uygulanmış otoriter-kralcı faşist ideolojidir.
Ustaşa[değiştir | kaynağı değiştir]
Ana madde: Ustaşa
Ustaşalık, II. Dünya Savaşı'nda Yugoslavya topraklarında etkinlik gösteren faşist harekettir. Ustaşalar Yugoslavya topraklarında Sırplara karşı olan unsurları destekleyen Alman işgal yönetimi tarafından desteklenmiştir.
Avusturya faşizmi[değiştir | kaynağı değiştir]
Ana madde: Avusturya Faşizmi
Avusturya faşizmi, 1920'li ve 1930'lu yıllarda faşizmin Avusturya yorumu. Avusturya'da faşizm herşeyden önce Heimwehr adı verilen paramiliter gruplar tarafından temsil ediliyordu. Bu gruplar 1918'de kurulan 1. Cumhuriyet'in demokratik ilkelerine karşı mücadele veriyorlardı. Othmar Spann'ın ve italyan Faşizmi'nin etkisinde bu paramiliter gruplar antiparlamenter, görünüşte antikapitalist bir devlet iktidarını savunuyorlardı.
Peronizm[değiştir | kaynağı değiştir]
Ana madde: Peronizm
Peronizm (ispanyolca: Peronismo), Arjantin'de 1946-1955 arasında ve 1973-1974'te devlet başkanlığı görevinde bulunan Juan Peron'un popülist ve milliyetçi politikalarına verilen ad. Bu politikayı savunanlara peronist denmektedir. Faşist bir hareket olarak nitelendirilmiştir.
Reksizm[değiştir | kaynağı değiştir]
Ana madde: Reksizm
Reksizm, Belçika'da 20. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkan faşist politik hareket. Bu ideolojinin temelleri 1930 yılında Léon Degrelle tarafından Valonya'da atılmıştır. Reksizm kilisenin öğretileriyle Belçikalı toplumun ahlaki yenilemesini ister. Diğer bir amaç ise, bir federal toplum oluşturmak ve demokrasiyi yürürlükten kaldırmaktı.
Japon militarizmi[değiştir | kaynağı değiştir]
Ana madde: Japon militarizmi
Japon militarizmi, katı bir Japon milliyetçiliği, militarizm ve gelenekçilikten oluşmuş; faşizmin Japon versiyonudur. Faşizmin Japon versiyonu Showa döneminin başlangıç dönemindeki Japon imparatorluğu’dur. Bu dönemde Japonya içinde aşırı milliyetçi ve militarist bir politika izlendi.
1937 yılında Japonya Çin’e saldırdı ve Kore’yi 1910 yılında işgal etti. Buralarda savaş tutsakları üzerinde tıbbi deneyler yapıldı. Halktan devlete kutsal bir şekilde bağlanması istendi ve Japonlar “tanrısal ırk” olarak görüldü.
Estado Novo (Yeni Devlet)[değiştir | kaynağı değiştir]
Estado Novo, (Portekizce'de: Yeni Devlet), Portekiz'de 1933'ten 1974'e kadar 41 yıl süren politik rejimin adı. "Salazar rejimi" diye de anılır. Faşist bir rejim olarak anılmaktadır. -
16.
-1Faşizmin Özellikleri[değiştir | kaynağı değiştir]Tümünü Göster
ideoloji ve Amaçlar[değiştir | kaynağı değiştir]
Faşizmde toplumsal yaşamın tüm alanlarını kapsayan bir tek ideoloji bağlayıcı olarak ilan edilir. Gerek devlet gerekse de iktidarın dünya görüşüne göre ve lider ilkesine göre örgütlenir ve belirlenir. Basın ve yayın kuruluşlarının mevcut ideolojiye göre yayınlar yapması zorlanır. Hakim görüşe zıt düşünceler ve muhalif seslerin çıkması çeşitli baskı unsurlarıyla önlenir. Aykırı yayın yapanlar sansürlenir, kapatılır veya başka türlü yollarla engellenmeye çalışılır. Böylece hakim düşüncenin karşısına farklı düşüncelerin çıkmasının önüne geçilmiş olunur ve tek tip düşünce, toplumda baskın hale getirilir. Faşizmin boyutu, bu koşulların ne kadarının somut olarak uygulamaya geçirildiğiyle doğru orantılıdır.
Lider ilkesi: Bu ilkeye göre toplumsal yaşamın tüm alanlarını kapsayan bir tek ideoloji bağlayıcı olarak ilan edilir. Gerek devlet gerekse de yönetim dünya görüşüne göre ve lider ilkesine göre örgütlenir ve belirlenir. Aynı şekilde işletmelerde de patron ve işçi arasında işletme yöneticisinin iktidarına dayalı bir ilişki kabul edilir.
Milliyetçilik ve vatanseverlik: 19. yüzyıl boyunca yükselen milliyetçilik 20. yüzyılda çeşitli ve aşırı boyutlara varmıştı. Faşizmde milliyetçilik en ön plandadır ve temel ideolojidir. Vatanseverlik ve milli değerler her fırsatta vurgulanmaktadır.
Antisemitizm ve ırkçılık: italyan faşizminin özünde ırkçılık yoktur, milliyetçilik ve vatanseverlik vardır. Fakat Alman nasyonal sosyalizminde ise katı bir ırkçılık mevcuttur.
Popülizm, anti-komünizm ve anti-kapitalizm: italyan faşizmi ve nasyonal sosyalizmde popülizm ön plandadır. Kapitalizm tümüyle veya zararlı yönleriyle reddedilir. Korporatif ekonomi uygulamaya konur. Komünizm, faşizmin düşman ideolojisi kabul edilir. Bunun nedeni komünizmin faşizme ideolojik olarak ters düşmesidir.
Hukukun işlevselleştirilmesi.
Rejim karşıtlarının ve aşağı görülen halk gruplarının idam edilmeleri ve/veya öldürülmelerinin haklı görülmesi ve bir devlet politikası olarak yürütülmesi.
Bir ulusa, kültüre ya da “ırka” üye insanların toplumun geri kalanı üzerinde üstün oldukları iddiası. Bu yaklaşım aynı zamanda lider ilkesinde de ifadesini bulur. Belli bir kişi diğer herkesten ve topluluktan daha isabetli kararları alabilir durumdadır.
Otoriter iktidar biçimleri ve sıklıkla totaliter bir sistem. Totalitarizm Alman ve italyan faşizmlerinde ön plandayken, Avusturya faşizmi ve falanjizmde vurgulu değildir.
Sosyal Darwinizm: Daha çok nasyonal sosyalizmde görülür. En iyinin ayıklanması ve egemenliğine dayalı toplum anlayışı. Yani ari ırk, başka bir deyişle üstün ırk kavrdıbının devlet yapısında ve toplumsal yapıda etkili olmasıdır.
Karşıtlar[değiştir | kaynağı değiştir]
Komünizm: Özellikle Sovyet Devrimi ve komünizmin Avrupa’ya yayılacağı korkusu faşist liderler tarafından sıklıkla liberal ve muhafazakâr gruplarla ittifak kurmak üzere dile getirilmiştir.
Kapitalizm: Kapitalizmin yarattığı rekabet ve sermaye ortamı, faşist görüşün karşıt olduğu bir noktadır. Kapitalizm, faşizmin oluşturduğu tek güç totalitarizm ortdıbını bozmaktadır. Faşist bir ülkenin insanları sadece tek bir gücün kontrolü altında olmalıdır, kapitalizmin sermaye gücü ve kontrolü bunu bozmamalıdır. Sermayeler, faşist sistemlerde var olsa bile; faşist totalitarizmin çok sıkı kontrolü altında tutulur. Liberal sistemlerdeki gibi, sermayeler özgürce hareket edemez.
Liberalizm ve demokrasi: Demokrasi; özgürlük ve çoğulculuk düşünceleri ile, devlet, ekonomi ve özel mülkiyet arasındaki ayrımda faşizmi önemli bir düşman olarak görür.
Muhafazakârlık: Faşist hareketler sıklıkla muhafazakâr özellikler taşısalar da kendilerini devrimci olarak gören faşistler muhafazakârlarda laik vitalizmin ve “yeni insan” düşüncesinin düşmanlarını görürler.
Şekilsel ve Örgütsel Özellikler[değiştir | kaynağı değiştir]
Devlet içinde ve yanında başka bir devlet olan silahlı gizli servisin merkezi önemi. Kendi taraftarlarının gözetim altında tutulması.
Militarizm: Ekonomik hayat da dâhil olmak üzere toplumsal hayatın militarize edilmesi. Militer kitle yürüyüşleri ve büyük gösteriler faşizmin en önemli görünüşleridir.
Bilimlerin taraflılık yasasının egemenliği altına alınması.
Kitle seferberliği, parti propagandası yoluyla toplumsal alanın ve kitle iletişim araçlarının tekelleşmesi çabası.
Toplumun sürekli kışkırtılması, devrimci ilan edilen konular lehine zorunlu coşkunluk.
Kolektivizm: Halkın kitle olarak anlaşılması. Mussolini’nin stato totalitario kavramından beri faşist anlayış özel yaşama kadar toplumsal hayatın her alanında hak iddia eder. Aile çocuklarla halk birliğine katkı yapacak olan davadaşlık birliği olarak düşünülür.
Pasifizmin aşağılanması. Bunun yerine hareket adı altında militarizmin ve savaşın yüceltilmesi.
Politik karşıtın ortadan kaldırılması eğilimi. Faşizme göre karşıt düşmandır ve bir an önce yok edilmelidir. Bu söylem esas olarak kitlelerin faşist yönetime örgütlenmesi amacıyla kullanılır.
Parti milisleri. Paramiliter çeteler.
Estetikleştirme ve mistikleştirme. Özellikle ulusun kendi tarihine yönelik mistikleştirilmiş bir algı.
Yiğitliğe, kahramanlığa ve savaşçılığa vurgu. Ataerkil yapıların yüceltilmesi.
Gençliğin vurgulanması. Gençliğin dinamizminin savaş taraftarlığıyla ilişkilendirilmesi.
Kimi ülkelerde bir yandan monarşi ve ruhban sınıf önderliğine yönelik vurgu, ama diğer yandan dini unsurların yerini alan ilerleme ve teknoloji inancı.
Bu özellikler bazen milliyetçilik, militarizm ve şovenizmden oluşan "Üç Sütun Modeli" ile özetlenir. Ancak bu bir yandan da faşist ideolojilerin başka temel özelliklerinin göz ardı edilmesine yol açan bir indirgeme olarak eleştirilir.
Faşist hareketler yaklaşık olarak bütün Avrupa ülkelerinde ve birçok Latin Amerika ülkesinde bulunur. ispanya iç Savaşı’nda (1936-1939) Francisco Franco yönetimindeki falanjlar italya ve Almanya desteği sonucu iktidara gelmişler ve 1975’e kadar iktidarlarını devam ettirmişlerdir. Portekiz'de António de Oliveira Salazar Estado Novo ile faşist bir rejim kurmuştur. Avusturya’da Almanya’yla birleşmeye karşı çıkan Avusturya Faşizmi rejimi kurulmuştur. II. Dünya Savaşı sırasında Almanya Hırvatistan’daki Almanya Rejimi gibi birçok faşist harekete yardım etmiştir.
Ekonomi[değiştir | kaynağı değiştir]
Hem kapitalizmi, hem de komünizmi reddeden bir doktrin olan faşizmin ekonomi politikası korporatizm isimli sistemdir. Korporatizm, toplumu organizmacı bir gözle görmenin bir sonucu olarak her kesimin tüm faaliyetlerinin amacını dayanışma ve ortak çıkara indirgeyen politik bir yaklaşımdır. Tahmin edileceği gibi burada farklı kesimlerin farklılıkları ancak ortak çıkar ya da devletin faydası ekseninde okunduğu müddetçe yaşayabilir. En tipik örneği Mussolini dönemi italya uygulamasıdır. Korporatif ekonomi ile italya'daki işsizlik azalmış ve milli gelir yükselmiştir.
işçi ile işveren, emek ile sermaye gibi arasında sorunların bulunduğu ekonomik tarafların ve toplumsal sınıfların arasındaki problemleri faşist devlet uzlaşma yoluyla çözmeye çalışır. Örneğin italya'da devlet tarafından kurulan ve Faşist Parti'ye bağlı olan sendikalar yoluyla italyan emekçilerinin hakları savunulmuş ve sermayenin işçi sınıfını ezmesinin önüne geçilmiştir. Sermaye sahiplerinin toprak ağalığı yapması yasaklanarak her şey devlet gözetiminde tutulmuş, ülkenin emekçi sınıfı olan işçilerle sermayeyi elinde bulunduran işverenlerin dayanışma içinde bulunması sağlanmıştır. Faşist sistemde devlet her şeyden üstün olduğu için sermayeyi elinde bulunduran zengin iş adamları Faşist Parti mensuplarına söz geçiremiyor, böylelikle sermaye devletin oluyor; bu sermaye de halkın çıkarına kullanılıyordu.
Faşist sistemin korporatist ekonomi politikaları sayesinde italyan halkı refaha kavuşmuş ve sınıflar arasındaki sorunlar ortadan kalkmıştır. Çünkü faşist yönetim belli bir sınıfı değil, tüm ülkenin çıkarlarını düşünen politikalar uyguluyordu. Faşizmin ekonomi politikası daha çok orta sınıf tarafından desteklenmiştir.
1933'ten itibaren Nasyonal Sosyalist Alman işçi Partisi'nin (NSDAP) idaresinde bulunmuş olan Almanya'da da italya'dakine benzer devletçi uygulamalar yürürlüğe konulmuştur. Tek parti olan NSDAP'ye bağlı sendikalar kurularak Alman emekçisinin hakları savunulmuştur. En büyük sendika kuruluşu Alman Emek Cephesi idi. Nasyonal sosyalistler, zengin Yahudi iş adamlarına karşı tavır alarak hem Alman emekçilerini korumaya çalışmış, hem de Alman sermaye sahiplerini Yahudilere karşı güçlü kılmak için çabalamıştır. Yahudilerin tüm haklarının alındığı Nürnberg Yasaları'nın çıkmasıyla birlikte Yahudi iş adamlarının şirketlerine devlet tarafından el konulmuştur. Yahudiler her türlü meslekten alıkonularak yerlerine işsiz Almanlar getirilmiş ve işsizlik hızla azalmaya başlamıştır. Nasyonal Sosyalist Alman işçi Partisi iktidara gelmeden önce % 15'i bulan işsizlik Hitler'in iktidar döneminde % 0'a kadar inmiştir. -
15.
0yılmaz özdil niye yok listede
-
14.
0FaşizmTümünü Göster
Vikipedi, özgür angiblopedi
italya'da kurulan ideolojinin orijinal versiyonu için italyan faşizmi sayfasına bakınız.
Faşizm
Faşizmin sembolü olan "fasces" ve kartal motifi
ilgili kuramlar[göster]
Öğretiler[göster]
Doktrinler[göster]
Organizasyonlar[göster]
Faşist liderler[göster]
Faşist devletler[göster]
g t d
Faşizm, ilk olarak Benito Mussolini tarafından Ulusal Faşist Parti'nin kurulmasıyla ortaya çıkan, 20. yüzyılın başlarında Benito Mussolini'nin sistemini örnek alarak doğan nasyonal sosyalizm ve falanjizm gibi akımlarla güçlenen; otoriter devlet üzerine kurulu bir radikal milliyetçi yönetim sistemidir.[1][2] Milliyetçi işçi hareketlerinden ilham alan ilk faşist hareketler, italya'da I. Dünya Savaşı sıralarında; sosyalist fikirleri, sağcı ve milliyetçi unsurlarla birleştirerek; komünizme, marksist sosyalizme, serbest piyasa kapitalizmine, liberalizme, demokrasiye ve geleneksel sağcı muhafazakârlığa karşı olarak ortaya çıkmıştır. Faşizm, geleneksel siyasal yelpazede genelde aşırı sağa konulsa da, siyaset bilimciler tarafından bu tanımın yeterli olmadığı tartışılmıştır.[3][4]
Faşistler kendi uluslarını; ulusal camianın kitlesel seferberliğini teşvik eden totaliter bir devlet yoluyla bütünleştirmeyi amaçlarlar[5][6] ve faşist ideolojiye uygun ilkelerle birlikte ulusu örgütlemeyi hedefleyen devrimci siyasal harekete önayak olan bir öncü partiye sahip olmayla nitelenirler.[7] Liberalizme, demokrasiye, marksist sosyalizme ve komünizme muhalif faşist hareketler; devlete ihtiram, güçlü bir lidere bağlılık ve aşırı milliyetçilik ile militarizme verilen önem gibi ortak özelliklere sahiptir. Faşizm, siyasal şiddeti, savaşı ve emperyalizmi; ulusal ihyaya ulaşmak için bir araç olarak görür[5][8][9][10] ve güçlü ulusların, daha güçsüz ulusların yerine geçerek topraklarını genişletmeye hakkı olduğunu ileri sürer.[11]
Faşizmi bir dünya görüşü olarak benimseyen italyan lider Benito Mussolini'nin 1922'de italya’da iktidara gelmesinin ardından, Mussolini iktidarı döneminde, italya'da resmi ideoloji olarak yürütülmüştür. Kısa süre içerisinde genel anlamıyla baskıcı, otoriter rejim anlayışını betimler bir nitelemeye dönüşmüş ve nasyonal sosyalizm başta olmak üzere, anti-demokratik ve otoriter ideoloji ve yönetim sistemlerinin tamdıbına halk tarafından verilen genel bir isim halini almıştır.
Kavramın kökeni Antik Roma yöneticilerinin geniş hükümet yetkisini sembolize eden ucunda balta bulunan bir çubuk demetinin adı olan Latince fasces sözcüğünden ileri gelir. Aynı simge daha sonraları Fransız Devrimi sırasında Aydınlanma anlamında, halkın elindeki devlet gücünü temsil etmek üzere kullanılmıştır. Söz konusu sembol birtakım değişikliklerle 1926 yılından itibaren italya'nın resmi devlet sembolü olmuştur. Sembolün üçlü anlamı, yani devlet gücü, halk mülkiyeti ve birliktelik Mussolini'nin propagandasında kullanılmıştır.
Faşizm, baskıcı rejimleri tanımlamak için kullanılan genel bir terim olmadan önce, asıl olarak italyan milliyetçiliğini temsil eden bir ideoloji olarak ortaya atılmıştır. Ancak kendisiyle eş zamanlı olarak ortaya çıkan nasyonal sosyalizm ve falanjizm gibi akımlar da amaç ve uygulamalar bakımından bir italyan ideolojisi olan faşizme yakın oldukları için faşizme bağlı siyasî hareketler olarak tanınmışlardır. Aşırı milliyetçi ve anti-komünist bir hareketin italya dışında "faşist" olarak nitelenmesinin ilk örneği Avusturya'da görülmüştür. Avusturyalı anti-komünist aşırı milliyetçilerin ideolojisi Avusturya faşizmi (Austrofaschismus) olarak isimlendirilmiştir. Aynı zamanda, Almanya'da komünistler, nasyonal sosyalistleri kendi propagandaları gereğince "faşistler" (faschisten) olarak isimlendirmişlerdi.
Bir rejimin faşist olarak nitelendirilebilmesi için, o rejimin ideolojisinin milliyetçi olması ve milletin varlık ve çıkarlarını her şeyin üstünde tutması gereklidir. Bu yönüyle halkçılığı da içermeli ve sadece zenginlerin veya işçilerin değil, milletin bütün fertlerinin refahını sağlamayı hedeflemelidir. Bu hedefe ulaşmak için ise ekonomi üzerinde sıkı bir devlet kontrolü uygulamak, işçi ücretlerinin yeterli olmasını sağlamak, keyfi işten çıkarmaları önlemek, hayat pahalılığının önüne geçmek için fiyat kontrolü uygulamak gibi önlemler uygulamak faşizmin politikalarındandır. Faşizm, sınıflar arasındaki çelişkileri ortadan kaldırmayı öngörür. Bu yönde devlet eliyle korporatif sendikalar kurulur ve işçi ile işveren arasında anlaşma sağlanır. Toplumdaki yoksul ve orta sınıfın ihtiyaçları devlet tarafından en iyi şekilde karşılanır; örneğin Almanya'da çıkan toprak yasasıyla köylülerin topraklarının ipotek yoluyla ellerinden alınmasının önüne geçilmiş ve fırsatçı sermayenin köylüyü sömürmesi engellenmiştir.
Faşizmin amacı bir toplumu birlik-beraberlik, ulusal değerler, tarih bilinci, vatan-bayrak-devlet üçlemesi, halkçılık ve devletçilik gibi anlayışların altında bütünleştirmektir. Vatansever ve milliyetçi olmakla birlikte -özellikle de nasyonal sosyalizmde- ırkçı boyutlara varabilmektedir. Milliyetçi veya ırkçı fikirlerin benimsenmesi ülkelere göre değişmektedir; örneğin italyan faşizminde "italyan vatandaşlığı" kavramı ön plandayken, Alman nasyonal sosyalizminde ise "Alman kanı taşıma" düşüncesi ön plandadır. Mussolini'nin doktrininde vatandaşlık kavramı vurgulanırken, Hitler'in doktrininde ise kan bağı vurgulanmaktadır. italyan faşizmi milliyetçidir, Alman nasyonal sosyalizmi ise ırkçıdır.
Faşist yönetimlerin başa geçmesi Almanya ve italya'da demokratik yollarla gerçekleşmişken, ispanya'da ise iç savaş sonucunda gerçekleşmiştir. Tarihe baskıcı rejimler olarak geçen bu yönetimler, mevcut oldukları ülke halkının çoğu tarafından, özellikle de Almanya'da desteklenmişlerdir. 1922'de Benito Mussolini italya kralı tarafından başbakan olarak atanmış, 1924 seçimleri sonucunda ise % 61.3 oy alarak Faşist Parti'nin iktidarda kalması kesinleşmiştir. Almanya'da 1933'te yapılan demokratik seçimlerin sonucunda Nasyonal Sosyalist Alman işçi Partisi % 43.9 oy alarak iktidara gelmiş, Adolf Hitler başbakan olmuştur. Faşist yönetimlerin başta bulunduğu Almanya ve italya'da ekonomik, siyasi, askeri, sanatsal ve kültürel alanlarda ilerlemeler kaydedilmiştir. Ancak bu ilerlemeler II. Dünya Savaşı'nın sonunda yok olmuş ve faşist yönetimler devrilmiştir. -
13.
015-vatan haini olucaksın (mesela ingiliz yalaması falan)
-
12.
-1hırsızlar aq
-
11.
-2Bölüşülmüş yol yapıcam lan size bi susun amk
-
10.
+313-ülkeyi 30 yıl dikta ile yöneten partinin sol parti olduğunu iddia edeceksin
14-Bi tartışmada karşındakine cevap vermeyince anlayınca ah atatürk atatürk atatürk diyerek haklı çıktığını zannedeceksin -
9.
+2sadece bunları yaparak chpli olunabilir.
sonuçta sadece chpli düşünce bu ülkeyi ileriye zütürme düşüncesine sahip.
ama sadece düşünce olarak kalacak.
icraat sıfır.
baş muhalafet sonuçta.
12 yılda 9 seçim kaybettip halada sucu halkta arayan halk partisi -
8.
+2 -112- faşist düşünmeyenleride gerizekalı aptal diye sallayacaksın
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 04 12 2024
-
bi kız max bu kadar kapalı olmalı
-
mkultravictim31 telefon kulubesindeki
-
kızların pıtığında iki delik varmış
-
canım çok pis kerhane tatlısı çekti
-
bu gün hayatını kaybeden çaycı hüseyin
-
komik başlık yok mu kardeş
-
kaderim yolundan şaştı
-
ukrayna valisini iskenceyle oldurmusler
-
reenkarnasyonla tüm evrenlerde tek tek
-
bigun ecevit bi adam ve obur adam ahiretee
-
sizin cift hesap kulandinizi bilmiyormuyuz
-
zaro ağa nın taku üstüne tak olur mu
-
en mutlu anımda bile hüzünlüyüm
-
amım alarm verdi
-
pehh yine akşamı ettik pehh 04 12 2024 19 31
-
wow girl ifşalıyorum
-
dickforlily denen kadın işleri büyütmüş lan
-
4 aralık 2024
-
memati veledi nerdesin
-
ah eski yazarlar
-
hey gidi inci sözlük geceleri 100 online olduğun
-
çaycı hüseyine ne olmuş lan böyle
-
gece gece sözlükte kitap başlığı açıyorum
-
sozluge sabah giriyom
-
kapatin la bu siteyi
- / 1