-
101.
+6Artık barlara girmeye korkuyordum. Son olaylardan sonra barlara sivil polisler yerleştirilmiş olabilirdi ama koskoca istanbul'da ki tüm barlara polis yerleştirmeleri imkansızdı. Yine de bu riski göze almak istemedim. Yeni bir mekan bulmam lazımdı. Hem öldüreceğim şahısla ayrı bir ortamda baş başa kalmalıydım hemde sanatımı yaparken kimse bana engel olmamalıydı. Düşündüm fakat hiçbir yer aklıma gelmedi. Ben bunları düşünürken hiç bilmediğim sokaklara sapmıştım. Bu sokaklar benden bile daha kötüydü, bunu hissedebiliyordum. Sokak aralarında uyuşturucu kullanan ve bali çeken gençleri gördüm. Teneke kutunun içinde ateş yakmışlar ve etrafında toplanmışlardı. Bunun gibi bir kaç gurup daha gördüm. Bana bakan gözleri o kadar boştu ki... Devam ettim yürümeye. Az ilerde ateş yerde titreyen iki genç gördüm. Uyuşturucularla aram yok ama büyük ihtimalle bonzai kullanmışlardı. Hareket edebileceklerini sanmıyordum. Bu geceki kurbanlarım bunlardı sanırım. Öldürme işlemi çok basit olsa da sanatımı uygulayacak mekan yoktu. Neyse idare edecektik artık. Önce bir tanesini sırtlayıp sokağın karanlık kısmına zütürdüm. Çantamdan büyük bıçağı çıkardım. Artık ustalaştığım için boğazını kestiğimde kanın nereye sıçrayacağını biliyordum. Bana hiç karşılık vermiyordu ama salakça bağırıp bir şeyler söylüyordu. Ne söylediğini hiç merak etmedim. Hemen icraata geçtim. Boğazını kestim ama vücudu uyuştuğu için buna bile tepki vermemişti. Boğazından oluk oluk kan akarken yerde saçma hareketler yapıyordu. Bu kan kaybından ölene kadar diğerini de aradan çıkarmayı düşündüm. Diğerine doğru hareketlendim. Sokağı dönünce heme karşımda olmalıydı. Sokağı döndüğümde karşımda polisler vardı.
-
102.
+6Bu gibi düşüncelerle içinde bulunduğum taktan durumu iyi gibi göstermeye çalışıyordum kendime. Zaman ilerlemiş gecenin soğuğu yavaş yavaş beni üşütmeye başlamıştı. Tekrar bara gitmek geldi içimden fakat cebimdeki son 25 lirayı da barda içkiye vermek istemiyordum. Oturduğum banktan kalkıp boş boş yürümeye başladım. En azından yürüyünce biraz ısınıyordum. Ayaklarım beni barların bulunduğu sokağa getirmişti. Şuan bardaki bir kızın beni evine atmasını çok isterdim. Karnımda iyice acıkmaya başlamıştı ama sabaha kadar dayanabilirdim. Poğaça ve çay ikilisi beni hayatta tutmaya yeterdi. En sonunda para harcamayı göze alıp bara girdim. içerisi sıcak ve insan doluydu. Boş bir yere oturdum. Her şeyi ağırdan almaya çalışıyordum. Burada geçirdiğim her saniye benim için soğuktan korunma şansıydı. Bir süre oturduktan sonra barmen durumu çakmış olsa gerek "Ne alırsınız?" diye sordu. "Karışık meyve suyu" dedim. Yanımdaki kızın bana bakışını fark ettim. Eğer satılıyorsa alırım bunda ne tuhaflık var? Her şeye mantık çerçevesinde düşünüyordum. Meyve suyundan aldığım şeker sabaha kadar kan şekerimi düzende tutmaya yardımcı olurdu umarım. Bunu düşünürken barmen meyve suyunu getirdi. Bir yudum aldığım gibi ağzımdan püskürtmem bir oldu. Hani kahvaltıda çay yerine yanlışlıkla su içersiniz ve kısa süreli bir afallama yaşarsınız ya, aynı durumu yaşamıştım. Meyve suyunun tadı acıydı.
-
103.
+7 -1Omurilik soğanı açıktaydı, bıçağı rahatça saplayabilirdim. Üzerindeki fahişenin uyanması kötü olurdu. Bu riski göze aldım. Bıçağı tüm gücümle omurilik soğanına sapladım. Vücudu titredi. O kadar sert titredi ki üzerindeki fahişeyi yere attı. Fahişe yerde uyumaya devam etti. Gözlerini fal taşı gibi açtı. Beni görebiliyordu. Ama oyalanmaya zamanım yoktu. Bıçağı omurilik soğanından çıkarıp şah damarına batırdım. Kanın fışkıracağını biliyordum. Ona göre pozisyon almıştım. Oluk oluk kan akarken o kanın kırmızısında annemi gördüm. Elimdeki kanlı bıçakta babamı gördüm. Hayata ilk hizmetimi yapmıştım. Bu sanki ilk defa orgazm olduğunuz an gibiydi. Çok güzel bir histi, en yakın zamanda bir daha yaşamak istiyordunuz bu hissi. Bu hizmetin devdıbının gelmesi için yakalanmamam gerekiyordu. Eğer duygusal biri olsaydı o ölüm anıyla ilgili daha fazla şey anlatırdım sizlere. Ama ben mantıklı birisiydim. Tek düşündüğüm delil bırakmamaktı. Peçete ile tuttuğum bıçağı diğer koltukta sızmış olan adamın eline bıraktım. Uyuyan adamımızın kafasında biraz saç alıp ölü adamımızın tırnaklarının arasına sıkıştırdım, birazda avucuna. Öldürdüğüm adamın adını bile öğrenmemiştim. Gerek yoktu. Diğer seri katiller gibi zaaflarım yoktu. Onlar çok basit egoları yüzünden yakalanırlar.
-
104.
+6+Bunun tadı neden acı?
-Karışık meyve suyu istememiş miydiniz?
+Evet.
-Votkayla karışık meyve suyu işte.
Hay ben senin beynini s**iyim. Ulan cebimde kalan son paraya mı gözünü diktin. Nereden geliyor bu aptallık. Ben bu konuşmaları yaşarken yanımda oturan kız bana bakıp gülüyor, bir yandan da içiyordu. En sonunda dayanamadım.
+Gülme sesini duyuyorum. Biliyorsun değil mi?
-Evet. Hahahha
Gevşek gülüşünden ve saatin geç oluşundan uzun süredir içtiği belliydi. Bu kızı kafaya alabilirdim.
+Geçenlerde bir kız bana sempatik olduğumu söylemişti. Sen de öylemi düşünüyorsun ?
-Sempatik ne bee. Hakaret gibi.
Oha kız benimle aynı düşünüyordu.
+Bari yakışıklı olduğumu söyle de buradan mutsuz ayrılmayalım
-"ayrılmayalım" ? Beraber mi ayrılcaz?
+Evet. Konuşucaz, beni seveceksin, evine davet edeceksin ve bende seve seve gelicem.
Şunu unutmayın dostlarım sarhoş bir kızın IQ seviyesi en fazla 60'tır.
-Hahahaha -
105.
+6Hızlı hızlı düşündüm. Zamanım daralıyordu bu yüzden çok hızlı davranmalıydım. Motoru olduğum yere bırakmıştım. Cep telefonuna "Oyun başlasın" diye not yazıp onuda motorun koltuğunun altına koydum. Takılardan birini de hemen telefonun yanına koydum. Ekmek kırıntısı bırakır gibi bu takılarla iz bırakıp onları yanıltabilirdim. Henüz fotoğraflarım televizyonlara düşmeden önce cebimdeki 50 lirayı iyi değerlendirmem gerekiyordu. Önceliğim kılık değiştirmekti. Aksi taktirde var olan paramı da harcayamazdım. 10 dakika yürüdükten sonra ara mahallede vasat bir berbere girdim ve saçları 3 numaraya vurdurdum ve saçlarımı yıkattım. Bunun için berbere 10 lira verdim. Böyle vasat bir berber için fazla paraydı ama pazarlık edecek durumda değildim. Marketler de kamera vardı, güvenli değildi. işportacılardan güneş gözlüğü ve şapka edindim. Bunlar size çok klişe gelebilir ama yolda yürürken milletin size "Aaa bugün televizyonun gösterdiği katil lan bu" demesini engellemek için gayet basit araçlardı. Çakma güneş gözlüğü için 10 lira, şapka içinde 5 lira vermiştim. Yani paramın yarısını harcamıştım. Ben bunları yaptığımda gece olmuştu iyice. Özellikle kameraların olmadığı sokakları ve mekanları tercih ediyordum. Sürekli paranoyak gibi gözlerim kamera noktalarını arıyordu. Artık o kadar ustalaşmıştım ki yarım saniye baktığım bir mekanda kaç kamera olduğunu anlayabiliyordum. Bu geceyi bir yerde geçirmeliydim çünkü diğer gecelerin en iyisi bu gece gibi olacaktı.
-
-
1.
+3KArdeş geberttiğin kızın parasını alsaydın ya
-
1.
-
106.
+5Resmen bir saniye boyunca hiç bir şey yapamadan polislere baktım. Onlarda elimdeki kanlı bıçağa. Bıçağı yere bırakıp var gücümle koşmaya başladım. Bu kadar basit bir cinayette polislere yakalanacağım nasıl aklıma gelirdi? Ben önce polisler arkamda dar ve karanlık sokaklarda kovalamaca oynuyorduk. Sanırım tinercileri ve uyuşturucu kullananları toplamak için gelmiş bir ekipti ve rastlantının zirvelerde gezindiği bir zamanda benimle aynı zaman diliminde aynı ortamda bulundular. Benim aslında kim olduğumu tanımadıklarına emindim. Sadece elimdeki kanlı bıçak sorun yaratmıştı onlar için. Koşuyordum... Öldürdüğüm çocuğun yanından geçtim. Bu onları sersemletecek ve yavaşlatacaktı. Öyle de oldu. Peşimde tam olarak kaç polis vardı emin değilim ama bir veya iki tanesi cesetin başında durdu ve diğerleri beni kovalamaya devam etti. Ceset diyorum ama henüz ölmemiş olabilirdi. Babam beni kovalarken bile bu kadar hızlı koşmamıştım. Bu sokakları bilmiyordum, her yeni sokağa sapışım da çıkmaz sokak olmaması için dua ediyordum. Şaka şaka bu kadar kötü bir insanken yüzsüzlük yapıp birde dua edemem. Kovalamaca uzadı fakat arkamdaki polislerden daha kondüsyonluydum belli ki. Fakat destek çağırdıklarını anlamak uzun sürmedi. Her sokağa saptığımda sokağın ucunda bir polis arabası görülmeye başladı. Çember daralıyordu. "Peki şimdi ne yapacaksın kötü adam" dedim içimden. Ben her zaman bir şeyler bulurdum hani? Şuanda da bir şey bulsana. Eğer düşünebilecek fırsatım olsa eminim bir yol bulurdum, fakat sigara içen biri kısa deparda iyi olsa da uzun süreli koşularda kötüydü. Soluk soluğa kalmıştım. Ciğerlerim yırtılacak gibi oldu artık. Durdum ve olduğum yere oturdum. Tamam dedim işte bu kadar. Elimde kalan son takı benim içinmiş herhalde. insanların intihar ederken ki pgibolojisini şimdi daha rahat anlıyordum. O an çok umutsuz hissediyorsunuz ve bu kapı sizi hızlıca o içinde bulunduğunuz taktan durumdan çıkaracak bir kapı. Bu kapıdan geçmeli miydim ? Elime çakımı alıp boğazıma dayadım. Polis siren sesleri ve koşuşturmalar duyuluyordu. Bu taktan durumdan kurtulmanın tek yolu bu muydu?
-
-
1.
0panpa ilk günden beri okuyorum çok sardı. Seri yaz
-
1.
-
107.
+5Hayır hayır bu kadar aciz olamazdım. Elimdeki bıçağı indirip kalan son saniyelerimde de her zamanki yaptığım gibi hayal kurup düşünmeliydim. Bıçağı kanlı halde çantaya koydum. Koşuşturma sesleri çok yakınlaşmıştı. Artık telsiz seslerini duyabiliyordum. Benden önceki seri katillerle alay etmişti ya hani "Bilerek yakalandım. Ben istemesem beni yakalayamazdınız." konusunda. Şuan onlar gibi davranmanın sırasıydı bence. Onurlu durmalıydım ezik değil. Bu sanatları ben yapmıştım ve bunu aralarından herhangi biri yapamazdı. Bugün benim onurlandırılacağım gündür dostlarım.
Bir polis beni gördü ve silahını üzerime doğrultarak bir şeyler bağırdı. O an onu dinlemiyordum. Sadece hayal kuruyordum ve etrafımı gözlemliyordum. Bir yandan bağırıyor bir yandan da telsizden yardım istiyordu. Evet memur bey çağır arkadaşlarını. Zaferini paylaş onlarla. Bugün büyük bir canavar yakaladın. Ben onurluydum ama beni yakalayan polis benden daha onurluydu. Keşke kendisinin herhangi bir başarısının olmadığı bilseydi. Keşke o an onun suratındaki o saçma neşeyi yok edebilseydim. Ama bu gün onurlu durmam gerekiyordu. Evet bir seri katil daha yakalanmış ve dünya artık daha güvenliydi. Hadi oradan. Bu söze inan var mı cidden? -
108.
+5Bu sorun üzerine çok fazla düşünmüş ve haliyle acıkmıştım. Param ve yeni stilim vardı. Yani biraz riske girip istediğim bir yerde yiyebilir veya çantamdaki konserve yiyecekleri tüketebilirdim. ileri ki günlerin bana ne getireceğini bilemezdim, o yüzden konserveleri saklamaya karar verdim ama gideceğim yerde çok lüks bir yer olmamalıydı. Sahil boyunca yürüdüm. Güneş yeni batıyordu. Yani tüm günümü düşünerek geçirmiştim ama bana sorsanız yalnızca bir kaç dakika düşünmüştüm. Bu güzel manzara eşliğinde yürürken büfeden bir sigara aldım ve sigara dumanının eşliğinde yürüyüşüme devam ettim. En sonunda sahile sıfır bir balık lokantasına vardım. Uzun zamandır balık yememiştim ve haliyle tadını özlemiştim. Yemek yedikten sonra hava kararmıştı. Çocukken hep hava karardığında kötü adamların dışarı çıktığını düşünürdüm. Meğer ne kadar doğru düşünürmüşüm. Gece bu kötü adamı tüm merhametiyle kucaklıyordu. Polis sirenlerinin aydınlattığı sokaklar benim uzak durmam gerek tek yerdi. Bu gece de boş durmayacaktım. Bu canavar bir şekilde engellenene kadar avlanmaya devam edecekti. Bu gece de sanat vaktiydi.
-
109.
+5Deniz kenarında oturdum. içinde bulunduğum taktan durumu mantıklı şekilde analiz etmeye başladım. Şuan tek mal varlığım giysilerim, şapka, güneş gözlüğü, 25 lira ve cebimden ekgib etmediğim çakımdı. Yaz mevsimine geçmek üzereydik ama geceler henüz dışarıda uyumak için çok soğuktu. Hayatla olan sözleşmemden saptığım için mi bunlar gelmişti başıma? Bu düşüncenin bana bir şey kattığı yoktu, daha mantıklı düşünmeliydim. Üzerime kayıtlı sadece bir cinayet vardı ve motoru bulana kadar diğer cinayet açığa çıkmayacaktı. Hatta motoru bulduktan sonra o takının üzerindeki parmak izlerine bakmak akıllarına gelmezse 2. cinayet üzerime hiç kaydedilmeyecekti. Ama benim amacım bu takılarla polisleri yanlış yere yönlendirmekti. Kendilerini aciz hissettirecektim.
-
110.
+5 -1Etrafım yavaş yavaş kalabalıklaştı. Beni yakalamak için bu kadar polisin gelmesi benim için bir şereftir. Kelepçelerin soğuğu bileklerime dokunduğunda o an anlamıştım, yakalanmanın onurlu bir yanı yoktu. Sadece kendimi iyi hissetmek için öyle düşünüyordum.
Cinayet itiraflarıyla ve olay yerine gidip gömdüğüm iç organları "polis amcalara" göstermemle şuan bulunduğum hücreme geldim. Evet bu hikayenin başından beri ben hapishanedeydim ama bu durum fazla uzun sürmeyebilir. Bir kaç hafta enim hakkımda haberler yapıldıktan sonra unutuldum. Fakat gizli hayranlarımın olduğunu öğrendim. Hayatımda hiç tanımadığım bir hayranımdan mektuplar almaya başladım burada. Onunla bir süre konuştuktan sonra ona hayat hikayemi yazdım ve bunu bir yerde yayınlamasını istedim. Evet şuan ki zamandayız artık. Hikayemde belirttiğim gibi "Hayal gücü sınırsız olan birini duvarlar arasında tutamazsınız". Öyle yada böyle buradan kurtulucam. Bu mektupları önlem amaçlı okuyan gardiyanlar da bu konu hakkında hiçbir şey yapamayacaklar. Benim hayal gücüm burayı tasarlayan kişiden çok daha farklı çalışıyor. Bir gün buradan çıktığımda sizlerin yanına da uğrarım dostlarım. Belki sanatıma malzeme olursunuz. Bekleyin beni.
SON -
111.
+4Amk orangutanları alıntı, sallıyo yazmış tabi gerçek degil amk adamın seri katil olcak hali yokya olsa burda bizle mi paylaşır
-
112.
+4Rez 31 cektikten sonra okurum
-
113.
+4Sadece hikayeni okumak için hesap açtım seri seri seri ol
-
114.
+4Kanki o kadar seri katilsin daha poğaça çay ile takılıyorsun
-
115.
+8 -4tonight is the night. and it's going to happen again. and again. has to happen. nice night. Dexter Turkish edition
-
116.
+3ilk önce fahişeleri gibseydin pampa
-
117.
+4 -1Hikayenin başında ard arda atıyodun zütünmü kalktı aq
-
118.
+3Eşeğin dıbına suyu kaçırdın ama ha hadi
-
119.
+3aklıma breaking baddeki küvette adamı asitle yaktıkları sahne geldi. Bu arada kesin o takılar yüzünden bi takluk olucak rez.
-
120.
+3Bu kadar ara vermezdi ya oldurecigi kisinin profilini ciziyor demek
başlık yok! burası bom boş!