nasreddin hoca fıkrası yazıyoruz

köylü göl kenarına gelmiş, bir de ne görsün. nasreddin hoca gibini açmış eşeğinin karşısında dikiliyor. hemen sormuş:

"hoca, hoca, eşek hiç gibi tutar mı?"

hoca da cevabı yapıştırmış:

"ya tutarsa?"

hoca bir gün fuhuş yapacakmış, bakmış karısı yok. hemen komşuya gitmiş:

"komşu, komşu, karını birkaç saatliğine ödünç verir misin, gibivereyim".

komşu yanıtlamış:

"tabi ki hoca efendi, kendi karın gibi gib"

hoca almış karıyı evire çevire bir güzel gibmiş. hocanın bir de beyinsiz, angut, dalyarak bir oğlu varmış. karı da olmayınca bakması iyice zor gelirmiş. ben bu binten nasıl kurtulurum derken komşuya gidivermiş:

"komşu komşu, al karını, sağolasın" demiş ve yanında çocuğu da itelemiş. komşu sormuş:

"hayırdır hoca efendi bu çocuk da nesi?"

"senin hanım doğurdu" demiş hoca. evine dönmüş.

gel zaman git zaman hoca azmış. yine komşuya gitmiş karıyı alıp yine gibmiş. hocanın kıllı yannanı karının boğazına kaçınca karı ölüvermiş. 1 ay sonra komşu gelmiş:

"hayırdır hoca benim karıyı getirmedin hala?"

"senin karı öldü komşu."

komşu sormuş:

"olur mu hiç hoca, nasıl ölür gencecik kadın?"

hoca cevabı yapıştırmış:

"giberek"

up panpalar

hoca bir gün yemek pişen kazana işiyormuş. bunu gören köylüler sormuşlar:

"hoca hiç pişmiş aşa su katılır mı?"

hoca hemen cevabı yapıştırmış:

"çişim bitmek üzere, ağzınıza sıçtırmadan gibtirin gidin"

nasreddin hoca eşeğine ters binmiş köyde geziyormuş. bunu gören köylüler sormuş:

"hoca, hoca, eşeğe ters binilir mi hiç?"

hoca durur mu, yapıştırmış cevabı:

"amı dışında gibtirmiyorum, bunu bir daha sormayın koduğumun sapıkları" demiş.