"Baba min istanbul mecidiyekoyde kurdugu marangoz dukka nin da cirak olarak calisiyordum"
babam dan bahsediyim marangozlugu ve aile şerefine çok dikkat eden, dürüstçe yaşamayı kendine ilke edinmiş bir insandır. Birazda ablam dan bahsediyim adi sultan görme özürlü ama sezgileri çok kuvvetli bir kadındır. Kendimden de ufak bahsediyim adim osman etrafındakilere çok çabuk inanan ve güvenen birisiyim.
Evet 1 2 baslarim
Onemli edit:hikaye gercektir zira sizi olumsuz etkiliycek bir durum halinda sorumluluk kabul etmem

Evet burda size silaha tövbe etmiş eski bir kabadayının, yeniyetme bir mafya babasıyla hesaplaşmasını ve oğlu uğruna tövbesini bozmasını anlaticam gibim gibim entry girmeyin

Lise 4 sonra okumayi biraktim babamin yaninda cirak olarak ise basladim bizim dukkanin karsisinda ototamir dukkani vardi abim gibi saydigim cengiz abi isletiyordu 28 yasinda birisiydi ve cocukluk arkadasim canerde cengiz abi nin yaninda ciraklik yapiyordu ve lise yillarindan belli agib oldugum ugruna olcem karina neyse ben 1997 askere gittim

2000 yılında askerden geldim. Artık bütün sevdiklerimle birlikteyim. Karina ile evlenecek, yeni bir hayat kuracaktım. Ama hesap etmediğim bir şey vardı. Ben askerdeyken arkadaşlarım ve sevdiğim kadın için şartlar değişmiştir. Caner, bir kumarhanede çalışmakta ve hep zengin olmanın hayallerini kurmaktadır. Karina ise bir zamanlar terk ettiği babası ve kardeşiyle karşılaşacak, hayatını etkileyecek zor bir karar vermek zorunda kalacaktı. Kardeşi Bahar hastadır ve yüksek maliyetli bir tedaviye gereksinimi vardır. Karina'ın babası salih ise gereken parayı bulacakları bir plan yapmıştır. Bu plana göre bir kumarhane soygunu yapılacaktır ve bu iş için dört kişi gerekmektedir. Birinci kişi (Caner) bilgi sızdıracak , ikinci kişi (cengiz abi) cinayet işleyecek kadar gözü kara olacaktır. Üçüncü kişi, tüm suçun atılacağı saf biri olacaktır ve dördüncü kişi bütün bu organizasyonu sağlayacak, gerekirse yalan söyleyebilecektir

Soygun başarıyla gerçekleşir ve plan sorunsuz bir şekilde işler. Ben soygun ve cinayetten hapse girdim; caner, Cengiz ve karina ise zengin oldu, ben, hapishanede sonuna kadar güvendiğim insanlardan yediğim bu darbenin acısıyla, kafami kemiren sorularla uğraşırken birisi bana yardım elini uzatir. Bu kişi tahsin gozukara'dir . Tahsin abi hayatın şifresini çözmüş biridir. Zenginliği de fakirliği de yaşamıştır. Uzattığı ele kariskik verdim ve tahsin abi hapishanede bana hocalık yapmaya başlasladi gözümün açılmasını sağladi. Aradan sekiz yıl geçdi ve Hapishanede çıkan isyan sonucu devlet müdahalesi olmuşdu çıkan çatışmalarda benim, yüzümde bir daha yüzü anlaşılamayacak şekilde yaralanmış ve çatışma sonunda kayıtlara ölü olarak geçmiştim, Fakat kayıtlara ölü olarak geçsem de gerçekte sağ olan ben intikamımi almak istediğim için, tahsin abi nin de yardımıyla hastahaneye gönderilip yüzümu sesimi ve fiziğimi, özetle kendini değiştirtdim . Artık o osman değildim. o Osman ise hapishane isyanı sonucu hayata veda edip, mezara gömülmüş bir bedenden ibaret kalmıştı.

Inanmayan varsa http://www.imgim.com/sb_1447872786e032.jpg ilerde herseyin fotosunu atacam

Ben kendimi değiştirdikten sonra kenan adını almıştım ve zaman geçtikçe gerektiğinde acımasız olabilen, dünyaya şüphe ile bakan, soğukkanlı, mesafeli ve kıvrak - ince zekalı bir kişiliğe bürünmüştüm hastane den cikmamin vakti gelmisti sanirim tahsin abi hazir olmami soyleyip gitti

Ertesi gun tanimadiim birisi ziyaretime geldi gozlerimi tekrar actigimda Perdeleri çekili karanlık bir oda… iç karartıcı bir yere geldim… Kısaca mekanı tarifledikten sonra masasının başında oturan tahsin abi görürüz… masa lambasının loş ışığı yüzünü yarım aydınlatmakta. Düşünceli sekilde … Elindeki pahalı dolmakalemin kapağını açar, önündeki (masası düzenlidir, o düzen içinde kağıtlar belli bir düzende durur) kısa bir tereddütten sonra yanina cagirdi ben usulca yanina gectim

2 3 rez alin devam edecdm