/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1401.
    0
    Çevreden 1-2 sıra, bizim kızların sırası ve önümdeki 5 kişinin gözlerini üzerimde hissedince
    birden sıcak bastı.. nefes alış verişim hızlanıyordu.. burundan solumak derler ya, yaklaşıyoruz
    oraya..
    Birkaç saniyelik bakışmanın ardından, fatih, ukala olmaya çalışarak,
    “sen neden bahsediyorsun yeaa” dedi,
    Güya rahat, sanıyor ki orada arkadaşlarının arasındayken ve sınıftayken ona kafalama
    uçamam…
    Ananı bile giberim fatih.. ananı bile giberim…ama dua et ki saldırgan yapılı bir adam değilim..
    “bak deminden beri sesimi çıkarmadım, ama eğer diyorsan ki benim derdim var, problemim var,
    halledelim birader?!”
    Sesim iyice ölüm soğuğuna dönmüştü, öyle ki vurgu ve renginden ben korktum aq..
    Ve nihayet, mine konuştu,
    “hayır.. tsigalko.. fatih.. lütfen..ne oluyor ya?”
    Hayretle mineye baktım…yine çok güzeldi…sarı püsküller iyice uzamış, onu masal tadında bir
    karaktere, rapunzel vari bir kıza dönüştürmüştü adeta..
    Bu, onca zaman sonra bana ilk kez direkt ve adımla hitap edişiydi.. göz göze gelmiştik.. aylar
    sonra…hatta koca bir yıl sonra…
    Yutkundum.. iyice sıcak basıyordu…belli ki,bir tatsızlık çıkacaksa da, burada olamazdı.. mine,
    beni iyi, ya da kötü anlamda pek çok şekilde hatırlayabilirdi, ama kavgacı ve kabadayı olarak
    hatırlamasını istemezdim..
    ···
  2. 1402.
    0
    Yeniden fatihe baktım,
    “sınav çıkışı, turuncu kantinin arkasındaki ağaçlığın orda bekliyorum seni..gel, problem neyse
    halledelim.. duydun mu?”
    Yine ukala olmaya çalıştı, ağız, göz hareketi yaptı, ama tırstığını da hissettim.. nasıl tırsmasın
    aq..ben olsam benden tırsardım…
    “duydun mu?” diye yineledim, arkamı dönerken, hafif bir tahrik unsuru yaratma maksatlı, yüksek
    olmayan ama çevredekilerce duyulacak bir sesle “tak herif” diye de ekledim..
    Zaten delikanlı olsa, orda ayaklanıp üzerime gelmesi lazım, o kadar karının kızın içinde
    aşağıladım..ama bir hareketlilik olmadı tahmin edebileceğiniz gibi.. böyle tipleri iyi tanırım.. anca
    çene..
    çıkarken, son bir bakış daha attım arkaya doğru, bu salak önündeki kağıdı filan buruşturmuş,
    dudaklarını filan germiş böyle, yanındaki tanımadığım kız koluna dokuyor, hesapta
    sakinleştirmeye çalışıyor..
    Heeeyy allahımm yaaaa…tam sopalık yaaa…bak bak bak…hareketlere bak…bebe ya…yemin
    ederim ilkokul detected ..önündeki kağıdı filan…hey yarabbim.. masayı filan da tekmeleseydin be
    gülüm? He?
    şovmen huur çocuğu…
    Sen bir gel bakalım kantinin oraya da, zütüne sokuyor muyum sokmuyor muyum o ağaç
    dallarını…amcık ağızlı seni..
    O sinirle girdim sınava, güzel geçti..
    çıkışta bizim çocuklardan okulda olanlara haber verdim ne olur ne olmaz gibisinden, ama
    mümkün mertebe uzakta konuşlanmalarını ve çaktırmamalarını istedim, şimdi hani, delikanlılık
    yapıcaz derken, züte de gelmemek lazım, öyle bıçaktır, bilmem nedir, bu bebede sapı bile
    gezmez onun ama, adam yavşak olduğundan ötürü, 3-5 kişi gelebilir yani, karakter denen,
    delikanlılık dene olgu yok çünkü bünyesinde,
    Ama isterse 10 kişi gelsin, ben o zerzevatın sapını, yaprağını budamazsam bana da tsigalko
    demesinler, bittin sen olm.. eski sevgilimin ve arkadaşlarımın yanında, bana ayar yapmaya
    çalıştığın an bittin…hele bi gel…o ukala ağzını ters çevirmezsem adam değilim ulan..
    bu gecelik benden bu kadar panpalar,
    ···
  3. 1403.
    0
    yarın sabaha daha iyi uyanacağıma inanaraktan uyumaya çalışacağım, lan şu burun için de bir
    ingiliz anahtarı olsa da, grip olunca gevşeyen o contaları sıkıversek ne iyi olur aq..
    yarın gece, uzun süre sonra sıcağı sıcağına görüşmek üzere, yorumlarınızı ekgib etmeyin,
    öpüldünüz *
    @kurbankesendeist
    (: aynen, benim de burnum kurudu kuruyacak, muhtemelen yarın o evrede olurum,
    bonus olarak balgam atımı da oluyor tabi, neyse çok iğrençleşti buralar bir anda ben gibtir olup
    gideyim en iyisi artık
    iyi geceler panpalar (:
    beşiktaş maçından sonra, gece yarısı gelicem, kaldığımız yerden devam ederiz
    iyi geceler panpalar ;),
    5 dakika içinde başlıyorum, beşiktaşlı panpalarıma da geçmiş olsun
    http://fizy.org/#s/16k09a keman ziyafeti var bu gece (:
    ... sınav kağıdını parçalarcasına çözmüş, 45 dakikada verip çıkmıştım. tuvalete gittim, yüzüme su
    çarptım, birazdan yaşayacağım ve sonunun uzaklaştırmaya kadar varabileceği deliliği
    düşündüm..tabi eğer fatih hıyarı gelmek gibi bir delikanlılık yapabilirse..
    5 dakika sonra neco geldi hemen,
    "kanka, hallederiz ya derdi neyse görücez bakalım hesabını" filan diye konuşuyor,
    "yok abi siz, uzakta durun arkamı kollayın, ola ki bir zütlük çıkarsa diye"
    "ya ne olcak kanka işte 3-5 kişi köşeye çeker korkuturuz, şimdi teke tek filan kalırsanız kesin
    girişirsiniz, bizi kalabalık görürse tırsar, olaysız dağılırız istediğimizi alıp ;)"
    "neco benim istediğimin olaysız dağılmak olduğunu ne biliyon? ben zaten girişmek istiyorum
    belki?"
    "yok artık aga saçmalama, bir tane tüysüz için yarım dönemini mi yakıcan? sakinleş biraz
    ya..adam babanı mı vurdu bu ne sinir aq?"
    "olm kızın yanında bana üst üste elli kere şov yaptı yavşak..zorla kışkırtı..yani ne gerek var demi
    bu hareketlere? sonra işte insanlar nasıl katil oluyor? ahh ah.."
    "kanka..bak illa vurucam kırıcam diyorsan, elbet dışarda bir yerde de yakalar halledersin, okul
    içinde yapmamak lazım işte şu işi..değer mi yani? az bi normal düşün iki dakka..değer mi aq?"
    ···
  4. 1404.
    0
    neconun sözleri üzerine biraz sakinleşir gibi oldum..ama kararım değişmedi,
    "neyse aga, biz bi gidelim de, siz de dediğim gibi uzakta bekleyin, artık gelir mii, gelirse ne olurrr
    orası allaha kalmış.."
    "tamam madem..ama gözünü seveyim bak..hemen savaşa girme, adam belki de gelip özür
    diler..hemen celallenme okey?"
    "bakıcaz artık.."
    http://fizy.org/#s/12elxa
    fakülte çıkışında tolga da geldi yanıma, herifin yanında 4 kişi daha var, kenarı çekip kulağına
    fısıldadım,
    "oha olm bunlar ne lan..savaşa gitmiyoruz?"
    "agaa, ne biliyim sen durumlar böyle böyle deyince.."
    güldüm, "valla takunu çıkarmışın olayın, sade sen gelsen yeterdi be olm..zaten size bile gerek
    kalmaz muhtemelen..ben öyle hani, ipi sağlam kazığa bağlayayım istedim olası bir zütlüğe
    karşı.."
    "neyse artık ya..bunlar da bizim sınıfın sapları işte görmüş oldun x)" deyip çocuklarla
    selamlaştırdı..adamları görüceksiniz yalnız, sanki böyle, topluca kalof a, kantır a gider gibi bir
    halleri var aq, benimde sinirlerim bozuk zaten, bir de gülesim geldi bunları böyle görünce..hey
    allahım (: heriflerin de hiç işi gücü yok aq..gidin yarınki sınavınıza filan çalışın demi?
    ···
  5. 1405.
    0
    bu arada tolganın da sınıfında küçük çaplı bir polat alemdar olduğunu öğrenmiş olduk x)
    karışmış -ama hala öfkenin baskın olduğu- duygularla turuncu kantinin arkasındaki ağaçlığa
    doğru yürümeye başladım,
    bizim çocuklar da sivil polis misali sağa sola konuşlandılar..
    başladım beklemeye..
    sınavın bitimine bile daha 5-10 dakika vardı..
    en iyi ihtimalle 20 dakika filan diye beklerim diye düşündüm..tabi hıyar çoktan çıkıp kaçmadıysa..
    http://fizy.org/#s/1u2kvd
    bekliyorum...
    üniversite hayatımın geleceğini belirleyebilme potansiyeli olan, ve sakin kafayla düşününce ne
    kadar büyük bir mallık, ergenlik yaptığımı anlayacağım karşılaşmayı bekliyorum...
    geliceksin ulan buraya..
    ya da o pozlara baştan hiç girmeyecektin..
    geleceksin...
    beni önce sinir edip, sonra da öylece gibtir olup gidemezsin...
    bekliyorum..
    10 dk..o zaten bankoydu..
    20..
    yarım saat oldu aq...
    elimle tolgaya doğru "gidin siz" gibisinden işaret yaptım, ama hıyarlar da öyle bir çöreklenmiş ki
    çimlere, hatta gayet keyif alıyor görünüyorlar, benim iş bahane olmuş gibi..o da bana eliyle hem
    "okey" hem de bazı durumlarda "muallaksin" anldıbına gelen malum işareti yaptı..
    bekliyorum...
    neden gelmemiş olabilir?
    acaba dediğim yeri mi anlamadı? diyeceğim de, yani o pek mümkün değil.."turuncu kantin arkası"
    denince bunu özellikle mühendislikte okuyan herkes bilir..zira aslında ideal bir sevişme mekanıdır
    çiftler için..
    bu kez çok daha farklı bir duygusallığa tanık olacak..eğer partnerim teşrif ederse tabi..
    40-45 dakika kadar bekledim hıyar gibi... bu, beni daha da çıldırtmaktan başka bir işe
    yaramadı..en sonunda çocuklar yanıma geldi,
    neco,
    "kanka..hadi artık gidelim bari..herif zaten tırsmış belli..bu olay burda biter bence..gel dedin,
    gelmedi işte.."
    tolga,
    "valla, şöyle helalinde 3-5 kişi gelselerdi de, önce onlar seni, sonra da biz onları gibsek eğlenceli
    olurdu ama, necoya katılıyorum agacım..herif tırt çıktı..ondan cacık bile olmaz..kafana taktığına
    değmez..gidek en iyisi ;)"
    eğer
    ···
  6. 1406.
    0
    tek başıma olsaydım, orada en az yarım saat daha beklerdim, ama milleti de kendime
    bağladığım için bencillik etmek istemedim..
    çaresiz,
    ve olaysız dağılmak zorunda kaldım aq..
    sinirim içimde kalmıştı..
    ve onun yanlış kişilere çıkmasını önlemek için, sınav dönemi gitmeme kararı aldığım
    antrenmanlara gitmeyi düşündüm..sonra vazgeçtim..çünkü sinirimi geçirebileceğim, hatta beni
    eski, kadayıf, pamuk helvası halime çevirecek bir şeyler, kendiliğinden oluvermişti..
    http://fizy.org/#s/1h4m1l
    tahmin etmiş olmalısınız zaten..evet, çiğdem..
    yurda gergin bir yay gibi döndüğüm ve aklımdan spor çantamı hazırlamayı geçirdiğim o akşam
    üstü, çiğdemden mesaj geldi,
    sınav durumlarımı vs. soruyor, kendi sınavları yarın bitecekmiş, 2. haftayı erken kapatıyor
    anlayacağınız..benimse ta son koduğumun gününde bile sınav var..
    neyse..
    ilk anda, görmezlikten gelip cevap atmamayı düşündüm zira o sinirli halimle yanlış bir şeyler
    yazadabilirdim eğer mesajlaşma uzarsa..
    ama yazdım..tıpkı tahmin ettiğim gibi mesajlaşma uzamasına rağmen, ben hiç ters şeyler
    yazmadım..ters ve yanlış şeyler yazmanın yakınından bile geçmedim..tam aksine, yazıştıkça
    daha da sakinleştim..
    bütün o şirin mesajlaşmalar ve zemin hazırlamaların ardından nihayet kızın ağzındaki bakla çıktı,
    sınavların bittiği hafta sonu beni becerebildiği en üstü kapalı şekilde (çünkü iyi kızlar hep böyle
    yapmak zorundadır), yerel bir grubun konserine davet ediyor, tabi öncesinde kordonda gezme vb.
    filan da var, yani tüm günümüzü ve gecemizi bir arada geçirmek, bir şeyler paylaşmak, birbirimizi
    ···
  7. 1407.
    0
    daha fazla tanımak ve birlikte bir etkinliğe katılmış bulunmak açısından, ustada planlanmış,
    ekgibsiz bir paket..
    düşünmeden kabul ettim*.. hem bu sürpriz gerginlik hem de sınavlar sonrası kafamı dağıtacak bir
    şeylere ihtiyacım olacağı belliydi, çiğdem ise bunu yapmanın en güzel yoluydu muhtemelen..
    http://fizy.org/#s/102n7o
    vizeleri bitirdik..öyle ya da böyle..bir şekilde istediğime yakın sonuçlar alırım diye düşünüyorum..
    ve malum buluşmanın da günü geldi çattı, güzel bir nisan günü..hava ılık..gökyüzü parlak ve
    mavi..dost görünümlü seyrek beyaz bulutlar, günün yağmurdan uzak, kasvetsiz ve enerjik
    geçeceğini müjdeliyor gibi..
    saat 3 gibi filan yurdun önünden alacağım onu ve sonra yurdun son giriş saatine, taa gece
    yarısına kadar birlikte olacağız..dolaşacağız, konuşacağız, içeceğiz, canlı müzik
    dinleyeceğiz..bilmiyorum daha fazlasını yapar mıyız? pek sanmam..benim zaten niyetim yok, kız
    da kaşar olmadığına göre, efendi efendi eğlenip döneceğiz işte..o kadar da yeter bana..fazlası
    zarar..
    tüm buluşmalarımda olduğu gibi yine 5-10 dakika erken gittim..zaten ben saatimi de her zaman 5-
    10 dakika ileri ayarlarım, bu sayede hem diğer insanlardan bir kaç dakika önde oluyorum hem de
    beklenmedik aksiliklere karşı böyle bir bonus zamanım oluyor cebimde..bunun epey faydasını
    gördüm sosyal hayatımda olsun, iş hayatımda olsun..(en büyük faydası ise kuşkusuz bacak
    kaslarınızı kuvvetlendirmesi, zira beklemeye alışıyorsunuz :p)
    sonra çiğdem geldi,
    çok hoş olmuş bugün gene..kız etrafına tarif edilmesi zor bir pozitiflik ve enerji yayıyor, sanki
    yazın gelmesiyle açan hava gibi, o da açıyor ( o anlamda değil lan), etrafını aydınlatıyor..
    gülümseyerek yanıma geldi, öpüştük,selamlaştık,
    "hava harika" dedim, "çok güzel bir gün seçmişiz (:"
    "ay evet (: nihayet kalın kabanları, paltoları atıyoruz artık..bir de yağmurlukları tabi (:"
    ···
  8. 1408.
    0
    güldüm, biraz yavşaklık edeyim dedim,
    "aynen, mini etek sezonu filan yaklaşıyor :p"
    gülmeye başladı, sonra da şakadan trip yaptı,
    "(: hıı e gözleriniz bayram eder artık.. bütün kış palto-kaban görmekten sıkıldınız tabi.."
    ":p, nereye gidelim istersin? bildiğin güzel yerler var mı? yoksa benimkileri mi görmek istersin ;) ?"
    "fark etmez.. aslında seninkileri görsek fena olmaz, kesin yazın bolca mini eteklinin bulunduğu
    yerlerdir eminim, ama şimdi ne durumdadır bilinmez :p"
    "eaa (: şimdi de fena değildir canım :p... "
    "iyi o zaman, gidip biraz çapkınlık yapalım senin mekanlarda :p"
    gülüştük..hem kendisi, hem de mantalitesi pek bir tatlı efendim, böyle muniss.. meaaşallahhh,
    inşaaallahh...
    konuşa konuşa, ilk durağımız olan kafelerden birine gittik,
    denizin dibinde masaları olan, daha önceleri pek kızlar gelmediğim hoş bir mekan,
    burada bulunduğum anlardan birine siz de şahitsiniz hatta, ebruyu izlediğimde oturduğum kafenin
    ta kendisindeyiz beyler (:
    yanlış anlamayın, buraya herhangi bir anıyı yaşatmaya ya da yok etmeye gelmedim.. benim için,
    tıpkı diğer kafeler gibi, bir kafe işte.. başka bir anlamı yok bana ifade ettiği..
    oturduk, çaylar, nargile geldi.. muhabbet başladı..
    daha önce sadece msnden salak puntolar ile ve bir kerede okul yemekhanesinde konuşabilen bir
    çift olarak, konuşacak epey şey vardı.. önceki konuların bazılarının üzerinden bu kez yüz yüze
    iken geçtik, söz konusu memleketimiz olduğunda biraz daha derine indik..şu hemşo olayı cidden
    çok iyi bir muhabbet konusu beyler.. eğer dışardayken hemşeriniz olan bir kıza denk gelirseniz
    muhabbet konunuz en az 2-3 kat artıyor, bunu kullanın derim.. tabi ki özellikle köyünüzün kızlarını
    arayın bulun demiyorum da, denk gelirse işte.. sonuçta yeni tanışmakta olduğunuz bir insanla,
    başlangıçta ortaya çıkacak olan ortak noktalarınızın sayısı, sizin ilişkinizin gidişatında oldukça
    önemli yol oynayacaktır..
    ···
  9. 1409.
    0
    çiğdemle geçirdiğimiz günün devdıbını ve ayrıntılarını yarın anlatayım istiyorum, önümüzdeki
    geceyi buna ayıralım, yoksa araya sıkışıp bin olacak bazı şeyler..
    yavaş yazıyorum biraz farkındayım, hele o toplu atmalardan sonra kaplumbağa gibi gelmiştir
    eminim, ama üzerimde hala mayhoşluk var, hasta halime verin ne diyim.. (:
    gitmeden önce, sabahlayacak olanlar için ayık tutması babında şu güzel şarkıyı da paylaşayım
    bari, belki daha az küfür yerim o zaman, kulak çınlamasından uyuyamamaya başladım lan şunu
    yazmaya başladım başlayalı :p
    http://fizy.org/#s/2r753s
    yarın gece görüşmek üzere, hepinize sevgiler
    iyi geceler panpalar,00.30 gibi gelip başlayacağım, çok fazla yazamayacağım bu gece ama
    bahsettiğimiz kısmı bitiririm diye düşünüyorum ;)
    selamlar tekrar (:
    geldim ve başlıyorum,
    ..bu şehri seviyorum..
    kalabalık kordonu, sağlı sollu kafetaryalarla çevrili sokakları, arnavut kaldırımları, albatrosları..
    denizinden esen hafif meltemi, akşamüstü ufkunda batan güneşinin kızıllığı.. palmiyeleri..yürüyüş
    yolları.. kızları..tabi..
    çiğdemle, manzarası tüm bunlara nazır olan kafeye oturmuş, çayımızı yudumluyor, nargilemizi
    çekiyoruz.. hava ılık, güneş ısıtıyor ama yakmıyor, rüzgar esiyor ama üşütmüyor..
    tek kelimeyle harika bir nisan öğlenden sonrasını yaşıyoruz.. nisanı oldum olası sevmişimdir
    zaten..ara sıra yağmur yapar, size yeşillenen otların ve canlılığına kavuşmaya başlayan toprağın
    kokusunu getirir..
    o gün pek yağmur havası yoktu dediğim gibi, bulutlar dostane, gökyüzünün mavisi şahane..
    "sen de elmalıya hastasın demek (:" dedim gülümseyerek, nargileyi kıza doğru uzattım,
    derin bir nefes çekmeden önce o da gülümsedi, "aynen, bir de kapuçinolu var, o hoşuma
    gidiyor..ama her yerde olmuyor işte (:"
    "bizim pirinç han da filan var değil mi? çeşitler geniştir orada da"
    "evet olması lazım (: çok sık gider miydin?"
    ···
  10. 1410.
    0
    "yani, arkadaşlarla bir araya gelince illa han yaparız, tabi altıparmak ı şöyle bir alt üst ettikten
    sonra :p"
    "geziciyim diyorsun yani :p kapalı çarşıyı da geziyor musunuz, gerçi erkeklerin pek ilgisini çekmez
    sanki (:"
    "pff, sorma.. orayı yeterince gezdiğime eminim, annem sağolsun.. çocukluğu karşıdan gelen 2
    tonluk teyzelerin eziciliğinden kaçmakla geçti, sayelerinde f1 pilotu refleksi kastım, bir sağ-bir sol-
    bir sağ- bir sol (:"
    "hahaha, aynen çok kalabalık oluyor bazen, bir de tabi teyzeler ayrı olay x)"
    "arap şükrü de takılıyoruz bazen, hatta ilk rakı masamızı orada kurmuştuk, ben, kaan, tahsin,
    erdal, cemre, mert, gülnur.. başka kim vardı.. eeıı..nurdan la elif de olabilir.. neyse işte..ilk rakı
    masam (: .."
    "ne güzel ya, hala görüşüyor musunuz o tayfayla (: ?"
    içimi bir burukluk kapladı..
    liseden sonra pek çok eski arkadaşımla ne doğru dürüst bir araya gelebilmiş ne de
    haberleşebilmiştik,bir o tatil var işte geçen yaz yaptığımız.. facebook un gözünü seveyim şimdi..
    kıymetini bilin amk teknolojinin..
    "pek sayılmaz" dedim dudak büküp..
    http://fizy.org/#s/3wkukm
    "üniversiteye gelince, herkes birbirini unuttu demi? :/ ..ben de çok korkuyorum öyle olacak
    bizimkiler de diye.."
    "insan doğası be çiğdemcim..gözden uzak olan gönülden de ırak oluyor işte..napıcan.."
    tuhaf, duygusal bir sessizlik sardı ortamı..bir kez daha anlıyordum ki, nostalji vb. geyikler, kızları
    tava getirmekte her zaman en önemli silahlardan biriydi, ekşi vb. bilimum entel sitelerinde paso
    90 lar, 80 ler geyiği dönmesi boşuna değil aq..adamlar hunter beyler x)
    gerçi incide de dönüyor aynı geyikler ama biz burada %95 oranında sap olduğumuzdan ve yine
    %95 oranında da muallak olmadığımızdan * ötürü, buradaki nostalji geyiğini samimi buluyorum.
    yoksa diğer her türlü mecrada yapılanı tamamen karı kaldırma amaçlıdır..adamın elinde ayfon,
    kulağında ayped..üzerinde armani, altında timberland, altında cooper, ee sonra, "
    ···
  11. 1411.
    0
    "yeeaa keşke
    ciksenlerde yaşasaydımmm yeaaa ciksenler çook güzelllmişşş,tam bana göreeğğğ" bilmem ne
    diye konuşuyor amın oğlu..
    evet ciksenler güzeldi..ama nedense tipine bakınca senden, sanki kelimenin sadece "ciks" kısmı
    ilgileniyormuşsun gibi bir enerji alıyorum.. akıllı ol, police marka gözlüğünü zütüne sokturma
    bana..
    neyse..
    çiğdemle muhabbetimiz devam etti, kendisinden ve ne kadar da çılgın olduğundan bahsetti bana,
    yok efendim şöyle içmiş, böyle gezmiş, böyle eğlenmiş filan..
    ben de hala ilgiyle dinlemeye çalışıyorum, ama alttan alta, uyarı sinyalleri gelmeye başladı bilinç
    altımdan..
    zaten bu aralar hangi kızla tanışsam bana ne kadar da "çılgın" ve "eğlenceli" olduğundan
    bahsediyor aq... iyi, ne güzel öyleyseniz de..ne biliyim tipler hiç öyle göstermiyor onu napıcaz?
    misal sen çiğdem,
    anlattığının yarısı bile değilsin eminim..o zaman bu çaba niye?
    karşındaki, yarı serseri yarı bohem görünen, ama aslında oldukça efendi bir adam olan (öyleyim
    tabi lan?) bu adamın gözüne girmek için filan mı?
    öyle konuşunca beni daha mı etkilersin gibine geliyor?
    öyle biri olunca, ya da öyle biriymiş gibi davranınca, benim daha mı çok hoşuma gidecek
    sanıyorsun?
    bir anda kan beynime sıçradı, aklıma ceyda gelmişti.. neredeyse masadan fırlayıp gidecektim...
    ama zor da olsa kendime hakim olmayı başardım,
    bendeki bu ani zıplama anının yaşadığı o 1-2 saniyelik küçük zaman dilimini çiğdemin dikkatinden
    gizleyemedim,
    ···
  12. 1412.
    0
    "bir şey mi oldu?" diye sordu tatlı tatlı,
    "ha..yoo.. şey diycem aslında.. kalkıp, dolansak? bu güzel havada niye sandalyeye mahkum
    olduk? (:"
    "doğru diyorsun (: kordon turu yapalım ;)"
    kalktık, hesap ödeyecekken klagib kız ısrarını yaptı, ben de klagib erkek tavrını elden bırakmadım,
    neticede hesabı ödedim, ama bir sonraki mekanda sıranın kendisinde olduğunu söyleyip beni de
    bunu onaylamak zorunda bıraktı..iyi madem..1.5 porsiyon kebabı geçireyim de gör puhahaha... *
    yürüyüş yolu yerine, denize daha yakın olan kıyı yolunu tercih ettik, saat 5 küsür olmuş durumda,
    güneş iyice alçalmış ama takdir edersiniz ki hala günlük güneşlik sayılır hava..
    konuşa konuşa ve oldukça ağır adımlarla ilerlemeye başladık,
    ben her iki cümlede bir espri yapma, o da yaptığım tüm esprileri kaçırmaksızın gülme ihtiyacı
    hissediyor.. salağız biraz aynen..
    biz böyle güle konuşa yürüyoruz, derken, zaten bir süredir fazlasıyla sürtünmekte olduğu koluma
    giriverdi çiğdem, bozuntuya vermedim.. kolumda kızla gezmeye alışkındım evet gerçi, ama ilk
    günden ve henüz gayet "arkadaş" modunda olduğum bir kızın bunu yaptığına pek şahit
    olmamıştım..
    belki de uzun süredir normal bir kız arkadaşla hiç dolaşmadığımdandır.. belki onlar da böyle şeyler
    yapıyorlardır, şirinlik maksadıyla yani..
    öyle ya, duygusal olarak bir şey düşünmediğim, sıradan kız arkadaşlarımla ne zaman çıkıp
    dolaşmıştım ki ben zaten? sürekli bir beklenti içinde olduğum ya da benden bir şeyler bekleyen
    kızlarla takılmaktan, diğerlerine ne sıra gelmişti, ne de zaten "diğerleri" diye adam akıllı bir küme
    oluşabilmişti..
    şöyle bir bakıyorum da,
    nilay, tuğçe ve sedadan başka normal kız arkadaş diyebileceğim kız yok lan etrafımda... diğer
    münasebetim olan kızların hepsiyle bir şekilde ayar olmuş durumdayız... misal şu en son merve
    olayı, sonra ayşegül.. ceydanın arkadaşı meltem ve minenin arkadaşı elif i saymıyorum bile..
    alperlerle barlarda takılırken tanıştıklarım desen.. onlardan da anca ekmek arasına kaşar olur...
    vay amk
    ···
  13. 1413.
    0
    güya kızlarla arası iyi geçinen ben, aslında ne kadar da yalnızmışım o açıdan?..
    kendi sınıfımın kızlarıyla, normal seviyede ilişkiler kurmalıydım.. evet..bu tasarıyı aklımın bir
    tarafına not ettim, daha sonra uygulamaya geçirmek üzere...
    şimdi diyeceksiniz ki,
    " e tsigalko, bu tarz bir gruba niye ihtiyacın var?"
    beyler.. beyler..
    belki de en çok hata yaptığımız yer, bu yer..
    elbette onlara ihtiyacımız var.. yani etrafımızdaki sıradan kızlara.. bizim bir şey beklemediğimiz,
    onların da bizden bir şeyler beklemeyecek kadar kafası yerinde, mantığı sağlam olan kızlara..
    ···
  14. 1414.
    0
    onlara ihtiyacımız var çünkü onlar, bizlerin kızları sadece "cinsel bir obje" olarak görmediğimizin
    kanıtı! kızlarla aşk meşk münasebetinden başka şeyler de paylaşılabileceğinin, kızla erkeğin
    arkadaş olabileceğinin, spriteden acımasız gerçeklerin aslında o kadar da gerçeği
    yansıtmadığının..
    dahası, bizim insanlığımızın kanıtı ulan?!
    aksi takdirde, yani karşı cins ile olan ilişkileriniz sadece aşk-ciks ve gönül meseleleri
    mertebelerine sıkıştırıldığında, günden güne sapıklaşıyor, okul-iş ve sosyal yaşamda, size her
    gülümseyen, her tanıştığınız hatta her gördüğünüz kadınla ilgili fanteziler kurmaya
    başlıyorsunuz..
    kadınları başka şekilde algılayamıyorsunuz..
    aq, kendisine gülümseyip, firmasını tercih ettiği için teşekkür eden sales girl lerin kendisine
    yazdığını filan sanan arkadaşlarım oldu benim..
    abicim.. kız işi gereği, mecburen gülümsüyor, sen oradan bir alıyorsun olayı, hooopp:
    "konulu ferre"...
    iki dakika insan ol amk..
    ve evet, bu gruba ihtiyacımız var, çünkü asıl hedef kitle üzerine uygulayacağınız bazı taktikleri,
    yapacağınız esprileri ve bilimum sosyal tespitleri önce bunların üzerinde deneyip, alacağınız
    sonuca göre kullanıma sokabilirsiniz..
    keza malum maksatlarla takıldığım kızlara açtığım konuları, yaptığım şakaları, uyguladığım
    stratejileri, farkında olmadan, önce nilayda filan uyguladığımı fark etmiştim..
    kızda deniyordum, tutarsa, devam, tutmadı mı? o zaman onu kullanmıyoruz abicim..
    özet olarak,
    bize,
    bizimle sadece arkadaş olabilmeyi beceren bir grup kız her zaman lazım..
    ..çiğdemle kol kola yürümeye devam ettik.. epey gittik, hatta yürüyüş yolunun sonuna geldik,
    geçtik..
    "nereye zütürüyorsun bakalım beni?" diye sordum şakayla,
    "hiiç öyle yürüyorum ya, dönebiliriz istersen (: ?"
    ···
  15. 1415.
    0
    "fark etmez bana, yan yanayken nereye yürüdüğümüz önemli değil (:"
    hay aq..yine istemeden fazla ileri vites oldu..
    kız gülümsedi, ayarı aldı mı bilmiyorum, umarım yavşaklığıma vermiş ve fazla ciddiye almamıştır..
    "otura da biliriz biraz burda?" dedi
    "olur, var mı bildiğin yer?"
    "şu bank gayet iyi görünüyor (:"
    hım.. bank.. banklar..hay allah ya... allah şu bankları, çiftler romantizm yapsın diye yaratmış abi..
    vallahi diyorum bak..
    "tamam (:" dedim sırıtıp, banka doğru kol kola ilerlerken, ortamın yumuşaklığını kırmak için,
    "belli ki çiğdem hesaptan yırtmaya karar vermiiişş (:" deyip güldüm,
    "yaaa olur mu öyle şeyy, daha konsere de gidicez ya?! (: çok kötüsün yaa valla öyle bir şey
    düşünmedimm.."
    ehehe, biliyorum lan sululuk yapıyorum işte duygusal anlar yaşamayak diye bebe..
    "bilemiyorum artık :p"
    "üff.. çok kötüsün..(:..tamam gel hadi bildiğim bir kafe var, oraya zütüreyim seni.. hıh.."
    "eaa yok be ben şakasına söyledim, oturabiliriz burda da gayet (:" (blöf)
    "yok yok..gel bir kahve falı baktıralım hem ;) , fala inanır mısın bu arada :p?"
    "inanmam ama eğlencelidir ya.. (:"
    "tarot filan da var orda, belki daha önce gitmişsindir zaten?"
    "hımm.. öyle fallı kafe, hatırlamıyorum gittiği mi ama, değişiklik olur işte (:"
    sahilden ayrılıp, iç tarafa doğru yürümeye başladık, oldukça kalabalık, her yanında pastahaneler,
    kafetaryaların bulunduğu 1-2 sokağı geçtik,
    buraları pek bilmiyordum doğrusu.. benim alanımın dışında kalmıştı bu bölge, şimdi çiğdem
    sayesinde haritanın yeni kısımlarını explore ediyordum.
    biraz daha yürüdükten sonra kafeye geldik.. bildiğim kafelerden, biraz daha bohem dekore
    edilmiş, hoş konseptli, iki katlı bir yer,
    üst kata çıktık,
    bildik cam-plastik ve ruhsuz masalar yerine, %80 ini örme hasırın oluşturduğu masalar ve
    sandalyeler-koltuklar yerine, sedir benzeri oturakların olduğu, duvarlarına çeşit çeşit el dokuması
    halıların ve manzara resimlerinin yerleştirildiği bu antik yer epey hoşuma gitmişti..
    ···
  16. 1416.
    0
    biraz
    anneannemin köy evini hatırlar gibi oldum.. aynı ahşap dekorasyon.. sedirler, el dokuması
    halılar..
    keyifle sedire kuruldum, kız da yanıma geldi tünedi, kahvelerimizi söyledik,
    "nasıl yer, hoşuna gitti mi? (:"
    "evet.. gayet hoşmuş valla.. köyü hatırlatıyor, doğal bir havası var"
    "hıhı, biraz gizemli bir havası da var ayrıca, bizim falcılar yan tarafta bak, ;)"
    "hımm.. nasıl oluyor şimdi, kahveyi içip oraya mı gidicez biz?"
    "aynen, fincanını alıp gidiyorsun (:"
    "hee.. şey gibi bu ya, röntgen çektirip sonra doktora sonuç gösteriyorsun ya hani :p"
    "hahaha (: güzel benzetme oldu, bunu tuttum ;p"
    "eyw :p ... merak ediyorum bakalım, epeydir fal baktırmamıştım..ama az çok biliyorum ne
    söyleyeceğini, işte, orda bir yol var, senin için kabarmış falan filan x)"
    "((: bu gidişle ben baktıramıycam yalnız, içemedim gülmekten x)..yalnız bir şey diyim mi,
    dediklerinin çıktığı da oluyor ha, geçen arkadaşla gelmiştik, kadın neler bildi ya."
    "eyvah, cinci filan olmasın kız bunlar kalk gidelim en iyisi x)"
    "x) tsigalko.. alemsin ya.."
    ":p"
    "senin burcun neydi bu arada?"
    "yengeç (:"
    "oo, yengeç erkeği.. yükselenin?"
    "valla ben yükselen, alçalan anlamam be çiğdem (:..bir burcumuzu biliyoruz işte, o da muhabbet
    açılırsa cahil kalmayalım diye :p"
    "hıı.. peki burcunun özelliklerini, biliyor musun? (:"
    "eee.. evet.. kıskaçlarımız var..iki tane? x)"
    "(: öf öf.. genzime kaçırmadan bitirebilsem şunu iyi.. bilmiyo musun cidden özelliklerini?"
    iyice gırgıra vurdum,
    "ya yengeç işte ya..suda yaşar x)"
    "anlaşıldı..tam bir profsun bu konularda (:"
    "tamam yea ezmene gerek yok, belli ki senin ilgi alanın, eh, benim de bilgili olduğum alanlar var
    elbet ;)..ee peki neymiş benim burcumun özellikleri, sen söyle?"
    "hangi alanlarmış o bilgili oldukların, merak ettim :p"
    "bir ara ben de muhabbeti bilerek oraya getirir ezerim seni, o ara görmüş olursun ;)"
    "cık cık..:p..burcunun özelliklerini söyleyeyim?"
    "he, aynen say bakalım, neymişiz öğrenelim?"
    ···
  17. 1417.
    0
    "şimdi, yengeç erkeği, bir kere çook duygusal olur."
    "uuu.."
    ":p sonra, genelde aile babası olurlar, sadıktırlar, ayrıca fazla alıngandırlar.. baya tripçidirler bir de
    alınma ama, ana kuzusudur yengeç erkeği genelde :p"
    aile babası?
    sadık?
    puhahaha..
    lan gülmemek için zor tutuyorum kendimi, hani bir gülersem, camlar filan zangırdayacak, kıza
    ayıp olacak.. neyse..
    "hımm, baya iyi bir insan evladıyız biz o zaman? tripleri saymazsak tabi? :p"
    "tabi, aslında iyisiniz, zaten o başta söylediğim özelliklerden kazanıyorsunuz direkt ama, sizi de
    idare etmesi zor, alıngan ve dengesiz bir yapınız var, o yüzden bir yengeç erkeği ya çok mutlu
    eder, ya da kahreder karşısındakini (:"
    "oo..abi sen baya baya okudun benim özellikleri.. valla herşeyim ortada şu an, beğendiysen al
    zütür yani x), anında şifremiz çözüldü be x)"
    "(: ahaha.. aslında olabilir ya, oğlak kadını olarak bu duruma sıcak bakmıyor değilim :p"
    gülüştük karşılıklı.. gözler birbirini buldu.. zaten epey yakın oturuyoruz.. kahveleri tutan ellerimiz
    bile aynı hizada,
    o sessiz anların uzaması, yeni kişiliğim için pek hayra alamet değil malum.. konuşmak zorunda
    hissettim kendimi,
    "peki oğlak kadını nasıl oluyor?" diye sordum.
    "hım..bak şimdi benden bahsedicek olunca tıkandım bir an (:"
    "say say, demin beni deşifre ettin, şimdi sıra kendinde :p"
    "peki bakalım..ee..oğlak kadını, genelde biraz özgür ruhlu, başına buyruktur.. yengeç erkeği gibi
    evcimen değil yani :p... sonra, iş yaşamında başarılı olmayı hedefler, sosyal hayatında da en
    iyisini ister, gözü yükseklerdedir (:"
    "ooo.. başka?"
    "ilişkilerine ve karşısındaki insana önem verir.. öyle yani..bir de şey var işte, genelde yapıcıyızdır..
    kolay kolay kızmaz ve küsmeyiz ;)"
    "iyimiş valla (:..alalım seni? :p"
    "(: bana uyar"
    "şey sorucam.. şimdi böyle 12 tane filan burç var.. sonra işte onun kadın-erkek versiyonları
    var..sen bunların hepsini biliyor musun özelliklerini?"
    "hımm hayır.. neden öyle baktın :p"
    ···
  18. 1418.
    0
    "yok, hani biliyorsan, bence sen de hiç kasma, direkt okulu bırak burda başla çalışmaya dicektim
    :p"
    "(: yook ya, öyle belli başlı bir kaç tanesini biliyorum işte.. burdakiler kadar destekli atamam x)"
    "anladım.. yengeç belli başlı mı?"
    "oo tabi, yengeç erkeği çok ünlüdür ;)"
    "deme ya..vay arkadaş, neymişiz, haberimiz yok (:"
    "yani :p , e gidince yurda okursun internetten artık (:"
    "yeaa.. bakarım belki :p"
    ah seni der gibi kafa salladı..
    kahvelerimiz bitmişti, eleman gelip içeri geçebileceğimizi söyledi, ama kalabalıkmış şu an sadece
    bir kişilik yer varmış,
    "eh, tamam tek tek gidelim o zaman?"
    "olur ya..sen git önce madem?"
    "fark etmez, sen de gidebilirsin istiyorsan (:"
    "yok yok, sen ev sahibi sayılırsın, açılışı yap (:"
    "peki o zaman (:"
    çiğdemi yan tarafa yolladım..
    sedirin üzerinde tek başıma kalmıştım.. etrafı incelemeye başladım, özellikle de biraz ilerimdeki
    sedirden kalkmak üzere olan gruptaki kot etekli kız gayet incelemeye değer duruyordu.. ince, gri
    çoraplı, düzgün, uzun bacaklarını beynime naklettim.. süpermişler cidden aq..onları böyle öpe
    öpe yuları doğru çıktığımı hayal ettim..diz kapağının arkasından ilerleyen dudaklarım, yavaşça
    dolgunlaşan kalçalara, oradan da biraz öne, çapraza, bacaklarının arasına doğru ilerliyor, dilim
    bacakların dolgun yan taraflarında geziniyor, dişlerim küçük ısırıklar alıy...
    lan..
    ne oluyor olm?..
    silkindim... kendimi tokatladım.. şöyle bir..
    vay aq..ya..tsigalko? azdın mı lan?..sapık?!..
    kendime şaşırmış halde önüme, hasır masaya çevirdim kafamı..
    hiç böyle bir şey olmamıştı lan daha önce.. tabi ki güzel hatunların güzel kısımlarına bakmak bir
    ata sporudur türk geleneklerinde, ama, az önce resmen zihinsel ciks yapmıştım ayak üstü.. kız
    ve grubu toplanıp kafeden çıktılar..ben de dona kafa atmakta olan gibimi sakinleştirmeye
    çalıştım..
    hey allahım ya..bir yaşıma daha girdim..
    ···
  19. 1419.
    0
    o neydi ki öyle..
    sonra yaklaşık 1.5 aydır sevgilim olmadığını, onu da geçtim, herhangi bir kızla cinsel
    yakınlaşmanın da olmadığını farkettim..
    bu muydu yani mesele?
    az önceye kadar sevindiğim ve kendimi kızlardan sakınarak, devam ettirmeye çalıştığım "saplık"
    halinin, zamanla insanı dönüştürdüğü şey bu muydu?
    ayak üstü gördüğü bacakları hayal gücüyle yalamaya iten dürtüler, daha da ileri gider miydi?
    bir sonraki aşamada, bundan bir- iki ay sonrasında filan yani, kızı kucağa oturtup zıplayacak ya
    da masaya yatırıp misyoner mi yapacaktım zihnimde aq?..
    ben bu düşüncelerle boğuşa durayım, çiğdem çıkageldi,
    "sıra sizde efendim ;)"
    "ne çabuk bitti?"
    "çabuk mu?..nerden baksan 15 dakikadır ordayım, ben de sıkılmışsındır diye düşündüm (:"
    "oo..o kadar oldu mu?..zaman su gibi geçiyor desene (:"
    harbi, o kadar ne ara oldu lan..
    gerçi, kendimle konuşurken ya da hesaplaşırken geçen zamanın hesabı yoktu doğrusu.. kaç
    geceyi sabah etmiştim göz açıp kapayıncaya kadar, böyle kendi kendime hesap sorduğum
    zamanlarda...
    neyse.. demek ki sıkıcı biri değilim.. kendimden sıkılmadığıma ve kendimleyken zamanı böyle
    hızlı geçirebildiğime göre (:
    "iyi ben geçeyim madem" dedim gülümseyerek,
    "detayları duymak istiyorum sonra" dedi,
    "aynen" dedim.."sen de anlatırsın ;)"
    boncuktan perdeyi yarıp geçtim, en az kafenin alt katı kadar kalabalık ama yine aynı şekilde
    havadar görünen, fal bakanlar ile baktıranların karşılıklı oturduğu, küçük taburelerin ve alçak
    masaların oluşturduğu, yine kafenin diğer kısımlarıyla benzer, bohem dekore edilmiş fal odasına
    giriverdim elimde fincanla,
    girer girmez, o an için boş olan 2-3 yerden, kabarık sarı saçlarının onu dev bir garfielde
    benzettiği, gözlüklü, güleç suratlı, orta yaşlı kadın dikkatimi çekti, ona baktığımı görünce, kırmıjı
    ojeli, uzun tırnaklarının önderliğindeki parmakları "gel" işareti yaptılar..
    ben de, göz temasımı kurup, güdümlenmiş şekilde yanına yaklaştım, küçük tabureyi çektim
    ···
  20. 1420.
    0
    ve
    masasına invite oldum..
    fincanımı masaya koydum.. ellerimi birbirine kenetledim... kadının gözlerinin içine bakıp
    gülümsedim..
    kadın aynı sevecen tavrıyla, fincanı kendine doğru çekti, gözlerini yüzümden ayırmaksızın,
    gülümseyerek konuştu,
    "hoş geldin tatlım.. gülay ablan ben.. adın, tam doğum tarihin, doğduğun yeri söyler misin?"
    söylediklerimi önündeki eski not defterine not etti bir kurşun kalemle.. yeniden yüzüme baktı.. belli
    ki, önce bazı soruları daha cevaplamamı isteyecekti benden
    bakalım tatlı cadı görünümlü falcımız geleceğime dair neler söyleyecekti.. muhtemelen duymak
    istediklerimi..
    ama eğer onu istediğim şekilde yönlendirebilirsem..o zaman duymak istediklerimin tam tersini de
    söyletebilirdim.. böylesi daha gerçekçi mi olurdu dersiniz?
    sonuçta hepsi atmasyondan ibaret değil miydi?..fal..pff..
    ···