/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1176.
    +1
    Rez baba
    ···
  2. 1177.
    +1
    kenardan rez
    ···
  3. 1178.
    +6 -1

    bi de kac kişi var merak ediyorum bu entrye suku veya cugu atar mısınız

    ···
  4. 1179.
    +1
    Rezzzzzzzzzz
    ···
  5. 1180.
    +1
    bu ne amk adamin anisi benim hayatimdan uzun
    ···
  6. 1181.
    +1
    48888888
    ···
  7. 1182.
    0
    Rezervatullah
    ···
  8. 1183.
    0
    atsana pampa
    ···
  9. 1184.
    -1
    la yannam 60 70 part atıcam diyon bu kişi sana fazla bile amk düzenli atmıyorsun şu şeyi
    ···
    1. 1.
      0
      yannan kafalı 2 3 kisi icin kendi programımı bozucam atıyorum iste bos oldukca
      ···
  10. 1185.
    +1
    194 de kaldim
    ···
  11. 1186.
    +1
    z bir an afalladı, "acaba okan bana aralarındaki şeyden bahsetmiş miydi? ama bahsetmiş olsa,
    böyle bir soru sormazdım değil mi?"
    düşündü, sonra konuştu nihayet,
    "yaaani, öyle, muhabbetimiz vardı tabiğğ"
    hadi ya? demek muhabbetiniz vardı? o kadar yani?
    ha ha..kıza bak lan.. beni yemeye çalışıyor ayak üstü.. tabi, muhabbetin vardı diye bilelim ki, senin
    de hem kısmetin kapanmasın hem de gizliden gizliye rahatça benim ağzımı arayabilesin arada
    canın istedikçe, merak ettikçe.. demi?..
    ama yemezler güzelim.. sevgili olma aşamasına geldiğin, senden hala duygu dolu şekilde
    bahseden ve aranızdaki gerçekleri paylaşmaktan çekinmeyen bir adama bu yapılmaz..
    çocuk, seni bırakırken, en az beni bıraktığı kadar üzülmüş belli ki, senin havalara bak.. muhabbeti
    varmışmış..
    yanına bırakır mıyım lan?
    bırakmam..
    "hımm..e, okan hoş sohbet adamdı tabi" deyip güldüm, "hatta ülke değiştirmesi bile bu özelliğini
    köreltmemiş"
    "öyle mii, orda da ortdıbını bulmuştur inanıyorum ki (:"
    "aynen, keyfi yerinde çok şükür" dedim ve öldürücü darbeyi indirdim, "bir de kanadalı bir manita
    yapmış ayıptır söylemesi.. çok şeker bir kız, sevindim onun ikisinin de adına, gayet iyi gidiyormuş
    ilişkileri, e tabi okan yakışıklı çocuk, hem karakteri yerinde, bla bla bla bla afdsagfdsagsgsfdgs... "
    ben konuşmaya devam ettim ama öylesine, zira ceylinin "manita yapmış" tan sonrasını
    duyduğunu sanmıyorum..
    o dakikaya kadar şeker kız candy i oynarken, birden bire düşen yüzünü keyifle seyrettim.. demek
    muhabbettiniz vardı ha.. muhahahaha..
    neyse, ben lafımı bitirdim, tabi ceylinin de bir şeyler demesi gerekiyor..ama kitlenmiş salak, sonra
    konuşmak aklına geldi,
    "aa ne güzel.. yakışıyorlardır eminim..ben de sevindim.. onun adına.." dedi yapmacık bir şekilde,
    "neyse tsigalkocum, benden de selam söylersin arada konuşursanız gene, notlar için teşekkür
    ederim" dedi hemen ardından.
    ···
  12. 1187.
    +1
    sıradan kalktı, sırasına oturana kadar yaylanan biçimli kalçasını izledim, bir yandan da az önceki,
    cool takılayım derken aniden züt oluşu sonucu geçirdiği ambaleyi düşünerek bu keyfimin üzerine
    krema ve fındık parçacıkları serpiştirdim..
    şimdi diyorsunuzdur, "lan salak herif, kız sana söylemek zorunda mı her şeyi, niye sinir
    kasıyorsun, triplere giriyorsun?" orası öyle tabi..ama o zaman gelip ağzımı da aramasın
    arkadaşım! öyle sözde cool havalara da girmesin..ne ki efendim, kendisi çok güzel olduğundan
    ötürü, asla sevmez, asla aşık olmaz, kimse ona ulaşamaz..
    tevekkeli değil, bir ara okan harbiden çok durgunlaşmıştı..kim bilir neler çektirdi çocuğa, nasıl
    oyaladı.. zaman kaybettirdi..en nihayetinde de, umulmadık bir şekilde kaybeden kendisi oldu..
    bu düşüncelere dalmış, kendime az önceki akrepvari sokuş için tebrik ederken, sol tarafımda beni
    izleyen bir çift göz hisseder gibi oldum.. halbuki görüş açımın tamamen dışında.. malum oldu
    diyelim.., kafamı çevirdiğimde, ayşenle göz göze geldik, ben öyle aniden dönünce bir an şaşkınlık
    geçirdi, hemen kaçıramadı gözlerini, ben de kaçırmadım..ne kaçırcam aq? inadına bakarım
    hatta..
    neyse.. böyle 2-3 saniye göz göze durduk, sonra bu önüne döndü..
    ben de..
    al sana ilginç bir tesadüf daha..
    hepinize iyi geceler panpalar, görüşmek üzere,
    ···
  13. 1188.
    0
    yorumlarınızı ekgib etmeyin ;)
    iyi geceler panpalar,
    bu gece erken geldim, kısa yazıp gideceğim, dönemi bitirelim, havada kalmasın.
    http://fizy.com/#s/1ahg5c bu şarkıyı burda niye paylaştım bilmiyorum ama, 14 şubat saplarına
    armağan olsun bari..stres atarsınız biraz (:
    sonunda, bütün dönemin emeklerinin meyvelerinin alınacağı (hangi emek?) final dönemi gelip
    çatmıştı..
    son bir kaç gece cidden ağır kastım, hatta etüt odasında uyuyakalmışım bir iki kere,
    nihayetinde sınavlara girmeye başladık,
    sınav dönemleri, benim bir huyum vardır, kendime pek özen göstermem,
    her gün giyeceği kıyafeti gecesinden seçip üzerinde deneyen adam (evet o mal benim), sınav
    dönemi geldiğinde, bazen 3-4 gün aynı şeylerle gider gelir, çoğu zaman saçını bile taramaz,
    iyiden iyiye kendini salar..
    sadece derslere yoğunlaşmayı seviyorum..iş zamanı iş..
    bu durumunsa bazı kişilerde tam tersi olduğunu gözlemliyordum,
    özellikle bazı kızlar, normal okul zamanı kezban gibi gelip giderken, sınav dönemi, birden bire
    kabuk değiştirip saçlar, makyajlar aman efendim, özendikçe özeniyorlar böyle,
    lan düğüne mi geliyon sınava mı geliyon zütüne vidanjör giresice?
    ben çalışmaktan sandalye tepelerinde, duvar kenarlarında sızıyorum, stresten ağzım yüzüm
    şişiyor, gözlerim kermit in gözlerine dönüyor,
    sen?
    sen bu kadar süslencek zamanı nereden buluyorsun bre imansız? hadi tamam bu zamanı
    buldun..okey, peki sınav zamanı bile bulabildiğin bu zamanı, normal zamanda niye bulamıyorsun
    da ders zamanı çuvala dolanmış bedeviler gibi geziniyorsun?
    bir süre bunun nedenini anlamamıştım elbette,
    bu bir kısım kız ve erkekteki, sınav dönemlerine rastlayan güzelleşme çabaları filan..
    jetonum geç düştü,
    tabi ya..bunu nasıl görememiştim?
    ders zamanı, zaten bildiği, gördüğü ve bir beklentisinin kalmadığı kendi sınıfıyla derse giren
    kızlarımız/erkeklerimiz, sınav zamanı, nadir olarak rastlaştıkları 2. öğretimlerle ve üst sınıf
    ···
  14. 1189.
    +1
    öğrencileriyle bir araya gelmeleri sonucu oluşan sinerjiyi, mümkün olan en güzel şekilde
    değerlendirmek istiyordu,
    hem ziyaret, hem ticaret hesaabıı..
    diyorum ya,
    insanoğlunun elektriklenme, diyalog kurma ve kendini pazarlama hevesi, en zorlu durumlarda bile
    azalmıyor, asla geri planda kalmıyordu,
    bu kendini zeki sanan genç arkadaşlar da, her daim yeni limanlar tanımak, yeni denizlere açılmak
    adına, full donanımlı, hazır tekneler gibi, bu kaynaşma günlerine, hazır ve nazır geliyorlardı..
    ben mi?
    ben ilk hafta sınava gittiğim dört günde de aynı şeyleri giydim, saçlarımı taramak şöyle dursun,
    daha da çorba yaptım.. karmaşık halleri hoşuma gidiyor.. tıpkı benim gibiler (:
    beni görüp gülümseyen, selam verenlere, uykulu gözlerimle göz kırpmakla yetindim,
    pek fazla kimseyle konuşmadım,
    necoyla sınav öncesi son tüyoları paylaşırdık sadece..
    arada nilay gelirdi masaya,
    o kadar..
    ilk hafta taşaklı dersler buldozer gibi üzerimden geçip beni asfalt gibi yola yapıştırıvermişti..
    iki tane büt üm olur muhtemelen.. üç olmaz herhalde lan.. neyse.. bütte giberim her türlü de..tatil
    gibe dönecek gene..
    hafta sonu, sınav zamanı benim tavsiyeme uyarak pek fazla iletişime geçmediğimiz ceyda ile
    buluştum,
    bebeye zor gelmişti daha ilk yıldan, dur bakalım güzelim.. daha filmin yazıları yazıyor..
    klagib karakterine ters biçimde, oflayıp puflayan, kaygılı görünen sevgilimi teselli ettim, muhabbeti
    başka yönlere kaydırdım *
    "canım, arkadaşlarımla tanıştırıcam seni ne dersin?"
    "olur, kim onlar? (:"
    "tolga var, zaten onu biraz tanıyorsun, benim oda arkadaşım, bara filan gelmişti bir iki kere
    benle..bir de onun kız arkadaşı nilay var, o da yakın arkadaşım, bir akşam öyle ikiye iki çıkalım,
    birbirinizi tanıyın? (:"
    ···
  15. 1190.
    +1
    "haa tolga mı.. olurr, bana uyar"
    "neden öyle dedin?"
    "nasıl dedim?"
    "haa filan yaptın böyle?"
    "yok, tolgayı tanıyorum ya zaten, o yüzden şey ettim (:"
    "hee..iyi bakalım.. daha da tanışırsınız.. işte.. nilay seni çok merak ediyor"
    "hımm ben de onu, gerçi görmüşlüğüm var ama, muhabbeti nasıldır bilmiyorum tabi, hoş kız ;)"
    "öyledir, muhabbeti de hoştur, takılırsınız işte"
    "tolga onu nasıl ayarlamış hayret"
    "niye?" dedim yüzümü buruşturup, niye lan, tolga gayet yakışıklı çocuk, karakteri de düzgün,
    nilayla gayet uyumlular, yakışıyorlar..
    "yakıştıramadın mı?" dedim tekrar, kızdığımı hissediyordum,
    "yok bee, ondan değil, şey ya biraz.. tolga, böyle nasıl diyim, biraz artist :p"
    "allah allah.. hiç de öyle değildir, sen yanlış gözlemlemişsin.."
    "ya iyi çocuktur illaki de, biraz kasıntı gibi, hani, nasıl olmuşta o kıza açılmış, tavlamış filan diye
    şey ettim.. sanki böyle kimseye yazmaz gibi bir hali vardı da"
    vay vay vay.. tespitlere bak sen..
    evet, tolganın öyle karı kız delisi olmadığını ben de biliyorum..ve evet, nilaydan gerçekten
    hoşlandığı için, başlarda biraz kastığı da doğrudur,
    buradan okuyan kız varsa eğer, onlar için bir tüyo gelsin,
    ···
  16. 1191.
    +2
    biz erkekler, hoşlandığımız (gerçekten hoşlandığımız) kadının yanında asla rahat olamayız, hele
    ki flört aşamasının girişlerinde, hani sanki böyle "bir etkileşim olacakmış gibi" olan başlangıç
    aşamalarında genellikle rol yaparız, kendimizi kasarız ve kelimelerimizi de, adeta seçerek
    konuşuruz,
    buna rağmen, arada laflar ağzımıza dolanır, sesimiz çatallaşır.. sizinkinden fazla çalışmasıyla
    övündüğümüz aklımız duruverir..
    tabi tüm bunlar, sadece kuvvetli hisler söz konusu olduğunda geçerlidir ve erkeğin ne kadar
    tecrübeli, ne kadar bin ya da cool olduğunun da bir önemi yoktur..
    diyeceğim o ki, eğer bir adam yanınızda rahat davranıyor, ve yukarıda saydığım şarampollere
    düşmüyorsa, sakın ola ki sizden hoşlandığı gibi bir yanılgıya kapılıp da havalara girmeyin,
    sizden hoşlandığı filan yok,
    sadece gibmek istiyor,
    diğer tüm erkekler gibi..
    ve bunun için de, yakışıklı yüzünü, kaliteli olduğuna inandığı esprilerini ve ortama hakim cool
    havalarını üzerinizde kullanmaktan asla çekinmiyor.. kısacası, evet, bu adam size yazıyor..
    bildiğin yazıyor lan?
    ama hoşlandığı filan yok..
    zira dün de başka bir kıza yapmıştı aynısını,
    yarın da bir başkasına yapacak gene,
    eğer oyununa ortak olursan, onunla hızlı bir flört ve kısa süreli, cinsel açıdan yoğun bir ilişki
    yaşarsın,
    aradığın şey, böyle bir şey ise, fazlasıyla tatmin eder seni,
    ama eğer üniversiteye gelince "köyden indim şehire" moduna giren, duygusal kezbanlardansan,
    hayatı masallardaki ya da fransız aşk filmlerindeki gibi filan yaşamaya çalışan cici ev
    kızlarındansan,
    bu adamın oyununa gelme,
    çünkü sonra "ben bunu hak etmedim, beni kullandı, beni üzdüler, ben de o yüzden böyle oldum,
    şu an yeni bir ilişkiye hazır değilim, erkeklere güvenemiyorum, biraz yalnız kalmak istiyorum bla
    bla bla bla.."
    anladınız beni sanırım..
    ···
  17. 1192.
    +1
    sırf bazı bin kurularının sizin saf duygularınızla oynamasına izin verdiniz diye, tıpkı sizin gibi saf
    ve sizi gerçekten sevebilecek genç adamların kalplerini ve umutlarını sonsuza dek kırmaya
    hakkınız yok..
    akıllı olun..
    ayık olun..
    giberler..
    ceydayı tolga hakkındaki ön yargılarından ötürü biraz azarladım, söyledikleri hoşuma gitmemişti..
    kankam lan o benim..
    ama nispeten de hak verdim, ilk bakışta hatalı gibi görünen, ama oldukça esaslı bir gözlem
    yapmıştı yine..
    ayrıca tolganın da ceydadan pek hazzettiğini söyleyemeceğim.. beraber takılacağımız gece belki
    işleri biraz yoluna koyabilirim,
    en yakın arkadaşımın, sevgilimle hoşnutsuz olmasını istemem (her ne kadar, tolganın kızmak
    için, ceydanın beni başkasının elinde çalmış olması gibi haklı sebepleri de olsa).
    ilk hafta uğradığım tecavüzün ardında, kalan sınavlardan zevk almaya çalıştım, bu bölüm
    nispeten daha iyi sayılırdı, eğer kötü niyete ve huur çocukluğuna kurban gitmezsem 3 te 3
    gelebilir..
    ikinci haftanın perşembe sabahı ceydayı uğurladım, garajlardaki, klagib "ayrılış öncesi sevgili
    halleri"nden her zaman nefret etmişimdir, ama utana sıkıla bu senaryonun baş rolünde bu kez
    ben oynamak zorunda kaldım..
    hüzünlü öpüşmeler,
    uzun sarılışlar,
    mahzun bakışlar,
    el sallamalar,
    daha otobüs kalkar kalkmaz gelen,
    "şimdiden özledim" mesajı..
    fazla klişe değil mi bunlar hayatım?..senden daha iyisini beklerdim..
    akşdıbına da benim arabam vardı bursaya,
    son sınavımın icabına bakıp,
    yurtta gördüğüm tiplere iyi tatiller dileklerimi ilettikten sonra, bavullarımı bagaja atmış,
    kamil koç un cam kenarı koltuklarından birine yerleşmiştim,
    kulaklıklarımı kulağıma takmış, kızıllaşmış havanın laciverte, şehrin betonarmesinin de kırsala
    dönüşmesini huzur ve dinginlik içinde izlemiştim..
    ···
  18. 1193.
    +1
    baba ocağı.. anne yemeği.. aile şefkati..
    yeniden geçmişimden bir parçaya dönüşeceğim günler başlıyordu,
    ben onu artık neredeyse yok olmuş, tamamen çözünüp gitmiş sansam da, içimde kalan o parça,
    her zaman olduğu gibi ortaya çıkması gerektiği gibi, gerektiği anda beliriveriyor ve bu naif aileyi,
    biricik oğulcuklarının hala tıpkı yetiştirdikleri gibi saf, pürüzsüz ve kirlenmemiş olduğuna
    inandırıyordu..
    babam yine garajda karşıladı beni,
    "oo hoşgeldin papaz efendii"
    saç sakal birbirine girmişti malum..
    "naber baba (:" deyip sarıldım, elimdekilerden ağır olan ikisini aldı,
    "iyi oğlum, kestirmemişsin ya saçlarını?"
    "hee, öyle uzasınlar bakalım (:"
    "bir toplattırsaydın üstlerini filan?"
    "amaan boş ver ya, gitsin işte gittiği gibi (:"
    arabaya atladık,
    son gelişimden bu yana, kendi tarafımızda yaşanan maceraları anlata anlata yol aldık.. tahmin
    edeceğiniz gibi bizimkilerin en büyük macerası, benim en sakin günüm gibi filan kalıyordu,
    ben ise olan bitenleri epeyce kırpmak, sansürlemek zorunda kalarak ve çoğunlukla derslerden
    bahsederek anlatabildim,
    "evet ya baba, çalışıyorum (nah) bakalım..iyi gelcek sınavlar inşallah"
    "aferin babası.. çalış, çalış da bir an önce bitir okulunu..ona göre hayata erken atılırsın, avantaj
    olur"
    ···
  19. 1194.
    +1
    hee..tak var hayatta.. atılayım hemen..
    harbi lan, daha erken belki ama, şöyle bir düşünüyorum da,
    yarın bir gün bu okul bitince filan ne olacak?
    hayatın kendisi de, böyle okul yaşamı gibi gençlik dizisi tadında geçecek değil ya?
    olsa olsa dram, korku, gerilim filan olur aq bu ülkede yaşayacağın hayattan..
    aklımda, zamanlaması erken de olsa, yeni bir kapı açan babamın, klagib nasihatlerini dinleyerek,
    aklımda yeşeren yeni sorularla eve doğru yol aldık..
    sahi beyler..ne zaman adam olacaktım ben? okul bitince mi? askere gidince mi?
    adam olur muydu benden?
    daha neyi istediğinin bile farkında olmayan, hayatı dalgalar arasında sürüklenen pet bardak gibi
    oradan oraya savrulup duran, dengesiz, sadakatsiz, güvensiz, ruhsuz ve gayesiz bir adam mı olur
    lan.. böyle adamın ben taa dıbına koyayım..
    dönemin sonuna geldik panpalar,
    ikinci dönemden itibaren günlüğümden de yardım alarak yazacağım, öyle şeyler okudum ki beni
    gülmekten nefessiz bıraktılar, lan ne salak adammışım ya zamanında * (:
    iyi kötü, 1.5 yılımı sizlerle paylaştım, kaldı geriye 2.5..
    sayılı gün çabuk geçer derler, bir gün bir de bakmışsınız ki, tsigalko mezuniyet gecesini, okulunun
    son günlerini yazıyor.. hayat işte..
    o zaman da akıyordu..
    şimdi de akıp gidiyor..
    akan hayatın sürükleyici etkisine direnip, kendinizi deforme etmeyin..
    akıntıya bırakın ruhunuzu,
    kalbinizi..
    bırakın gitsin, zütürüldüğü yere.. emin olun dalgaların sizi atacağı en kötü kıyı, en berbat liman
    bile, onlara direnip de parça parça olmanızdan iyidir..
    hayat bir denizse eğer,
    dost olun onun dalgalarıyla.. düşman olmayın.. savaşmayın, sevin birinizi.. sörf yapın kıvrımlarının
    üzerinde, dibe dalıp altından çıkın, şakalaşın onlarla.. sırf prensiplerinizden taviz vermeyeceksiniz
    ···
  20. 1195.
    +1
    diye, dimdik dikilip de, yüzünüze şamarını yemeyin, aksine, sırtınıza alın, itici gücünü, açın
    kollarınızı..bırakın kendinizi..uçursun sizi..sonunda kıyıya çakılacağınızı da bilseniz, sırf o
    özgürlüğün ve teslimiyetin keyfini yaşamak için bile buna değer..
    yarın gece için affınıza sığınıyorum, burada olamayacağım,
    belki sizleri, sizin istediğiniz şekilde seven birileri olmayabilir şu an hayatınızda,
    ama seven birileri mutlaka var,
    aileniz var bir kere,
    sonra, arkadaşlarınız var,
    hatta, bence, şu "bakışlarını bir türlü üzerinize alınmaya cesaret edemediğiniz gizemli kız" da
    seviyor olabilir sizi?
    ben varım, tabi lan, seviyorum sizi,
    sonra siz varsınız, birbirinize sahipsiniz bu başlığın altında..sanaldan da olsa, biraz argoyla
    karışık, baya baya seviyorsunuz birbirinizi *
    hepinizin sevgililer günü kutlu olsun,
    tsigalko sizi seviyor ve sizleri kucaklıyor ;)
    siz de sevdiklerinizi kucaklamak için geç kalmış sayılmazsınız,
    http://fizy.com/#s/124umm
    selamlar panpalar,
    bu son bir kaç gece için yine affınıza sığınıyorum, hafta sonu toptan yazıp en az 20-25 part
    atmayı düşünüyorum sıkıntı olmazsa, bu aralar epey kontrol dışı şeyler yaşıyorum, kayıplarımızı
    telafi edicez ;)
    yorumlarınız için teşekkürler, hepinize sevgiler
    selamlar panpalar * ,
    partları word e yazıyorum, pazar bu saatlerde topluca gireceğim sıkıntı olmazsa,
    kopyala yapıştır olayı nedir bilmiyorum, buradan mı bir esinlenme olmuş, tam anlayamadım ama
    neyse (:
    sonuç olarak yazan arkadaş da kötü niyetli değildir diye düşünüyorum, ama başkalarının anılarını
    kendininki gibi göstermektense, kendi anını yaşayıp, kendi ağzınla anlatmak daha güzeldir diye
    düşünüyorum ;)
    hepinize tekrar sevgilerimi sunuyorum,
    yarın gece 20.00 gibi 2. yılın 2. dönemine startı veririz, görüşmek üzere
    selamlar panpalar, söz verdiğim gibi, tam vaktinde buradayım,
    partları atmaya başlıyorum ;)
    ···