/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 76.
    +5
    haydaa... ee hani bütün kurduğum planlar? yazdığım senaryolar? gelemeyeceğim diyor? kutuyu
    da istediğim gibi veremeyeceğim? hey anasını satayım yaa...
    boşuna dememişler, "insan plan yapar, tanrı gülermiş" diye..
    epey moralim bozuldu tabi, bu farketti,
    "ya ertesi gün buluşuruz söz, cidden bugün gelirsem beni yurda kucağında zütürmek zorunda
    kalabilirsin" diyip yine sevimli sevimli dudak büzdü..lan tam bir pokemon, tam bir pikaçu yemin
    ediyorum..bu kadar masumiyet, sevimlilik.. aynı zamanda da böyle bir ciksapalite.. nasıl bir
    arada olabilir aklım almıyor aq..yanaklarını mıncırasım, burnunu ısırasım geliyor böyle benle
    gözlerini büyüte büyüte, heyecanlı ses tonuyla cıvıldayarak konuşunca..
    "tamam madem ya, aslında kucağında taşıma mevzusu iyiymiş ama, seni yormayalım" diyip
    sırıttım. bu da güldü, "alemsin" gibisinden hafiften utandırdım da..*
    "sen getirdiysen şimdi verebilirsin" dedi tekrar... farkında olmadan, benim planımı iyice tak
    etmeye, güzel bir buluşma ve teklif bahanemi elimden almaya çalışıyor gibiydi.
    "şey, burda değil de, servislere binerken vereyim madem" dedim o kadar ısrarcı olunca, "yok
    sonra buluşunca vercem" diyemedim aq.
    "tamam olur", dedi gene cıvıldayarak. "biz dışarı çıkıcaz gelir misin sen de?" dedi.
    "yok" dedim "ben de yorgunum bugün biraz" deyip anlamlı anlamlı güldüm.. ısrar edecek, ya da
    imaya ortak olacak diye beklerken
    ···
  2. 77.
    +5 -1
    "pekii o zamann" dedi, göz kırpıp sıradan kalktı,ben de sırama doğru köskös ilerliyordum.
    tam yerime ilerlerken son anda, kapıdan çıkmalarından önce, buna ve çengel burun kankasına
    iştirak eden bir adet huur çocuğu daha gördüm..kim olduğunu söylememe gerek var mı
    dersiniz?
    şarkı vermeyi unuttum lan,
    http://fizy.com/tr#s/124wmq
    o an kafamı duvara vurarak patlatmak istemiştim,
    niye gitmiyorsun lan işte, kız çağırmış..sen gitmezsen elin bini gider.. köpek gibi aşık olan sensin,
    o olsa olsa hoşlanıyor en fazla... salak herif, sen kime trip yapıyorsun? kimle polemiğe
    giriyorsun??
    gittim sıraya oturdum, burnumdan soluyorum.
    biraz zaman geçti, baktım sol tarafımda bir karaltı, "naaberr?" dedi, döndüm, kaşar ceren..hah bir
    sen ekgibsin..
    "nasıldı bayraaam?"
    o an "sana ne yarrrrraaam!" diye haykırabilmek için pek çok şey verebilirdim..ama öyle olmuyor
    tabi.
    "iyi, gittik geldik işte" dedim en duygusuz ses tonumla.
    "oturiyim mii?" dedi, kafa salladım "farketmez" gibisinden,
    oturdu bu, "bana sözün var biliyorsun demi, ne zaman çıkıyoruz?"
    ···
  3. 78.
    +4
    benim kan beynime sıçradı, "hatırlamıyorum öyle bir söz ben?"
    -"aaa ta ne zaman konuştuk? yan çizmek yok baak, hiç bi yer bilmiyorum benn, bu akşam bir
    turlayalım?"
    -"ya ceren dün geldim ben, ölüyorum yorgunluktan, tamam bir ara gezeriz ama bu gece biraz
    dinlenmem lazım"
    -"haa doğru yaa, sen dün geldin demiğğ, ben cumartesiden geldim de*, son güne bırakınca böyle
    yorgun olmiyim diye"
    -"iyi yapmışın bak ben o kadar zekice düşünemedim işte" diye taşağa vurdum,
    -"hadi bee, çok fenasın" diye kısa bir kahkaha atıp yalandan ittirir gibi yaptı..
    sinirli sinirli gülmekle yetindim bende... elin oç u dışarda ayşenle gezerken ben de burda ortalık
    mallarıyla fingirdeşiyordum.. harbi bravo sana be.. valla bravo tsigalko.. altıpastan nasıl taça
    vurulur, birebir gösteriyorsun.. ibretliksin aq..
    biraz daha lak lak ettikten sonra ceren i şaka görünümlü ama aslında gerçek bir şekilde kovdum
    yanımda "hadi kızım senin sıran yok mu, arkadaşlarım ayakta bekliyor bak" filan deyip. harbiden
    de o ara ebru gelmiş, tahtanın orda tebeşirlerle oynuyordu.
    bunu gibtir edince, ebru geldi oturdu,
    "çok şeker bir kız bu, ben de bayramdan önce tanışmıştım" dedi..lan sana fikrini soran oldu mu?
    ···
  4. 79.
    +4
    "yaa evet, bal damlıyor" dedim bozuk bozuk..
    -"ne var bee, sen de kimseyi beğenmiyorsun haa" deyip güldü.
    -"her güne senle başlayınca diğer kızlar çirkin kalıyor" ya da buna benzer bir şey dedim. beyler bu
    kısmı not alın bir yere.. ibret olsun. diyen ağzıma sıçmak istiyorum çünkü.
    bu sefer bu, hayretle karışık bir kahkaha koyup "hadi yaa, vay be ben neymişim" diye şımarmış
    taklidi yaptı. ama benim aklım hala az önce sarfettiğim salak cümlede,
    o zaman epey kızmıştım kendime çünkü daha bunun gibi çok halt yedim beyler, ama şimdi
    düşününce anlıyorum ki, diğer kızlara karşı ağzından kaçan iltifatlar vb. sözler, aslında ayşen e
    demek istediğim ama bir türlü anına denk getiremediğim cümlelermiş.
    ona diyemediklerimi, ya da diyeceklerimi diğer hatunların üzerinde bir nevi prova ediyormuşum.
    bunları utanmadan ve sizden laf yiyeceğimi bile bile yazıyorum çünkü, örnek ve ibret olsun
    istiyorum. benim düştüğüm hatalara düşmeyin, benim değerlendirdiğim fırsatları siz de
    değerlendirin diye.
    bu arada 5-6 parttır aynı günü anlattığımı farkettim,
    ama önemli bir gündü o gün, dönüm noktası denebilir,
    sanırım bu geceyi komple o güne harcayacağım
    müziksiz olmaz
    http://fizy.com/tr#s/1d77s8
    ···
  5. 80.
    +5
    neyse, öğlen oldu, bizim ders bitti, ben de atlayıp yurda gidicem ama öncesinde kıza kutusunu
    vericem işte. yalnız o kadar allak bullak olmuşum ki..yani neler düşünüp, nelere hazırlanıp
    geliyorsunuz ve neler yaşıyorsunuz aq düşünün..ama daha göreceklerim bitmemişti. kara
    pazartesi bu kadarla kalmayacaktı benim için.
    sınıftan çıktık, bu sefer direkt ayşen in yanına gittim, yapıştım.. artık babam gelse tanımam yani o
    derece güdümlenmişim.
    konuşa konuşa yürüdük servislere kadar.. dedi sen napıcan peki bugün? yurda gider yatarım ben
    de napayım dedim.
    işte tam yolcu ederken de çantadan çıkardım poşede koyulu kutuyu, verdim.
    aldı bu hemen poşetten filan çıkarttı, baktı, zaten görür görmez gözler faltaşı gibi oldu..bir kaç
    saniye baktı kutuya, ama çok güzeldi beyler harbiden aq..anne eli değmesi böyle bir şey işte, o
    yüzden size tavsiyem, ciddi düşündüğünüz kız meselelerini annenizle paylaşın, kendinizi
    kasmayın, zira eğer validenizin de içine sinerse (kızı filan da beğenirse hele) kesinlikle çok
    yardımcı oluyor ilişkiniz konusunda.
    neyse, sonra bana doğru kaldırdı gözlerini, "tsigalko, çok teşekkür ederim yaa, çok iyisin * sen"
    deyip sarıldı, ben de sarıldım.. o an kendi kendime dedim ki, "lan ha öyle vermişsin, ha böyle
    vermişsin, ne gerek var ki kasmaya? önemli olan bu duyguyu alabilmek değil mi?".
    harbiden de beyler, o sarılışla beraber gün boyunca yakamı bırakmayan tüm negatif enerji
    silkinmişti üzerimden
    ···
  6. 81.
    +5
    minibüsüne bindirdim bunu, ben okanı bekliyorum gitmek için, bekle demişti.
    bunu yolcu ettikten sonra 15 dakka filan soğukta benim hıyarı bekledim, geldi nihayet,
    "nerdesin olm sen ya?"
    -"kanka, fizik notuma itiraz ettim aq, hocanın yanındaydım..2,5 sayfa kağıt verdim 50 vermiş amın
    evladı"
    -"hadi ya, çok kırıyor demişlerdi zaten onun için, finalde kurtarırsın gibtir et"
    -"öyle yapıcaz artık, sen kaç aldın?"
    -"90"
    -"vaaay dıbına koyayıım, adama bakın ya, hem aşık hem çalışkan.. olum bunlardan sadece birinin
    olması gerekiyor mu aynı anda?"
    -"maşallah de lan, ben çalıştırırım seni sınava, ne bileyim seninde iyi diye biliyordum *"
    -"tamam tamam, kesin beraber bakıyoz bak, sonradan kıvırmak yok?"
    -"tamam kardeşim ayıpsın ya"
    konuşa konuşa bindik biz arabaya, gidiyoruz. binler o ara hakketen notlarım da çok iyiydi, 6 tane
    sınav olduk, 70 in altında not yoktu yani, aşk bana yarıyor anlayacağınız.
    neyse ben yurda gidicez diye beklerken bu,
    "aga gel geçen gittiğimiz yere gidelim mi gene? nasılsa öğlen çıktık bugün vakit bol"
    "yurda gitmicez o olm?"
    "ya ne yapcan yurtta bu saatte bea, gel işte bir şey anlatcam sana, havadisler var * "
    bunu söylediği an gerisi teferruattı beyler, bütün süreç boyunca bana destek vermiş olan
    kankamın bu teklifini gibseler reddedemezdim.
    indik çarşıda,
    ···
  7. 82.
    0
    Pdfyi yolla gelsin panpa
    ···
  8. 83.
    0
    pdf yollar mısın
    ···
  9. 84.
    +8
    daha önce gittiğimiz bir kafeye doğru gidiyoruz.
    10 dakka filan yürüdük,
    tam kafenin sokağa doğru sapıyorduk ki, karşı kaldırımda, atm nin önünde onu gördüm, sırtı bana
    doğru dönüktü..o an bütün vücudum kaskatı kesilmişti.. derin nefes almaya çalıştım,
    beynime bütün iyi ve kötü düşünceler aynı anda hücum etmiş, galip gelmek için birbirleriyle
    kıyasıya mücadele ediyorlardı.. okan öyle felç olduğumu görünce,
    "ne oldu lan?" dedi,
    bi muz yeyip geliyorum hemen
    kafamla karşıyı gösterdim,
    -"ee ayşen değil mi bu?"
    evet anlamında kafa salladım gene, konuşamıyordum.
    -"tamam aga ne olmuş, sahi sen kutuyu verdin demi? ne oldu ne dedi?"
    -"oğlum" dedim.."bu kızın şu an yurtta yatıyor olması gerekiyordu."
    bu da bir an duraksadı "ne..nasıl?"
    -"bu kızın şu an yurtta yatıyor olması gerekiyor.. bana öyle deyip buluşmaya gelemeceğini söyledi
    sabah!"
    ···
  10. 85.
    +4
    bizimkinin bakışları bir anda değişti, sanki, endişe verici bir kaza mahalline ya da eli silahlı bir
    banka soyguncusuna bakıyormuşçasına, koyu bir endişe yerleşti suratına, artık benim tipim ne
    hale geldiyse o an siz düşünün işte.
    -"tamam kardeşim.. sakin ol..gidip bir selam verelim bizde o halde ha?" dedi.
    -"yok".."yok" dedim.."benim başka bir fikrim var.."
    yolun aşağısına doğru yürüttüm bunu, arada dönüm atm ye doğru bakıyorum hala.
    orta küçük, park gibi bir yer var, banklardan birine oturduk.. çıkardım telefonu, ayşene mesaj..
    "selam, naber, vardın mı yurda?"
    bir kaç dakika cevap gelmedi.. sonra,
    "selam, evet ya, tam yatıyordum bende, biraz daha eşyam vardı onları da tıktım zorlukla dolaba,
    tam banyodayken de sen mesaj atmışsın * "
    beyler.. ciddi anlamda felç geçiriyordum. harbi diyorum nefes alamıyorum, resmen tıkandım..
    dizlerim titriyor oturduğum yerde.. okan aldı telefonu elimden, okudu,
    bu da kaldı resmen.."abi.. nasıl iş bu yahu?"
    cevap veremedim.. hiç bir şey söyleyemedim.. elini omzuma attı.."tsigalko, kardeşim hadi gel
    yurda gidelim"
    -"dur kanka" dedim, telefonu tekrar aldım, buna bir mesaj daha,
    "hadi ya, atmlerin önünde mi uyuyorsun artık?"
    ···
  11. 86.
    +3
    resmen nevrim dönmüştü.. işte benim de tersim böyleydi beyler.. sevgi ve nefret, sakinlilik ve öfke
    arasındaki çizgim çok incedir..
    gene hemen gelmedi mesaj, 5 dakika sonra, ki o ara okan beni endişe ile izliyor,
    -"ya anlayamadım ben ne demek istediğini, kafam durmuş resmen, eski bir muhabbetle ilgili bir
    espiri filan mıydı, cidden hatırlayamadım?"
    off! diye bağırdım.. okan, "ne demiş lan?" dedi, baktı mesaja.. sonra bir iki saniye durup, "olum
    onu gördüğümüzden emin miyiz lan?" dedi,
    "okan" dedim, "ben onu 100 metreden, 100 kişi arasında tanırım.. kaldı ki sen de söyledin o
    olduğunu, hadi ben hayal gördüm, sen de mi yanıldın??"
    -"yok ne bileyim yani aşırı salağa yatmış yani de, sanki hiç haberi yok gibi?"
    beyler, oydu.. bundan 100 de 1000 eminim..
    -"yok kanka" dedim
    dur daha ben yazıcam buna,
    -"seni az önce ziraat atm sinin önünde gördüm?!"
    gene geç gelen bir cevap,
    -"aa ne alaka ya, ben yurtta uyumaya çalışıyorum? hatta artık uyusam diyorum, yoksa gene yalan
    olucak benim okul"
    http://fizy.com/tr#s/1ai60h
    ···
  12. 87.
    +4
    biraz daha mesajlaştık bununla, ben ısrar ettim, bu inkar etti..en sonunda,
    "tamam ya kavgamıza sonra devam ederiz artık" deyip noktayı koydu, züt gibi kaldım bir kez
    daha..
    tabi bu anlara şahit kankam da son derece şaşkın durumda, "hadi madem gel yurda dönelim"
    filan diyor,
    "yok kanka buraya kadar geldik, oturalım artık" dedim sakin olmaya çalışarak.. yukarıya kafeye
    çıktık. tahmin edebileceğiniz gibi çocuğun mevzu yalan oldu.. oturup saatlerce benim durumu
    konuştuk,
    bayram sürecini anlattım, sonra bugünkü olanları anlattım..
    epey dinledikten ve kritik yaptıktan sonra, bu, benim için son derece rahatsız edici olan bazı
    gerçekleri adeta gözüme soktu,
    "şimdi kardeşim, tamam güzel yani bu kızla siz epey şey yaşadınız, epey zaman geçirdiniz filan
    ama, şöyle dışardan tarafsız bir gözle bakınca, sizin hikayenizde hep böyle açıklar, ekgib noktalar
    var sanki. hani bütüne bakınca çok göze çarpmıyor, hatta ihmal edilebilir düzeyde ama, bir puzzle
    düşün mesela, 1000 parçalı bir puzzle de atıyorum 5 tane insan var, senin puzzlenın parçalarının
    995 tanesi tamam ama tam da o insanların yüzüne denk gelecek 5 tanesi ekgib, bilmem
    anlatabiliyor muyum? sizin olay, şahane görünümlü ama tuzu ekgib bir yemek gibi, ama tabi sen
    olayın içinde ve körkütük aşık olduğun için bunun ne derece farkındasın? orası tartışılır.."
    bir kez daha okanla neden bu kadar iyi anlaştığımızı anlıyordum.. adam delikanlı, önce dinledi,
    sonra düşündü, sonra da çatır çatır döktü dıbına koyayım.. benim bile aslında içten içe hissedip,
    ···
  13. 88.
    +9
    kendime itiraf edemediklerimi, o resmen kafama çarptı..ee boşuna dememişler, dost acı söyler
    diye..
    bu arada bilmiyoruz sizler farkettiniz mi benim hikayemdeki ekgib kısımları? ben şimdi yazarken
    çok daha iyi görebiliyorum yediğim çalımları, acaba siz de başından beri yakaladınız mı tüm ip
    uçlarını merak ettim.
    takip eden panpalarım bu konuda biraz yorum yapabilirse sevinirim zira, artık hikayenin acılı
    kısmı epey ilerledi, olgunlaştı, züte girecek kazığın ucu da göründü..o nedenle sizden de
    tahminler bekliyorum.
    son iki part girip bu geceyi noktalayalım,
    epey hararetli konuşmalardan ve ikimizin de içindekiler masaya boşaldıktan sonra nihayet yurda
    dönmüştük.. başım zonkluyordu beyler.. bütün vücudum yanıyordu..ama bu ateşin, sabahki ile
    uzaktan yakından alakası yok keza bu bana enerji değil, uyuşukluk veriyordu.. bitkinlik bedenimi
    tamamen ele geçirmişti..
    erkeden yatağa girdim gene, dönüp durdum..oda arkadaşlarım duruma saygı duyup ışığı filan
    söndürmüşlerdi, biri zaten gene başka kata kaçmıştı, tolga da karanlığın içinde, yattığı yerden
    telefonla oynuyordu.
    biraz onla konuştuk, hatta epey konuştuk.. beyler, sizinle kafa dengi olan, ya da ortak mevzulara
    sahip biriyle karanlıkta yattığınız yerden konuşmak insana çok iyi geliyor. bunu da dip not olarak
    belirteyim.
    hatta uzmanların ciks sonrasında filan çiftlerin konuşmasının bu yüzden önemli ve faydalı
    olduğunu söylüyorlar. hakkaten, karınız olsun, sevgiliniz olsun, arkadaşınız olsun, karanlıkta yatar
    haldeyken muhabbet etmenin tadı ve etkisi çok başkadır.
    ···
  14. 89.
    +5
    dediğim gibi epey zaman geçirdik konuşarak, bu tolga da çok iyi çocuktur, zaten genelde okan,
    tolga, necati ve ben takılırız, batak matak atıyoruz, maçlara gidiyoruz vs.
    öbür oda arkadaşım pek odaya uğramazdı zaten, tayfanın 4. elemanı serhat da apayrı bir huur
    çocuğu, daha onunla da meselelerimiz gelecek, bu ilk sene harbiden de dram filmi konusu
    olmaya aday yani.. bazen diyorum ki ulan ne kadar çok şey yaşamışım be..acaba bunların
    hepsini ben mi yaşadım yoksa izlediğim filmler, okuduğum kitaplar filan beynimi kemirip beni
    şizofrenik bir hayal dünyasına mı mahkum ettiler?..
    gece saat epey ilerlemişti, ben bitkinlikten geberiyorum hala, vücudum kendini koyvermiş, ama
    bilirsiniz aşırı yorgunken de uyumak zordur, halı saha maçlarından sonra filan özellikle, eğer
    vücut hamsa bütün gece her yanınız sızlar, yorgun olduğunuz halde sizi uyutmaz..
    telefondan saate baktım, 1 küsür.. sonra öyle boş boş, telefonun ekranına bakarken..bir den
    aklıma bir şeytan dürtüsü yerleşti... bir şeyler yapmam gerekiyordu evet..bu günün finali böyle
    olmamalıydı.. çünkü kötü biten günler, her zaman kötü başlayacak olanların da habercisiydi..
    böyle bitmeyecekti evet..
    telefonun sönen ışığını tekrardan yakıp, mesaj bölümüne girdim.. parmaklarım konuşmaya
    başlamıştı..
    http://fizy.com/tr#s/1agmjm
    şimdi, burada normal ve aşık bir erkeğin, bu gün tartıştığı ve pek de iyi bitiremediği bir
    yazışmanın ardında, sevdiceğine yapıcı hatta özür içerikli bir mesaj atması gerekir.
    ama söz konusu olan gib kafalı bir post-ergen ise *, o mesajın içeriği de, atıldığı kişi de farklı
    olacaktı elbette..
    ···
  15. 90.
    +1
    hem ceren e, hem de ebruya aynı mesajı attım, ebru için biraz manidar olacaktı bu,
    "uyudun mu?"
    eh, biraz eğlenmek ve oyalanmak benim de hakkımdı, öyle değil mi? herhalde kendimi, böyle
    yaparak ayşen e acı verdiğime ya da kıskandırdığıma inandırmış olmalıydım, ama gelin görün ki
    haberi bile yoktu malum ve asla olmadı da, bir nevi tavşan-dağ meselesi.
    fazla geçmeden telefon titredi,
    ceren yazmış,
    "yok canım yaa, kızlarla takılıyoruz hala, seni de uyku tutmadı galibaa, öyle yorgunum diye
    gelmezsen tabi uyuyamazsın sonra * "
    yöh aq..bir yaz bin dinle,
    tam ben de buna yavşakça bir mesaj yazmaya başlamıştım ki, telefon bir daha titredi, ebru diye
    düşündüm. mesajımı bitirip dönmeye karar verdim,
    bir şey daha saçmaladım işte, evet aslında çıkabilirmişiz falan filan diye, ama dalga amaçlı yani,
    hani yalandan "keşke" der gibi.
    sonra gelen mesaja baktım, ebru yazmış tahmin ettiğim gibi,
    "hayırdır sevgilinle kavga mı ettin?"
    ···
  16. 91.
    +7
    bu kız nasıl beceriyordu bilmiyorum ama resmen küfür kullanmadan küfredebiliyordu bana,
    aslında haksız da sayılmazdı, defalarca itin zütüne soktuğum düşünülürse, az bile yapıyordu. hiç
    cevap bile atmayıp uyumuş ayağına yatsa yeriydi..
    ben de oyunu kurallarına göre oynamaya karar verip buna,
    "sen kavga mı etmiştin o zaman?" yazdım, kendi mesajını hatırlatma maksadıyla.
    aradan biraz daha zaman geçti, telefon titredi, ebru,
    "tsigalko bey, gecenin bir yarısında bana mesaj atıyor..vay be, bu günleri de görecek miydik?"
    acayip sinir olmuştum, gene ayarı vermek farz olmuştu,
    tam o ara telefon bir daha titredi, amk cereni resmen emoca roman yazmıştı gene, 3-4 mesaj
    uzunluğunda vardı sanırım, sadece başında bir sürü gülücük koyup "pishhllqqq" yazdığını
    hatırlayabilirim, valla şu an onu hatırlamak için beynimi kastıramayacağım.
    ama olay şu ki, her zaman olduğu gibi, tipik insan pgibolojisi devreye girmiş ve benim üzeme
    düşene değil, umursamaz görünene yönlenmemi sağlamıştı, yani 2 cümleme karşılık paragraf
    yazan ceren yerine, tek cümleyle ayar veren ebruya..
    ceren den önce buna yazacaktım zira, laflarımı hazırlamıştım,
    "kızım bak, derdin ne bilmiyorum ama son zamanlarda hele ki bugün, inanılmaz şekilde itici
    hareketlere girdin bunu söyleyeyim sana,
    zaten bu konuda konuşalım diye mesaj atmıştım ama gene nerenle yorumladıysan artık, olayı
    abuks ubuk bir havaya sokmayı başardın. ama kabahat bende, konuya kibarca, adam gibi
    ···
  17. 92.
    +3
    mesajlarla girmeye çalışıyorum, direkt yazmıyorum ""aklını başına al"" diye. öylesini hak
    ediyorsun sen, hak ettiğini vereyim,
    ebru çok sinirime dokunmaya başladın haberin olsun, erkek değilsin, senle kavga edecek halim
    yok, ama bir daha selamımı bile alamazsın bunu net söyleyeyim böyle devam edersen. haa "çok
    da umrumda sanki" diyorsan, aynen devam edebilirsin ama ben hiç bir şey kaybetmem güzelim,
    bir kaybın kazancın var mı yok mu sen düşün, taşın ondan sonra da hareketlerine çeki düzen
    var..bu benden sana son bir "arkadaş" tavsiyesi..
    ben bunu yazarken o kadar kasmışım ki, artık 10 dakka damı yazdım 15 dakkada mı, o ara iki
    kere daha telefon titredi,
    biri cerenden, biri ebrudan olmak üzere iki mesaj daha gelmiş,
    ceren, "ne oldu işine gelmedi gene demiiğğ"
    ebru, "uyudun her halde?"
    yazmış.
    ben de yukardaki yollayıp beklemeye başladım... aslında tamamen yavşaklık niyetiyle yazışmaya
    başlamıştım ama içimdekileri kusmama bahane oldu resmen, daha iyi oldu böylesi..
    o mesajdan sonra bir de cerene laf yetiştirecek gücüm kalmadığı için onu gibtir etmeye karar
    verdim. okulda, "uyuya kalmışım sorryy" derdim anlayacağı dilden, olur biterdi.
    ···
  18. 93.
    +4
    neyse mesajdan sonra bi kez daha telefon titredi, ebru olamazdı zira o uzun mesaja da tek cümle
    cevap verecek züt yoktu onda, ceren diye düşündüm, amma da arsızdı bu amk kızı bee..
    mesajı açtım,
    ayşen..
    panpalar bu gecelik bu kadar,
    bir de şunu söyleme gereği hissettim, daha önce yazmıştım sanırım ama bir daha diyelim,
    ebruyla olan mesajlaşmalarımızın büyük kısmı hala eski sim de kayıtlıdır, 2. sınıfta hattımı
    değiştirdim..2. sınıfın ortasından itibaren de günlüğe benzer bir şey tutmaya başladım, epey
    düzensiz ama oldukça faydası dokunacak bana hikayenin devamında. zaten beni yazmaya teşvik
    eden de, bayram için geldiğim ailemin evindeki odamda tesadüfen o günlüğü bulmam oldu,
    başka bir kitabı ararken (kitap okumayı çok severim, başka bir hikayemde bahsetmiştim bundan
    da-özellikle pgibolojik gerilim okuyorum-), onu da buldum, umuyorum ki bizimkiler okumamışlardır
    zira içinde olmayan tak yok..
    ebruyla olan mesajları saklama meselesine gelince,
    eh, onu da öğreneceksiniz sırası geldiğinde ;) aklıma düşeni buraya yazmaktan çekinmeyeceğim
    aq..
    @151, harbi ha..ataevler filan oluyor demi orası? ben liseyi de oralarda okudum, eğer yaşlar
    müsaitse belki denk bile gelmiş olabiliriz kim bilir,
    ama son 7-8 senedir izmirdeyim, artık yarı izmirli sayılırım *
    @153 eyw panpa, öyle düşünmediğine sevindim. evet ifşa olmasam iyi olur tabi * neticede artık
    yaşımı-mesleğimi almış bir adamım, hoş olmaz. ünili olsam bilerek bile ifşa edebilirdim kendimi,
    güvenim tamdır *
    ···
  19. 94.
    +10
    bu arada yorum yapan panpalarıma da teşekkür ediyorum, bu olayı yakın olduğum 5-6 kişiye
    tamamen anlatmışımdır, dışardan bir gözün ve aklın yorumlamasını hep merak ederim ve dikkate
    alırım zira bu olayda nerde hata yaptığımı hala net olarak bulamadım.
    tabi sizle bu acıdan fazlasını da paylaşmayı düşünüyorum inş. malum, hayat hep acılardan ibaret
    değil, bu öykü de bir dram değil, "acı hayat" ı yeniden çekmeyeceğim yani. bunun için konu
    başlığına bakmanız yeterli zaten,
    unutmayın,
    "yeterince yükseğe çıkmak için, bazen önce dibe vurmanız gerekir, suyun altına zorla bastırılan
    bir deniz topu gibi.. sizi tutan ellerden kurtulduğunuzda tahmin edemeyeceğiniz yüksekliklere
    fırlarsınız.."
    tekrardan iyi geceler,
    takip eden kardeşlerimle yarın gece görüşmek üzere
    iyi geceler arkadaşlar, başlıyorum
    http://fizy.com/tr#s/1ai0hb
    mesajın ondan geldiğini görünce, kalp atışlarımın arttığını hissettim..oha, baya baya
    heyecanlanmıştım beyler, saat gecenin 2 sini geçmiş, ertesi gün okul var ve ayşen den mesaj
    geliyor??
    bunlar önemli detaylardı benim için, resmen ellerim titreyerek açtık mesajı, az önceki konuşmalar,
    sinirli halim, yorgunluğum, hepsi yalan olmuştu.
    "bugün öyle kestirip attığım için kusura bakma. ama dediklerimin arkasındayım, ben yurtta
    yatıyordum yaa sen beni nasıl orda gördün ki??"
    ···
  20. 95.
    +5
    3-4 kere okudum mesajı.. göz göre göre yalan söylüyordu bana..ama şu da var ki, sonuçta yine
    de gecenin köründe, belli ki uyuyamamış, içinde tutamamış ve benden çok daha cesaretli, çok
    daha karakterli davranarak elini uzatmıştı..
    ben de ne olursa olsun daha fazla kasmak istemeyerek, adeta artık yenilgiyi kabullenmiş bir
    şövalye gibi, kalkınımı, kılıcımı, zırhımı bir kenarıya fırlatım aynen şu satırları yazdım;
    "bilmem.. haklı olabilirsin, yanlış görmüş olabilirim.. insanlık hali.. belki de,baktığım her yerde seni
    gördüğümdendir. özür dilerim.."
    mesajı gönderdim, nihayetinde inceldiğim yerden kopmuş, ilk defa bu kadar net, bariz bir şekilde
    ona olan hislerimi paylaşmıştım onunla. tamam belki samimiydik, takılıyorduk filan ama, hiç bu
    şekilde söyleme cesaretinde bulunamamıştım düşündüklerimi, hep ince bir ima ile, ufak laf
    oyunlarıyla bir şeyler yapmaya çalışmış, ancak %90 görmezlikten gelinmiştim.
    ama bu kez öyle olmadı, diyorum ya, silahımı da, zırhımı da, gururumu da bir kenarıya fırlatmış,
    dimdirekt, hesapsızca, plansızca söylemiştim işte.. vücudumun rahatladığını hissediyordum..
    gevşeyen kollarımı yatağın iki yanına açtım, artık ben üzerime düşeni yapmıştım beyler.. keşke
    demeyecektim, ne olursa olsun..
    eğer bu iş olursa, çok da iyi olacaktı, dünyanın en mutlu adamı olacaktım,
    ama olmazsa da, çekeceğim acıya rağmen içimde ukte kalmayacaktı.. geriye dönüp baktığımda,
    içimi kemiren "ah vah" larım olmayacaktı..
    şimdi ateşten top onun ellerindeydi ve o güzel elleriyle, yazgımı belirleyecekti.. bilmiyorum başka
    ne denebilirdi? ben seni seviyorum demeyi pek beceremezdim zaten..en yakın o sözcükler çıktı
    ağzımdan..
    ···