-
751.
0biliyordu.."geçer be abi" diyordu.."geçer"... bir şekilde geçer..kasmaya, kafa yormaya gerek yok,
biz paylaşalım yeter..
ben hikayemin bir kısmını (ve 3. bardağımı) bitirip arkama yaslanmışken, o başladı benim
buyuruma gerek bırakmaksızın..
"2 sene abi.." dedi.."tam iki sene..birinin gerçekten senin olduğunu ve gelecekte
yaşayacaklarınızın hayalini, planını kurarak geçirdiğin kocaa iki sene.."
2 sene mi?
oha..lan 2 ay bile benim ömrümün 1 yılını gibmeye yetmişti..vay aq..çok dolu bir sandığa
çarpmıştım anlaşılan..
sözlerini desteleyen mimiklerimle baktım yüzüne, "anlat paşam, durma" dercesine..
anlattı..
http://fizy.com/#s/1289r2
"lise ikide, sınıflar karma olunca tanıştık abi biz..benim görmüşlüğüm vardı zaten onu, hazırlıktan
beridir dikkatimi çeker dururdu ama, çocuktuk o zamanlar daha malum..işin ciddiyetinin farkında
değildim, ya da olmak işime gelmedi."
lise aşkı..yaşamadığım ve asla yaşayamayacağım bir şey..daha ilk cümleden, bu adama
öğreteceğim kadar, ondan öğreneceğim şeylerin de olduğunu anlamıştım..hikayesini dinlemek
için, o yarım kafayla bile sabırsızlanıyor, "hızla anlat amk" dememek için kendimi zor tutuyordum..
ben, muhabbeti geniş ve uzun seven adam... sabırsızlanıyordu..
anlattı..pek hızlı olmasa da, sonunda sabırsızlığımı ve açlığımı gidecek şekilde, şaşırma ve belki
de "ulan halime şükür" dedirtircesine anlattı..
ilk defa birinin hikayesinden bu derece etkileniyor ve kendi halime, yaralarıma şükür ediyordum..
kılıç, beni kesip geçmişti..tamam, epey ağır, epey derin kegiblerdi..ama karşımda bağrına mızrak
saplanmış bir adam duruyordu resmen..
şimdi neden onun "benden daha aktif ve daha girişken bir binimsi" olduğunu
anlayabiliyordum..çünkü o daha kötü incinmişti..
dünyanın kuralı bu muydu beyler?
kızlar, erkeklerin hayatını giber..bilerek ya da bilmeden..erkeğimiz yaralanır..gurur yapar, hırs
yapar..
sonra erkekler, kızların hem hayatını, hem de kendisini giber..kızımız yaralanır..guru yapar, hırs
yapar.. -
752.
+2sonra o kızlar, başka erkeklerin hayatını giberler..bu kez bilerek... başka masum bir erkeğimiz
daha yaralanır..gurur yapar, hırs yapar..
ve sonra başka bir masum kızımı..
başka bir masum..
başka bir tane daha..
alın size kısır bir döngü..
tavuk mu yumurtadan çıktı? yoksa yumurta mı tavuktan?
önce onlar mı başlattı bu savaşı, bu kan davasını..yoksa biz mi?
horoz, polemiğe girmez, giber geçer..
kader, sizi dinlemez, olur biter...
akşamüstü mesaisi bu kadarlık olsun,
alperin hikayesini gece 02.00 gibi gibi paylaşacağım.. ondan sonra da hikayeyi biraz hızlandırıp
ileri sarmayı düşünüyorum gene..amk 2 aydır yazıyorum neredeyse, daha 1.5 yıla gelemedim..
oralara geliriz ;)
storm bu arada şarkı çok hoşmuş, playlistime ekledim ;)
takip eden panpalara selamlar,
dün gece yine kontrolüm dışında gelişen aksiyonlardan ötürü dönme fırsatım olmadı sözlüğe,
kahvaltıdan sonra geceki bölümü atmaya başlayacağım, görüşürüz *
başlayalım,
http://fizy.com/#s/1ah2i1
.."rüya gibi bir yıldı"..dedi gözlerini açık tutmaya çalışarak..
"hala kendime soruyorum, acaba gerçekten ben mi yaşamıştım o anıları..sahiden benim
hayatımın parçası mıydı tüm o sonsuz huzur ve mutluluk.. -
753.
+1klagib bir aşk hikayesi gibi başlamıştı alper ve sinem in hikayesi de..hani şu hepimizin başına
gelen türden..
oğlan kızı görür.. vurulur... kız oğlanı görür.. hoşlanır..
oğlan, sayısız manevra yapar, döner durur, sevdiğinin kalbini çalabilmek için.. kız hayır demez
ama, nazlıdır.. maşuktur..
bülbülün gülün, pervanenin mumun etrafından dönüp durduğu gibi döner... biricik sevdiğini, nasıl
yapsam da etkilesem diye kendi kendini yer..
nihayetinde, iki aylık bir kur ve flört döneminin ardından çıkmaya başlarlar..
en sağlam ilişkilerin ve en büyük aşkların, lise sıralarında başlayıp evliliğe ve sonrasında da
birlikte yaşlanmaya giden birlikteliklerin olduğu söylenir.. doğrudur..etrafımda böyle 1-2 örnek var
mesela.. lise aşkları, evlenmişler.. benim kadar çocukları var..
allahım ne büyük bir mutluluk! ne büyük bir talih..ne güzel bir yazgı..
hiç bir sorun yaşanmaksızın, aşk dolu geçen bir yılın ardından, alper de böyle
düşünüyordu.. evlenecekti bu kızla.. küçük bir çocuğun büyük kalbi, çoktan seçmişti bile hayatının
kadınını..
üniversitelerini de beraber, en kötü ihtimalle aynı şehirlerde okumakta anlaşmışlardı.. hiç
ayrılmayacaklardı birbirlerinden, lise sıralarında başlayan bu aşk, üniversiteye de taşınacak,
oradan da bir nikah masasında resmiyet ile taçlanacak ve çok uzakta bir zamanda, yine beraber
aynı yastıkta, aynı yatakta nihayet bulacaktı.. -
754.
+2"el ele ölürdük biz" dedi alper.."üniversiteyi.. evliliğimizi, yaşlılığımızı, ölümümüz bile düşünmüştük
beraber.. çocuklarımızın adını koymuştuk ve kesinlikle bir bahçesi olacaktı evimizin.. koşup
oynayabilsinler diye.."
masal gibi bir lise aşkı.. masal gibi bir hayatın giriş paragrafı..
alper parlak bir öğrenciydi.. hemde epeyce.. kız da onun kadar olmasa bile başarılı sayılırdı, ne de
olsa "kızlar çalışkandır" * ..
beraber çalışmışlardı..
beraber gezmiş, beraber kurmuşlardı düşlerini
beraber yemiş, beraber içmiş,
sevişmişlerdi..o yaştaki iki çocuk ne kadar sevişebilirse işte..
ve ellerinden geldiğince beraber geçirmişlerdi o yazıda..
ayrılamazdı onlar, kavga bile edemezlerdi.. peri masalları bile hüzünlü kalıyordu artık aşklarının
neşesi yanında..
hayalleri ve gelecek idealleri azalmaksızın, aksine daha da artarak geçmişlerdi son sınıfa..
hani hep böyle imrenilen çiftler olur ya,siz yalnızlığınızın ya da kalabalık melankolilerin içinde
boğulurken nasıl olur da bu derece sorunsuz ve mutlu olduklarına anlam veremez, içten içe hem
kıskanır hem takdir edersiniz.. işte onlardan biriymiş alper ve sinem..
ben göremedim tabi, mezun olmuştum artık, yoksa o yıl artık okulun bahçesinde de onlara sık sık,
el ele rastlaya bilirmişim.. -
755.
+1en azından başlarda..
hayatınızın kontrolünü sağlamak, sadece sizin bilek ve beyin gücünüze bağlı, elinizde olabilen bir
durum değildir beyler.. bunu daha önce konuşmuştuk..
siz hiç bir şey yapmıyor olsanız bile, hayat ve insanlar sürekli akmaktadır etrafınızda ve onların
en ufak bir hareketi bile sizin hayatınızda çok büyük değişimlere sebep olabilir.."kelebek etkisi"
dedikleri bu olsa gerek..
ve yiğit in babasının yaptığı küçük bir karar değişikliği de, alperin hikayesini, dolayısıyla da benim
hikayemi tamamiyle etkileyecek bir kuvvet oluşturmuştu.. adamcağızın sebep oldukları hakkında
en ufak bir fikri olduğunu bile sanmıyorum..
peki kim bu yiğit diyeceksiniz.. nereden çıktı bu çocuk?
maalesef adı gibi yiğit bir adam olmadığı kesin.. hatta yiğit olmaktan çok uzak, bildiğin huur
çocuğu...
yiğit, alperin siteden arkadaşı,
lisenin son yılına kadar özel okulda okuyan, ancak daha sonra babası rıfat beyin kararıyla (bu
kararda etkili olan neydi bilmiyorum, millet tam tersini yapar halbuki..) son yıl için bizim okula
geçiş yapan, zengin züppesi ve tehlikeli derecede yakışıklı bir çocuk..
her zengin züppe olacak diye bir şey yok tabi, olayı türk filmlerine çevirmek değil amacım..ama
yiğitin, para ve şaşa ile her istediğini elde edebileceğini sanan megaloman ve bencil bir yavşak
olduğu konusunda hiç şüphem yoktu hakkında dinlediklerimden sonra..
"abi, adamı ilkokuldan beri tanırdım.. hiç bir zaman en iyi dostum olmadı ama sorunsuz olarak
anlaşabildiği ender insanlardan biriydim.." -
756.
+1"kardeşim birinin seninle sorun yaşaması çok zor zaten, şeker gibi adamsın" deyip
cesaretlendirdim onu.. çünkü hikayesinin acılı kısımlarına gelmek istediğimi hissediyordum..bir
zamanlar, kendiminkini anlatırken epey zorlanmama sebep olan acılar...
"eyvallah kankam.. eyvallah..ya şimdi bu çocuğun ailesinin maddi durumu oldukça iyiydi, zaten
özel ilkokul lise özelde okudu hep..ta ki o son seneye kadar işte.. rıfat amca kızmış sanırım buna,
biraz burnu sürtsün diye bizim okula aldırmış sanırım.. emin değilim..aq adama bak, bizim züt
yırtarak kazandığımız anadolu lisesine ceza olarak geliyor.."
":) o zaman rıfat amcanın taşşakları baya büyükmüş alperim"
"öyle olmalı.. neyse işte, bu herif.. ulan küçüklüğünde bile puruzdu.. arsızdı.. sitedeki çocuklar
arasından bir tek benle anlaşabiliyordu dediğim gibi.. diğer çocuklar ya gıcık oluyor ya da
korkuyordu bundan.. çünkü biraz piskopatlık da var muallakde.. neyse..bu arada beni evlerine
çağırırdı, annesi ve annem epey sevinirdi malum muallaknin doğru düzgün arkadaşı yok.. dıbına
koduğumun çocuğunun oyuncaklarına hala bu yaşımda imrenirim lan... tanıdığım çoğu insan
daha ne olduğunu bilmezken, adamın playstationu filan vardı.. star wars oyuncakları filan.. uzay
gemileri.. action manlar... tabi bunlar hep ilk okul zamanı..o zamanlar oyuncakların en iyisine
sahipti.. gibi kalkmaya başlayınca da kızların en iyisine sahip olmak istedi.."
hımm.. sanırım hikayenin gidişatını çözmeye başlıyordum..
"oldu da.." diye devam etti..
"liseden sonra çok fazla görüşemedik.. taşınmışlardı, babası dubleks almış mudanyada..bir kaç
kere beni de davet etti..bir iki kere de bursa merkezde denk geldik öyle..abi, adamın yanında her
seferinde başka kızlar, başka başka tipler.. ulan biz de lisede okuyoruz da, bizim lisede hiç öyle
kız yok aq? benim de sevgilim var, ama bildiğin küçük kız işte..ben de çocuğum sonuçta. -
757.
+2.ama bu
herif de, yanındakiler de resmen üniversiteli gibi, utanmasam abi-abla diyicem lan..bu muallaknin
üzerinde caka kıyafetler, bir de çok mu jilet sürdü ne yaptı, suratta hafiften sakallar, cücük
mücük.. david villa gibi geziyor bin.. kızlar desen, saçlar perma, bilmem ne, makyaj.. bildiğin
küçük kadın hepsi.. muhabbetler desen, takınılan mekanlar desen..bir acayip..eve çağırdığı
seferlerin birinde hatunu gözümün önünde gibiyordu resmen..bir tuhaf yani ilişkileri, hayatı,
anlayışı.. hepten garip ve arsız bir adam olmuş"
zenginlerin dünyasını tarif etmeye çalışıyordu..ama o dünyanın öyle olmadığını biliyorum (şimdi
kendim de zengin oldum için :p) sadece kötü bir örnekle karşı karşıya o kadar..
sonrasında olanları onun ağzından anlatmaya çalışmayacağım çünkü denemeye çalışıp da
beceremeyeceğimden korkuyorum..en iyisi benim ağzımdan dinleyin siz..
çünkü böylesi daha iyi olacaktır, keza ben onun kadar dramatize etmeyi beceremeyeceğimi
biliyorum, böylece sizleri de kasmamış olurum..o masada, muhabbetin bu kısmından sonra
defalarca gözlerim doldu aq..adam karşımda neredeyse ağladı.. sonra güldü.. sonra tekrar
buruştu yüzü..5er biradan sonra zaten iyice kadayıfa dönmüştü.. alperi ilk ve son kez öyle gördüm
diyebilirim.. çok ama çok ağırdı yaşadıkları.. ikiz kuleler gibi heybetle yükselirken, nereden geldiği
belirsiz bir darbeyle enkaza dönmüştü hayatı..
http://fizy.com/#s/1ah2hx
yiğit in okula geçtiğini öğrenince elbette onu ağırlamak da bizimkine düşmüştü, eski bir arkadaş
olarak..
yiğiti hemen, fena sayılmayacak olan ortdıbına almış, kendi arkadaşlarıyla tanıştırmıştı, hayatının
kadınıyla da tabi..gerçi yiğit de sahip olduğu belli güç ve özellikleriyle kendi çevresini
oluşturmakta pek zorlanmamıştı sonradan.. -
758.
+2yiğit ise, kendisine kucak açan ve yıllardan beridir ona katlanabilen ender insanlardan olan bu
adamın sahip olduklarına karşı farklı düşünceler ve saplantılar besliyordu..
ilk kez etrafında, kendi sahip olduğundan daha iyilere şeylere sahip olan, kendisinden daha mutlu
görünen birine rastlamıştı..
nasıl olur da onun olduğu bir yerde, ondan daha mutlu ve ondan daha varlıklı (maddi-manevi) biri
olabilirdi?
sinem e gizliden gizliye kafayı takmıştı..
kız bir süre dirense de, en nihayetinde çocuğun maddi ve manevi cazibesine karşı koyamamıştı..
sorun şu ki, alperin tüm bunlar haberi yoktu (en sonunda olacaktı tabi)..
o, redd in bir şarkısındaki gibi, "dokunup hissettiği kadının ona ait olduğunu" sanıyorken, sinem
gizliden gizliye yiğit ile işi pişirmekteydi..
aşk-ı memnu..
önce tavırları değişti sinem in..kaymalar oldu.. henüz yaş olan karakterinde bozulmalar ve
farklılaşmalar oluşuyordu.. alper bunu farketse de, sebebini bilemedi ve çok sevdiği için
görmezden geldi..
artık kavga etmiyor değillerdi..ve tahmin edebileceğiniz gibi genelde başlatan taraf sinem
oluyordu.. yine de alperin umrunda olmadı kendi kırgınlıkları..eh, bunlar ilişkinin tuzu biberiydi
değil mi?
sonra fiziken de değişmeye başladı sinem.. giyinişi, yüz ifadesi...
o brövesini bile çıkarmayan kız gitmiş, yerine gömleğinin üsten açık 2-3 düğmesinin altından
içindeki tişörtü (zaman zaman nerdeyse sütyeni) görünen kız gelmişti,
hayatında krem bile sürmemiş olan kız, artık kurallarının sınırlarını zorlar biçimde makyajla
geliyordu okula..
her zaman anlayışlı ve sevecen olan mimikleri, yerini kendini beğenmiş ve soğuk ifadelere
bırakmıştı..
bu değişimler bir noktaya kadar alperin de işine gelmişti "eh, artık koca kız canım, lise
son.. dişiliğini farketmesi normal" diye kendini avutuyordu..
ama sevdiği, aşık olduğu kadının böyle gelişimlere ihtiyacı yoktu ki? ondan böyle bir şey
istememişti ki? o zaman sinem neden sürekli bir gelişme çabası içindeydi? -
759.
+1herhalde kendi için..tabi canım..başka ne için olacak ya?
dış görünüş değişmesi demişken, kızın neredeyse her gün başka kazak ve montla, alperin ne
zaman alındığından haberi olmayan yeni bir botla gelmeye başlaması da dikkat çekiciydi..
geçen yıla kadar sınıfın sıradan ve alper haricindeki kız-erkeklerin dikkatini çekmekten uzak olan
kızı, birden bire moda ikonuna dönüşmüş, kız kıza fısırtıların ve erkek erkeğe abaza
muhabbetlerinin konusu olmaya başlamıştı..
"bir tanesine girişmek zorunda kaldım abi tuvalette" dedi, "yıllardır tanıdığım çocuğa kafa göz
daldım.."
onun kabinde olduğundan habersiz şekilde, sinemin iyiden iyiye kısalan eteği ve mükemmel
kalınlıktaki bacaklarından bahsediyorlarmış..dahası kalçasını o derece belirginleştirerek yürümeyi
ne ara öğrendiği konusunda da epey gır gır yapmışlarmış..
"neden olduğunu anlayamasam da, kızı kaybetmeye başladığımı hissediyordum abi..bunca
zaman, görmek istemesem de, sonunda daha fazla dayanamayıp bu hoşuma gitmeyen
değişimlerin sebebini sormaya karar verdim.."
http://fizy.com/#s/1ah2i5
bu sırada yiğit, okulun önemli kısmını ele geçirmiş, bir kaç sevgili de değiştirmiş (tabi sinem den
haberli ve sırf kamuflaj için) ve okulun yeni çocuğuyken, playboyu olmayı başarmıştı..
sadece 1 dönem içinde hemde..
dönem sonu, alper kızı karşısına alıp, o zamana kadar ört bas etmeye çalıştığı bazı şeyleri
yüzüne vurmuş, "ben seni bu şekilde sevmedim" diyerek, güya kıza ültimatom vermiş..e nereden
bilsin zaten kızın ona posta koymak için bahane aradığını? -
760.
+1büyük bir kavga yaşanmış aralarında.. kız, yaptığı onca huurluk ve arkasından çevirdiği onca
şeye bakmaksızın bir de ağır konuşmuş alper e, hor görmüş, küçümsemiş.. bizim ki de tokadı
yapıştırmış.. filmin kopuşu olmuş bu da.
tabi bu olaya kadar yaşanan zaman diliminde, ilk bir kaç haftaki "namuslu kız" ayaklarını
saymazsanız, sinem in aylardır yiğitle gizli gizli buluştuğu hatta bir iki kez evine de gittiğini
söylememe gerek yok sanırım..
yiğit,
huur çocuğu..
ama hakkını vermek lazım.. çocuğun ağzına şeker vermeyi, bebeğin emziğini nasıl takacağını
biliyor..
ve yine tebrik etmemiz gerekir ki, son derece sıradan görünüşlü, naif bir kızı bile, vamp bir kadına
dönüştürmenin gizli formülüne sahip, onu son derece de iyi uyguluyor..
aslında çok da gizli bir formül değil, değil mi?
zira mesele gibinizin değil, cüzdanınızın kalınlığıdır çoğu zaman..
ya da aşkınızın değil, bütçenizin büyüklüğüdür..
saf kızı, türlü hediyeler, uçuk vaatler ve bin bir türlü beyin yıkama seansıyla, üzerine şu
bahsettiğim tehlikeli yakışıklılığının da cazibesini ekleyerek, ne yapıp ne edip kandırmış, ona
sahip olmakla da kalmamış, tamamen kendine ve kendi güruhuna benzetmeyi de başarmıştı..
üstüne üstlük, bunu, o'nu başkasından çalarak, kopararak, yağmalayarak yapmıştı..
en iyi arkadaşı ve o'na en çok katlanabilen kişiden..
alperden..
alper, henüz tüm bunlara sebep olanın yiğit in işgüzarlığı olduğundan habersiz..
o, kaybettiği aşkına ve nasıl olup da böylesine bir saflık, iyilik timsali sevdiceğinin, tamamen
bambaşka birine, hatta ayıptır söylemesi kaşarın tekine dönüştüğüne yanmakta..
bir zamanlar evlilik hayalleri kurduğu kadın, şimdi sınıfın (ve okulun) abazan muhabbetlerin top 10
listesinde zirveye oynamakla meşgul.. -
761.
0anlayabiliyorum..
"bu sinem de ne oldu öyle yauu afet oldu"
"çok manyak çanak varmış aslında ha"
"olum çok pis gideri var lan, alper şimdiye gibmediyse bunu hiç bir şey bilmiyorum huhahaha"...
anlayabiliyorum..
ama daha da iyi anladığım bir şey var..o da alperin, tüm bunların sebebinin bir başka erkeğe karşı
kaybetmesi olduğunu öğrendiği andaki çaresizliği ve çöken özgüveni.. evet..o kısmı çok daha iyi
anlayabiliyorum çünkü bu "tam olarak benim yaşadığım şey" işte..
alperin bunu öğrenmesi ise, benim gibi sinemada görerek değil, bir hastane odasında bizzat
kendi kulaklarıyla duyarak olmuş..
nasıl mı?
http://fizy.com/#s/12ieqx
alper yıkılmıştı..
her şeyini belirsiz bir nedenle kaybettiğini düşünüyordu..
ta ki o telefonu alana kadar..
ikinci dönemin ortaları gibiymiş..yani alperin sinem i kaybetmesinden yaklaşık 2,5 ay
sonra..yaraları hala kanar ve hiç bir şekilde bandaj tutmazken..
sinem in kız kardeşiydi arayan..
"alper abi, ablam hastanede..sana da haber vermemizi istedi."
alper daha telefonu kapatır kapatmaz, çantasını, montunu, dersi, geride kalan her şeyi bırakarak,
o mart günü, üzerinde sadece gömleği ve ceketi olduğu halde fırlamış dışarı..öyle okulun
duvarından filan atlamamış..beden dersindeki öğrencilerin şaşkın bakışları ve hocanın "oğlum
nereye?!" bağırışına aldırmadan giriş kapısından adeta uçarak çıkmış okuldan..
hastaneye vardığında sinem in odasını bulması zor olmamış, bir de güzel kalay yemiş kızın
ailesinden..babası neredeyse tokatı çakacakmış..zira tüm bunların sebebi o sanıyorlarmış (uzun
bir ilişkileri olduğundan ve muhtemelen kavgalarından haberdarlar ,bi de kız da onu isteyince..). -
762.
0halbuki alper de en az onlar kadar şaşkın ve habersiz..
o küçük hır gürün ardından önce kız kardeşiyle konuşmuşlar.. kızcağız ağlaya ağlaya anlatmış,
"ne bulduysa içmiş alper abi.. dolabın üstündeki bütün poşetleri dağıtmış.. vitamin hapı, ağrı kesici,
ne bulduysa.. supradin şişesini bile dikmiş.. neden..anlayamıyorum.. benim ablamın bunu kendine
yapması için hiç bir sebep yok.. senin yüzünden olduğuna inanmak istemiyorum.."
alper şok olmuştu..
sinem intihar mı etmişti? inanılır gibi değil.. hele kendi yüzünden?? mümkün değil..
ağzına sıçıp giden o değil miydi? intihar etmesi gereken biri varsa o da alper olurdu, eğer biraz
daha zayıf karakterli biri olsaydı..
hem sonra, aylar sonra mı gelmişti aklı başına? peki ya sınıftaki halleri? umrunda bile değildi ki
artık kızın? o artık zavallı ezik alperin ulaşamayacağı bir yerdeydi nede olsa.. okulun hit
kızlarındandı.. alper onun ayarında değildi ki?
peki ama neden şimdi onu çağırtmıştı?
durumun pek hayra alamet olmadığını bilerek ve sinem in kardeşinin de ailesini iknasıyla,
nihayetinde, sizin zaten bir kısmını bildiğiniz gerçekleri öğrenmek adına odaya girmiş..
kızın durumu çok kötü görünmese de alper, çok değil bir kaç ay önce kollarının arasında olan
kızı, bu kez hastane yatağında, kabloların, çarşafların arasında görünce fena olmuş.. -
763.
0"yüzü filan böyle.. bembayaz abi.. defalarca öptüğüm o pembe yanaklar buz gibi
olmuş..(buralarda ağlıyordu) dıbına koyayım... ben odaya girince gözlerini açtı.. böyle gülümser
gibi oldu.. hemen gelmişsin filan dedi.. gittim sarıldım, kablolarını filan hırpalamamaya çalışarak..
serum bağlamışlar, başka bir şeyler daha var, anlamıyorum nedir ne değildir..bu ağlamaya
başladı hafiften..ben ağlıyorum.."
çok nahoş bir durum gerçekten..
ama olanların sebebi çok daha nahoş..
alperle olan bağlarını tamamen kopardıktan sonra, artık dışarda yiğitle buluşmak adına daha
fazla zaman yaratmış olan sinem(öyle ki okulda bir araya gelmeye gerek bile duymuyorlar),
yiğitlere de fazlasıyla gidip gelmeye başlıyor..
bu gidişlerin birinde ise biraz ileri gidiyorlar.. aslına bakarsanız, birazdan epey fazla ileri
gidiyorlar..
sinem kızlığını kaybediyor..
yiğit, bin olabilir, huur çocuğu olabilir ama henüz böyle bir sorumluluğu kaldıracak kadar adam
değil..
telaşa kapılıyor..
yedikleri taku, gibiş bittikten sonra anlıyorlar..
jeton geç düşüyor..
her ne kadar ben yiğitin böyle bir şeyi planladığını düşünsem de, herhalde sonuçlarını tam olarak
hesap edememiş..ne de olsa o her istediğine sahip olarak ve olabileceğini düşünerek büyümüş
bir züppe..bir kızın bekaretini de satın alınamayacak bir şey gibi görünmemiştir o an için ona..
ama onu kaybeden bir kızın sonrasındaki halleri, son derece ibretlik olduğundan ötürü, eminim ki
o sahnelerde başına kaynar sular dökülmüştür..
yiğit, sinem i teselli ederek bir süre oyalamış..ama neticesinde o ağırlığa daha fazla
dayanamayarak deyim yerindeyse kızı gibtir etmiş..
sinem, çabaları yetersiz kalıp da rüyadan uyanınca, aklı başına gelebilmiş..
kendiyle baş başa kalıp da, aslında neleri kaybettiğini,
neyin uğruna, neleri feda ettiği kafasına dank edince kendini kaybetmiş.. -
764.
+1nasıl olmuştu da onca şey yaşadığı, onu gerçekten ve karşılıksız olarak seven ona tapan, onca
zamanlık sevgilisine bunu yapabilmişti?
dahası, önceden nefret ettiği ve tiksindiği bu insan profiline nasıl olmuştu da dönüşüvermişti?
evet, gözünü karartmıştı bazı şeyler.. resmen büyülenmişti..
siz kadınlar..
bir erkekte aradığınız şeyler nelerdir desem?
"yakışıklılık" dersiniz..
yiğitte fazlasıyla olandan..
"zenginlik" dersiniz..
yiğitte olduğu tartışılmaz olandan..
"zeka" dersiniz muhtemelen..
eh, yiğitin aptal olmadığı kesin.. zira sizi ayartmak pek kolay değil..
"karizma, popülerlik" dersiniz,
bu zaten yiğit in eş anlamlısı gibi bir şey..
"kültür" dersiniz..
yiğitin iyi bir eğitim aldığı kesin, en azından bilimsel anlamda..
üzgünüm hanımlar.. çok üzgünüm ama hiç biriniz "karakterli olsun, adam olsun" u ilk 5 tercihinize
bile almadınız..(aklı başında olan ve görgülü olanlarınızı tenzih ederim. ama takdir edersiniz ki
sayılarınız, insan olarak sayılarımız oldukça az bu konuda)
çok üzgünüm..
siz kendi mükemmel erkeğinizi yarattınız, her şeye sahip olduğunuzu sandınız,
ama o sizi gibip bir köşeye fırlattı.. kusura bakmayın.. mayasını biraz ekgib koymuşsunuz..
"hamile filan mıyım bilmiyorum.. midemde bulantılar vardı ama pgibolojik de olabilir diye
düşündüm.. hiç kusmadım.. zaten artık bebek filan varsa da ölmüştür..ama.. alper.. alper.. dinle ne
olur.. alper gitme yalvarırım -
765.
0son kelimeleri bardağı taşıran damlalardı..
"eğer orada perişan halde yatıyor olsa bir tokat daha çakardım abi" dedi..
"ama anlattıkları ya da, yiğite verdiği için değil.."bebek varsa da ölmüştür artık" ne demek
lan?..abi ben ne yapmışım böyle..ben kimi sevmişim?? koynumda yılan beslemişim.. allah beni
kahretseydi de ben onu tanımasaydım.. gözlerimi kör etseydi de görmeseydim.. allah başından
belamı verseydi de, beni daha ilk teklifimde reddetseydi..o zaman o mutluluğu yaşayamazdım
belki ama, sonu da böyle olmazdı.."
gözleri dolu dolu, sesi titreyerek anlatmaya devam etti alper..
bu kadarla kalsa iyiydi aslına bakarsanız..
http://fizy.com/#s/1aiu4a
bizimki, içinde yanan nefret ve intikam ateşiyle, bir zamanlar onun kadını olan, sevdiği olan
masum kızı (bu hikayeden hiç bir kadının, hatta hiç bir insanın masum olmadığını da
anlayabilirsiniz..ne de olsa çiğ süt emmişiz..) bu hale getiren..
ona kazığın allahını atan, başını belaya sokan (zira eğer kızın durumları ortaya çıkarsa ailesi
alperden bilecektir) arkadaşım dediği huur çocuğunun zütünü gibmeye gitmişti..
hışımla okula dönüp tam çıkışa yetişmeyi başarmıştı..kaçırmamış olmak için dua ederek
servislerin orada yiğiti beklemişti..
ama yiğit bey arada sırada olduğu gibi, bugün de önce bir bursa merkez yapacaktı kankalarıyla..
servisler yerine çıkış kapısına yöneldiğini görünce, onu takip etmiş ve okuldan yeterince
uzaklaştıklarına inandığı bir anda, yanında olan iki arkadaşına aldırmadan yiğite arkadan
girişmişti -
766.
0o karambol ve şaşkınlıktan faydalanarak, küfürler savura savura, nereye geldiğini hesap
etmeksizin bir kaç yumruk geçirmiş, yere düşürmüştü yiğiti,
ama yiğitin yanındaki adamlar da en az onun kadar huur çocuğu olmalarından mütevellit,
ayırmak ya da az biraz tanıdıkları bu adama, bu hareketinin sebebini sormak yerine karşılık
vermeyi seçmişlerdi..
sonuç olarak alper bu üçünün arasında kalıp epey dayak yemiş, ağzı gözü şişmiş, kaburgaları
incinmiş kaşı patlamış bir şekilde yolun kenarında bırakılmıştı..
"ama çok sağlam girdim ben de şerefsize * " dedi, uzun bir aradan sonra gülmüştü.. buruk bir
gülüş.."üçü dalarken bile sırf o muallakye çalıştım aga.. elim de ağırdır.. beni gibtiler ama ben de onun
ağzına sıçtım.. şimdi olsa gene yaparım.."
bilmem kaçıncı birasını dikip bardağı şakacıktan masaya vurdu, gülmeye başladı..
2 gün hastanede kalmış bu olaydan sonra.. bereket koluna filan bir şey olmamış.. sınav arefesinde
büyük talihsizlik olurdu..
parlak oğullarındaki pgibolojik çoküntüden ve sebebinden az çok haberdar olan ailesi, bu son
olayla beraber artık her şeyi öğrenmeye vakıf olmuş, yiğitin, sinem in ve alperi in aileleri karşı
karşıya gelmiş, ortalık karışmıştı..
"hatırlamak bile istemiyorum abi.." demişti.."bu olayda en günahsız ve mağdur olan ben olmama
rağmen, en büyük pgibolojik yarayı ben aldım.. onlar hak ettiklerini buldular, ama inan olanları öyle
kenardan izlemek bırak beni mutlu etmeyi intikam aldım diye rahatlatmayı, daha da beter hasta
etmişti.."
hımm.. işin bu kısmında benim kafam biraz karışmıştı..
neden lan? ne güzel işte, sana yaptıklarının cezasını buluyorlardı? ben olsam çılgınlar gibi
sevinir, oh çekerdim..
sinem i ailesi okuldan almıştı..hem amı, hem de hayatı gibilen o olacaktı anlayacağınız..
yiğit i de öyle keza, ama o çocuğa bir şey olmaz.. olmıştır da..muhtemelen başka bir özel okulda
hayatına devam etmiş, şu sıralarda da herhangi bir özel üniversite de insanların hayatını
mahvetmeye devam ediyordur.. -
767.
+1alper ise sınav öncesi son 1 ayını pgibolojik yardım alarak geçirmiş ve bilgisayar mühendisliği
hedeflerken, hedefinden 40-50 puan aşağısını alarak burasıyla yetinmişti..
kendi düşüncemi alper le paylaştım, "niye sevinmedin ki aq?"
"nasıl sevineyim abi?" dedi hayretle açarak gözlerini.."biri, aylar yıllar harcadığım, her şeyimi
paylaştığım anlattığım, canım gibi sevdiğim, uğruna ne hayaller kurduğum, hayatımın kadını
dediğim sinem.. öbürü, her ne kadar züppe de olsa, bir zamanlar anlaştığım ve bir şeyler
paylaştığım bir arkadaşım.. nasıl oh olsun derim..sen olsan der miydin, bence sen de
diyemezdin.."
ben olsam derdim alper..
emin ol derdim..
hatta şu an bile, yiğitle sinem in sana yaptığının çeyreğini filan bana yapan ayşen-ozan ikilisi, tır
altında kalıp geberseler üzülmem..
belli ki yeni kader arkadaşım da beni yeterince iyi tanımıyor.. tanımasını sağlayacağım..
ve hatta belki de ben de kendimi yeterince tanımıyorum..
çünkü alper şu "sevdiysen böyle düşünmezsin abi" meselesini o kadar inandırıcı ve içten
söylemişti ki bana, içten içe "acaba ben o zaman ayşeni gerçekten sevmemiş miyidm lan yoksa?"
gibisinden düşünmeme, içime kurt düşmesine neden oldu...
harbi lan.. yoksa öyle miydi? seven, aşık olan adam, sonrasında kötülüğünü ister miydi bir
zamanlar sevdiği insanın? bakın, ölse üzülmem diyorum..
bir başka entrym de de "bugün bile geri dön, beraber olalım dese, düşünürüm" dediğimi
anımsıyorum..
ama o, o zamanki düşüncelerim olmalı..
31.12.2011 saat 12.43 itibariyle, artık gibimde olmamakla beraber, dön dese dönmem, ölse
sevinmem..
yine de o zaman yani, bundan yaklaşık 6-7 sene kadar önce, bu derece sağlıklı düşünemiyorum
malum.. -
768.
+1gecemiz sona ermiş..alper içindeki katranı kusup rahatlamıştı..
olayların üzerinden sadece bir kaç ay geçtiğini düşünürsek, çocuk epey iyi toparlamıştı..yok..gerçi
toparlamamıştı..ama yeterince iyi rol yapıyordu, maskesi yeterince kalındı..ve her daim, neşeli bir
bin gibi görünmeyi başarıyordu..
şu maske işini benim de çalışmam lazım..
zira, pubdan çıkmış, onu otobüse bindirirken, bir yandan acılarına üzülmeme rağmen, bir yandan
da "oley lan, bu dünyadan tek değilmişim" diye düşünmemden ötürü yüzümde oluşan şeytanı
gülümsemeyi saklayana kadar canım çıktı..
evet gülümsüyordum..benimle aynı acıları, hatta daha da ağırını yaşayan biriyle karşılaşmak
hoşuma gitmişti..
uzun zamandır olmadığım kadar keyifli bir şekilde yurduma doğru yolu
arşınlarken düşündüm;
"daha senle çok işimiz var alper..dur daha neler yapacağız... "
http://fizy.com/#s/1ajf22
hayatıma yön veren gecelerden birini daha atlatmıştım..o zaman henüz tam farkında olmamakla
beraber, etkisini hissedeceğimi bildiğim bu tecrübenin bende yarattığı farkı şimdi buradan bakınca
daha iyi görebiliyorum..
o gece alperi tanıdığım kadar, kendimi de tanımıştım aslında..
ayşen e karşı olan hislerimde yanılıyor olabileceğimi düşündüm..belki de ben, zaten böyle bir
adam olmaya meyilliydim ve bu güya "sevip sevilmeme, yarıştırılma vb." olayını bahane olarak
kullanmıştım.. -
769.
+1oha lan..böyle bir şey mümkün olabilir miydi gerçekten?
yani, başından beri kötü, yavşak ve kadın avcısı bir adam olmam? bu huyumu su yüzüne
çıkarmak için basit bir sebep bekliyordum belki de..
bu konu üzerinde daha sonra uzun uzun düşünmeye karar verdim..
şimdi sırada başka sorumluluklar ve yapılması gereken şeyler vardı..
başkalarının hayatına yön verme sırası bendeydi..
ebruyu aradım, buluşalım dedim, akşam görüşürüz dedi, akşam olmaz, acil dedim..
mevzu mühimdi..konuşmakta geç bile kalmıştık..
http://fizy.com/#s/1ajfmc
öğleden sonra ebru geldi, başta bunu da pub a zütürmek istedim ama sonra vazgeçtim..
orası benim gizli sırlarımı bilen ve en kirli muhabbetlerime tanık olan, bana ve beni yeterince
derinden anlayabilen dostlarıma özel bir yerdi..
şu aşıklar kafesi diye bahsettiğim kafeye zütürmeye karar verdim ( mine ile garson kızın
elektrikleştiği yer hani * )
"oo çok özledin sen beni herhalde" deyip gır gır yaptı.."öyle alelacele buluşmalar, böyle ciciş
mekanlara getirmeler filan * "
beline sarılıp kendime doğru çektim, burnunun üzerine bir öpücük kondurdum.."seni özlediğim
konusunda da haklısın, ama başka bir şey daha var * "
"nasıl bir şey?"
"ciddi bir şey, hatta daha önce konuşmamız gerekirdi, kaynadı.."
şaşırdı, sonra ukala ukala "ne o bana evlenme mi teklif edeceksin yoksa" deyip kahkahayı bastı.
"korkma ona daha var" deyip oyununa ortak oldum..
"aslında bizle alakalı değil konu..yani..bizle alakalı ama, direkt olarak değil..şu nilay-tolga
meselesiyle ilgili.."
hafif bir hayal kırıklığı okunsa da yüzünden, hemen kendini toparladı, -
770.
0"hıı..ee, ne yapıcaz?"
"bu gece şunları bir araya getirelim ne dersin?"
"onlar hala buluşamadılar mı ayol * "
"pff sorma ya..liselilerle uğraşıyoruz anasını satiym..:)..neyinden korkuyorlar bu kadar bu işlerin
anlamıyorum.."
"hımm, belki de geçmişte bir yaraları vardır canım?"
yoktu..
olsa, anlardım.. benim var..kendim gibi birini gördüğümde mutlaka içten içe hissederim artık..hele
şu alper tecrübesinden sonra..
"yok ya..sanımıyorum..her neyse..biz bunları bu gece.. ;)"
"tamam tamam * nasıl yapıcaz peki?" az önceki sahte hayal kırıklığı yerini heyecana
bırakmıştı..bu işten o da en az benim kadar zevk alıyordu..
"ya çok özel bir şey yapmayacağız..sen nilayı, ben tolgayı getiricem, sonra biz bir bahane bulup
kaçıcaz masadan, tabi muhabbeti öyle bir yerde bırakacağız ki, biz gittikten sonra öyle "havalar
da soğudu" "dersler de zorlaştı" gibi geyikler yapamayacak hale gelecekler * "
"hahaha fena fikir değil ya, özellikle şu muhabbeti ayarlama olayı iyiymiş, az çakal değilsin * ama
ben nilayı nasıl çağırıcam? sen tolgayı getirirsin de.."
"numarası yok mu sende?"
"var galiba bakiyim..var..ama ne diycem kıza?"
"bilmem..özel bir şey konuşmamız lazım senle, mutlaka görüşmeliyiz filan diyebilirsin"
"hım..yani ciddi bir durum var gibi yap diyorsun..e korkmasın kız?"
"senden mi korkacak, güleyim bari * "
"tsigalkoo!" deyip yanaklarımı sıktı..
"tamam tamam, öyle de işte..gelir o zaman..tanırım onu.."
"ooo, adam tanıyor yaa * tamam öyle yapalım kaç gibi?"
detayları konuştuk,
son rötuşları verdik..
planı netleştirdik..
bu gece uzun zaman sonra birilerine iyilik yapıyor olacağım..yani, sanırım...
http://fizy.com/#s/1ago96
ebruya mekanı da sormuştum,
"burası iyi olur mu sence? o yüzden getirdim senide"
-
finansal özgürlüğü elde etmişsin reik
-
eleman en son kopek kulubesine dusecek
-
44 liraya kazakistan gezisi
-
ciksüel marketin dışındayım
-
1 ayda 1 günlük kazanç
-
560 bin koş lan
-
kandil ülkü ocağı
-
e devletten bağkur borcuna bakmanı tavsiye ederim
-
erkeklerin bekarete takılması evrimin sonucu
-
kızlar çok rahat sevgili yapıyor
-
bunun südü az çıkar
-
evvet 32 yaşında ablanız geldi
-
bir kızla tanıştın diyelim odaya zütürdün
-
bay kaybeden kemalin yeni imaji
-
bu makultviktım31 denen müptezel
-
bu neyin sıkacagi panpalar
-
mezardan kalktım beyler toplanın bakim
-
testo taylanda konuşmayı bilmiyor
-
melisa cikolata isteyince babam
-
marangoz nadir kabaran parkeleri yokluyor
-
bence su siseleri ile ev yapabiliriz
-
geleceğin süper gücü çin olacakmış
-
tyler dursun adlı münafığın iddıbını onaylıyorum
-
lan kaka diyorum deli gibi entry giriyorum
-
marangoz nadir ağır ayak fetişi diyorlar
-
araştır bakalım memati kim bu selçuk savun
-
neandarteller sizi
-
sözlüğümüzün en sevilen yazari olarktan
-
feyzonun siber yetenekler
-
zalinazurt bora abiniz ve ailesi pazar kahvaltisi
- / 2