-
51.
+3"..ya işte olm adam daha ilk günden teklif etmiş aq.." kısmını duydum,
dedim "noliyi lan? kim kime teklif ediyo?"
konuşan da, daha önce bahsetmediğim, bizim tayfanın (eski tafya da denebilir) 4. elemanı* neco.
necati, kısa boylu ama kalıplı bir eleman, pek fazla konuşmaz, hani böyle her grupta vardır ya,
muhabbet arasında "demi lan aga?" diyip banko onayını alabileceğin, arada elini omzuna
atacağın, ensesini tutacağın, varlığı pek ortamı etkilemeyen, ama olmazsa da "lan keşke o da
burda olaydı, iyi olurdu" diyebileceğiniz tipten bir çocuk. iyi çocuktur..
dedim neco "noldu ya anlat bakam?"
aslında gibimde değil de, kafa kıyak tabi, makaraya ortak olayım dedim sadece, aq ne bileyim
mevzunun beni direkt ilgilendiren bir olay olduğunu..
"ha aga geldin mi? naptınız la bensiz içmişsin?"
"ya okan la az takıldık işte, anlat sen anlat merak ettim"
"şey.. senin kıza teklif etmiş de sınıftan biri, daha ilk tanıştığı gün, onu söyledi bana ben de tolga*
ya anlatıyordum işte böyle iş mi olur gibisinde, seni bekliyordum söylemek için zaten"
beyler,
benim o an şarteller bi gitti geldi.. hani böyle ani voltaj dalgalanmalarında olur ya, elektirik bir an
gider, sonra gelir, florasan filan varsa ortamda, yavaş yavaş kırpışa kırpışa yanar sonra
tekrardan..aha işte tam da öyle oldu..
masalardan birine tutundum, sakin kalmaya çalışıyorum ama inanın öyle bir dolmuşum ki, half-life
deki duvar delen silah gibi..bir an bıraksak kendimi haykırıp delip geçicem ne varsa önümde: -
52.
+5"kim lan o?" diyebildim, tıkanmış dişlerimin arasından..
"ya şey.. hani bizim sınıfta ozan var ya? * benim balıkesirden arkadaşım, o işte.. bugün daha ilk
konuşmasında söylemiş, demin de beni arada dert yanıyor aq..mal herif"
ben şöyle bir silkindim, bugün nasıl konuşmuş olabilirdi ki lan?
"olum" dedim, "ayşen bugün okula bile gelmedi ki? ne ara konuşmuş aq!"
necati bir duraksadı, "ne ayşen i abi, ebrudan bahsediyorum ben ya?"
oufffsss... o anı anlatmak için "üzerimden yük kalktı" lafı hafif olur herhalde.. yani o yükün
ağırlığını gelin de siz düşünün beyler..
tabi bir de o ara sadece tolga, diğer oda arkadaşım* ve okan ın bildiği ayşen meselesini de açık
etmiştim farkında olmadan.. neyse,
"haa..ee tamam anlat sen, ne oldu sonra?"
-"ya abi işte bu aradı, diyor ebruya teklif ettim ama resmen posta koydu, sizin yurttan bi çocuk
var, galiba o da hoşlanıyormuş ebrudan, o yüzden olmadı herhalde, dedi bana"
yok ebesinin amı..al şimdi de kızdan hoşlanan biz olduk..ne alakası var ya?
ama gerçi insanlar da haklılar, zira dışardan bakınca bir kız ile bir erkek paso züt züte
dolaşıyorsa, kesin erkek yazıyor demektir.. gibeyim şu bağnazlaşmış toplumsal kalıplarımızı da
algılarımızı da.. -
53.
+6tabi ben rahatlamışım.. ozan dediği dallama da herhalde bugün yanına oturttuğu çocuk diye
düşündüm, hırt daha dakka bir patlamış..
bu sefer bende dedim;
"abi ebru benim hatun filan değil ya aq, öyle sağda solda da konuşmayın, yanlış anlaşılmalar filan
olmasın.. gibecem ya..benim sevdiğim hatun başından beri belli abicim, ebru filan demeyin bana"
neco,
"ha harbi ya ayşen kim abi? (sırıtarak)"
dedim ya, artık meseleyi açık ettik bir kere, o ara okan daldı odaya "napıyonuz la dıbına
koduklarım? ne bağırıyo bu gene?" dedi beni gösterip, ama tipi görmeniz lazım beyler, 5 biradan
sonra kadayıf gibi olmuş sıfat.. sırıta sırıta paytak paytak dolanıyor..
"gel aga gel" dedim.. anlaşılan gene muhabbetin dıbına koyulacaktı bu gece ve lanet olsun ki bu
sefer spot ışıklarının altında ben vardım..
o gece benim hikayeyi bizim katın tamamı öğrendi, oradan başka mevzulara filan derken, gene
sabaha ettik muallaklerle..
şarkıları sevdiniz mi bilmiyorum, ama hikayenin acılı ve aşk dolu kısımlarında olduğumuzdan
ötürü şimdilik böylesi gider,
http://fizy.com/tr#s/12a6ge
ilerde baya kopucaz allahın izniyle..
bir iki daha geçti..haftanın son gününe dayandık gene.. -
54.
+6son gün ayşen geldi, onla sarıldık filan sınıfın ortasında, derste okan la oturuyoruz.. öbür amcık
umrumda değil zaten, ozan denen bine de iki çift laf edecektim benim masama oturup kalkmış
kıza o şekilde, beni hiç sayarak yavşadığı için ama, dedim, bana ne aq..ne gereği var?
o ara ben bu mevzuyu biraz daha düşündüm,
vay anasını ya..benim gözümün görmediği hatun, sözde benim sebebime başkalarına posta
koyuyor ha? ve asıl olay, insanlar beni ayşenle değil, ebruyla flörtte filan sanıyor.. öldür de
cennete git aq..
ama ne yalan söyleyeyim, bir yandan da iyi oldu diyorum çünkü epey egomu tatmin etti, zütümü
kaldırdı bu olay -ki o aralar buna fazlasıyla ihtiyacım var, çok ezilmişim ayşen in aşkıyla-..
haftanın son günü işte dediğim gibi.. okanın işi varmış, öyleden sonra gitti bu, ben de derse biraz
geç kaldım onla otururken, ulan bir geldim ki sınıfa, mahşer günü gibi olmuş. meğer quiz varmış
blokta, alttan üstten ne kadar alan varsa gelmiş, sınıfta yer yok *. biraz ders işleyip üstüne ara
vermeden quize giricez.. tabi bizim dünya umrumuzda olmadığından anca haberimiz oluyor bu
durumdan.
neyse resmen yer yok sınıfta, arkalara doğru ilerliyorum, o ara cam kenarından biri el etti "hişşt
gel istersen bak böyle?"
lan bi an ayşen mi dedim, kalbim duruyordu..ama onun da yanından selamlaşıp az önce geçtiğimi
hatırladım,
bir baktım daha yüzünü doğru dürüst ilk defa gördüğüm bir hatun.. bizim sınıftan, hayal meyal
biliyorum da, daha adını bile bilmiyorum işte. baktım harbiden başka yer yok, gittim oturdum
yanına..
merhaba filan dedim işte -
55.
+4selam melam, bunlar da bir başka grupmuş, arkada iki tane sessiz erkek vardı, daha önce
dikkatimi bile çekmeyen, onlar da "selam kardeşim" gibisinden muhabbete girdiler. hoca gelene
kadar 3-5 dakikada öndeki kız-erkek, yanımdaki hatun ve arkadaki saplarla tanışıp * ufaktan
muhabbet etmiştim.
iyi ya dedim, 5 yeni insan tanıdım işte, sonuçta sınıf arkadaşlarım bir şekilde konuşmak gerek..
yanımdaki hatunun ismi ceren*di, diğerlerini gibtir edin, onlara bir daha dönmeyiz bile
belkide..ama cerenle epey anımız olacak ilerleyen zamanda.
neyse bu ceren, orta boylu, kalçadan biraz genişçe (iyi zütü vardı yalan değil) sıfatı hintlilere
benzeyen, tam ferrestar kılıklı bir hatun..tam sakso ferreları için aranan aday yani, böyle iki de
büyük halka küpe taksa, şöyle inceden inceden size baktımı da, hah dersiniz, birazdan blow a
başlayacak.. öyle bir tip. istanbulluymuş bu da.
tanıştık bunla, hoca geldi derse girdi filan, biz ufak ufak muhabbete devam ediyoruz, ama kızın
hal ve hareketlerini sevmedim aq..böyle beni iten bir şey var.. fazla sinsi gibi, yani, nasıl diyeyim,
tam olarak tarif edemiyorum ama tam lafı gediğine koymak gerekirse "negatif elektrik aldım"
diyebilirim.
içimden de kendime diyorum, "lan işte 2 ders oturcan sonra bir daha yüzüne kim bakacak, kıllık
yapma".
bi ara ben sıkılıp derse yoğunlaştım, biraz sessizlik oldu.. baktım bu yandan yandan bana
bakıyor, göz attım buna doğru ben de refleks icabı gayri samimi gülümseyerekten,
bu da güldü, sonra durdu durdu şey demesin mi, "kolların da baya kalınmış" -
56.
+4benim kaşlar havaya kalktı(diye düşünüyorum), lan o ne demek? harbiden de anlamadım ne
demek istiyor, dedim,
"nasıl yani, şimdi bu iyi bir şey mi? kötü bir şey mi?"
öyle ciddi ciddi sorunca, bu da bir an duraksadı salak, "ya şey iyi canım, uzaktan zayıf gibi
duruyordun ama baya yapılıymışsın"
ben hala anlamaz ifadeyle tip tip bakmaya devam edince,
"iltifat etim yani sana ya anla işte" deyip salak salak sırıtmaya çalıştı, o ara acayip kızardı tabi.
kızlar böyle işte beyler, en kendine güvenenine, en yollu görünenine bile azıcık ters çıkınca
anında dağılıyor çoğu.. aslında pek çoğu özgüven yoksunu olduğu gibi, doğru dürüst iki çift laf
etmekten bile aciz. bakmayın bizler kaldırıyoruz bunların zütünü, biz neden oluyoruz o sunni
havalarının ve erişilmez görüntülerinin varlığana.. neyse,
ben de güldüm "iyi ya saol" filan dedim, ama içimden hönkürüyorum resmen, aq edeceğin iltifatın
stiline sıçayım senin ya,
"kolların çok kalınmış"mış. hee baldılarım da geniştir, döşüm de kıllıdır.. kurbanlık dana mı
beğeniyon amk?
quize kadar paso lafa tutmaya çalıştı, ben de daha fazla bozmamak adına güzel cevaplar
verdim.. sınavda da allahtan sınıflar karıldı da daha fazla çekmek zorunda kalmadım zilliyi.. -
57.
+6zaten yeterince sıkıntım var, benim derdim bana yeter, bir de ortam kızlarıyla uğraşamazdım.
öyle diyorum çünkü o 5 dakikalık muhabbette ne mal olduğunu anlamıştım hemen hemen.
bu arada kollarım filan da öyle dediği gibi kalın değildi beyler, spor filan yapıyordum ama daha
çok bebeyiz yani, üni 1 de 65 kilo 175 boy filandım, evet zayıf göstermiyordum ama öyle iltifat
konusu yapılacak bir durum da yoktu yani..mal işte..
http://fizy.com/tr#s/1ahygy
okulda artık 2 ayı devirmişiz neredeyse,
vizeler başlayacak, vizelerden sonra da bayram geliyor.
buraları biraz hızlı geçeceğim çünkü bir tak hatırlamıyorum, fazla bir şey de olmadı zaten. artık
nasıl geçirdiysem vize haftasını, kafamı öyle bir gibmiş ki, belleğim o masa başındaki acı dolu
saatleri bir daha hatırlamamam için iyice karartmış o kısımları.
tam vize haftasının öncesindeki hafta sonu, fenerin önemli bir maçı var, derbi olabilir..hatta
sınavlar var aga deyip yurttaki malların çoğu gelmedi izlemeye, (topluca giderdik). ama ben
dedim ulan fener bu be fener! giberim vizesini..her zamanki gibi gittim maçımı izliyorum.
o ara mesaj geldi,
"slm cnm nbrsinn?"
bu kim aq numarayı tanımıyorum, cevap atmadım bende. dedim bizimkilerden biri taşak geçiyor
herhalde.
sonra bir mesaj daha, "kim oldqmu yzmamşm kssra bkma, nmrnı serhattan aldm, ceren ben * "
şaka mı lan bu? -
58.
+5bakın burada ne bir şey demek istiyorum,
hayatta iyi ve kötü şeyler her zaman ama her zaman hep ardarda gelir.. sırayla hatta.. önce
peşpeşe iyi şeyler, sonra da peşpeşe kötü şeyler.
kaç tane olay olduğu duruma göre değişir ama genel prensip budur yani. ve bu ikisinin arasındaki
fark ise;
iyi şeylerle fazlaca mutlu olduğumuz için, onların ardarda geldiğini fark etmez ve nasıl geçip
gittiklerini anlamaaz- olanlar için tanrıya şükretmeyiz, kötü şeyler ise ise bizi fazlaca mutsuz ettiği
için sanki bitmek bilmezler ve bu kez tanrıya sitem etmekten geri durmayız..
o nedenledir ki, insanların ağzından hiç bir zaman "ohh çok şükür, her işim rast gidiyor" cümlesini
duymaz, tam tersine hep "allahım bütün kötülükler beni mi buluyor?" u işitiriz..
aslında çoğu zaman iki durumunda yaşanma süresi ve sıklığı birbiriyle aynıdır..
herr neyse,
sanırım tipik erkek pgibolojisiyle olaya yaklaşabiliyor olsaydım bu olanlar benim için harika şeyler
anldıbına gelirdi.. zira başka zaman beni yolda görse dönüp bir daha bakmayacak hatunlar * şimdi
kırk yılın başı birine aşık olduk ya, inadına bana saracakları tutuyordu..
zaten hep öyle olmaz mı? manita yaparsınız, etrafınız cicişten geçilmez, bira ara sap kalırsınız,
bu sefer de etrafınızda kimse olmaz..ya hep, ya hiç yani.. -
59.
+5bu kızlar konusunda bu şekilde "bana yazılıyorlar" diye emin konuşmamın haklı dayanaklarını da
buraya sırası geldikçe yazacağım, zira daha öndceki entrylerde de dediğim gibi, her taku üstüne
alınan andavallardan değilim.. ayran gönüllü hiç değilim..
gibko bir cevap yazdım bu hatuna,
ama susturmaya yetmedi, ulan maç izliyorum be maç..
2-3 mesaj sonra ağzındaki baklayı çıkardı,
"ya baksana, okula başlayalı 2 ay oldu ama ben yurttan dışarı pek çıkamadım, hala yabancıyım
şehre, sen kesin gezmişsindir şimdi her yerini, bir ara bana da öğretir misin? * )"
böyler bu mesajların emoca versiyonda yazıldığını hayal edin, yukardaki entrylerde taklit etmeye
çalıştım yazış şeklini ama mümkün değil aq, beynimi gibti resmen. normal insan yazısına çevirip
yazıcam mecbur.
ben de "yok ben de gezemedim ya pek, vaktim olmuyor, yurtta takılıyoruz genelde" yazdım
savuşturayım diye, bu sefer demesin mi,
"hadi ya, o zaman daha iyi, beraber öğreniriz işte"
o ara gol mol oldu, 10 dakika filan dönmedim buna, acayip kafam kızmıştı..
sonra bu gene yazdı,
"canım orda mısın?"
canını giberim senin..ne canı? canım ne? -
60.
0Up beyler diğeri tam degildi
-
61.
+5tabi böyle yazamadım oraya... ahh ah..şimdiki aklım olsa..ama diyorum ya, çok toyuz be beyler..
fazla iyiyiz.. fazla safız, aman kimse kırılmasın, üzülmesincilerdeniz..
neler yazdım hatırlamıyorum ama mesajlaşmanın sonunda mutsuz değildi diye hatırlıyorum..
muhtemelen tutamayacağım bazı sözler vermiştim küçük huurya..
gecenin son iki partı olsun,
http://fizy.com/tr#s/3e3b3h
az önce söylediğim gibi, vizeler geldi, o ara ayşenle filan hiç çıkamadık ama epey mesajlaşıyoruz,
aq doğru düzgün görüşememek beni çıldırtıyor resmen, yanağım yanağına değmeyeli, kolu
koluma girmeyeli günler geçmiş..adam gibi gözlerinin içine baka baka konuşamamışım bile kaç
gündür..
bir gün iki sınavımız vardı, biri saat 1 de biri ta 5 te..
ilkine girdik, ikincisini bekleyeceğiz tabi, lan o ara benim aklımda bir şimşek çakmasın mı? dedim
oğlum işte al sana görüşme fırsatı, git sınav saatine kadar ders çalışma ayağına kızla takıl??
tam aklıma gelen müthiş planımı * uygulamak adına bu yönde harekete geçmişti ki, okan geldi
"abi acıktım ben, gel bir şeyler yiyelim he?" dedi.
tabi yeterince samimi olduğumuz için, kırılmayacağını bildiğimden, aga dedim ben böyle böyle,
kızın yanına gideyim de biraz zaman geçirelim, kaç gündür doğru dürüst konuşamadık dedim.
o da bu sefer, "tamam ya, iki dakka da yeriz ordan da geçersin işte, daha 2-3 saat vakit var
sınava" deyince, üsteleyemedim daha fazla, "iyi aq dedim..gene hangi kızı gösterecen bana
doğru söyle? * " -
62.
+4bu bin ne zaman hatunun birini gözüne kestirse anında beni de kapar menziline girerdi, ben bir
nevi canlı kalkan görevi görüyordum yani..amk terzi kendi söküğünü dikemez derler işte be
kankam, bana güzel akıl veriyon, iyi motive ediyon da, kendine gelince patlıyorsun işte *
neyse gittik büyük kantine, bir şeyler söyledik, aldık, bir baktım masanın birinde bizim tayfa
doluşmuş, epey kalabalık masaları birleştirmişler, yani 8-10 kişi var, tanımadığım 2-3 kişi daha
var filan, "gel şunların yanına gidek, gördüler, ayıp olmasın" dedi benimki,
neyse gittik oturdum, serhatla, gruptaki diğer hatunlarla filan aynı masaya oturmayalı haftalar
olmuş aq..1-2 tanesi hesap sorar gibi baktı ama giblemedim açıkcası, zira o ara gözümün önünde
çok daha renkli bir manzara vardı,
ebru, yanında da ozan olacak kavat, masada yan yana oturmuşlar ( daha doğrusu muhtemelen
ozan gelip bunun yanına çöreklenmiş diyelim). ebru giblemiyor havasında, ne beni ne onu (ha
ha), kavatın surat 5 karış..
masada da muhabbet dönüyor ama ortam müthiş gergin yani, muhtemelen hem ben geldim diye,
hem de bizden önce de bir şeyler olmuş belli.
oturduk okanla yan yana bizde, yiyoruz tavuk ekmeğimizi, o ara gene konuşmalar filan böyle,
nedendir bilmem ama o dallamaları öyle gıcık olmuş görünce çok hoşuma gitti
lan.. valla..rahatsızlıklarından beslendim resmen, kendi kendime sırıtıcam utanmasam.
sonra bu ozan hıyarı bir şeyler dedi, bizim ebru geçiştirdi, ben tam duymadım ne oldu ama sonra
birden bire, bu hıyar kollarını bağlayıp "ya işte hep böyle yapıyorsun, hiç konuşmayayım ben!"
diye yüksekçe sesle trip atmasın mı? -
63.
+5anaa.. resmen karşımızda kolları molları çaprazladı böyle, çocuk gibi somurtuyor, ebru,
"ne oldu ozan gene ya, sen neden böyle yapıyorsun? ben da anlamadım valla" gibisinden yarı
giblemez yarı çocuk gönlü alırcasına cümleler filan kuruyor.
ahaha, masada panayır var resmen.. kocaaa eşşek kadar adam, bebek taklidi ve çocuk
somurtkanlığıyla kendini acındırmaya ilgi çekmeye çalışıyor. yemin ediyorum o an içten içe de
utandım yani bir erkek olarak.. adam dediğin kendini o durumlara düşürmemeli abi, insanda biraz
yüz olmalı, onur olmalı.. kızdan postayı yemişsin işte, hala daha zütünden ayrılmıyor, bir de
bebeklik yapıyorsun yanında.
bu böyle "banane banane" tarzı hareketlere devam edince,
"aman tamam ya, ben anlayamadım seni zaten bir türlü" deyip "deli midir nedir?" dercesine güldü
ebru.. acayip mimiklere girdi.
o ara biz okanla masa altından birbirimizi tekmeliyoruz paso , zütümüzle gülecez, gülemiyoruz,
ağzımız zaten tavuk dolu, gözlerimden yaş gelecekti nerdeyse.. o ortamın ve masadaki
atmosferin reziliğini görmeniz lazımdı beyler.. vallahi utandım ya..
sonradan tabi inanılmaz makarası döndü bu olayın yurtta, hatta necatiyle okan tekrardan temsilini
filan yaptılar odada, hayır ben de neden bu kadar sevindim adamın gibilmesine anlamadım yani,
sonuçta hiç bir türlü beni ilgilendiren bir mevzu değil..ama maksat zütlük olsun işte..
sınavlar bitti,
bayram için evlere dağılıyoruz artık, o ara ayşen le mesajlaşmalara devam, o gün gidemedim tabi
yanına, masadaki olaylar yüzünden aklım birbirine girmiş.
şeker bayramıydı herhalde.. öyle olması lazım çünkü bana, -
64.
+4"şeker topla benim için, ben de senin için toplayacağım" demişti.. dünyanın bütün şekerlerini
toplasam onun yanında tatsız kalırdı oysa ki..ben de aynen böyle demiştim zaten..
"olsun, onları da yiyelim ki bizim farkımız daha çok çıksın ortaya" yazdı.. bizim farkımız..biz, artık
biz mi olmuştuk?
eve gidince annemler gerek telefonun vızırdaması gerekse benim sıfatımın halinde, kısa sürede
bir şeyler olduğunu anladılar tabi,
ben de mevzuyu aynen anlattım valideye, dedim anne böyle böyle, durum ciddi, bak bundan
öncekilerden haberin yok çünkü söylemeye değer bulmadım, bunun için de erken diyor olabilirsin
ama ben cidden seviyorum, o da öyle diye düşünüyorum.. lisede her gün farklı kızla geliyordum
mahalleye sen de biliyorsun, insan böyle duyguları kolay kolay bulamıyor, bulunca da sıkı sıkı
sarılmak lazım..
yaşımdan büyük mü konuşuyordum ne?
yine de bizimkiler tipik anlayışlı aile yapısında olduğundan ötürü, ya gerçekten beni ciddiye
alarak, ya da "amaan çocuk işte, he diyelim, nasılsa geçer" diye düşünerek beni epey dinlediler
ve olumsuz bir şey de demediler açıkcası.
dedim, şeker-çikolata filan da toplayacağım, öyle anlaştık. annem, "alışverişe çıkınca alırız, güzel
de bir kutu beğeniriz sen merak etme" dedi.
beyler böyle sırf şeker satan dükkanlar var, 1000lerce çeşit şeker var-çikolata var, onlardan
birinden alacaktık işte. gerçi ben misafirliklerden, doğal yollarla toplamayı tercih ederdim ama,
böylesi çok daha klas olurdu açıkcası.. madem kız benden bir şey istemişti, ona en layık olacak
şekilde vermeliydim hediyesini. -
65.
+7tatil boyunca, gecelerce sürdü mesajlaşmalarımız.. aynı filmleri izledik gece yarıları, aramızda
yorumladık, tahmin yürütmeye çalıştık, gülmekten karnımın ağrıdığı anlar oldu, o derece eğlendik,
aynı şarkıları dinledik.. şarkılar paylaştık birbirimizle.. resim yolladı.. annemlere gösterdim..
beğendiler..
bir gün istemeden kırar gibi oldum bunu, yanlış anlaşılma oldu..
h.ı.m diye bir grup var, çok seviyordu bu. en sevdiği şarkısının lyriclerini buldum (öyle kolay değil
o zamanlar adslmiz yok aq)..içlerinden tek tek harfler seçip sağına soluna yıldız koyarak "seni
kırdığım için özür dilerim" yazdım mesajla.
bir gece erken dönecekti o, sabaha kadar mesajlaştım.. uyumadım, otobüste canı sıkmasın diye..
gece 11 den sabahın 9 una kadar, gözümü bile kırpmadan bekledim attığı her mesajı.. neredeyse
bayılacakmışım uykusuzluktan.
güzel küçük bir kutu şekerleme yaptırdık annemle. turuncu renk (en sevdiği renk) kalp şeklinde,
dokusu böyle pütürlü, peluş oyunca yüzeyi gibi, çok güzel bir kutuydu, içinde en az 30-40 çeşit
çikolata-şeker...
dönüş otobüsüne bindiğimde yanıma aldığım tek şey, eşyalarım değildi beyler.. umutlarımı,
yarınlarımı, aşkımı, geleceğimi, hayatımının kadınının hayalini de almıştım yanıma.. kutunun
yanında bir demet de papatya verecek, "kız istemeye geldik" espirisiyle karışık, hayatımın en
ciddiyetli sınavını verecektim.. yüz yüze, baş başa ve bu kez kesin olarak söyleyecektim ona, onu
sevdiğimi -
66.
+6inanın kutuyu valizlere bile koydurmadım, zarar görmesin diye, bütün yol kucağımda gitti.. yol
boyunca sarıldım temsili kalbime, onun sıcak hayaline..
takip eden panpalarıma iyi geceler,
sıkıntı olmazsa yarın gece gene devam ederiz,
nihayet dananın kuyruğu kopacak artık..
iyi geceler panpalar,
@30-@75 hemşom entrylere geri dönmedim diye giblemediğimi düşünme sakın, hikaye
bölünmesin diye bir şey yazamadım, bursa 1050 konutlardanım bu arada.
gecemize güzel bir parçayla açılışı verelim bakalım,
http://fizy.com/tr#s/10128y
okuduğum şehre varmıştım yine,
yurda geldim, oda boştu, valizleri yerleştiriyorum. okanla haberleşmiştik, 10 dakikaya bu da geldi,
zaten dediğim gibi çocuk şehrin yerlisi ama okulla evinin mesafesi epeyce olduğundan mecbur
yurtta kalıyor.
oturduk bununla, bir yandan eşyaları yerleştiriyoruz ufak ufak bir yandan muhabbet,
anlattım işte şöyle yaptık böyle konuştuk falan diye,
bu tabi gene moral pompalamaya devam ediyor, "abi artık bazı şeyleri aşmışsınız ya, evet bence
de yarın sen bu işi bitir, harbi kız isteme gibi olacak, çiçekle çikolatayla filan * "
o gece bilerek erken yattım,ama uyumadım, karalığın içinde tavana bakarak yarını düşündüm, -
67.
+7defalarca ama defalarca neler söyleyebileceğimi aklımdan geçirdim, tekrarladım.. farklı farklı
senaryolar üzerinde denedim.. kendi kendime prova ettim.. allahtan oda boştu çünkü ara ara
salak salak güldüğüm de oldu fısıltılı şekilde, deli sanabilirlerdi beni.
hoşuma giden açılış cümlelerini-işime gelen senaryolar aklında döne dursun, ben de o ara
uykuya dalıverdim.
ertesi sabah saat 6 da uyandım gene, 7-8 çeşit kıyafet kombinasyonu denedim.. nihayet
kahverengi oduncu gömleğim ve polo tarzı gri hırka, altına da koyu gri kot kombinasyonunda
karar kıldım. ayna karşısında hiç yoksa yarım saat saç düzeltmişimdir. atkımı tiki tarz da
boynuma doladım, kiremit rengi botlarımı ayağıma çektim, en üstte de kaban var. parfüme
deodoranta da abandım aq..neyse,
resmen karı gibi süslendim o sabah,
kutuyu aldım, güzel bir poşede sardım, kıza okuldan sonra buluşma teklif edeceğim, (zaten yarım
gündü o gün) sonra da yanına giderken çiçeği de yaptırıp öyle gideceğim..
uçarcasına bindim yurt servisine, tatilin bitişinden ve pazartesi sendromundan yakınan
arkadaşlarım bendeki bu enerjiye epey şaşırmış gözüktüler, 1-2 tanesi hariç tabi ;)..
okula vardık ben bir yandan da inşallah bugün gelir diyorum içimden, zira dün hiç
mesajlaşmamıştık.
bu arada mesajlaşmak demişken, ceren de 3-5 kere mesaj attı bayram boyunca, hepsinde kısa
kesmeye çalıştım ama bir şekilde tehlike yaratacak kadar samimi olmuştu benle. ebru ise sadece
bayram mesajı attı. -
68.
+5sınıfa girdim, duvar kenarındaki klagib yerlerimden birine oturdum, normalde çantayı filan koyar
derse 1-2 dakika kala gelirdim ama bugün canım dışarı çıkmak istemedi, midem bulanır gibiydi,
soluk borumdan yukarıya doğru anlam veremediğim bir basınç, bir üşüme.. ellerim buz gibi
olmuştu ama yüzüm filan yanıyor.. arada ürperiyorum..lan böyle bir duygu yok aq beyler.. aşk-
neredeyse elle tutulabilir, gözle görülebilir bir şekilde etkisine almıştı beni. böyle sanki aldığım
nefes yetmiyor, daha fazla alasım var, boynum ensem ateş gibi, ciğerlerim gıdıklanıyor resmen..
dayanılır gibi değil.
tabi bunlara ek olarak da sebepsiz bir mutluluk, gülümseme hissi, hani sanki ayağa kalksam
ayaklarım havada yüzecek o derece bir his, ha uçtum ha uçacağım.
ben böyle heyecandan geberedururken, sınıf da dolmaya başladı. bizim tayfa filan geldiler,
onlardan bir süre sonra ebruyla okan geldi, hafif garipsedim bu durumu ama hoşuma da gitti, lan
dedim okan şu hatunu ayartsa da başımdan alsa, hem yakışırlar birbirlerine ne güzel, ikisi de
güzel tipler sonuçta.
ben bizimkine gel yanıma gibisinden işaret ediyordum ki ebru geldi çat diye oturdu bile yanıma
aq..benim el havada kaldı o an..neyse dedim içimden,
"okan mı gelcekti?" dedi ebru,
"yo ya tamam önemli değil" diye geçiştirdim..
o ara ayşen de geldi, sırasına oturana kadar bunu izledim, baktığımı görünce gülümseyip el
salladı, ben de göz kırptım. ebru önce ondan tarafa sonra bana tip tip bakıp "allah allah??"
dercesine ağız büktü. "ne var?" dedim. "hiiç, bu kızla mı şeysin sen?"
-"seni ilgilendirmez" diye postayı koydum anında. kaşını gözünü oynattı sustu kaldı ondan sonra
da.. -
69.
+5ben kızın yanına gideyim mi gitmeyeyim mi diye düşünürken, tam gitmeye yeltenmiştim ki hoca
hazretleri teşrif etti.. kaldım sıramda.
öyle gider gibi yapıp züt gibi kalınca, ebrunun ince ince güldüğünü gördüm göz ucuyla..dur
dedim.. dıbına koyucam ben şimdi senin..
o ara sınıf hala uğultulu, hoca bayram mayram mevzusunu açtı.. hafif bir kargaşa var, her yerden
biri atlıyor filan.
ben de hem biraz makara yapayım, keyfim yerine gelsin, hem de az önceki kıllıklarının acısını
çıkarayım diye,
ebruya doğru hafifce eğilip,
"sahi ozan nerde ya bugün? yanına oturamamış?" deyip gevrek gevrek sırıttım. kız böyle 2-3
saniye yüzüme baktıktan sonra, yine ifadesiz moduna girip,
"bak bugün orda" diye cam kenarını işaret etti.
anaaa, lan hiç görmemişim, ozi bugün de gitmiş ayşen in arkasına oturmuş.. biraz izledim o tarafı,
sınıfta zaten bayram muhabbetine epey kaynaşık, bu salak da bir şey söyleyip duruyor,
etrafındakileri filan güldürmeye çabalıyor işte, bilirsiniz tipik durumlar bunlar işte.
bir baktık orada harbiden bir kaynaşma, muhabbet var, ayşen le filan da gülüşüyorlar, bu omzuna
dokunup bir şey dedi bir ara, benimki koptu..
herhalde 5 dakika izledim onları robot gibi..ama inanın etrafımda başka ne oluyor farkında
değilim, o ara beni izleyen bir başkası varsa "oha lan çocuğa inme indi galiba" filan demiş olabilir
-ki yanıbaşımda bir adet izleyici mevcuttu zaten -
70.
+5sonra hoca dedi, tamam çocuklar derse geçiyoruz, ebru da bana "hadi bak hoca tahtaya yazıyo"
deyip dürttü hafifçe..
ben gene sinirlendim buna, sanane amk? ama bir şey demeden önüme döndüm, bu sefer de
deftere kaleme bakarken dalıp gitmişim... ne oluyordu lan orda öyle? benim hatunla 2 aydır
olayım var, ben bu kadar samimiyet gösteri yapmıyorum.. ozan bini sen ne ayaksın lan?
ders arası oldu,
ben benim kızın yanına doğru gittim direkt, etrafta kim var, kim dinliyor diye hiç umursamadan,
"nabersin, nasıldı bayram? şekerlerimi göremiyorum?" falan gibisinden muhabbete girdim..ne
utanıcam aq, kim ne diyebilir?
bu sefer bu da, "iyi ya işte, bildiğin gibi" deyip sırıttı. "yaa ben şekerleri unuttum bugün yalnız, dün
yerleşme telaşıydı filan derken yorgunluktan uyuya kalmışım kusura bakmaa" deyip dudak
büzdü..
ben bu şirinlikler karşısında erirken, beynimin ücra köşelerinden bir ses "oğlum bu kız bir gün
erken gelmemiş miydi? (cumartesiden)" diye bir soru yönetti bana, hatta soru da tam benim
ağzıma geldi ama vazgeçtim sormaktan.
dedim, "olsun, ya ben seninkileri getirdim, ama bugün işin yoksa bir yerlere gideriz diyecektim,
sen de o ara yurda uğrar alırsın madem" diyip göz kırptım. güya kibarca buluşma bahanesi filan
yaratmaya çalışıyorum hala,
bu demesin mi, "tsigalko ben bugün gelemicem ya, biraz yatıp dinlenmem lazım, sen şimdi de
verebilirsin istersen, ben yarın getiririm"
-
boluda yanan otelde namaz kılma yasağı
-
yangın merdiveni olmayan oteli
-
dumbki nasyonali milli yaptırıyor
-
sümüklü kayra tomkaulitz tehditi part2
-
ayakçı tayfa size kıyak geçeyim mi la
-
erdogan ne isterse oyle olacak hazmedin
-
pkklı nasyonal
-
simetrik kayra
-
nasyonal dedenin fotosunu buldum la
-
nefret31 in ivedilikle silinmesi
-
1 otel yandı diye reise sırt çevirecek değiliz
-
rammstein buraya üye olduğundan beri
-
incisözlük allahına kavuşuyor
-
sözlüğün başına iş gelmesini istemiyorsak
-
canlı bahis berabere girin acil
-
incici inciciyi incide incitirmiş
-
birileri ayda 30 bin liraya köle gibi çalışıyor
-
memati ddos harekatı başladı
-
alacağım ulan seniii
-
bu garıya noldu la hala konuşuyo
-
ucubeler olarak değerimiz yıllar sonra anlaşılacak
-
feysbukla watsapın sahibi de olsan meme
-
free ümit özdağ
-
dumbki 560 bin dayanışması
-
boluda yanan otele 1 hafta önce gittim
-
bu nasıl devlet okulu la
-
nefret31 seni takip etmeyi bıraktı
-
demokrat dedem gelince ifade özgürlüğü
-
nasyonalle dumbki sizi adam etmezsem
-
5 2 çanakkale ayvacık depremi
- / 2